-
İmam Gazali ve İman Küfür Sınırı
Gazâlî, akıl ve nakilden birini alıp ötekini bırakanlardan olmamış, her ikisini de layık oldukları makama oturtmuştur. Önce akla ve nakle bağlı ilimleri ciddi olarak öğrenmiş, ikisi arasında ölçülü bir denge kurabilmiştir. Elbette ona da itiraz edenler olmuş, tenkid edenler bulunmuştur. Ama o hep gerçeğin peşinde olmuştur. Bir noktaya körü körüne saplanıp kalmamış, söylediklerini aklî ve naklî ölçülere dayandırabilmiştir. Kendisine yöneltilen tenkidlerden korkmamış ve yılmamıştır. Onun karşılaştığı fikrî kargaşa, onun asrındaki gibi ilmî ve fikrî münakaşa zemini ve bu münâkaşayı gerçekleştirecek ilim ve fikir adamları topluluğu da nadir karşılaşılacak bir keyfiyettir. Bu yüzden onun maruz kaldığı şartlarla karşılaşacak diğer kişileri için onun metodu önem taşımaktadır. Gazâlî’inin eserleri İslam düşüncesiyle ilgilenen herkesin vazgeçemeyeceği kaynaklardır.
-
İmam Nevevi’nin 40 Hadisinden Seçkiler
Hadis hakkında yapılan çalışmalar aynı zamanda dine yapılan hizmetlerdendir. Bu hizmet Hz. Peygamber’in (sas) sözlerini hayata taşımakla neticelenirse varılacak en güzel sonuca ulaşılmış demektir. Bu kitapta Hz. Peygamber’in (sas) hadisleri içerisinden seçilmiş kırk incinin değerini anlamaya çalıştık. İmam Nevevî’nin kırk hadis çalışmasında yer alan hadislerin Arapça, Türkçe ve Almanca tercümelerini de vererek kitabın daha fazla okuyucu tarafından anlaşılmasını arzu ettik. ‘Hz. Peygamber’in seçkin sözlerini çağımızda nasıl anlayabiliriz?’ sorusuyla çıktığımız bu güzel yolda Hz. Peygamber’in günümüzde anlaşılmasına bir nebze de olsa yardımcı olabilmiş olmayı umuyoruz. On yıl kadar derslerimizde okuduğumuz, yer yer camilerimizde ders olarak işlediğimiz bu hadisleri salt bir okuyuşla aktarmak yerine hadislerden çıkarabildiğimiz hikmetleri ile birlikte zikrettik. Hadisleri hikmetleri ile anlamanın çevremdeki insanlara olan etkisini görmek zor değildi. Bu etkileyici hikmetlerin birçok kişiye ulaşması arzusu bu kitabın meydana gelişinde etkili olmuştur.
-
İmam-ı A’zamın Beş Eseri
Ebu Hanife İslam fıkhında kendisine kadar devam eden rey ekolü’nün, asrındaki en mühim simasıdır. Bizzat kendisinin ifadesine göre, bir mesele hakkında Hz. Peygamber’den gelenleri mutlaka kabul eder, Sahabeden gelenleri seçer, birini diğerine tercih eder fakat hepsini terketmezdi. Bundan başka tabiilerin ictihadına gelince, kendisini onlara uyma durumunda görmezdi. Onların ictihad ettiği gibi kendisinin de ictihad edeceğini ifade ederdi. Onun ictihadında sırasıyla uyduğu esasları kitap, sünnet, sahabe sözleri, kıyas, istihsan, icma ve örf’tür.
Ebu Hanife Ehli Sünnet’in itikadi görüşlerinin ortaya çıkmasında büyük rolü olan bir alimdir. İtikadi konularda bilhassa soru-cevap tarzında zamanımıza kadar intikal eden eserleri Maturidi Kelam ekolünün temellerini teşkil etmiştir. Bu eserler ehlisünnet inancının temellerini özlü ve mantıklı bir şekilde önümüze sermektedir. Kitaplarında görüleceği üzere, birçok fırkaların mutaasıp görüş ve kanaatlerine karşı İslamın müsamahasını savunmuştur.
