Gösterilen 21–40 arası toplam: 118

  • Çocuklarımızla İtişmeyelim İletişelim

    Bebekler doğar, büyür ve konuşmaya başlar! ‘Dişimi fırçalamıcammm’ der! ‘Ödevimi yapmıcaamm!’ der! ‘Yalnız başıma uyumıcammm!’ der. ‘O yemeği yemicemmm!’ der. ‘Okula gitmicemmm!’ der. ‘Beni hiç anlamıyorsunuz!’ der. Peki çocukların bu cümlelerine karşılık ana babalar neler söyler? Bağırmayan Anneler kitabının yazarı Hatice Kübra Tongar, 0-18 yaş arası çocukların sıklıkla kurduğu kriz cümlelerine doğru iletişim teknikleriyle çözüm önerileri sunuyor. Aile içi krizler yerini huzur ve sükûnete bırakıyor. Çocuklarımızla İtişmeyelim İletişelim! Çünkü insanlar konuşa konuşa anlaşırlar…

    9,09
  • Dakikalar İçinde Psikoloji Anında Açıklanan 200 Temel Kavram

    İNSAN ZİHNİNE VE DAVRANIŞINA DAİR BİLİMSEL BİR YAKLAŞIM Psikolojinin temellerinden günümüz uygulamalarına, öngörülemez insan zihni ve davranışına tutulan bir mercek… Görseller eşliğinde 200 temel psikolojik kavram, teori ve uygulama üzerinden eşsiz bir başvuru kitabı… Hafıza ne ölçüde ruh haline bağlıdır? Neden kendimizi başkalarıyla karşılaştırırız? Farklı zekâ türleri var mıdır? Zekâ doğuştan mıdır, sonradan da geliştirilebilir mi? Yaşla birlikte nasıl değişiriz? Bizi çevreleyen dünyada tepkilerimizi neye göre veririz? Bilinçli beyinde neler olur? Geçmişten bugüne ruhsal hastalıklara yaklaşımımız nasıl değişti? Uzun Lafın Kısası serisinden Psikoloji, Pavlov’un köpeklerinden deneysel etiğe, kişilik gelişiminden bilişsel davranışçı terapiye kadar pek çok hususta hızlı ve doyurucu bir okuma vadediyor. Psikolojinin ilkeleri, çocukluk gelişimimizden başkalarıyla etkileşimimize kadar pek çok insani meseleye ışık tuttuğu için her birimiz için geçerlidir ve bu kitap; görseller ve açıklayıcı şemalarla zenginleştirilmiş her bir bölümüyle bizi insana dair büyüleyici bir yolculuğa davet ediyor. Eğitici olduğu kadar sade ve anlaşılır üslubuyla bu alana ilgi duyan herkes için mükemmel bir kaynak…

    10,24
  • Davet Yolunda Bir Siyah Bir Beyaz

    Sıra dışı iki insan…
    Bir siyah… Bir beyaz…
    Bir erkek… Bir kadın…
    Bir engelsiz… Bir engelli…
    Biri motosikletli… Diğeri tekerlekli sandalyede…
    Biri mühtedi… Diğeri bildiğimiz Müslüman…
    Biri Afrika’da… Diğeri Avrupa’da…
    İki şahit… İki davetçi… İki dertli… İki dava delisi… İki adanmış… İki seferi… İki süvari…
    Nevi şahsına münhasır iki şahsiyet…
    Her birimizin zihnini uyaracak, kalbini titretecek, ruhunu diriltecek; iki nurlu sima, iki Rabbani öykü…
    Modern dönemlerin iki duru ve diri davetçisinden bahsediyorum. Yalın ve yalnız ama yılmaz ve yorulmak nedir bilmez iki yüreğin yürüyüşünü paylaşmak istiyorum.
    Maskesiz, makyajsız… İmaj ve prestij derdi olmayan… Safvetin ve samimiyetin simgesi olan iki isim… Bu iki isim aslında birer kişi değil adeta birer simge…
    Yabancılaşmaya direnen, temsil ve tebliğ gücü yüksek iki yürek…
    Musa Bangura ve Gülseren Gümüş…

