-
Mutluluğu Kaybettiğin Yerde Arama
Güçsüz değilsin, sadece insansın. Her şeyle savaşamazsın. Her konuda en iyisini yapamazsın. Her zaman mantıklı davranamazsın. Bazen akışına bırakmak gerekir. Bazen savaşmak ve kazanmak yerine yenilgiyi kabul etmek gerekir. Çünkü dünya, yapmak istediklerimizden, kontrol edebileceklerimizden ve gücümüzün yetebileceğinden daha fazlasını içerir. Sonuç değişmese de birçok insan hep aynı yöntemi denemeye devam eder. Sen de bunu yaparsan her seferindekendini daha öfkeli, daha mutsuz hissedeceksin. Bu kitapta, mutluluğunun kaybettiğin yerde olmadığını anlatmaya çalıştım. Eğer yeterince uğraştığını düşünüyorsan ve sonuç alamıyorsan, artık yola çıkma zamanı gelmiştir. İşte bu yola çıkma sürecine kabullenme diyorum. Zayıflıklarını, insanları, dünyayı ve duygularını kabullendikçegüçleneceksin. Hafifledikçe ağırlaşacaksın. Bu kitabın anlatmaya çalıştıklarını tek cümleyle özetle deselerdişöyle cevap verirdim: “Olan oldu şimdi ne yapabilirim?” Kabullenerek nasıl güçleneceğini keşfedeceğin bir yolculuğa var mısın?
-
Mutluluğun Başladığı Yer
Herkes Mutluluğa ihtiyaç duyar. Onu bulmak zor olabilir ve bazen senden Çok uzaktaymış gibi görünür. Ama mutluluğun her zaman bulunabileceği Bir yer vardır; işte geri dönmemiz Gereken yer burasıdır.
-
Mutluluğun Kazanılması
Farabî (870-950): Türk-İslam filozofu, gökbilimci, müzisyen. İslam’ın Altın Çağ’ının en önemli isimlerden biridir. Farabî yükseköğrenimini Bağdat’ta tamamladı, zamanın ünlü bilginlerinden ders aldı. Aristoteles’in ve Platon’un eserlerini inceledi, bu iki filozofun felsefelerini İslam’la bağdaştırmaya, bu sayede İslam dinine felsefi bir nitelik kazandırmaya çalıştı. Felsefeye mantık ile başlayıp metafizik üzerinde durdu; felsefenin dil, siyaset, doğa,
zihin ile ilgilenen dallarında eserler verdi; müzik aletleri geliştirdi, müzik ve psikoloji konularında yazdı.
İslam felsefesinin gelişmesini ve korunmasını sağladı, Batılı Orta Çağ düşüncesini etkiledi.
Siyaset felsefesi alanındaki en olgun eseri kabul edilen Mutluluğun Kazanılması öncelikle insanların her iki dünyada mutluluğu kazanmalarına aracı olan insani şeyleri, yani teorik erdem, fikrî erdem, ahlâki erdem ve pratik sanatları tanımlar. -
Mutluluk Kürleri
Mutluluk sağlıkla, sağlık mutlulukla mümkündür. Bağışıklık sisteminin dengeli ve güçlü çalışmasının ilk şartı yaşam sevincidir. Doğru beslenme ve bitkisel kürlerin gücüyle yaşamdan keyif alabilirsiniz. Bu kitap modern yaşamın en önemli sorunlarına, bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış gerçeklerin ışığında bakıyor. Katkı maddeleriyle dolu işlenmiş gıdalarla gelen depresyon, stres, hâlsizlik, fazla kilolar ve uyku problemi, vücudunuzun imdat sinyalleridir. Bu sorunları ilaçlar çözmez, aksine daha da kötüleştirir. Şifa gıdanızdadır. Mutluluk Kürleri’ni yeni başlangıçlara vesile olması için yazdım. Kitaptaki 21 günlük beslenme modelini uyguladığınızda… Kendinizi hiç olmadığınız kadar enerjik ve dinç hissedeceksiniz! Fazla kilolarınızı vereceksiniz. Hem de hiç aç kalmadan! Uykunuz düzene girecek! Depresyondan kurtulmaya başlayacaksınız! Hayata pozitif bakacaksınız! Ve kendinizi hiç olmadığınız kadar mutlu hissedeceksiniz! En önemlisi, Mutluluk Kürleri’ni okuduğunuzda, şifanın fıtratı ile oynanmamış gerçek gıdada olduğunu anlayacaksınız. Hipokrat’ın binlerce yıl önce söylediği gibi: “Besininiz ilacınız, ilacınız besininiz olsun.” Dr. Ümit Aktaş
