-
Müslümanların Tarihi
İslam Tarihi üzerine çalışmalarıyla bilinen ve 40 yılı aşkındır hem yetiştirdiği öğrenciler hem de yayınladığı kitaplarla onbinlerce kişi üzerinde önemli etkileri olan İhsan Süreyya Sırma Hoca, ‘hayatının eseri’ mesabesinde olan çalışmasını tamamladı ve bu değerli eser Beyan Yayınları tarafından yayına hazırlanarak okuyucularının istifadesine sunuldu.
-
O’nun Yolunda Biz
İslam dünyasında hakkında en çok eser yazılan kişi olmasına rağmen Hz. Muhammed hakkında yazılacak her şey eksiktir. Medeniyetimiz ona vahyedilenler üzerine inşa edildi. Onun kişiliğinin tüm Müslümanları çepeçevre kuşattığından, güçlü bir karakter verdiğinden şüphe yok.
Bu yüzden biz şimdi onu yeniden hatırlatmak istiyoruz. Ola ki unutulmuş olanlar varsa hatırlansın diye. -
Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez
Tarihin ve coğrafyanın merkezini teşkil eden Ortadoğu, -hepsi de gayet somut ve gerçek birçok nedenden ötürü, dünyanın en önemli bölgesidir. Bu bölgede yaşayan insanlar olarak, bizlerin birinci sorumluluğu, Ortadoğu’yu gerçekçi, makul ve derinlikli bir bakışla kavramaktır. “Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez”, ismindeki ‘tez’ sözcüğünün de ifade ettiği şekilde, iddia barındıran, çıkarımlar yapan, bazı noktalarda neticelerin ancak istikbalde ortaya çıkacağı tahminler içeren 20 ayrı bölümden oluşuyor. Bölgeye neden ve ne zamandan beri ‘Ortadoğu’ dendiğinin açıklamasıyla başlayan anlatım, Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafyanın tarihindeki çeşitli dönemleri, tarihten günümüze taşınan unsurları, bugün ilk bakışta belki fark edemediğimiz ama kesinlikle aktüel hayatın tam ortasına denk düşen somut gerçeklikleri gözler önüne seriyor. Ortadoğu’nun belkemiğini oluşturan dört ülkenin (Türkiye, Mısır, İran ve Suudi Arabistan) tarihine sıklıkla atıfların yapıldığı kitabın temel hedefi, coğrafyanın kendi iç dinamiklerine işaret etmek. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri genellikle “dış güçler”e hamleden genellemeci ve kolaycı bakıştan kaçınmaya çalışarak, “dış güçler” dediğimiz ülkelerin aslında içerideki bazı dengeler ve yerli unsurlar yardımıyla iş gördüklerini izah çabası, kitabın ana fikrini oluşturuyor.
-
Osmanlı Barışı
İlber Ortaylı’nın Osmanlı ekseninde geliştirdiği tarihçilik çizgisinden bir demet. Kitapta “Osmanlı Barışı” merkezde olmak kaydıyla Osmanlı aydınından hoşgörüyle, Türk aile yapısı ve son asırda uğradığı dejenerasyonun boyutlarından Osmanlı saraylarının 19. yüzyılda geçirdiği değişimlere; medresenin son güneşi dediği Cevdet Paşa’nın Avrupa tarihini nasıl okuduğundan Tanzimat’ın tarikatlara bakışına ve nihayet tarihten gelen marazi taraflarımızın yoğun olarak analiz edildiği çok yönlü bir çaba ile karşılaşacaksınız. Tarihçiliği sürekli yapılan bir antrenmana benzeten Ortaylı’nın, tarihin şaşırtıcı uçlarına açtığı yeni menfezleri olarak da görebilirsiniz Osmanlı Barışı’nı.
Osmanlı Barışı (Pax Ottomana) şüphesiz bir sistemin adıdır ve son yıllarda Roma barışı (Pax Romana) gibi çok kullanılmaya başlanmıştır. Şunu söylemek gerek ki bu bir abartma tabir değildir, yanlış da değildir. Tarihin bir döneminde, Osmanlı İmparatorluğu’nun özellikle Balkanlar ve Ortadoğu’da kendini ortaya koymasıdır. Bugün Doğu dünyasında uluslar sorunun kökleri Osmanlı devrine gidiyor. Çözümsüzlükler kadar çözüm ümidi de Osmanlı devrine gidiyor.
