Gösterilen 481–500 arası toplam: 860

  • Melekleri Ürkütmeden

    Yüreği hakikate açık ince ruhlu bir şair olarak Rilke’ye, bu yolda yaşadığı acılardan kurtulması için, psikiyatriste gitmesini önerir dostları. Rilke bu öneriyi önce dikkate alır, ama bir müddet sonra bu terapiyi bırakır. Sebebini sorduklarında, dostlarına şu cevabı verir: “İçimdeki şeytanları kovayım derken, melekleri de ürkütmek istemiyorum.” Melekleri Ürkütmeden, Rilke’nin bu sözünün dikkat çektiği noktada ilerliyor. Hayatı acıları ve sevinçleri, mutlulukları ve hüzünleri ile bir bütün olarak kavramanın ipuçlarını sunuyor. Ve hayatın başına gelen herşeyden, bizi hakikate ve huzura götüren bir yol bularak insanlığımızı gerçekleştirmenin imkânlarını irdeliyor…

    9,09
  • Mevzu Hadisler

    Allah Teâlâ insanlara hidayet rehberi olarak Kur’ân’ı gönderirken, Hz. Muhammed (s.a.s.)’e de bu kitabın hayata nasıl geçirileceğini öğretme görevini vermiştir. Bu sebeple Kitap ve Sünnet, İslâm’ın ayrılmaz iki temelini oluşturmaktadır. Başta muhaddisler olmak üzere farklı alanlardaki İslâm âlimleri, Kutlu Nebî’nin üstlenmiş olduğu bu büyük görevi ifa ederken söylemlerinin ve fiiliyatının sonraki kuşaklara olduğu gibi aktarılmasındaki ehemmiyetin farkındaydılar. Bu sebeple ilk asırdan itibaren hadislerin korunup sağlıklı aktarılması hususunda ayrı bir özveri gösterdiler. Bunu yaparken de, insanın kendi çıkarlarını korumak amacıyla hadis uydurmaya yeltenmesine karşı kılı kırk yaran tedbirler aldılar. Bu çalışma, bütün bu çabaların bir özeti mahiyetinde olup mevzû hadislerle ilgili muhtasar bilgi sunmaktadır.

    9,90
  • Mevzu Hadisleri Sahihlerden Ayıklama Rehberi

    İlim talibinden beklenen, şuurlu ve basiretli biri olması için mevzu hadislere dair kitaplara çok bakması ve iyice gözden geçirmesidir. Çünkü bu kitaplara tekrar tekrar bakmak mevzu hadislerden daha çok sakınmasını ve daha fazla uzaklaşmasını sağlar. İlim talibi, bu yönüyle mevzu hadis kitaplarına bakmaya her zaman muhtaçtır. Elinizdeki kitap, mevzu hadisler alanında telif edilen en güzel, küçük hacmine rağmen en çok bilgi içerenlerden, senedine bakmaksızın hadisi anlamaya yönelik en çok kaideyi barındıran kitaplardandır. Ey ilim yolcusu, sünnet-i seniyye konusunda muhtaç olduğun yolunu aydınlatacak kandil, işte bu kitaptır. Ta ki okuyup sırat-ı müstakim üzere daim olasın.

    7,94
  • Minhacü’l-Kasıdin ve Müfidü’s-Sadıkin (2 Cilt Takım)

    MÜSLÜMAN AHLÂKININ İNCELİKLERİ
    İslam âlemi ve ulemasında öne çıkan isimlerden olan ve yüz yıllardır kitapları başucu eseri olarak görülmüş İbnü’l-Cevzî’nin en çok bilinen eserlerinden Minhâcü’l-Kâsıdîn, Fatih Mehmet Albayrak tarafından Türkçe’ye çevrildi.
    Kitapta örnek mümin portresinin ve Müslüman karakterinin incelikleri, Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin ışığında zenginleştirici bir bakış açısıyla ele alınıyor. Ahlâktan itikada, edepten ibadetlere kadar onlarca ana başlık ve yüzlerce konu, İbnü’l-Cevzî’nin içerikteki bütünlüğe hâkim kavrayışı ve sahih bir silsilenin yol göstericiliğiyle anlatılıyor.
    Günümüzden geriye doğru İslam dünyasının en çok okunmuş kitapları arasında yer alan Minhâc, içeriğindeki şifalı formüllerle bugün de Müslüman fertleri ve toplumunun manevî hastalıklarına çare görevi görüyor.
    41,29
  • Miraç Yol Yolculuk Yolcu

