Gösterilen 461–480 arası toplam: 805

  • Raf Ömrü

    Kitaplardan başka bir yerde nefes alıp veremediğimiz zamanlar vardır, pencerelerin de bizi açamadığı. Gökle yer arasındaki mesafe o kadar daralmıştır ki çok geçmeden yaşadığımız dünyaya ait olmadığımız duygusu his olmaktan çıkıp yeryüzünün bütün koridorlarını çınlatan bir çığlığa dönüşür: “Ben buraya ait değilim!” Dünyanın görünmez parmaklıklarla çevrildiğini fark ettiğimiz, dudaklarımızın aczini kabul edip kelimelerinden vazgeçtiği anlar… İşte o büyük suskunlukta kütüphanemize doğru yürüyüşümüz, bir mabede yürüyüşümüze benzer şafak sökmeden. Ağırlık gitgide artmakta, yükümüzü hangi kitabın sırtına indireceğimize bir an önce karar vermemiz gerekmektedir. İsimlerini sırtlarına yazmaları boşuna değildir kitapların. Raf Ömrü, A. Ali Ural’ın okuma serüveninden eşsiz bir kesit sunuyor. Dünya edebiyatından seçtiği kitaplarda Batı’nın kodlarını, insana ve tabiata bakışı üzerinden yorumlayarak birçok gizli alt metni açığa çıkarıyor. Zihni cesur okurlar için.

    6,79
  • Rahmet Yolları Kesti

    Kemal Tahir bu eserinde uzun yıllar Türk edebiyatını meşgul eden eşkıyalık olgusuna başka bir açıdan bakar. Ağalık sisteminin eşkıyalıkla yoğun ilişkisini ve bunun giderek bir zorbalığa dönüştüğünü, halk arasında eşkıyalığa duyulan hayranlığın aslında çaresizlikten kaynaklandığını söyler. Kendi düzenini kurmuş eşkıya eskisi iki ağanın genç yaşta bir kızı kaçırmak için tezgahladığı oyunlar ve uzun, yağmurlu bir kış gecesinde meydana gelen olaylar hem eşkıya-ağanın hem halkın hem de zulme uğrayanların gözünden olanca canlılığıyla anlatılmıştır.

    10,24
  • Red Yazıları

    Bu kitabın tezi şu soru çevresinde ve çerçevesinde ortaya çıkıyor: Müslüman insan bu dünya (dünyanın toplumsal ve politik vechesi) karşısında yerine seçerken taraf olma tavrını nasılda belirtiyor? taraf olmaması gereken yerde kendisini taraf gibi görmesini veya taraf olmasını gereken yerde olmaması gibi konuşlanmaların içinde düşmesindeki kafa karıştırıcı durumlar onun hala temel sorunlarından birini oluşturmaya devam ediyor. Kitap boyunca çeşitli durumlarda hep bu sorunun cevabı aranmaya çalışılmıştır.
    7,94
  • Rotamız Alem-i İslam

    Rotamız Âlem-i İslâm kitabı söze değer verenlerle yine söz, yazı üzerinden bir bağ, bir köprü kurma iştiyakıyla oluştu. Kitabı bitirip son olarak kitabın önsözünü yazmak için bilgisayarın başına oturduğumda kendi kendime iyi ki yollarda günlükler, notlar tutmuşum. İyi ki ülkelerle, şehirlerle, insanlarla kurduğum bağları, duygularımı, heyecanlarımı bir gün yazmak için içimde saklamışım dedim. Çünkü söz ancak yazıya dökülürse bir anlam kazanıyor ve kalıcı oluyor.Müslümanlar olarak öyle geniş bir ümmete sahibiz ki insan dünya Müslümanlarını keşfettikçe daha bir heyecanlanıyor, soluksuz bir şekilde bu asil topluluğun izini sürmek istiyor. Ben de Âlem-i İslâm’ın izini sürerken bazen acılara, bazen de sevinçlere şahit oldum. Fakat her daim ilginç ve heyecan dolu bir yolculuğun içinde olduğum duygusu beni hiç terk etmedi. Kitapta dünyanın farklı coğrafyalarına yaptığım yolculukların yanında Filistin’e Özgürlük Konvoyu’nda tuttuğum günlüklere de yer verdim.