İstanbul’un fethi ve II. Mehmed’in (Fatih) idaresi ile Osmanlı barışının temelleri atılmıştır. Osmanlı yeni dünya şartlarına intibak eden ve uluslaşmaya geçişi sağlayan son imparatorluktur. Yerel kültürleri yok eden koloni imparatorluklarının aksine (İngilizler Hindî sınıfını, Fransızlar Mağrib Arab medeniyetini yok ettiler) Osmanlı İmparatorluğu yerel kültürleri ve küçük hakları da ulus çağına taşımıştır.
Bu kitapta değişik başlıklar altında Osmanlı Barışı’nın izlerini göreceksiniz.
İlber Ortaylı
devamını oku -
Osmanlı Çağı ve Sonrası
Bu kitapla amaçlanan her şeyden önce Osmanlı tarihi dolayısıyla günümüzü anlama ve yorumlama çabasıdır. Tarih ise, gerek malzemenin çokluğu ve karmaşıklığı, gerekse yaklaşım açılarının farklılıkları nedeniyle ister istemez asla noktalanamayacak; sürekli yeniden anlaşılması gereken ve yaşadığımız sürece de devam edip değiştiği için tüm analizleri sonuçsuz bırakan, tabiri caizse muğlak ama bir o kadar da derinleştirilmeye müsait bir alandır. Bu ülkede yaşayan her sorumlu insanın, Osmanlı toplumu ve sonrasındaki altüst oluş hakkında bir bakış açısı geliştirmesi; Batı ve Doğu dünyası arasındaki ilişkilerin, çatışma ve uzlaşmaların mahiyetini kavraması ve buradan dersler çıkarması âdeta bir vecibesidir. İnsan olmaklığımızın önümüze koyduğu bu zorunluluk, bir “bilim”den ziyade bir bilince ulaşmanın ve bunun bize yüklediği sorumlulukları yüklenmemizin de bir gereğidir. Bunun ötesinde ise Fikret Başkaya’nın “Paradigma’nın İâsı”nda zikrettiği bir Afrika atasözünde dile getirildiği gibi: “Arslanlar kendi tarihçilerine sahip olana kadar, avcılık öyküleri her zaman avcıyı yüceltecektir.”
-
Osmanlı Gerçekleri 2 Sorularla Osmanlı’yı Anlamak
KAYI serisi ile 7’den 70’e herkese ulaşan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, OSMANLI GERÇEKLERİ dizisinin ikinci kitabıyla da, Osmanlı’nın kuruluşundan yıkılışına kadarki tartışmalı konuları akıcı üslubu, soru cevap usulü ve temel kaynak referansları ile açıklamaya devam ediyor…
• Osmanlı padişahları Yavuz Sultan Selim’den evvel halife unvanını kullandılar mı?
• Yavuz Sultan Selim mukaddes emanetleri zorla mı alıkoydu?
• Yavuz, seferlerinde neden hep doğuyu seçti?
• Safevi Devleti’nin hükümdarı Şah İsmail Türk müdür?
• Osmanlı fetihlerindeki başarı sırları nelerdir?
• Osmanlı’nın yeni fethettiği yerlerde uygulamış olduğu istimalet politikası ne demektir?
• Osmanlılar 200 bin kişilik orduların ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorlardı?
• Osmanlı Devleti’nin resmî dili ne idi?
* Osmanlılar Türkleri kötülediler veya ötelediler mi?
• Yeniçeriler ile ilgili ilginç detaylar…
• Tarihin tartışmalı isimlerinden biri: Şeyh Bedreddin saltanat hırsının kurbanı mı oldu?