    Bu eser, merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan’ın Miraç Kandili dolayısıyla yapmış olduğu sohbetlerin derlemesi olup bu konuda kaleme almış olduğu başyazı ve makaleler ile Miraç kandilinin ihyası ve Miraç gecesinde yapmış olduğu dua ve yakarışları da içermektedir. Eser hazırlanırken konuşma dili korunarak mümkün olduğunca tekrarlardan kaçınılmış, başyazı ve makaleler aynen yer almıştır. Ayet ve hadisler ışığında ibretli ve hikmetli noktaları güzelce izah eden, günceli yakalayan, özlü bilgiler veren, son derece sade, akıcı ve anlaşılır bir üsluba ve gönül diline sahip olan bu eser manevi yolculuğunuza rehberlik edecektir.

    7,94
  • Mişkatü’l-Envar Nur Metafiziği

    Mişkâtü’l-Envâr, İslâmî ilimler ve İslâm düşüncesi tarihinde bir dönüm noktası teşkil eden Gazzâlî’nin, Nûr Sûresi’nin 35. âyetine yazdığı bir nevi tefsirdir. Bu eser, tasavvufî ve felsefî bir bakış açısını bir ayetin tefsirinde birleştirmesi ve tüm varoluşu nûr-zulmet ayrımına dayanan bir metafizikle temellendirmesi açısından yazıldığı tarihten itibaren çok etkili olmuş, İşrâkîliğin kurucusu Sühreverdî başta olmak üzere İslâm düşüncesinin üç büyük ekolü olan tasavvuf, kelâm ve felsefeyi temsil eden düşünürleri derinden etkilemiştir. Mişkâtü’l-Envâr/Nur Metafiziği, ayrıca zâhir ile bâtın, görünen ile görünmeyen arasında kurmuş olduğu irtibat ile her devrin düşünen Müslümanları için ölümsüz bir eser olma özeliğini daima muhafaza etmiştir.

    6,79
  • Mısır’a Sultanı Kuyudan Gelir Yusuf Suresi Tefsiri

    Kur’an kıssaları soyut ve yüksek hakikatlerin ete kemiğe bürünmesi, elle tutulur, gözle görülür hale gelmesidir. Özelde Yusuf kıssası genelde de Kur’ân kıssalarının tamamı bize tarihin akışının Allah’ın irade ve ilminden bağımsız ve başına buyruk bir gidişatının olmadığını gösterir. Özellikle kıssalar kronolojik olarak tersten okunduğunda tarihin yalnızca insanın eseri değil aynı zamanda Allah’ın mimarisi olduğu açıkça hissedilir. İnsan düşünerek ve kendini vererek Yusuf kıssasını okuduğunda, kıssa ile kendi ruhu arasında bir med-cezir yaşar. Bu kıssa, Allah’ın bir kulunu imkânsızlığın en dibinden imkânın zirvesine nasıl ulaştırabileceğine şahit kılar muhatabını. Hz. Yusuf’u kuyudan Kral’ın sarayına taşıyan olaylar zinciri, onun gördüğü rüyanın müjdesine giden yola döşenmiş taşlar mesabesindedir adeta. Yasin Pişgin, Yusuf suresi tefsiri olarak hazırlanan Mısır’a Sultanı Kuyudan Gelir’de Yusuf kıssasını kendi hayatımıza taşımamızın yollarını aşikar ediyor bize. Çünkü Hz. Yusuf’un kuyudan çıkışı, aynı zamanda bizim de kendi kuy(t)umuzdan ve milyonlar içindeki yalnızlığımızdan kurtulmamızın hikmet yüklü yoludur. Can gözüyle bakan, can kulağıyla dinleyenler için elbette…

    11,90
  • Mızraklı İlmihal

    “Ezan-ı Muhammedi okundukta İsrafil aleyhi’s-selam Sür’u üfüreyor deyü ve abdeste kalkarken kabrimden kalkıyorum deyü, camiye giderken mahşer yerine gidiyorum deyü, müezzin kamet edip cemaat saf saf olurken bu insanlar mahşer yerinde yüz yirmi saf olup seksen safı bizim peygamberimizin ve kırk safı sair peygamberlerin ümmetleri olsa gerektir deyü, imama uyduktan sonra imam Fatiha-yı şerifeyi okurken sağımda Cennet, solumda Cehennem, ensemde Azrail, karşımda Beytullah, önümde kabir, ayağım altında Sırat, acaba benim sualim asan olur mu, ettiğim ibadet ahirette başıma tac ve yanıma yoldaş ve kabrimde çerağ olur mu, yoksa kabul olmayıp eski bez gibi yüzüme vurulur mu deyü tefekkür etmek gerek”.

