Gösterilen 2181–2200 arası toplam: 3487

  • Önemli İşler Dairesi

    Türkiye’nin üç büyük istihbarat teşkilatından biri olan Emniyet İstihbarat Dairesi kapılarını ilk kez bir gazeteciye açtı ve adım adım büyüyen bu “gizli güç” kendini anlattı.Ve yine ilk kez hayati önem taşıyan pek çok operasyonun arkasındaki bu gücün gelişme süreci bir araştırma kitabına konu oldu.

    Cüneyt Özdemir’in özel röportajları ve ayrıntılı araştırmasıyla Türkiye gerçeklerine bambaşka bir açıdan bakacaksınız.Derin devletin sahibinin el değiştirdiği sancılı günlerde Türkiye’de yavaş yavaş büyüyen yeni başrol oyuncusunu tanıyacaksınız.

    6-7 Eylül Olaylarından Abdi İpekçi cinayetine, 1 Mayıs 1977 olaylarından Bahçelievler Katliamı’na, 9 Subay Olayı’ndan Ergenekon’a kadar Türkiye’yi sarsan pek çok olayın gün ışığına çıkmamış yönlerini istihbaratçılardan dinleyeceksiniz. Mafya dünyasını takip eden istihbaratçıların ilginç anılarını, JİTEM hakkında hiç bilmediğiniz gerçekleri, MİT ile Emniyet çekişmesinin perde arkasını, Dev-Sol’a karşı yürütülen operasyonların ayrıntılarını, istihbaratçıların başına gelen trajikomik olayları, Ergenekon’un geçmişteki uzantılarını ve kuşkusuz Emniyet içindeki Fethullah Gülen etkisini ayrıntılarıyla ilk kez okuyacaksınız

    Bir macera filmini aratmayan tamamı gerçek ve belgeli Türkiye gerçeklerini okuduğunuzda “ezberiniz bozulacak”.

    10,24
  • Önemli İşler Dairesi

    Türkiye’nin üç büyük istihbarat teşkilatından biri olan Emniyet İstihbarat Dairesi kapılarını ilk kez bir gazeteciye açtı ve adım adım büyüyen bu “gizli güç” kendini anlattı.Ve yine ilk kez hayati önem taşıyan pek çok operasyonun arkasındaki bu gücün gelişme süreci bir araştırma kitabına konu oldu.

    Cüneyt Özdemir’in özel röportajları ve ayrıntılı araştırmasıyla Türkiye gerçeklerine bambaşka bir açıdan bakacaksınız.Derin devletin sahibinin el değiştirdiği sancılı günlerde Türkiye’de yavaş yavaş büyüyen yeni başrol oyuncusunu tanıyacaksınız.

    6-7 Eylül Olaylarından Abdi İpekçi cinayetine, 1 Mayıs 1977 olaylarından Bahçelievler Katliamı’na, 9 Subay Olayı’ndan Ergenekon’a kadar Türkiye’yi sarsan pek çok olayın gün ışığına çıkmamış yönlerini istihbaratçılardan dinleyeceksiniz. Mafya dünyasını takip eden istihbaratçıların ilginç anılarını, JİTEM hakkında hiç bilmediğiniz gerçekleri, MİT ile Emniyet çekişmesinin perde arkasını, Dev-Sol’a karşı yürütülen operasyonların ayrıntılarını, istihbaratçıların başına gelen trajikomik olayları, Ergenekon’un geçmişteki uzantılarını ve kuşkusuz Emniyet içindeki Fethullah Gülen etkisini ayrıntılarıyla ilk kez okuyacaksınız

    Bir macera filmini aratmayan tamamı gerçek ve belgeli Türkiye gerçeklerini okuduğunuzda “ezberiniz bozulacak”.

    6,79
  • Onlar Benim Kahramanım

    Şikâyet yarışçısı olmayan gizli kahramanların öyküsü… Abartmayan, alçakgönüllü ve hoşgörülü insanlar, kişisel bütünlük içinde yaşama hizmet etmekten mutluluk duyar. Şikâyet yarışçısı olmayan bu insanları duymayız ama toplum dengesini onlar sayesinde korur. Onlar, gizli kahramanlardır. Bu kitap, iki gizli kahramanın yaşamöyküsünü anlatıyor.

