-
Kurana Göre Dört Terim
İnsan, İlah’ın ne olduğunu, Rabb’ın ne anlama geldiğini, İbadetin neden ibaret olduğunu, dinin neye dendiğini anlamazsa, şüphesiz, Kur’an-o Kerim’in tamamı onun gözleri önünden, manasından hiçbir şey anlaşılmayan, gelişi güzel bir söz yığını gibi geçer gider. Bu durumda da Tevhid’in hakikatini bilemez; şirkin mahiyetini kavrayamaz. İbadetini Allah’a tahsis etmeye gücü yetmediği gibi, dininde de ihlasla Allah’a yönelemez. Bu dört terimin ifade etmek istediği mana, şahsın zihninde kapalı, karışık kalırsa ve onların manaları hakkında insanın bilgisi noksan olursa, tabi ki ona Kur’an-ı Kerim’in hidayet ve irşad adına sunduğu şeyler de karışık görünür. Kur’an-ı Kerim’e inanmakla beraber inancı ile bütün amelleri noksan kalır.
-
Kuranda Adı Geçen Peygamberlerin Hayatı
Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen peygamberlerle ilgili pek çok kitap bulunmaktadır. Ancak maalesef bunların çok azı doğru ve güvenilir bilgilere dayanılarak hazırlanmıştır. Ebu’l Hasan en-Nedvi, İslâmî yayınları takip edenlerin yabancı olmadıkları bir isimdir. Kendisi bu kitabı yazma amacını şu şekilde ifade etmektedir: “Peygamber kıssalarından sizlere anlattıklarımız bizim uydurup anlattığımız şeyler değildir. Onların hepsi Yaratan’ın Kur’an-ı Kerim’de anlattığı kıssa ve öykülerdir.” Elinizdeki bu kitap, her yaşta ve seviyedeki insana seslenmekte olup özellikle gençlerin zevkle okuyacağı bir niteliğe sahiptir
-
Kuranda Adı Geçen Peygamberlerin Hayatı
Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen peygamberlerle ilgili pek çok kitap bulunmaktadır. Ancak maalesef bunların çok azı doğru ve güvenilir bilgilere dayanılarak hazırlanmıştır. Ebu’l Hasan en-Nedvi, İslâmî yayınları takip edenlerin yabancı olmadıkları bir isimdir. Kendisi bu kitabı yazma amacını şu şekilde ifade etmektedir: “Peygamber kıssalarından sizlere anlattıklarımız bizim uydurup anlattığımız şeyler değildir. Onların hepsi Yaratan’ın Kur’an-ı Kerim’de anlattığı kıssa ve öykülerdir.” Elinizdeki bu kitap, her yaşta ve seviyedeki insana seslenmekte olup özellikle gençlerin zevkle okuyacağı bir niteliğe sahiptir
-
Kuranda Karakter İnşası
Modern çağda ulvi yönelişini kaybeden insan, tarihte yaşanan cahiliye devirlerini aratacak derecede özünden kopmuş, Yüce Yaratıcı’nın bahşettiği erdemleri elinin tersiyle bir kenara itmiş, süfli hedefleri doğrultusunda inşa ettiği profan dünyada nefsi ve şeytanıyla baş başa kalmış ve böylece dünyayı kendisine zindan etmiştir.
Artık insan, içine düştüğü bu buhrandan kurtulmak için özeleştiri yapmak, kendisini yeniden tanımak ve tanımlamak, maddî ve manevî varlığını; olumlu ve olumsuz yönlerinin farkında olarak en sahici ve samimi bir biçimde yeniden inşa etmek zorundadır. Bunu yaparken de kendisini bir amaç doğrultusunda yaratan, onun zafiyet ve erdemlerini en iyi bilen Yüce Yaratıcı’nın hakikat çağrısı olan Kur’an’ın ışığında hareket etmek mecburiyetindedir. Çünkü vahye alternatif olarak ileri sürülen seküler ‘izm’ ve ideolojilerin, insanlığı günbegün nasıl bir uçurumun kıyısına sürüklediği artık herkesçe malumdur.