    7,94
  • Mızraklı İlmihal/Miftahu’l-Cenne (Cep Boy)

    İhlaslı büyük alimlerin, Allah ve Peygamber dostlarının irşad, eğitim ve terbiyeleri ölümlerinden sonra da devam etmektedirler. İşte bu kitap da onlardan birisidir. Herkesçe tanınan bir risale olduğu için mahiyeti hakkında daha fazla bilgi vermemize, hele reklam yapmamıza lüzum yoktur.
    3,34
  • Modern Çağın İnanç Sorunları

    Günümüz insanını bunalımdan bunalıma sürükleyen pek çok “izm”in, pek çok inanç probleminin önüne geçmek ancak dini vahyî temellerine dayalı olarak yeniden anlamaya çalışmakla ve Kur’an’ın da emrettiği ilmî araştırma ruhunu geliştirmekle mümkün olacaktır

    4,49
  • Mü’minlere Vaazlar (2 Cilt Takım)

    “İmanım var, inancım var.” demekle ne kadar övünür dururuz. Fakat onun işe yarayıp yaramadığına hiç bakmayız. Peygamberimiz’in bize öğrettiği dualardan birisi de; “Yâ Rabbi! Fayda vermeyen ilimden, korkmayan gönülden, kabul olunmayan amelden, dinlenmeyen ve kabul olmayan duadan sana sığınırım.” demesi ne kadar güzeldir.
    Öyle değil mi aziz kardeşim?
    Bu dünyaya her gün bir sürü insanın gelip bir sürü insanın da mezarlara konmakta olduğunu hepimiz görüp bilmekteyiz. Eğer “Öldükten sonra iş bitti.” dersen iman ve İslâm’dan çok uzak olduğunu iyi bil…
    Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Cenâb-ı Hakk’tan istediği her hayrı biz de isteriz. Onun Hakk’a sığındığı bütün şerlerden, biz de Hakk’a sığınırız. Hakkımızda hayırlar ihsan buyursun. Dünya ve âhiretin bütün şerlerinden muhafaza buyursun. Âmîn.

    9,90
  • Muhammed İkbal

    İkbal ve Schimmel tasavvufta bulundukları mevki itibariyle birbirlerine çok benzerler. Çünkü ikisinin de ruh eğitimcisi tasavvufun kutup yıldızı Mevlânâ Celâleddin Rûmi’dir. İkisi de hiçbir zaman onun yörüngesinden çıkmamışlardır. Bunun haricinde ikisinin de Doğuda ve Batıda beslendikleri şiir, mistisizm, metafizik, sanat ve tefekkür kaynakları, küçük nüanslar bir tarafa bırakılırsa, neredeyse aynıdır. Sözgelimi Muhammed İkbal’in hayran olduğu, Faust’unu “ferdîleşmiş insanlık” (individüalisierte Menscheit) olarak kabul ettiği Goethe, Divina Commedia’nın şairi Dante, Nietzsche, Bergson ve Massignon gibi birçok Batılı dehâ, Annemarie Schimmel’in de şahsiyetini hazırlayan büyük düşünürlerdir.

    Allame İkbal’i âlim bir muhibbînin, Prof. Dr. Annemarie Schimmel’ın kaleminden okumak, aynı zamanda iki poetik ruhun ipek kanatları üzerinde bir haz âlemine kanatlanmak olsa gerektir.
    devamını oku

    9,09
  • Muhammediye (Tam Metin)

    Hz. Peygamber’in hayatını konu alan bu eser, baştan sona peygamber sevgisiyle yazılmış bir na’t ve Allah aşkıyla yazılmış bir tevhit gibidir. Şairin peygamberine olan gönülden bağlılığı, Allah’a duyduğu mutlak ve tam imanı eserin her mısraına sinmiştir. Yazıcıoğlu Mehmed tarafından tamamlanmasından sonra kısa sürede Türkçe konuşulan her yere ulaştırılan Muhammediye, o tarihten beri her kesimden insan tarafından evlerde, konaklarda, saraylarda vs. sürekli zevkle okunmuştur. Türk milletinin İslâm kimliğini oluşturan ve manevi dünyasını inşa eden mümtaz eserlerden biri olan Muhammediye, Türk milletinin peygamberini ve dolayısıyla dinini öğrendiği temel birkaç kaynaktan biri olmuştur.

