Gösterilen 1101–1120 arası toplam: 3487

  • Geschichten aus dem Leben der Mütter der Gläubigen und der Gefährtinnen des Propheten

    Geschichten aus dem Leben der Mütter der Gläubigen und der Gefährtinnen des Propheten

    Die Frau gilt seit Jahrhunderten als Erzieherin der Kinder und eine Stütze für ihren Ehemann. Mit einem liebevollen Gesichtsausdruck, einer warmherzigen Berührung und Worten der Fürsorge ist sie eine Partnerin, die das Leben verschönert und die Unebenheiten des Weges und die Last der Arbeit erleichtert.

    Sie ist eine Schwester, die sowohl in guten als auch in schlechten Zeiten des Lebens zur Seite steht…

    Sie ist eine Tochter, die ihr Zuhause mit Glückseligkeit und Freude erfüllt und das Augenlicht der Eltern ist…

    Jedoch hat sich die Auffassung der Araber aus der Zeit der Unwissenheit in den Köpfen der Menschen verankert, welche die Frauen geringschätzten, deren Stellung missachteten und sie nicht an ihrem allgemeinen Leben teilhaben ließen.

    Die Geringachtung von Mädchen und das lebendige Begraben von Töchtern war damals eine Praxis, die im edlen Quran thematisiert wird.
    Allah, der Erhabene, sagt darin: Wenn einem von ihnen die frohe Botschaft von der Geburt eines Mädchens verkündet wird, bleibt sein Gesicht finster, und er hält seinen Grimm zurück. Er verbirgt sich vor den Leuten wegen der schlimmen Nachricht, die ihm verkündet worden ist. Soll er es trotz der Schmach behalten oder es in die Erde stecken? Wie böse ist, was sie urteilen! An Nahl, 16:58-59

    An einer anderen Stelle sagt Allah s.w.t. : …und wenn das lebendig begrabene Mädchen gefragt wird, wegen welcher Sünde es getötet wurde,… At Takwir, 81:8-9

    In der Tat gab es eine Minderheit, die derartiges Übel verrichtete und sogar stolz darauf war. Allerdings bedeutet das nicht, dass dies eine allgemeine oder weit verbreitete Tradition war. Denn in der Vergangenheit, behandelte der Mann seine Gattin auch respektvoll und liebte sie, war eifersüchtig und beschützte sie.

    Wenn ihre Helden in heftige Schlachten zogen, so behielten sie ihre Gattinnen, Schwestern oder Mütter stets in ihren Gedanken und in ihren Herzen.

    Sie waren darin bestrebt, ihren Frauen ihre Tapferkeit und ihren Kampfgeist zu beweisen.

    13,80
  • Geschichten aus dem Leben des Propheten Muhammad (s. a. s.)

    Liebe Mütter und Väter,

    ob jung oder alt – alle Menschen sollten das Leben unseres Propheten (s.a.s.) kennenlernen, der von Allah (s.w.t.) damit beauftragt wurde, den Menschen die letzte Offenbarung zu überbringen. Denn diese Nachricht, die unser Prophet (s.a.s.) brachte, ist der einzige Weg zur Rettung der Menschheit. Es ist wichtig für uns, wie der Gesandte Allahs (s.a.s.) , der als Barmherzigkeit für das gesamte Universum entsandt wurde, diese Offenbarung verstand und sie in seinem Leben umsetzte.

    Diese Buchreihe besteht aus vier Werken: „Das Leben des Propheten Muhammad (s.a.s.)“, Der Charakter des Propheten Muhammad (s.a.s.)“ und „Geschichten aus dem Leben des Propheten Muhammad (s.a.s.)“ von Hamit Yolcu sowie „Die Gefährten des Propheten Muhammad (s.a.s.)“ von Muhammed Emin Yildirim.

    In dieser Reihe wird die Ära, in der unser Prophet (s.a.s.) und seine Gefährten (die Sahaba) lebten, in Anlehnung an Informationen aus Sahih-Werken, in kindgerechter Weise beschrieben.