İnsan, nasıl ki, sağlıklı bir hayat için havaya, suya ve gıdaya muhtaç ise mutlu ve faziletli bir yaşam için de vahye muhtaçtır. O, kendi varlığını, var edicisinden; fazilete giden yoldaki tekâmülünü de vahiyden ve Hz. Peygamber’in rehberliğinden bağımsız düşünemez, düşünmemelidir.
Tefsir ilminin yanı sıra Din Psikolojisi ve Din Eğitimi gibi alanlardan da istifade edilerek kaleme alınmış inter disipliner bir çalışma olan Kur’an’da Karakter İnşası’nda Doç. Dr. Yasin Pişgin, vahyin karakter inşa metodunu “aklın inşası”, “kalbin inşası” ve “davranışların inşası” olmak üzere üç ana başlık altında derinlemesine analiz ederken modern devrin insanına, ahlakî erdemlere ulaşma ile sonuçlanan tatbiki bir metot sunuyor.
devamını oku -
Kuranı Kerim ve Yüce Meali Bilgisayar Hatlı Cep Boy Fermuarlı
Kuranı Kerim ve Yüce Meali Bilgisayar Hatlı Cep Boy Fermuarlı 1. Kalite Şamua Kağıt, 2 Renk Ofset Baskı… Elmalılı Hamdı Yazır Meali… Sadeleştiren..: KASIM YAYLA ( Mısır El-Ezher Üniversitesi mezunu) Dünyada En Kolay Okunan Bilgisayar Hattı ile Hazırlandı… Seçilen yazı hem estetik hem de harflerin temel karakterlerini koruyan ve kolay okunmalarını sağlayan özel bir hattır… Harekeler ait oldukları harflerin hemen altında ya da üstünde sıralanmış, özellikle okumaya yeni başlayanlar hareke karışıklıklarına meydan vermeyecek şekilde düzenlenmiştir… Sayfa üstlerinde kullanılan kılavuzlarda surelerin ve cüzlerin isimleriyle beraber numaraları da verilerek okuyucunun aradığı sure ve cüz’ü numarasından da rahatlıkla bulabilmeleri amaçlanmıştır… Her bir sure başlığında, surenin adı, nazil olduğu yer ve ayet sayısı, rakam ve yazı ile belirtilerek sure hakkında bir ön bilgi verilmiştir…
-
Kuranı Kerim ve Yüce Meali Bilgisayar Hatlı Rahle Boy
Kuranı Kerim ve Yüce Meali Bilgisayar Hatlı Rahle Boy 1. Kalite Şamua Kağıt, Lüks Sıvama Cilt, 2 Renk Ofset Baskı… Elmalılı Hamdı Yazır Meali… Sadeleştiren..: KASIM YAYLA ( Mısır El-Ezher Üniversitesi mezunu) Dünyada En Kolay Okunan Bilgisayar Hattı ile Hazırlandı… Seçilen yazı hem estetik hem de harflerin temel karakterlerini koruyan ve kolay okunmalarını sağlayan özel bir hattır… Harekeler ait oldukları harflerin hemen altında ya da üstünde sıralanmış, özellikle okumaya yeni başlayanlar hareke karışıklıklarına meydan vermeyecek şekilde düzenlenmiştir… Sayfa üstlerinde kullanılan kılavuzlarda surelerin ve cüzlerin isimleriyle beraber numaraları da verilerek okuyucunun aradığı sure ve cüz’ü numarasından da rahatlıkla bulabilmeleri amaçlanmıştır… Her bir sure başlığında, surenin adı, nazil olduğu yer ve ayet sayısı, rakam ve yazı ile belirtilerek sure hakkında bir ön bilgi verilmiştir…
-
Küresel Direnişçiler
Küresel bir din olan İslam’ın mensupları Müslümanlar elbette küresel düşünecekler, elbette küresel dertleri olacak ve küresel ölçekli direniş hatları oluşturacaklar. Dünyanın farklı coğrafyalarındaki Müslümanlar barış ve huzur için direniyor. Bazen kantarın topuzunu kaçırıyor, bazen haddi aşıyor, bazen feci yenilgiler de alıyor. Ancak direniyorlar. Kora kor direniyor, mücadele ediyor, koy vermiyor, boş vermiyorlar. Gazeteci yazar Mustafa Uzun, direniş erleri ile uzun süredir