Gösterilen 1541–1560 arası toplam: 3487

  • İslamın Işığında Meselelerimiz ve Çözüm Yolları / Risaleler 3

    Müslümanların aleyhine hazırlanan planlar önce onların akıllarını ve kalplerini sonra da topraklarını ve vatanlarını hedef aldı. Onları ırkçılık ve milliyetçiliğe sevk etti. Sonra da her bir ırkı yanı başındakine düşman yaptı. İslam’ın cahiliye bağnazlığına, ırkla ve renkle övünmeye karşı indirdiği hükümlerini unutturdu.

    5,64
  • İslamla Damgalanmış Varoluş

    “İslâmla Damgalanmış Varoluş” İsmet Özel’in Türk yazısı ile neşrolunan çift kapaklı yedinci kitabıdır. Türkler bir yurda değil, bir vatana kavuştuklarında ata binme ve silah taşıma hakkını olduğu kadar salahiyetini de merkezi yönetimden alıyorlardı. Müslüman olmanın bir teminat bilindiği çağdı. Bu toprakta özel mülkiyete ihtiyaç duyulmaksızın ve toplumda bir polis teşkilâtının gözetimine başvurulmaksızın asayişin berkemal yürümesi imkânı veriyordu. Bu kültürün şimdi iz bırakmaksızın ortadan kalkışına hayıflanmayalım. Salih hayat iz bırakmaz. İnsanlar kendi şereflerini koruma çizgisini yeniden yakalayarak öncekinden çok daha üst düzeyde görgülü bir yaşama tarzı yürürlüğe koyabilirler. Ferdin yükselişinin millî yükselişe delil olduğu günleri göreceğimizi bilerek yaşamanın yolunu fark etmemiz her şeyin yoluna girmesini sağlayacaktır. Acaba sözü teker teker hepimizin üstünde birer vazife yüklü olduğu bahsine mi getireceğim?

    13,69
  • İslamofobi

    Islamofobi, 11 Eylül’den bu yana sayısız ayrım, ırkçılık, fiziki saldırı vakaları yanında İslam karşıtı kampanyalarla da katlanarak artış göstermiştir. 2006 Danimarka karikatür krizi ve Papa 16. Benedict’in Regensburg konuşmasını çevreleyen tartışmalar da ifade özgürlüğü, çok kültürlülük, dinî sembollere saygı ve dinler arası ilişkilerle alakalı bazı önemli sorunları ortaya koymuştur.

    Dinî özgürlüğün yanı sıra insan hak ve özgürlükleriyle alakalı temel ilkeleri ihlâl eden İslamofobik eylemler, birçok farklı görünüme bürünmektedir. Bazı durumlarda camiler, İslamî merkezler ve Müslümanların mülklerine saldırılmış ve saygısızlıkta bulunulmuştur. İş yerleri, okul ve meskenlerde ise İslamofobi şüphe, taciz, alay, red, küçük düşürme ve ayrım biçimini almaktadır.

    Elinizdeki seçki, Müslüman ve gayri müslim, Amerikalı ve Avrupalı ilim adamlarının uzmanlık ve tecrübelerini bir araya getirerek İslamofobiye yönelik disiplinlerarası bir yaklaşım sergilemektedir. Tahlille siyasî tavsiyeleri bir araya getiren yazarlar, mevcut uygulamaları tartışıp değerlendirmekte ve ayrım, yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla başa çıkma konusunda yeni yöntemler sunmaktadırlar.

    12,54
  • İslamofobi Endüstrisi

    İslamofobi, 11 Eylül olaylarından sonra birden ortaya çıkmış yeni bir şey değildir. Antisemitizm ve yabancı düşmanlığı gibi uzun bir geçmişi ve derin tarihi kökleri vardır. Onun günümüzde yeniden canlanması, 20. yüzyılın sonlarında önemli sayıdaki Müslaman’ ın Batı’ ya göçmesiyle, İran devrimiyle, adam kaçırma ve rehin alma olayları da dahil 1980 ve 1990′ lardaki terör faaliyetleriyle, 11 Eylül 2001 de Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’ a yapılan saldırılarla bunun ardından oluşan Avrupa’ daki terör saldırılarıyla olmuştur.
    ” İslamofobi Endüstrisi ” adsı eser, özellikle dünyanın Batı yakasında islam hakkında nasıl bir kara propaganda yürütüldüğünü, bunun nasıl bir endüstri haline geldiğini örneklerle ve farklı boyutlarıyla ortaya koymaktadır. Nathan LEAN, bu eserle fikir dünyamıza değerli bir katkı sunmuştur.

