Elif’in annesiyle babası bu yıl tatilde kamp yapmaya karar verdiler. Elif’i ve yeğenleri Ferhat’ı da alıp deniz kıyısına çadır kurdular. Elif ile Ferhat kampta daha önce görmedikleri birçok şeyle karşılaşacak ve harika keşifler yapacaklar
Prokopios, İmparator İustinianos zamanını anlattığı Bizans’ın Gizli Tarihi’nde daha önceki kitaplarında zamana uydurmak zorunda kaldığı, işin içyüzünü açıklamayı göze alamadığı, sessizce geçiştirilmiş olayları apaçık ortaya koyduğunu belirtir.
İnci’nin boğazı düğümlendi. Bahçede ölü bir fare yatıyordu. Üstüne bir de arkadaşı Nil, İnci’ye kötü davrandı. Ama en büyük üzüntü bile birisiyle paylaştığında hafifler…
Havalar ısınmaya başladı. Göçmen kuşlar geri döndü, ağaçlar çiçek açıyor ve Bahar Bayramı yaklaşıyor. Elif kendine minik bir bahçe hazırlayıp, Bahar Bayramı’nı karşılamaya hazırlanıyor. Elif’le birlikte siz de Bahar Bayramı eğlencelerine katılın.
Selçuklu sultanları Alparslan ve Melikşah’ın veziri olarak otuz yıl boyunca devlet yönetiminde söz sahibi oldu, görüşleriyle sultanların kararlarını etkiledi. Siyasi bir suikasta kurban gitmesinden kısa bir süre önce hükümdarlık sanatı konusunda düşüncelerini kaleme aldı. Melikşah’ın devlet yönetimi hakkında kapsamlı bir rapor istemesi üzerine yazılan Siyasetname, Nizamü’l-Mülk’ün devlet adamı olarak deneyimlerini aktardığı bir el kitabı olmasının yanı sıra, edebi değeriyle de yüzyıllardır dikkati çeken bir eserdir.
Günümüz Türkçesine Uyarlayan: Prof. Dr. Mehmet Kanar Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanı kabul edilen A’mâk-ı Hayal, Filibeli Ahmet Hilmi’nin felsefi ve tasavvufi görüşlerini içermektedir. Romanın kahramanı Raci, içindeki şüphe ejderhasını susturmak ve mutlak hakikate ulaşmak için mezarlıkta karşılaştığı Aynalı Baba’nın yardımıyla manevi seyahatlere çıkar. Raci bu seyahatlerinde hedefine ulaşmak için Buda’yla Hiçlik Zirvesi’ne, Yunan tanrılarının bulunduğu Olimpos Dağı’na, Hürmüz ile Ehrimen’in savaş meydanına, Simurg’un sırtında Merih gezegenine, Kaf Dağı’na ve daha birçok yere gider. Raci hakikatin peşinde nice âlemde, boyut ve mekânda dolaşırken biz okurlara Ahmet Hilmi’nin Doğu ve Batı felsefesi, tasavvuf, mitoloji, dinler tarihi üzerine kurduğu bu gerçeküstü romanı izlemek düşüyor -şaşkınlıkla, merakla ve zevkle… Filibeli Ahmet Hilmi (Şehbenderzade, 1865-1914) Filibeli Ahmet Hilmi, Hacı Süleyman Bey ve Şevkiye Hanım’ın en büyük çocukları olarak Filibe’de (Bulgaristan) dünyaya geldi. Ailesi, Osmanlı’nın 93 Harbi yenilgisinden sonra, 1878 yılında yaşanan büyük göçle İstanbul’a yerleşince Filibe’de başladığı eğitim hayatına burada devam etti. Galatasaray Mekteb-i Sultanisi’ni bitirip ilk olarak Posta ve Telgraf Nezareti’nde çalışmaya başladı. Sonra Duyun-ı Umumiye Nezareti’nde görev yaptı. Ardından Beyrut’a gönderildi. Beyrut’ta Jön Türklerle iletişim kurup oradan Mısır’a kaçtı. Mısır’da Çaylak adında bir mizah dergisi çıkardı. Bir süre sonra İstanbul’a döndü ve 1901 yılında Fizan’a (Libya) sürüldü. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a gelerek Darulfünun’da felsefe hocalığı yaptı. İkdam, Şehbal, Yeni Tasvir-i Efkâr, Sırat-ı Müstakim gibi gazete ve dergilerde siyasi, felsefi yazılar kaleme aldı. Kendisi ayrıca İttihad-ı İslam, Hikmet, Coşkun Kalender, Millet ile Muhasebe, Münakaşa, Kanat ve Nimet adlı gazeteleri çıkardı. İttihat ve Terakki Fırkası, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Siyonizm ve Masonluk eleştirileri nedeniyle gazeteleri sık sık kapatıldı ve sürgüne gönderildi. II. Meşrutiyet döneminin önemli fikir adamlarından biri olan Ahmet Hilmi tiyatro, roman ve şiirin yanı sıra siyaset, felsefe, tasavvuf ve tarih gibi alanlarda da yazılar ve eserler kaleme almıştır. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
Küçük Balık, okulun en küçük balığıydı. Arkadaşlarına yetişemiyor ve hep geride kalıyordu. Bir gün mercan kayalığına giden arkadaşlarını takip eden Küçük Balık, küçük olmanın ne kadar işe yaradığını keşfetti.
Her sabah uyandığımda, usulca giderim annemin yanına. Uyandırırım onu, öpücükler kondururum tatlı yanağına. Sonra birlikte harika bir gün geçiririz. Bize katılmak ister misiniz?
Değirmen Sabahattin Ali’nin ilk hikâye kitabıdır. Bu ilk denemeler arasında aşk tema olarak baskındır. Duygulu ve hayalci anlatımına temiz bir dil eşlik eder. Aynı zamanda gerçekçi, toplumcu bir tavır da sezilir. İnsanı ve doğayı içi içe belirleyen o güçlü anlatımın ilk örnekleri Değirmen’de belirmeye başlar.
“Sabahattin Ali Kuyucaklı Yusuf ’ta bir Anadolu kasabasını, bütün insani ve sosyal gerçekliğiyle verir: Soylu insanlarıyla, bayağı insanlarıyla; sevgilerle, nefretlerle; umutla umutsuzlukla… (…) Okuduğum Türk romanları içinde ayrıntıların en mükemmel, en ustaca kullanıldığı romanlardan biri. O pek önemsizmiş gibi görünen küçük küçük ayrıntılar romana tam bir somutluk kazandırıyor; romandaki dünya, çerçevesini kırıp dışarıya fırlıyor, sizin dünyanıza karışıyor.” –Fethi Naci Nazilli’de başlayan ve Edremit’e taşınan bu hüzünlü roman, bir “tabiat insanı” olarak Yusuf’un kasaba eşrafı ve halk arasında giderek sertleşen güç gösterileri içinde temiz kalma, aşkını koruma, aslında var olma savaşını anlatıyor.
