-
Oyun Teorisi
Öyle bir oyun düşünün ki bütün oyuncular aynı ekipten. Yani siz, kendi ekibinizden birine karşı oynuyorsunuz.
Muhteşem bir kriptolojik kurgu! Rakibiniz aslında sizinle aynı amaçlara hizmet eden biri oluyor. Siz ve rakibiniz
(!) sizin için hangi strateji en büyük getiriyi sağlıyorsa onu tercih ediyorsunuz. Siz açıktan yapıyorsunuz, o ise
gizliden gizliye yapıyor. Size karşı oynuyormuş gibi gözükerek size hizmet ediyor.
Burada guguk kuşu, rakibinizin bizzat kendisi olmuş oluyor. Bir kripto. Çok çeşitli sahalarda bunun
uygulamalarını görmek mümkündür. Örneğin kendi elemanınızı, rakip bir kuruluşun önemli bir yöneticisi
yapmayı başarmanız gibi bir şey!
Bugün bize karşı kurgulanan bütün oyunları tek tek çözümlemeye başladığımızda, aslında hepsinin anasının bir
dünya hâkimiyeti oyunu veya kurgusu olduğunu görüyoruz. Eğer düşmanlarımızla ya da daha yumuşak bir
ifadeyle rakiplerimizle mücadele edeceksek, bu mücadeleyi tüm katmanlarda yapmak mecburiyetindeyiz. Aksi
takdirde kaybetmeye mahkûm olmuş oluruz. Yani, kısacası, Türkiye küresel ölçekte bir oyun kurucu olmalıdır.
Bu bir tercih değil, zorunluluktur.
Büyük devletler şartları oluşturur, küçük devletler şartlara tabi olur. Türkiye’miz büyük bir devlettir ve şartları
oluşturmak zorundadır. -
Oyunun Sonu
DEVLETLER; ÇIRAKLIĞINDA OYUNA GELİR, KALFALIĞINDA OYUN BOZAR, USTALIĞINDA OYUN KURAR…
Fırat Kalkanı’ndan 2020’ye uzanan gizemli bir yolculuğa hazır mısınız?
Satır aralarında kaybolmuş olan o devasa ayrıntıları öğrendiğinizde okuduklarınıza inanamayacak, duygularınıza hâkim olamayacaksınız.
Televizyonlardan izlediğiniz olayların üzerindeki gizem perdesi kaldırıldığında, o zaferlerin hangi şartlarda geldiğini göreceksiniz.
Okuyacaklarınızda, gelecek yüzyıllara bırakılan destanların ilk adımlarını bulacaksınız.
Bu serinin SON GÜN ve BÜYÜK İHANET kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da hangisinin gerçek hangisinin kurgu olduğu konusunda algılarınızı zorlayacaksınız.
Binlerce yıldır insanlık tarihine damgasını vuran bir milletin, nasıl kuşatıldığını görecek, kuşatmaları nasıl yardığına şahit olacaksınız.
Ve bu milletin gelecek bin yıllara da ismini taşıyacağına iman edeceksiniz.Her zaman söylediğimiz gibi: Yüreğiniz yoksa bu kitabı okumayın…
-
Özgür ve Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç
Tarihin muhtelif dönemlerinde, insanlık bunalımının yaşandığı zamanlarda, insanlığın bir nebze nefes almasını sağlayan diri nefesli insanlar gelmiş, ölmeye yüz tutmuş kalpleri yeniden uyandırmışlardır.
Modern zamanların diri nefesli insanlarından biridir Aliya İzzetbegoviç. 1970’li yılların totaliter rejimli Yugoslavya’sında Genç Müslümanlar Hareketi ile başlayan insanlık mücadelesi, İslam Deklarasyonu’nu yayınlamasıyla yeni ve diriltici bir ışık saçmaya başlamış, Bosna’nın bağımsızlık mücadelesine yön veren bilge liderlikle doruk noktasına ulaşmıştır.
Dr. Halit Çil, İslam dünyasının ihtiyaç duyduğu “Bilge Kral” modelinin yakın dönemli bir temsilini sunuyor Özgür ve Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç’te…
-
Özgürlükten Kaçış
İnsanoğlunda, doymak bilmez bir iktidar hırsı yaratan şey nedir? Yaşamsal enerjilerinin gücü mü, yoksa temelde yaşamın kendiliğindenliği içinde, sevgiyle yaşama yetersizliği ve zayıflığı mı? Bu karşı durulması zor isteklerin gücünü oluşturan ruhbilimsel koşullar nelerdir? Bu ruhbilimsel koşulların dayandığı toplumsal koşullar nelerdir?