    7,94
  • Onlar Da Kahramandı

    Güce boyun eğmediler. İtaatin adeta kutsandığı bir kültürde medeni cesaret gösterip “hayır” diyebilenler de elbette kahramandır! Kültürümüzde itaat kavramı çok güçlüdür. Üstelik ilkelerden ziyade “baş” kabul edilen kişilere itaat adeta bağımlılık düzeyindedir. Siyasi tarihimize damgasını vuran davranış kalıbı kayıtsız şartsız itaattir. Emir demiri keser, sürüden ayrılanı kurt kapar… Ama tarihimizde güce boyun eğmeyen ilkeli davranış örnekleri de az değildir. Taha Akyol bu kitapta tarihimizde yüksek otorite karşısında hukuku üstün tutan, yanlışa boyun eğmeyen yargıçlardan ilçe ve il belediye başkanlarına, devletin zirvelerine, milletvekillerine kadar, insanların itaat ile hürriyet, menfaat ile fazilet arasında sınandığı kritik makamlarda bulunmuş onurlu, prensipli, şahsiyetli kahramanları anlatıyor. Onlar da Kahramandı, bağımsız birey olma şuurunun, hürriyet fikrinin ve eleştirel düşüncenin gelişmesine bir katkı olması amacıyla kaleme alındı…

    11,39
  • Onlarlaydım Ama Onlardan Değildim

    “Hava soğuk. Saçım kirden bir top yumağı. Gece karanlık. Havlum yok. Duşlar boş. Su muhtemelen soğuk, çok soğuk olmalı, Isıtma da yoktur şimdi. Sıra da yok. Bu saatte duş alsam, kesin hasta olurum. Kesin. Biliyorum canım… Hem eşyalarımı nereye koyacağım ki? Sabun mabun da yoktur şimdi. Taa çadırların orada var. Çantamda… Kim gidecek ki şimdi oraya? Boş ver, şimdi burada başıma gelebilecek en son şey hastalık zaten. Kirli kalalım canım, ne olacak ki? Kaşınmıyorum da. Karışmıyorum! Kaşınmamalıyım.”
    6,79
  • Onun Adıyla Başlamak Yaşama Mişkat Tefsiri

    Elinizdeki bu eser; mucez bir tefsir kitabıdır. Genişçe ilmi derinlikle ihtiva etmektedir. Gençlerimizin bilmesi gereken muhtasar “vahiy kültürü” bilgileri içerir. Bu ürün bir nebze de olsa genç Dimağların bilgi ve düşünce dünyasına katı sağlayacaktır. Gözümünüzün nuru olan evlatlarımız için bir “el kitabı” mahiyetinedir. Lise ya da üniversitede okuyan öğrencilerin ders haklarında ve sohbetlerine rehberlik edecektir. Faydalı olması dilek ve temennileriyle…

    11,90
  • Origami ile Kolay Matematik

    Origami bir malzemeyi başka bir forma dönüştürme deneyimi yaşatırken görsel dikkat algılarını ve yaratıcılık kapasitesini de geliştiriyor. Origaminin özellikle matematiğe duyulan ilgiyi arttırdığı bilim insanları tarafından onaylanıyor. Y. Matematik Mühendisi Burcu Şansan’ın hazırladığı, matematikle origami ilişkisini merkeze alan “Origami ile Kolay Matematik” kitabı, çocuklara matematiğin temel kavramlarını kâğıt katlayarak keşfettirmeyi hedefliyor. Çocuklar origami yaparak; büyüklük küçüklük kavramı, üslü sayılar, oran, oranı farklı biçimde gösterme, iki çokluğun oranı gibi kavramları daha kolay öğrenecekler. Ayrıca geometrinin eğlenceli yönüyle de bu kitap aracılığıyla tanışacaklar.

    Kişinin sanal değil gerçek bir ürün oluşturabilmesine imkân sağlayan origaminin, okul öncesi ve ilkokul çağında mutlaka deneyimlenmesini öneriyorum.
    Çocukların, aileleriyle ya da öğretmenleriyle birlikte yapabileceği, onların duygusal ve zihinsel gelişimine katkısı oldukça büyük olan origamiyle tanışmaları için, “Origami ile Kolay Matematik” kitabını tüm çocuklara, ailelere ve öğretmenlere tavsiye ediyorum.

    9,09
  • Örnek İslam Toplumu

    Hz. Muhammed (s.a.) ve dört halife dönemi müslümanlar tarafından “Saadet Asrı” olarak nitelenir. Elinizdeki kitap o dönem müslüman toplumunu oluşturan faktörleri ve o neslin özelliklerini ele almaktadır. Peygamberimizin şahsiyeti, İslâm medeniyetinin insanlığa katkıları, örnek İslâm toplumunun özelliklerinden uzaklaşmanın sebep ve sonuçları da bu kitapta işlenen konular arasındadır.