    7,48
  • Gezegen Gezginleri / Kral Şakir İlk Okuma Kitabı 8

    Selam arkadaşlar ben Şakir, Herkesin bildiği şekilde Kral Şakir!
    Ben ve benim çılgın ailem bu sefer de ilk okuma kitaplarıyla maceradan maceraya koşuyoruz. Fil Necati Ağabey’e dünyanın döndüğünü anlatmak için neler yapılabilir sizce? Mirket Ağabey’in yeni icadı bizi bu defa uzayda yaşanacak maceralara taşıyacak.

    4,795,64
  • Gizemli Sorular

    Okuyacağınız bu eser, sık sık kendisi ile konuşan X’in; insanlık macerasının tamamına tanıklık etmiş insan dışı bir “ruhani varlık” olan Z’ye yönelttiği soruları ve cevaplarından oluşmaktadır.

    Birçok yerde soruyu soranın veya cevap verenin siz olduğunu düşünebilirsiniz. Buna şaşırmayın. Çünkü sonuçta hayat hepimizin müşterek alanıdır. Birimizin aklına takılan bir soru, pekâlâ diğerimiz için de çözümlenmesi gereken bir problem olarak zihnimizi meşgul ediyor olabilir. Yani birimizin derdi hepimizin derdi. Çünkü bu sorgulama, aslında hepimizin öyküsüdür.

    Gezinin rotasını belki siz çizmediniz ama eminim ki sizi de keyiflendirecek çok manzaralar izleyecek, farklı tecrübelerle zihinlerinizi aydınlatacak; belki sorularınızı azaltacak, belki de yeni sorulara kapı açacaksınız. Bizim ömrümüz ve bu ömürde ürettiğimiz sorular/cevaplar kısacık olabilir ama insanlığın ortak hafızası, ortak cevapları bu küre üzerinde geçirdiğimiz tarih kadar yaşlıdır. Ve bu eser de o ortak cevaplardan günümüze dek gelen, bugüne de hitap eden tecrübelerden bir demet sunuyor hepimize…

    Bu, çoğu kere ikili ve bazen -kendi katılımınızla- üçlü diyaloga üçüncü veya dördüncü kişi olarak siz de katılabilirsiniz. Eğer siz de, ruhlarınızı, evrenin gizemli alanlarında bir geziye çıkarmak istiyorsanız, buyurun! Yolculuk başlıyor…

    9,09
  • Gizemli Yazar Per

    Bu kitap yazmanın, hayal etmenin, çizmenin, üretmenin, arkadaşlığın neşeli taraflarını ve iyileştirici gücünü çocuklara göstermek için kaleme alındı. Burası bir yaşlı bakım merkeziydi. Per de birçok yaşlı gibi burada kalıyordu. Sorsanız kalmazdı ama ona soran da olmamıştı zaten. Kimi kimsesi yoktu. Ne oğlu ne kızı ne kardeşi ne de tombalak bir torunu. Bu yüzden kendini yapayalnız, bir başına hissediyordu. Fakat son zamanlarda tuhaf bir uğraş bulmuştu. Aslında tam 87,5 yaşındaydı ama şu sıra okula yeni başlayan çocuklar kadar heyecanlıydı! Bu uğraş, onu on iki yıl, üç ay, beş gün gençIeştirmişti. Nasıl mı? Bilmem ki, bana da bunu Per söylemişti. Hatta, “Sevdiğin şeyleri yapmak, kozadan yeni çıkmış bir kelebek gibi hissettirir,” de demişti.

