Gösterilen 3141–3160 arası toplam: 3476

  • Gözün Kalır Geride

    Okurlar meraklıdır.
    Sorarlar: Bunları yaşayarak mı yazdın?
    Her yazdığın şeyi birebir yaşama olanağı yoktur. Olamaz. Bir cinayeti yazman için cani olman gerekmez.
    Hem sonra birebir yaşadıklarını yazsan n’olacak?
    Romanda, öyküde birebir yaşadıkların bile kurmacadır; artık birebir yaşadıkların değildir.
    Kendimi yazdım desem -ki bir öyküde kendimi yazdım diyorum- kendimi değil ama kendimden bir şeyleri yazmışımdır.
    Olayın kahramanının bir kadın, bir çocuk, bir kötürüm, sekeratta bir hasta olması hiç fark etmiyor. O kahramanın yaşadığı duygu nedir? Pişmanlık mı, keşkeler mi, özlem mi, korku mu, uyuşukluk mu? Kimin ağzından olursa olsun, bu duyguları taa iliklerime kadar hissederek yazmışımdır.
    Hani derler ya işin hilesi dürüstlük diye, öykülerde bir yaşanmışlık tadı, bir sahicilik varsa, işin hilesi olayların değil ama duyguların yaşanmasında yatmaktadır.
    Neyse, işin sırrını çok da faş etmek istemem. Ki, büyüsü kaçmasın.

    8,90
  • Gülistan

    Ey seher kuşu / bülbül, aşkı kelebekten öğren
    Çünkü o yanarak can verdi de çıkmadı sesi.
    Onu arama iddiasında olanların haberi yoktur.
    Haberdar olandan bir daha haber gelmedi.

    Şirazlı büyük şair Sa’dî’nin şiirleri yüzyıllar boyunca İslâm coğrafyasında en çok okunan eserler arasında yer almıştır. Özellikle Osmanlı medreselerinde eğitim-öğretimde kullanılmış, ders kitabı olarak okutulmuştur.

    Şiirlerle süslenmiş akıcı bir nesirle kaleme alınmış olan bu eser, makâme türünün en güzel örneklerindendir. Kısa sürede şöhrete erişen Gülistan, geniş bir coğrafyada çok okunan bir kitap hâline gelmiştir. Şöhretinin göstergelerinden biri olarak dünyanın çeşitli dillerine çevrilmiş ve çevrilmeye devam etmektedir. Farsça aslından yapılmış olan elinizdeki tercümede, eserin üslûp ve renginin yansıtılması amaçlanmış ve anlaşılır bir dil kullanılmaya çalışılmıştır. Bu bakımdan Gülistan’ın bu tercüme sayesinde hem günümüzle hem de yeni okuyucularla buluşacağı düşüncesindeyiz.

    10,90
  • Güneşe Koşan Adam

    Düş-gerçeklik, insan psikolojisinin derinlikleriyle hayatın basitlikleri, fizik ve metafizik arasındaki gerilimler Güneşe Koşan Adam’daki öykülerin temel karakteristiğini yansıtır. Ali Haydar Haksal bu kitabında kimi zaman insan ilişkilerinden kimi zaman da bireyin kendi iç çatışmalarından hareketle insanın varoluşsal sıkıntılarını işlemiştir.

    9,90
  • Güney Afrika’da Irk Ayrımcılığı Politikaları

    Bu kitapta, Güney Afrika’ya sonradan gelen, işgalci küçük beyaz azınlık grubun, ev sahibi büyük siyah çoğunluğu yönettiği ve temelinde beyaz ırkın üstünlüğü tezinin yer aldığı apartheid rejimi (1948-1994) ve bu rejime karşı verilen meşru mücadele ele alınmaktadır. Ülkede egemen kılınan apartheid rejimi; apartheid yasalarının yapılışı ve uygulamaya taşınması, söz konusu insanlık dışı bu sisteme karşı yürütülen muhalefet hareketleri ile mücadele yöntemleri; yaşanan acılar ve otoriter sistemin yıkılması ve yerine kurulan demokratik rejime geçiş süreçleri ele alınmaktadır.