    5,64
  • Değerler Psikolojisi ve İnsan Güzel İnsan Modeli

    Cesaret, sadakat, affetme, paylaşma, cömertlik, alçakgönüllülük, özeleştiri, adalet ve diğerleri… Toplumun geneli tarafından kabul edilen bu ortak kavramlar; bir anlamda, mutluluğun standartlar kümesidir. Değerleri bir banka hesabına benzetirsek, iyi yatırımlar yapan kişinin hesabı ona kâr getirecektir. Ne kadar kâr ettiği hemen anlaşılmasa da bu, ileri yaşlarda faydasını göreceği bir birikim olacaktır. Doğaya ya da ailesine yatırım yapan kişinin, bu yatırımların kendisine geri döneceğini bilmesi gerekir. Bugünün toplumsal yapısına baktığımızda, değerler artık cümle içinde kullanılan kelimelerden ibaret. Oysa değerleri gölgeleyerek toplumları değiştiren bütün kötülükler, ağaçlarda saklı kurtlar gibidir. Nasıl ki kurtlar ağacı içten kemirerek devirirse, sosyal yozlaşma ve kuralsızlık da toplumu böyle çürütür. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bizleri toplumun manevi dinamikleri olan değerlerin hayatımıza yeniden hakim olması için bir adım atmaya çağırıyor, değer eğitiminin insandan başlayarak topluma yayılması gerektiğini söylüyor ve bir Güzel İnsan Modeli sunuyor.

    11,90
  • Dengi Dengine Evlilikler

    Evlilik bir “yaşam birliğine” imza atmak demektir. Yaşam birliğinin temelinde ise paylaşım vardır. Evlilik iki hayatı bir çatı altında toplayıp, o çatının altında sevinci, hüznü, mutluluğu, derdi  ve umudu bölüşmektir. İşte bu, evlilik bilincidir. Sırf yalnız yaşlanmamak, kendini maddi ya da manevi güvence altına almak ya da sadece çocuk sahibi olmak için evlenmek, evlilik bilincinden uzak yaklaşımlardır. Bu saydıklarım zaten her evlilikte olan istekler fakat bunlar, evliliğin nedeni olarak değil sonucu olarak kıymetli ve anlamlıdır.
    Evliliğin en temel yapı taşı ‘DENKLİK’ nedir ve neden önemlidir?
    Evlilik birliğini anlamlı kılacak birçok güzelliği nasıl ve neden kaçırıyoruz?
    Eş seçiminde nelere dikkat edilmelidir?
    Mantık evliliği mi aşk evliliği mi? Peki ya ikisi birden mümkün değil mi?
    Evlenmek isteyip de evlenecek insan bulamadığını söyleyenlerin gözden kaçırdığı şey ne olabilir?
    Evlilikte eşler neden birbirinden uzaklaşır?
    Evliliği sürdüren aşk mı yoksa anlayış mıdır?
    Eşlerin evliliklerde yaptığı en yaygın yanlışlar nelerdir?
    Bu kitabı modern zamanın kıskacında can çekişen evliliklere merhem olmak, evlenecek gençlere naçizane rehberlik etmek, evliliğin  psikolojisini ve patolojisini değerlendirmek, bununla beraber evlilikte unuttuğumuz değerleri yeniden hatırlatmak amacıyla yazdım. Hayatınıza, algı ve duygu dünyanıza dokunmak niyetiyle…

    7,94
  • Dijital Psikolojik Devrim

    Dijital Göçmenler Kimler?
    Dijital Sağırlık
    Değişen Suç Tanımı!
    Dijital Kölelik
    Gerçeklik İlkesinin Yitimi
    Dijital Zombilik
    Yapay Zeka ve Aile
    Katil Robotları Durdurun!
    Dijital Ekonominin Vergi Ödemeyen Kralları!