görüşüyor, konuşuyor, kucaklaşıyor. Avrupa’nın göbeğinde görüştüğü direnişçiler de oldu, Afrika’nın içlerinde, Gazze’nin sokaklarında, Moro’nun dağlarında, Patani’nin ormanlarında da kucaklaştığı liderler oldu. Kimi silahını konuştururken çoğunluğu kalemini, fikrini, kamerasını konuşturuyor. Hepsinin silahı farklı ancak hepsi yürekten konuşuyor. Farklı alanlarda uzmanlaşan bu şahısların arasında Cumhurbaşkanı da var, Başbakan da. Şehit yürekler de var, küresel şer odakları tarafından terörizm iddiasıyla aranan isimler de. Tarihe düşülen kayıtlar bu kitapta…
-
Küresel Krizden Çıkış İslam İktisadı
İslâm, faizi yasaklayarak paranın üretime aktarılmasını temin eder. Üretim de istihdâmın yolunu açar. İslâm; infak, zekat, sadaka gibi kavramlarla zenginle fakir arasında muhteşem bir muvâzene tesis eder. Böyle bir toplumda burjuva ve proleterya diye iki ayrı sınıf oluşmaz. Bunun içindir ki, İslâm cihan devletlerinin hâkimiyet yıllarında -kapitalizmden korunmak için komünizmin ortaya çıkması gibi- varlığını İslâm karşıtlığı üzerine bina eden bir sistem zuhûr etmemiştir. Kapitalizmi kuran ve koruyan irade, İslâm’ın üretim ve istihdam merkezli yapısının sömürüye son vereceğini bildiğinden dolayı, İslâm’ı esas alan yönetim şekillerinin iktidardan uzaklaştırılması için her türlü yola başvurmaktadır. 2008 krizi göstermiştir ki, dünya ekonomisi faizi merkeze alan bir anlayışla daha uzun zaman yoluna devam edemez. Müslümanlar, emperyalist güçlerin büyük güç kaybettiği II. Dünya Savaşı sürecinde hazırlıklı olsaydı bugün siyasi noktada olduğu gibi iktisâdi alanda da refah düzeyini yakalayan bir “İslâm Dünyası” ile karşı karşıya olurduk. Kapitalizm’in sürekli ulusal ve küresel krizlere girdiği bir zamanda Müslümanlar, hem mevcût iktisâdi yapıya hem de İslâm iktisâdına vâkıf ilim adamları yetiştirebilirse yeni dünya, İslâmî ilkeler esas alınarak kurulacaktır. Emeksiz kazanç olan faizi, sömürüyü, değişim aracı olan parayı, niçin faizin haram, neden ticaretin meşru olduğunu, faizin enflasyonla münâsebetini, bir ülkenin İslâm’a ait olup olmamasına göre faizin hükmünün değişip değişmeyeceğini, çıkış yolu olarak faizsiz finansın nasıl ve neye göre tesis edileceğini anlatan, altı ana başlık, bir lahika ve sonuçtan oluşan bu kitap, kapitalizmin kriz nöbetlerine girdiği bir dönemde insanlara kurtuluş için İslâm İktisâdı’nın niçin tek seçenek olduğunu anlatmaya taliptir.
-
Kurt Kanunu
“Kurtlukta düşeni yemek kanundur” korkusunu her an enselerinde hissederek yaşayan köşeye kıstırılmış, kendileriyle ve geçmişleriyle, içinde bulundukları zamanla hesaplaşan insanları anlatıyor Kemal Tahir, Kurt Kanunu’nda. Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen “İzmir Suikasti” olayına karışan ve karıştırılanların dramı olarak da okunabilecek roman, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgasını ve tasfiye sürecini de acımasız bir yalınlıkla ve özeleştiriyle ortaya koyuyor. Esir Şehir Üçlemesi’nde taşıdığı umudu Yol Ayrımı’nda yitirmeye başlayan Kemal Tahir, Kurt Kanunu’nda mücadelenin kime ve neye karşı yapıldığının pek de öneminin kalmadığı günleri “hayal kırıklığını satır aralarına gizleyerek” ustalıkla betimliyor.
