-
Adil Ekonomik Düzen – Faizsiz Bir Dünya
Adil Düzen’de faiz olmaz. Çünkü faiz, haksızlıktır, zulümdür. Üretmeyenlerin üretenlerin elinden faiz miktarı kadar malı zorla almalarıdır. Kapitalist Düzen’de faiz nedir? Malı üretiyorsunuz, toplumun faydasına arz ediyorsunuz. Buna karşılık üretiminize eşdeğer tüketme hakkınızı gösteren senedinizi yani paranızı alıyorsunuz. Kapitalist Düzen’de bu parayı bir bankaya koyuyorsunuz. Bir yıl sonra faizinin ilavesi ile beraber bu para size iade ediliyor. Siz bu bir yılda yeni bir üretim yapmadınız. Buna mukabil size üretim yapmadan ilave bir tüketim hakkı veriliyor. Kapitalist Düzen bu tüketim hakkını nereden veriyor? Ya açıktan para basarak veriyor. Bu takdirde bu herkesin hakkını alıp size vermek demektir. Çünkü açıktan basılan para arz-talep kaidesine göre mevcut malların fiyatlarını yükseltir. Veyahut da başka bir üretenin hakkını alıp size vermektedir. Bu da o kimsenin yani üretenin, yani emekçinin, yani fakir fukaranın hakkını alıp, getirip size vermek demektir. Her ikisi de haksızlıktır ve zulümdür. Bunun için faiz yiyen insan, fakir fukaranın gözyaşını içen, etini ve kanını yiyen insan gibidir. Kan içen bir vampir durumundadır. Saadeti başkalarının ızdırabında arayan insan durumundadır.
-
Allah Dostu Erbakan 2. Cilt
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın manevi dünyası.
Osmanlı kültür ve terbiyesi ile yetişmiş soylu bir ailenin evladı.
Daha doğuştan fevkalade kabiliyet ve zeka ile techiz edilmiş bir kişi.
İyi bir aile terbiyesi, dini ve dünyevi ilimlerin tahsili, tasavvuf ehli mürşitler elinde işlenmiş nadide bir mücevher. Bitmez tükenmez bir azim, yılmak bilmez bir gayret, başarılarla dolu bir ömür…
Yeterli olmasa bile siyasi mücadelesi araştırıldı, işlendi.
Ama o sadece siyasetçi değildi ki. Ne yapmış ise Allah rızası için yapmış, ön sezileriyle, hikmetleriyle, aldığı İslami ışığı kendi hayatına ve başkalarına yansıtmayı başarabilmiş, maneviyat deryası bir Allah Dostu idi.
Bu çalışmamızda yüzlerce kişi ile görüşerek, erişebildiğimiz ve manevi karşılığı olan hatıralarını derledik.
-
Allah’ını Seven Defanstan Ayrılmasın
Yaşamak, ele geçen parayı kitap ve dergilere yatırmaktır. Sahilde bir bankta Milli Gazete okumaktır. Meydanın orta yerinde, güvercinlere yem vermektir. Şehrin işlek caddelerinde, bisiklete binmektir. Ekranlara inat Oğuzhan Asiltürk’ü sevmektir. Mütevazı bir kulübeyi lüks bir daireye tercih etmektir. Ruhi Su’dan “Geçti Dost Kervanı”nı dinlemektir. Bir yetimi sevindirmek, ihtiyar bir amcaya hatır sormaktır. Aya, yıldızlara ve güneşe bakmaktır. Mona Roza’yı okumaktır. Ahmet Uluçay’dan “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmini izlemektir. Çoğu zaman meteliksiz kalmak, para bulduğunda da “yemekler benden” demektir. Her seçim yenilgisinden sonra “İslam Birliği’’ne daha çok inanmaktır. İki kişiden biri kaybedecekse, kazanan olmaktan imtina etmektir. Tenhalarda hüzünlenmektir. Muhtelif ebat ve çapta günahlarla, Allah’tan mağfiret beklemektir.