    İletişim tasarımcısı Murat Dağıtmaç ve Nöropsikolog Şehadet Ekmen dijital dünyanın geçmişi, şimdisi, geleceği; insanlığa getirileri, insanlıktan çaldıkları ve insan psikolojisine etkilerini her yönüyle ele alan bir kitap yayımladı. “Dijital Psikolojik Devrim” adıyla Motto Yayınları tarafından satışa sunulan kitap; hem dijital devrime yetişebilmek hem de olumsuz etkilerinden korunabilmek adına önemli tavsiyeler içeriyor.
    “Başıma İcad Çıkar!”
    Kitabın önsözünde, tüketirken tükenen bir toplum olmamak için bazı ihtarlar yer almakla beraber çocuklarımıza sıklıkla kullandığımız “Başıma icat çıkarma!” sözünü “İcat çıkar!” sözüyle değiştirmemiz gerektiği de vurgulanıyor.
    Türkiye’deki Gençlerin Tüm Davranış Şekilleri Kayıt Altında
    Dünyada en çok kullanılan mesajlaşma uygulamalarının da haritalandırıldığı kitapta; sosyal ağ kullanımıyla, ülkemizdeki 16-24 yaş arasındaki gençlerin tüm davranış şekillerinin hem sosyolojik olarak hem de psikolojik olarak çıkartılmış olduğu iddiası yer alıyor.
    Sanal Alemde “Online” Olan Ölüler: Dijital Zombiler
    Ölen kişilerin sosyal medyasını aktif hale getirerek onların hâlâ hayatta olduğu ve yaşamlarına devam ettiği algısı yaratan bu çalışmalar ilk kez 2007 yılında ortaya çıkıyor. Amerika’da bir okulda ölen öğrencilerin arkadaşları ve aileleri onların Facebook’ta “yaşıyor” olarak görünmelerini talep ediyor.
    Amerika’da bulunan Eternime ve LifeNaut adlı şirketler bu alanda çalışmalarını sürdürüyor. Kişiye ait tüm bilgiler ve geçmişindeki tüm dijital hareketler veri olarak alınıyor, yapay zeka algoritması kullanılarak ölenlerin sanal alemde online olacağı yeni bir ‘SİZ’ avatarı meydana getiriliyor. Microsoft araştırma merkezinin siber ya da dijital olarak nitelediği bu yeni “siz”lerin öğrenmeye ve evrimleşmeye devam edeceğini söylüyor.
    Dijital Din / Yapay Zekânın Görünmeyen Güçlerle Ruhani Bağlantısı
    Yapay zekânın tüm iş kollarında aktif hale gelip insanları işsiz bırakacağı söylemi, kitapta daha önce üzerinde fazla durulmamış bir konunun başlığa taşınmasına sebep olmuş. “Dijitalleşen Din” adında açılan başlığın altında ilk olarak “Sosyal Medya Dindarlığı” ele alınmış. Aynı ana başlık altında ele alınan bir diğer konu ise “Dijital Dünyada Olmayan Din!”
    Yazarlar bu noktada şu soruyu yöneltiyor: “Yapay zekâlı bir robot imam olabilir mi? İmamın âkıl-bâliğ olması şartı, erkek olması şartı vb. kurallar göz önüne alındığında bu robotun arkasında namaz kılmak caiz mi?”.

