Gösterilen 1–20 arası toplam: 134

  • 0-6 Yaş Dönemi Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural

    Türkiye’nin en çok okunan pedagoji kitapları yazarı Pedagog Dr. Adem Güneş, bu kez çocukluk döneminin en kritik çağını ele aldı. Çocuğun kişiliğinin ana hatlarının oluştuğu 0-6 yaş dönemi ve bu dönemde kaçırılmaması gereken 100 Temel Kural’ı kısa, öz ve sade bir dille bu eserde topladı. Bir Hint atasözü; “Çocuklarınızı 6 yaşına kadar bana verin, 60 yaşına kadar sizin olsun…” der… Pedagojik açıdan doğrudur bu söz… Zira çocukluk dönemi, his edinim dönemidir… Ve hangi his yerleşirse 6 yaşına kadar çocuğa; o, huya dönüşür… İncecik sızı bırakır duyguda, sökülüp atılması kolay olmayan… Kiminde, uğursuz bir iç ses gibi fısıldar durur, bütün bir ömür değersizlik hissettirir insana iliklerine kadar… Kiminde ise cıvıl cıvıl bir iç kıpırtısı verir, dinmek bilmez yaşama sevinci… Ve en zor anlarda çocukluğun tebessümü koşar gelir yardıma… Her insanın sadece bir kez çocuk olma hakkı vardır… O da anne babasının çocukluğunu yaşamasına izin verdiği kadardır…

    11,39
  • Abartma Tozu

    Bir sabah uyandık ve bizim kasaba toptan delirdi.
    Annem sağlıklı yaşam uğruna evi dev bir organik tarım alanına dönüştürdü.
    Babaannem sevimli, minnoş pansiyonunu oteller zinciri yaptı.
    Babam daha çok para kazanmak için eve uğramaz oldu.
    Kuzenim ata binerken resim yapmaya, flüt üflerken piyano çalmaya başladı.
    Yengem temizlikle kafayı bozdu. Kocasını pis diye evden kovdu ve çocuklarını her gün suya yatırdıktan sonra mandalla çamaşır ipine astı.
    Sevgi Teyze, daha çok sevebilmek için çocuklarını koltuğa bağladı, hepsine aynı kombin kıyafetler giydirdi ve onları sevgi komasına soktu.
    Fehmi Abi, bilgisayarın başından tuvalete gitmek için bile kalkmadığından hastanelik oldu.
    Okulda daha başarılı olmak için teneffüs yapmamaya, hafta sonları da okula gitmeye başladık.
    Etrafımda bir tane normal insan kalmadı.
    Ha şimdi diyeceksin ki bir tek sen mi normalsin?
    Evet, bir tek ben normalim. Neyse ki mücadeleci bir ruhum var. Bu kasabadaki insanlara bir süper kahraman lazımsa o kesinlikle benim. Koca kasabada yanımda olan tek kişi, Tevfik Kılıkırkyarar. Gerçi o da çok normal değil ama olsun, o da insan.

    8,90
  • Adı Konmamış Çağda Yeni Anne Babalar

    Her kuşak çocukluğunun renklerini kendi çocuklarına armağan olarak saklamayı düşünür. Her kuşak dünü bugüne, bugünü yarına taşıyacak toplumsal çerçevenin kavi olmasını talep eder. Barbarosoğlu ve Şişman, neoliberal politikaların inşa ettiği yeni ebeveyn kültürünü, anne baba olmanın tarihî tecrübesi üzerinden değerlendirerek günümüzde çocuk yetiştirmenin neden giderek zorlaştığını hem genç anne babaların hem de eski kuşakların anlaması için bir izlek ortaya koyuyor. Adı Konmamış Çağda Yeni Anne Babalar, çağdaş çocuk yetiştirme süreçlerine ve ebeveynlerin karşı karşıya olduğu güncel sorunlara, tecrübe ile bilgiyi harmanlayan bir bakış açısı ile yaklaşıyor. Gelecek kuşakları yetiştirme sorumluluğunu sadece anne babalara yükleyen toplumsal çerçevenin artıları ve eksileri, filmler, romanlar, hikâye ve masallar üzerinden analiz ediliyor.