    9,09
  • Gizli İlimler Hazinesi

    Gizli İlimler Hazinesi kitabını soluksuz okuyacaksınız, okurken de çok derinden sarsılacaksınız çünkü bilim, gizli ilimler ve kainatla ilgili tüm ezberlerinizi unutturacak bir eserle karşı karşıyasınız. Bu öyle derin bir çalışmadır ki insanlığa bilim ve teknoloji hakkında söylenen tüm yalanları yerle bir edecek. Kitabı incelediğinizde bu derin çalışmanın okuyucusuna hakikatlerin kapısını aralayan, gerçek bilimi yani teknolojinin ulaştığı son noktayı gösterdiğini anlayacaksınız. Hatta bu konuda üstü örtülmüş gerçekleri ve bilimin de ötesini sizlere öğrettiğine emin olacak ve hayretler içinde kalarak gerçek bilgilere şahit olacaksınız. Ve iddia ediyoruz kitabın sayfalarının arasında kaybolduğunuzda böyle sıra dışı bir kitapla daha önce hiç karşılaşmadım diyeceksiniz. Öyle ki okuyacağınız bu eser paralel evrenler, zamanda yolculuk, galaksiler arası seyahat, yapay zeka, astroloji, gizli ilimler, transhümanizm, dünya dışı zeki yaşam ve simyayla ilgili akıl sınırlarını zorlayacak gizemli ve derin açıklamaları, kaynaklarıyla, belgeleriyle ve akıcı üslubu ile ortaya koymaktadır. Şimdi şaşırmaya ve heyecanlanmaya hazır mısınız? Heyecanlanacaksınız, hayretler içinde kalacaksınız çünkü gerçek ilimle zihniniz aydınlanacak. Gizli İlimler Hazinesi’ni okuduğunuzda da gerçek bilgiyi gözlerinizle ilk defa göreceksiniz. Öyleyse kadim bilgiler yüzleşmeniz için sizi bekliyor!

    10,24
  • Gizli Özne

    “Hasta çocuklar yoktur, hasta aileler ve hasta toplumlar vardır!”

    Matemli bir evde bir çift kahve fincanı kırılır ve biri genç, biri yaşlı iki kadının zihninde iki farklı geçmiş canlanır. Şaibeli bir şekilde hayatını kaybeden Reha’nın nişanlısı Revnâ, yetiştirme yurdunda büyümüştür ve üç yaşında yaşadığı korkunç deneyimi geçmişinden kaçarak unutmaya çabalıyor, yüzleşemediklerinin bedelini nöbet geçirerek ödüyordur. Oğlu Reha’yı ansızın kaybeden ve “Gizli Özne”nin anlattığı Bihter’se bir ailenin içinde büyümenin ağırlığını doktorların çözemediği bir yöntemle hafifletecektir.

    Biri ait olmak, diğeri kendisi olmak isteyen, yolları hiç beklenmedik bir şekilde kesişen bu iki kadın için aşk, aile, evlilik, hayat çok farklı anlamlara gelir.

    Nihan Kaya’nın ses getirmiş romanı Gizli Özne gözden geçirilerek tekrar yayımlanırken, yazar aşkı, aileyi, evliliği ve hayatı kendine has üslubuyla iki farklı bakış açısıyla ele alıp sorgulamaktan da kaçınmıyor.

    “Bihter gelinliğinin etekleri çamurlu sokakları süpürürken bunları düşünüyordu. Üzerindeki gelinlikten gelin olduğu anlaşılan bir genç kız, tek başına beklediği İETT durağından otobüse bindi. Beyaz bir gelinliğin kabarık bir eteği, bir İETT otobüsünün dar basamaklarına sığmadı. Bir gelinlik kuyruğu süründüğü bir otobüs zemininde tozlandı. Bir otobüste bütün yolcuların gözü, içeriye yalnız binen bir geline takıldı.”

    9,09
  • Gılgamış Destanı

    Batı medeniyetleri topluluğu asıl kaynağını M.Ö Beşinci yahut Dördüncü binin Mesopotamyasının verimli topraklarında,ilk medeniyet merkezi kurup kendilerine yurd yapmış olan Sümerlilerin ülkesinde bulmuştur.Konar-göçerlikten, yerleşerek tarımla,zanatla uğraşan,üreten,ticaret yapan bu insanların toplum yapısı karmaşıklaşırken,bölgedeki bu filizlenen tutum yepyeni bir dönem olarak tarihe damgasının basmıştır.
    Sümerlilerin en önemli edebi başarısı Gılgamış Destanı,benzerleri gibi ilkin sözlü gelenek halinde iken,Üçüncü binde yazının bulunmasıyla da tarihin en eski yazılı edebiyat başarısı olduğunun izlerini, bize ilk kez, Asurbanipal’ın kütüphanesinin öreninden 1875de çıkarılan levhalarla göstermiştir.