Devlet-i ‘Aliyye’nin birinci cildi Osmanlı Devleti’nin bir beylikten Balkanlar ve Ortadoğu’ya hükmeden güçlü bir imparatorluğa dönüşümünü konu alır. İkinci cilt, padişah ve devlet otoritesinin zayıfladığı 17. yüzyılın ilk yarısındaki iktidar mücadelelerini inceler. Üçüncü cilt, merkezi devlet otoritesinin yeniden kurulduğu “Köprülüler” dönemini, Orta Avrupa’da Habsburglarla süren uzun iktidar mücadelesini, malî ve siyasî bunalıma karşı çözüm arayışlarını ayrıntılarıyla ele alır. Dördüncü cilt ise, Osmanlı Devleti’nin geçirdiği askerî ve malî dönüşümü mercek altına alır, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemine kadar uzanan süreçte gelişen olayları takip eder. Ayrıca Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşları sonunda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına uzanan geniş bir kesit sunar. Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinin, hukukî ve idarî teşkilâtının, ekonomik, sosyal ve toplumsal altyapısının detaylı olarak işlendiği Devlet-i ‘Aliyye külliyatının beşinci cildi, Osmanlı-Avrupa ilişkileri, Annales Okulu ve bu okulun Osmanlı tarih araştırmalarına etkisiyle sonlanıyor. Halil İnalcık’ın bu son cilt için bir araya getirdiği İngilizce ve Türkçe makalelerinin yer aldığı eserde, ayrıca serinin tamamını ihtiva eden detaylı bibliyografya da sunulmaktadır.
Yedi yaşına basan Elif artık anaokulu yerine okula gidecek. Okuma yazmayı, hesap yapmayı ve başka birçok şeyi öğrenip, yeni arkadaşlar edinecek. Okula gitmek çok eğlenceli görünse de, Elif birazcık korkuyor. Ancak kayıt olmaya gittiğinde, okulun aslında göründüğünden çok daha eğlenceli olduğunu keşfediyor. Elif’in bu heyecanlı macerasına siz de katılın.
Kafiye bulma, şiir yazma yeteneği olan bir tavşan! Şair Tavşan, çevresindeki renklerden ve canlılardan esinlenerek, durmadan eğlenceli dizeler söylüyordu. Ama diğer tavşanların şiire hiç ilgi duymadıklarını görünce, yeteneğini başka yerlerde sergilemeye karar verdi. Şair Tavşan’ın yer altı macerası işte böyle başladı.
Luzie mutluluktan uçuyordu, gemi kaptanı olan babası bir araştırma şirketi tarafından Karayipler’de bir gemi batığını çıkarmak için görevlendirilmişti. Luzie de bu maceraya katıldı ve Constantia gemisiyle açık denizlerde yol aldılar. Ama denizin dibindeki hazinenin peşinde olan sadece onlar değildi…
Zweig, ırkçı cinnete kapılmış felakete sürüklenen Avrupa’dan kaçıp sığındığı Brezilya’da ütopik bir cennet bulmuştu. Uçsuz bucaksız verimli toprakları, sonsuz kaynakları, muhteşem doğası ve barındırdığı potansiyelle; kaygısız ve dost canlısı halkıyla Brezilya onu büyülemişti. Farklı ırkların barış içinde bir arada yaşadığı ve geleceğe umutla bakabildiği bu çok renkli düş ülkesi, o sırada kaosa teslim olmuş Avrupa ile tam bir tezat içindeydi. Zweig’ın Brezilya’ya ilanıaşkı, farklı tepkiler aldı. Yabancı bir yazarın coşkulu övgüsü Brezilya halkını sevindirirken, kitap bir yandan da ülkenin gerçekleriyle bağdaşmadığı ve siyasi iklimini yansıtmadığı gerekçesiyle eleştirilere hedef oldu. Petrópolis’teki evinde eşiyle birlikte inzivaya çekilen Zweig, dostlarından ayrı düşmüş, sürgündeki diğer Avrupalı entelektüellerle mektuplaşması savaş nedeniyle sekteye uğrayınca daha da yalnızlaşmıştı. Onu asıl kahreden, sadece anayurdundan değil yapıtlarını verdiği anadilinden de sürgün edilmiş olmasıydı. Brezilya, 22 Şubat 1942’de yaşamlarına son veren Zweig çiftinin son durağı oldu.
Elif’in beşinci doğum günü kutlamaları çok eğlenceli olacağa benziyor. Önce yuvada bir kutlama yapılacak. Sonra da yakın arkadaşları ve kuzenleri eve gelecek. Elif’in doğum günü eğlencelerine siz de katılın.
Arılar doğal yaşam için çok önemli hayvanlardır. Bitkilerin çoğalmasına yardım ederek, doğal dengenin sağlanmasında hayati bir rol oynarlar. Severek yediğimiz balı da arılar yapar. Arıcılar kovanlarda arı besler ve arıların yaptığı balı toplayarak satarlar. Hadi gidip arıcıların nasıl çalıştığını görelim.
Dünyalar Savaşı’nın Pearson’s Magazine’de tefrika edildiği 1897 yılında, Kraliçe Victoria’nın tahta çıkışının altmışıncı yılı törenlerle kutlanmıştı. Büyük Britanya İmparatorluğu, Kanada’dan Yeni Zelanda’ya uzanan, Afrika’nın büyük bir kısmıyla Hint yarımadasının tamamını kapsayan geniş topraklarıyla gücünün doruğundaydı. Dünyalar Savaşı, Wells’in İngiliz emperyalizmi üzerine bir yorumu; 20. yüzyıl başında imparatorluğun genişlemesinin muhtemel sonuçlarına ilişkin kaygıları yansıtan felsefi ve ideolojik öyküsüdür. Mars’tan gelip tuhaf araçlarıyla imparatorluk topraklarında gezinen, yollarına çıkan her şeyi ölümcül ısı ışınlarıyla yerle bir ederken tüm yaşamı da sona erdiren yaratıkların istilası, belki de Victoria dönemi okurunun bu kaygılarına denk düşmüştü. Orson Welles’in 1938’de romandan uyarladığı bir radyo oyununu gerçek sanan dinleyicilerin panik içinde sokağa dökülmesi, yapıtın imgelemi tetikleme gücünü ortaya koydu. Çeşitli film ve dizi versiyonları yapılan Dünyalar Savaşı birçoğuna da esin verdi. Wells’in capcanlı imgelemiyle özgün ve gerçekçi anlatımı, uzay yolculuğu ve başka gezegenlerden dünyamıza yönelik istilalar konusuna artık hiç de yabancı olmadığımız bugün de her kuşaktan okuru cezbetmeye devam ediyor.
O gün doğum günü olan Elif, en güzel elbisesini giydi. Yeni yaşına bastığında anaokuluna da başlayacaktı. Elif, anaokulunun ilk gününde neler yaşadığını heyecanla annesine ve babasına anlattı.
Çağlar en yakın arkadaşı Pelin’le bahçede itfaiyecilik oynuyordu. Birden bir kedinin miyavladığını duydular. Kedinin acilen yardıma ihtiyacı vardı. Annesi hemen itfaiyeyi aradı ve durumu bildirdi. İtfaiyenin gelmesiyle kedi kurtuldu. Birkaç gün sonra parkta yanan bir çöp kovası gören Çağlar, hemen babasına çöp kovasını gösterdi. Parka gelen itfaiyecilerden biri Çağlar’ı İtfaiye Haftası’nın etkinliğine davet etti.