    6,79
  • Aile Okulu ve Evlilik

    Toplumun en küçük birimi olan aile, bizim yaşadığımız coğrafyada bir kat daha önemlidir. Aile birliğinin kurulması kadar, bu kurumun sürdürülmesi ve yaşatılması da toplumsal beraberliğin bir anahtarıdır. Dolayısıyla, ailede ortaya çıkan kimi sorunları aşmak ve onları çözüme kavuşturmak için her zaman makul bir yolun varlığı aşikârdır. Aile içinde sağlıklı ilişkiler kurabilmenin yolunu karşılıklı anlayış ve sevgi-saygı-güven bağında gören Tarhan, mutlu bir yuvanın ipuçlarını veriyor. Aile Okulu ve Evlilik, çocuklara özgüven kazandırmanın yollarından saygı eğitimine, ergenlik dönemi sorunlarından eşler arasındaki kıskançlıklara ve eşlerin birbirini tanımasının öneminden gelin-kayınvalide çatışmalarına kadar pek çok konuya ve soruna ışık tutan önerileri bir araya getiriyor. Aile Okulu ve Evlilik, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın kaleminden, mutlu aileler için rehber niteliğinde bir başvuru kitabı.

    10,90
  • Aile Olmak

    Yeryüzünün en köklü, eski ama eskimeyen kurumudur aile. Kur’an-ı Kerim’in şahitliğiyle biliyoruz ki, insanlık serüveni iki eş ve bir aile ile başlar: Hz. Âdem ve Hz. Havva… Onlar aynı hamurdan yaratılıp aynı emre muhatap oldukları an, “eş” olmayı öğrenmiştir insanlık. Onların Rahmet Tepesi’nin eteklerinde buluştuğu gün, “yuva” kavramıyla tanışmıştır. Artık yeryüzünde anne vardır, baba vardır, evlat vardır. Binlerce yıl geçer, milyarlarca aile kurulur, devasa bir insanlık ailesi oluşur.
    Aile, yeryüzü hikâyemizin ana fikridir. Devr-i Yusuf’tan beri güzele meftun olan gönüller, kendilerini koruyup kollayacak, sevip sayacak canlara kavuşmayı arzular; muhabbet rüzgârına kapılarını açar. Kadınıyla erkeğiyle, siyahıyla beyazıyla, Arabıyla Acemiyle, yaşlısıyla genciyle, fakiriyle zenginiyle nice insan için umudun rengi, huzurun dili aynıdır: Aile…Zamansız bir kurumdur aile. Tarih akar, zaman akar, kara toprak üzerinden nice insan akar… Dünyamızın dili olsa da söylese! Acı tatlı tecrübeler, doğru yanlış adımlar, eski yeni âdetler, iyi kötü huylar, güzel çirkin hatıralar derken, nice evlilikler yaşanır. Âdem ve Havva neslinin kavuşma, kaynaşma, paylaşma, bütünleşme, sevme ve sevilme, güvenme ihtiyacı hiç son bulmaz. Her aile dünü, bugünü ve yarını ile bambaşka bir hikâye yazar.
    Bu eserde yeni kurulan bir aileyi, bir süre yol almış bir başka aileyle yan yana göreceksiniz. Hayat yolculuğunda anneleri, babaları, çocukları izleyeceksiniz. Aynı hedefe yürüyen, aynı emeli büyüten, aynı erdemleri yücelten, aynı ideallerle hareket eden bir bütün olabilmek için Yüce Rabbimizin aileye neler öğütlediğini okuyacaksınız. Mutlu bir aileye sahip olmak için ihtiyacınız olan ipuçlarını Sevgili Peygamberimizin dilinden dinleyeceksiniz. Kur’an ve Sünnetin huzur dolu ikliminde nefes alan bir ailenin gerçekleriyle tanışacaksınız…

