-
Davetçiye Notlar / Davetçinin Yol Azığı
Bu kitap, İslâm davetçilerinin karşılaşabilecekleri sorunları çözümlemek, Rabbânî olarak yaşarlarken gelmesi muhtemel saldırılara Allah’ın yardımı ile karşı koyabilmek için gerekli olan imânî özelliklerden bahsetmektedir. Bu kitapta anlatılanlar açıkça gösteriyor ki, İslâm davetçilerinin kurtuluşu ancak rabbânî olmalarıyla mümkündür. Davetçilerin karşılşatıkları zorlukların, sapmaların temelinde, başkalarına tebliğ ettikleri şeyleri kendilerinin yapmamaları, bu tebliğden kendi nefislerini etkileyememeleri gerçeği yatıyor. Şunu özellikle ve öncelikle bilelim ki davetçi başkalarından önce kendisine önem vermelidir. Başkalarını düzeltmek için ayırdıkları vakitden daha fazlasını kendilerine ayırmalıdırlar. Çünkü kendisini güzel bir şekilde eğitip, terbiye eden kimse, kendisini unutup başkasını terbiye etmeye çalışandan daha üstündür. “Ey Kardeşlerim! Kur’an’ı kalplerinize hakim kılın ki, toplumunuza da hakim kılabilesiniz.”
Fethi Yeken
-
David Bowie / Küçük İnsanlar Büyük Hayaller
Tasarımcılardan sanatçılara, bilim insanlarından yazarlara bu özel kişilerin hayat hikâyelerini keşfedin. Hepsi hayalleri olan küçük çocuklardı ve büyüyüp inanılmaz işler başardılar. David Bowie en başından beri gerçek bir yıldızdı. Okuldayken dansta ve müzikte çok iyi olduğunu kanıtladıktan sonra ilk müzik grubunu kurdu, yaptığı işlerde hiçbir zaman kalıplara sığmadı. Büyüdüğünde de hem yeteneği hem de kostümleri ve sahnedeki duruşuyla izleyenlerini etkileyerek harika bir müzisyen ve büyüleyici bir performans sanatçısı olduğunu kanıtladı.
-
Deccal Tabakta
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Derneği Genel Başkanı Kemal Özer’in kaleme aldığı Deccal Tabakta olay yaratacak bir kitap. Gıdalarımız üzerinde oynanan kirli oyunu ve bu oyunun soğukkan-lı deccalî oyuncularını deşifre ediyor. İnsanlığın en ivedi ve hayati meselesi olan gıda emperyalizmini, Allah’ın yarattığı tertemiz gıdalarımızın nasıl kirletildiğini mercek altına alıyor. Umudu da hiçbir zaman elden bırakmayarak okuyucuya ‘ gerçek kurtuluş’ reçeteleri veriyor.
Günümüzde şeytanın rolünü, gıdayı silah olarak kullanan dev tröstler üstleniyor. Cennet için yaratılmış ruh ve bedenimize müdahale etmek, fıtratımızla, genlerimizle oynamak istiyorlar. Amaçları, minicik bebekleri, insan denen o güzel halifeyi ‘organizma’dan ‘mekanizma’ya dönüştürmek. Onlar acımasız, para da çok umurlarında değil. Sahip olmak, her şeye sahip olmak, kıyametten sonra da yaşamak arzusundalar. Yaratılışın sırrına vakıf olamadıkları için, yaşam kaynağı tohumları ele geçirmek ve kirletmek istiyorlar.
Rockefeller, Rothschild, Monsanto, Cargill, IMF, Dünya Ticaret Örgütü, CFR, Bush ya da Obama fark etmiyor. Hepsi ‘organik’ olarak birbirine bağlı. ‘Dünyanın kurtuluşu’ olarak sundukları ise hibrit, transgenik, ebter ve genetiğiyle oynanmış tekno-gıdalar. Kadınları kısırlaştıran, çocukları hasta eden, çiftçileri köleleştiren, doğayı mahveden kirli, ucube, haram gıdalar… “Bu şeytani gıdaları yemektense şerei bir şekilde ölmeyi tercih ederim” diyorsanız bu kitabı okuyun. Çünkü Deccal Tabakta sizi vicdanınızla baş başa bırakıyor. -
Deccal’in Askerleri
Da Vinci’nin Şifresi kitabıyla dünyayı sarsan Sion Tarikatı’nın hiç anlatılmamış yüzünü, Türkiye’deki faaliyetlerini ve gelecek planlarını okuyacak, büyü ve cinleri kullanan metafizik istihbaratın operasyonlarını, şifrelerini ve daha birçok sırrına ilk defa böylesine derin bir şekilde şahit olacaksınız. Kaynaklarıyla beraber okuyacağınız bu eser, size gerçek siyasetin ve savaşın illegal yüzünü gösterecek. Devletler ötesi casusluk savaşları, medyaya düşmemiş, daha doğrusu saklanmış operasyonlar, olaylar ve isimler hepsi bir arada. Bu kitapta yazanları okuyup anlattıkça insanlar “Bu kadar şeyi nereden biliyorsun ? ” diye sormaya başlayacak. Eğer sen de korkunç ve illegal gerçekleri okumaya “Allah’ım aklıma mukayyet ol ! ” diyeceğin ifşalara erişmeye hazırsan kitabın ilk sayfasını açman yeterli. Akıcı ve sıra dışı ûslubuyla bu kitap seni bir daha bırakmayacak.