-
Bolivya Günlüğü
Gerilla yaşamı boyunca gözlemlerini bir günlüğe not etmek, Che’nin alışkanlığıydı. Sarp ve engebeli yollarda, nemli ormanlarda uzun yürüyüşlerden sonra, sırt çantalarının, silahlarının, cephanelerinin ağırlığı altında ezilen adamlar, bir dakikalık molalarda dinlerirken, ya da yorucu bir günün sonunda, kamp kurmak için yukarıdan emir aldıklarında, Che’yi (kübalılar baştan beri ona sevecenlikle böyle diyorlardı), küçük bir cep defteri çıkarıp doktorlara özgü okunaksız yazısıyla izlenimlerini yazarken görürlerdi.[koo_icon name=”undefined” color=”” size=””]
-
Büyük Doğu Çağına Doğru
Ötelerin nizamını çağa okuyan haberci. Medeniyetin önündeki buz dağlarını eriten soluk. Hacı Bayram’ın asasız, Mevlânâ’nın sarıksız, Fatih’in devletsiz arkadaşı. Anadolu’nun Nizamnamesini yazan kalem. Hicivde Nefî’yi, aşkta Şeyh Galip’i, sanatta Fuzûli’yi yaşayan şâir. Yunus’un çarıkla yürüdüğü yolları iskarpinle kat eden derviş. “Allah” demenin yasak olduğu bir devirde “İşte iz geliniz!” diyen davetçi. Batı’nın aklını, Doğu’nun aşk ocağında eriten mütefekkir. Altın silsilenin ardı sıra yürüyen sûfî. Küfür muzahrafatının lekeleyemediği kale. Aksiyonun kendisi, düşüncenin yekûn ifadesi. Mâverâ’nın, İFAM’ın “Ulu Hocası”. Çağın muzdaribi, “üstün çile”nin sadık yâri. Milletin bir şapkayla saadet bulacağını söyleyenlere, “Bekleyin gelecektir, eskimez, pörsümez yeni” diyen hakikat aşığı. Mazlumların, muzdariblerin sözcüsü. Bülbül, kurbağadan lisan öğrenmez diyen din, dil ve millet müdafii. Güzeller Güzeli’nin ss güzel ifadecisi. Büyük Doğu’nun son mütefekkiri. Milyonların şehadetiyle tabutu kabre, sevdası yüreklere verilen davetçi…
-
Can Çekisen İmparatorluk
Can Çekişen İmparatorluk, Amerikan rüyasının çöküş ve çözülüş süreçlerini mercek altına alan çarpıcı bir çalışma. Amerikan rüyasının küresel emperyalizmdeki yerini yavaş yavaş nasıl yitirdiği, veriler üzerinden tartışılıyor kitapta. Küresel kapitalizmin “ölümüne” ilişkin saptamalarda bulunulurken hamasi bir tutuma prim verilmiyor tabii. Daha ziyade dünya çapındaki güç dengelerinin hangi parametler eşliğinde değiştiğine odaklanılıyor. Mevcut iktidar ilişkilerinin, sermaye hareketlerinin hem Amerika’yı hem de dünyanın farklı güç merkezlerini nasıl şekillendirdiği olgusal kaynaklara yaslanılarak gözler önüne seriliyor. Kitabın stratejisi olguları peş peşe sıralamak ve iktidar ilişkilerini basitçe ifşa etmek değil: İmparatorluk rejiminden çıkış imkânları üzerinde de duruluyor. İmparatorluk rejimlerinin ölüm süreçleri, ekolojik ve eşitlikçi bir gelecek hayali taşıyanlar için kimi fırsatlar sunmaktadır. Gezegenimiz için dayanışma vakti gelip çatmış; başka bir dünyanın imkânı hiç olmadığı kadar yakıcı bir hal almıştır.
-
Darbe
Şimdi yukarıdan bir bakış yaptığımız zaman ne görüyoruz? 69’da Milli Görüş çıkmış, parlayan yıldız olarak iktidar olmuş. Ne yapmış Siyonizm bunun karşısında? Türkiye rastgele bir ülke değil dünyanın kutbu. Clifford’u göndermiş. Clifford, ABD, CIA Başkanı. Sabah kahvaltısını Demirel’le, öğle yemeğini Ecevit’le beraber yapıyor. Biz hükümetteyiz, ağır sanayi hamlesini yapıyoruz.