-
Mutluluk Kürleri 2
“Bağışıklık sistemi güçlü olan mutlu olur! Mutluluğu vücudun kendisi üretir! Vücut, fiziki olarak dinç, enerjik ve hastalıklara karşı dirençli olduğunda, insan manen de huzurlu ve mutlu hisseder. Ben fiziki ve manevi dengenin doğru kurulmasını ‘Sağlıklı Yaşam Sanatı’ olarak adlandırıyorum ve bu sanatın bir plan dahilinde icra edilmesi gerektiğini düşünüyorum. İşte sizlere yeni kitabımda bu planın adımlarını ve inceliklerini basit, anlaşılır bir dille anlattım. Herkesin kolaylıkla uygulayabileceği kürler ve tavsiyeler verdim. Hızlı ve sonuç odaklı bir yol çizdim sizler için. Onbinlerce kişinin okuyup uygulayarak mutluluk ve şifa bulduğu Mutluluk Kürleri kitabımdan sonra şimdi Mutluluk Kürleri 2 ile karşınızdayım. Okuyucularımın sağlıklı ve mutlu olması tek gayemdir. O zaman haydi bu mutluluk yolculuğuna birlikte çıkalım! Kitaptaki önerilerimi uyguladığınızda, ‘kendimi çok iyi hissediyorum’ diyebiliyorsanız, ne mutlu bana…” Dr. Ümit Aktaş Artık sağlığınızın bozulduğunu gördükçe karamsarlığa kapılmanıza gerek yok. Biz bu kitabı sizi mutlu etmek için yazdık. Çaresiz değilsiniz. Çözüm mutfağınızda, doğada, çözüm sizde!
-
Mutluluk Psikolojisi ve Stresle Başa Çıkma
İnsan bedensel ve ruhsal olarak her an dışarıdan gelecek etkilere açıktır. Hatta bazı durumlarda ruhsal halini tümüyle bu uyaranlar belirleyebilir. Çünkü her bir etki ve uyaran, insanın bedensel ve ruhsal dengesini, düzenini, uyumunu etkiler. İnsanın içindeki mekanizma, bilinçli ya da bilinçsiz olarak bu dengeyi koruyan sistemler, dengeyi ve uyumu sağlamak, sürdürmek için sürekli çaba harcar. Bu çabaların yetersiz kaldığı noktada da stres ortaya çıkar. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Mutluluk Psikolojisi ve Stresle Başa Çıkma adlı kitabıyla hem insanın stresle olan ilişkisine hem de stresi nasıl mutluluğa dönüştüreceğimize odaklanıyor. Bu mücadele esnasında insanın kendi kişiliğini karakterini daha iyi tanıması gerektiğini vurgulayarak, aslında tümüyle bize özgü bir mücadele yolu çizmiş oluyor. Her şey, önce kendini değiştirmekle başlıyor. Stresin mutluluğa dönüşebileceği her bir noktada bu kitabın rehberliğinden faydalanmak elinizde.
-
Mutluluk ve Felsefe
İnsan için söz konusu olan mutluluk nedir, nasıl elde edilir? İnsanların insan olmak bakımından ortak olduğu mutluluk nedir? Söz konusu mutluluk, üzerinde anlaşmaya varılmış tek bir mutluluk mudur, bu konuda farklı görüşler var mıdır ve muhtelif mutluluklar söz konusu mudur? Mutluluklar arasında bir hiyerarşi var mıdır? Mutluluk, gayret ve çalışma ile elde edilebilir mi, bu konuda âlimlerin görüşleri nelerdir? Mutluluk ne kadar bir sürede elde edilir, insan ömrü bunun için yeterli midir? Kişinin bu yolda edinmesi gereken sanat ve diğer araçlar nelerdir, kişi nasıl bir yol takip etmelidir?
Ahlâk felsefesinin bu temel soruları, İslâm ahlâk felsefesinin en önemli metinlerinden Tehzîbu’l-ahlâk’ın yazarı İbn Miskeveyh’in (ö. 421/1030), Tertîbu’s-sa‘âdât <ve menâzilu’l-ulûm> adlı risalesinin de ana başlıklarını oluşturmaktadır. Elinizdeki kitap, şimdiye kadar İslâm ahlâk felsefesi çalışmalarında ihmal edilen Tertîbu’s-sa‘âdât’ın tenkitli neşri ve Türkçe tercümesini, risalenin kaynakları ve muhtevasına dair ayrıntılı bir inceleme eşliğinde okuyuculara sunmaktadır.
devamını oku -
Müzik / Deniz’in Sevdiği Şeyler -3
Bir böcek sesi, bir kuş ötüşü, tatlı bir ıslık sesi bile onu neşelendirmeye yeter.