-
Dede Korkut Destanları
Kudretli Oğuz beyleri asla yalan söylemezlerdi. Uykuları ağır olur, yanlarında kara kılıç şakırtısı olsa yine uyanmazlardı. Savaşmak, dövüşmek, avlanmak, bahadırlık göstermek âdetlerindendi. Yiğitlik yapmadan ad alamazlardı. Deli Dumrul, Azrail’e meydan okur; Basat, Tepegöz’ü devirir, Uruz babasını kurtarmak için yollara düşerdi. Bamsı Beyrek’in yüzü pe-çeli, Burla Hatun’un boyu uzun, Banı Çiçek’in kara gözleri çekikti. Dedem Korkut derler bir er vardı; Oğuz’un bilicisiydi, gaipten türlü haberler söylerdi. Ne vakit Oğuz’un içine gelse; bu dediğim kudretli yiğitlerin destanını anlatır, benden sonra alp ozanlar söylesin, gazi erenler dinlesin, derdi. Sarayda, divanda, dergâhta, mecliste ve meydanda Dede Korkut okunur, söylenir, dinlenirdi.Şimdi yine okulda, evde, kapıda, yolda, yolakta alp ozanlar okusun, gazi erenler dinlesin, kimse elinden düşürmesin, ta kıyamet oluncaya dek.
-
Dedektif Can ve Kayıp Kurabiye Olayı
Evde gizemli olaylar meydana geliyor ve kurabiyeler kayboluyordu. Gizemi çözebilecek tek kişi olan Dedektif Can hemen kolları sıvadı.
Başka şeyler de kaybolmaya başlamadan önce delilleri incelemek ve kayıp kurabiyelere ne olduğunu bulmak için harekete geçti.
Minik okurlar Can’la birlikte delillerin peşinde koşarken hem çok eğlenecek, hem de neden sonuç ilişkisi kurabilmeyi öğrenecekler. -
Dedektif Zebra ve Kayıp Kurabiyelerin Gizemi
Dedektif Zebra ve güvenilir yardımcısı Nokta’yla tanışmaya var mısınız? Muhteşem ikili ilk maceralarında marmelatlı kurabiyelerin gizemli şekilde ortadan kaybolmasını araştırıyor.
-
Dedem Hz. Muhammed (asm) & Hz. Hasan (ra) – Hz. Hüseyin (ra)
Kapının açılışından bilirdim. Kokusuyla gelirdi. Toprak odamız gül kokardı. Gülümserdi. Işıl ışıl bakardı. Şefkat dolu bir ses ruhumu tutardı. Nasıl da sevinir, sevgiyle kanatlanırdım.
“Küçük adam nerede?”Bu sesi her duyduğumda birden büyürdü çocuk yüreğim. Büyürdü de Medine’ye sığmazdı.
Koşarak atılırdım kucağına. Kucak, çocuk için ne muhkem bir sığınaktı. Dedemin kollarında güçlenirdim. Gül ile karanfil kokusu birbirine karışırdı…
Aşk, “Mim!” dedi.
Tüm varlık aşkla “Mim”lendi.
Esmanın bilinme seyri “Kenz-i Aşk”a yüklendi.
Dedem Hazreti Muhammed (asm), Âlemlerin Efendisi olarak yaratılan Hz. Muhammed’i (asm) anlatma gayesiyle kaleme alınan Kenz-i Aşk dizisinin son halkası.Onlar Peygamberimizin “benim iki reyhanımdır” dediği sevgili torunları, canın parçası Hz. Fatıma annemiz ile velayetin kapısı Hz. Ali’nin evlatları, Hz. Hasan ve Hüseyin efendilerimiz…
Dedem Hazreti Muhammed (asm), Peygamberimizin ilk çocuklukları işte bu risalet ve velayet ırmaklarının kıyısında geçen iki mübarek gözün bakışı ile anlatıldığı bir siyer-roman.