Bunu karşılığında “…efendim seçimler hazirana alındı, MSP’siz seçim yapılacak, hükümet kurulacak…” diye bize sormadan ilan ettiler, birleştiler.
Buna mukabil biz Allah’ın lütfuyla eskisinden daha fazla oy aldık yeninden hükümet olduk. Yeniden iş başına geldik. Bunun üzerine Güneş Motel oyunu oynandı. Ecevit de seçimleri kaybedince Demirel’e geçti. Ama buna rağmen Dışişleri Bakanını düşürdük. 24 kişiyle Meclis’e hâkim olduk.
Baktılar ki bizi hükümetten uzaklaştırmaları yetmiyor, Meclis’ten uzaklaştırmak lazım. Öyleyse “İhtilal yapalım.” dediler. 12 Eylül İhtilali yapıldı.
12 Eylül İhtilali’nden sonra Milli Görüşçüler çalıştılar. 1996 Seçimleri’nde en büyük parti oldular. 54. Hükümet’i kurdular.
Türkiye “Yeniden Büyük Türkiye” yolunda mesafe kat etti. 54. Hükümet’te yukarıda bahsettiğim muazzam hizmetler yapılmıştı.
Önce bırakalım başarısız olsun dediler. Sonra baktılar ki bunlar “Yeni Bir Dünya”yı kuruyorlar. Öyleyse ne yapıp edip engellememiz lazım dediler. Sonra hükümetimize 28 Şubat’ı yaptılar.
28 Şubat, dış güçlerin bir tertibidir. 28 Şubat’ta MGK’da geldiler, Makovsky’nin planını Hükümet’e tavsiyemiz diye okudular.
Biz yükseliyoruz onlar hile yapıyorlar. Biz demokratik olarak yükseliyoruz onlar hile yapıyor. Peki efendim tekrar işbaşına geldiğiniz zaman tekrar size müsade etmezlerse ne yapacaksınız? Askerimizi eğiteceğiz. Askerlerimiz de bu vatanın evladı, olan biteni gözleriyle görüyor. Bu sebepten kendilerine Milli Görüş’ü anlatacağız. Kurutuluşun Milli Görüş’te olduğunu ne yapıp yapıp tanıtacağız.
-
Cumhuriyet İslamcılığının Seyri
İslamcılık muhafazakarlığın kıskacı altında kalmıştır. Kimine göre bu durum İslamcılığın sonu olmuşken kimine göre de İslamcılığın miadını doldurduğunun bir göstergesidir. Ancak tarihi tecrübelerimiz göstermektedir ki İslamcılığın ve İslamcıların suskunluğu yüseyseldir, geçicidir. Derinlerde, iktidar mahfillerinden uzakta, yaşanan sosyal ve toplumsal olayların yolunda gitmediğine dair büyüyen bir inanç ve söylem gelişmektedir
-
Das İst Erbakan “Reis Beyin Oğlu” 1. Cilt
“Das İst Erbakan” serisinin 1’inci cildi “Reis Beyin Oğlu” kitabıyla; yüz yılı aşkın “Erbakan/Özbakan” tarihinin apolitik biyografisini okuyucu ile buluşturuyor.
Osmanlı Devleti’nin küllerinden doğan Cumhuriyet’in ilanının üçüncü yılıydı. Ağır ceza reisinin yeni doğan erkek çocuğuna dinin yıldızı anlamına gelen “Necmettin” ismi verildi. Parlak bir öğrenciydi. Çocukluğunda mahalledeki arkadaşlarıyla kurduğu küçük devlet, bastığı paralar O’nun hayalini gösteriyordu. O, bir yıldızdı. Yıldızlara ulaşmak bir hayaldi. Ancak hayatı boyunca hayallerini gerçekleştirmek için çalışacak, doğduğu vatan topraklarını dünyada yıldızlaştıracaktır.
