-
Ezanla Diriliş
Bu kitapta, insanı hayrete düşüren, ibret dolu, yaşanmış bir “namaz serüveni” anlatılmaktadır.
“Ezanla Diriliş”, mafya liderlerini ele verdiği için ülkesinden kaçarak Türkiye’de bir otele sığınan bir Alman kadının gerçek öyküsüdür.
Öldürülme korkusuyla bunalıma girdiği bir anda, “ezanın gizemli büyüsü”ne kapılarak hayatının nasıl değiştiğini anlatmaktadır.
Korkunun, dehşetin ve ümidin kol kola nefesleri kestiği bu kitapta, “ezanla diriliş”e, “namazla şahlanış”a şahit olacaksınız.
Kitap bittiğinde çok şeylerin değiştiğini göreceksiniz.
Dayanabilen yüreklere.. -
Farzet ki Öldün
İmam Ahmed bin Hanbel döneminde yaşayan Haris el-Muhasibi, bu kitabında ayet ve hadisler ışığında okuyucunun elinden tutararak ölüm sonrasında başına gelecekleri adım adım yaşatmaya çalışıyor.
Bu kitabı okuduğunuzda Cennetin nimetlerini tatmış ve Cehennem’in yakıcı sıcaklığını ensenizde hissetmiş olacaksınız. -
Feyzü’l Furkan Tefsirli Kur’an-ı Kerim Meali (Kücük Boy)
Kur’ân-ı Kerîm Yaradanımız’ın bütün insanlara gönderdiği cihanşümûl son ve en mükemmel talimat ve tebligâtıdır. Onu insanların özellikle inananların dilinden kalbine aksedip hayatına hâkim olması için indirmiştir.Allah’ı tanımak Kur’an’ı tanımakla; Kur’an’ı tanımak ise onu okumak ilke ve esaslarını hayata geçirmekle olur. “Allah var” deyip de yokmuş gibi yaşamanın; Kur’an’a inandığını söyleyip de Kur’an’sız bir yaşantının doğuracağı tehlikeden kendimizi ve neslimizi korumak mecburiyetindeyiz. Bütün kitap ve dinleri içine alan son ilahî kitabımız Kur’ân-ı Kerîm sadece zihnimize hitap eden ve zihnen ilgi duymak ve inandığımızı söylemekle yetinmemiz gereken bir kitap değildir. O bütün eylemlerimizde kendisine yönelmemiz ve yaşantımızda uygulamamız gereken bir kitaptır. Çünkü katılaşmış/taşlaşmış kalpler onunla yumuşar çağlara açılan yol bu hakikat nuruyla aydınlanır. Kur’ân-ı Kerîm’in en doğru şekilde anlaşılması ve yaşanmasıyla ilgili olarak yıllardır ileri sürülen en büyük bahane “okuduğumu anlayamıyorum” idi. Bugün bu mazereti ortadan kaldıran nitelikli bir çalışmaya kavuştuk. Uzun yılların emeği ve birikimiyle hazırlanan sade ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmış gerekli görülen yerleri anlamayı kolaylaştıracak kısa tefsirlerle zenginleştirilmiş iniş gayesini ve Allah’ın muradını anlamayı hedeflemiş ender bir çalışma: Feyzü’l-Furkân…Mealde gerekli fıkhî itikâdî tarihî ve sosyolojik açıklamalar yapılarak birçok parantezsiz/çıplak meallerin doğuracağı tehlike önlenmeye çalışılmış böylece âyet ve açıklamalarını her seviyedeki insanın rahatlıkla anlaması ve anlatması sağlanmıştır.Kur’an’ın anlamıyla ve ruhuyla buluşmak O’na uygun bir yaşam sürmek isteyenler için bu eser kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor…
-
Filistin Hakkında Fetvalar
Bu çalışma farklı zaman ve durumlarda verdiğim Fetvalardan oluşmaktadır. Fetvaların tümü, Filistin Sorunu’nun yanı sıra topraklarımızı gasp eden, halkımızı yurtlarından çıkaran, canımıza kasp eden, mukaddesatımıza saldıran Yahudilere karşı mücadelemiz ile ilgilidir.