Nuriye Çeleğen, Âlemlerin Efendisini, çocuk dünyasının hayret ve haşyet yüklü saf bakışı ile kalplerimize yaklaştırma gayretiyle kaleme aldı; Dedem Hazreti Muhammed (asm)…
-
Dedemin Bakkalı
O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip “ruhu arkadan gelecek” diyen bir girişimci…
O, fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman…
O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka…
O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için arkadaşlarının ellerinden kandil yiyeceklerini toplayan bir yardımsever…
O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde yenilikçi bir bakkal çırağı…Ticaret hayatında tam gaz koştu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden başına gelmeyen kalmadı… Ve tüm deneyimleriyle, senin için harika bir rehber hazırladı.
Çocukların Yetişkinlerle İletişimde Dikkat Etmesi Gereken Hassas Konular, bu kitapta.
Tam on madde. Oku ve dikkat et…
Sana bir sır vereyim:
Yetişkinler…
Her yerdeler…Şermin Çarkacı’nın kendi hatıralarından ilhamla kaleme aldığı Dedemin Bakkalı, büyüklere çocukların gözünden kendilerini görme imkânı verirken; küçüklere ticaretin, yenilikçi düşünmenin, büyüklerin dünyasının ve insan ilişkilerine dair inceliklerin ipuçlarını veriyor. Epey güldürüyor, biraz hüzünlendiriyor, uzun uzun düşündürüyor.
-
Dedemin Bakkalı – Çırak
Dedemin Bakkalı’nı okuyanlar bilir!
O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip “ruhu arkadan gelecek” diyen bir girişimci…
O, fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman…
O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka…
O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için arkadaşlarının ellerinden kandil yiyeceklerini toplayan bir yardımsever…
O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde yenilikçi bir bakkal çırağı…Ticaret hayatında tam gaz koştu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden başına gelmeyen kalmadı…
Ama şimdi Bakkal onun eline geçti!
Çırak iş başında!
Dedemin Bakkalı-Çırak geleceğin girişimcilerine, kahramanlarına, yazarlarına, mucitlerine, yardımseverlerine incelikli bir “çıraklık” rehberi sunuyor. Tüm cin fikirli çıraklara; yetişkinlere rağmen üretmenin, düşünmenin, hayal kurmanın, yazmanın yollarını anlatıyor.
Bakkal şimdi senin elinde!
Hadi sınırsızca üret, hayal et, fikirlerini hayata geçir!Şermin Çarkacı’nın kendi hatıralarından ilhamla kaleme aldığı Dedemin Bakkalı’nın, içine okuyucuyu da katan etkinlikli devam kitabı olan Dedemin Bakkalı-Çırak’ta, hayal kurmak, yeni fikirler bulmak, yazmak ve üretmekle ilgili hikayelerin yanı sıra hikayeleri okuyucunun hayatına uygulama imkanı veren etkinlikler yer alıyor.
-
Defterimden Portreler
TARİHTEN VE GÜNÜMÜZDEN BÜYÜK ŞAHSİYETLER…
Türkiye’nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı bu sefer defterini okurlarıyla paylaşıyor. Okuduklarını, tanıdıklarını, hocalarını kendi gözünden anlatıyor. Tarihe yön veren kişiler, günümüzün tanınan, tartışılan, konuşulan isimleri Ortaylı’nın kaleminden yeniden canlanıyor.
