Gösterilen 2161–2180 arası toplam: 3487

  • Okul Ailede Başlar

    Bu kitabın amacı anne babalara çocuklarını hayata ve okula hazırlamada yardımcı olmaktır. Çocuk eğitiminde sıklıkla ihtiyaç duyulan temel konuları işlemeye çalıştık. Aşağıda sıraladığımız bazı başlıklar kitap hakkında bir bilgi verir sanırız.

    -Çocuk eğitiminde kreş ve anaokulu
    -Çalışan annenin sorunları
    -Boşanan eşlerde çocuk sorunu
    -Çocuk neden kendi yatağında uyumak istemez?
    -Çocuk eğitiminde disiplin
    -Çocuk neden ders çalışmak istemez?
    -Çocuk ve oyun
    -Çocuk ve televizyon
    -Çocuk ve kahraman
    -Okul korkusu
    devamını oku

    7,94
  • Okula Gitmek İstemiyorum

    Çocuğunuz için resimli bir öykü, sizin içinse bir rehber: Büyürken karşılaşacağı zorlukları aşmada çocuğunuza nasıl yardımcı olacaksınız?
    Okulun ilk günü için her şey hazır! Yeni arkadaşlar, öğrenilecek bir sürü güzel şey ve artık büyüyor olma bilinci. Fakat eğer çocuk okula gitmek istemezse ne yapmalı? Ne Zormuş Büyümek serisinin 6. kitabı Okula Gitmek İstemiyorum bol resimli ve uyaklı anlatımıyla çocuğunuzu okula alışma sürecinde cesaretlendirirken etkinlik önerileriyle de bu süreçte onunla doğru iletişim kurmanızı ve ona yardımcı olmanızı sağlayacak.

    5,64
  • Okulda Birtakım İşler & Hz. Üsame’nin Hayatı

    İnsan annesini ya da babasını kaybedince üzülür. Ama onlar şehit olduysa hüznün yanında bir sevinç de yaşar. Çünkü artık cennette onu bekleyen biri vardır. Bundan sonra geriye cennette sevdiğine kavuşmak için dua etmek ve güzel bir hayat yaşamak kalır.

    Polis annesi şehit olan Emre’nin hikâyesi, Hz. Üsâme bin Zeyd’ in hayatıyla birlikte yüreğinizi ısıtacak.

    4,49
  • Okulda İlk Gün / Kral Şakir İlk Okuma Kitabı 9

    Selam arkadaşlar ben Şakir, Herkesin bildiği şekilde Kral Şakir!
    Ben ve benim çılgın ailem bu sefer de ilk okuma kitaplarıyla maceradan maceraya koşuyoruz. Fil Necati Ağabey’in helikopteriyle sınıfımıza getirdiği yeni bir arkadaşımız var: Kirpi Cesur. Bakalım Kirpi Cesur’un okuldaki ilk gününde nasıl maceralar bizi bekliyor?

    4,795,64
  • Okulsuz Toplum

    Ivan Illich, bu eserinde okulun, statükonun korunmasına vesile olan araçlardan biri olduğundan dolayı bu prestije sahip olduğu yolundaki tezini kanıtlamaya çalışmaktadır. Ona göre günümüzdeki okullar eğitim açısından etkisiz olduğu kadar, bölücü bir nitelik de taşımaktadır.

    5,64
  • Okulun En Küçük Balığı

    Küçük Balık, okulun en küçük balığıydı. Arkadaşlarına yetişemiyor ve hep geride kalıyordu. Bir gün mercan kayalığına giden arkadaşlarını takip eden Küçük Balık, küçük olmanın ne kadar işe yaradığını keşfetti.

    5,64
  • Okuma Serüveni

    Okumak bu hayatı, salt seyircisi olduğumuz, akışını izlediğimiz, şu veya bu hedeflere koşulduğurnuz ve çoğu kez tükenmesini beklediğimiz ve artık telafi etme şansına sahip olmadığımız hayatımızı yoğun-laştırır. Edilgenliği bükerek hayatın karşısında bir seyirci olmaktan bizi kurtarır. Vakit ya da para… Bunların bahaneler olduğunu hepimiz biliyoruz. Oysa sıradanlaşmaya karşı direnmek zorundayız. Geriye dönüp baktığımızda bir çölün boşluğuyla değil, bir serüvenin yoğunluğuyla ürpermeli yüreğimiz. Hayat aldırış etmez, gözlerimizin yaşına bakmaz. Öyle ya da böyle geçiverir… Ama geçen kendi hayatımızdır, kendi ölümümüzdür izlediğimiz… Bu hayat okumayanlar için ikinci sınıf bir hayattır.