    5,90
  • Örnek Vaazlar 1-2

    Toplumu din konusunda aydınlatmakla görevli Başkanlığımızın irşad hizmetlerine katkı sağlamak amacıyla hazırladığı bu eser, ayet-i kerime ve hadis-i şerifler ışığında ele alınmış örnek metinler içeren bir başvuru kitabıdır.

    6,79
  • Ortadoğu’nun Şifresi: Kubata

    Şüphesiz ki insan ve zaman arasında bir sır vardır. Bu sır asırlardır zamandan insana, insandan zamana aktarılmaktadır. Ortadoğu’da zaman ve insan arasındaki sır perdesini aralamak için farklı dönemler arasındaki bağlantıları iyi analiz etmek gerekiyor. Bu sebeple Antik Babil Uygarlığı ile İsrail arasındaki bağı, Pers İmparatorluğu ile Irak arasındaki bağı ve Kudüs ile Tarsus arasındaki bağı ele aldık. Ayrıca II. Nebukadnezar, Büyük Kyros, Danyal Peygamber, Saddam Hüseyin, Bizans İmparatoru Heraklius ve Pers İmparatoru Kambiz gibi isimlerin hayatlarının dönüm noktalarında, Ortadoğu Tarihini derinden etkileyen insan ve zaman arasındaki sırrı aradık.

    9,09
  • Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez

    Tarihin ve coğrafyanın merkezini teşkil eden Ortadoğu, -hepsi de gayet somut ve gerçek birçok nedenden ötürü, dünyanın en önemli bölgesidir. Bu bölgede yaşayan insanlar olarak, bizlerin birinci sorumluluğu, Ortadoğu’yu gerçekçi, makul ve derinlikli bir bakışla kavramaktır. “Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez”, ismindeki ‘tez’ sözcüğünün de ifade ettiği şekilde, iddia barındıran, çıkarımlar yapan, bazı noktalarda neticelerin ancak istikbalde ortaya çıkacağı tahminler içeren 20 ayrı bölümden oluşuyor. Bölgeye neden ve ne zamandan beri ‘Ortadoğu’ dendiğinin açıklamasıyla başlayan anlatım, Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafyanın tarihindeki çeşitli dönemleri, tarihten günümüze taşınan unsurları, bugün ilk bakışta belki fark edemediğimiz ama kesinlikle aktüel hayatın tam ortasına denk düşen somut gerçeklikleri gözler önüne seriyor. Ortadoğu’nun belkemiğini oluşturan dört ülkenin (Türkiye, Mısır, İran ve Suudi Arabistan) tarihine sıklıkla atıfların yapıldığı kitabın temel hedefi, coğrafyanın kendi iç dinamiklerine işaret etmek. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri genellikle “dış güçler”e hamleden genellemeci ve kolaycı bakıştan kaçınmaya çalışarak, “dış güçler” dediğimiz ülkelerin aslında içerideki bazı dengeler ve yerli unsurlar yardımıyla iş gördüklerini izah çabası, kitabın ana fikrini oluşturuyor.

    9,09
  • Oruç Çiğnemek Sakızı Bozar Mı Hocaaamm?

    Televizyon dininin iyi niyetli geçmişi,
    çok reklamlı şimdisi ve içler acısı geleceği üzerine…

    İletişim kuramcıları televizyonu Roma sirkine benzetir Sirkte hiçbir şey normal olmamalıdır. Her şey şaşırtmalı ve yürekleri ağıza getirmelidir. Ayılara etek giydirilir sirkte. İnsanların ağzından ateş çıkar. Filler tek ayak üstünde durur. Aslanların ağzına kafa sokulur. Kanişler arka bacakları üzerinde dans eder

    Televizyonda din anlatırken de, televizyondan sirk kurallarını değiştirmesi beklenemez. Onarıcı, sağduyulu, sakin, insaflı, duru ve diri hiçbir görüntüye ve sese izin vermez televizyon. Veremez! Din programlarında da çatışma olmalı,  hiç olmadık tuhaflıklar gündeme gelmelidir, fantezi ürünü erotik imalar yapılmalıdır, hiç duyulmamış hurafeler dillendirilmelidir.

    Din programcısı televizyonda tutunmanın bedelini ödemelidir. Sirkte olmanın gerektirdiği her türlü tuhaflığı harfiyen yerine getirmelidir. Yakası bağrı açılmadık absürt soruları kucağında bulmalı,  eski küflü sayfalarda kalmış hurafeleri dillendirmelidir. Cast ajansından ücretle kiralanmış seyircilerin eline tutuşturulmuş ısmarlama sorular karşısında, gerekirse şaşırmalı, utanmalı, eli ayağı birbirine dolanmalıdır. Saf yürekli halkın hocalığına verdiği açık krediyi sonuna kadar kullanarak sirke seyirci kazandırmalıdır. İslam’da cinsel hayattan kabir azabının türlerine, kefen bağlama şovundan yanlış imsak vakti polemiklerine uzanan gündemleri ustalıkla yoğurmalıdır. Nihai tahlilde, show bir business’tır! Elbette ki “show must go on!”dur. Aksi caiz’nt…dır.