    4,49
  • Aile Olmak

    Korunması gereken pek çok değerimiz arasında aile, en ön sıralarda yer almaktadır. Aile, toplumun temel birimidir, ancak aynı zamanda İslami mücadelenin ve sivil toplum çalışmalarının sürekliliği ve başarısının da temel zeminidir. Aileye dayanmayan yapılar lokal alanlarda geçici başarılar sergileyebilirler ancak bunlar saman alevi gibi çabucak sönecektir. Yapılan herhangi bir işteki hayır, çok olmasından değil, sürekliliğinden kaynaklanır. Toplumsal hareketlerde sürekliliği sağlayacak olan da aile kurumudur. Ailenin bu kadar önemli olması, bu kurumda ortaya çıkan aksaklık ve sorunları da toplumun en önemli gündem maddelerinden biri haline getirmektedir. Bugün aile kurumu pek çok yönüyle tartışılır hale gelmiş ve bu kurumun işlevselliği üzerinde ciddi kuşkular oluşmaya başlamıştır. Bu çalışmanın hazırlanmasının nedeni, aile ile ilgili sorunları ele almak, bunlara çözüm aramak, böylece salih ve sahih bir geleceğin yollarını ortaya koymaktır. Kendi değerlerimizle uyumlu bir aile tasavvuru için gerekli kavramsal çerçeveyi belirleyerek İslam dünyasındaki aile ile ilgili sorunların çözüm imkânını sorgulamaktır.

    7,94
  • Ailede ve Okulda Çocuk Eğitimi

    Bu eser, hem bir baba, hem de bir eğitimci olarak, yirmi yıllık bir tecrübenin ürünü. Dünyanın küçüldüğü, bilimin, teknolojinin hızla arttığı, çocukları etkileyen olumsuz unsurların çoğaldığı günümüzde; çocuk yetiştirmek ve eğitmek, hem zor,hem de daha önemli hâle geldi. İşte bu kitabın temel hedefi; son derece yetersiz ve eksik bilgilerle yapılan çocuk eğitiminde yeni bir sistem sunmak. Bu kitap, ilkokul öğretmenliğinden üniversite öğretim üyeliğine kadar, eğitim ve öğretim hizmetlerinin içinde bulunmuş bir eğitimcinin tecrübeleri…. Kitaptaki kurallar, gerek anne ve babalara, gerekse öğretmenlere bir rehber vazifesi görecek.

    6,79
  • Ailem

    Bu çalışma, ailenin kurulması, korunması ve güçlendirilmesi adına sosyal bilimlerin ve dini kaynakların danışmanlığına müracaat etmeyi; bir yuvanın karşılaştığı risk alanlarını dikkate almak suretiyle sorunlara dair çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır. Bizleri yüreklendirmekte; aile değerlerimizi hatırlamaya, ailemiz hakkında sorumluluk üstlenmeye ve daha mutlu , güvenli, dayanımlı yuvalar için emek vermeye davet etmektedir.

    5,64
  • Ailemde Huzur İstiyorum

    “Ateşi, kıvılcımken söndürmeli!” Ailemde Huzur İstiyorum… İnsan ailede var olur… Ailede anne-baba ve çocuklar vardır… Aile insanın büyüdüğü, beslendiği yerdir, kökleridir… Yuvanın sıcaklığı, nereye gidilirse gidilsin, aranan ve özlenen bir değerdir… Aile dünyaya gelmenin eşiği, insan olmanın beşiği ve insanlığın geleceğidir… * * * Her insan, içinde daha iyi bir insan saklar. Söz ve davranışlarımızla o iyi insanı açığa çıkarabiliriz. Bir insanın kendini iyi hissetmesi, dünyanın iyiye gitmesine katkıdır. Bir çift güzel söz, insanın dengesini yerine getirebilir. İnsanlar arası ilişkilerde sıkıntı çıkması kaçınılmazdır. Bu sıkıntılar aile bireyleri arasında yaşandığında tüm hayatımızı etkiler. Yaşanan sıkıntıların sebebini herkes önce kendinde aramalı, yanlışı varsa özür dilemeli ve yaşananlardan ders alarak yoluna devam etmelidir. Ayrıca, bir sorunun anlık çözülmesinden daha önemlisi, soruna sebep olan bakış açısını düzeltmektir. Eşler arasında doğru iletişim ve güzel geçimin oluşabilmesi ve devam edebilmesi için, her iki tarafın da kendi payına ne düştüğünü bilmesi ve elinden gelenin en iyisini yapabilmek için çaba sarf etmesi gerekir. Aksi hâlde, herkes ortaya çıkan sorundan karşısındakini sorumlu tutar. Bu ise çözümsüzlüğün ta kendisidir. Oysa bu, iki tarafın da katkısı olan bir sonuçtur ve çözümü de birlikte bulunmalıdır. Bu kitap; yaşanmış olaylardan yola çıkarak, ailelerde yaşanan sorunların tespitine ve sorunların çözümünü kolaylaştıracak değişik bakış açıları kazandırmaya yardımcı olacaktır.