Elif’in annesine ne kadar düşkün olduğunu bilmeyen yoktu. Daha anaokulunda olduğu için her zaman annesine ihtiyaç duyuyordu. Ancak bir gün alışverişten dönerken annesi ayak bileğini incitince işler karıştı. Artık annesinin yardıma ihtiyacı vardı. Acaba Elif bu zor durumun üstesinden gelebilecek miydi?
Elif arkadaşı Sena’nın bisikletine çok özeniyordu. Artık büyümüştü ve üç tekerlekli bisikleti onun için çok küçüktü. Gerçek bir bisiklete binmek istiyordu. Sonunda ailesi ona iki tekerlekli bir bisiklet aldı. Ama bir sorun vardı. Elif’in şimdi de bisiklete binmeyi öğrenmesi gerekiyordu
Araba yarısları en popüler spor karsılasmaları arasında yer alır. Formula 1 ve Nascar gibi yarısmaları dünyanın dört bir yanından milyonlarca seyirci takip eder. Bu yarısmalarda kullanılan otomobiller otomotiv teknolojisinin zirvesi olarak kabul edilir. Otomobilleri kullanan sporcular ise film yıldızları kadar ünlüdür. Hadi gidip yarıslarda neler oldugunu görelim.
Axel Scheffler’in Önsözü ve 38 çizerin resimleriyle Herkesin iyi ve nazik olduğu bir dünya hayal edin. Bunu nasıl gerçekleştirebiliriz? İyimser düşüncelerle dolu olan bu kitap, ne kadar küçük ya da çekingen olursak olalım, dünyayı daha iyi bir yere çevirebileceğimizi gösteriyor.
O gün akşam yemeğini Çağlar, abisi Fırat ve en yakın arkadaşı Pelin hazırlayacaktı. Bir an önce işe koyulmaları gerekiyordu! Çünkü domates soslu makarna yapmak sanıldığı kadar kolay değildi! Neyse ki Çağlar’ın babası da onlara yardım edecekti. Akşam ‘Çağlar soslu’ makarna sofraya konduğunda herkesin fikri aynı oldu: “Çok lezzetli!”
Elif’in ilk kez dişi sallanıyordu! Çok heyecanlanmıştı, ama sallanan dişi yerinden bir türlü çıkmıyordu. Arkadaşları pek çok öneride bulunmuştu. Hiçbiri işe yaramamıştı. Elif bunu hiç dert etmedi. Ne de olsa süt dişleriydi bunlar, elbette bir gün yerlerinden çıkacaklardı…
İnci kadar cesaretli olsanız bile, geceleri çocuk odası biraz korkutucu olabilir. Pencerenin önünde gerçekten bir ejderha mı oturuyor? Neyse ki İnci korktuğu zaman ne yapacağını biliyor.
Elif ilk kez babaannesiyle dedesinde yatıya kalacağı için çok heyecanlıydı. Biraz da korkuyordu, çünkü burası alıştığı ev düzeninden farklıydı. Babaannesiyle dedesi, Elif’in yabancılık çekmemesi için ellerinden geleni yapıyorlardı…
Küçük çocuklar bu harika hareketli kitabın itilip çekilen sahnelerine ve yaygaracı Yavru Köpek Bobi’nin hem eğlenceli hem kafiyeli öyküsüne bayılacaklar.
Tiyatro tekniğini geliştirmiş, diyaloglara, dekor ve kostüme önem vermiştir. Tragedyalarında dönemin yazarlarında rastlanmayan derli toplu bir iç yapı görülür. Eserlerinde yazgı sorununu her zaman ön planda tutar. Katıldığı yarışmalarda yirmiden fazla ödül
almıştır. Yüz yirmi üç tragedya yazan
Sophokles’in eserlerinden sadece Aias, Antigone, Kral Oidipus, Elektra, Trakhis Kadınları, Philoktetes, Oidipus Kolonos’ta günümüze ulaşabilmiştir.
Annesi, yatması gerektiğini söylediğinde Elif, pijamalarını giydi, dişlerini fırçaladı ve yattı. Babası ona kitap okudu. Artık uyku zamanı gelmişti. Ne var ki Elif bir türlü uyuyamıyordu. Bir sürü bahaneyle yataktan kalkıp tekrar yatan Elif, en sonunda nasıl uykuya daldı acaba?
Yaşasın! Çağlar abisi Fırat’la birlikte hafta sonunu büyükanne ve büyükbabasının evinde geçirecekti. Tren yolculuğunun ardından çiftliğe vardıklarında önce odalarına yerleştiler. Büyükbabanın atölyesinde küçük bir macera yaşadıktan sonra, büyükannenin lezzetli makarnasını aceleyle midelerine indirdiler. Daha yapacak çok işleri vardı…
Çağlar anaokuluna başladığı gün heyecandan yerinde duramıyordu. Yeni arkadaşlar edindi. Kocaman bir şato resmi çizdi. Öğle yemeğinde domates soslu makarna yedi. Ve öğle uykusuna yattı. Annesi onu almaya geldiğinde, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadı.
Dünya üzerindeki yük taşımacılığının büyük bölümü gemilerle yapılıyor. Dev tankerler okyanusları geçerek bir limandan diğerine yük taşıyor. Bir römorkörün kaptanı olan arkadaşım Bahri ile yaptığımız liman gezisine sen de katılabilirsin. Hadi gidip limanlarda neler olduğunu görelim.
Dünya üzerindeki en önemli mesleklerden biri çiftçiliktir. Yedigimiz içtigimiz her seyi çiftçiler üretir. Çiftçiler her mevsimde farklı isler yapar, tahıl, sebze ve meyve üretimi ve hayvanların bakımı için çok çalısırlar. Arkadasımın çiftligine yaptıgım geziye sen de katılabilirsin. Hadi gidip çiftlikte neler oldugunu görelim.
Köpük’ün Pıtır adında küçük bir kız kardeşi vardı. Pıtır çok sevimli, ama biraz yaramazdı. Bam! diye minik kar kulübesinin üzerine atlardı. Foşur! diye suya dalardı. Bu yaramazlıklardan bıkan Köpük bazen, ‘Keşke Pıtır başka yerde oynasa,’ diye düşünürdü. Günlerden bir gün, iki kardeş kar fırtınasına yakalandılar. Acaba Köpük kardeşini fırtınadan kurtarıp, ne kadar harika bir ağabey olduğunu kanıtlayabilecek mi?
Küçük Penguen arkadaşlarıyla oynamaya bayılıyor ama küçük bir sorun var. Küçük Penguen sudan çok korkuyor! O kadar korkuyor ki suda oynayan arkadaşlarına katılamıyor. Küçük Penguen korkusunu yenebilecek, cesaretle köpüklü dalgalara atlayabilecek mi?
Elif annesi ve babasıyla tatile gideceği için çok mutluydu. Bu kez tatile uçakla gidecekleri için de çok heyecanlıydı. Çünkü daha önce hiç uçağa binmemişti! Bulutların üstünde uçarken afiyetle makarna yiyen Elif, babasından uçakların nasıl uçtuğunu da öğrendi. Üstelik uçaktan inerken pilot kabinini ziyaret etmesine de izin verildi!
