-
Ahlak-ı Celali
Özellikle kelâm, felsefe ve tasavvufta uzmanlaşmış olan İslam âlimi Celâleddîn Devvânî’nin, Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın (1423-1478) isteğiyle oğlu Sultan Halil için yazdığı bu kitap, Nasîrüddîn-i Tûsî’nin (1201-1274) meşhur eseri Ahlâk-ı Nâsırî’den sonra Farsça ahlâk kitapları içinde en tanınmış olanıdır.
İslam Ahlâk düşüncesi ve felsefesi alanında kendi tarzında yazılan en önemli birkaç eserden biri olan Ahlâk-ı Celâlî, bu çeviriyle ilk kez Türkçe olarak yayınlanma imkânı bulmaktadır. Farsça aslından Türkçe’ye kazandırılan kitap, bundan sonra bizzat Farsça metninden yararlanamayan okuyucu ve araştırmacılara doğrudan başvuru kaynağı olma özelliğine kavuşmuş olmaktadır.
devamını oku -
Aile Ahlakı / Muhteşem Ahlak Serisi 2
Aile; toplumun temel taşı, hayatın dengesi, ayakta kalabilmenin en önemli vesilesi, ağır bir yük olan kulluk vazifesinin paylaşılması, nesillerin devamiyetinin sebebi, huzurun temini, gelen her türlü saldırılara karşı giyilen bir zırh, inanan insanların yüreğindeki en büyük hasret olan cennetin dünyadaki bir yansıması… Üzülerek şahit olduğumuz bir hakikat var ki evlilik ve arkasından kurulan en önemli kurum olan aile, her geçen gün biraz daha itibarsızlaştırılmaktadır. Ya evlilik hayatın çok sonralarına itilen bir hale dönüşmekte ya da evlilik gerçekleşip aile kurulmuşsa da bu büyük nimetin şükrü, gereği oranında eda edilememekte, çok basit ve değersiz şeylere feda edilmektedir. Bu çalışmamızda aile ahlâkı ile alakalı konuları bir araya getirerek bu mühim yaramıza biraz olsun merhem olması için bir gayret sergiledik. Aileyi oluşturan tüm tarafları Kur’ân ve sünnet rehberliğinde yansıtmaya çalıştık. Umuyoruz ki bu çalışmamız, toplumun temel taşı olan ailenin hem kurulmasına hem de korunmasına küçük de olsa bir katkı sağlamasıdır.
-
Aile Reisi Olarak Hz. Peygamber (Sas)
Ülkemizde son elli yılda Peygamber Efendimiz, hayatı ve dönemi hakkında yapılan çalışmaların sayısında ciddi bir artış meydanagelmiştir. Müslümanların Hz. Peygamber’in (sas) hayatına ilgileri, tarihî bir konuya duyulan merakın ötesinde dinlerini yaşama, değer üretme ve davranış geliştirmenin temel kaynaklarından biri olması sebebiyledir. Bu projemizle Hz. Peygamber (sas) ve dönemi hakkında yayımlanmış birçok önemli makale ile çeşitli sempozyumlarda sunulmuş tebliğleri bir araya getirerek okuyucuyla buluşturuyoruz. Böylece yirmi beş ayrı başlık altında yayımlanan bu kitaplarla akademik bilgiyi okuyucuyla buluşturma mutluluğunu yaşıyoruz. Asr-ı Saâdet Dünyası’nda yer alan kitaplar, müsamaha ve kardeşliği tekrar hatırlatmayı da hedeflemektedir. Öte yandan projemizle okuyucuya farklı görüşleri bir arada görme ve değer- lendirme imkânı sunulmaktadır. Bu kitapların okuyucunun zihin dünyasını geliştireceğine ve Sevgili Peygamberimiz’i (sas) ve dönemini daha yakından tanımasına önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.