Bu fetvaların amacı; Müslümanların İsra ve Miraç yurduna, Allah’ın çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksa topraklarına ilişkin hassas konulardaki sorulara kitap ve sünnetten cevaplar sunmaktır. Hakkında soru yöneltilen hususların başında; İsrail ile barış yapmak, Filistin’le ilgili bazı tavizler vermek, Kudüs’ten feragat etmek, Yahudilerin sultası altındaki Mescid-i Aksa’yı ziyaret, işgalci Siyonist düşmana yönelik şehadet operasyonları düzenlemenin hükmü, kadınların bu operasyonlara katılıp katılmayacağı, düşmanla işbirliği yapan ve onları Müslümanlara musallat eden hainlerin durumu gibi konular gelmektedir.
-
Filistin Hakkında Yanılgılar
Filistin meselesi hakkındaki yanlış bilgiler, yanlış kanaatler ve tahliller bu dava konusunda önemli sorumluluklar gerektirdiğini düşündüğümüz bir takım hatalı duruşlara sebep olmuştur.Bu hataların başta geleni ise Filistin davasını sahiplenme konusundaki çekingenliktir.Birçoklarının hala bu meseleye bir İslam davası, Müslümanların ortak meselesi olarak bakmak yerine bir Arap sorunu olarak yaklaştığı söylenebilir.
-
Fitneler Devrinde Mi Yaşıyoruz?
İnançlı” olarak adlandırdığımız insanların, zamanla Allah’ın ayetleri ile hükmetmek yerine sekülerleşmesi sonucu bozulan ve yozlaşan bir toplum ile karşı karşıyayız. Her yaptığımız işin bir karşılığı olduğu bu dünyada, bu bozulma ve yozlaşmanın da elbette bir karşılığı olacaktır.
“Ey o bütün iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse duysun: Allah onun yerine öyle bir kavim getirecek ki Allah onları sever, onlar Allah’ı severler, müminlere karşı boyunları aşağıda, kâfirlere karşı başları yukarıda, Allah yolunda mücahede ederler, dil uzatanın levminden korkmazlar, işte o Allah’ın fazlıdır, onu dilediğine verir ve Allah vasi’dir, alîmdir.” (Maide 54)
Bu ayet de bunu apaçık ortaya koymaktadır.
Ekrem Doğanay Hoca’nın makalelerinden yola çıkarak hazırlanan bu eser dönemimizin fitnelerini bilmek bunlardan kaçınmak, herhangi bir fitneye sebebiyet vermemek ve yukarıda yazılı olan ayette -yanlışlıkla da olsa- “dininden dönen” kimselerden olmamak için çok önemli bir kaynak.
İşte bu noktada bize bir mihenk taşı, bir ışık olacağına inandığımız bu eserin siz değerli okuyucularımız ve en kıymetlimiz olan ailelerimiz için de bir yol gösterici olacağı düşüncesindeyiz.
Allah (c.c) hepimizi “fitne”ye bulaşmadan sınavını verenlerden eylesin. -
Fıkhı Batın
Bu risâlenin temel kaynağı, Şeyh Ömer b. Şeyh Osman et-Tavîlânî’nin halifesi Şeyh Muhammed Emîn el-Erbilî’nin (k.s.)
“Tenvîru’l-kulûb fî mu’âmeleti ‘allâmi’l-guyûb” adlı eseridir. Fakat bu eserde sâdık kaldığım tek şey, manayı korumak olmuştur. Bu sebeple, takdîm-tehîr, ekleme-çıkarma ve kısaltma gibi tasarruflarda bulundum ve bütün bunları belli bir hedef doğrultusunda yaptım. Cenâb-ı Hak’tan niyâzım; bu amelimi kendi rızasına muvâfık ve ilim tâliplerine müyesser kılması ve hepimiz için faydalı olmasıdır. Son duamız; Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.“
Merhum Seyda Muhammed Emin ER -
Gelin Müslüman Olalım
Mevdudi, Gelin Müslüman Olalım kitabında anlamını yitirmiş ya da gerçek anlamından uzaklaşmış olan pek çok hususu yeniden açıklamıştır. Kitap, 1940’tan beri, onu okuyarak değişen pek çok insanın ruhsal, zihinsel ve kültürel alandaki ihtiyaçlarına büyük ölçüde ve gerçekten etkili bir biçimde cevap vermiştir.
Mevdudi, sadece sözlük ve kültürel anlamları olan sözlere duygularını katar. Böylece iman, İslâm ve İslâm’ın beş şartı, cihad gibi kavramlar ilk ortaya çıktıkları yıllarda sahip oldukları canlılığa kavuşurlar. Derken inanç ve uygulamalarımızın kabul edegeldiğimiz hareketsiz dünyası kaybolmaya başlar. Mevdudi’nin Cuma konuşmalarından oluşan bu kitapla okur, tebliğin nasıl yapıldığını da kavrama imkânı bulacaktır. Kurduğu bağlantılarla imanın, toplumu ve dünyayı değiştirme gücünü yeniden kazanacağını öne süren Gelin Müslüman Olalım, Müslümanları Allah’ın kendilerinden istediği şekilde Müslüman olmaya çağırmaktadır. -
Geminin Neresindeyiz?