    10,24
  • Ailesiz Toplum Modern Ya Sonrası?

    İnsanlık adına çok büyük bir değişim döneminin arifesindeyiz. Öyle bir değişim ki, bildiğimiz hemen her şeyin; “devletin”, “dinin”, “toplumun”, “ahlakın”, “cinsiyetin”, “işin” anlamının değişeceği, dönüşeceği, translaşıp karmaşık formalara bürüneceği; tarihte daha önce hiç yaşanmamış yeni bir dönem geliyor. Görünen o ki, son yıllarda devletlerin frenlemesinden kurtulan büyük şirketlerin elinde ürkütücü bir hızla gelişen teknoloji vasıtasıyla gelen bu dönemden ne vücut ne mana olarak “insan” da sağlam çıkamayacak.
    Geliştirilen yapay zekâlı robotlar/makineler egemenlerle en alttakiler arasındaki mesafeyi öylesine açıyor ki, bu mesafe egemenlere artık; “Tanrı olmanın vakti geldi” demenin cüretini veriyor. Yeni paganist dönem dedikleri bu dönemde, tanrı rolünü oynamak için önlerinde engel olarak gördükleri “insaniyet merkezli” dünyayı, bu dünyanın ürettiği hümanizmi, “insanlığın büyük kibri” dedikleri “İnsan Hakları”nı, 300 sene önce öldürdüklerini ilan ettikleri tanrıdan geriye kalmış “hortlak”ı (ahlakı) ve binlerce senelik normları yeniden tanımlamak veya tarihe gömmek istiyorlar. Bunun için en uç, en sapkın unsurları; yani toplum içinde en dayanaksız ve kontrol edilebilir unsurları merkeze davet ederek, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” ve “Hayvan Hakları” gibi projeler üzerinden bir ahlaki altüst oluş, tüm toplumsal değerlerin yerinden edildiği bir “Ahlaki Kaos” var etmek istiyorlar.
    Henüz büyük kalabalıkların pek de hissetmedikleri ancak egemenlerin “insan sonrası” diye adlandırdıkları bu dönemi, her geçen gün daha derinden hissedeceğimizi söylemek zor değil. Yapay zekâlı robotlar milyarları işsiz bıraktığında, devasa şehirler fakirlerin toplama kamplarına dönüştüğünde, gidilecek köyün, ekilecek tarlanın, bakılacak hayvanın, bunları yapacak becerinin çoktan kaybedilmiş olduğu fark edildiğinde yaşayacağız büyük şoku.
    Güçsüzler tarihin hiçbir döneminde güçlülerin karşısında bu kadar çaresiz ve bu kadar darmadağın olmadılar. Bu dağınıklık egemenlere, artık kendilerine ihtiyaç duyulmayan sanayi toplumlarının artıkları/atıkları/lüzumsuzları olan devasa kitlelerden kurtulabilmek için cüretkâr projeler üretme cesareti veriyor.

    7,94
  • Anne Babalar İçin Çocuk Beyni

    Çocuk beyninin hayatının ilk altı yılında bir daha hiç sahip olmayacağı kadar büyük bir potansiyeli vardır. Fakat bu, çocuklarımızı küçük birer dâhiye çevirmek zorunda olduğumuz anlamına gelmez zira bunu yapmak hem imkânsızdır hem de baskı altında kalan beyin ilerlemek yerine tam tersine yolunu kaybeder.