-
Das İst Erbakan (2. Cilt) Anadolu’nun Sanayileşme Sevdası
Hoton Yayınları. eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın bugüne hiç yayınlanmamış belge ve fotoğraflarından oluşan kaynak niteliğindeki “DAS İST ERBAKAN” serisinin 2’inci cildi yayınlandı. Gazeteci-Yazar Fehmi Çalmuk’un kaleme aldığı ‘‘Das İst Erbakan”’ serisinin 2’inci cildi ‘‘Anadolu’nun Sanayileşme Sevdası” ismini taşıyor.
Das ist Erbakan serisinin ikinci cildi; Erbakan’ın 1967 yılında Nermin Saatçioğlu ile evlenmesine, eşinin neden ve ne şekilde başını örttüğüne, O’nun aile ilişkilerine de kapı açmaktadır. Profesör kardeşlerin en küçüğü olan Necmettin Erbakan’ın dermotoloji ve göz alanında dünyada ün yapmış abileri Nizamettin Erbakan ve Selahattin Erbakan ile ilgili bilinmeyen bilgiler de kitapta yer almaktadır.
-
Davam
Türkiye’nin ilk yerli motor fabrikasını kurarken hangi esrarengiz olaylar yaşandı!
Almanya’daki ünlü Kürhaus Oteli’nde yapılan çok gizli toplantıya nasıl katıldı?
Bu esrarengiz toplantıda konuşulanları duyunca hangi kararı aldı! Sovyetler yıkıldıktan hemen sonra, dönemin Rus Büyükelçisi Albert Çernişev Erbakan’dan ne istedi! Erbakan, Ankara’daki elçilikte üç gün boyunca Ruslara ne anlattı?
Bir bayram sabahı asılan Saddam Hüseyin ile, Bağdat’taki Başkanlık Sarayı’nın avizeli salonunda ne konuştular? Saddam’a hangi tavsiyede bulundu?
1974 Barış Harekatı sırasında, Erbakan’a, “Kıbrıs’a gerekirse kayıkla çıkarım” diyen komutan kimdi? Amerikan Savaş Gemisine davet edilen Refah Partili milletvekillerine hangi gösteri yapıldı! Kırgızistan Cumhurbaşkanı ile 4 saat boyunca ne konuştu? 96 Yaşındaki yaşlı Kırgız’ı ağlatan olay neydi?
Hepsi ve çok daha fazlası, DAVAM’da… -
Devlet Başkanı Olarak Hazreti Muhammed (sav)
Kur’ân-ı Kerim’in akıbetinin önceki kitaplar gibi olmamasının en önemli sebeplerinden biri de Hz. Aişe’nin deyimiyle, yaşayan Kur’ân olan Hz. Peygamber’in şahsında,Kur’ân’ın canlı bir şekilde, açıklanmasının yapılmasıdır ve sahâbenin de bu açıklamalara tabi olup bizlere aktarmasıdır.
Kitabımızın yazılış amacı da Kur’ân-ı Kerim’de belirtilen esâsları en güzel şekilde uygulamış olan ve Kur’ân’da bizim için en güzel örnek olarak gösterilen Hz. Peygamber (sas)’in bir beşer ve devlet başkanı olarak uygulamalarını tespit etmektir. Bu kitap böyle bir düşüncenin ürünü olarak yazılmıştır.
-
Devletin Gizli Sahipleri Heyet
Bugüne kadar okuduklarınızı unutun…
16 Türk Devletini, yine 16 Türk Devletinin yıkması tesadüf müydü?
Aslında yıkılan bir devlet yoktu, sadece ismi değiştiren bir HEYET vardı.
Meta Han ‘dan bugüne kadar size anlatılmayan tarih, bu kitabın sayfaları arasında gizli.
Ve inanın sayfaları çevirdikçe şaşıracaksınız, bildiklerinizin sadece basit birer bilgi olduğunu göreceksiniz.
Gerçekleri öğrenmek için sadece ilk sayfayı okumanız yeterli.