Defterimden Portreler’in ilk bölümü dünya tarihinin büyük tarihi şahsiyetlerini bir araya getiriyor. Bu şahsiyetler arasında imparatorlar, alimler, müzisyenler, şairler, mimarlar, padişahlar ve askerler yer alıyor: Julius Sezar, İmparator Augustus, Büyük Konstantin, Sultan Alparslan, İbn-i Haldun, Fatih Sultan Mehmed, Emir Timur, Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail, Kanuni Sultan Süleyman, Mimar Sinan, Prens Eugen, Beethoven, Şair Puşkin, Lev Tolstoy, II. Abdülhamid, Gazi Osman Paşa ve Enver Paşa…
Defterimden Portreler’in ikinci bölümünde çağdaş Türkiye’den portreler yer alıyor. Özellikle burada ismi geçen simaların birçoğunun İlber Ortaylı tarafından bizzat tanındığı düşünüldüğünde, tüm okuyucular için ortaya son derece duygusal ve oldukça samimi sayfalar çıkıyor. Bu isimlerden bazıları şöyle: Osman Ertuğrul Efendi, Neslişah Sultan, İhsan Doğramacı, Semiha Berksoy, Bülent Ecevit, Nejat Göyünç, Oktay Aslanapa, Halil İnalcık, Süreyya Faruki, Recep Yazıcıoğlu, Andreas Tietze, Cemil Meriç, Yılmaz Öztuna, Mübahat S. Kütükoğlu, İsmail Cem, Mübeccel Belik Kıray, İrene Melikoff, Füsun Akatlı, Muhibbe Darga, Hasan Celal Güzel, Semavi Eyice…
Defterimden Portreler, dünyanın ve ülkemizin en önemli şahsiyetleri arasında dolaşmak, onlarla tanışmak ve en önemlisi de onları anlamak isteyenler için sıra dışı bir kitap olma özelliği taşıyor. -
Defterler
“22 Kasım 2007 gecesi, sabahın dördünde ‘öldüm’ ve yalnızca dokuz saat sonra ‘yeniden dirildim.’ Tam bir organik çöküş, beden fonksiyonlarında beni hayatın son eşiğine, o vedalar için çok geç olan yere götüren bir duruş. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Pilar oradaydı, yengem María da oradaydı, ikisi de, devinimsiz, tüm güçlerin terk ettiği ve ruhu çekilip gitmiş gibi görünen, yaşıyor olmaktan çok çare bulunamaz bir kadavraya dönmüş bir bedenin önünde. O saatlerin nasıl olduğunu bugün bana anlatanlar onlar. Ana, torunum, sonraki günün akşamı geldi. Baba ve büyükbaba, hâlâ kendi solumasının rüzgârıyla tükenmekle tehdit eden bir mumun alevi gibi solgundu. Sonra bedenimin kitaplarla, şöyle söyleyelim, başka çiçeklerle çevrili halde kütüphaneye konulacağını anladım. Kaçtım. Yavaş, çok yavaş bir kendine geliş yılı, doktorların söyledikleri gibi, bana sağlığımı, enerjimi, düşünce çevikliğini geri verdi, bana aynı zamanda evrensel bir çare olan işi de geri verdi. Ölüme değil, yaşama doğru kendi ‘Fil Yolculuğumu’ yaptım, ve buradayım. Emrinize amade.”
“Saramago’nun Defterler’i hüzünlü bir kitap değil […] öfkeli bir kitap değil, sadece, bir veda.”
Pilar del Río (eşi)
devamını oku -
Değerler Psikolojisi ve İnsan Güzel İnsan Modeli
Cesaret, sadakat, affetme, paylaşma, cömertlik, alçakgönüllülük, özeleştiri, adalet ve diğerleri… Toplumun geneli tarafından kabul edilen bu ortak kavramlar; bir anlamda, mutluluğun standartlar kümesidir. Değerleri bir banka hesabına benzetirsek, iyi yatırımlar yapan kişinin hesabı ona kâr getirecektir. Ne kadar kâr ettiği hemen anlaşılmasa da bu, ileri yaşlarda faydasını göreceği bir birikim olacaktır. Doğaya ya da ailesine yatırım yapan kişinin, bu yatırımların kendisine geri döneceğini bilmesi gerekir. Bugünün toplumsal yapısına baktığımızda, değerler artık cümle içinde kullanılan kelimelerden ibaret. Oysa değerleri gölgeleyerek toplumları değiştiren bütün kötülükler, ağaçlarda saklı kurtlar gibidir. Nasıl ki kurtlar ağacı içten kemirerek devirirse, sosyal yozlaşma ve kuralsızlık da toplumu böyle çürütür. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bizleri toplumun manevi dinamikleri olan değerlerin hayatımıza yeniden hakim olması için bir adım atmaya çağırıyor, değer eğitiminin insandan başlayarak topluma yayılması gerektiğini söylüyor ve bir Güzel İnsan Modeli sunuyor.
-
Değirmen
Değirmen Sabahattin Ali’nin ilk hikâye kitabıdır. Bu ilk denemeler arasında aşk tema olarak baskındır. Duygulu ve hayalci anlatımına temiz bir dil eşlik eder. Aynı zamanda gerçekçi, toplumcu bir tavır da sezilir. İnsanı ve doğayı içi içe belirleyen o güçlü anlatımın ilk örnekleri Değirmen’de belirmeye başlar.