Özgürlüğün ve yetkecilik güçlerinin insansal yönlerinin çözümlenmesi, genel bir sorunu, yani ruhbilimsel etmenlerin toplumsal süreç içerisinde etkin güçler olarak oynadığı rolü ele almamızı gerektirir; bu da sonunda bizi, toplumsal süreçteki ruhbilimsel, ekonomik ve ideolojik etmenler arasındaki karşılıklı etkileşim sorununa götürür. -
Özlenen Gencin Örnek Ahlakı
Bugün, fabrika ayarlarıyla oynayan, fıtratına çelme takan modern insanın tüm dertlerine derman olacak yegâne şey, ilahî kurallara riayetleri ile kullukta zirve yapan insanların ayak izlerinde saklıdır. Onlar büyük bir ahlâk üzere yaşamış, arkalarında imrenilesi imzalar bırakmışlardır. Hasretini çektiğimiz insanlık, o muhteşem ahlakta saklıdır. İşte bu kitap, yaşadığı çağın karanlığını ahlâkının parıltılarıyla yırtmaya azmeden herkese, bilhassa gençleredir. Ayrıca Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir hocamızın nazik üslubu ve çok kıymetli tecrübeleriyle yoğrulmuş yorumu ile çok daha güzel bir mana kazanan “ahlâk” kavramının hayatlarımızda çok daha fazla yer bulması; insanlığın aksi istikametten vazgeçip fıtratına, ahlâkına, orijinine, ana eksenine dönmesi adına çağrıdır.”
-
Pal Sokağı Çocukları
Nemecsek, Boka ve Pál Sokağı’nın öbür çocukları 1907 yılında Budapeşte’nin yoksul Józsefváros semtinden yola çıktılar. Bugün artık bütün dünyada tanınıyorlar. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca insan onların dokunaklı hikâyesini okudu; tıpkı Budapeşteli çocuklar gibi onlar da Boka’nın cesaretine hayran oldu, Nemecsek’in ürkek ama kararlı kahramanlığı karşısında gözyaşlarını tutamadı.
Şimdi artık Pál Sokağı Çocukları’nın Arsa’sında kocaman çok katlı evler var.
Ama ne gam: Dünyanın bütün çocukları
Pál Sokağı’ndandır! -
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Hanımları / Gökteki Yıldızlar Serisi 6
Müslümanlar için ayrı bir yeri olan Hz.Peygamberimiz (s.a.v) Efendimizin mübarek hanımları, Müminlerin anneleri;
Hz. Hatice (r.anha)…….
Hz. Sevde (r.anha)……..
Hz. Aişe (r.anha)………..
Hz. Hafsa (r.anha)……….
Hz. Zeynep Binti Huzeyme (r.anha)……….
Hz. Ümmü Seleme (r.anha)……….
Hz. Zeynep Binti Cahş (r.anha)……
Hz. Cüveyriye (r.anha)………
Hz. Safiyye Binti Huyey (r.anha)…….
Hz. Ümmü Habibe(r.anha)……..
Hz. Meymune Binti Haris (r.anha)………
Hz. Mariye (r.anha)………..
Hz. Reyhane (r.anha).’nın hayatları çoçuklarımızın anlayabileceği bir dille anlatılmaktadır. -
Peygamberimin Sevdigi Musluman
İslamiyet nedir? Müslüman kimdir?
Allah ve Resulü bizden nasıl bir insan olmamızı bekler?
Allah’ın ve Resulünün sevgisine bizi hangi davranışlar ulaştırır?Bu sorunların cevapları, ayetlerden ve sahih hadislerden derlendi ve hayatın bütün aşamalarını kuşatacak şekilde düzenlendi. Böylece İslamiyet hakkında kapsamlı bir rehber kitap ortaya çıktı. Herhangi bir konuda, ‘Peygamberimin sevdiği Müslüman ne yapardı?’ diye düşünecek olduğunuzda, sorunuzun cevabını da bu kitapta bulacaksınız.
-
Peygamberimizden 101 Hatıra
Öğrenmenin en güzel yolu sormaktı. Sahabe dediğimiz Peygamber dostları da öyle yaptı. Her biri sıkıntısını ona açtı ve derdine çözüm istedi. Böylece, hayatımızın her safhasında bize ışık tutacak ilkeler ortaya çıktı. Bu ilkeleri bize ders veren peygamber hatıralarından 101 tanesi, güvenilir hadislerden derlendi. Asr-ı Saadetten derlenen bu gonca güller, burcu burcu kokusuyla sizi alıp o kutlu çağa götürecek, dünyanın en bahtiyar insanlarıyla birlikte Peygamberin gül bahçesinde gezinmenizi sağlayacak.