-
İmam-ı Rabbani
Ebu’l Hasen En-Nedvi’nin, İmam-ı Rabbani’nin yetiştiği ve yaşadığı kültür çevresine yakın olduğundan, onu ve onun eserlerini en iyi tarzda tanıma yorumlama imkanına hakkıyla sahiptir. Nedvi’nin, İslâm tarihi ve kültürüne derin vukufiyeti, çeşitli İslâmi konularda neşredilmiş müdakkikâne eserleri, onu güzel ahlak, insaf ve dürüstlüğü ile İslam aleminde haklı bir şöhret kazanmış biri yapmıştır. Ülkemiz münevverleri, böylesine değerli bir ilim adamının aşırılıktan, ifrat ve tefritten uzak salim kalemiyle yazılmış olgun ve ölçülü eserini okuyunca, Hint bölgesi Müslümanların tarihini, orada İslâm’ın karşılaştığı tehlikeleri, sapıklıkları, bunlara karşı kahramanca mücadele veren İmam-ı Rabbani’yi, onun şeriata nasıl şuurla bağlı gerçek bir mürşid ve mücahit olduğunu, tasavvufa ne kadar değerli yorumlar getirip bid’atlardan ne büyük titizlikle bu sahayı temizlediğini, Sünnet-i Seniyye’nin ihyasına ne denli gayret gösterdiğini daha iyi anlamış olacaklardır.
-
İmam-ı Rabbani Risaleleri
“Bu eser, İmâm-ı Rabbânî’nin tasavvufî görüşlerinin bir hulâsasını ihtiva ettiği için oldukça önemlidir ve ‘Mektûbât’ın özeti’ diye nitelenmesi mümkündür. Ayrıca Mektûbât’ta bulunmayan birçok yeni bilgiyi de içermektedir.” Prof. Dr. Necdet Tosun “İkinci Binyılın Yenileyicisi” (Müceddid-i Elf-i Sânî) olarak anılan İmâm-ı Rabbânî Ahmed Sirhindî’nin Mebde’ ve Me‘âd, Ma‘ârif-i Ledünniyye, Mükâşefât-ı Gaybiyye isimli üç risalesi, Nakşbendilik sahasında çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Necdet Tosun tarafından Farsça aslından özenle çevrildi. İmâm-ı Rabbânî Risaleleri, Hâcegân ve Nakşbendî büyüklerinin seyr u sülûk usulleri, mânevî yolculuğun mertebeleri, ruhlar âlemi, tecellîler, vahdet-i şuhûd, Allah’ın zâtı, sıfatları ve bunların dünya ile ilişkisi gibi hem kelâm hem de felsefenin temel konuları hakkında tasavvufî yorumlar ihtiva ediyor.
-
İmamu’l-Haremeyn Ebu’l-Meali El-Cüveyni El-Giyasi İslamda Başkanlık Sistemi
İslam tarihi boyunca, İslamî yönetimle ilgili pek çok değerli eser kaleme alınmıştır. Bu eserler arasında İmamü’l-Haremeyn el-Cüveynî (419-478/1025-1085)’nin imamet ve yönetim konusunu ele aldığı Gıyasü’l-Ümem fi İltiyasi’z-Zulem adlı eserinin ayrı bir yeri ve önemi olduğu şüphesizdir. Zira İmamü’l-Haremeyn farklı bakış açıları ve farklı düşüncelerle bu eseri kaleme almış ve her dönemdeki Müslümanlara ufuk açmıştır.
Eser, esasen bugünkü anlamda başkanlık sistemini ele almakta, işlemekte ve İslam tarihi boyunca uygulanan bu sistemin her dönem için yegane yol olduğunu belirtmekte ve zaruret olmadıkça, İslam dünyasında iki başkanın caiz olmadığının altını çizmektedir.Bu eser her ne kadar başkanlık sistemini detaylı olarak ele alıyorsa da, bugün için metodik bir şekilde müstakil bir eser çalışmasını yapmak ihtiyacı da ortadadır. Umarım Rabbim bunu da nasip eder.”
Doç.Dr Abdullah ÜNALAN -
İman ve İnkar Aynasında İki Kadın Portresi
“Hakikati inkara şartlanmış olanlara gelince, Allah, Nuh’un karısı ile Lut’un karısının kıssalarını örnek getirmektedir: Onlar iki dürüst ve erdemli kulumuzun nikahı altında idiler, ama kocalarına ihanet etmişlerdi; ve bu iki kadına Hesap Günü: “Haydi bütün öteki günahkarlarla birlikte ateşe girin!” denildiğinde iki kocanın da onlara bir faydası dokunmayacaktır! İmana ermiş olanlara da Allah, Firavun’un karısının kıssasını örnek getirmiştir, ki o, “Ey Rabbim!”diye yalvarmıştı, “senin katında olan cennette benim için bir köşk inşa et, beni Firavun’dan ve yaptıklarından koru ve beni şu zalim halkın elinden kurtar.” Ve İmran’ın kızı Meryem’in kıssasını Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyanların diğer bir örneği yaptık: O iffetini korumuştu, bunun üzerine Biz onun rahmindekine ruhumuzdan üflemiştik, ve Meryem Rabbinin sözlerinin ve böylece, vahyettiklerinin doğruluğunu kabul etmiş ve samimiyetle bağlananlardan biri olmuştu.” Kur’an 66/10-12
-
İnanç Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru
Prof. Dr. Cağfer Karadaş editörlüğünde hazırlanan ve Prof. Dr. Temel Yeşilyurt, Prof. Dr. Metin Özdemir, Prof. Dr. Kasım Küçüklap, Prof. Dr. Muhammed Tarakçı, Doç. Dr. Mahmut Çınar ile Doç. Dr. Ulvi Murat Kılavuz’un katkılarıyla hazırlanan bu kitapta;
* Kadere inanmak imanın şartlarından mıdır?