    5,64
  • Göç, Din ve Siyaset Avrupa’da Milli Görüş

    İşçi göçü anlaşmalarıyla Avrupa’ya başlayan göç sürecini en iyi tanımlayan ifade adeta bir motto niteliğinde: “Biz işçi istedik, onlar insan gönderdi.” Sayıları kısa sürede milyonlara ulaşan göçmenlerin yarım asırlık tecrübesi göç, din ve siyaset bağlamında ele alınacak çalışmalara yönelmeyi zorunlu kılıyor. Sahip olduğu üye potansiyeli ile Avrupa’nın en büyük İslami sivil örgütlenmesi olarak kabul edilen Milli Görüş teşkilatı bu anlamda araştırmacılar için önemli veriler sunuyor. Konu itibariyle ilk olma özelliğine sahip bu kitap, Avrupa’da Milli Görüş tecrübesini tarihsel süreç ile birlikte anlatmasının yanında, geniş saha araştırmasıyla da güncel verilere sahip.

    7,94
  • Göçün ve Kentin Siyaseti & MNP’den SP’ye Milli Görüş Partileri

    “Göçün ve Kentin Siyaseti -MNP’den SP’ye Milli Görüş Partileri-” başlığı altında 1969’da Prof. Necmettin Erbakan liderliğinde Milli Nizam Partisi (MNP)’yle başlayıp, bir koluyla Saadet Partisi (SP)’yle devam eden, diğer koluyla AK Parti’yle peşpeşe iki defa iktidar olan siyasi çizginin hikayesini konu edinir. Bu kitapta sosyolojik temel gelişmeler takip edilerek Milli Görüş hareketinin Türk siyasetini ve Türk siyasetinin Milli Görüş partilerini nasıl etkilediği anlatılmaya çalışılmıştır. Türkiye’nin yaşadığı tecrübe hem İslam dünyası için önemli bir kaynak hem “Batı-dışı modernleşme” için yol gösterici bir zenginliktedir.

    11,39
  • Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu

    Hayat ne biriktirir bizim için?
    Kırık dökük aşklar, yaşanmamışlıklar, olmamışlıklar, bir çocukluk anısına teğellenmiş hüzünler, aşkın sonsuz bekleyişleri, ayrılıklar, kentler, köyler, yollar, rüzgârlar, gündoğumları, biraz keder, biraz da neşeyle çatılmış evler… Hayat bizim için saklamaya hazır olduklarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız olanları ve bizi büyütecekleri, bizi biz edecekleri biriktirir…

    Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu gidenler için bir ağıt, kalanlar içinse bir şiir, biriktirilmiş insan öyküleri…

    Şermin Yaşar, Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu’nda o çok özlediğimiz “insan”a bütün görkemiyle geri döndürüyor bizi. Hazırlayın yüzünüzü. Gülüşünüzün yanına biraz da keder koyun, okurken biraz ondan alacaksınız, biraz bundan. Kıtlama çay içer gibi…

    9,09
  • Göğü Yere İndirelim

    “Buradaki işim bitti. Yıkılacak yeni duvarlar bulabilmek için artık uzaklara uçmalıyım.” Durmadan başını belaya sokan Deniz, ailesinin de isteğiyle bir Öğrenci Değişim Programı’na katılır. Fakat bir yanlışlık sonucu kendisini Afrika’da bir kabilede bulur… Peki ya Deniz kabile yaşantısına uyum sağlayabilecek midir? Bu yolculuğun sonunda gerçekten bir değişim yaşayacak mıdır? Yoksa babasının anlattığı masalda geçen, yükseklerde kanat çırparak denizin ortasındaki duvarı görünmez kılan alaca kuş, Deniz’in yaşamına da mı konacaktır? Bu yolculukla birlikte dostluğun, kardeşliğin, birlikte yaşamanın ve paylaşmanın önemini kavrayacak Deniz, bizi de gökkuşağının ardına; umuda ve sevgiye götürecek…