-
Peygamberimizin Dilinden Kıssalar
Çocukların dilini iyi bilen ve onlara hikayelerle güzeli ve doğruyu anlatan Mehmet Yaşar Kandemir,6 kitaplık bu seride uzak diyarlara ve bazen de gizemli olaylara götürüyor minik okurlarını. Keyif almak kadar hikmetleri görmenin de önemsendiği bir bakış açısıyla yazılan bu hikayeler, sevdirirken öğretmeyi de ihmal etmiyor. Sade dili, şefkatli üslubu ve neşeli şiirleriyle çocuklarımızı merak dolu bir dünyaya götürüyor bu eserler. Yeniden resimlendirilen ve gözden geçirilen seriyi minik okurlarımızı sunmaktan gurur duyuyoruz
-
Peygamberimizin Hayatı – Gençler İçin
Peygamber’imizin hayatının anlaşılması ve hadislerinin öğrenilmesi için uzun yıllardan beri gayret sarf eden Yaşar Kandemir hoca efendinin çocuklar ve gençler için kaleme aldığı çalışması yayınlanıyor. Yayınevimizden çıkan başka birçok kitabının yanı sıra Peygamberimizin Dilinden Kıssalar, Hikâyelerle 40 Hadis, Hayatımıza Peygamber Modeli, Peygamberimizden 101 Hatıra ve diğer kitaplarıyla birlikte de okunabilecek eser sahih kaynaklar doğrultusunda, ilk gençlik çağının dili dikkate alınarak hazırlanmıştır.
-
Peygamberleri Öğrenelim
Sevgili çocuklar! Uzun yıllardan beri sizler için güzel hikâyeler, tatlı maceralar hazırlayan Yaşar Kandemir hocamız, şimdi de size her anınızda örnek olacak peygamberlerin öyküleriyle karşınızda. Peygamber efendimiz ve ondan önceki diğer peygamberler hakkında öğrenecekleriniz, hayatınız boyunca doğru ve yanlışa nasıl karar vereceğinize ışık tutacak. Örnek almamız gereken peygamberlerin zorlu mücadelelerinden dersler çıkarırken bir yandan da satır aralarındaki şiirleri keyifle okuyacağınızı tahmin ediyoruz. Okurken düşünmeyi, düşündükten sonra ders almayı ihmal etmeyin lütfen. Bol okumalar dileriz.
-
Rabbani Hayat ve İlim
“Bu çalışmada, Kur’an-ı Kerim’in muhkem ayetlerinden ve pâk Sünnet’in sahih hadislerinden yararlanarak “tasavvuf”u İslâmî temellerine döndürmeye çalışacağım. Gerçek tasavvufu, İslâm’ın tabiatından ve mutedilliğinden uzak yabancı kaynaklardan ona bulaşan beşeri vehimler, hevâlar, ifratlar ve tefritler sebebiyle onun saflığını bozan ve özünü lekeleyen kirlerden arındırmaya gayret göstereceğim. …İslâm’da mânevi hayat Ebû Bekir, Ömer, Ali, Ebû Zerr, Ebû Derda, Selman, Abdullah b. Amr (r.ahm) ve başka sahabeler gibi âbid ve zâhid kimseleri kapsadığı gibi tövbe eden günahkarları da kapsar. Günahları ne kadar büyük olursa olsun, nefislerine ne kadar çok zulmetmiş olurlarsa olsunlar rahmet kapısı üzerlerine kapatılmaz. Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır. ”
-
Reis Bey
– Reis Bey – Parmaksız Salih Reis Bey: (3 Perde) 1948’den 1960 yılına kadar geçen sürede tiyatro eseri kaleme almayan Necip Fazıl, 1960 ihtilaliyle girdiği hapiste, üç piyes yazmıştır: Ahşap Konak, Kumandan ve Reis Bey. Piyesin ana karakteri Reis Bey, bir ağır ceza reisidir. Ömrü otel odalarında geçmiş, yapyalnız ve tuhaf bir adam. Taş kalpli bir kanun tatbikçisi… Onun nazarında merhamet, idamlık bir suçtur ve “cemiyette bir ferdi korumak için bin kişiye idam gömleği giydirmekten kaçınmamalıdır.” Günün birinde, annesini öldürdüğü iddiasıyla huzuruna çıkarılan bir gencin idamına karar verir. Artık olaylar çok farklı gelişecek ve Reis Bey’in buz gibi iç dünyası müthiş bir sarsıntiyle yerle bir olacaktır. (Yazıldığı tarih: 1960) Parmaksız Salih: (4 Perde)Eserde, “en canhıraş sebepleri ve neticeleriyle doktor ve ilacı olmayan hastalığı, ‘kumarı’ göstermek” istediğini söyleyen Necip Fazıl, Parmaksız Salih ile ilgili olarak kendisine yöneltilen bir suale şu cevabı veriyor: “Eserde ifadelendirmek istediğim tek dava, binbir tezad ve binbir zıt kader cereyanı içinde hakiki fışkırışını bulamamış ve hatta kötülük baskısı altında uyuşmuş bir ruhun, en büyük saike kavuşur kavuşmaz birden şahlanışı; ve tam 55 yıl bilmeden hasret çektiği ve daima istekli yaşadığı ulvî aksiyona şiddetle atılışıdır.” Eser 1948-1949 kışında İstanbul şehir tiyatrosunda temsil edilmiştir. (Yazıldığı tarih: 1948)