Eğer bu ümmet, farklı ve üstün bir ümmet ise bu, kendi kendini kontrol eden ve her ferdinin kendini dininin hizmetçisi, iyiliklere davet eden davetçisi, kötülüklere karşı sivil polisi olarak gören anlayışı sayesindedir. Biz özellikle Buhari’nin rivayet ettiği bir hadisi esas alarak yola çıktık. Daha hassas bir harita ile yol alabilmeyi umuyoruz: “Allah’ın emirlerine uyanlarla uymayanların durumu, bir gemi için kura çekenlere benzer. Bir bölümü geminin üst kısmına düşmüş, diğerleri de alt kısmına düşmüştür. Alt kısımda kalanlar, su ihtiyacı olduğu zaman üst güverteye çıkıp su ihtiyacını gidermektedir. Onlar şöyle derler: ‘Bizim bölümden bir delik delelim de üsttekilere eziyet etmeyelim.’ Eğer üsttekiler, onlara ilişmez de serbest bırakırsa hepsi helak olur. Ellerinden tutup engel olurlarsa onlar da kurtulur, kendileri de.” (Buhari, Şerike, 6/2493;Tirmizi, Fiten, 12/2173) Yaşam yolculuğumuz boyunca hassasiyetlerimizin canlı kalmasını istiyoruz. Gemimiz ve yüzdüğümüz okyanus önemli değildir. Biz nerede isek orası okyanstur. Ev, sokak, mescid, vakıf, köy, şehir, market… Her yerde ve her zaman yol üzereyiz. Bu çalışma, gemideki yolculuğumuzu hatırlatma amacı gütmektedir.
-
Gençler İçin Anahtar Cevaplar
‘Neden,’ ‘Niçin’ ve ‘Nasıl’ sözcükleri, insanoğlunun en çok kullandığı sözcüklendendir. Farklı nedenlerle geçmişi, mevcudu ve geleceği merak eder dururuz.Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin etrafında ilk olmanın içini dolduran sahabiler, açık-seçik sorularla da öğrenmeye çalıştılar.Edeplerini koruyarak, anlamadıklarını tekrar sordular. İçlerinde tereddüt bırakmayacak bir üslup kullandılar. Onlara verilen cevaplar da net oldu.Bu çalışma farklı zamanlarda, gençlerle yapılan sohbetlerde onların sorularına verilen cevapların yazılı şeklidir. Çok geniş izaha yer vermeden faydalanılması yeterli görülmüştür.
-
Gençler İçin Sosyal Medya İlmihali
“Genç kardeşim! Günümüzde Müslümanlık kalitesi namaz, oruç, hac gibi ibadetlerin yanında internetle baş başa kaldığımız zaman gösterdiğimiz tavırla da yakından ilişkilidir. İnternet ve sosyal medya platformlarında sergilediğimiz davranışlarımız, beğenilerimiz, paylaşımlarımız ve arkadaşlıklarımız da İslami yaşantımızın bir parçasıdır. Namazlarına özen gösteren bir Müslüman genç olabiliriz, tesettürüne dikkat eden bir Müslüman hanımefendi olabiliriz ancak unutmayalım ki, namazımıza ve tesettürümüze bakacak olan Rabbimiz, internetle baş başa kaldığımız andaki tavırlarımıza da bakacaktır. Eğer imtihan bekliyorsak bilmeliyiz ki, modern dünyada en büyük imtihanlardan birini internet ve sosyal medya üzerinden yaşayacağız.” Abdülaziz Kıranşal
-
Gizli Telkinle Kur’an Terapisi
Çocuk yaştan itibaren gizli telkinlerle karşı karşıya kalıyor ve bilinçaltımızı kirletiyoruz. Gizli Telkinle Kur’an Terapisi adındaki bu eser , bilinçaltı klasörleri kısa devre yapmış ve varlığın birliğiyle diyalog kurmakta ciddi sorunlar yaşayan, iç dünyalarında çatışmalara maruz kalan, çözümler aramasına rağmen kalbi yine de tatmin olmayan insanlar için hazırlanmıştır.