• Osmanlı sarayında bulunan köle ve cariyelerin akıbetleri ne oldu?Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, OSMANLI GERÇEKLERİ II’de okurlarının zihnine takılan daha pek çok ilgi çekici meseleyi aydınlatıyor…
Onu okudukça tarihi daha çok seveceksiniz! -
Osmanlı Gerçekleri 3 Sorularla Osmanlı’yı Anlamak
KAYI serisi ile 7’den 70’e yüz binlerce okurun beğenisini kazanan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, OSMANLI GERÇEKLERİ serisinin üçüncü kitabında Osmanlı’daki sosyal meselelerle ilgili akla takılan pek çok soruya temel kaynak referanslarıyla cevap veriyor. Şimşirgil bu çalışmasında kadınların Osmanlı’daki sosyal, kültürel ve politik konumlarını; kuruluş döneminden son döneme kadar Osmanlı donanmasının durumunu; tarikatların ve tasavvufun teşekkülünü; casusluk ve istihbaratı; iskân siyasetini ve Ermeni tehcirini detaylarıyla inceliyor. Osmanlı kadınlarının evlilikte ve boşanmada söz hakları var mıdır? Osmanlı’da taciz, tecavüz ve şiddete verilen cezalar nelerdir? Dünyada biyolojik silah kullanılarak yapılan ilk saldırı Osmanlılarda hangi padişah döneminde gerçekleşmiştir? Neden Batı’da Müslüman yerine Türk kelimesi kullanılmaktadır? II. Abdülhamid Han nasıl bir istihbarat ağı kurmuştur ve bu teşkilatın çalışma şekli nedir? Osmanlı elçilerinden hakarete uğrayanlar veya öldürülenler olmuş mudur? Şehir ve kasabalara sistemli iskânlar yapılmasının nedeni nedir? Barbaros Hayreddin Paşa korsan mıdır? Amerika kıtasını aslında kim keşfetmiştir? Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda ve yükselişinde tasavvufun rolü nedir? Osmanlı Gerçekleri – III Osmanlı Devleti’yle ilgili zihinleri kurcalayan daha pek çok soruya verdiği cevaplarla bütün okurların beğenisini kazanacak…
-
Osmanlı Gerçekleri Sorularla Osmanlı’yı Anlamak
KAYI serisi ile 7’den 70’e herkese ulaşan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, şimdi de OSMANLI GERÇEKLERİ başlıklı yepyeni bir seriyi okuyucularının beğenisine sunuyor. Şimşirgil, bu seriyle Osmanlı’nın kuruluşundan yıkılışına kadarki dönemle alakalı herkesin aklına takılan birçok soruya yine akıcı üslubu, temel kaynak referanslarla cevap verecek…
* Osmanlı’yla Kayı boyunun ilişkisi nedir?
* Ertuğrul Gazi, Muhyiddin İbnü’l-Arâbî ile karşılaştı mı?
* Osmanlı İmparatorluğu Selçukluların devamı mıdır?
* Osmanlı devlet adamlarının yetiştiği Enderun nasıl bir mektepti?
* Osmanlı padişahları neden hacca gitmiyordu?
* Yıldırım Bayezid ve Timur Han neden karşı karşıya geldiler?
* Hangi Osmanlı padişahı Kâbe-i Muazzama’ya nasıl hizmetler götürdü?
* Osmanlı vakıf sitemi nasıl işliyordu ve vakfiyelerde neler yazıyor?
* Devşirme sistemi nedir ve Osmanlı’da nasıl işlerdi?
* Osmanlı padişahları kardeşlerini neden katletmiştir?
OSMANLI GERÇEKLERİ serisinin ilk kitabıyla, yedi iklime 600 sene adaletle hükmetmiş Osmanlı’nın tartışılan meseleleri hakkında zihninizi kurcalayan hiçbir soru cevapsız kalmayacak…
-
Osmanlı Hakimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar
ORTADOĞU VE BALKANLARDAKİ
OSMANLI HÂKİMİYETİNE GENİŞ BAKIŞ…Tarih alanında dünyanın tartışmasız en büyük isimlerinden biri olan Halil İnalcık’ın, Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu ve Balkanlar üzerindeki hâkimiyetini devlet, toplum, ekonomi ve siyaset pencerelerinden inceleyen çalışmaları bir arada.