Elif’in annesi iş gezisine gidince, babası Cemil’le ikisine bakmak için işten izin aldı. Ama annesi yanında olmayınca Elif’in keyfi bir türlü yerine gelmedi. Okulda derslerini takip edemedi, yediklerinden tat alamadı. Gerçekten de kendini kötü hissediyordu. Acaba annesi hemen dönse, her şey düzelir miydi?
Çağlar’ın en yakın arkadaşı Pelin, bir hafta önce yüzme sertifikasını almıştı. Çağlar bunun haksızlık olduğunu düşündü, çünkü o da yüzmeyi biliyordu. Ancak Fırat, kardeşi Çağlar’a yüzme sertifikası almanın kolay olmadığını söyledi. Bunun üzerine Çağlar yüzme öğrenmek için çok çalışmaya karar verdi.
Özellikle yüksek sesle okumak için yazılmış Tekerlemeli Öyküler dizisinde gürültücü dostlarımız Yavru Köpek Çomar ve Kurbağa Çopar ile buluşup eğlenceye katıl. Bak bakalım bu oyuncu ikili en çok nelerden hoşlanıyor, kulak ver bakalım nasıl sesler çıkarıyor?
Tatil zamanı geldi, ama Elif‘in annesiyle babası farklı bir yerlere gitmek istiyorlar. Babası dağları, annesi ise denizi görmek istiyor. Sonunda hem göl, hem de dağ olan bir yere gitmeye karar verdiler. Bu harika bir tatil olacak.
Toplumsal yaşamda düzeni sağlamak polisin görevidir. Polisler suç olaylarını ve bireylerin zarar görmesini engellemeye çalışırlar. Bir suç işlendiğinde, delilleri izleyerek suçluyu yakalamak da polisin işidir.Hadi gidip polislerin nasıl çalıştıklarını yakından görelim.
Minik Ayı kendini bildi bileli büyük, masmavi denize gitmek istemişti! Şimdi mavi dalgalara ulaşmak için Baba Ayı’yla birlikte uzun bir yolculuğa çıkıyorlar! Onlara katılmak, ormandaki dostlarıyla tanışmak, yol boyunca yeni yerler keşfetmek ister misin?
Bir hastane nasıl işler? Ameliyathaneler neden tertemizdir? Röntgen ışını nedir? Bu öyküde hastanelerle ilgili pek çok soruyu Özge Hemşire bizim için yanıtlıyor.
Tüm yanlışlıkları kim bulacak? Tatilde anneannesiyle dedesini ziyarete gidecek olan Defne çok heyecanlıydı. Birkaç saat süren yolculuktan sonra trenden indiğinde, gözlerine inanamadı. İstasyonda kendi kendine yürüyen bir bavul vardı! Aslında her şeyde bir tuhaflık vardı! Tuhaflıklar gün boyu devam etti… Çocuklar bu kitabı okurken hem eğlenecek hem de yanlışları bularak gündelik hayatta ne kadar çok şey bildiklerini görecekler. Yetişkinler de çocuklarla birlikte yanlışları tahmin ederek çözüm sayfasından kontrol edebilirler. Çözüm sayfaları kitabın sonunda!
Ali, gizemli dev hakkındaki öyküyü okuduğundan beri onunla tanışmak için sabırsızlanıyor. Ancak devler gerçek değildir, öyle değil mi? Bütün yiyecekleri silip süpüren, geceleri gürültüyle horlayan ve zıp zıp zıplamayı seven bu eğlenceli ve tüylü yaratıkla arkadaş olmak isteyen Ali’ye katılın. Denizlerin ötesinde, dağların üstünde, karların içinde… en iyi dostluklar bazen en beklenmedik yerlerde kurulur.
Elif’in saçları çok uzamıştı ve sürekli karışıyordu. Annesi kuaföre gitmeyi önerdi. Ama Elif saçlarını kestirmekten korkuyordu. Arkadaşı Leyla ile birlikte kuaförcülük oynarken, saçlarına sakız yapışınca kuaföre gitmek kaçınılmaz oldu. Acaba kuaföre gitmek gerçekten zor bir şey mi?
Evren’in çok uzak bir köşesinde ejderhalarla dolu bir gezegen varmış. Verimli toprakları, yabani hayvanlarla dolu ormanları ve güzel gölleri olan gezegende yaşam harikaymış. Ancak bir süre sonra yaramaz ejderhalar işleri karıştırmış. Hayal dünyasında heyecanlı ve eğitici bir gezi…
Bütün doktorlar hastaları tedavi eder ve hayat kurtarır. Ancak ambulans doktorları acil durumlarla daha sık karşılaşırlar. Trafik kazalarında, doğal felaketlerde ve diger kazalarda genellikle ilk müdahaleyi yapanlar ambulans doktorları olur. Hadi gidip ambulans doktorlarının nasıl çalıştığını görelim.
Yaramaz Penguen Badem oyun oynayabileceği bir kardeşi olduğunu öğrendiğinde sevinçten havalara uçtu. Artık birlikte kardan adam yapabileceği biri vardı. Ancak kardeşi oynamak istemiyor gibiydi. Ne yaparsa yapsın onu bir türlü neşelendiremedi. Acaba minik penguen kardeşini neşelendirebilecek mi?
İşareti bekle, hazır ol ve başla! Bitiş çizgisine önce varmak için şekerden yollar, lolipop tarlaları, kurabiye ağaçları ve rengarenk gökkuşakları arasında yapılan sihirli bir yarış. Acaba kim kazanacak? Öğrenmek için sürprizlerle dolu maceraya siz de katılın.
2 yaşa özel hazırlanan sade anlatımlı ve sevimli resimlerle dolu öyküler!
Bu kitapta, postacıyı bekleyen bir kaplanla, su birikintilerinin üzerinden atlamaya bayılan bir su aygırıyla, oyuncak ayısını bulamayan bir ayıyla ve diğer öykülerle tanışacaksınız
4 yaşa özel hazırlanan neşeli anlatımlı ve sevimli resimlerle dolu öyküler!
Bu kitapta arkadaşını kurtaran zürafayla, güneşi bekleyen kanguruyla, meraklı bir köpek yavrusuyla ve diğer öykülerle tanışacaksınız.
Elif, anneannesinin ona hediye ettiği kitabı çok sevdi. Çünkü o kitap, annesinin küçükken en sevdiği kitaptı. Bir gün kitabını kaybeden Elif, onu her yerde arasa da bulamadı. Annesi onu kitabevine ve kütüphaneye götürdüğünde, Elif kitapların etkileyici dünyasına adım attı.
1 yaşa özel hazırlanan sade anlatımlı ve sevimli resimlerle dolu öyküler!
Bu kitapta, köpeğini çok seven Nil’le, oyun zamanını eğlenerek geçiren ayıcıklarla, Ay’a şarkılar söyleyen köpek yavrusuyla ve diğer öykülerle tanışacaksınız.