    Âmil Çelebioğlu tarafından hazırlanan Muhammediye’nin 9000 beyitlik metni bugünkü harflere çevrilmiş, başına da çok geniş bir inceleme konmuştur. Çelebioğlu, müellifin hayatı, eserleri, ilmî ve tasavvufi şahsiyeti hakkında detaylı bir araştırma yapmıştır. Muhammediye’yi ve yazarını daha iyi tanımak ve tanıtmak için yalnızca müellif ve Muhammediye’yi incelemekle kalmamış, müellifi yetiştiren babası, şeyhi ve hocalarını; ayrıca kardeşlerini, dostlarını ve onların eserlerini de araştırmış ve onlarla ilgili bilgiler vermiştir. Metnin daha iyi anlaşılmasını sağlamak adına kitabın sonuna bir lügatçe eklemiştir.

    17,14
  • Muhtasar İhya-u Ulumiddin

    “…Şu da açıktır ki genele öğüt veren kişi zekâsının genişliğine ve kuvvetli kabiliyetine rağmen hatırlattığı konuları belirlerken zorluk çekmektedir. Eğer hedefi önünde belirgin olursa hafızası da o oranda tedarikli ve sağlam olur.

    Peki, bu sağlam ve tedarikli mevzuları ihtiva eden eser nerededir?
    Ben genele öğüt olması için te’lif edilen hiçbir eserde bütün şartlara haiz ve meseleyi hakkıyla ele alan, manaları anlaşılır, ibareleri ve ehemmiyetli noktaları idrak edilebilen ve genelin ihtiyaçlarına kifayet edip, eksiksiz olarak malumatları cem etmiş bir eser göremedim. O ki meselelerin teferruatına girmemiş, talep eden için içindekileri elde etmesi kolay, öğüt verenin yardımcısı ve basiret nazarıyla bakanı hidayet edecek bir kitapken ben onu bulamadım. Ve ben başarının o hoş esintilerini umarak dikkatle beklerken, uzun yıllar süren tedris çalışmaları esnasında gördüğüm o nefis kitaplar içerisinde müminlere yapılacak öğütler açısından en faydalı olan mevzuların “İhyâu Ulûmi’d Dîn”de olduğunu tespit ettim. Bu kitap Allame, İmam, Hüccetulislam Ebu Hâmid Muhammed b. Muhammed el-Gazâli et-Tûsî’nin eseridir, Allah ona rahmet eylesin ve ondan razı olsun.”
    Allâme Cemaleddin el-Kâsimî
    Tercümeye esas alınan nüsha, Dâru’n Nefâis yayınlarının 1981’de yayınladığı birinci baskısıdır. Eseri, Allame Cemaleddin el-Kâsimi’nin oğlu Şeyh Zâfir el-Kâsimi’nin ricası üzerine, Şeyh Âsım et-Tayyar tahkik etmiştir. , Şeyh Âsım et-Tayyar bu çalışmasını Cemaleddin el-Kasimi’nin vefakâr talebelerinden olan babasının ruhuna ithaf etmektedir.
    Dipnotlarda verilen kaynaklar, Âsım et-Tayyâr’ın tahkikinden nakledilmiştir. Muhakkik zayıflığına işaret ettiği rivayetleri, Hafız el-İrâkî’nin İhya üzerine yaptığı “el-Muğnî an Hamli’l Esfâri fi’l Esfâr” isimli çalışmasından nakletmiştir.
    Not: İmam el-Kâsimî eserin asıl metnine, iki ayrı yerde iki âlimin sözüyle eklemede bulunmuştur. Bazı yerlerde de kendi ifadelerini ilave etmiştir ki, yeri geldikçe dipnotlarda bunlara işaret edilecektir. Ayrıca, onun haşiye olarak kaydettiği ifadeleri, dipnotta “Cemaleddin el-Kasimi der ki” şeklinde nakledilecektir.