    17,90
  • Günümüzde Fetvanın Değişebilirliği

    “Asrımızda fetvanın değişmesinin gerekliliği” konusunu konuştuğumuzda ilim ehli olan bazı kardeşlerimizin akıllarına kuşkular gelmektedir. Bu kuşkuların nedeni de “fetvanın değişebilirliği” ibaresinde gizlidir.

    Sanki birilerinin bundan destek alarak; dinin kesin hükümleriyle oynayacağından, Allah’ın helal kıldıklarını haram, haram kıldıklarını helal kılacaklarından, Allah’ın farz kıldıklarını ortadan kaldıracaklarından veya dinde Allah’ın izin vermediklerini meşru kılacaklarından korkuyorlar.

    8,90
  • Güvercin Uykusu

    Derler ki, güvercinler uyumazmış. Yorulduklarında, her an uyanacakmış gibi hafif bir uykuya dalarlarmış. Hatta bir gözü uyurken, diğer gözü nöbet tutarmış tehlikelere karşı. Bu yüzden çok kısa sürermiş uykuları.
    İnsanoğlu, bir güvercin uykusu kadar kısa, hatta ebedi sonsuzluk karşısında güvercin uykusunun ta kendisi olan dünya hayatını tanımalı ve hesap verme vakti gelene kadar geçen kısa sürede aşkı arayıp aşk ile yaşamayı bilmeli.
    Derviş’in de dediği gibi;
    “Uyanmak lazım evlat! İnsanın gördüğü düşler hep bir güvercin uykusudur. Çok uzun sürmez. Anlıktır, bir nefes misali… Haydi, evlat uyan şimdi! Güneşi yarensiz bırakma… Yola çık, ölümsüz sevdalar için.
    Bu hikâye, güvercin uykusundaki bir gencin ve onu uyandırmaya çalışan bir dervişin hikâyesidir.

    6,90
  • Güzel Ameller Büyük Sevaplar

    Mustafa Necati Bursalı, ‘Güzel Ameller Büyük Sevaplar’ eserinde imanı güçlendirecek güzel ameller ve öte dünyamıza zenginlikler sunacak amelleri akıcı üslubuyla bizlere anlatıyor.
    Eserde; ‘İmanın Fazileti’, ‘La ilahe ilallah demenin fazileti’, ‘Namazın Fazileti’, ‘Cemaatin Fazileti’, ‘Amin Demenin Fazileti’,’ Zekat, Hac ve Kurban Kesmenin Fazileti’, ‘Surelerin Fazileti’ gibi konulara ayet ve hadislerle değinilmiştir.

    10,90
  • Hacı Bayram Sohbetleri

    Ben evime haram sokmayayım, namaz kılmayan bir baba, seccadesi olmayan bir anne olarak melekler tutanak tutup beni zapt etmesinler,o evde ne olup bittiğini merak bile etmem. Mutfağım helal kulluğum tam, üzerime düşeni yaptım, hala yapıyorum. Bunaldıkça Rabb’imle dertleşiyorum.
    Namazdan sonra seccademi toparlamıyorum, şairin dediği gibi ellerim karıncalanıncaya kadar Rabb’imle dertleşiyorum. Komşuyla dedikodu yapmak yerine Rabb’imeşikayet ediyorum. ‘Rabb’im şikayetim sanadır’ diyorum. Sana şikayet ediyorum, seni şikayet etmiyorum diyorum
    ondan sonra kaderimde fakirlik mi, Boşanmak mı, hastalık mı olsa gam yemem. Ağlarım ağladığıma melekler şahit olsun, gözümden akan yaşlarımı cennetime su olarak götürsünler diye düşünürüm. Ağlarsam melekler gözyaşlarımı cehennemi söndürecek su olarak taşısınlar diye ağlarım. Nuh’un ağladığı gibi , İbrahim aleyhisselamın babasına ağladığı
    gibi ağlarım. Matem için ağlamam. Çünkü matem edecek bir şey göremedim. Fani dünyadan ebedi bir şey mi bekleyecektim?”