Çağlar ve en yakın arkadaşı Pelin’le birlikte çarpmayı öğrenmek ister misin? Sayfalarda ilerleyip eğlenceli alıştırmaları çözdükçe, bir sayıyı yediyle veya dokuzla çarpmak bile senin için çok kolay olacak.
Bir zamanlar bir çocuk varmış, çok tatlıymış.
Ama bir gün şu kelimeleri öğrenmiş:
‘HAYIR! ASLA!’
Peki ya roller değişirse?
Koala, denizin rengini sorduğunda, Koala, denizin rengini sorduğunda, farklı yanıtlar alır. Bu yüzden cevabı farklı yanıtlar alır. Bu yüzden cevabı kendi bulmaya karar verir.
Aslında Elif okul yolunu çok iyi biliyordu. Ancak o gün geçtiği sokaklardan biri kapatılmıştı. Şimdi ne yapacaktı? Elif yolu göstereceğini söyleyen adamla birlikte gitmeli miydi? Ama o adam bir yabancıydı… Ve Elif tanımadığı insanlarla bir yere gitmemesi gerektiğini biliyordu.
Nine ayı ve onu çok seven torunuyla tanışmak, sevgi ve eğlence dolu oyunlarına katılmak ister misiniz? Saklambaç oynamak ne zevkli, ne güzel bulutları izlemek! Öyküler dinlemek ve yıldızları izlemek ne keyifli! Nine ayı ve torunu birlikte müthiş zaman geçiriyorlar!
Çocuklar bu kitabı okurken hem eğlenecek hem de yanlışları bularak gündelik hayatta ne kadar çok şey bildiklerini görecekler. Yetişkinler de çocuklarla birlikte yanlışları tahmin ederek çözüm sayfasından kontrol edebilirler.
Çözüm sayfaları kitabın sonunda!
Atina’nın zengin adamlarından birinin kızı, babasının seçtiği delikanlıyla evlenmeyi reddeder. Babası kızını ikna etmek için Atina Dükü’nden yardım ister. Dük ciddiyetle bu konuyla ilgilense de, aslında aklında sadece birkaç gün içinde yapılacak düğünü vardır. Atina’da herkes bu düğün için çalışmaktadır. Hatta amatör bir tiyatro kumpanyası da düğünde gösteri yapmak için hazırlanmaktadır. Kentte bunlar olurken, ormanda ortalık birden gerginleşir. Periler Kralı ile Kraliçesi büyük bir kavga ederler. Bu olayın ardından yapılan birkaç muzip sihir kaosa yol açacaktır.
Dünyanın en çok sahnelenen oyunlarından biri olan Bir Yaz Gecesi Rüyası pek çok kez filmi yapılmış eğlenceli bir eserdir.
Yaşasın! Çağlar ilk kez arkadaşı Pelin’de kalacağı için çok heyecanlaydı. Hemen çantasını hazırlamaya başladı: Yanına pijamalarını, diş fırçasını ve tabii ki el fenerini de aldı. Acaba Çağlar annesinden iyi geceler öpücüğü almadan uyuyabilecek miydi?
Uzun zamandır kar yağmasını bekleyen Elif, lapa lapa kar yağdığını görünce sevinçten havalara zıpladı. Artık kardan adam yapabilir, okula kızakla gidebilir ve kızak kayma pistinde eğlenebilirdi!
Okul dönüşünde kuşların karda bıraktığı ayak izlerini gören Elif, onların soğukta ne yiyeceğini düşünürken annesinin aklına harika bir fikir geldi.
Elif’le Deniz birbirlerini çok seven iki yakın arkadaştı. Bir gün anaokulunda oyun oynarken kavgaya tutuştular ve birbirlerine küstüler. Elif o günden sonra arkadaşının eksikliğini çok hissetti ve onunla nasıl barışabileceğini düşündü…
Jack London, 1912 yılında İngiltere’de London Magazine’de yayımlanmaya başlayan Kızıl Veba yapıtıyla “kıyamet sonrası” edebiyatın öncüleri arasına girmiştir. Nüfustaki, bilim ve teknikteki, ekonomideki sıçramaların büyüsüyle gözlerin kamaştığı bir çağda yazar, uygarlığımızın kırılganlığını anımsatır. Yapıtı milyonlarca insanın doldurduğu şehirlerin ve kırların ıssızlığa teslim oluşundaki hızı bütün çarpıcılığıyla ortaya koyar. Yalnızca nüfusun değil, bilginin, üretimin, hatta dilin yitirilişi, eski uygarlıkla köprü olan bir profesörün gözünden yeni insanlığa anlatılır. Peki yeni insanlık bu ihtiyara kulak verecek midir? Kızıl Veba’da yirminci yüzyılın başından yüz yıl sonrasına, 2010’lar dünyasına bakan Jack London’ın öngörülerindeki keskinlik, kitabı bir klasik olmanın ötesinde, günümüz için hâlâ canlı bir eleştiri kılıyor.
devamını oku
Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832): Alman edebiyatının dünyaca ünlü, en önemli yazarlarındandır. Hukuk eğitimi alan ve resim sanatına da ilgi duyan Goethe, doğa bilimleriyle de uğraşmış, araştırmalar yapmış, yazılar yazmıştır. Dünya görüşünü ve sanat anlayışını aktardığı Şiir ve Hakikat en dikkati çekici eserlerinden biridir. Ayrıca Roma Ağıtları, Faust ve pek çok eseri yayımlandığı dönemde büyük ilgi görmüş, yazarın yüzyıllar süren edebi ününü pekiştirmiştir. 1774 yılında yazdığı Genç Werther’in Acıları daha önce şiirleri ve oyunları yayımlanan Goethe’nin ilk romanıdır. Eser büyük bir ilgiyle karşılanmış ve 25 yaşındaki yazara kısa sürede bütün Avrupa’da ün kazandırmıştır.
devamını oku
Jack London’ın yarı otobiyografik romanı Martin Eden, 20. yüzyıl başında sosyal ve ideolojik meseleler ağırlıklı içeriğiyle Amerikan edebiyatında büyük ölçüde kabul görmüştür. London farklı sınıflar arasındaki zihniyet ve değer farklarını gözlerimizin önüne sererken, statü ve servetin Amerikan toplumundaki hayati önemine işaret eder. Romanın ana temalarından biri, başarı ve refah yolunun sosyal sınıf farkı gözetilmeksizin herkese açık olduğu şeklinde özetlenebilecek Amerikan Rüyası’dır. Ya da bu idealin yarattığı muazzam hayal kırıklığı…
London, romanı bir sanatçının çıraklıktan olgunluğa geçiş sürecini işleyen Künstlerroman geleneğinde yazmıştır. Martin’in aşkı uğruna eğitimsiz genç bir işçiden başarılı ve rafine bir yazara dönüşüm mücadelesini anlatır. Kahramanı hedefine ulaştığında ise motivasyonunu ve heyecanını çoktan yitirmiş, trajik bir sona doğru sürüklenmektedir artık…
devamını oku
Jean-Jacques Rousseau (1712-1778): Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev’den Toplum Sözleşmesi’ne
ve Emile’e, İnsanlar Arasında Eşitsizliğin Kaynağı’ndan İtiraflar’a, insanlık tarihinde çığır açan Aydınlanma düşüncesinin en önemli Romantik düşünür-yazarıdır.