    devamını oku

    17,14
  • Müslüman Gençler İçin İrade Terbiyesi

    Tarih Boyunca Müslüman öncülerin, liderlerin, rehberlerin, dava adamlarının, mücahitlerin, şehitlerin ve salihlerin hayatını incelediğinde onların hayatında özellikle üç özelliğin öne çıktığını göreceksin. Bunlardan birincisi, görenlerde hayranlık oluşturan muhteşem bir ruh ve irade terbiyesidir. İkincisi, hayatı saniyelerle yaşamaya odaklanmış muazzam bir zaman bilincine sahip olmalarıdır. Üçüncüsü ise her türlü yoğunluğa rağmen asla terk etmedikleri manevi programlardır.
    7,90
  • Müslüman Gençlere

    Ben Müslümanım elhamdülillah.” diye başlıyor yazar kitabına ve devamında insanın kalbine ok gibi saplanan ve içini kanatan cümleler kuruyor: “Irak’ta bombalanan benim, Akdeniz’de boğulan, Arakan’da yakılan, Afrika’da aç kalan, Filistin’de kolları kırılan, Afganistan’da ve Libya’da unutulan… İffeti kirletilen, evleri başına yıkılan benim, Bağdat sokaklarında köpeklere parçalatılan çocuğum ben, Afrika’da akbabalara yem edilen, Suriye’de yetim kalan, Doğu Türkistan’da anasının karnında katledilen çocuk da benim…” Bu cümlelerle her şeyin sona erdiğini düşündüğünüz anda karşınıza bir ayet çıkıyor ve gece sanki birden gündüze evriliyor “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizlersiniz.” (Al-i İmran 3/139)

    Bu kitapta; zulmü hissedeceksiniz, bazen kalbinizden bazen de beyninizden kurşunlar yiyeceksiniz ama neticede birliğin ve adil olanın insanlık için ne manaya geldiğini en iyi görenlerden biri siz olacaksınız.

    5,90
  • Müslüman Hayatında Vakit

    Kur’ân’da ve hadislerde çeşitli vesilelerle ve değişik şekillerde zamana temas edilmektedir. Bunların başında ise, zamanın önemi ve Allah’ın (celle celaluhu) ne kadar büyük bir nimeti olduğu beyan edilmektedir. Nimetler dile getirilirken, Allah’ın insanoğlu üzerindeki lütfunu beyan hususunda Kur’ân şöyle der: Sürekli olarak yörüngelerinde hareket eden ay ve güneşi, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verdi. O, kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size verdi. Allah’ın nimetlerini saymak isteseniz sayamazsınız. İbrahim, 33-34. Şu bir gerçektir ki; vakti boşa harcamak, malını gereksiz harcayarak saçıp savurmaktan daha tehlikeli bir durumdur. Mallarını boşa savuranlardan ziyade, vakitlerini boşa harcayıp savuranların cezalandırılması gerekir. Çünkü kaybedilen servet tekrar kazanılabilir. Ancak kaybedilen zaman bir daha geri getirilemez.

    5,64
  • Müslüman Kardeşler Teşkilatı

    Sadece Mısır İslâmî hareketinin değil tüm dünyadaki İslâmî hareketlerin 20. yüzyıl içerisinde en dikkat çekicilerinden birisi de hiç şüphesiz ki İhvan-ı müslimîn hareketidir. Yerel bir hareket olmasına karşın Afrika ve Orta Doğuda ciddi bir karşılık bulan bu hareket Türkiye’deki hareketleri de derinden etkilemiştir.

    Proğramı, proğramının uygulanmasındaki ciddiyeti ve mücadele azmi İslâmî hareketler tarafından örnek alınması gereken bu teşkilat İslâm anlayışındaki saflık ve netlik açısından da dikkate alınmalıdır.

    Bizzat Hasan el-Benna tarafından bir konferans şeklinde; teşkilatın yapısı, eğitim anlayışı, hareket metodu, din anlayışı, diğer gruplara bakış açısı her yönüyle ele alınarak anlatılmıştır.

    İhvan hareketini tanımak-anlamak isteyenler için mutlaka okunması gereken bu kitap en önemli başvuru kaynağı sayılabilir.

    5,64