    9,90
  • Hacı Bayram-ı Veli / Gönül Erleri 5

    Dede, Ankara denilince akla Hacı Bayram-ı Veli geliyor, neden?”
    “Şehirleri şehir yapan, ayakta tutan ve geleceğe taşıyan maddi ve manevi değerler vardır oğlum.
    Maddi yönüyle şehir maneviyat önderlerinin etrafında şekillenir ve bir ruh sahibi olur, canlı bir varlık gibi nefes alır verir.
    Manevi değerlerden yoksunsa, ne kadar zengin ve gelişmiş olursa olsun yoksuldur bir şehir.
    Ruhunu kaybeden bir ölü gibidir.”
    “O zaman şöyle diyebilir miyiz?
    Ankara, Hacı Bayram-ı Veli gibi manevi önderleri ve değerleriyle anlam kazanıyor.
    Belki her şehrin, beldenin ve köyün böyle rehber Allah dostlarına, hava ve su kadar ihtiyacı var.
    Konya’da Mevlânâ, Kırşehir’de Hacı Bektâş-ı Velî, Bursa’da Somuncu Baba ve diğer şehirlerde böyle birileri var…”
    “Öyleyse en başından anlatalım hikâyeyi evlat!
    Sevgili yavrularımızın bu güzel eserden istifade edeceğine inanıyoruz…

    8,90
  • Hacı Bektaş-ı Veli / Gönül Erleri Serisi 2

    İnsanlara yol gösterici, rehber, kılavuz, yol haritası, örnek, önder, öğretmen olarak gönderilen peygamberlerden sonra onların açtığı aydınlık yoldan yürüyen, insanları sevgi, saygı, şefkat, merhamet ve hoşgörüyle bürüyen Allah dostları; din, bilim ve sanat adamları güzel bir dünya, huzurlu ve mutlu, gelecekten umutlu insanlar için durup dinlenmeden hizmet üretmişler, sevgi ve hoşgörü medeniyeti kurmuşlardır.
    Bu eserin konusu olan Hacı Bektâş-ı Velî de Anadolu’da ve dünyada iz bırakmış, Mevlânâ, Yunus Emre gibi önemli insanlardan birisidir.
    Çok fazla ayrıntıya girmeden, hikâye tadında hazırlanan, araya mola kıvamında şiirler serpiştirilen bu kitabın yazılışında, Ethem Ruhi Fığlalı’nın Türkiye’de Alevilik ve Bektaşilik kitabıyla Esat Coşan hocamızın çalışması olan ‘Makalat’ başvuru kaynaklarımızdı.
    Sevgili yavrularımızın bu güzel eserden istifade edeceğine inanıyoruz…

    8,90
  • Hacı Hasan Efendi ve Tasavvuf Anlayışı

    Hz. Peygamber’in yolunu bilinçle ve ibadet anlayışıyla takip eden, Allah-u teala’nın velayetini tüm velayetlerin üzerinde gören ve bunun bir göstergesi olarak Resulullah’a ittiba eden, kâfirlere ve zalimlere en ufak bir sempati dahî göstermeyen, gök ehlinin sevgisini kazandığı için yeryüzü müminlerince de sevilen veliler, insaniyet makamının en büyük temsilcilerindendirler. İnançları, ibadetleri, ahlakları ve içtimai davranışlarıyla sünneti günümüze taşıyan, İslam’ın hayalî bir dünya görüşü olmadığını ispatlayan, Hz. Peygamberin yolunun canlılığını ve her zaman yaşanabilirliğini bizlere gösteren kutlu insanlardır.