    7,94
  • Dijital Sağlık Okuryazarlığ

    2000’li yıllarda Otizm tanısı almak 150/1 iken son istatistiklerde 64/1 de düştü. Nedeni araştırma konusu. Ancak şu gerçek ki yeni insan nesli dijital nesil bu zamanın yerlisi. 40 yaşın üstü ise bu zamanın göçmeni konumunda kaldı. Yeni bir göç teorisi yazmak gerekiyordu. Siberkondri; bireyin var olduğunu düşündüğü hastalıkları hakkında internet ortamında bilgi, belge ve tedavi yöntemleri araştırarak kendisine tanı koymaya çalışma ya da tedavi etme uğraşında olma durumudur. Dijital okuryazarlığı ile sağlık okuryazarlığının önemini bu olgular bize gösterdi. Ebeveyn gözetimi olmadan dijital medya kayıp bir nesle sebep olabilir. Artık hepimiz daha bilinçli olmak durumundayız.

    10,24
  • Din ve Psikoloji

    Yirminci yüzyılın en tanınmış İngiliz sosyal psikologlarından biri olan Michael Argyle’ın yurt dışında çok satan kitabı Din ve Psikoloji artık Türkçede! Kitap, din psikolojisi üzerine sıra dışı bir kitap olma özelliğini taşıyor. “Din, insan hayatının çok önemli bir parçasıdır ve psikologların bundan öğrenecek şeyleri vardır” diyen yazar, din kavramıyla psikoloji kavramını ayrı ayrı incelikle ele alıyor ve bu iki mefhumun kesiştikleri kaynak noktasına ulaşıyor. Birçok psikolog, sosyolog ve düşünürden alıntılar yapmasının yanı sıra ele aldığı konuları tablo ve grafiklerle şekil şekil gösteriyor. Psikologlar, ilahiyat öğrencileri, din psikolojisi üzerine çalışanlar veya dini derinlemesine anlama gayretinde olanlar için bulunmaz bir çalışma!

    11,90
  • Doğan Cüceloğlu / Damdan Düşen Psikolog

    Afrika kabilelerinden birinde bir bebek doğduğunda kabilenin kadınları hep birlikte ormana çekilir, o bebeğe bir şarkı yaparlarmış. Dikkatle gözlemledikleri bebeğin karakteristik özelliklerini ve gücünü ona anlatan bir şarkı… Sonra, çok sonra bir gün, hayatla başa çıkmakta zorlanıp da kolu kanadı kırılacak olursa o şarkıyı, yani kendini hatırlasın diye, Afrikalı bebek o şarkıyı dinleyerek büyürmüş… Günün birinde o şarkıyı tekrarlayamayacak kadar kendine inancını yitirdiğinde, onu tanıyan biri ona şarkısını çalarmış ıslıkla. Kendini, gücünü, öz halini hatırlar, kendine gelirmiş… Doğan Cüceloğlu aramızda bir ıslık gibi dolaşıyor… Kendi şarkısına gelince… Gizlisiz saklısız anlattı bütün hayatını. Bu kitap, damdan düşen doktoralı bir psikoloğun, düştüğü yerden doğrulurken kendine mırıldandığı şarkısının gözyaşı ve kahkaha dolu öyküsü…

    12,54
  • Düşünce Gücüyle Tedavi

    Düşündüğünüz her şeyin, yaşayacağınız her şeyin belirleyicisi olduğunu hiç düşündünüz mü?
    Louise Hay “Düşünce Gücüyle Tedavi” adı altında kaleme aldığı kitabında bu düşünceden yola çıkarak yepyeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Bu öyle bir dünya ki sevginin ve özgüvenin temelleri üzerine kurulu. Ve sevgiyle özgüvenin başaramayacağı hiçbir şey yok. Kitabı okumaya başladığınız anda, gerçekten bir şeylerin değişmesi gerektiğini farkediyor ve olumlu bir değişim içine girdiğinizi hissediyorsunuz. Bu bir tür düşünce tedavisidir. İyi, olumlu ve gerçek. Bugüne kadar başınıza gelen tüm olumsuzlukların ve hastalıkların, kendi kendinize ürettiğiniz olumsuz düşüncelerden kaynaklandığını söylüyor. Hay. Bundan sonra yaşayacaklarınızın sizi memnun etmesini mi istiyorsunuz? Bu kitabı okuyarak bir başlangıç yapabilirsiniz. Kendinizi bu dünyaya çile çekmeye ve mutsuz olmaya gelmiş bir zavallı insancık olarak değil; seven, sevilen ve mutlu olmaya layık bir canlı olduğunuz için görderilmiş bir pozitif enerji olarak düşünün.