    6,79
  • Gök Kubbenin Altında

    “Birçok insan ‘gök kubbemiz’i kaybettiğimizin henüz farkında bile değilken yolculuğumuzun ilk adımı olarak ‘Nerede yitirdik, nasıl bulacağız?’ sorusunu sormak çok önemli. Genellikle büyük gelenekler gücünü yitirdiğinde iki şey olur: Ya soru sormayı unuturlar ya da asıl soruları atlayıp tali meselelerde kaybolurlar. Bir medeniyet gerçek soruları sormayı bırakıp tali meselelerle oyalanıyorsa artık kendisini de kaybetmeye başlıyor demektir. Etrafına inşa edilen, kendine yabancı, başka birine ait ve suni bir yapının farkında bile değildir.” Elinizdeki kitap İbrahim Kalın’ın 2021 yılında katıldığı on iki bölümlük Kendi Gökkubbemiz programında anlattıkları ile bugüne kadar çeşitli dergilere verdiği bir dizi söyleşiden oluşuyor. Titiz bir yayıma hazırlık sürecinden sonra yazar tarafından düzenlenerek genişletilen bu çalışma, okuyucusunu gerçek soruların etraflıca konuşulduğu bir yolculuğa davet ediyor. Elbette yan yollara sapılıyor, detaylara giriliyor, parantezler açılıyor ama vurgulanan hep kendi gök kubbemizin idrakine varmamız oluyor. Gök Kubbenin Altında’yı okurken siyaset ve felsefe eserleri kaleme alan, müzik, spor ve fotoğrafla ilgilenen bir entelektüel olarak İbrahim Kalın’ın farklı disiplinleri nasıl bir araya getirdiğine dair çocukluğundan günümüze pek çok hatırasına ve değerli tecrübelerine şahit olacak, kendinizi uzun soluklu bir sohbetin içinde bulacaksınız.

    7,90
  • Göksultan (Karton Kapak)

    Yakın tarihimize yönelik araştırmalar çok fazla değildir. Özellikle Osmanlı’nın son yüzyılı detaylı araştırılmalı, yazılmalıdır. Bu alanın uzmanı araştırmacılar yetiştirilmelidir. Son dönemde Abdülhamid Han’a dair eserleriyle öne çıkan yazar Ozan Bodur, 2. Abdülhamid Han’ın hayatı ve şahsiyetini ele alan bu eseriyle alandaki büyük bir boşluğu da doldurmuş oluyor. Eser, okura bazı sorular soruyor ve cevaplarının peşine düşürüyor: 2. Abdülhamid Han; bizim için ne ifade eder? Veya şöyle açıkça soralım; biz neden 2. Abdülhamid Han’ı severiz, vefatının üzerinden bir asır geçmesine rağmen asla eksilmeyen bir tutkuyla neden ona karşı muhabbet besleriz? Dindar, ferasetli ve basiretli bir padişah olduğu için mi yoksa reformist, atılımcı ve yenilikçi bir devlet adamı olduğu için mi? Belki de hepsi ya da hiçbiri… Şurası muhakkak ki milletimizin sinesinde ona karşı duyulan sevginin yegâne sebebi icraatları ve eserlerinden ziyade onun verdiği kavgadır. Devletin her yönden kuşatıldığı bir dönemde “yeniden nizam-ı âlem” diyerek ortaya koyduğu şuurdur. Zaten kendisinin zihin dünyasını kavramak da buradan geçer. Çünkü “Abdülhamid Han’ı anlamak” dediğimiz şey o döneme dair alelâde ayrıntıları bilmekten öte onun verdiği mücadelenin özüne vâkıf olmakta saklıdır. İşte Ozan Bodur, Mostar Yayınları’ndan çıkan ve iki cilt olarak tasarlanan Göksultan adlı çalışmasının ilkinde tam buraya parmak basıyor. Bizleri, 2. Abdülhamid Han’ın şehzadelik yılları, sultan oluşu, devlet erkini tekrar düzenlemesi ve hilafet siyaseti ile zihin dünyasına dair alışılagelmiş biyografi çalışmalarından farklı olarak bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. Kemal Tahir’in dediği gibi: “Bazıları tarihî roman yazar; bazılarıysa tarihi, roman gibi yazar!”
    9,09
  • Göktanrı’nın Gölgesi Oğuz Kağan