    Dr. Senai Demirci, Oruç Çiğnemek Sakızı Bozar mı Hocaaamm derken, psikoterapist kimliğiyle, kimseleri kırmadan, sahne arkası şahitliklerini de yanına alarak, sade dilli bir medya okuması yapıyor. Safdil insanımızın duru ve diri olan dini, din adına üretilen kokuşmuş görüntülerden ve kirli gürültülerden ayıklamasına yardımcı olacak bir kılavuz oluşturmayı deniyor.

    6,79
  • Oruç İlmihali

    İslam dininin vazgeçilmez prensibi olan samimiyet ve gösterişten uzak oluş, en üst düzeyde oruç ibadetinde kendini gösterir. Bu niteliği ile oruç bir irade, sorumluluk, sabır ve samimiyet eğitimidir. Eser; oruç ibadetinin anlam ve önemini, oruçla ilgili dini hükümleri içeren bir başucu kitabıdır.

    4,49
  • Oruç Kahramanları (7+ Yaş)

    engarenk tüyleri olan, koyun büyüklüğünde kocaman bir kuşla tanışmaya ne dersin? Kocaman kuş kuyu olur içine atlarsın. Harita olur şehir beğenir, hoop dalarsın içine… Kutsal şehirleri de gezebilirsin, tarihte yolculuk da yapabilirsin. Tıpkı Ahmet ve Meryem gibi… Sen de oruç kahramanı olmak istersen Kocaman Kuş’la başlasın macera !

    5,64
  • Oruç Sırları ve Fazileti

    Allah, orucu kullarını korumak ve kurtarmak için, dostlarını himaye için bir kale ve bir kalkan kılmıştır. Oruç sayesinde onlara cennet kapılarını açmıştır. Oruç ibadeti, başka hiçbir ibadete benzemez. Çünkü bu, belli şeylerden uzak kalmak, belli bir zaman dilimi içerisinde, yeme, içme ve şehevi istek ve arzulardan uzak bulunmaktır. Bu açıdan başlı başına bir sır/gizli ibadettir. Dolayısıyla oruç tutanların alacakları ecirler, sayı ve hesaba gelmeyecek ve elektronik hesaplamalar ile değerlendirilemeyecek derecede fazladır. Çünkü Allah oruç tutanlara öylesine bir ecir akıtacak ki, bunun herhangi bir yerde dur ve durağı yoktur. Bunun belli bir sınırı olmaması da değerlidir. Çünkü oruç yalnızca Allah için tutuluyor, aynı şekilde Allah’a nisbet olunmakla da şeref kazanmış oluyor. Gerçi tüm yapılan Allah için yapılmaktadır. Hepsinin ayrı bir durumu, ayrı bir değeri ve yeri vardır.

    5,64
  • Orucu Anlamak

    Kuşkusuz Allah için susuz kalmak, yemekten ve mubah olan şeylerden bir süreliğine olsun uzak durmak, nefsin eğitildiği bir okuldur. Dolayısıyla belki de orucu anlamak için en iyi yol, yine orucun kendisidir. Ne var ki, ibadetlerimizi bilgiye dayalı olarak, orucu tanımak ve orucun abideleştiği Ramazan`ın güzelliklerini anlamak için okumaya da ihtiyacımız vardır. O halde inançla çıktığımız yolda, bilgiyle dağarcığımızı doldurup, oruçla ruhlarımızı beslemeye ne dersiniz?