* Din akla uygun değil midir veya akılla anlaşılamaz mı?
* Bu dünyada, uykuda veya uyanık olarak Allah’ı görmek mümkün müdür?
* Allah, neden insanların insanlara kötülük yapmalarına izin veriyor?
* Evrim teorisi İslâm inancıyla çelişir mi?
* İndirilmiş din/uydurulmuş din tanımı doğru mudur?
* Öldükten sonra ruhun dünyaya tekrar gelmesi mümkün müdür?
* Gayri müslimler de Cennet’e gidecekler mi?
* Cennette cinsel yaşam olacak mı?
* Ahirette şefaat var mıdır?
* Cinler insanın içine girer mi, girerse nasıl çıkar?
* Büyü ve sihir yoluyla insanları etkilemek mümkün müdür?
* Muska ve nazar boncuğu kullanmak şirk midir?
* Burçların ve yıldızların insan psikolojisine etkisi var mıdır?
* Tanrı iyiyse neden kötü şeyler yaratıyor?
* Tanrının varlığı kanıtlanabilir mi?
* Deizm, ateizm ve agnostisizm neden yayılıyor?
* Dinin, bilim ve ideolojiden farkı nedir?
… ve benzeri 88 soruya doyurucu cevaplar yer almaktadır. -
İnançların Esasları
“İslam Akaidi” İslam dininde kesinlikle inanılan hususlar manasına gelir ki, bunlara ‘’İman Esasları’’ da denir. Buna göre iman esaslarını ihtiva eden ilme de “Akaid İlmi’’ denir. Akaid İlmi; Allah’ ın varlığından, sıfatlarından, fiillerinden bahseden bir ilimdir. Akaid ilminin gayesi, taklitten kurtulmak ve tahkiki iman derecesine ulaşmaktır.
Yüce Allah buyuruyor:
«Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarı ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için (Allah’ın varlığını ve birliğini ispatlayan) birçok deliller vardır.»(Bakara 2/164)“Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüpheniz mi var?”(İbrahim,14/10)
“Andolsun ki, onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah…” derler.”(Lokman,31/25)
devamını oku -
İnanıyorum Serisi (6 Kitap Set)
Çocuklara iman esaslarını anlatmak amacıyla hazırlanan İnanıyorum Serisi, altı kitaptan oluşmaktadır. Her bir kitap, bol resim ve sevimli çizgiler eşliğinde iman esaslarını anlatmaktadır. Seride bulunan kitaplar şunlardır:
1- Beni ve Her Şeyi Yaratan Allah – Rabia Gülcan
2- Bizim İçin Dua Eden Melekler – Elif Arslan
3- Yol Gösterici Kutsal Kitaplar – Hatice Demirbağ
4- En Güzel Örnek Peygamberler – Pervin Ayşe Yaşa
5- Sonsuz Hayat Ahiret Yurdu – Ayla Abak
6- Onun Dediği Olur Kaza ve Kader – Ayşenur Çalıkçı -
İnsan İlmihali
Bugün Müslümanlar olarak ne yazık ki İslamlık iddiası ile yaptığımız işlerde insanlık alt yapısını aramayı gereksiz görebilecek bir noktaya sürüklenmiş durumdayız. Mesela yalan konuşmak haramdır diye biliyoruz ama bunun insanlığı eskittiği için yasak olmuş olabileceğini düşünmüyoruz. Faizden sadece din haram ediyor diye kaçınıyoruz ama insana ve insan emeğine karşı bir suç oluşturduğunu akıl etmiyoruz. Medine’de insan eksenli bir medeniyet tesis eden sevgili Peygamber Aleyhisselam Efendimiz’in, yanı başında namaz kılan kardeşini rahatsız edeceği için sarımsak ve benzeri şeyleri yiyenlerin mescitlere gelmelerini men ettiğini niçin tefekkür edemez ve bunu günlük hayatımızın pek çok bölümüne taşımayız? Sadece gıybet konusunu ele aldığımızda bile insanlıkta düşük puanlı kaldıkça Müslümanlıkta yüksek puanlı olamayacağımızı idrak edebiliriz.