Halil İnalcık bu eserinde, Osmanlı devlet geleneğinin tarihi köklerini Kutadgu Bilig’deki Türk ve İran siyaset düşüncelerinde arıyor ve Osmanlı veraset sistemini Türk hükümdarlık geleneği içerisinde ele alıyor. Erken Osmanlı dünyasının ilginç dervişlerinden Otman Baba’nın Fatih Sultan Mehmed ile iktidar ilişkisini ve Kanuni Sultan Süleyman dönemi devlet telakkisi ile kanun yapım sürecini tartışıyor. Ortadoğu’da Osmanlı ve İngiltere arasında gerçekleşen pazar rekabetinin ayrıntılarını gözler önüne seriyor.
Halil İnalcık eserin ilerleyen sayfalarında Papa ile II. Bayezid arasındaki Cem Sultan’a dair anlaşmanın izini sürüyor ve 16. yüzyıl Akdeniz’inde Osmanlı-Fransa işbirliğini irdeliyor. Rus Çarlığı, Kırım Hanlığı ve Osmanlı İmparatorluğu arasındaki iktidar temsillerinin ayrıntılarını sunuyor.
“Osmanlı Hâkimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar”, geniş okuma perspektifleri kazandıran ve ufuk açan bir kaynak…
devamını oku -
Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN
KURULUŞ ÖYKÜSÜ…Bir sınır beyliğiyken dünyanın en güçlü devletine dönüşen Osmanlı İmparatorluğu’nun hikâyesi… Merhum Halil İnalcık’ın uluslararası akademik çevrelerde tanınmasına vesile olan, birçok dile çevrilen ve alanında temel kaynak olarak kabul edilen dev eser…
Klasik Çağ tabirini tarih literatürüne kazandıran İnalcık bu eserinde Osmanlı İmparatorluğu’nun 1300-1600 yılları arasındaki siyasi gelişmelerini, devlet yönetimini, iktisadi örgütlenmelerini ele almakta, meseleye özellikle kurumlar üzerinden bakmaktadır.Hâlâ tartışılmakta olan Osmanlı tarihinin dönemlendirilmesi konusuyla başlayan kitabın ilk bölümünde Osmanlı Devleti’nin kökeni, sınır beyliğinden imparatorluğa geçiş serüveni, Fetret Dönemi ve ardından gelen toparlanışı, imparatorluğun iyice kuvvetlenerek bir dünya gücü oluşu ve gerileme meseleleri ele alınmaktadır. İkinci bölümde Osmanlı’nın özellikle devlet yönetimi analiz edilmekte; hanedanın doğuşu, tahta çıkış (cülus), devlet kavramı ve sınıf sistemi, hukuk, saray, merkezi yönetim, eyalet yönetimi ve İnalcık hocanın üzerinde en çok durduğu konu olan timar sistemi incelenmektedir.
Üçüncü bölümde Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ekonomik ve toplumsal yaşam üzerinde durulmakta ve uluslararası ticaret, Osmanlı kentleri, ulaşım ağı, kentli nüfus, lonca ve tüccarlar gibi konular anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde imparatorluk halkının dini yaşamı, kültür ortamı, medreseler, ulema, ilmi çalışmalar, bağnazlık ve halk kültürü ile tarikatlar özetlenmektedir. Kitabın son bölümünde ise Osmanlı hanedanı soyacağı, Osmanlı tarihi kronolojisi, sözlük, ağırlıklar ve ölçüler gibi tarih tutkunlarının hem işlerini kolaylaştıracak hem de bundan sonraki okumalarını zenginleştirecek ekler yer almaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600), Osmanlı tarihine ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir başyapıt…