    4,49
  • Osman Gazi Çınarın Gölgesinde

    Ertuğrul Gazi döneminde süren barış ortamından sonra Türk’ün kılıcını düşmana sallayan, yakınlarının üzerine gölge yapan eli kesen, mevzu Kayı olduğunda amcası Dündar Alp’in dahi ihanetine aman vermeyen bir yiğidin hikâyesi bu… Moğolların varlığına rağmen karşısına dizilenlerin yine en çok korktuğu Osmanlı’nın doğuşu… Yayılmaya başlayan Kayı boyunun karşısına çıkan onca farklılık selamla karşılanırken namertliğe karşı acımasızlığına şahit olduğumuz Osman Gazi’nin yazdığı destansı tarihin ilk adımları… At üstünde gösterdiği hüner, düşman karşısında gösterdiği cesaret, hısım karşısında gösterdiği sabır ona koca bir çınar bağışlıyor… Türkiye’nin en çok okunan tarihi romanlarının yazarı, eserleri Arapça, Azerice, Endonezce ve Boşnakçaya çevrilen, okurları tarafından “günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu, Osmanlı’nın Söğüt’te başlayan kuruluş hikâyesinin baş kahramanı Osman Gazi’yi anlatarak tarihin sayfalarını yeniden aralıyor. Osman Gazi-Çınarın Gölgesinde… Bir kuruluş destanını hakkını vererek okumak isteyenler için…

    9,09
  • Osmanlı Barışı

    İlber Ortaylı’nın Osmanlı ekseninde geliştirdiği tarihçilik çizgisinden bir demet. Kitapta “Osmanlı Barışı” merkezde olmak kaydıyla Osmanlı aydınından hoşgörüyle, Türk aile yapısı ve son asırda uğradığı dejenerasyonun boyutlarından Osmanlı saraylarının 19. yüzyılda geçirdiği değişimlere; medresenin son güneşi dediği Cevdet Paşa’nın Avrupa tarihini nasıl okuduğundan Tanzimat’ın tarikatlara bakışına ve nihayet tarihten gelen marazi taraflarımızın yoğun olarak analiz edildiği çok yönlü bir çaba ile karşılaşacaksınız. Tarihçiliği sürekli yapılan bir antrenmana benzeten Ortaylı’nın, tarihin şaşırtıcı uçlarına açtığı yeni menfezleri olarak da görebilirsiniz Osmanlı Barışı’nı.

    Osmanlı Barışı (Pax Ottomana) şüphesiz bir sistemin adıdır ve son yıllarda Roma barışı (Pax Romana) gibi çok kullanılmaya başlanmıştır. Şunu söylemek gerek ki bu bir abartma tabir değildir, yanlış da değildir. Tarihin bir döneminde, Osmanlı İmparatorluğu’nun özellikle Balkanlar ve Ortadoğu’da kendini ortaya koymasıdır. Bugün Doğu dünyasında uluslar sorunun kökleri Osmanlı devrine gidiyor. Çözümsüzlükler kadar çözüm ümidi de Osmanlı devrine gidiyor.

    İstanbul’un fethi ve II. Mehmed’in (Fatih) idaresi ile Osmanlı barışının temelleri atılmıştır. Osmanlı yeni dünya şartlarına intibak eden ve uluslaşmaya geçişi sağlayan son imparatorluktur. Yerel kültürleri yok eden koloni imparatorluklarının aksine (İngilizler Hindî sınıfını, Fransızlar Mağrib Arab medeniyetini yok ettiler) Osmanlı İmparatorluğu yerel kültürleri ve küçük hakları da ulus çağına taşımıştır.

    Bu kitapta değişik başlıklar altında Osmanlı Barışı’nın izlerini göreceksiniz.
    İlber Ortaylı
    devamını oku

    7,94
  • Osmanlı Çağı ve Sonrası

    Bu kitapla amaçlanan her şeyden önce Osmanlı tarihi dolayısıyla günümüzü anlama ve yorumlama çabasıdır. Tarih ise, gerek malzemenin çokluğu ve karmaşıklığı, gerekse yaklaşım açılarının farklılıkları nedeniyle ister istemez asla noktalanamayacak; sürekli yeniden anlaşılması gereken ve yaşadığımız sürece de devam edip değiştiği için tüm analizleri sonuçsuz bırakan, tabiri caizse muğlak ama bir o kadar da derinleştirilmeye müsait bir alandır. Bu ülkede yaşayan her sorumlu insanın, Osmanlı toplumu ve sonrasındaki altüst oluş hakkında bir bakış açısı geliştirmesi; Batı ve Doğu dünyası arasındaki ilişkilerin, çatışma ve uzlaşmaların mahiyetini kavraması ve buradan dersler çıkarması âdeta bir vecibesidir. İnsan olmaklığımızın önümüze koyduğu bu zorunluluk, bir “bilim”den ziyade bir bilince ulaşmanın ve bunun bize yüklediği sorumlulukları yüklenmemizin de bir gereğidir. Bunun ötesinde ise Fikret Başkaya’nın “Paradigma’nın İâsı”nda zikrettiği bir Afrika atasözünde dile getirildiği gibi: “Arslanlar kendi tarihçilerine sahip olana kadar, avcılık öyküleri her zaman avcıyı yüceltecektir.”

    15,99