    6,79
  • İsmet Özel Cinayeti

    İsmet Özel’i ben öldürdüm, sevgili ‘arka kapak okuyucusu’elindeki kitabın neden var olduğunu bilmek istiyorsun. bilirim. her arka kapak okuyucusu, kitabın tersine bakarak onun düzünün bilinmesi gerektiğini düşünür. bunda tuhaflık yok mu sence! bilmek istediğin şeyin yüzeyine mi bakarsın, içine mi girersin? sana tutup da burada ulu orta ismet özel’i neden öldürdüğümü söylesem, anlamayacaksın. ayaküstü konuşulacak bir cinayet midir işlediğim? ben, dünyadan buraya dalmanı istiyorum, dünyadan sıyrılmanı istiyorum, oturduğun/dikildiğin yerden uzaklara bakacağına, eğil de suyun yüzüne bak! kendi yansımanı, bakışını gördüğünde, sen de dalmak isteyeceksin. eğil o halde, soyun şimdi. veya eğileceğin yere, zamana götür kitabı! nasılsa içerde seni bekleyecek ölmek için ismet özel

    6,79
  • İstanbul Hayalden Gerçeğe Sözden Yazıya

    İstanbul’u sevmekle başladı her şey… Bu sevgiyle yaşayan otuz dört kişinin yüzlerce anısını gün ışığına çıkarma arzusu ile devam etti. Onların şahitliklerinin izinde şehrin dokusunu, tadını, kokusunu, sesini, yapısını, insanını, yemeğini, suyunu, havasını tanıtma ve anlatma yolunda bir serüven başlamış oldu. Bu serüvene eşlik etmek isteyenler bu kitapta; Ahmet Ümit’in “İstanbul’u Savunma Derneği” hayalini, İlber Ortaylı ile Kerem Görsev’in “zaman makinesinde İstanbul’u dolaşma” isteğini, Çetin Altan’ın “2112 yılı İstanbul’unu, Ara Güler’in kendisini “İstanbul’un simgesi” ilan edişini, Ediz Hun’un “eski Yeşilçam filmlerindeki mekânları” anlatışını, Anjelika Akbar’ın “İstanbul’un sesi”ni yorumlayışını, Ayhan Sicimoğlu’nun “büyük İstanbul otoparkı” projesini, Artun Ünsal ve Mehmet Yaşin’in “İstanbul’un unutulmaz lezzetleri peşinde, mekânlar” ile ilgili tüyolarını, Aydın Boysan’ın “İstanbul ve balık” hakkındaki engin bilgisini, Emre Kongar’ın kızlarına “İstanbul’da güvenli seyahat” hakkındaki tavsiyelerini bulacaklardır. Ayrıca okurlar; Buket Uzuner, Semavi Eyice, Hıfzı Topuz, Güngör Uras, Soli Özel, Muazzez İlmiye Çığ, Mihail Vasiliadis, Rıfat Bali, Samim Akgönül, Garo Mafyan, Erol Deran, Giovanni Scognamillo, Sami Kohen, Natali Gökyay, Mehmet Gürs, Serdar Gülgün, Hüseyin Dirik, Komet, Geveze, Turgay Artam, Nazan Ölçer ve Deniz Ülke Arıboğan gibi isimlerin değerlendirmeleriyle anılarına da tanık olacaklar.

    11,39
  • İstanbul Portresi

    “İnsan neden unutur ve neden unutulmuşu hatırlar?

    Peki bir şehrin portresi resmedilebilir mi?