    6,79
  • Ruhun Malzemeleri

    “İslami edebiyatın ne olduğu üzerinde tartışmaların yapıldığı bir dönemde, biz, gene de bir takım a priori kuralların kılavuzluğuna güvenerek yola çıkmanın sakıncalarını tekrarlamakta yarar görüyoruz” diyen Rasim Özdenören, sanat ve edebiyat yazılarından oluşan bu kitabında, söz konusu ettiği tartışma alanına alışılmış şematik kalıpların dışında bir metot güderek son yüzyılda siyasal ve toplumsal açmazların paralelinde yol alan kültürel kopukluğa ve yerli kültüre sayalı bir edebiyat ortamının oluşmasına İslamî bir bakışla eğiliyor…

    10,24
  • Saatleri Ayarlama Enstitüsü

    Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. Ancak muhteva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişelerini şiire ayırdığı halde, sosyal temalar için nesri seçmiştir. Romanları, zengin hayat hikayesinden taşarak Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir.

    14,84
  • Sabır

    İlk kitabım olan Sabır’ı, irşat ve tebliğ için kurduğum sosyal medya hesaplarımdan ilham alarak yazdım. Gündelik hayattan bilgilerle karşılaşacağınız için kendinizden önemli bir parça bulacağınızı ve türlü imtihanlarla dolu dünya yolculuğunda samimi bir yol arkadaşı olmasını ümit ediyorum. Sabır kitabı, karanlıklarla karşılaşacak olan okuyucusuna ışık olur, nefes aldırır, umut aşılar ve Rabbini hatırlatır.

    7,94
  • Sabır ve Vefa Timsali Hz. Zeyneb

    Bir tarafta Allah’ın Son Elçisi’nin “Kızlarımın en hayırlısıdır.” diye vasfettiği can paresi
    Hz. Zeyneb… Diğer tarafta nezaketi, anlayışı, cömertliği ve şefkatiyle Hz. Hatice’nin gönlüne taht kuran şair gönüllü yeğeni Ebu’l As… Bu iki mümtaz şahsiyetin muhabbetinden neşet eden bağın gurur, iman, vahiy, ayrılık, hasret ile sınanması… Vahyin “Onları kâfirlere geri göndermeyin!” (Mümtehine Suresi: 10) emriyle ayırdığı bu muhabbetin, yine vahyin ışığında tekrar bir araya gelmesinin zorlu ve çileli hikâyesi…
    Mekke’nin muannid gururunun verdiği ayrılık kör düğümlerinin, ilahi sevgisinin feyziyle çözülmesi ve hasretin bitmesi…
    Hz. Zeyneb’in ve Ebu’l As’ın hayatlarının ve muhabbetlerinin ayrıntılarında, bugünün insanlarının da alacağı çok mesajlar var.
    Kendisi de şair tabiatlı, kaleminden nur damlayan sevgili kardeşim Nurdan Damla’nın bütün bunları destansı ve şiirsel bir lisan ile kaleme aldığı bu eser, gerçekleri romansı bir lezzette aktarmış.Okuyan herkes, bu eserin satırları arasında dolaşırken kendi yüreğine de dokunan bir tılsım, bir haz, bir hatıra yakalayacaktır.
    Mehmet Ali BULUT
    Bir yanda Resul kızı, öte yanda şirke batmış bir koca. Aşk var orada, ümit var. Dua, sabır ve gözyaşı var. “Asi olsa da As, bekle!” demiş kızına babası. Hidayetin muştusunu mutsuz yarınlara sarmalayıp “Ah mine’l aşk!” muskasını iliştirip anne yadigârı gerdanlığına, hazin geceleri nur sabahlara kundak eder Zeyneb. Kitabı okuduğunuzda Peygamber’in gözdesi Zeyneb’in hicranını vicdan ocağında gözyaşları ile yakacaksınız.
    Aşk olsun çile çiçeklerine…
    Sinan YAĞMUR
    devamını oku