-
Risaleler
Ey Müslüman Kardeşler ! Sizler, ne bir hayır kurulışu, ne bir siyasi parti ve ne de sınırlı bazı amaçlar için kurulmuş bir heyetsiniz. Sizler, bu ümmetin kalbinde yer alan Kur’an’la insanları selamlayan yeni bir ruh, Allah’ın marifetiyle maddenin karanlık etkisini dağıtan bir nur ve Resululah’ın (s.a.v) davetini haykıran yüksek bir sedasınız. Gerçekte sizler kendinizi; insanların, taşımaktan çekindiği bu davanın yükünü tek başına taşıyan birileri şeklinde hissetmelisiniz. Sizlere, ‘İnsanları neye davet ediyorsunuz?’ şeklinde bir soru yöneltildiğinde söyle cevap verin: -Bizler, Hz. Muhammed’in (s.a.s) getirdiği islam’a davet ediyoruz. İktidar olmak İslam’ın bir gereğidir. Hürriyet ise, onun farzından birisidir. İmam Hasan el-Benna (rh.a)
-
-
Rubailer
Ömer Hayyam’ın gerçek hayatı ile şiirlerinde gördüğümüz hayatı ve dünyaya bakış açısı birbiriyle farklılık oluşturmaktadır. Rubailerde dünyada geçirilen kısa zamanın zevk ve eğlence içinde geçirilmesi önerilirken, onun gerçek hayatında bu şekilde yaşamamış aksine titiz, çalışkan bir bilim adamı olarak tanınmaktadır. Ömer Hayyam bütün ömrünü ilmî çalışmalarla, fikir, felsefe ve araştırmayla geçirmiş; mütevazı bir hayat sürmüştür. Ardında bıraktığı farklı pek çok bilim dalında yazılmış eserleri, buluşları bunun en iyi kanıtıdır.
Ömer Hayyam’ın rubailerinde en çok kullandığı şarap, meyhane, sevgili, saki vb. imgelerin tasavvufî anlamlar taşıdığını düşünenlerin yanında bunların gerçek anlamında kullanıldığına inananlarda bulunmaktadır. Ömer Hayyam dünyayı bir “hiç” olarak görür, hayatın bir anlamı olmadığına, gelip geçicilik ve ölüm hakikatine karşı ânı yaşamayı, güzellerle şarap içip zevk ve eğlence içinde vaktini geçirmeyi tercih eder. Ömer Hayyam dünyaya ve hayata olan bağlılığı, dünyayı tek gerçek olarak kabul etmesi ve eldeki ânın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünmesiyle, hümanist bir dünya görüşüne sahiptir.
-
Ruh Hali
Bu kitap, ruh sağlığı konusunda merak edebileceklerinizi derli toplu ve anlaşılır bir biçimde sizlere ulaştırmak amacıyla hazırlandı. Doç. Dr. Kemal Sayar, hem mutluluk, iyimserlik, hayatın anlamı, öfke, kıskançlık, aşk, evlilik, çocuk ebeveyn ilişkileri gibi konuları; hem de depresyon, panik atak, fobiler, bağımlılık, alzheimer, şizofreni gibi belli başlı psikiyatrik sorunları ele alan bir kitap ortaya koydu. Hayatın dönemeçlerinde hepimiz tökezleyebiliriz. Kendimize ve aleme hoşça bakmayı bildiğimiz sürece, düştüğümüz yerden daha da güçlenerek kalkar ve yolculuğumuza devam ederiz. Ruh Hali, bu yolculukta sizlere rehberlik edecek bir kılavuz niteliğinde.
-
Rüzgarlar Hep Gençtir
Evrensel bir ezgidir Zülfü Livaneli,
Ya da eşsiz bir film karesi,
Belki de sonu gelsin istemediğimiz bir romandır o.
Ama en çok da umuttur.
Hep genç kalan, gençlikle çoğalan, her dokunduğuna çiçek açtıran umutlu bir rüzgâr. -
Şah & Sultan
Tutku…
Güzellik…
Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş.
Çaldıran…Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride.
Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?
Kızılbaşlık!
Sünnilik!
İktidar hırsı.
Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman!
Korku? Ya o?Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir.
Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir.
Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta.
Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir.
Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri.
Ve işte bir kez daha aşk!Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar.
Şah ve Sultan…
Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler.
Masal kadar gerçek.
Büyüleyici olduğu kadar umut verici.Şah & Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap. İskender Pala’dan