-
-
Akıldan Kalbe Yolculuk Bediüzzaman Modeli
* Bediüzzaman, düşünce sistemini oluştururken ve inancını delillendirirken mantık ilmini nasıl kullandı? * Maddeci ve tabiatçı anlayışın ileri sürdüğü tezleri nasıl çürüttü? * Atom içi dünyalardan tevhid hakikatine nasıl bir yolculuk gerçekleştirdi? * Bediüzzaman’ın ‘iki hikmet’ analizi nedir ve neden önemlidir? Bu kitap, Bediüzzaman’ın hayret verici kişiliğini ve eserlerini anlamaya yönelik bir çalışma. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Bediüzzaman Said Nursî’nin tefekkür sistemini, kâinat görüşünü ve ulaştığı imanî sonuçları analiz ediyor. Bediüzzaman’ın eserlerini yazarken modern bilimlerin hangi metotlarından faydalandığını tespit edip Bediüzzaman’ın görüşlerini hem akademik olarak doyurucu ile hem de anlaşılır bir şekilde anlatıyor. Diğer bir deyişle, Bediüzzaman’ın hayatı ışığında, insanın “Akıldan kalbe yolculuğu”nu…
-
Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed
Bugün birbuçuk milyarlık İslam ailesinin kaç ferdi Peygamber Efendimizi tanıyor? Bunun hesabını yapmamız zor ama şunu iyi biliyoruz ki; bu koca ailenin her ferdi O’nu (s.a.v.) bilmektedir. O’nu bilenler çoğunlukta ama tanıyanların o çoğunlukta olduğunu ne yazık ki söyleyemiyoruz. O’nu bilenler O’nun ne zaman doğduğunu, ne zaman vefat ettiğini, savaşlarını, çocuklarının isimlerini, hanımlarını, hicretini, miracını ve daha onlarca şeyi biliyorlar. Çok gariptir, bu bilinenlerin çoğunu belki daha fazlasını Mekke’de O’na karşı çıkanlar da biliyorlardı. Herhalde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) amcası Ebu Leheb bizden daha çok Peygamber’in bu özel bilgilerine sahip idi. Ama onlar o yüce ruhu tanıyamadılar, tanıyamadıkları içinde tam anlamı ile tabi olamadılar ve O’na karşı oldular. İşte bilmek yalnız başına yeterli değil, o bilginin marifete, yani aşka dönüşüp sahibini tanıdığı o değerler uğruna fedakarlık yapmaya zorlamalıdır.
-
Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem) (Ciltli)
Bugün bir buçuk milyarlık İslam ailesinin kaç ferdi Peygamber Efendimizi tanıyor? Bunun hesabını yapmamız zor ama şunu iyi biliyoruz ki; bu koca ailenin her ferdi O’nu (sas) bilmektedir. O’nu bilenler çoğunlukta ama tanıyanların o çoğunlukta olduğunu ne yazık ki söyleyemiyoruz. O’nu bilenler O’nun ne zaman doğduğunu, ne zaman vefat ettiğini, savaşlarını, çocuklarının isimlerini, hanımlarını, hicretini, miracını ve daha onlarca şeyi biliyorlar. Çok gariptir, bu bilinenlerin çoğunu belki daha fazlasını Mekke’de O’na karşı çıkanlar da biliyorlardı. Herhalde Hz. Muhammed (sas) amcası Ebu Leheb, bizden daha çok Peygamber’in bu özel bilgilerine sahip idi. Ama onlar O yüce ruhu tanıyamadılar, tanıyamadıkları için de tam anlamı ile tâbi olamadılar ve O’na karşı oldular. İşte bilmek yalnız başına yeterli değil, o bilginin marifete yani aşka dönüşüp sahibini tanıdığı o değerler uğruna fedakarlık yapmaya zorlamalıdır.
-
Allah Aşkı
Ünlü bir sûfî bizlere şu müjdeyi verir: “Eğer insanlar, nasıl bir Allah’ın kulu olduklarını bir bilselerdi, sevinçten uçarlardı!”
Elinizdeki eser, işte o bilgiye ermiş, yani “nasıl bir Allah’ın kulu olduklarının” farkına varmış, seçkin insanların Allah’a olan sonsuz muhabbetlerini, onların tarifsiz Allah aşklarını dillendiriyor.
Gerçek Sevgili’nin O olduğunu, O’nun ve Elçisi’nin dışındaki sevgililerin geçici, yanıltıcı ve boş olduğunu, bu kitabın sayfaları arasında gezinirken sizler yakinen göreceksiniz.
Var olan o Allah sevginizi, bu eserde anlatılanlar daha bir perçinleyecek ve daha bir alevlendirecek… Böylece gerçek bir gönül huzuruna ve ruh dinginliğine kavuşacaksınız.