    10,24
  • Sade Hayat

    “Bir özgürlük ve zenginlik formülü” Ekonomi yirminci yüzyılda insanların hayatına bir din olarak girdi ve onlara tek bir hayat amacı gösterdi: tüketim. Ve insanlar tüketmeye başladılar. Reklamlarıyla kuşattı insanları bu yeni din. Televizyonlarıyla kıskıvrak yakaladı. Bir süre sonra insanlar tüketmekten başka birşey düşünemez hale geldiler. Ömürler tükendi, değerler tükendi, insanlık tükendi, çevre tükendi. Tarihin bu en amansız diktatörlüğünden kurtulmanın bir yolu var: Fazlalıkları atmak. Gürültüden, parazitlerden kurtulmak. Hız düşürmek. Sonrası, hem dış dünyanın, hem iç dünyamızın güzellikleriyle baş başa, alabildiğine renkli ve zengin bir hayat…

    7,94
  • Şahitlerim

    20. yüzyılın oluşmasına siyasi, dinî ve estetik planda katkıda bulunmuş büyük entellektüeller tarafından Garaudy’ye gönderilmiş olan bu mektuplar, çağımızı anlama açısından son derece kıymetli belgelerdir. Tarihî belge niteliğindeki bu eserde Romain Rolland, diyalog ve iman; Sartre, Marksizm-varoluşçuluk ilişkileri; Levy-Strauss, Marksizm ve yapısalcılık konularındaki düşünceleriyle çağımızı “içeriden” tahlil ediyorlar. Daha pek çok ünlünün çeşitli konulardaki değerlendirmelerinin yer aldığı bu kitapta Garaudy’nin fikir çizgisinde ve umut projesinde hiçbir sapma olmadığı da gözler önüne seriliyor.

    9,09
  • Sahnenin Dışındakiler

    Sahnenin Dışındakiler’de kalabalık bir şahıs kadrosu vardır. Bunlar içinde gözden düşmüş fakat kendilerinin her an hatırlanacağını uman devlet adamları, harp vurguncuları, idealistler, hainler, fedakar kadınlar, düşmüş kadınlar, değişen hayat şartları içinde yerlerini arayanlar, ızdırabın hayatlarını kararttığı insanlar yer alır.

    15,90
  • Sahte Kahramanlar

    Sahte Kahramanlar
    islam ve Öbürleri

    Her konferans, farklı tarih ve şehirlerde çeşitli defalar binlerce dinleyiciye hitaben verilmiş olup büyük ilgi doğurmuştur. 1949’da Büyük Doğu Cemiyetinin kuruluşundan itibaren Anadolu’yu bir uçtan öbür uca sarsan Necip Fazıl için, mevzuu ne olursa olsun verdiği her konferans, “Tanzimattan beri gelen sahte inkılapların çürüttüğü ruh kökümüzü kurtarma, kainat çapında hesaba vurma, Türkün ruh ve madde dünyasını Batının da hayran olacağı ve içinde her derde deva bulacağı bir ideolocya planında kurma ideali”ne bağlıdır.

    6,79
  • Sair Zaman Güncesi

    Kelimeler bir vücudun beyni ise kavramlarda kalbidir. Düşünmek için, hayatı anlamlandırmak için kelimelere ihtiyaç duyarız. Peki kullandığımız kelimelerin manasına sen kadar hakimiz? Eğer hayatımızda yanlışlar büyüyorsa, kalabalıklar bir sözün aslından çok şekline hayran olmaya başlamışsa, gerçekler gücünü kaybediyor, yalan olan geçer akçe olmaya devam ediyorsa; durmak gerekmez mi? Bir karar hareket halinde alınamaz der eskiler. Durmalısın. Nerede olduğuna dikkat etmeli, etrafını izlemelisin. Hız ve haz çağı diyorlar bu çağ için. Hızlı olmanın iyi olduğunu söylüyorlar ya. Yalan söylüyorlar? İhtiyacımız olan şey yavaşlamak aslında. Hamasetten uzak, gerçeklerin yakıcı etkisiyle tanışmak, kim olduğunuzu hatırlamak, durduğunuz yerin konumunu güncellemek için bir fırsat bu. İçine hapsolduğumuz zindanlardan kaçmanın en anlamlı yolu düşünmektir. Düşünmeyi bıraktığınızda gardiyanların sultan olabileceklerine ikna olmanız kolaylaşır. Gerçeklere güvenin. Gerçeklerin ortaya çıkmaya huyunu sevin, barışın onunla. İnsanca yaşamak o zaman mümkün olabilir… Bilali Yıldırım’ın Habeşli Bilal mahlasıyla yazdığı denemelerden oluşuyor bu kitap. Yavaşlamanın cazibesine, kelimelerin gücüne, kavramların hükümranlığına davet ediyor okuyucusunu. Sizde eğer yorulduysanız, nefes almak istiyorsanız bu kitap tam size göre…