-
Kurt Olmak İsteyen Kuzu / Kabına Sığmayan Hayaller Dizisi
Pedro, “Haydut El Lobo” şehre her geldiğinde korkup saklanmaktan bıkmıştır ve cesur bir plan yapar…
-
Kürt Sorunu Ya Tam Kardeşlik Ya Hep Birlikte Kölelik
Kürt Sorunu… Ülkemizin kanayan yarası… Sadece son 30 yılda 40 binden fazla cana mal oldu, binlerce köy boşaltıldı, milyonlarca insan yerinden oldu. Onlarca söz söylendi, kararsız bazı adımlar atıldı, ancak yeterli irade gösterilemedi, çabalar yarım kaldı.
Kalıcı ve gerçekçi çözüm bambaşka bir perspektif gerektiriyordu çünkü. Bölgenin hemen her karışını bilen ve hayatını bu sorunun çözümüne adayan ünlü Kürt aydını Altan Tan yılların birikimini kaleme aldı.
Altan Tan düşünce ve siyaset dünyasının aşina olduğu bir isim. 12 Eylül sonrasında insanlık dışı muamelelerin adeta karargâhı durumuna gelen Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde gördüğü işkence sonrasında hayatını kaybeden babası Bedii Tan’ın acısı belki de Güneydoğu ve Kürt sorununa farklı bir gözle bakmasına yol açtı.
Türkiye’deki muhafazakâr ve dindar hareketlerin Kürt Sorununa ısrarla uzaktan ve resmi görüş çizgisinden bakmaları Altan Tan’a göre sorunun kangren hale gelmesinin en önemli sebeplerinden biri. 1991 seçimleri öncesinde Güneydoğu’da ciddi bir destek devşirmiş, ümit verici bir zemin yakalamış olan RP’nin MÇP ile ittifaka girmesi sebebiyle ciddi bir fırsat kaçırılmış oldu. Oysa yazara göre sorunun çözümü tam da buradan, İslami anlayıştan neşet edebilir; İslam dini içindeki ümmet anlayışı, tüm milletlerin dilsel ve kültürel haklarını koruma altına alan barışçıl yorumuyla sadece bizim ülkemizin değil, tüm bölgenin etnik problemlerini çözebilirdi; ve hâlâ da çözebilir.
Altan Tan geç kalmış bir Kürt ulusalcılığına da mesafeli duruyor. Bir yüzyıl öncesinin gözde kavramlarının bugünkü koşullara uygulanmasını gereksiz ve Kürt halkını geriye götürecek bir çaba olarak görüyor. Bununla birlikte Kürt ulusalcılığının kapsamlı bir tarihçesini vermekten de geri durmuyor.
600 sayfayı aşkın bir kaynak kitap hüviyetindeki çalışma Türkler ve Kürtler arasındaki ilk münasebetlerden Osmanlı dönemindeki özerk yapılanmaya, Kürt edebiyat ve folklorundan isyanlarına, II. Meşrutiyet’in Kürtler nezdinde ki etkilerinden İttihat ve Terakki yönetimine, Cumhuriyet dönemi olaylarına, Kürtlerin Türkiye’deki sağ ve sol düşünce içinde siyaset yapma biçimlerinden İslami bir Kürt hareketinin mecra bulma imkânına, “federasyon mu, bağımsızlık mı, yoksa demokratik Cumhuriyet’te entegrasyon mu?” tartışmalarına uzanan kuşatıcı bir inceleme sunuyor.