    5,90
  • Hadis Problemleri

    Güzelliklerin hep oralardan misallendirildiğini görüp, eski günlerin hasretiyle iç çeken günümüz müslüman aydını, bugün aynı güzelliklerin neden yaşanamadığını sorgulamaktadır. Bunu yaparken, eksikliğin nereden başladığını görmekte ve Kur´ân-Sünnet eksenli bir hayatı yeniden inşa etmek gerektiğine inanmaktadır. Sağlam ve sağlıklı bir ümmet oluşturabilmek için, bizlere ulaşan sünnet malzemesinin tekrardan irdelenmesi ve gelen rivayetler içinden güvenilir Kur´ân yorumunu çıkarmanın önceliği olduğunu gözlemektedir. Geldiği safhadan sonra, gayretlerini tabiî olarak sünnetin bu sahasına teksîf etmektedir.
    Bu duruma bakarak şunu rahatça söyleyebiliriz: İçinde yaşadığımız süreç, selefe sorgusuz ittibâ yerine, sünnetin -sened ihmal edilmemekle birlikte- daha ziyade başka kriterlerle tahlîle tabi tutulacağı bir dönem olacaktır.
    Elinizdeki eser, bu yeni yaklaşımın örneklerini ihtiva eden bir çalışmadır.

    (Arka Kapak Yazısı)

    8,90
  • Hakka Sahip Çıkmak

    Günümüzde hakka sahip çıkmak ancak Milli Görüşle olabilir. Milli Görüş herhangi bir zihniyet, herhangi bir hareket değildir. Öyleyse Milli Görüş nedir?

    Milli Görüş, insanlığın aşırı derecede bunaldığı, zulümler içerisinde yaşadığı bir dönemde, bu zulüm dünyasından kurtularak yeniden saadet dünyasına geçiş hareketidir. Onun için çok mühimdir, çok değerlidir. Milli Görüş ”Yeni Bir Dünya”nın kurulma hareketidir.

    3,90
  • Halimizin İzahı

    Ümmet olarak bizi kuşatan olayları akşam sabah sayıp dökme, görevimiz yoktur. Asıl görevimiz, bulunduğumuz hale bizi mecbur eden sorunların temel nedenleri üzerinde durmak ve sorunu kökten çözmek için uğraşmaktadır. Bu kitap belli başlı sıkıntılarımızdan bir bölümünü ele almakla ve müslüman fertler olarak neler yapabileceğimizi göstermeye çalışmaktadır.

    8,90
  • Hani Din Hepimizindi?

    Müslümanlığımızla iftihar etmekle Müslümanlığımıza hizmet etmek arasında bağ kurulurken, biri hepimizin diğeri ise ‘din görevlilerinin’ görevi olarak algılanmamalıdır. Bize ikramı cennet olan dinimize hizmet etmek, onu yaşamak ve yaymak, uğrunda fedakârlık yapmakla mümkündür. Bir ucundan tutarak değil, altına girerek destek olmak, gereken şekliyle cihada katılmak bizi gösteren önemli bir göstergedir. Din hepimizindir; ona hizmet etmek de hepimizin görevi olmalıdır. Dinden konuşulurken akla cami ve cami görevlilerinin geliyor olması, düzeltilmesi gereken bir yanlıştır. Önemli kavramlardan başlayarak, bu yanlışı düzeltmeliyiz.

    7,90
  • Hanımlar İçin İnciler

    Mümin, “Kadınlar konusunda Allah’tan korkun!” diyen peygamberin uyarısını mü’min nasıl karşılamalıdır? İşte iman, bu noktada devreye girer. Kadın değerlidir; anne kadar, kardeş kadar, eş kadar, kız çocuğu kadar değerlidir. Değerinin gereği olarak da korunmalıdır.

    8,90
  • Haritada Kaybolmak

    Kraliçe’yi Kurtarmak adlı kitabıyla matematiği sevmeyen çocuklara bile problem çözdüren Tumanov, becerisini bu kez coğrafya alanında kullanıyor. Soluk soluğa bir macerada çaresiz kalan kahramanlara yardımcı olmak isteyen çocuklar bu kez harita ve ansiklopedi karıştırmanın ne kadar da eğlenceli olabileciğinin farkına varacaklar…

    Haritada Kaybolmak’ta iki kardeşin başlarına açtıkları dertten kurtulması, harita kullanma becerilerine bağlı! Bilmecelerde ipuçları verilen ülkelerin, dünya haritası ve ansiklopedi kullanılarak çözülmesiyle ilerleyen roman, hem öğrenmeyi eğlenceli kılıyor, hem de coğrafyanın yaşamımızdaki önemini vurguluyor.