Melodi ve Müziksel Taklit ile İlişki İçinde Dillerin Kökeni Üzerine Deneme ise, Rousseau’nun ilk ses olarak kabul ettiği “doğanın çığlığı”ndan jestlerin diline, sözcüklerin ortaya çıkışına ve “dünyanın adlandırılması”na doğru uzanan bir süreçte dillerin kökenini müzik ve melodi ile ilişkilerine de değinerek anlatıyor.
Annesi yeniden çalışmaya başlayınca, çağlar’ın gündüzleri bakıcıya gitmesi gerekir. Bu çağlar’ın pek hoşuna gitmez ama bakıcı anneyle tanıştığında hemen fikrini değiştirir. Bakıcı annenin evinde, harika oyun arkadaşlarıyla tanışır.
Duru ile Demir, o gün teyzelerinin çalıştığı inşaat alanını ziyarete gidecekleri için çok heyecanlılardı. Yol ve köprü yapımında kullanılan iş makinelerini gören kardeşler şaşkınlıklarını gizleyemediler. Kazı makineleri, silindirler, greyderler, beton mikserleri bunlardan bazılarıydı sadece.
Çağlar Dünya Şampiyonu Futbolu çok seven Çağlar, en iyi arkadaşı Pelin’le birlikte dünya şampiyonu olmakta kararlıdır. Ancak arkadaşı Can onun bu hayaliyle alay eder. Bunun üzerine Çağlar’ın takımının Can’ın takımıyla maç yapmasına karar verirler. Maçın galibi şampiyonluğunu ilan edecektir.
İmdat! Çağlar’ın okulunda bit salgını var! Neyse ki kolayca hallolacak bir sorun bu. Annesi Çağlar’ın saçını özel bir tarakla taradıktan sonra ilaçlı şampuanla yıkadı. Ayrıca yatak ve yastık örtüsünü yıkadı ve tüylü oyuncaklara özel bir işlem yaptı. Böylece bit sorunu da çözülmüş oldu…
Çağlar’ın yaşındaki bütün çocukların sütdişleri düşer ve yeni dişleri çıkar. Ancak ilk sütdişi sallanmaya başlayınca Çağlar paniğe kapıldı. Dişçinin dişini yerine yapıştırmasını istedi. Oysa o artık büyüyordu ve bir sürü yeni dişi olacaktı.
Duru ile Demir, o gün Tahsin Usta’nın tamirhanesini ziyarete gittiler. Tahsin Usta kurtarma araçlarını tamir etmede çok becerikliydi. Kurtarma araçlarını merak eden Duru ile Demir, Tahsin Usta’yı dikkatle dinlediler. Tam eve dönecekleri sırada Duru’nun bisikletinin lastiği patladı. Duru ile Demir eve nasıl döneceklerdi acaba?
Duru ile Demir babalarının arkadaşını ziyaret ettiklerinde, birbirinden farklı otomobilleri gördüler ve şaşkınlıklarını gizleyemediler. Spor araba mı, elektrikli araba mı, arazi arabası mı, yoksa karavan mı? Hangisi daha güzeldi?
Anaokulunda oynarken ayağı halıya takılıp yere düşen Çağlar, kendisini hiç iyi hissetmiyordu. Eli ve başı çok acıyordu. Öğretmeni hemen ambulans çağırdı ve Çağlar hızlıca hastaneye yetiştirildi. Hastanedeki doktor Çağlar’ı güzelce muayene etti. Neyse ki Çağlar’ın durumu kötü değildi, ama kontrol için geceyi hastanede geçirmesi gerekiyordu.
Çağlar ile en iyi arkadaşı Pelin bir korsan gemisi yapmaya karar verirler. Ancak gemiyi yaparken, ona yasak olan aletleri kullanması gerekir. Daha ilk aleti aldığında elini keser. Babası bu işe çok kızar, ama iki arkadaşa yardım etmeyi de kabul eder. Sonunda her şey tatlıya bağlanır. Çağlar da tehlikeli aletlere kesinlikle elini sürmemesi gerektiğini öğrenir.
Çağlar doğum gününde bir tavşan ister. Ancak evcil bir hayvana bakmak sorumluluk isteyen bir iştir. Ailesi Çağlar’ın bu işin altından kalkamayacağını düşünür. Oysa Çağlar sorumluluğunun bilincindedir ve Zorro adını verdiği tavşanına bakmayı başaracaktır.
Harika bir öykü, heyecanlı bir macera!..
Küçük bir kız ile beş kâğıt bebeğinin gu¨nleri evde ve bahçede geçiyordu. Ancak oyuncak bir dinozorun karşılarına çıkmasıyla, yaşam nefes kesici bir maceraya dönüştü. Bu cesur kâğıt bebeklerin öyküsünü okuduktan sonra, sen de kendi kâğıt bebeklerini yapıp, öyküler dünyasını ziyaret edebilirsin.
Çağlar aldığı haberle sevinçten havaya zıpladı. Yaz tatilinden sonra nihayet okula başlayacaktı! Uzun zamandır okuma yazma öğrenmek isteyen Çağlar’ın hayalleri gerçek oluyordu. Acaba en iyi arkadaşı Pelin’le aynı sınıfta olabilecek miydi?
Hayır demek çocuklar için zor olabilir, ancak bir o kadar da önemlidir. Çağlar istemediği bir davranışla karşılaştığında abisi Fırat’a, onu sürekli öpen annesinin arkadaşına veya okuldaki arkadaşlarına hayır demeyi nasıl öğreniyor dersiniz? Kitabımız çocuklara hayır demeyi öğretmek için ebeveynlere, öğretmenlere ve pedagoglara ışık tutacaktır.
Çağlar, resim yapmak istediğinde sulu boya takımını aradı, ama hiçbir yerde bulamadı. Üstelik odasını da dağıttı. O sırada en yakın arkadaşı Pelin ziyaretine geldi ve ona odasını toplarken yardım etmeye başladı. Odadaki tüm eşyalar ve oyuncaklar bir dolaba sığacak mıydı acaba? Oda toplarken
Annesi ile alışverişe giden çağlar, hemen sıkılır ve arkadaşlarıyla parkta oynamaya gider. Bir süre sonra yağmur yağmaya başlar ve herkesin annesi gelir. Çağların annesi ortalıkta görünmez. Sokaklarında oturan bir adam, Çağlar’a onu eve götürebileceğini söyler. Ancak anne babasının söylediklerini çok dikkatli dinleyen çağlar, tanımadığı insanlarla bir yere gitmemesi gerektiğini bilir.
Bak! Yengece bak! Kabuğu da yok! Yan yan koşuyor deniz kıyısında! Tek başına yaşayan küçük yengeç kendine parlak bir deniz kabuğu bulup içine taşınınca, onu mor bir kabarcığa benzeyen denizgülü ve hassas tüplü kurtla paylaşmak istemez. Kayalarla çevrili küçük su birikintisinde sen de Yengeç, Kabarcık ve Fırça’ya katıl; deniz, kabuklar ve arkadaşlıkla ilgili bu cıvıl cıvıl öyküde yerini al. Dizeler de en az resimler kadar göz alıcı!