devamını oku -
Kurt ve Kuzgun / Çaldıran Kılıçların ve Şiirlerin Savaşı
Cihanı titreten bir hükümdar, Yavuz Sultan Selim… Doğuya nam salan şahların şahı, Şah İsmail… Yüzünü batıdan sonra doğuya döndüren Osmanlılar… Her geçen gün biraz daha güçlenen, güçlendikçe de sesi yükselen Safeviler… Ve dünyanın kaderini değiştiren bir savaş, Çaldıran… Osmanlı’ya doğunun kapılarını açan savaşın, en zorlu çarpışma anlarında güle oynaya ölüme yürüyebilen adsız kahramanlar, Karatuğlar… Ve Osmanlı’nın geleceğine damga vuran casusların piri, Vehimi! Tarihi romanlarıyla yüz binlerce okuru geçmişin şanlı zaferleri ve heyecan dolu sahneleriyle buluşturan ödüllü yazar Okay Tiryakioğlu, Çaldıran Muharebesi’nin 500. yılında bugünkü Ortadoğu haritasının temellerini atan savaşı yazdı. ÇALDIRAN… Yalnızca kılıçların değil, şiirlerin de en güçlü silahlar kadar etkili olduğu kıran kırana bir mücadele…
-
Kurtarma Araçları / Dünyayı Öğreniyorum
Duru ile Demir, o gün Tahsin Usta’nın tamirhanesini ziyarete gittiler. Tahsin Usta kurtarma araçlarını tamir etmede çok becerikliydi. Kurtarma araçlarını merak eden Duru ile Demir, Tahsin Usta’yı dikkatle dinlediler. Tam eve dönecekleri sırada Duru’nun bisikletinin lastiği patladı. Duru ile Demir eve nasıl döneceklerdi acaba?
-
Kuş Masalları
Evvel zamana gidelim
Kalbur samanı geçelim
Yolumuz uzun ama
Kuş olup da göçelim.
Varalım dağlar diyarına
Binelim bir kuş kanadına
Menzilimiz çok ama
Konalım yedi dağa…
Çocuk edebiyatının sevilen kalemi Şermin Yaşar
Kuş Masalları ile tüm okurlarını
gönül dağlarında dolaştırıp iyiliğin, şefkatin, hoşgörünün,
sevginin ve barışın şarkısını şakımaya davet ediyor.
Çocuklar ve çocukluğuna tutunanlar
bu masallar sizin için. -
Kuşatma 1453
Bir çağı kapayıp başka bir çağ açan İstanbul’un fethi, imparatorlukların ve insanların kaderinde farklı yankılar buldu. Zafer ve yenilgi kutuplarında birbirine zıt öyküler tarihin o unutulmaz anında buluştu. Kuşatma ve fetih, sadece siyasi manevralar, mezhep çatışmaları, askerî hazırlıklar ve çarpışma değil, aynı zamanda sultanların, imparatorların, paşaların ve askerlerin şahsî öyküsü anlamına geliyordu. Stratejik bir deha ve olağanüstü bir komutan olan, aynı zamanda yedi dil konuşup dönemin âlimlerinin terbiyesinden geçen, Avnî mahlasıyla şiirler yazan II. Mehmed, sultan ve fatih olmanın ötesinde iç hesaplaşmaları, tereddütleri, duygusallıkları olan yirmi bir yaşında bir gençti. “Kuşatma 1453” romanı, dünya tarihini değiştiren İstanbul’un fethinin ve fatihinin öyküsünü sürükleyici bir kurgu ve zengin tarihsel verilerle anlatıyor. *** Konstantiniyye şehri ile sınırlı hale gelen Doğu Roma İmparatorluğu’nun çaresizliği, Latin istilasının Bizans halkında bıraktığı nefret ve bezginlik, gökten inecek Meryem’in şehri koruyacağı efsaneleriyle kendilerini avutan insanlar ve düşmanın hayal bile edemeyeceği donanmalara sahip genç sultan… Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden, tarihin orta yerine saplanmış bir kılıç gibi duran muhteşem kuşatmayı soluk soluğa okuyacaksınız. “Bu kuşatma başarısız olursa eğer, muhaliflerinin babana gösterdikleri hoşgörüyü sana göstermeyeceklerini seziyorsun. Kaybedeceğin itibar kaybıyla tahtında uzun süre oturamayacağının hesabını yapmaya başlıyorsun. Böyle umutsuzluğa kapıldığın zamanlarda Peygamber’in, ‘Kostantiniyye, bir gün feth olunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır’ hadisini hatırlıyor, o komutanın sen olabileceğine dair muhteşem hayallere kapılıyorsun. Yüreğinde müthiş bir güç buluyorsun o anlarda. İşte şimdi yine durmuş, terli bedenin soğuk odanın içinde süratle soğurken, üzerini giyinmen için seni uyaran hizmetkârlarını duymuyorsun bile. Sonra savaş planları ve yeni baştan çizdirip durduğun haritaların üzerinde tekrar ince hesaplara gömülüyorsun…”
-
Kuşların Dili
Gülücük Çocuk Kitapları Dizisi içinde kültürümüzün temel klasik eserlerini sadeleştirerek yayınlamayı amaçlıyoruz. Mantuku’t Tayr, Feridüddin Attar’ın en bilinen eseridir. Kuşların bir yolculuğa çıkmaları ve yaşadıkları ilginç olayları anlatıyor bu kitap. Şiirimizin ve çocuk edebiyatımızın önde gelen yazarlarından Cahit Zarifoğlu’nun “Kuşların Dili” adıyla yeniden yazdığı bu kitabı çocuklarımızın severek okuyacağına inanıyoruz.