    Yıllarca insan beyni üzerine çalışmış olan nöropsikolog ve psikoterapist Álvaro Bilbao, nörobilimin, çocukların tam düşünsel ve duygusal gelişime ulaşmaları için anne babalara ve tüm eğitimcilere sağladığı bilgileri kitabında bir araya getiriyor. Üç çocuğunu yetiştirirken bizzat kendisinin de uyguladığı basit ilkeler, anne ve baba rolünüzü layıkıyla gerçekleştirmenize ama en önemlisi de çocuğunuzla eşsiz ve özel bir bağ kurmanıza yardımcı olacak. Ödül ceza sistemi içinde yaptığımız doğru bilinen yanlışlar, teşvik edici sandığımız ancak aslında özgüveni zedeleyen cümlelerimiz gibi günlük hayattaki rutinimizde küçücük değişiklikler yaptığımızda çocuklarımızın neler başarabildiğini görmek âdeta bir mucize etkisi yaratacak.

    11,39
  • Anne Ben Nereden Geldim Çocuklar İçin Cinsel Eğitim

    “YOKSA SİZ HALA DAHA LEYLEK HİKAYESİ Mİ ANLATIYOR SUNUZ? Onun sorularına cevap vermek hiç bu kadar kolay olmamıştı…. ÇOCUKLAR cinsiyete ve cinsiyet farkına ait soruları 3-4 yaşlarından itibaren sormaya başlıyor. Sorulara muhatap olan çoğu anne baba, beklemedikleri bu sorular karşısında paniğe kapılıyor. Aslında sorunun cevabını bilmediklerinden değil; nasıl cevap vereceklerini bilmediklerinden paniğe kapılıyorlar. Bunun sebebi de, konuya yetişkin gözüyle bakmaları. Yetişkin gözüyle baktıkları için cinsellikle ilgili soruların anne baba arasında geçen mahrem ilişkileri kapsadığını, bu yüzden cevap vermenin zor olduğunu düşünüyorlar. Peygamberimiz bir hadisinde: “Çocuğu olan onunla çocuklaşsını buyuruyor. Biz bu hadisi: “Çocukla konuşurken empati yapın, onun seviyesine inin, anlayacağı bir dil kullanını şeklinde anlıyoruz. Kendimizi çocuğun yerine koyup düşündüğümüzde, onda henüz cinsel tecessüs uyandıran hormonlar aktif olmadığı için sorularının cinsellikle ilgili olmayıp öğrenme amaçlı olduğunu görürüz. Konuya çocuk gözüyle bakınca, işimiz kolaylaşır. Paniğe kapılmadan, sıradan bir soruya cevap veriyormuş gibi, çocuğun anlayacağı basit bir dil kullanarak sorusunu cevaplandırmalıyız. Verdiğimiz bilgi basit, kısa ve doğru olmalıdır. Bu kitabı çocuklar için yazdık, ama henüz okuma bilmeyen çocuklara anne babalar okuyacaklar. Kitabın iki kahramanı her ne kadar 3-4 yaşlarında bir kız çocuğu ve onun sorularına cevap veren bir anne ise de; kahramanlar değişebilir. Cinsiyete ait soruları, genellikle, kız çocukları annelerine, erkek çocukları babalarına sorsalar da; bu bir kural değildir. Bir kız çocuğu, cinsiyete ait soruları kendisine yakın bulduğu babasına veya dedesine de sorabilir. Bunda yadırganacak birşey yoktur. Kitabın kurgusunu yaparken literatürde geçen bütün sorulara cevap vermeye çalıştık. Bununla beraber çocuğunuzun sorabileceği her soruya cevap verdiğimizi iddia edemeyiz. Zira her çocuk kendine özeldir. Her çocuğun ilgi alanı ve merak ettiği konular farklı olduğu gibi, soruları da farklı olacaktır. Dinî ve ahlakî değerlere dikkat edilmesi gereken böylesine zor bir konuda kitap yazmanın kolay olmadığını sizler de taktir edersiniz. Hatalarımız varsa, iyi niyetimize bağışlamanızı umuyoruz.