-
İnsan-ı Kamil
Dünya’dan Ahiret’e…
Mutlak Feza’dan … Zerrelere…
Arş’tan, refref’e…
Salsala-i Ceres’e
Parlak yıldızlardan, kabelerin dileği olan;
adn Cenneti’ne…
Herşey Ben’im…Abdü’I-Kerim b. İbrahim el-Cili
Ancak dikkat et!…
Bütün bunlara rağmen;
Mevlanasına tevbe ederek dönen;
Aciz… Kul da yine benim
Fakirim, hakşrim, hadı (eğilen) im…
Zillet sahibiyim ve günahların esiriyim -
İnsani İlişkilerde İlahi Ölçü
İnsanoğlu var edildiği günden beri Allah’ın birleştirilmesini emrettiği bağları korumak ile mükelleftir.Bu bağlar insanın diğer varlıklarla ve kendisi ile kurması gereken bağlardır ve dört ana başlık altında incelenmelidir.-İnsanın kendi nefsi ile ilişkisi
-İnsanın Allah ile olan ilişkisi
-İnsanın eşya (evren) ile ilişkisi
-İnsanın insan ile olan ilişkisi
Tabi bu ilişkileri düzenleyecek genel kaynaklar ya doğrudan ilahi olamalı, ya da ilahi otoriteden yetki alan peygamberler olmalıdır.
İşte bu kitapta hem bu ilişkileri hem de bu ilişkilerinin temel referanslarını okuyacaksınız.Özellikle ‘İnsani ilişkilerde on altın kural ‘ ile ‘ Kur’an’da Diyalog’ bölümleri ile bu konuda size rehber olacak numuneleri bulacaksınız
-
İnsanın Aldanışı
Şeytana insanları yoldan çıkarma izni verilmişken dünyanın bir aldanış yurdu olmaması mümkün mü? Onun işi; Müslümanı, âlimi, kâfiri, itaatkârı, âsiyi, câhili aldatmak değil mi? Bu yüzden aldanma da aldananlar da türlü türlüdür.
İmam Gazzâlî’nin kaleme aldığı İnsanın Aldanışı isimli bu eser ise aldanışa düşmüş kimseler için yazılmış bir manifesto gibidir. Gazzâlî, aldanan kişilerden bahsederek aldanma sebeplerine değinir, hangi toplumların aldanmakta olduğunu açıklar ve aldanma tehlikesinden korunmamız için hastalığı teşhis edip tedavisinden bahseder.
Doç. Dr. Osman Nuri Küçük’ün takriz ve takdimi; eserin İslâm düşünce geleneğindeki yerini, aldanışın değişmeyen ve ibret alınmayan tarih ve örneklerini gözler önüne serer. Kısa ve anlaşılır açıklamalardan oluşan eser ise aldanışa düşmeyelim diye adeta elimizden tutup bizi aldanıştan uzaklaştırır. -
İnsanları Neye Davet Ediyoruz?
Bir gazeteci Şehit İmam’a kim olduğunu sorar ve kendisini insanlara anlatmasını ve kişiliğinden bahsetmesini ister. O da şöyle der: Ben, gerçeği arayan bir gezginim. İnsanlar arasında insanlığın anlamını arayan bir insanım. İslâm’ın tertemiz gölgesinde vatanı için saygınlık, özgürlük, istikrar ve güzel bir hayat isteyen bir vatandaşım. Ben, varlığının sırrını anlayan, her şeyden ilgisini kesip yalnız Allah’a yönelen biriyim ve şöyle sesleniyorum: Benim namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben, Müslümanlardanım. Ben buyum, peki sen kimsin?
-
İnternet Fıkhı
Bazısı şaşırılacak, bazısı yadırganacak, bazısı ise aksinin kabullenilmesi zor derecede yaşayışımıza yerleşmiş olan hükümlerle oluşturulmuş bir internet kullanım rehberi. Müslüman olmanın hayatın her alanını, en küçük teferruatıyla kapsadığı hakikati çerçevesinde teknolojiye bakışı dengeleyip şekillendirecek bir kılavuz. İnternet Fıkhı, bir gerçeklik olarak neredeyse eskimeye başlamasına karşın, kullanımındaki çizgiler ve sınırlar konusunda henüz derli toplu yayınların gelişmediği ‘internet’ için bir fıkıh oluşturma gayretine başlangıç niteliğindedir.
-
-