-
Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?)
Teknoloji, hayatımızın her alanında rol çalarken kusursuz bir dikkat mümkün mü? Her an, her yerden âdeta uyaran bombardımanına maruz kaldığımız günlük yaşamlarımızda odaklanmanın ve dikkati sürdürmenin püf noktaları var mı? Dikkatimizin sınırları nereye kadar genişleyebilir? Dikkat sürecimizi yöneterek nasıl daha yaratıcı ve üretken olabiliriz? Okuduğumuzu daha iyi anlayarak okul ya da iş hayatlarımızda nasıl daha başarılı olabiliriz?
Chris Bailey her birini kendi yaşamında deneyimleyerek kaleme aldığı önerilerinden oluşan Kusursuz Dikkat’te, tüm bu soruların yanıtlarını veren bir dikkat sistemi öneriyor. Dikkat dağıtıcıların kontrol edilebildiği ve dikkatimizi istemli olarak “ne”ye yöneltip yöneltmeyeceğimizi bizim belirlediğimiz bir ortamda, kaliteli ve gerektiği kadar uzun süreli odaklanabilmek sadece bazı alışkanlıkların kazanılmasına bağlı. Kusursuz Dikkat, okuma deneyiminiz boyunca farkındalığınızı devrede tutarak, bütün dikkat dağıtıcılara rağmen kendi dikkatinizin kodlarına ulaşacağınız pratik ve uygulanabilir bir toparlanma süreci vadediyor.
“Bailey, bu pratik ve yaygın olarak uygulanabilir rehber kitabında dikkat dağınıklığını; iş dünyası ve modern yaşamı hemen hemen her yönüyle rahatsız eden yaygın bir sorun olarak tanımlıyor. İşlerin hızla aktığı bir iş yerinde, dikkatlerinin kontrolünü yeniden kazanmak isteyen okuyucular için bu kitabın okunması bir zorunluluktur.”
—Publishers Weekly“İlgi çekici bir kitap… Bailey bu kitabı yazarken, önüne fotoğrafımı koyup beni seyirci olarak etiketlemiş olabilir. Kusursuz Dikkat, dikkat alanımın sınırlarını tanımama ve çevreme odaklanmayı daha pratik hale getirmemde çok yardımcı oldu. Bailey, görevlerinize yeniden nasıl yaklaşmanız gerektiğini, önceliklerinizi belirleme yollarını ve kopuklukları en aza indirebileceğiniz yöntemleri gösteriyor.”
—New York Times, Kişisel Gelişim sütunu -
Kusursuz Piknik
Çağdaş Türk hikayesinin önde gelen temsilcilerinden Cihan Aktaş, yeni kitabında toplumumuzun çeşitli kesimlerinden, değişik yaş gruplarından, türlü konum ve rollerdeki kadınların hayatlarında bakılmayan, bakılsa da görünmeyen alanlara, inceliklere çeviriyor keskin bakışını. Kusursuz Piknik’teki hikayeler, çağdaş dünyada ve toplumumuzda kusur hakkı tanınmayan kadının sırtına yüklenen “kusursuzluk” beklentisinin farklı görünümleri olarak karşımıza çıkıyor.