Kitapta sözü edilen ve Allah aşkıyla yanıp tutuşan o büyük sûfîlerin sözlerinden işte bir örnek:
“Ben Rabbimi sonsuz bir aşkla seviyorum! Eğer benim cehenneme atılmamı emretse, O’na olan sevgimden dolayı cehennemin alevini hissetmem! Beni cennete koymalarını ferman etse, O’nun sevgisinden dolayı oradan da bir haz almam! Çünkü O’nun sevgisi bende her şeye baskın!”
Rukıyye Hanım -
Allah Kimleri Sever
Günümüz Türkçesiyle bugüne kadar yazılmış en anlaşılır tasavvuf kitapları..
Seri, Türk insanının bu topraklara ait gerçek tasavvuf ile tanışmasını amaçlıyor.
Her iki kitap da piyasadaki diğer kitaplardan farklı. Farkı ise eserlerin seçiminde, profesyonel çeviride, çeviride kullanılan anlaşılır sade dilde, kolaylaştıran rahat sade tasarımda yatıyor.. -
Allah Resulü’nün Dostu Hıbbu’r-Resul Zeyd B. Harise
Hz. Peygamber’in (sas) insana verdiği değer, toplum içerisindeki yanlış uygulama ve bakışları değiştirme, İslâm’ın bireyle ilgili hükümlerini yerleştirme ve siyasi mücadeleler babında Zeyd b. Hârise’nin hayatını ortaya koymayı amaçladık. Kölelikten ilk Müslümanlığa yükselişin ve kıyamete kadar anılan bir ismin sahibi olarak Zeyd b. Hârise’nin Hz. Peygamber (sas) ve Hâne-i Saâdet merkezinde geçen hayatının ortaya konulmasının Siyer alanına katkı sağlayacağını düşünüyoruz.
-
Allah ve Namaz Nasıl Anlatılmalı?
Babasının ısrarlı uyarılarını dikkate almayan ve namaza karşı vurdumduymazlığı olan bir oğula babası son bir kez seslendi: -Yavrum, anlasaydın ki ömrün azdır ve faydasız gidiyor; anlasaydın ki kılacağın beş vakit namaz: Dünyada huzurun, kabir karanlığında kandilin, haşır mahkemesinde kurtuluş senedin ve beratın, amellerin tartıldığı terazide seni kurtaran sevabın, sırat köprüsünde Burak’ın, cehennemden kurtaran şefaatçin, ahirette de ebedî saâdet ve cennetin olacaktır; ne yapar yapar o namazı kılardın. Sürünerek dahi olsa ahiretin bir sandıkçası olan namaz seccadesine kendini atardın. Ne olur güzel oğlum, ölüm sekerâtı uyandırmadan önce uyan ve namaza başla. Bir daha bırakma. Senin namaza başlaman bana cennet kadar keyif verecek, başlamaman ve namazsız yaşaman da bana cehennem azabı çektirecektir. Babanı bu azaptan kendini de cehennem azabından kurtar oğlum. Babanın bu şefkatli nasihatinden mi yoksa oğlunun ikna olmasından ve insaflı düşünmesinden mi bilinmez; oğul hemen abdest aldı ve namaza durdu. Bunu gören baba da büyük bir sevinçle elhamdülillâhi Rabbilâlemin (Âlemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun.) dedi. Bir insanı daha şeytanın tuzağından kurtarmanın mutluluğunu yaşadı. Allah bütün anne-babalara bu şefkati ve sevinci; bütün çocuklara da bu sevgiyi ve saygıyı nasip eylesin.
-
Allah’a Dönüş
Büyük ruhaniyetli âlim Hâris el-Muhâsibî, Hasan-ı Basrî hazretlerinin talebesi Cüneyd-i Bağdadî başta olmak üzere birçok ünlü sûfînin hocasıdır. Abdülkâdir Geylânî ve İmam Gazzâlî gibi maneviyat üstadlarının da ilham aldıkları seçkin bir mutasavvıftır.
Bütün İslâmî ilimlerde zamanının en bilgili kişisi olarak kabul edilmiş, ayrıca kendisi ilim çevrelerince de âlimlerin ve sûfîlerin kutbu olarak görülmüştür.
İnsan psikolojisini en iyi bilen, nefsin aldatmacalarını ve ruhun hastalıklarını çok iyi teşhis eden ve nasıl tedavi edileceği konusunda son derece yetkin olan Muhâsibî, bu eserinde insanın Allah ile bağını tekrar nasıl kurabileceğinin ve insanın nasıl kendisiyle barışık hâle gelip ruh huzuruna erebileceğinin yolunu gösteriyor.