İnanın bu kitabı elinizden bırakamayacaksınız! -
Devletin Gizli Sırları Heyet 2
Abdülhamid Han’ın dünyayı saran muhteşem istihbaratının gerçek hikâyeleri… İstihbaratın pîri Kuşçubaşı Eşref ile Lawrence’ın amansız mücadelesi… Çok yakın tarihin sır perdeleri, perde arkası suikastler, mafya savaşları, istihbari çarpışmalar, Adnan Menderes ve Erbakan’ın hiç bilmediğiniz devletler var eden hamleleri, Derin aklın 40 yıllık diriliş planı, Yeşil’in hikâyesi, pkk, asala, fetö ve daha fazlası.
Bu kitap size Devlet babanın hikayesini anlatacak. Ve unutmayın sırrın sırrı da vardır. Bu kitap size sırrın sırrınıda anlatacak. Ve anlattıklarımızı anladıkça bildikleriniz sadece basit birer bilgi olarak kalacak -
Dul Kadının Oğulları
İşaretleri bilirseniz onları görebilirsiniz!
Neden kendilerine ”dul kadının oğulları” diyorlar?
Nasıl örgütleniyor, nasıl haberleşiyorlar?
Gizli şifreleri, esrarengiz işaretleri nelerdir?
Ergenekon’un masonik şifreleri!
150 yıl sonra hortlayan esrarengiz örgüt Ercümen-i Daniş!
Çırak dereceli ünlü mason!
Çekirdek kadrodaki şaşırtıcı isim: Doğu Bey!
TBMM’deki esrarengiz işaretler, kim tarafından nasıl konuldu?
Meclis binasını yapan mimarın büyük sırrı neydi?
Mimar Sinan’ın kafatası nasıl kayboldu, şimdi nerede?
Cadde ve sokak adlarını dahi onlar koyuyor, peki nasıl?
28 Şubat’ın arkasındaki kilit isim bir masondu!
Onları nasıl tanırsınız?
Nihai hedefleri ne?
İlk kez belge ve fotoğraflarıyla tarihin en gizemli örgütünün
şaşırtıcı hikayesi
Yıllar süren bir araştırmanın ürünü olan bu kitap hayata ve
olaylara bakışınızı değiştirecek. -
Dün Bugün Yarın Bu Kırk Yıllık Uykudan Uyanma Vakti Geldi!
DÜN BUGÜN YARIN hayatını terör örgütleriyle mücadeleye adamış, onlarla hem kora kor dağlarda çarpışmış hem de istihbarat alanında büyük darbeler indirmiş aydın bir Türk subayının, yakın tarihimizin kısa özetini sunduğu hatırat-ı hasbıhalidir. Kimi trajikomik, kimi üzücü, kimi de tebessüm ettiren anekdotlarıyla PKK’dan Hizbullah’a, cemaat kumpaslarından İsrail’e, İmralı’dan Silivri’ye uzanan bir sürecin en yakın tanıklarından ve mağdurlarından Hasan Atilla Uğur’un akıcı ve akılda kalıcı bir üslupla kaleme aldığı bu kitabı okurken, düne ait bilmediklerimiz, bugünle ilgili göremediklerimiz ve yarına yönelik öngöremediklerimiz hakkında çok değerli ve şaşırtıcı bilgilere sahip olacaksınız.
-
Dünyaya Kafa Tutan Köy
Sevilla’ya yüz kilometre mesafede küçük bir köy Marinaleda. İşgaller, açlık grevleri, kamulaştırmalar ve daha nice eylemle, son otuz beş yıldır dur duraksız bir komünist ütopya yaratma mücadelesinin merkezinde yer alıyor. Bu uzun mücadelenin öncülerinden biri olarak, köyün yıllardır tekrar tekrar seçilen belediye başkanı Sánchez Gordillo dikkat çekiyor: özellikle 2012’de bir grup Endülüs İşçi Sendikası aktivistinin bir süpermarkette on civarında alışveriş arabasını temel gıda maddeleriyle doldurup herhangi bir ödeme yapmadan çıkmasında ve kamulaştırılan bu ürünleri bankalar tarafından evlerinden çıkarılmış ailelere ve işsizlere dağıtmasında oynadığı rolle tanınan, “Robin Hood” belediye başkanı.