    Oğuz Kağan Destanı, en eski iki destanımızdan birisi olmasının yanında Oğuznâmeler içerisinde en ihtişamlısı olanıdır.

    Okurken her satırından, hatta her kelimesinden ayrı lezzet aldığımız; millî duygularımıza hayat veren, bizi destanlar çağına alıp götüren Oğuz Kağan Destanı’nın biri Uygur harfli diğeri Farsça kaleme alınmış iki önemli kaynağı vardır.

    Esasen Oğuz Kağan Destanı deyince hemen hepimizin aklına Uygur harfli metin gelir. İslâmiyet tesirinden uzak bu metin şiir şeklindedir ve metin başından, ortasından, sonundan eksiktir.

    Uygur harfli Oğuz Kağan Destanı oldukça bilinir olmasına rağmen, maalesef Farsça kaleme alınmış Oğuz Kağan Destanı’nın bilinirliği çok sınırlıdır. Nedendir bilinmez Oğuz Kağan Destanı’nın bu versiyonu bir nev’i üvey evlat muamelesi görmüş gibidir!

    Türk Milleti’nin her yitik edebî hazinesini gün yüzüne çıkarıp özellikle gençlerimizin istifadesine sunmayı kendisine vazife edinmiş birisi olarak Farsça yazılmış Oğuz Kağan Destanı’nı modern bir romana çevirmeye karar verdim. Elinizdeki tarihi roman böylelikle ortaya çıktı.

    Bu yeni Oğuznâme artık sizlere, Türk Milleti’ne emanettir.”

    6,79
  • Göl İnsanları

    Türk edebiyatında köy hayatına ve köylülüğe “içeriden” bakışın ilk örneklerinden sayılabilecek Göl İnsanları için Nâzım Hikmet, Kemal Tahir’e yazdığı 13 Mart 1941 tarihli mektubunda, “Senden o kadar defa dinlediğim, âdeta birçok satırlarını başlarken sonunu getirecek kadar hatırladığım ilk hikâyeyi yine büyük bir lezzetle, iştiha ile ve gururla okuyorum,” demektedir; 7 Mayıs 1941 tarihli mektubunda ise düşüncesini açık ve değişmez bir biçimde ortaya koyar: “Hiç endişeye düşme Göl İnsanları Türk edebiyatının en güzel dört hikâyesi olarak kalacaktır.”

    10,24
  • Gölgelerin Peşinde: 50 Portre

    Her insan, ayrı bir hikâyedir. Ve her hikâyeden alınacak büyük dersler ve ibretler vardır. İnsanların gölgelerini dikkatle takip ettiğinizde, atılan her adım ve bırakılan her iz, size yeni bir şey öğretir. Gölgelerin Peşinde, Mağrib’den Doğu Türkistan’a kadar, İslâm coğrafyasının farklı ülkelerinden, bambaşka serüvenlere sahip 50 şahsiyetin ayrıntılı portresini içeriyor. Siyasetçiler, askerler, sanatçılar, lider eşleri, iş adamları, kanaat önderleri, akademisyenler… Aralarında çok ünlüler de var, belki ismini hiç duymadıklarınız da. Taha Kılınç, hepsinin birbirinden dikkat çekici hayat hikâyelerini anlatırken, ait oldukları bölgenin yakın ve uzak tarihindeki kırılma noktalarına da atıflarda bulunuyor. Böylece her bir isim, kendi ülkesinin ve döneminin tanığına dönüşüyor. Her bölümün sonuna eklenen “ileri okumalar” başlıklı kitap tavsiyeleri ise, merakını uzun soluklu araştırmalara dönüştürmek isteyen okurları, İslâm dünyasının dününde ve bugününde keyifli bir yolculuğa davet ediyor.