    7,94
  • Annelik Sanatı

    Kadın yalnızdır aslında… Eşi olsa da, çocukları bulunsa da… Sevincinde yalnız… Ağlamalarında yalnız… Çocukluğunda yalnız, genç kızlığında yalnız… Çaba içindedir herkes, ondan bir şeyler koparmak için… Kimi sevgisizliğinin doyurucusu gibi tanır onu… Kimi yalnızlığının gidericisi gibi… Ve belki karşılıksızlığından olsa gerek, verdiği “iyi eder” insanı… Bu kitabın adı her ne kadar Annelik Sanatı olsa da; aslında kadınların eşleri için yazıldı… Annelerin çocukları için… Bir annenin yalnızlığının derinliğini görmek… Ona gerçekten “eşlik” etmek… Ona eşlik ederken, onunla iyi olmak isteyenler için yazıldı… Bir kadının öfkesinin çocuksu zayıflıklarını örtme çabası, kızgınlıklarınınsa artık bunaldığının işareti olduğunu fark etmek isteyenler için yazıldı… Ve belki kendinin nasıl bir anne olduğunu aynada görmek isteyen anneler için yazıldı…

    12,54
  • Annem ve Babamla Oynuyorum Öğreniyorum

    Okul öncesi dönemde oyun ve arkadaş ihtiyacı karşılanmayan, beton evlerde, dört duvar arasında yetişen çocuklar, okula uyum sağlamakta zorlanırlar. Annesinin dizi dibinden ayrılmak istemeyen, okul korkusu yaşayan, aileye bağımlı çocuklar, oyuna ve arkadaşa alışık olmayan, ‘biz’ bilincine ulaşamamış çocuklardır.
    Mesleğiniz ne kadar zor, ev işleriniz ne kadar çok olursa olsun, çocuklarınıza zaman ayırmalısınız. Ayıracağınız zamanın süresi değil, kalitesi önemlidir. Ayırdığınız zaman kısa süreli de olsa, eğer birlikte geçirdiğiniz dakikalar, ikiniz için de zevkli geçmiş, duygu ve sevgi alışverişinde bulunabilmiş, kendinizi mutlu hissetmişseniz; ayırdığınız zaman kaliteli geçmiş demektir.
    Bu kitapta yer alan oyunlar ve aktiviteler, çocuğunuza ayırdığınız zamanın kaliteli geçmesi için size yardımcı olacaktır.
    devamını oku

    6,79
  • Annenin Ruh Halleri

    Annelik… Her kadının tatmak istediği ‘güzel’ duygu… Kadını ‘kadın’ yapan olgu… Yaradan’ın kadınlara ‘özel’ lütfu… Kadına Cennet kapısını açan anahtar! Annelik kutsal olmasına kutsal ama, günümüzde anneler çok da mutlu değil! Kimisi eşleri, çocukları tarafından anlaşılamamaktan şikâyetçi, kimisi hazır olmadığı bir yükün altına girdiği için tedirgin ve hatta pişman. Uzman Pedagog Mehmet Teber, 10 yılı geçkin bir zamandır binlerce anneyi gözlemlemiş, onlarla görüşmüş. Anneliğin ardında nice duyguların, hayallerin, arzuların, zorlukların, çilelerin barındığını görmüş! Yaşananların annenin ruh halini nasıl etkilediğini, annenin davranışlarına nasıl yansıdığını tespit etmiş. Teber, bu kitapta anneye ve anneliğe dair edindiği bilgileri bizlerle paylaşıyor. ‘Ben nasıl bir anneyim?’, ‘Eşim nasıl bir anne?’, ‘Annem nasıl bir anne?’ diye merak edenlere duygusal bir yol haritası sunuyor. Bu kitabı okuyan anneler kendilerinin, duygularının, ruh hallerinin farkına varacak! Anlaşılmış olmanın mutluluğunu yaşayacak… Babalar da eşlerinin dünyasına yolculuk yapacak, erkekler bu kitapla kadını daha iyi anlayacak, anneliğin dışarıdan göründüğü gibi kolay olmadığını görecek! Annenin Ruh Halleri yazarın anneye ve anneliğe dair edindiği bilgileri önce annelerle sonra da tüm toplumla paylaşmak isteğinin bir ürünü. Annelerin kendilerine bile tarif edemediği acıları, yaraları, yalnızlıkları onlar için yazmayı arzu etmiş yazar. Siz de anneleri ve anneliği gerçekten anlamak istiyorsanız, bu kitabı mutlaka okuyun!