    Sanal âlemde işlenen bir cinayet… İstanbul’un çeşitli noktalarına bırakılan üç cansız beden… Doğu ve Batı resim sanatının öncüleri Vincent van Gogh ile Osman Hamdi Bey’i bir araya getiren akıl almaz olaylar silsilesi ve İstanbul’un kadim sokaklarında cirit atan Kaplumbağa Terbiyecisi kostümlü bir katil zanlısı…
    İstanbul Pera Müzesi’nde başlayan macera, Paris Louvre ve Berlin Alte Nationalgalerie Müzelerine kadar uzandıktan sonra Eskihisar Osman Hamdi Bey Evi ve Müzesi’nde son bulacak!
    İyilerin ve kötülerin iç içe geçtiği, Doğu ve Batı medeniyetlerinin harmanlandığı çok bilinmeyenli bir denkleme hazır olun!

    Şifre Bilimci Milas Ulukan ve Şifreli Dosyalar ekibinin başrolde olduğu soluk soluğa okunacak polisiye türünde bir İstanbul masalı…”
    devamını oku

    7,94
  • İstanbul’dan Sayfalar

    DÜNYA BAŞKENTİ İSTANBUL’UN TADINA DOYULMAYAN SAYFALARI… “İstanbul bütün insanlığın zenginliğidir. Sayfaları çevrilmekle bitmeyen bir kitap; seyrine doyum olmayan bir resimdir. Bu iki bin yıllık dünya metropolünü gözümüz gibi sakınmalıyız.” İlber Ortaylı Tarihte hiçbir şehrin bu kadar adı olmamıştır. Âsitâne, Deraliyye, Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye, Dârü’s-saâdet veya Dersaâdet, İslambol… İstanbul, “stinpolis/şehre doğru” deyiminden gelir. 15. yüzyıldan beri şehre gelen seyyahlar onun düzineyle ismini saymadan edemezler; Byzantion, Nea Roma gibi… Slavlar, “Tsarigrad” der. Balkanlarda hâlâ, “çar şehri” ismiyle yaşar. İşte böyle ismi çok, eseri çok, uzun geçmişi şanlı bir şehirdir İstanbul. İlber Ortaylı çok sevdiği İstanbul’un sokaklarını arşınlarken, bir şehrin nasıl gezilmesi gerektiğini de gösteriyor. Bir şehri sevmenin onu övmekten çok, omuzlara ağırlık yükleyen bir sorumluluk olduğunu belirtiyor. Kenar mahallelerinden surlarına, kütüphanelerden eğlence mekânlarına, kadim semtlerden popüler caddelere dek benzersiz bir İstanbul seyahati sunuyor. Bu seyahatte çarşılar, saraylar, hamamlar, kubbeler, köşkler, kasırlar ve yalılar yeniden anlam buluyor. Diliyle, tarihiyle, coğrafi nitelikleriyle, inançlarıyla, gelenekleriyle, yeme-içme kültürüyle ve sosyal hayatıyla benzersiz bir şehir olan İstanbul için, “sayfaları çevirmekle bitmeyen bir kitap; seyrine doyum olmayan bir resim” diyor Ortaylı. İstanbul’dan Sayfalar, bu şehrin her köşesini merak edenler kadar, bu şehirde yaşasa da onu tanımayanlar için de sıra dışı bir rehber, eşsiz bir hazine…

    7,90
  • İstanbul’un Fethi

    Sevgili meraklı ve sanatsever çocuklar, Fatih Sultan Mehmet’i tanıyor musunuz? Peki, İstanbul’u fetheden padişah olduğunu biliyor musunuz? İşte, elinizde tuttuğunuz bu boyama kitabıyla Fatih’in çocukluğunu, eğitimini, başarılarını ve en büyük eseri olan fethini boyayarak, renklendirerek öğreneceksiniz. Haydi, ne duruyorsunuz? Hazırlayın o rengârenk kalemlerinizi… Fethin Fatih’i sizleri bekliyor!

    6,90
  • İşte Ben!

    Farenin bir kaplan gibi çizgili kürkü ya da bir flamingo gibi parlak pembe tüyleri olmayabilir. Çenesi kuşkusuz bir timsahınki kadar güçlü değildir. Ve elbette bir aslan gibi kükreyemez. Ama o öyle memnun ki halinden!
    Kendini sevmenin her şeyden daha önemli olduğunu gösteren bu koca yürekli minik fareyle dünyayı dolaşıp muhteşem hayvanlarla tanışmaya ne dersiniz?
    5,64
  • İşte Önderimiz Hz. Muhammed

    İşte önderimiz Hz. Muhammed, Allah’ın yaratmış olduğu en güzel insanın hayatını ve mücedelesini anlatmaktadır. Hz. Muhammed, kendisinden önce gelip geçmiş olan bütün peygamberler gibi, insanların, kendileri gibi insan olan varlıklara değil, sadece Allah’ın Kur’an’la bildirdiği ilahi kanunlara bağlanmalarını tebliğ ediyor, ezilmiş insanlara hürriyet mücaadelesini öğretiyordu.