    7,94
  • Okuma Zekası (RIQ)

    • Okuma ve eğitim kavramları öylesine iç içe ele alınmış ve somutlaştırılmış ki, derinlemesine öğreniyorsunuz. Bu kitapla eğitimin ve okumanın ne demek olduğunu çok ileri boyutta öğrendim. Bu kitabı yıllar önce okumuş olsaydım; muhtemelen tıp değil de eğitim profesörü olmak isteyecektim. Prof. Dr. Ender SERİN Başkent Üniversitesi • Okuma becerilerini geliştirme, alışkanlıklarını kazandırma yönünde önce bireyi, sonra aileyi bi¬linçlendirmeyi amaçlayan bu kaynağın herkese yol göstereceği, yararlı olacağı, eğitimcilerin, ana babaların ufkunu açacağı ke¬sindir. Prof. Dr. Mukim SAĞIR Atatürk Üniversitesi • Kitabınızı iki solukta, yani iki kısa otobüs yolculuğunda okudum. Gerçekten muhteşem. Teşekkürler Selahattin Hocam… Prof. Dr. Halis OĞUZ Selçuk Üniversitesi • Çok çok yararlandığım bir kitap oldu. Adından da anlaşılacağı üzere akademik ve pratik bir kitap. Yazar, ezber bozmuş. Akademik anlamda yepyeni terminolojilerle karşılaşacak ve şaşıracaksınız. Bu kitabın okunduğu evde hayat bir cümbüşe dönüşüyor, çoluk çocuk herkes keyifle kitap okuyor, yaşamın keyif ve huzuru her yanı kuşatıyor. Okuma Zekâsı, enteresan, inanılmaz, şaşırtıcı, ikna edici, doyurucu ve keyifli bir kitap. Engin Karaman / Öğretmen • Bugün “Okuma Zekâsı” kitabınızı okudum ve ciddi bir aydınlanma yaşadım. Son zamanlarda ruhumu saran puslu havanın nedeni de çözümü de kütüphanemdeymiş meğer. Gereklilik olarak okumayı öncelik sıralamamda çok daha önlere çekip, aylık hedef belirleyip, daha disipline edilmiş bir okuma programına başlıyorum sayenizde. Selahattin Bey, gelişim serüvenime yapmış olduğunuz bu güzel katkınıza sonsuz teşekkürler. Bir gün bir şekilde sizinle yollarımızın kesişmesi dileğiyle. Gündüz Yazıcı / İktisatçı

    6,79
  • Okyanus ve Damla

    Hayatın kendisi başlı başına Rabbimize doğru bir yolculuktur; durmaksızın devam eder… Burada kalıcı olduğunu zanneden insan en büyük yanılgı içerisinde değil midir? Yaşanan küçük büyük her bir olay, her bir duygu, yapageldiğimiz her bir hata O’nu hatırlatmak içindir… Böyle olduğu için severiz hatalarımızı ve tekrar etmemek üzere azmederiz. O’nun içindir ki zora talip olur da büyük cihada girişiriz nefsimizle… Okyanus olmaya talip oluruz damla olmanın tüm çilesine katlanmayı göze alarak. Bir damlacık su “ben”lik davasından geçtiği zaman, artık içerisinde bulunduğu okyanustan haber verir; adeta okyanus oluverir… Rabbimize ait her bir hakikat damlası muhatabının gönlünde akacak mecrayı bulduğu zaman enginlere yol açmaya başlamış demektir. Kitle iletişiği araçlarıyla haberleşmenin artık çok hızlı bir şekilde sohbet kültürünün yerini almaya başladığı günümüzde, Mahmut Toptaş enginlere yelken açmaya namzet damla hükmünde, sohbet tadındaki tefekkürleriyle okurlarını okyanusun enginliğine davet ediyor. Okuru satır aralarından soyutlayarak adeta geçmiş zamanda kurulan sohbet meclislerine götürüyor; ta ki konuşulan hakikatler kalplere nakşolsun…

    6,79
  • Okyanus Yolculuğu / Pop-Up İle Keşfet (Hikayeli Hareketli Kitaplar)

    POP-UP İLE KEŞFET kitaplarının 3. Kitabı olan Okyanus Yolculuğu ile denizde yaşayan sevimli dostlarımızın merak ettiği bir soruya birlikte cevap aramaya ne dersiniz? Hareketli kitabımızda, açılan pencere ve pop-up eğlencesiyle, okyanusun sonunu keşfe çıkan beş arkadaşın heyecan dolu hikâyeleri seni bekliyor. Eğlenceli serüvenler ne güzel! Haydi sen de bizimle gel. Merak, keşif ve hayal. Tüm çocukları mutlu eder.