    7,94
  • Aşkın Ev Hali Cennetim Olur musun? – Sonsuza Dek Aşk

    Erkek: İnsanın dünyadaki cennetidir yuvası. Ben seninle cennetimi kurmak istiyorum. Cenneti dünyama taşımak istiyorum. Kadın: Var Eden, bizi birbirimiz için yarattı. Ben bende olmayanda seni buldum. Bende olmayanlara teslim oldum. Bir tarafta ailesini koruyan ve idare eden, mantığın sesi erkekler; diğer tarafta ise şefkatiyle yuvasına sevgi aşılayan, kalbin sesi kadınlar… Ahmet Bulut’un Gülseren Gümüş’le birlikte kaleme aldığı Aşkın Ev Hali, hem kadın hem de erkek bakış açısına yer verirken, eşleri birbirine yakınlaştırarak cennet gibi bir yuva sunuyor. Çift renkli baskısı, özel renkli kâğıdı ve illüstrasyonları ile zenginleştirilmiş içeriği ile Aşkın Ev Hali sonsuza dek aşk için bir başucu kitabı.

    8,90
  • Bağırmayan Çocuklar

    Merhaba anneciğim, Benim, yavrun. ‘Kim olduğunu zaten biliyorum’ deme. Çünkü bence henüz yakından tanışmadık seninle. Beni tanımak için yeterince çaba sarf etmedin bence. Eğer tanışmış olsaydık ağladığımda, inatlaştığımda, korktuğumda, tepki gösterip öfke duyduğumda sana bir şeyler anlatmaya çalıştığımı fark ederdin. Hareketlerime değil, onların altındaki asıl sebebe odaklanırdın. ‘Beni üzmek için yapıyor’, ‘Sırf benimle inatlaşmak için uğraşıyor’ diye düşünmezdin o zaman… Her davranışımın altında masum bir ihtiyaç olduğunu hissederdin. İşte artık seninle tanışalım diye, bu kitabı bırakıyorum ellerine… Beni tanıdıkça daha da çok seveceğini, gelişimime destek vereceğini, elimden tutup hayat yolumda birlikte yürüyeceğini biliyorum. Ve yaptığın ya da eksik kaldığın her bir yönünle birlikte, seni çok ama çok seviyorum.

    10,24
  • Bağlanma Günlüğü

    Hatice Kübra Tongar’dan Mutlu Ailelere!
    Bu günlük değişimin, gelişimin ve ‘ailece’ daha huzurlu günlere yürümenin başlangıcı olsun niyetiyle hazırlandı.

    Bu günlük değişimin, gelişimin ve ‘ailece’ daha huzurlu günlere yürümenin başlangıcı olsun niyetiyle hazırlandı. Evliliğimiz -Rabbimizin tarifinde olduğu gibi- bize ‘huzur’ versin, anneliğimizle birlikte becerilerimiz, farkındalığımız ve kalbimiz de büyüyebilsin duasıyla sana ulaştı.
    Her bir sayfada kendi iç yolculuğumuzu besleyen, farkındalığımızı geliştiren, gözümüze tefekkür gözlüğü iliştiren, geçmişe dair acılarımızı ve hesaplarımızı temize çeken teknik ve uygulamalar; yavrumuzla bağımızı güçlendirecek ‘Bağlanma Temelli’ oyunlar var.
    Teknik ve uygulamalara düzenli bir şekilde devam ederek ‘kendimizle’; günlük oyunları oynayarak ‘yavrumuzla’ ve ‘ailemizle’ yeniden güvenli bir bağ kuracağız. Günlük esma zikirlerini çekerek, Yaratanımızla (cc) bağımızı güçlendirmeye talip olacağız. Ve o gün yaşadığımız deneyimleri, hissettiğimiz duyguları, değişimleri ve gelişimleri günlüğümüze not ederek, gün be gün gelişen tekamül yolculuğumuzu takibe çıkacağız.
    O zaman hazır mıyız fıtratımızdaki özü, ailemizdeki güzelliği, annelikteki muhabbeti keşfetmeye? Haydi hep birlikte aşk ile; ‘Niyet ettik niyet eyledik değişime, gelişime, ailece güzelleşmeye…’