Amacımız; kirletilmiş ve iç dünyası allak bullak olmuş insanımızın bilinçaltını Kur’an, Cevşen ve Celcelutiye üçlüsüyle yeniden inşa etmektir. “Bilinçaltını Yeniden İnşa” serisinin ilk kitabı olan Gizli Telkinle Kur’an Terapisi sürekli bizimle olan ama, bir türlü göremediğimiz bir dünyanın kapılarını açıyor. Değerli yazar Kubilay Aktaş, manevî ilimlerdeki yirmi yıllık deneyimini bu kitapta istifadenize sunuyor.
İşte kitaptan bir kaç başlık:
Bilinçaltı nedir, bilinci nasıl etkiler?
Gizli telkin (subliminal) teknikleri nelerdir, nasıl karşımıza çıkar?
Kur’an, Cevşen ve Celcelutiye’nin bilinçaltını inşa etmekteki fonksiyonları nelerdir?
Gizli telkinle beyin ve kalbin onarımı mümkün mü?
Sembol ve kelimeler bilinçaltına nasıl etki eder? -
Gönüllerin Fethi
Önümdeki zatın boynunun kenarından göz ucuyla bakayım derken bir an göz göze geldik. Kalemi elinden bıraktığı gibi üzerime doğru yürüdü. Önümde bulunanları yararak geçti ve boynumdan sıkıca tutarak diğer elinde bulunan dikenli, budaklı ağaç dalını yüzüme çarptı. Zincir vurulmuş ellerimi ızdırap ile yüzüme doğru götürdüğümde ortaya çıkan sesler, çadırın içinde yankılandı. Zincirin uçları da vücuduma çarparak ayrı bir acı oluşturdu. Ama en büyük acıyı babamın bu kaba hareketinden dolayı hissetmiştim.
Beni şiddetle ortaya çekti ve Allah’ın Resulü ile yüzyüze geldik. Olaylar çok hızlı gelişmiş, şaşkınlıktan kimse müdahale edecek fırsat bulamamıştı.
“İşte Ey Muhammed! Üzerinde seninle anlaştığım antlaşma gereğince bana geri çevireceğin kişilerin ilki!” diye bağırdı babam.
Ben ve çevremdeki herkes, Allah’ın Resulü’nün ne yapacağını merakla bekledik. Çok zor durumda olduğunu yüzündeki her mimik ele veriyordu.
“Biz, barış ve antlaşma yazısını daha imzalamadık!” dedi, ama babam gibi kurnaz ve akıllı bir kişiyi bu söylemle ikna edip beni yanında alıkoyabileceğine muhtemelen kendi de inanmıyordu. -
Günümüzde Fetvanın Değişebilirliği
“Asrımızda fetvanın değişmesinin gerekliliği” konusunu konuştuğumuzda ilim ehli olan bazı kardeşlerimizin akıllarına kuşkular gelmektedir. Bu kuşkuların nedeni de “fetvanın değişebilirliği” ibaresinde gizlidir.
Sanki birilerinin bundan destek alarak; dinin kesin hükümleriyle oynayacağından, Allah’ın helal kıldıklarını haram, haram kıldıklarını helal kılacaklarından, Allah’ın farz kıldıklarını ortadan kaldıracaklarından veya dinde Allah’ın izin vermediklerini meşru kılacaklarından korkuyorlar.
-
Güzel Ameller Büyük Sevaplar
Mustafa Necati Bursalı, ‘Güzel Ameller Büyük Sevaplar’ eserinde imanı güçlendirecek güzel ameller ve öte dünyamıza zenginlikler sunacak amelleri akıcı üslubuyla bizlere anlatıyor.
Eserde; ‘İmanın Fazileti’, ‘La ilahe ilallah demenin fazileti’, ‘Namazın Fazileti’, ‘Cemaatin Fazileti’, ‘Amin Demenin Fazileti’,’ Zekat, Hac ve Kurban Kesmenin Fazileti’, ‘Surelerin Fazileti’ gibi konulara ayet ve hadislerle değinilmiştir. -
Hacı Bayram Sohbetleri
Ben evime haram sokmayayım, namaz kılmayan bir baba, seccadesi olmayan bir anne olarak melekler tutanak tutup beni zapt etmesinler,o evde ne olup bittiğini merak bile etmem. Mutfağım helal kulluğum tam, üzerime düşeni yaptım, hala yapıyorum. Bunaldıkça Rabb’imle dertleşiyorum.