    9,09
  • Duygusal Savrulmalardan Kurtulmak Hassas Tabiatlar İçin Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT)

    Size hiç “fazla hassas biri” olduğunuz ve duygularınızı çok abarttığınız söylendi mi? Bazen duygularınızın ağırlığı altında ezildiğinizi hisseder misiniz? Gözyaşı yağmurlarında, yakıcı öfke ataklarının ortasında, ıstırabın kucağında kalakaldığınız olur mu? Sanki bir düğmenize basılmış gibi kontrolden çıkar mısınız? O an tam da hissettiğiniz gibi davrandığınız için sonrasında pişman olur musunuz? Yorucu duyguların iniş çıkışından, sizi sağa sola savurmasından yorgun düşer misiniz? Bunların hepsi sadece “çok-hisseden” biri olmanızdan kaynaklanıyor. İyi hissetmek ve dengede kalmak için daha az hissetmeniz, kendinizi değiştirmeniz ve başkaları gibi olmaya zorlamanız gerekmiyor. Bu kitap; kendi değerlerinizi temel alarak daha sevecen, tatminkâr ve canlı bir hayat yaşamanız için ACT (Kabul ve Kararlılık Terapisi) teknikleri doğrultusunda adım adım ilerleyen bir yol haritası sunuyor. Çok-hissedenlerden misiniz? Doğru yerdesiniz!

    7,94
  • Ergen Beyin Rehberi

    New York Times Bestseller
    n
    n“Bu kitap, bütün aile için hayat kurtarıcı olacaktır.”
    nDr. Deepak Chopra
    n
    nBütün-Beyinli Çocuk kitabıyla ebeveyn-çocuk ilişkisine yeni bir bakış getiren ünlü nöropsikiyatrist yazar Dr. Daniel J. Siegel, bu kez ebeveynlere, çocuklarının hayatındaki en zorlu gelişim dönemlerinden olan ergenliği bir kazanım haline nasıl getirebileceklerini gösteriyor.
    n
    nErgenliğin özü nedir?
    nErgenlikte beyin nasıl çalışır?
    nErgenlik zorluk mudur, yoksa fırsat mıdır?
    nBu süreç boyunca kullanılabilecek pratik tavsiyeler nelerdir?
    n
    nErgenlik, zorlu olduğu kadar şaşırtıcı da bir dönemdir. Çünkü beyin, 12-24 yaşlar arasında büyük ve önemli bir değişim geçirir. Bu beyin gelişimi de gençlerin davranışlarını ve ilişkilerini etkiler. Haliyle birçok ebeveyn, ergenliğe korku ve endişeyle yaklaşır. Halbuki ergenlik, çözülmesi gereken bir problem yahut katlanılması gereken bir zorluklar dönemi değil; aslında bir cesaret ve yaratıcılık kaynağıdır.
    n
    nDr. Siegel bu kitapta, kişilerarası nörobiyoloji alanındaki önemli araştırmalara dayanarak, genç beyin fonksiyonlarını anlamanın ebeveynlere çocuklarının hayatında inanılmaz derecede önemli bir büyüme, değişim ve deneyim dönemi olan ergenlikte nasıl yardımcı olabileceğinin heyecan verici yollarını araştırıyor.
    n
    nHadi, çocuğunuzun en değerli gelişim dönemlerinden olan ergenliği hayatı için bir fırsat haline getirelim!
    n