    13,90
  • Hatıralarım

    Kardeşlerim! Sizler şu ana kadar herhangi bir partiye ya da kuruluşa katılmadığınız gibi, onların herhangi birisene düşmanca davranmış da değilsiniz. Sizler, Allah’ın Rasulü’nden başka bir öndere uymuş değilsiniz, Allah’ın Kitabı’ndan başka bir yol kabul edip beğenmiş değilsiniz, İslam’dan başka bir amaç da edinmiş değilsiniz.
    Kayzer’in hakkını Kayzer’e, Allah’ın hakkını Allah’a ver diye bir öğreti yoktur İslam’ın öğretileri arasında. Aksine, İslam’ın öğretileri arasında olan şudur: Kayzer’in kendisi de, Kayzer’e ait olanlarda, hepsi bir ve Kahhar olan Allah’ındır.

    9,90
  • Hayat Güzeldir

    Onlar çekişedursun, parkın uyanık güvercinleri hiç çekinmeden önlerine kadar gelmiş, dökülen susamlara dalmışlardı. Çocuklar fazlalık olan parçayı güvercinlere doğradı. Önlerinde bir güvercin bahçesi oluştu.

    Biri çekinerek ayaklarına dolanan kuşlardan birini okşadı. Hayret, kaçmıyor. Bir daha okşadı, bir daha, çok hoşuna gitti bu. Hayatında ilk kez bir güvercin okşuyordu. Onu gören öteki de güvercinleri okşamaya başladı. Arada bir göz göze geliyor birbirlerine gülümsüyorlar. Yüzsüz güvercinleri aç sanmışlardı. Kalan simitleri de doğradılar. Kuşlar yedikçe sanki onlar doyuyordu. Güvercinlerin parlak tüylerinden geçen sevgi ve merhamet en saf hali ile çocuk kalplerini doldurmuştu.

    Sonunda simitler bitti.
    Ortada tek bir susam tanesi kalmadı.
    Güvercinler birden havalanarak ve çocukların yüreklerini ağza getirerek uçtular.
    İleride simit yiyen bir genç çiftin önüne kondular.
    Simitçiler birbirlerine baktı.
    Sonra güvercinlere baktı.
    İkisi de sevincini bulmuştu.
    Artık ne açlık, ne tasa. Artık gidebilirler, yeniden satışa çıkabilirler.
    Her birinin etrafında yüzlerce melek dolaşıyor.
    Elbette bütün simitleri satacak, cepleri para dolu olarak analarına koşacak, bu güvercin hikayesini anlatacaklar.

    8,90
  • Hayat Teselli Olmaktır

    Marx’ın ‘’Kapitalizm , gölgesini satamadığı ağacı keser .’’cümlesi ile Efendimizin ‘’Hurma sizin halanızdır. ‘’ Hadis-i Şerif’ini aynı gün öğrendim. İlkini anlayacak kadar eleştirel bakışım gelişmemişti henüz.Efendimin cümlesinin anlamını içimde hazır buldum.
    Her ağacı o gün bugündür akrabam bildim.
    Ağaçların en çok gövdesine sarılmayı sevdim.
    Ağaçların gövdesine sarılmayı sevdim . Çünkü canımın canı
    Annem bulduğu her toprağa ağaç dikerdi.
    Annemin, hayatın acılarına karşılık bir teselli olarak ağaç dikişini idrak ettiğimde, otuzlu yaşlarımı geride bırakmıştım.
    Ömür denilen şeyin bir teselli arayışı olduğunu öğrenmeye henüz başlamıştım.
    Işte tam o sıra Yusuf Hemedani’nin cümleleri mihmandarım oldu.
    ‘’Hayat Teselli Olmatır , herkes tesellisini kendi nev’inden arar ‘’ diyordu.
    Yusuf Hemedani . Ben tesellimi kelimelerde buldum.

    12,90