devamını oku -
Osmanlı İmparatorluğu’nda Alman Nüfuzu
STRATEJİK YAKINLIKTAN ÖTESİ: OSMANLI VE ALMANYA… “Genç Alman İmparatorluğu’nun yayılma hırsı evvelemirde Osmanlı ülkelerine yönelmişti. Bu yayılmacılığı iktisadi, askerî ve siyasi ittifak alanlarında düşünmelidir. Almanya 19. yüzyılın Fransız, İngiliz tipi kolonyalizmine geç kalmıştır ve şartlar dolayısıyla yeni bir nüfuz politikası türü yaratmaktadır. Bu ülkelerde kurduğu nüfuz, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başındaki Almanya’nın tarihidir demek pek yanlış olmaz. Aynı nitelik son devir Osmanlı tarihi için de söz konusudur. Bu nedenledir ki, iki ülke arasındaki ilişkiler yoğun bir biçimde araştırma konusu olmalıdır. Konuyu işlemek için arşiv belgelerinin zenginliği yanında o devirde basılan bazısı yarı propaganda, bazısı siyasî-iktisadî durum raporu niteliğinde bir hayli kitap ve risale vardır.” İlber Ortaylı Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı dünyasına açılış çağında, Cermen kültürünün özel bir yeri olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nda, iki imparatorluğun da çöküşünü hazırlayan kader birliği yolunda, yalnızca siyasal ve askeri alanlarla sınırlı kalmayan ortaklıklar göze çarpar. İlber Ortaylı, hem titiz ve geniş ufukta tarihçiliğini, hem de tadına doyum olmaz üslupçuluğunu işe koştuğu bu kitabında, Osmanlı dünyasında Alman etkisinin bütün boyutlarını olağanüstü bir sürükleyicilikle ortaya koyuyor.
-
Osmanlı Tarihi El Kitabı
Tarih hiçbir zaman tam bir gerçeklikle yazılamayacağına göre defalarca yazmakta fayda vardır. Osmanlılar gibi altı asırdan fazla
hüküm sürmüş bir devletin tarihi pek çok yönüyle bıkmadan usanmadan yazılmaya devam edilmektedir. Bu düşünceyle
akademisyen tarihçilerimiz Osmanlı Tarihini yeniden kaleme alıp birikimlerini ve son değerlendirmelerini ortaya koydular.
Elinizdeki kitap kuruluş dönemlerinden tarih sahnesinden çekilinceye kadar Osmanlı siyasi tarihini içeriyor. Bu yönüyle daha çok üniversitelerimizin Tarih, Tarih Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümlerinde eğitim almakta olan öğrencileri hedef alıyor. Fakat okuyucu bunu bir ders kitabı olarak düşünmemeli tarihi kendi gerçekliğine uygun bir anlayışla yeniden yazma çabası olarak değerlendirmelidir. Bu yüzden bu kitap tarihe merak duyan herkes için aynı zamanda başvuru kitabı niteliğindedir. -
Osmanlı Tarihi Kayı Seti (11 Kitap – Kayı Bayrağı Hediyeli)
BAŞINDAN SONUNA DEVLET-İ ALİYYE TARİHİBazı devletler tarih sahnesinden çekilmiş görünür ama izleri ve tesirleri, hatta ruhu kolay kolay silinmez. Zaten tarihin vazifesi de insanlığın ölümsüz romanını ortaya sermektir. İşte etkisi ve ruhu halen devam eden ender tarihi varlıklardan biri de Osmanlı İmparatorluğu ve onun ruhudur.