-
Allah’ın Güzel İsimleri 99 Esma-i Hüsna
“Allah’ın isimlerinden biri de VAHİD’dir. VAHİD, eşi benzeri olmayan, bir ve tek olan demektir. Bizim Allah’ımız tek bir Allah’tır. O’ndan başka Allah yoktur. Bütün çiçeklerin, bütün meyvelerin, bütün kuşların, bütün arıların, bütün yağmur tanelerinin, bütün ağaçların, bütün daplarını, bütün bulutların, bütün ayların, güneşlerin, yıldızların… Ve geceleri dua eden bütün çocukların, Allah’ı birdir. Allah, Vahid’dir.”
-
Allah’ın Güzel İsimleri 99 Esma-i Hüsna (Ciltli)
Şimdi ben sana bu kitapta Allah’ın, Peygamber Efendimiz’in (selamların en güzeli ona olsun) bize öğrettiği 99 isminin ne anlama geldiğini anlatmaya çalışacağım. Bunu yaparken, yeryüzünde gözümüzün gördüğü pek çok şeyden mesela kelebeklerden, arılardan, ağaçlardan, dağlardan, yıldızlardan, serin, tatlı suları neşe ile akan derelerden, uçsuz bucaksız okyanuslardan ve o okyanuslarda özgürce yüzen balıklardan, ormanlarda koşuşan güzel gözlü ceylanlardan, kanatlarını aça kapata uçan kuşlardan, süzülüp geçen bulutlardan, kar ve yağmur tanelerinden misaller vereceğim. Böylece biz, seninle beraber ikimiz, bu kitabın sonuna geldiğimizde, Rabbimizi çok daha iyi tanıyor olacağız. Ve birgün bize, “Rabbin kim?” diye sorduklarında, melekleri bile şaşırtacak ve mutlu edecek muhteşem cevaplar vereceğiz. “Benim Rabbim!” diyeceğiz mesela… “Yarattığı her şeylere güzel şekiller veren, çiçekleri, kuşları, arı ve kelebekleri hiçbir mecburiyeti olmadığı halde, böyle güzel yaratan MUSAVVİR’dir!”
-
Allah’ın İsimlerinin Sırları
Allah’ı sevmenin ve O’na giden aydınlık yolda ilerlemenin ipuçlarından biri de, O’nun muhteşem sıfatları ve tüm varlığını kuşatan isimlerini anlamaktır. ‘Allah’ın İsimlerinin Sırları’, kendi alanında yazılmış Havas âlimlerinin eserlerindeki seçmelerden oluşurken, Allah’ın güzel isimlerinin anlamlarını, ebced değerlerini, zikir saatlerini, manevi hayatımıza bakan yönlerini ve faydalarını gözler önüne seriyor. Esmaü’l Hüsna’yı keşfederken şimdiye kadar görmediğiniz manevi tad ve lezzetlerle tanışacaksınız. Bu sonsuz okyanusta yol almaya hazır mısınız?
-
Allah’sız Müslümanlık
“Sorgulayıp anlamaya çalıştığım, Müslüman insanı –bütün gayretlerine rağmen– geliştirmeye yetmeyen dindarlık türünün iç kıvrımlarıdır. Diliyle sürekli Allah’ı anmasına ve sürekli dini etkinliklerde bulunmasına rağmen, kendisi gibi olmayanlar üzerinde derin bir saygı ve hatta imreniş uyandıramayan Müslümanlık biçiminin, Allah’ın muradıyla örtüşeceğini düşünemiyorum. Tabii ki ‘Allah’sız Müslümanlık’ ifadesi, kâfirlik ve inkârcılık suçlaması kastıyla seçilmiş değildir. Bu isim ‘Müslüman kişinin Allah ile iletişimini geliştiremeyen dindarlık’ tanımlamasının kısaltılmışı sayılabilir. Peki, böylesi dindarlık nasıl bir şeydir?” Yıllardır dillerden düşmeyen şiirleri, senaryoları, romanları ve politik denemeleriyle tanıdığımız Ömer Lütfi Mete’den çağımızın Müslümanlığına dair “içeriden” bir eleştiri… İslam’ı nasıl yaşıyoruz ve nasıl yaşamalıyız? Onu aslında modern hayatın kimi ihtiyaçlarına göre yeniden dizayn mı ediyoruz? İslam en son ve en mükemmel din olduğuna göre, mensupları neden yüzlerce yıldır geriliğin ve ezikliğin girdabından kurtulamıyor? Allah’sız Müslümanlık, İslam’ı yaşama sorununa dair güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir ahlaki el kitabı…