    9,90
  • Gönül Doktoru

    Şehirli bir çocuk olan Orhan yaz tatilinde akrabalarının yaşadığı köye gider, köyü ve köylüleri kısa zamanda çok sever. Kendi yöresel diliyle konuşan temiz kalpli köylüler, tarlalar, bahçeler, yeşillikler, hayvanlar, sürekli çalışmakla geçen bir hayat… Bütün bunlar Orhan’a bambaşka bir dünyayı tanıtmıştır. Orhan, arkadaşı Mıstık’la tarlalarda bahçelerde dolaşırlar, hayvanları otlatırlar. Köyün imamı Selim Hoca, her meseleyi Peygamber Efendimizin hayatından örnekler vererek çözer, yanlışları düzeltir. Selim Hoca ile tanışınca Orhan’ın dünyası değişir. Onun, tatlı diliyle Peygamberimizi anlatarak nice insanları etkileyip değiştirdiğini görür. Selim Hoca, tam anlamıyla bir Gönül Doktoru’dur. Bu romanı okurken, köy hayatını yaşayacak ve Gönül Doktoru olmanın güzelliğini hissedeceksiniz.

    6,79
  • Görev ve Yetkileri Açısından Hz. Peygamber

    “Her tanıyan bilir, ama her bilen tanımayabilir.’’ Biz bu ifadeyi, Efendimiz (sas) karşısındaki durumumuz için de söyleyebiliriz. Bugün iki milyara yakın İslam ailesinin kaç ferdi gerçekten Peygamber Efendimiz’i hakkıyla tanıyor? Bunun hesabını yapmamız zor ama şunu iyi biliyoruz ki bu koca ailenin her ferdi onu (sas) bilmektir. O’nu (sas) bilenler çoğunlukta, ama tanıyanların o çoğunlukta olduğunu ne yazik ki söyleyemiyoruz.
    Hz. Peygamber’i (sas) bilenler O’nun (sas) ne zaman doğduğunu, ne zaman vefat ettiğini, savaşlarını çocuklarının isimlerini, hanımlarını, hicretini, miracını ve daha onlarca şeyi biliyorlar. Çok gariptir, bu bilinenlerin çoğunu belki daha fazlasını Mekke’de ona (sas) karşı çıkanlar da biliyorlardı. Herhalde Hz. Peygamber’in (sas) amcası Ebû Leheb bizden daha çok Peygamberin bu bilgilerine, hatta doğumu ve çocukluğu devresinin nice hadiselerinin bilgisine sahip idi. Yine o gün Mekke’de nice isimler bu tarz bilgileri biliyorlardı. Ama onlar, o yüce ruhu tanıyamadılar, tanıyamadıkları içinde tam anlamı ile tabi olamadılar ve ona (sas) karşı oldular. İşte bundan dolayı diyoruz ki bilmek yalnız başına yeterli değil, o bilginin marifete, yani gerçek manada tanımaya dönüşüp, bazı güzelliklerin hayatlara hâkim olmasına vesile olmalıdır

    6,79
  • Görevimiz Kodlama / Kral Şakir İlk Okuma Kitabı 11

    Selam arkadaşlar ben Şakir, herkesin bildiği şekilde Kral Şakir! Ben ve benim çılgın ailem bu sefer de ilk okuma kitaplarıyla maceradan maceraya koşuyoruz. Fil Necati Ağabey hepimize börek siparişi vermeye söz verince yine olanlar oldu. Tabii bir de şehirdeki börekçi bize çok uzak olunca, iş yine Profesör Mirket’e düştü. Bakalım Profesör Mirket’in Karabaş adındaki Drone’una börek almaya gitmesini nasıl kodlayacağız…

    4,795,64