    11,90
  • Ölmek ne Demek? 1. Kitap

    Herkesin, eninde sonunda öldüğü böyle bir dünyada, ölüme biraz kafa yormak, bence hiç fena fikir değil!

    5,64
  • Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş

    Adı bilinmeyen bir ülkede, dünya kuruldu kurulalı görülmemiş bir olay gerçekleşir: Ölüm, o güne kadar yerine getirdiği görevinden vazgeçer ve hiç kimse ölmez. Bir anda ülkeye dalga dalga yayılan sevinç çok geçmeden yerini hayalkırıklığı ve kaosa bırakır.

    İnsanların ölmemesi zamanın durduğu anlamına gelmemektedir, ezeli bir yaşlılıktır artık onları bekleyen. Hükümetten kiliseye, sağlık kurumlarından ailelere, şirketlerden mafyaya kadar herkes ölümün ortadan kalkmasının getirdiği sonuçlarla mücadele etmek zorundadır. Ancak ölüm, beklenmedik bir kimlikle ve umulmadık duygularla insanların arasına geri döner.

    Ölüm ve ölümsüzlük karşısında insanın şaşkınlığını, çelişkili tepkilerini ve ahlaki çöküşünü, edebi, toplumsal ve felsefi anlamda derinlikli bir biçimde işleyen José Saramago, geçici olanla ebedi olanı birbirinden ayıran kısa mesafenin meseli sayılacak Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş’u, başladığı gibi bitiriyor: “Ertesi gün hiç kimse ölmedi.”

    10,24
  • Ölüm Tacirleri Organ Nakli Hakkında Gizlenen Gerçekler

    Beyin ölümü’ ve ‘organ nakli’, çağımızın ‘bıçak sırtı’ konularından biri. İlk bakışta, ‘çürüyüp gideceğine birini yaşatsın’ cümlesinin ‘mâsumiyeti’ karşısında hepimiz gönüllü organ bağışçıları olabiliriz. Hatta ‘annenin yavrusuna organlarını vermesinden daha büyük iyilik mi olur’ diye de düşünebiliriz. Lâkin bazı meseleler cümlede durduğu kadar basit ve sıradan değil. Söz konusu Allah’ın en mükerrem varlığı olan insanın hayatı olduğunda sıradan bir hüküm cümlesi kurulamaz, kurulmamalı. Bazı şeyler reklam edildiği, iddia edildiği ve tavsiye edildiği kadar basit ve sıradan da değildir. Çünkü herhangi bir yerden herhangi bir eşya alıp veriyor değiliz. Neticede konuştuğumuz konu, alanın da, verenin de, dînî, ahlâkî ve hukukî yani dünyevî ve uhrevî mesuliyetleri olan candır, hayattır, hayatiyettir. Bazı meseseler vardır ki, ahlâkî ve dînî olanla, ilgili sektörlerin tabi oldukları normlarla tezat teşkil edebilir. Organ nakli ve beyin ölümü meselesi de ‘tıp sektörü’nün baktığı kadar basit ve vak’a-i adiyeden bir mesele değil. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı, gazeteci Kemâl Özer, hastalığa ve sağlığa bakışımızı değiştirecek bu kitabında ‘beyin ölümü’ ve ‘organ nakli’ konularını masaya yatırıyor. Yaradan’ın insana verdiği bedeni “yedek parça deposu” hâline getiren 21. yüzyıl bilimine ve tıbbına farklı bir perspektiften bakmamızı sağlıyor.

    9,09
  • Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat Kıyamet ve Ahiret

    İmam-ı Gazâlî, yaşadığı döneme damgasını vurmuş bir din âlimidir. Gazâli’nin eserleri günümüzde de değerini korumakta, en çok okunan ve başvurulan İslamî temel kaynak eserler arasında yer almaktadır. Her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere güven duyulmuştur. Müslümanların ellerinden düşmeyen ve kitaplıklarında baş köşede duran bu rehber nitelikli büyük eseri, şimdi yepyeni formatla size sunuyoruz. İhyâ’u Ulûmi’d-din içinde yer alan konuların her biri, eserin orjinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak sadeleştirilerek, başlı başına birer kitap haline getirildi. “Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat” tır kitabını, İhyâ kitaplığı dizisinin ilk kitabı olarak değerli okurlarımıza sunuyoruz.