    7,94
  • Başarıya Götüren Aile

    Sınav Döneminde Anababalık Bu kitap, çocuğunun başarılı olması için, “Çok çalış oğlum/kızım,” demenin ya da tüm maddi olanaklarını seferber etmenin ötesinde bir şeyler yapmak isteyen anababalara yol göstermek amacıyla yazıldı. Her anababa, okul başarısı için çocuğuna yardımcı olmak ister. Ama öğrenme sürecinin bilimsel temellerini kavramadan atılacak her adım, iyi niyetli de olsa, çocuğu engelleyebilir. Başarıya Götüren Aile, sınav döneminde çocuklarına destek olmak için doğru ve etkili yöntemler arayan tüm anababalara kılavuzluk edecek.

    6,79
  • Başlarım Şimdi Anneliğe

    Bu kitap yenidoğan bebekler ayaklanıp da ortalığı birbirine katana kadar geçen süreçte anneleri rahatlatacak tavsiye ve bilgiler içerir. Hiçbiri doktor tavsiyesi yerine geçmez, zaten doktorlar da genelde böyle şeyler söylemez.
    Ş. Ç.
    Bu kitapta yazanlar Tuna, Mete ve Name’yle birlikte öğrendiklerimdir. Sütüm gelmeyip de kendimi çaresiz hissettiğimde, bebek sesine uyanıp da nasıl susturacağını bilemediğim gecelerde, o gecelerin uykusuz sabahlarında, doğum kilolarım dolayısıyla kendimi çok çirkin hissettiğim anlarda, bakıcı ararken, kreş bakarken, ek gıda sürecinde, hastalıklarında, hastane odalarında, çocuk büyütürken neyi, ne zaman, nasıl yapmam gerektiğini bilmediğim zamanlarda hep bana anlayışla gülümseyip “geçer” diyecek bir el hissetmek istedim sırtımda. Sen de bu kitabı, böyle anlarda ihtiyacın olacak o el olarak algıla…
    Bizden bir iki nesil önceki o annelerle bizi kıyaslamaktan kendimi alamıyorum. Çoğu zaman kendi çocukluğumla modern dünya arasında sıkışıp kaldığım anlar oldu. Sonra en doğrusunun içimden ne geliyorsa, en doğru gördüğüm neyse o olacağına kanaat getirdim. Hala çocuklarla ilgili bir sorunla karşılaştığımda uzmanlar ne diyor bir ona bakıyorum, babaannem-anneannem ne diyor bir de onlara danışıyorum, sonra bir de kalbime soruyorum, sen ne dersin diye.
    Öyle demeyin, annelerin kalbi konuşur. Benimki konuşuyor ve şimdi şunları söyledi: Söyle o yeni annelere, sakin olsunlar ve tadını kaçırmasınlar. Çocuk yapmanın da bakmanın da…
    Şermin Çarkacı – Kitabın Yazarı

    Yazarın yaklaşımını çok sevdim, anlatış tarzını da. Örnekler güzel. Keşke ben de böyle bir kitapla karşılaşsaydım anne olmadan önce ya da olduktan hemen sonra… Bence anne olmayı düşünenlere hediye edilecek çok hoş bir kitap.
    Ayşe Butcher – İngilizce Öğretmeni / Kıdemli Anne

    Çok beğendim, eğlendim. Doğum öncesi okusaydım bilgilendirici de olurdu. Alanında parlak ve farklı bir kitap olmuş. Bu kitabı yeni annelere hediye edip onların da benim gibi güldüklerini görmek isterim.
    Nilay Dalyan – Şehir Plancısı / Yeni Anne

    9,09

Aile – Eğitim