    9,09
  • Evlenmeden Önce

    EVLİLİK BİR ÇİÇEKÇİ DÜKKÂNI GİBİ FARKLI OLANAKLAR SUNAR; ÇİÇEKLERDEN NASIL BİR BUKET OLUŞTURACAĞINIZ SİZE KALMIŞ… Eşler, evlilik öyküsünün mahrem tanıklarıdır. Evliliğinizde hayatınızın en önemli, en mahrem tanığıyla birlikte olduğunuzun farkında mısınız? Bu tanıklığın derinlerine inen gücünün farkında olmak olgunluk ister. Olgun eşler, birlikte yaşamak için değil, birbirlerini yaşamak için evlendiklerini bilirler. Evlilik yolculuğuna başlarken biricik sermaye olan sevgi, küçülüp yok olabilecek ya da büyüyüp gelişebilecek bir şeydir. Hem çok kudretli hem de zarif ve kırılgan… Büyümesi ya da zayıflayıp yok olması eşlerin birbirine nasıl tanıklık yaptığına bağlıdır. Evlilikte iki farklı öykü bir araya gelir. Sohbet eden, ilişkilerini önemseyip emek ve zaman veren çiftler “bizim öykümüz” dedikleri anlamlı ve mutlu bir öyküyü oluşturmayı başarırlar. Şimdi evli olabilirsiniz; biricik sermayeniz olan sevgiyi evliliğinizde nasıl geliştirip büyütebileceğinizi biliyor musunuz? Evlilik olgunluğunuzu geliştirmek ister misiniz? Yaşanmış evlilik öykülerinin getirdiği deneyimlerle anlamını bulmuş kavramların rehberliğinde aydınlatıcı, zevkli bir yolculuk sizi bekliyor…

    10,24
  • Geçmişin Travmalarından Kurtulmak

    Birçok kişi geçmişi açmanın zarar verici olacağını düşünerek geçmişte yaşadıklarını görmek ve duymak istemez. Bunun için de geçmişin yakasını bırakmadığını, bugünkü birçok davranışında kendini gösterdiğini fark edemez. Çünkü kişi çoktan geçmişin bugüne etkisi olabileceği fikrini zihninin en derinlerine kaldırmıştır. Bazen de kişi yaşadığı durumun anlamsızlığını görür, fark eder ancak olanın adını koyamaz. Geçmişi geride bırakmayı başaramadığında tüm yaşam enerjisini bu uğurda harcarken, acı dolu bir hayatı kendi kaderi sanır.
    Biz bu kitapla “unuttum” sandıklarınızın aslında tıpkı bir soğanın kabukları gibi açıldıkça açıldığını, açmaya başladığınızda en derinden çıkacakları sizlere göstermek istedik. Zihin de beden de yaşadığı hiçbir şeyi unutmaz. Biz biliyoruz, siz de bilin istedik. Zihnin koca bir derya olduğunu sizlere göstermek için; geçmişte masumane işlenmiş bir hatanın kişiye yıllar boyunca ödettiği kefareti, farkında olmadan kendimizi içinde bulduğumuz birbirinin aynı ilişkileri ve geçmişin yüklerinin bugüne nasıl yansıdığına dair pek çok başka örneği anlattık.
    Her bir satırda biz kendimizi çözümlerken sizlerin de çocukluğunuza inmeyi amaçladık. Bu kitabı hayatınızı okurken olaylara bir isim verir gibi, unuttuğunuz ve geçmişte bıraktığınız sen’e yeniden dokunur gibi, kendinizi yeniden keşfederken bir kez daha doğar gibi okumalısınız.
    Çünkü uyanışın ilk çağrılarına kulak verir ve bu kitabı kendi yaşamınızı ele alarak okursanız, kendi geçmişinizle ilgili muhteşem izler bulacak ve şifalanacaksınız.
    Unutmayın, bu sizin hikâyeniz ve öze dönüş yolculuğunuz…
    9,09
  • Geliştiren Anne-Baba