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil KAYI/ Bir İmparatorluk Tarihi setinde Söğüt’te kurulan devletin adım adım bir cihan imparatorluğuna dönüşümünü, zirve noktasında yaşamaya başladığı sorunları ve son yüzyılına damga vuran çatışmaları, toparlanma çalışmalarını ve akıl oyunlarını kendine has akıcı üslubu ile anlatıyor, Kayı boyunun ölümsüz hikayesini okura adeta yaşatıyor.KAYI I / Ertuğrul’un Ocağı
KAYI II / Cihan Devleti
KAYI III / Haremeyn Hizmetinde
KAYI IV / Ufukların Padişahı: Kanuni
KAYI V / Kudret ve Azamet Yılları
KAYI VI / İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş
KAYI VII / Kutsal İttifaka Karşı
KAYI VIII / Islahat, Darbe ve Devlet
KAYI IX / Sonun Başlangıcı
KAYI X/ II. Abdülhamid Han
KAYI XI/ Elveda
-
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler
Osmanlı tarihinin kaynaklarına inildiğinde birçok abartılmış olay ve efsanevî şahsiyet görmek mümkün. Bu durumda okurlar şu soruyu sormakta çok haklı: “Kaynakları bile böyleyse, biz kendi tarihimizi nasıl öğreneceğiz?” İşte bu soruya cevap verebilmek için Osmanlı tarihçiliği konusunda tüm dünyanın parmakla gösterdiği Halil İnalcık, özel olarak araştırdığı 18 konuya özel bir dosya hazırlar ve bu dosyaya şu ismi koyar: Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler. Halil İnalcık kitabına Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde Rumlarla olan irtibat, İzmir’i fethedip Bizans’ı ürküten Türk komutanı Çaka Bey, son araştırmalar eşliğinde Ertuğrul Gazi’nin gerçek hikâyesi gibi kuruluş döneminin en önemli sayfalarıyla başlıyor. Kitabın devam eden sayfaları arasında Çelebi Mehmed’in iktidar yolu, İstanbul Kuşatması’ndaki kritik üç gün, İstanbul’un fethi gibi oldukça şaşırtıcı ve kritik konular mevcut. Boğazların 800 yıllık tarihi ve İstanbul, Sultan II. Osman’ın katli, iç savaş döneminin en merak edilen şahsiyeti Kösem Sultan, Sultan I. İbrahim’in hal’i ve katli, Osmanlıların Avrupa’da Protestanlığın yayılmasındaki rolü ve son olarak İnalcık’ın Türk Tarih Kongrelerinin değerlendirmesi ile kitap son buluyor. Araştırmalara özgünlük kazandıran ve birer kanıt değeri taşıyan fotoğraflarla Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler’de Halil İnalcık, koca bir imparatorluğu yeniden ayağa kaldırıyor. Bu kitap sayesinde, size öğretilenlerin üzerine daha fazla bilgi koyabilir ya da bildiklerinizin sadece bir efsaneden ibaret olduğunu görebilirsiniz.
-
Osmanlı Toplumunda Aile
OSMANLI AİLESİNİN EN GENİŞ FOTOĞRAFI…
“Aile bir toplumun en muhafazakâr, az değişen kurumlarından biridir ve şimdi bu asırda değişmektedir, bu değişme sebebiyle ‘aile’ kurumu kadar tarihçi araştırmalarını gerektiren bir konu yoktur. Bu nedenle Osmanlı toplumunda aile yapısı üzerine yazdığım ve tasvip gören makalelerimi yeniden ele almak, yeni malzemeyi araştırmak ve ‘millet’ sistemi ve ‘hukuktaki Romanizasyon’ gibi toplumsal ve hukukî çerçevesine oturtmak gerekiyordu. Bunsuz son 150 senedeki ailenin, aile hukukunun evrimini kavramak mümkün değildir. Bu nedenle 15.- 16. yüzyıllardan bugüne dek hukukî ve toplumsal çerçevesi içinde Osmanlı ailesinin gelişimini ele alan bu çalışmayı kaleme almayı gerekli gördüm.”
İlber OrtaylıGeçmişi karanlık temel kurumlarımızdan biri olan ailenin, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki konumu, İlber Ortaylı’nın kaleminden değerlendiriliyor. Ortaylı, eşlerin birbirine karşı sorumlulukları, aile hukuku, çocuğun yetiştirilmesi, devletin Müslüman ve gayrimüslim ailelere yaklaşımı, miras, çok eşlilik, ataerkillik, harem gibi sağlıklı bilgi olmadan üzerine çokça konuşulan mevzuları ilk elden kaynaklarla yorumluyor.