Bir gün Aksi Kuş oturuyordu yuvasında,
Gri sorgucu ve parlak kanatlarıyla.
Diğer kuşlar onunla konuşup, oynamak isterken;
Aksi Kuş yalnız kalmak istiyor.
Gelin görün ki, başı derde girdiğinde,
herkesin bir arkadaşa ihtiyacı olduğunu anlıyor.
Küçük bir köpek… Büyük bir macera…
Ama bulsa bir fırsatını, Gezgin bir an durmaz, dışarı kaçardı.
Bayılıyordu maceraya, ne eğlenceliydi hayat dışarıda!
Bu yüzden rüzgâr esip de aralanınca kapı, bunu fırsat bilip fırladı dışarı.
Boyundan büyük bir serüvene atılan yaramaz Gezgin’in sevgi dolu hikâyesi.
Zeynep o kadar neşeli bir kızdı ki, etrafındaki herkesi neşelendirirdi… ama bir gün neşesi kaçtı. Zeynep de babasının tavsiyesi üzerine evin içinde onu aramaya başladı. Merdivenlerin altını, ceplerin içini ve bahçeyi ararken mükemmel bir gün geçirmek için gereken her şeyi buldu!
Beyaz balina Moby Dick’in peşinde okyanuslara açıl ve edebiyat tarihinin en ilginç karakterlerinden Kaptan Ahab’ın destansı yolculuğuna katıl.
Herman Melville’in klasik macera romanı Moby Dick’in ilgi çekici renkli resimlerle hazırlanmış uyarlamasını soluk soluğa okuyacaksın.
Renkli Çocuk Klasikleri serisinde, en sevilen klasik eserlerin genç okurlar için uyarlamaları yer almaktadır. Edebiyat tarihinin en popüler yazarlarının eserleri, harika resimler ve ilgi çekici bir anlatımla sunulmaktadır.
devamını oku
Kamyonlar, kepçeler, greyderler, beton mikserleri ve vinçler planlı bir şekilde çalışıyor. Temeller kazılıyor, duvarlar yapılıyor, yerlere fayans, plastik ve ahşap malzeme döşeniyor, çatılar yerleştiriliyor.
Bina yapmak çok sayıda uzmanın bir arada çalıştığı, proje ve program gerektiren bir iştir. Ayrıntılı resimler ve ilgi çekici sahnelerle yeni okul binasının yapımında profesyonellerin çalışmalarını izleyebilir, şaşırtıcı bir maceraya katılabilirsin.
Aile sevgisini anlatan sıcacık bir öykü!
İsterse yıldırımlar bölsün karanlık geceyi ikiye
İsterse gümbür gümbür vursun gök gürültüleri pencereye
Biz başımızın üstünden geçen fırtınaya bakacağız
Sonra rahat yatağımıza kıvrılıp mışıl mışıl uyuyacağız.
Şimdi rahat bir koltuğa kurul ve okumaya başla. Çarli Maytap ve En Sevdiği Kitap senin de en sevdiğin kitap olacak!
“Harika espriler ve eğlence dolu” Sunday Times
“Çocuk okurlar, Donaldson’ın neşeli kafiyelerle örülmüş metnindeki kurguya ve Scheffler’in capcanlı illüstrasyonlarına bayılacak.” Guardian
“Kitaplara ve okumaya dört dörtlük bir övgü” Scotsman
Julia Donaldson ve Axel Scheffler’in çok sevilen öyküsünden uyarlanan bu muhteşem etkinlik kitabı ile karanlık ormanda Yayazuli ile gezintiye çıkabilirsin.
Bir sürü çıkartmayla resimlerin, oyunların ve bulmacaların tadını çıkar!
Çocuklar doğayı, mevsimleri ve yuva kavramını öğreniyor.
İlkbahar geldi ve Minik Tilki ormandaki arkadaşlarını ziyaret ediyor. Herkes bahar temizliği telaşında. Kimileri yeni yuva yapıyor, kimileri ise eski yuvalarını temizleyip yeniliyor. Acaba Minik Tilki ile babası yeni yuvalarını nereye yapacaklar?
Mevsimler yaşantımıza doğrudan etki eden doğa olaylarıdır. Her mevsim çok güzeldir. Gaye ve Dağhan ile mevsimleri yakından inceleyin.
ava durumu günlük yaşamımızda çok önemlidir.
Sabah kıyafetlerimizi giyerken, yolculuklarımızı planlarken ya da bir etkinlik düzenlerken mutlaka hava durumunu kontrol ederiz. Çiftçiler, denizciler ve yolcular için hava durumu çok daha önemlidir.
Bu ilginç kitapta, hava durumuyla ilgili merak ettiğiniz her şeyi bulabilirsiniz.
Yer altında hangi hayvanlar yaşar?
Yer altı yolları nasıl yapılır?
Toprak nelerden oluşur?
Yer altı ile ilgili merak ettiğiniz her şeyi bu ilginç kitapta bulabilirsiniz.
Gece ve gündüz olmasının nedeni nedir?
Neden bazen gündüzler daha uzundur?
Sabah erken kalkmak neden daha eğlencelidir?
Gece ve gündüzle ilgili bütün soruların yanıtı bu ilginç kitapta.
Ege ile İnci’nin ağılı temizlemesi gerekiyor. Ancak keçi Sütla. ağıla girmeye
çalışanları kovalıyor ve tos vuruyor. Acaba çocuklar, Sütla.’ı ikna edip,ağılı temizlemeyi başarabilecekler mi?
Eğlenceli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır.
Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.
Gökten düşen bir yağmur damlası neler yaşar, hiç merak ettiniz mi?
Öyleyse küçük yağmur damlasıyla tanışmalısınız!
Yetenekleri fark edileninek Mimi bir televizyon reklamında oynayacak…
Peki ama şi mdi nerede?
Ahırlarda, çayırda ve kümeste Mimi’yi arayan Çiftçi Ali’nin peşine düşelim. Çılgın atların, ciyaklayan tavukların ve kafası fena halde karışık bir çiftçinin olduğubu öyküde, çiftlikte geçen eğlenceli bir maceraya hazır olun.
Dağların ardında, ormanın derinliklerinde heyecan verici, tuhaf bir şey var;
kocaman ayakları olan bir şey…
nsanları ve binaları kurtarmak için koşturan bir itfaiyeci, heyecan dolu bir serüven için yola koyulan bir korsan ya da demiryolunda hızla ilerleyen bir makinist olmak nasıl bir şey?
Öğrenmek için hemen elinizdeki ki tabın sayfalarını çevirmeye başlayın, macera masalları başlıyor!
Dede ayı ve onu çok seven torununun neşeli kahkahalarına ve birbirinden eğlenceli maceralarına katılmak ister misiniz? Bir gün balık tutuyor, bir gün havuzda oynuyorlar. Uçurtma uçuruyor, parkta piknik yapıyorlar! Dede ayı ve torunu birlikte harika zaman geçiriyorlar!