    ÇOCUĞUNUZ BİR KEZ ÇOCUKLUK YAŞAYACAK; BU DÖNEMİ ONUNLA DOYA DOYA YAŞAYIN. Bir anne, bana yolladığı mektupta şöyle diyor; “Çok yorgun ve sorumlulukların altında ezilmiş hissediyorum. Annem kendi dönemlerinde böyle bir yılgınlık hissetmediklerini, bu kadar sabırsız ve öfkeli olmadıklarını, bizi seyrederken bile yorulduğunu söylüyor.” Bir başkası da şöyle yazmış; “Otuz yaşında yaklaşık 4,5 ay sonra baba olacak bir baba adayıyım. Bugüne kadar geçen süre içinde baba olacağım düşüncesi üzerinde çok durmadığım için birçok şeyin farkında değildim. Ancak bugün bu düşünce üzerinde ilk adımımı attım ve daha ilk adımımda büyük bir eksik ile yola çıktığımı fark ettim. Bu sanki kutuplara keşfe giden kâşifin yanında soğuktan koruyucu kıyafetlerini almaması gibi bir hisse benziyor.” Yetişen her yeni kuşakla birlikte, onları yetiştiren anne ve babalardan da beklentiler artıyor. Toplumun gelişmesi için öncelikle ailede demokratik bir yapı kurulması şart. Bunun yolu da anne ve babaların geçmişten gelen korku kültürü kalıplarından kurtulmaları ve onur eşitliğine inanan sağlıklı gelişmiş bireyler yetiştirmeleri… Geliştiren Anne-Baba olmak için kendinizi ve çocuğunuzu tanımanız, beklentilerinizi, niyetinizi keşfetmeniz; değerlerinizi ve aile ilişkinizi sağlıklı tutmanız önemli. Bilen, anlayan, seven gözlerle yaşama bakmak kendi elinizde… Güler yüzlü, sakin, güvenen, hayata, ailesine şükür duygusu içinde bakan bir anne, bir baba olmak çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük armağandır. Çocuklar böyle bir armağanı hak ediyorlar. DOĞAN CÜCELOĞLU

    9,09
  • Gerçek Mucize Kendine İnanmaktır

    Ne mutlu olmak için ne de hayatını değiştirmek için asla geç kalmış sayılmazsın!
    Bugünü, tam da bugünü hayatının en iyi günü yapabilmek senin elinde; nefes alıyorsun, yaşıyorsun, dert sıkıntı geldi diye ölmüş sayılmazsın!
    Başarısızlıktan asla korkma, gelecek sene şu an olduğun yerde kalmış olmaktan KORK!
    Dünü unut, bitti, geçti, gitti; elinde bugün var, kıymetini bil ve hiçbir şeyi yarına bırakma!
    “Yarına bırakma, bakarsın yarın olur da sen olmazsın!”
    Unutma, yaşanmış bir an yaşanmamış bir hayalden daha güzeldir!
    Zamanı geldi, bugün o gün!
    Kadın mısın, erkek misin, çocuk musun umurumda değil!
    Kalk ve silkelen.
    Ertelemekten vazgeç, cesaretlen.
    Hayat ertelenecek kadar uzun değil dostum, bugününü sahiplen!