Osmanlı Toplumunda Aile, yalnızca tarihçiler ve araştırmacılar için değil Osmanlı İmparatorluğu’ndaki yaşamı merak eden, sağlam bilgilerle donanmak isteyen herkes için ideal bir çalışma. -
Osmanlı Toplumunda Aile
OSMANLI AİLESİNİN EN GENİŞ FOTOĞRAFI… “Aile bir toplumun en muhafazakâr, az değişen kurumlarından biridir ve şimdi bu asırda değişmektedir, bu değişme sebebiyle ‘aile’ kurumu kadar tarihçi araştırmalarını gerektiren bir konu yoktur. Bu nedenle Osmanlı toplumunda aile yapısı üzerine yazdığım ve tasvip gören makalelerimi yeniden ele almak, yeni malzemeyi araştırmak ve ‘millet’ sistemi ve ‘hukuktaki Romanizasyon’ gibi toplumsal ve hukukî çerçevesine oturtmak gerekiyordu. Bunsuz son 150 senedeki ailenin, aile hukukunun evrimini kavramak mümkün değildir. Bu nedenle 15.- 16. yüzyıllardan bugüne dek hukukî ve toplumsal çerçevesi içinde Osmanlı ailesinin gelişimini ele alan bu çalışmayı kaleme almayı gerekli gördüm.” İlber Ortaylı Geçmişi karanlık temel kurumlarımızdan biri olan ailenin, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki konumu, İlber Ortaylı’nın kaleminden değerlendiriliyor. Ortaylı, eşlerin birbirine karşı sorumlulukları, aile hukuku, çocuğun yetiştirilmesi, devletin Müslüman ve gayrimüslim ailelere yaklaşımı, miras, çok eşlilik, ataerkillik, harem gibi sağlıklı bilgi olmadan üzerine çokça konuşulan mevzuları ilk elden kaynaklarla yorumluyor. Osmanlı Toplumunda Aile, yalnızca tarihçiler ve araştırmacılar için değil Osmanlı İmparatorluğu’ndaki yaşamı merak eden, sağlam bilgilerle donanmak isteyen herkes için ideal bir çalışma.
-
Osmanlı’nın Şifreleri
Öteki Gündem programıyla reytingleri alt üst eden Cansu Canan Özgen Osmanlı tarihi hakkında en çok merak edilen soruları soruyor, yediden yetmişe herkese ulaşan ve tarihi günümüze taşıyan üslubuyla göz dolduran Talha Uğurluel, bu sorulara konuyla alakalı hiçbir yerde bulunmayan görseller eşliğinde cevap veriyor.
-
Osmanlı’da Devlet, Hukuk ve Adalet
“Milletleri millet yapan tarihleri ve kültürleridir. Tarihsiz bir millet, kişiliğini kaybetmiş bireye benzer. Bu kitabı okuyanlar umuyoruz ki, Osmanlı Devlet-i ‘Aliyye’sinin (İmparatorluğunun) birçok millet ve dini, altı yüz yıl nasıl bir arada tuttuğunu ve nasıl idare ettiğini öğrenmiş olacaklar.”
Halil İnalcıkAltı asır boyunca egemenliğini devlet, hukuk, adalet anlayışıyla sağlayan Osmanlılar, iktidarlarını ise kanun ile ahlak dengesiyle ayakta tutmuşlardır. Batı kaynaklarında Osmanlı halkından herhangi bir kimsenin hükümdarı bile dava edebileceğinden övgüyle bahsedilmiştir. Öte yandan bürokratlar ise hükümdarın asli prensipleri ezip geçmesi karşısında onu tahtından edebilmişlerdir. Hem Osmanlıları “Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye” yapan hem de “Devlet-i Ebed-müddet” sözünü slogan olmaktan kalıcı bir mekanizma haline getiren düşünce, din ve devletin selameti adına devlet-hukuk-adalet güçlerinin bir direnç unsuru olarak daima bir arada yaşamış ve yaşatılmış olmasıdır.
Tarih yazıcılığında çığır açmış olan Halil İnalcık, Osmanlı’da Devlet, Hukuk ve Adâlet kitabında devlet anlayışı, kanun rejimi, kanunların uygulanış biçimi ve adalet yöntemleri üzerine araştırmalarını bir araya getiriyor. Okuyucular kitabı bitirdiklerinde, Osmanlı Devleti’nin birçok millet ve dini altı asır nasıl bir arada tutup idare ettiğini en orijinal bilgiler eşliğinde öğrenmiş olacaklar.devamını oku