    7,94
  • İstihbaratın Kısa Tarihi: Gölge Oyunu

    İnsanoğlu, tarih boyunca hep ötekileri merak etmiş ve onlar hakkında bilgi sahibi olmaya gayret etmiştir. Bu nedenle istihbaratın ortaya çıkışı insanlığın başlangıcına kadar götürülebilir. Her topluluk kendi varlığını korumak ve diğerlerine üstünlük kurmak için ötekiler hakkında bilgi sahibi olmaya ve onların teşebbüslerini engellemeye çalışmıştır. Dolayısıyla tarihin her devrinde istihbarat ve istihbaratçılar toplumların vazgeçilmez bir parçası olagelmiştir.

    İlkin Başar Özal, kaleme aldığı İstihbaratın Kısa Tarihi / GÖLGE OYUNU isimli çalışmasıyla istihbarat tarihine ait bilgi yumağını adeta hallaç pamuğu gibi elden geçiriyor.

    Fırat Nehri’nin kıyısında bulunan antik dönemden kalma bir kil tablet hangi istihbarat olayını aydınlatıyordu?
    Asurluların kurduğu ticaret merkezlerinin istihbarat faaliyetleri ile ne ilişkisi vardı?
    Roma, Yunan ve Pers medeniyetlerinde istihbaratın önemi neydi?
    Üç semavi dinin Peygamberleri inananlarını korumak için hangi istihbarat yöntemlerine başvuruyordu?
    Kardinal Richeliu’den Casanova’ya modern öncesi dönemde Avrupa’daki istihbarat mücadelelerinde neler yaşandı?
    Amerikan İç Savaşı’nda kadınların ve zencilerin rolü neydi?
    Fransa’daki Dreyfus Meselesi’nin istihbarat tarihindeki önemi neydi?
    Birinci Dünya Savaşı’nda ne tür istihbarat mücadeleleri yaşanmıştı?
    İstihbarat tarihi açısından İkinci Dünya Savaşı’nın önemi neydi?
    Soğuk Savaş sürecinde istihbarat faaliyetlerinin ulaştığı nokta neresiydi?
    21. yüzyılda istihbarat faaliyetleri hangi noktaya evirildi?
    İlkin Başar Özal, bu soruları İstihbaratın Kısa Tarihi / GÖLGE OYUNU kitabıyla cevaplıyor ve tarih boyunca perde arkasında kalan faaliyetlere ışık tutuyor.

    9,09
  • İti- Razı Olan Var mı?

    Gökten 3 cihaz düşmüş Akıllı telefon, tablet ve televizyon. Bunların hepsi de senin evine düşmüş. Acaba düşerken senin de bir yerlerini kırmış olabilir mi? İTİRAZIM VAR! Çocuk ve televizyon, ailemiz ve diziler Müslüman’ın gerçek gündemi ve medya… Hepsi ve daha azı bu kitapta.(Daha fazlası da var merak etme)

    5,90
  • İtikadda Orta Yol

    İslâm düşünce tarihinin en etkili isimlerinden biri olan ve Hüccetü’l-İslâm unvanıyla tanınan Gazzâlî, ehl-i sünnet kelâmının önemli kaynaklarından olmakla birlikte geçmişte yeterince rağbet görmeyen İtikadda Orta Yol’da itikadî meseleleri aktarıp lehte ve aleyhte ortaya atılan fikirleri naklettikten sonra en doğru görüşün orta yola (iktisâd) bağlı olan ehl-i sünnet tarafından temsil edildiğinin altını çizer ve konuları hem aklî hem de naklî esaslar çerçevesinde izah eder. Bu bakımdan eser, mantık kurallarının itikadî konulara uygulandığı ilk eserlerden biridir. Gazzâlî’nin -kendi ifadesiyle- bu eserde ortaya koyduğu deliller, itikâdî/manevî hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar hükmündedir ve bunu uygulayan doktorun (kelâmcı) yetenekli, sağlam görüşlü ve keskin zekâlı olması gerekir. Bu sebeple, eserin girişinde geniş bir metodoloji kısmına yer verir. Kısacası, İtikadda Orta Yol bir yandan yeterli miktarda kelâm bilgisine sahip olmak isteyenler için sahih itikadın çerçevesini belirlemekte, diğer taraftan, bid‘at ve dalâletlere karşı çıkarak şüpheleri gidermek ve avamın itikadını savunmak isteyenlere kılavuzluk etmektedir.