Bugün Marinaleda’da köyle ilgili kararlar herkese açık genel toplantılarla alınıyor, çiftliklerin ve üretim tesislerinin mülkiyeti ortak; insanlar ömür boyu ipotekli konut kredisi borcuyla cebelleşmek yerine köy kooperatifinin sağladığı malzemeyle evini kendi başına veya komşularının yardımlarıyla inşa etme şartıyla barınma imkânına sahip oluyor, ayda bir hep beraber kolları sıvayarak mahallelerini temizleyip çevrelerini güzelleştirmeye girişiyor, köylerinde bir polis kuvveti bulundurmaya ihtiyaç duymuyorlar… -
Eş-Şeceretü’n-Numaniyye fi’d-Devlet-i Osmaniyye
Elinizde bulunan Şeceretü’n-Numaniyye fi’d-Devlet-i Osmaniyye isimli eseri hem Osmanlı Devleti’nin manevi manada ne kadar büyük ve kıymetli olduğunu göstermeye ve hem Allah dostlarının nasıl ihsan sahibi kullar olduğunu ifadeye kâfidir. Zira Hazret-i Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) Efendimiz buyurdular ki; “Müminin ferasetinden sakının! Çünkü o Allah’ın nuruyla bakar.” (Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an, 16, Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, 1, 24).
O, Cenab-ı Hakk tarafından kendisine ilham olunan gaybi haberleri bu eserine yazmış ve hatta kendi kabrinin kaybolacağını, asırlar sonra Yavuz Sultan Selim Han tarafından keşfedileceğini ima ile ifade etmiştir.
İbni Arabî hazretleri ayrıca Hilafet mührünün sahibi Osmanlının kuruluşunu, kudretini, Mısır ve Bağdat gibi diyarların fetihlerini, padişahların isimlerini, yıkılış sürecini anlatmıştır. Türkiye için mühim, Müslümanlar için ise sevinç vesilesi olacak müjdeler vermiştir.
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil -
Fetö’nün Kumpası Bylock Zokası
Mağdurların yaşadıkları sanıyorum ki bu kitabın tarihe kalacak en önemli bölümüdür. O nedenle biz, mağdurlardan gelen metinleri hiç değiştirmeden vermeyi istedik. Mağdurların bize gönderdikleri metinler sadece bunlardan ibaret değil. Çok sayıda metin var ve hepsini yayınlamak bu kitabın hacmini aşardı. Belki ileride müstakil bir kitap haline getirilebilir.
Hatta getirilmelidir de. Bunları okuyan bir kamu görevlisi “Bir daha asla böyle hatalara yol açmamalıyız.” demelidir. Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi bu hikâyeleri okuduktan sonra “İleride hâkim veya savcı olursam kimseden korkmadan hukuku uygulamalıyım ki bir daha böyle acılar yaşanmasın!” diyebilmelidir.
Umarım yayınlayabildiklerimiz tarihten ders almamıza imkân verir.
Mağdurların yaşadıklarını yayınlamaktaki amacımızı açıklarken İlber Ortaylı’nın güzel bir sözünü buraya aktarmamız lazım: “Tarihi bilelim ama geçmişin kinini tutmaktan çok, geleceği daha iyi kavramak için.” diyor yazar. -
Güney Afrika’da Irk Ayrımcılığı Politikaları
Bu kitapta, Güney Afrika’ya sonradan gelen, işgalci küçük beyaz azınlık grubun, ev sahibi büyük siyah çoğunluğu yönettiği ve temelinde beyaz ırkın üstünlüğü tezinin yer aldığı apartheid rejimi (1948-1994) ve bu rejime karşı verilen meşru mücadele ele alınmaktadır. Ülkede egemen kılınan apartheid rejimi; apartheid yasalarının yapılışı ve uygulamaya taşınması, söz konusu insanlık dışı bu sisteme karşı yürütülen muhalefet hareketleri ile mücadele yöntemleri; yaşanan acılar ve otoriter sistemin yıkılması ve yerine kurulan demokratik rejime geçiş süreçleri ele alınmaktadır.