    9,09
  • Sait Faik Seçme Hikayeler

    Bu kitapta Sait Faik’in deniz kokusuyla, çocuk sesleriyle, balıkçı sohbetleriyle, martılarla, türlü türlü balıklarla donattığı sıcacık hikâyeleri bir araya getirildi.

    Seçme Hikâyeler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilköğretim öğrencileri için belirlediği 100 Temel Eser’de yer almaktadır.

    4,49
  • Sana Gül Bahçesi Vadetmedim

    İçine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü…
    Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sığınmıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborah’ın akıl hastanesine “düşme”sine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun “kurtarma operasyonu” başlar.
    Greenberg’in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, “akıl hastalarının gizleri” üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi.

    12,54
  • Sarsıntı 2 / Yüz Yüze

    HER ŞEY SANA AKLIMDA BİR ODA VERMEMLE BAŞLADI.”

    Arda Erel ilk psikolojik romanı Sarsıntı’nın ardından devam romanı Yüz Yüze ile gözlerini bu kez topluma çevirirken, görünenle yaşananın ayrımını mahremiyet düzleminde inceliyor. Kitleleri, toplumsal bakış açılarını, ötekileştirilenleri, tarih boyunca değişmeyen ailedeki iktidar zeminini ve toplumun statüsel yaklaşımlarını kadınlar ve erkekler üzerinden sorguluyor.

    Aşk, hiçbir zaman ne öylesineymiş ne de boş yere.
    Acıysa, ne geçmişteymiş ne de gelecekte.
    O halde aşkı acıdan özgürleştirmek için, herkes birbiriyle
    yüz yüze gelmeli nihayetinde.

    Yüz Yüze, hayattaki düğümlerini çözüp kendi yolculuğuna yürüyenlere dair bir roman.

    9,09
  • Satır Arası Hikayeler

    Bu kitapta, yüzyıllardır anlatılan, her anlatılışta yeniden canlanan ve bir hikmete, bir inceliğe can katan hikayelerimizden bir demet bulacaksınız. Bu hikayeler önemli, Çünkü vezir olmanın adam olmaya yetmediğini onlardan öğrendik. Kimsenin yaptığının yanına kar kalmayacağını, bir böceğin bile sebepsiz yaratılmadığını, her işte bir hayır olduğunu, sevmeyi, sevilmeyi, cömertliği, kahramanlığı, saygıyı, adam olmayı, incitmemeyi, hatta kulluğu o hikayelerden öğrendik. Bu miras yarınlara taşınmalıydı. Kimi kalın ciltli kitapların sayfaları arasında saklanmış, kimi dilden dile asırlardır dolaşagelen bu hikayeler asla unutulmamalıydı. Bu muhteşem mirastan mahrum kalmamalıydık.

    6,79
  • Satranç

    Stefan Zweig, en çok okunan eserlerinden olan Satranç’ta, bir geminin seçkin yolcuları üzerinden toplumsal düzenin karmaşasını, bugünün geçmişin izlerini nasıl silinemez şekilde içinde sakladığını ve acımasız siyasi otoritenin yarattığı travmaların beklenmedik sonuçlarını, aklın sınırlarını zorlayan bir dönemin gerçekliği içinde anlatıyor. Satranç şampiyonu Czentovic’te, cehaletin içindeki gizli dehayı; Doktor B.’nin aklının soyut düzleminde oynadığı satrancında ise sessizce katlanılan bir acizliği görüyoruz.

    4,49
  • Satranç Oynayan Derviş

    Satranç oynayan şah mı, derviş mi belli değil. Dokunduğu anda piyonları vezire çevirdiğine bakılırsa şah. Şahla göz göze geldiğinde tepeden tırnağa ürperdiğine bakılırsa derviş. Kiminle mi oynuyor? O da pek belli değil.

    6,79