-
Ana Hatlarıyla İslam Aile Hukuku
Bu çalışmamızda, medeni hukukun bir bölümü ve meşru evlilik yolunda atılan önemli bir adım olan evlenme ile boşanma konularına yer verilmiştir. Şöyle ki; iki bölümden oluşan çalışmamızın ilk bölümünde evlenme akdi ve hukuki sonuçları ele alınmıştır. Öncelikle hemen hemen bütün toplumlarda rastlanan ve değişik âdet ve biçimlerde de olsa bütün toplumlarda sosyal bir olay olarak önem taşıyan nişanlanma konusu işlenmiştir. Akabinde evlenme akdinin unsur ve kuruluş şartları, evlenme engelleri, denklik, kadının mali hakları kapsamında mehir ve nafaka, bâtıl evlilikler çerçevesinde muvakkat ve müt’a nikâhı ile doğum ve neticeleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise evliliğin sona ermesi ve hukuki sonuçları ele alınmıştır. Bu kısımda boşanma öncesinde alınması gereken tedbirler, erkeğin boşama yetkisi ve bu çerçevede Kur’ân ve sünnete uygun boşama çeşitlerine temas edilmiş, sonrasında kadının birlikte yaşamak istemediği eşinden hangi yollarla ayrılabileceği üzerinde durulmuş, akabinde de iç iradenin bulunmadığı durumlarda meydana gelen boşamaların geçerliliği tartışılmıştır. Son kısımda da iddet, hidâne, iddet nafakası, miras, mut’a gibi boşanmanın hukuki sonuçları üzerinde durulmuştur.
-
Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 1
Bu çalışmanın hedef kitlesi her şeyden önce genelde ilimle ve İslâmî ilimlerle, özelde de tarih ve İslâm tarihiyle ilgilenen ve “okuyan” kişilerdir. Ayrıca İslâm tarihi dışındaki dinî ve sosyal bilimlerle meşgul olan okurların siyasî tarihi bilmeden doğru değerlendirmeler yapmaları zordur. Zira ictimaî, ilmî, iktisadî hayatın, siyasî hayattan doğrudan etkilendiği ve bu ilimlerin siyasî hadiselerden bağımsız olarak gelişmedikleri kabul edilen bir gerçektir. Dolayısıyla Tefsir, Kelâm, Fıkıh, Tasavvuf ve Felsefe gibi disiplinlerde okumalar yapanların, inceledikleri dönemlerin siyasî hayatını bilmeleri gerekmektedir.
-
Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 2
Unutulmamalıdır ki, Hulefa-i Raşidin dönemi Hz. Peygamber’den (sav) sonraki İslâm tarihi sürecinin en önemli kısmına tekabul etmektedir. Gerek ilk Müslümanlar’ın siyasî, sosyal ve dinî faaliyetleri, gerekse İslâm dininin pek çok kıtada yayılış tarihinin iyi ve doğru anlaşılabilmesi, bu zaman diliminin sağlıklı bir şekilde anlaşılmasıyla doğrudan ilgilidir. Kanaatimizce bütün bir İslâm tarihi sürecinde olduğu gibi, ilk dönem hadiselerinin de aynı şekilde hiç bir ön yargı taşımadan, samimi gayretle açıklanmaya ihtiyacı vardır.
-
Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 3
İslâm tarihinde Muaviye b. Ebû Süfyan’ın Hz. Hasan’dan halîfeliği devralmasıyla başlayıp Mervan b. Muhammed’in öl-dürülmesine kadar geçen döneme Emevî Asrı adı verilir. Gerek Hz. Peygamber (sav) devrinde yaşamış sahâbe ile ondan sonraki nesil arasında bir zaman köprüsü olması, gerekse bu süreçte meydana gelen hadiselerin Müslüman-ların zihninde derin izler bırakmış olması sebebiyle, Emevîler devleti İslâm tarihinin üzerinde en fazla tartışma yapılan dönemini teşkil eder. Bu tarihi sürece dair akademik, entellektüel ve popüler ilgi ve alâka günümüzde de etkisini sürdürmektedir.