    9,09
  • Ölümcül Kimlikler

    ‘Bana içimin derinliğinde ne olduğum sorulduğunda, bunda herkesin içinin derinliğinde ağır basan tek bir aidiyetin, bir bakıma kişinin derin gerçekliğinin, doğarken ebediyen belirlenen ve artık değişmeyecek olan öz’ünün var olduğu inanışı yatıyor; sanki geri kalanın, bütün geri kalanın -özgür insan olarak katettiği yolun, benimsediği inanışların, tercihlerin, kendine özel duygusallığının, yakınlıklarının, sonuçta yaşamının- hiçbir önemi yokmuş gibi.’ Kimlik, insanın zamanın içindeki incelişinde onu dünyaya bağlayan bir ayna. Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler’de çok yönlü ve saydam bir sorgulamanın eşliğinde, aynadaki görüntünün tutulabileceğine işaret ediyor. Ölümcül Kimlikler, dünyanın yeni zamanlarında insanlığın küllerinden kuracağı düzenin temeline konan bilge bir taş.
    devamını oku

    7,94
  • Ömer Bin Abdülaziz

    Tarih araştırmacısı İmadüddin Halil, İslam tarihinin en parlak yıldızlarından olan, ilk dört halifeyi örnek alan davranışlarıyla Hulefâ-yi Râşidîn’in beşincisi sayılan Ömer b. Abdülazîz’in hayatını ve yönetim anlayışını çağımıza taşıyan bir eserle raflarda yerini alıyor. Zulmün üzerine güneş gibi doğan ve geçici de olsa zulüm karanlığını dağıtıp bataklığını kurutan Ömer b. Abdülazîz’in destansı hayatını ruhlarımıza şifa niyetine üflüyor. Ve bu büyük halifenin şahsında cisimleşen hak ve adalet kavramlarını bizlere yeniden hatırlatıyor. Büyük dedesi Ömer b. Hattab’ın izinden giden, adaleti devletin her kademesinde kaim kılan, kendi hayatında geçirdiği büyük dönüşümle her an zühd ve takva üzere yaşayan, her döneme ışık olacak bir devlet adamı profiliyle temayüz eden Ömer b. Abdülazîz’in yönetim anlayışı ve uygulamaları bugüne çok şey söylüyor. İmadüddin Halil, bu zirve karakteri tebliğ, harp ve siyaset etme yöntemleriyle, ekonomi ve maliye uygulamalarıyla, yönetim, planlama ve eğitim politikalarıyla bir bütün olarak ortaya koyuyor. Ömer b. Abdülazîz kitabı, büyük bir devlet adamının ayaklarıyla yere basa basa bu dünyadan geçtiğini ama kalplerden silinmediğini unutkan zihinlerimize hatırlatıyor. Hem akla hem de kalbe hitap eden diliyle adeta bir ders kitabı olacak şekilde hazırlanan eser, nicelikte kaybolmuş insanoğlunun yeni bir kurtuluş yolu bulması için bir rehber niteliğinde…

    9,09
  • Ömer Muhtar

    1900’lü yılların başlarında İtalyanlar gözlerini Libya topraklarına dikmişti. Bölgede Osmanlı egemenliğinin zayıflaması onlar için büyük fırsattı. Derhal Afrika’da bir sömürgecilik hareketi başlatmalıydılar. Hedef Libya’yı bir an önce ele geçirmekti. Bu uğurda her türlü kötülüğü yapmaya hazırdılar. İmkân desen zaten vardı: Tanklar, silahlar, savaş uçakları ve gemileri, hadsiz sayıda asker, erzak, para… ve dahası. Böylesine güçlü bir İtalya, Libya’yı mı işgal edemeyecekti? Edecekti ama Y-İ-R-M-İ yılını Libya çöllerinde tek bir adamı kovalamakla geçireceğini bilemeyecekti. İtalyanların bir Afrika toprağı olan Libya’yı sömürmek için çıktıkları bu sefer çok pahalıya mal oldu. Yirmi yıl süren bu kanlı savaştan geriye İtalyanların zulmü ile Libya halkını özgürlük için direnişe davet eden büyük lider Ömer Muhtar’ın ibret veren hikâyesi kaldı.

    7,94
  • Ömer’in Çocukluğu

    Muallim Naci, Ömer’in Çocukluğu’nda birçok insanın hatırlamakta güçlük çekeceği erken çocukluk dönemini hatırat şeklinde kaleme alır. Okuyucularını 1800’lü yılların İstanbul sokaklarında dolaştırır. Aile hayatından esnaf ilişkilerine, dönemin eğitim sisteminden dinî ve sosyal hayata kadar birçok konuda derinlikli tahliller yapar.