Eyvah, korsanlar geliyor! Korsanlar gündüzleri hazine arar, kıyıları yağmalar. Peki, gece, evlerine gittiklerinde ne yaparlar? Kış gecelerini nasıl geçirirler? Bu eğlenceli, sürprizlerle dolu öyküde korsanların çılgın yaşamını keşfedeceksiniz!
Pembe Ayı’nın özel bir yeteneği var. Hiçbir şeyin canını sıkmasına izin vermez ve halinden hep memnundur.
Başına ne gelirse gelsin sürekli gülümseyen bu ayıya ve onun harika öyküsüne katılın.
Ormanda gizlice gezinen de kim?
Yoksa KAPLAN mı?
Bakın! Otların arasında koşuyor, nehre dalıyor, en yüksek ağaçlara tırmanıyor, çizgili kuyruğunu sallıyor. Bakalım bu harika kitabın resimli sayfalarında kaplanı bulabilecek misiniz?
Çabuk! Yine kayıplara karışmadan önce onu hemen yakalayın.
Mutlu Dam Çiftliği’nde tavuklar gizemli bir şekilde ortadan kayboluyor! Zavallı Tilki, Çiftçi Ali’nin tavuklarını çalmakla suçlanınca iş başa düştü. Tilki bu gizemi çözmeli, adını temizlemeliydi. Suçluyu bulmak için geceyi bekleyip kümese süzüldü… Ama kümeste onu büyük bir sürpriz bekliyordu!
Evde gizemli olaylar meydana geliyor ve kurabiyeler kayboluyordu. Gizemi çözebilecek tek kişi olan Dedektif Can hemen kolları sıvadı.
Başka şeyler de kaybolmaya başlamadan önce delilleri incelemek ve kayıp kurabiyelere ne olduğunu bulmak için harekete geçti.
Minik okurlar Can’la birlikte delillerin peşinde koşarken hem çok eğlenecek, hem de neden sonuç ilişkisi kurabilmeyi öğrenecekler.
Güzel bir Cumartesi sabahı, İnci ile Ege kahvaltı sofrasında keyif yaparken, dışarıdan tuhaf sesler geldi. İnekler bir şeyden korkmuş gibiydi. Çocuklar dışarı çıktıklarında gözlerine inanamadılar.
Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır.Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.
Her şey buharlı trenin yolda kalmasıyla başladı. Trenin düdük çalmasının nedenini merak eden çiftlik sakinleri keşfe çıktılar. Kısa bir yürüyüşten sonra onu buldular, ama trenin durma sebebi o kadar tuhaftı ki, gördüklerine inanamadılar. Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye çalışan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacaktır.
İnci ile Ege kasabadaki pazara gidecekleri için çok heyecanlıydılar.
Anneleri dört yeni kaz yavrusu almak istiyordu. Ancak kazları çiftliğe gelmeye ikna etmek pek kolay olmayacaktı.
Eğlenceli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır.
Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.
Okul gezisi için hazırlanan Ege ile İnci çok heyecanlıydı. İpek Hanım çocukları sabah erkenden tren istasyonuna götürdü ve öğretmenlerine teslim etti. Hep birlikte eski buharlı trene bindiler ve yola koyuldular. Ancak gezinin en eğlenceli yerinde, buharlı lokomotif bozulunca planları altüst oldu. Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye çalışan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacaktır.
Ablasıyla birlikte çiftlik işlerine yardım eden Ege tuhaf bir koku aldı. Sanki bir yerler yanıyordu. Kısa bir araştırmadan sonra ambardan duman yükseldiğini gördüler. Artık her şey, paniğe kapılmadan, hızlı ve akıllı hareket etmelerine bağlıydı. Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye çalışan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacaktır.
O gün hava o kadar soğuk ve rüzgarlıydı ki, İnci ile Ege ahırda oynamaya karar verdiler. Ancak devrilen bir ağaç traktörün üzerine düşünce, çocukların dışarı çıkması gerekti.
Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.
İnci buna asla cesaret edemezdi! Yoksa edebilir miydi? Bu eğlenceli öykü, çocuklara korktukları bir durumla karşı karşıya kaldıkları zaman, korkularıyla nasıl baş edebileceklerini anlatıyor.
İnci küvette oynamayı çok seviyordu. Ama saçlarının yıkanmasından hiç mi hiç hoşlanmıyordu! Neyse ki İnci’nin ve annesinin o kadar harika fikirleri vardı ki, banyo yapmak ve saç yıkamak eğlenceli bir hale geliyordu.İnci küvette oynamayı çok seviyordu. Ama saçlarının yıkanmasından hiç mi hiç hoşlanmıyordu! Neyse ki İnci’nin ve annesinin o kadar harika fikirleri vardı ki, banyo yapmak ve saç yıkamak eğlenceli bir hale geliyordu.
İnci, büyükannesiyle hayvanat bahçesine gidemeyeceğini duyduğunda büyük hayal kırıklığına uğradı. Sonra da eve onu ziyarete gelen en iyi arkadaşıyla arası bozuldu. Annesiyle kek yaparken başını açık çekmecelerden birine vurdu. Başına gelen olaylardan sonra İnci’nin teselliye ihtiyacı vardı. Neyse ki annesi İnci’yi nasıl teselli edeceğini biliyordu…
İnci arkadaşının boyadığı yumurtayı yanlışlıkla kırdığında, korkuya kapıldı. Hemen kabukları toplayıp kimse görmeden yok etti. Önce her şeyi itiraf etmeyi düşündü. Ancak arkadaşının ona küseceğinden korkup, bunu herkesten sakladı. Bu güzel öyküde İnci’nin pişmanlığına, korkusuna, itirafına ve özür dilemesine tanık olacaksınız.
İnci kahvaltıda mısır gevreği yiyemediği için güne kötü başlamıştı. Anaokulunda arkadaşlarıyla oynarken de haksızlığa uğradığını düşünüp, üzüldü ve öfkelendi. Burcu Öğretmen hemen olaya el koyarak, tartışma sırasında uyulacak kuralları belirledi.
O gün İnci güne pek de iyi başlamadı. Önce yeni eteğini giymesine izin verilmedi. Daha sonra anaokuluna gittiğinde arkadaşları ona iyi davranmadı. İnci öfkeden ne yapacağını şaşırdı, karnına ağrılar girdi.
İnci bu öfkeden kurtulmalıydı. Peki ama nasıl?
Minik balık ile değnek adam’ın yazar ve çizerden harika bir öykü daha…
“Ben ve sen bir de eski gitar
Ah gururluyuz ve mutlu ne kadar
Mİİ-YAVVV bir de eski gitar
Ah GURRR-urluyuz ve mutlu ne kadar.”
Arkadaşım Mehmet Usta yeni bir binanın inşaatında çalışıyor.
Mehmet Usta şantiyede yapılması gereken işleri bize eğlenceli biçimde anlatıyor. İnşaat ustalarının mesleği hakkında pek çok ilginç bilgiyi paylaşıyor.
Tavşanların tırnakları neden kesilir?
Köpeğin ayağı enfeksiyon olduğunda nasıl tedavi edilir?
Aşı nedir?
Hayvan seven herkes bu ve benzeri pek çok ilginç sorunun
yanıtlarını bu kitapta bulabilir…