-
Namaz / Bir Tevhid Eylemi
Namaz kılan bir mü’min, bir bakıma günde beş kez muharebe meydanına çıkmakta ve ‘Allah’u ekber’ sloganını dilinden düşürmeyerek nefsiyle ve Şeytan’la kıyasıya savaşmaktadır. Zaten; ilahlaştırılmaya meyyal olan nefisleri ayaklar altına almadan, putlaştırılan dünyaya ve onun nimetlerine karşı ahireti tercih etmeden, şeytana ve onun askerlerine kin duymadan, Allah’ın dışında ilahlık ve rablık iddia eden bütün otoriteleri reddetmeden kılınan namaz beyhudedir. ‘Yalnızca Allah’a ibadet edeceğine ve yalnızca O’ndan yardım dileyeceğine’ dair söz verdiği halde; sahte ilahlara kullukta bulunmaya, onlara alkış tutmaya devam eden, Allah’ın dışındaki fani varlıklardan medet bekleyen kimse, havanda su dövüyor demektir.’
-
Namaz / Fert ve Toplum Hayatındaki Etkileri
Bu eser namazın İslamiyetteki anlamını ve müslümanca yaşayışın ayrılmaz bir parçası olduğunu ortaya koymaktadır.Namaz,dinin hemen bütün esaslarını kuşatan bir ibadet olarak ele alınmakta,aynı zamanda imanın hayata yansıyan en açık bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.Bu açıdan kitap’’Namaz dinin direğidir.’’hadisinin güncel bir yorumudur.
-
Namaz Çağrısı
Şimdi diyebilirsiniz ki yayın dünyasında namazla ilgili çok sayıda eser bulunurken neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duydunuz?
Doğrusu aynı düşünceden dolayı bu çalışmayı uzun süre erteledim. ‘’Bu konuda yazılacak her şey en güzel şekilde sunulmuşken acaba tekraramı düşerim ?’’ diye düşünüyordum… Ancak zamanla konuya bskışım değişti… ‘’Söz konusu olan namaz ise ne söylense, ne kadar yazılsa yinede azdır’’ sonucuna vardım.
Çünkü namaz, Allah’ı önemsemek ve öncelemektir… Allah merkezli bir yaşamın günlük temrinleridir…Namaz ilhi bir gündemdir… Tevhid,Allah’ı birlemektir, namaz ise Allah ile birlikte olmaktır… Namaz tevhidin eyleme geçmiş halidir… ya da imanın ete kemiğe bürünmesidir…
Namaz aradan çıkarılacak bir angarya değil, hayatın anlam ve amacıdır…
İslamın ruhu ve rayihasıdır namaz… Evet, namaz ne bir alışkanlık ne de üstümüzden atmamız gereken bir ağırlıktır… O bir anma, arınma ve adanma ameliyesidir… Namaz yük değil yüceliktir… Allah’a yakınlıktır…devamını oku
-
Namaz Dirilişe Çağrı
Neden Namaz? Çünkü namaz imandan sonra Rabbimizin en çok üzerinde durduğu bir ibadettir. Hz. Peygamberin hayatının ayrılmaz parçasıdır. Namaz hayatın ta kendisidir. Hiç bir şekilde terkine izin verilmemiştir. Buna rağmen günümüz Müslümanlarının en çok ihmal ettiği kıymetini bilmediği bir ibadettir. Dolayısı ile karşımıza iki sonuç çıkıyor. Namazını kılmayanlar ve kıldığı halde gereken önemi vermeyenler.
-
Namaz İlmihali
Namaz dinin direği, mü`minin miracı, imanın göstergesidir. Namaz, maddi ve manevi arınmadır. Namaz, ilk insandan itibaren peygamberler vasıtasıyla bütün insanlara emredilmiştir. Namaz, kulluğun özü ve esasıdır. Namazsız kulluk mümkün değildir. Eserin, Allah`a kulluğun zirvesi olan namazı öğrenmek ve kılmak isteyenlere yardımcı olması en büyük arzumuzdur.
-
Namazı Yaşamak
Günümüz Müslümanları ve özellikle de Türkiye Müslümanları, namazın önemini ve güzelliklerini yeterince bilmediği gibi onun olmazsa olmaz bir ibadet olduğunun da bilincinde değiller. İnanıyoruz ki, Müslümanlar, namazın diğer ibadetler dâhil olmak üzere üzerlerine düşen tüm İslâmî vecibelerin uygulanmasına da zemin hazırlayarak din binasını bir bütün halinde inşa eden ve hayatın tüm alanlarını kuşatarak muazzam bir umrâna/medeniyete vücut veren mucizevi dönüştürücü özelliğini keşfedip dosdoğru namazlar kılmayı (ikâme-ı salât) başardıkları zaman tekrar ayağa kalkacaklardır. Bir başka ifade ile Ümmet-i Muhammed’in yeniden tarihin öznesi haline gelmesini sağlayacak olan topyekûn dirilişimiz “namazı yaşamamıza” yani “namazla dirilişimize” bağlıdır.