Namazdan sonra seccademi toparlamıyorum, şairin dediği gibi ellerim karıncalanıncaya kadar Rabb’imle dertleşiyorum. Komşuyla dedikodu yapmak yerine Rabb’imeşikayet ediyorum. ‘Rabb’im şikayetim sanadır’ diyorum. Sana şikayet ediyorum, seni şikayet etmiyorum diyorum
ondan sonra kaderimde fakirlik mi, Boşanmak mı, hastalık mı olsa gam yemem. Ağlarım ağladığıma melekler şahit olsun, gözümden akan yaşlarımı cennetime su olarak götürsünler diye düşünürüm. Ağlarsam melekler gözyaşlarımı cehennemi söndürecek su olarak taşısınlar diye ağlarım. Nuh’un ağladığı gibi , İbrahim aleyhisselamın babasına ağladığı
gibi ağlarım. Matem için ağlamam. Çünkü matem edecek bir şey göremedim. Fani dünyadan ebedi bir şey mi bekleyecektim?” -
Hacı Bayram-ı Veli / Gönül Erleri 5
Dede, Ankara denilince akla Hacı Bayram-ı Veli geliyor, neden?”
“Şehirleri şehir yapan, ayakta tutan ve geleceğe taşıyan maddi ve manevi değerler vardır oğlum.
Maddi yönüyle şehir maneviyat önderlerinin etrafında şekillenir ve bir ruh sahibi olur, canlı bir varlık gibi nefes alır verir.
Manevi değerlerden yoksunsa, ne kadar zengin ve gelişmiş olursa olsun yoksuldur bir şehir.
Ruhunu kaybeden bir ölü gibidir.”
“O zaman şöyle diyebilir miyiz?
Ankara, Hacı Bayram-ı Veli gibi manevi önderleri ve değerleriyle anlam kazanıyor.
Belki her şehrin, beldenin ve köyün böyle rehber Allah dostlarına, hava ve su kadar ihtiyacı var.
Konya’da Mevlânâ, Kırşehir’de Hacı Bektâş-ı Velî, Bursa’da Somuncu Baba ve diğer şehirlerde böyle birileri var…”
“Öyleyse en başından anlatalım hikâyeyi evlat!
Sevgili yavrularımızın bu güzel eserden istifade edeceğine inanıyoruz… -
Hacı Bektaş-ı Veli / Gönül Erleri Serisi 2
İnsanlara yol gösterici, rehber, kılavuz, yol haritası, örnek, önder, öğretmen olarak gönderilen peygamberlerden sonra onların açtığı aydınlık yoldan yürüyen, insanları sevgi, saygı, şefkat, merhamet ve hoşgörüyle bürüyen Allah dostları; din, bilim ve sanat adamları güzel bir dünya, huzurlu ve mutlu, gelecekten umutlu insanlar için durup dinlenmeden hizmet üretmişler, sevgi ve hoşgörü medeniyeti kurmuşlardır.
Bu eserin konusu olan Hacı Bektâş-ı Velî de Anadolu’da ve dünyada iz bırakmış, Mevlânâ, Yunus Emre gibi önemli insanlardan birisidir.
Çok fazla ayrıntıya girmeden, hikâye tadında hazırlanan, araya mola kıvamında şiirler serpiştirilen bu kitabın yazılışında, Ethem Ruhi Fığlalı’nın Türkiye’de Alevilik ve Bektaşilik kitabıyla Esat Coşan hocamızın çalışması olan ‘Makalat’ başvuru kaynaklarımızdı.
Sevgili yavrularımızın bu güzel eserden istifade edeceğine inanıyoruz… -
Hacı Hasan Efendi ve Tasavvuf Anlayışı
Hz. Peygamber’in yolunu bilinçle ve ibadet anlayışıyla takip eden, Allah-u teala’nın velayetini tüm velayetlerin üzerinde gören ve bunun bir göstergesi olarak Resulullah’a ittiba eden, kâfirlere ve zalimlere en ufak bir sempati dahî göstermeyen, gök ehlinin sevgisini kazandığı için yeryüzü müminlerince de sevilen veliler, insaniyet makamının en büyük temsilcilerindendirler. İnançları, ibadetleri, ahlakları ve içtimai davranışlarıyla sünneti günümüze taşıyan, İslam’ın hayalî bir dünya görüşü olmadığını ispatlayan, Hz. Peygamberin yolunun canlılığını ve her zaman yaşanabilirliğini bizlere gösteren kutlu insanlardır.