    13,69
  • İtikaf Hükümleri ve Müslüman Hayatındaki Yeri

    Ramazan ayında özellikle teşvik edilen ibadetlerden itikâfa dair kaleme alınmış en kapsamlı çalışma olan eser, yazarının çok sayıda kaynağa başvurarak ortaya koyduğu güçlü bünyesiyle dikkat çekici bir emeğin ürünü. İtikâfın uygulanışını çok yönlü biçimde ve görüşlerin delilleriyle açıklayan, İslam ilim geleneğinde etkili olmuş ilmî eserlerden istifadeyle kaleme alınan kitap, dipnotlarındaki ayrıntılı işçiliğe rağmen okura konunun pratiğini ve arkaplan derinliğini aynı anda sunabiliyor. Son devir Irak ulemasından Kubeysî’nin bu önemli eseri Nureddin Yıldız çevirisiyle şimdi Türkçe’de.

    6,79
  • İtiraflarım

    Tolstoy’un bilişsel serüvenini özetlediği İtiraflarım, yazarın, hayatın anlamını kavramaya yönelik sorularıyla biçimleniyor. Kitabı okuduğunuzda kesin ve gerçek bilginin Descartes’ın tavrıyla, gerçekten de her şeye duyulan mutlak bir şüpheyle başladığını fark edeceksiniz: “Kesin bir gerçek bilgi, inanca dayalı bütün bilgileri bir kenara bırakıyor, her şeyi mantığın, deneyin yasalarına göre yeniden yapılandırıyordu. Buna rağmen hayata dair sorulara hâlihazırda sahip olduğum belirsiz cevaptan başka bir yanıt vermiyordu.”

    4,49
  • İtiraflarım

    Aşağıya bakmak korkutucu.Eğer aşağıya bakarsam tutunduğum son şerit de elimden kaçacak ve yok olacakmışım gibi hissediyorum. Bakmıyorum, fakat bakmamak daha da kötü çünkü şimdi de son şerit koptuğunda başıma gelecek olanları düşünüyorum. Müthiş bir dehşetle gücümün son damlasını da tükettiğimi hissediyorum, sırtım boşluğa gittikçe daha da çöküyor. Bir saniye sonra düşeceğim. Aniden aklıma bir fikir geliyor: Bu gerçek olamaz. Bu yalnızca bir rüya.

    4,49
  • İyi Gidiyorsun

    Dostum, kardeşim; Bir şekilde yaşamaktan ziyade doğru bir şekilde yaşamak derdini taşıyorsan, iyi gidiyorsun. Yaptıklarını gözden geçiriyor, yapamadıklarını telafi ediyor, yapmak istediklerini değerlerine göre belirliyorsan iyi gidiyorsun. İyilik yaptığında seviniyor, kötülük yaptığında üzülüyorsan iyi gidiyorsun. Sözünü tartarak söylüyor, incitmemeye ve incinmemeye çalışıyorsan iyi gidiyorsun. Heyecanlarını soldurmamaya, göğsünü daraltmamaya, ümitlerini köreltmemeye gayret ediyorsan iyi gidiyorsun. Karşılaştığın bütün zorluklara rağmen ayaklarını sağlam basıyor, yüzünü aydınlık tutuyor, enerjini kaybetmiyorsan iyi gidiyorsun. “İyi Gidiyorsun” güzel hissetmek, farketmek isteyen herkes için, gündelik hayat koşuşturması içerisinde basit görünen ama derinden derine bizi etkileyen önemli konulara değiniyor.

    7,94