-
Kutü’l-Amare & Kut Almış Ordunun Zaferi
Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli cephelerinden biri hiç şüphesiz Irak Cephesi’dir. Bu cephenin en stratejik kazanımı ise “yenilmezlikleriyle” nam salmış İngilizlere karşı elde edilen Kutü’l-Amare Zaferi’dir. Osmanlılar açısından bu önemli zafer büyük bir moral kaynağı olmuş, elverişsiz koşullara ve yetersiz kaynaklara rağmen İngilizlerin inadını sebatla kırmayı başarmışlardır.
• I. Dünya Savaşı’nda Irak Cephesi’nin, dolayısıyla Kutü’l-Amare kuşatmasının önemi nedir?
• Irak Cephesi’ndeki muharebelerin yapıldığı coğrafya askerî anlamda hangi özelliklere sahipti?
• İngiliz ve Osmanlı ordusunun bu cephedeki askerî/sosyal durumu kuşatmadan önce ve sonra nasıldı?
• Kutü’l-Amare kuşatması hangi koşullar altında, nasıl cereyan etti?
• Zafer öncesinde Osmanlı Kıtaatı Kumandanı Halil Kut Paşa, İngiliz Kuvvetleri Kumandanı General Charles Townshend’e gönderdiği mektupta neler yazıyordu?
• İngilizler, esirleri mukabilinde Halil Kut Paşa’ya rüşvet teklif etmişler miydi?
• Zafer sonrasında yerli ve yabancı basında ne tür haberler yayımlandı?
Askerî tarih alanında yaptığı çalışmalarla dikkatleri üzerine çeken araştırmacı/yazar Erhan Çifci Kut Almış Bir Ordunun Zaferi/Kutü’l-Amare adını verdiği bu eseriyle; muharebeyi hazırlayan fiziki/sosyal koşulları, her iki tarafın savaşın seyrini değiştiren aktörlerini, savaşın safha safha, nasıl cereyan ettiğini ve sonuçlarını bir film senaryosu tadında kaleme almıştır. Çifci çoğu ilk kez bu eserde yayınlanacak haritalar, belgeler ve fotoğraflar eşliğinde muharebenin her safhasını konuyla alakalı yerli/yabancı pek çok kaynağı mukayeseli biçimde gözden geçirip, hamasetten uzak ve objektif bir bakış açısıyla yazarak bu alandaki önemli boşluğu doldurmuştur.
-
Kutü’l Amare 1916 & Olaylar, Hatıralar, Raporlar
“Kûtü’l Amâre, Çanakkale Savaşı’ndan sonra Britanya İmparatorluğu’nu zora sokan; politikalarını altüst eden ve imparatorluğun yenilmezliği inancını sarsan, dünya hâkimiyetine inanmış Britanya kamuoyunu şüpheye, hatta kaosa sürükleyen büyük bir zaferdir.”
İlber OrtaylıI. Dünya Savaşı’nın iklim ve coğrafî şartları göz önüne alındığında en zorlu cephesi; Irak… İngiliz-Hint garnizonuyla dört bir tarafı çevrilmiş Bağdat’ın 160 kilometre güneyinde bir kasaba: Kut…
İngiliz komutan Charles Townshend’in kolaylıkla bertaraf edileceğini düşündüğü Türk ordusunun, Nurettin, Halil ve Ali İhsan paşalar komutasında kazandığı efsanevi zafer: Kutü’l Amare…
KÛTÜ’L AMÂRE 1916: Olaylar, Hatıralar, Raporlar, görkemli Kûtü’l Amâre zaferi hakkında birçok ilim adamının katkılarıyla ortaya çıkmış zengin bir çalışma. Mehmet Yaşar Ertaş ve Hâcer Kılıçaslan tarafından hazırlanan, İlber Ortaylı ve Azmi Özcan’ın yazılarıyla başlayan kitapta, bu kutlu zafer, çeşitli cepheleriyle ele alınmış; akademik bir hassasiyetle aydınlığa kavuşturulmuştur.
Bu kitapla, Türk ordusu için büyük bir muvaffakiyet, Britanya için ağır bir hezimet olan Kutü’l Amâre zaferinin, hak ettiği unutulmazlık payesine kavuşacağını düşünüyoruz.