    4,49
  • Ömer’in Çocukluğu

    Ömer’in Çocukluğu, Tanzimat Edebiyatının en önemli isimleriden biri olan Muallim Naci’nin (1850-1893), sekiz yaşına kadar yaşadığı günleri anlatan bir hatıra kitabıdır. Naci, çocukluk günlerini anlatırken, içinde yaşadığı toplumun inançları, gelenekleri, hassasiyetleri konusunda pek çok bilgiyi de okuruna aktarır. Çocukluk yıllarına ait, acı tatlı tüm hissiyatını bir çocuk kalbinin samimiyeti ve saflığıyla kelimelere döken Muallim Naci, böyle bir kitabı niçin yazma gereği duyduğunu soranlara ise şöyle der:
    Bu hatıralarımı niçin yazdığımı sorsalar, herhalde hiçbir cevap vermeye gerek görmem. İçimden geldi, yazdım. Diyelim ki, Bu da bir çeşit çocukluktur!
    Edebiyat tarihimizin çocuklara yönelik ilk ve en güzel örneklerinden biri olan Ömer’in Çocukluğu, yayınlanmasından kısa bir süre sonra Almanca, Çekçe ve Rusça’ya çevrilmiştir. Eserin aslı, Sümbüle isimli kitabının sayfaları arasında yer almaktadır.

    4,49
  • Ömer’in Çocukluğu (Günümüz Türkçesiyle)

    Muallim Naci, nam-ı diğer Ömer, sekiz yaşına kadarki çocukluk hatıralarını pek sevimlice, neredeyse o yaşından anlatıyor. Babası, abisi, annesi, kedisi Fındık, Hoca Efendi, mahalledeki komşular… Bir çocuğun çevresindeki herkes var bu anlatıda. Sokakta karşılaştığı köpeğin saldırması üzerine yaşadığı korku, eve alınan oğlakla bahçede geçirdiği keyifli vakitler, oynarken düşüp yaralanması, babasıyla ders çalıştığı saatler, mektepte falakaya yatıran Hoca Efendi’den ve karanlıktan korkusu, bilmediği bir yerde kaybolduğunda duyduğu çaresizlik… Muallim Naci, hepimizin çocukluğundan tanıdığı bu duyguları öyle canlı anlatıyor ki tek başımıza gidemeyeceğimiz bir mazinin içine bizi bırakıveriyor; üstelik eski İstanbul da semtleri ve yaşayışıyla yanımızda olarak.
    Muallim Naci (Ömer) (1850-1893) Muallim Naci, Saraçhanebaşı’nda saraçlık yapan Ali Bey ile Fatma Zehra Hanım’ın oğulları olarak Fatih’te dünyaya geldi. Babasının vefatı üzerine annesi ve kardeşleriyle Varna’ya, dayısının yanına yerleştiler. Fatih Fevziye Mektebi’nde başlayan eğitimine Varna’da devam eden Naci, bir yandan medrese eğitimi görürken bir yandan da özel hocalardan Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi. Hattatlıktan icazet aldı. Muhayyelat-ı Aziz Efendi romanındaki Naci karakterinden etkilenerek bu adı kendisine mahlas olarak seçti ve ilk şiirlerini de Naci mahlasıyla bu dönemde yazdı. Tercüman-ı Hakikat’e şiirlerini gönderen Naci, Varna’dan İstanbul’a döndüğünde bu gazetenin edebi sütunlarını yönetmeye başladı. Burada yayımladığı eski tarz şiirler eski-yeni tartışmasında bir kutuplaşma yarattı ve gazetenin sahibi Ahmet Mithat’ın tepkisini çekti. Arkadaşlarıyla beraber gazeteden ayrılan Muallim Naci Saadet ve Mürüvvet’te yazılarını yayımladı; Mecmua-i Muallim dergisini yönetti. Mekteb-i Sultani ve Mekteb-i Hukuk’ta edebiyat öğretmenliği yapan Muallim Naci, Tanzimat Dönemi edebiyatımızın meşhur ve önemli simalarındandır. Yeni kültüre sahip, milli değerlere bağlı, edebiyatta eskiyi savunur görünmekle beraber dilin sadeleşmesi ve edebiyatın yenileşmesine hizmet etmiş bir yazardır. Şairliği, sözlük çalışmaları, çevirileri ve yazarlığıyla Tanzimat edebiyatının yine çok yönlü isimlerinden olan Muallim Naci’nin seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizisi’nde yer vermeyi sürdüreceğiz.

    4,49