    9,09
  • Gerçek Özgürlük

    YAŞAMINDA KENDİSİ OLARAK VAR OLAMAMIŞ BİRİ DUYGU, DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞLARIYLA YAŞAMI ÖZGÜRCE KUCAKLAYABİLİR Mİ? “Dünya bazen kapkaranlık gözükür, insan kendini yapayalnız ve değersiz görür, bu duygular da yaşamın bir parçası. Bence sizin, sizi anlayacak biriyle konuşmaya ihtiyacınız var.” Bu kitap, gençlik yıllarımı temsil eden üniversite öğrencisi Timur ile yaşlılık yıllarımı temsil eden emekli psikoloji profesörü Yakup Bey arasında geçen sohbetlerden oluşuyor. Sevdiği kızın kendisini önemsemediğini fark etmeyen Timur ona evlilik teklif eder. Sosyoekonomik düzeyi yüksek Nesrin kibarca, “Sen ben denk değiliz,” mesajını verir. Tesadüfen Timur’la karşılaşan Yakup Bey gencin yüzünden hüznünü ve yalnızlığını anlar ve ona isterse Sahaflar Çarşısı’ndaki kitapçı dükkânına gelebileceğini söyler. Buluşmaya ve sohbet etmeye başlarlar. Bu sohbet içinde Timur kendi anlam verme sistemini, değerler sistemini, ezikliğinin kaynağını, toplumla, yaşamla ilişkisinin temellerini keşfetmeye başlayacaktır. O karşılaşmadan sonra Yakup Bey’le yaptığı sohbetlerde, kültür robotluğundan şahsiyet olmaya giden bir özgürlük yolculuğuna çıkacaktır. Bu kitapta, karşılıklı saygı içinde olan iki insanın; yaşamını, ilişkilerini, kendi anlam verme sistemini keşfedişi yer almaktadır. Sevgi mi özgürlüğe, özgürlük mü sevgiye götürür? İç yalnızlığı gözlerinden okunurken sevdiğine evlenme teklif eden, gerçek sevgiyi, gerçek aşkı sorgulayan üniversiteli bir gencin biz bilinci içinde adım adım Gerçek Özgürlük’e varışının öyküsü. Kendi yolculuğumuzu yapmak için buradayız; bu yolculukta kendimiz olabilme cesaretini bulmamız kolay değildir ama kendimiz olmadan yaşamımızdaki hiçbir şey anlamını bulamaz.

    11,39
  • Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil?

    Kadınlara “güç” altın tabakta öyle bir sunuluyor ki “güçlü olmak eşittir mutlu olmak” gibi algılanıyor. Oysa çoğu zaman öyle olmuyor. Güçlü kadınlar yalnızlıktan ve mutsuzluktan şikâyetçiler. Hem mutlu hem güçlü olmak nasıl mümkün olur? Güç, kadın ve erkek için ne anlam ifade ediyor? Problem güçlü olmakta mı yoksa gücü yanlış kullanmakta mı? “Derdini bilen dermanını çabuk bulur,” derler. O halde hep birlikte, kadınlar ve erkekler olarak, gücün ve mutluluğun izini sürelim.

    7,94
  • Günahın Üç Rengi Madalyonun Öteki Yüzü

    Genç ve yakışıklı bir gencin mazoşizmin acısıyla renklenmiş dünyası… Bu acıdan alınan haz, ölüme yaklaştıkça hissedilen doyum…

    Yaşlı, göbekli bir holding patronunun cinsel tercihi nedeniyle varoşların kasketli orta yaşlı erkeklerinde aradığı yakınlık…

    Üç kuşak boyunca sürüp gelen fahişeliğin kadının ruhunu paramparça edişi…

    Dr. Gülseren Budayıcıoğlu bu kitapta insan denen muhteşem ve bir o kadar da karmaşık varlığa ait sahici yaşam hikâyeleri sunuyor.

    Bazen dehşete kapılacak, çoğu zaman da hüzünleneceksiniz…
    devamını oku

    10,24
  • Hayat Teselli Bulmaktır

    Kemal Sayar bugüne kadar pek çok kitapla buluştu okurlarıyla, yazdığı kitaplar aracılığıyla bizlerle söyleşti. Şimdi sıra Hayat Teselli Bulmaktır’da. Bugüne kadar yayımlanan yazılarının en sevilenleri, en çok paylaşılanları bir araya getirilerek oluşturulan Hayat Teselli Bulmaktır birbirimize hoşça bakabileceğimiz bir dünyanın, insanın insanda dirileceği bir hayat anlayışının mümkün olduğunu fısıldıyor kulağımıza. Üstelik bir şairin ince dokunuşlarıyla…

    7,94