devamını oku -
Namazın Sırları ve Fazileti
İslâm düşünce tarihinin en etkili isimlerinden biri olan ve Hüccetü’l-İslâm unvanıyla tanınan Gazzâlî, ehl-i sünnet kelâmının önemli kaynaklarından olmakla birlikte geçmişte yeterince rağbet görmeyen İtikadda Orta Yol’da itikadî meseleleri aktarıp lehte ve aleyhte ortaya atılan fikirleri naklettikten sonra en doğru görüşün orta yola (iktisâd) bağlı olan ehl-i sünnet tarafından temsil edildiğinin altını çizer ve konuları hem aklî hem de naklî esaslar çerçevesinde izah eder. Bu bakımdan eser, mantık kurallarının itikadî konulara uygulandığı ilk eserlerden biridir.
Gazzâlî’nin -kendi ifadesiyle- bu eserde ortaya koyduğu deliller, itikâdî/manevî hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar hükmündedir ve bunu uygulayan doktorun (kelâmcı) yetenekli, sağlam görüşlü ve keskin zekâlı olması gerekir. Bu sebeple, eserin girişinde geniş bir metodoloji kısmına yer verir.
Kısacası, İtikadda Orta Yol bir yandan yeterli miktarda kelâm bilgisine sahip olmak isteyenler için sahih itikadın çerçevesini belirlemekte, diğer taraftan, bid‘at ve dalâletlere karşı çıkarak şüpheleri gidermek ve avamın itikadını savunmak isteyenlere kılavuzluk etmektedir.
-
Nasıl Davet Edelim?
İnsanları nasıl davet edeceğimizi bilmemiz, son derece önemli hususlardandır. Çünkü bugün İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı bu kriz, son derece keskin bir krizdir. Bütün düşmanlar İslam’a karşı savaşmak için bir araya gelmiş bulunuyor. Belki de daha önceden bu çapta ve bu ısrar ile İslam düşmanları bir araya gelmiş değildir. Diğer taraftan bugün insanlığın İslam’a ihtiyacı Rasulullah’a (s.a.v.) indirildiği gündeki ihtiyacından daha az değildir.
-
Nasıl Dayandın Ya Rasulullah Hayatını Değiştirecek Siyer
Yer O’nun için… Gök O’nun için… Deniz kıyısındaki kum tanelerinin her biri O’nun için… Tüm alem O’nun, O ise tüm alem için… Kul ve resul planında vücuden en evvel, manen en ahir… O ki Allah’ın sevdiği kulu, son resulü… Hürriyetini bulmak isteyen O’na esir olsun. Allah’a kul olmak isteyen O’na uysun. Kurtuluş O’nda… Ferahlık O’nda… Selamet O’nda… Aranıp da bulunamayan hiçbir güzellik yok O’nda… Öyleyse bugün kimin gönlü bunalıyorsa, kim başına gelen imtihanlardan yorgunsa, kim sıkıntılar içinde göğüs kafesi çatlayacakmış gibi hissediyorsa, kim her şeyi olmasına rağmen hâlâ huzursuzsa, kim aldatılmışsa, kim ağlatılmışsa Resulullah’la arasındaki bağa baksın… Kim de hayatına yeni bir başlangıç yapmak istiyorsa bir besmele çekip bundan sonra O’na biraz daha benzeyebilmek için adım atsın. Allah’ın bizlere yol göstermek için gönderdiği Peygamber Efendimize(sav) tutunursak aklımızdaki birçok soru cevap bulacak, kalbimizdeki birçok şüphe yerle bir olacak ve karanlıklar aydınlanacak.
-
Nasıl Olurdu ? / Rabbimi Tanıyorum 2
Sen de benim gibi oynamayı seviyor musun? O zaman çevir kitabın sayfalarını birlikte eğlenceli bir oyun oynayalım. Oynarken kendimizi keşfedelim. (Çıkartmalı ve oyunlu bu hikaye ile oyun oynayarak eğlenirken öğrenebilirsiniz)
-
Nasıl Sömürüldük
Görüyoruz ki Amerika güdümündeki batı, çıkarlarına alet etmek için 1945’de kurduğu Birleşmiş Milletler örgütü vasıtasıyla makro planda Üçüncü Dünya, mikro planda da İslam Dünyası üzerinde her türlü tasarrufta bulunuyor; bu ülkeleri dilediği gibi sömürüp gidiyor. Hem de müslümanları de kendi emellerine alet ederek..Kaldı ki, beş milyarlık dünya nüfusu içinde sömürenler bir milyar, sömürülenler ise dört milyar nüfusa sahipler.. Peki nasıl oluyor de bir milyar, dört milyarın kanını sülük gibi emiyor?