-
Değişen Beynim
Bu kitap bizzat sizinle, bizimle ilgili…
Anne karnından yaşamımızın sonuna kadar tüm yaşamımızı yönetmek gibi çetin bir işle mükellef o muhteşem et parçasının, yani beyninizin başrolü oynadığı bir macerayı yaşıyoruz hep birlikte.
Bu maceranın adı ise “hayat”…Bir sinirbilimci olarak, beyin hakkında herkesin bilmesi gerektiğini düşündüğüm işe yarar bilgileri, kendi hayatıma geri dönüp baktığımda gördüklerimle birlikte, meraklısıyla paylaşmak en büyük keyfim. Yüzlerce kez anlatmama rağmen, öğrenmeye ve anlatmaya doyamadığım bu muhteşem meseleyi, bu kez de sayfaların ve kelimelerin izin verdiği ölçüde burada sizlerle paylaşmak niyetindeyim.
[n]Beyin’in bu ilk beyin kitabında inanıyorum ki bizzat kendinizi okuyacak ve bilimsel bilgiden yaşama sevincine açılan nice kapıları keşfetmenin keyfini hissedeceksiniz.Fakat unutmayın; hiçbir insanoğlu, beyniniz kadar muhteşem bir kitap yazamayacak. Bu sayfalarla birlikte aslında bizzat onu okumaya, onu anlamaya çalışıyoruz…
Türkiye’nin en popüler, en eğlenceli bilim insanlarından biri olan Sinan Canan; gündelik hayatın fazlasıyla içinden olan Değişen Be(y)nim’le, beyine dair aklınıza gelebilecek birçok soruyu sinirbilimlerinin ışığında kolay okunup anlaşılacak bir şekilde ele alıyor ve beyni daha verimli kullanmanın yollarını gösterirken insan hayatına dair tecrübeyle sabit temel düsturlarını da okurlarıyla paylaşıyor.
devamını oku
-
Değişen Ortadoğu’da Kürtler
Tunus’ta alevlenen; Mısır, Yemen, Libya, Bahreyn ve Cezayir’i de saran değişim yangınının tüm bölgeye sirayet etmesi kaçınılmaz.
Bugün tartışılan, değişimin olup olmayacağı değil, nasıl ve ne şekilde olacağı, değişim sonrası kimlerin iktidara geleceği ve ne şekilde bir düzen kurulacağı.
Yeni Ortadoğu Federasyonu start almıştır.
Ortadoğu’da İstanbul-Kahire-Şam-Bağdat-Diyarbakır-Erbil eksenli entegrasyon hızlanacak, ekonomik ve kültürel cazibe merkezi İstanbul olan Ortadoğu Federasyonu gerçekleşecektir.
Türkiye, Ortadoğu başta olmak üzere tüm İslam dünyasını etkilemekte, bir başka yönden de mevcut gelişmelerden kendisi de etkilenmektedir.
Ancak Türkiye’nin en büyük açmazı Kürt sorunudur.
Kürtlerle birlikteliği ve Kürtlerin desteğini sağlayamayan bir Türkiye’nin değil Adriyatik’ten Çin Seddi’ne, Habur’dan öteye gitmeye bile gücü, mecali ve takati kalmayacaktır.
Kürtler coğrafi, siyasi, ekonomik ve kültürel olarak bu entegrasyonun kavşak noktasındadır. Merkezdeki bir rahatsızlık tüm entegrasyonu allak bullak edecek, riske sokacaktır.
Kürtlerin Türklerle bin yıldır olduğu gibi yine birlikte yaşamak istedikleri Kürtler tarafından hemen her fırsatta dile getirilmektedir.
Ancak Kürtler, bundan sonra artık kimliksiz ve statüsüz yaşamak istemediklerini de hemen her fırsatta dile getirmektedirler. -
Değişim Kalesi / Küçük Mutluluklar Kulübü
Dünyamız her geçen gün biraz daha yaşanmaz hâle geliyor. Birilerinin bu gidişe dur demesi gerekli! Peki, kim? Tabii ki biz! Yani ben Mercan, köpeğim Gülücük ve dostlarım. Değişim Kalemizde kurduğumuz Küçük Mutluluklar Kulübü olarak yapacağımız küçük iyiliklerle dünyayı güzelleştirmeye söz verdik. Gizemli ve eğlenceli bu macerada sen de bize katılmak ister misin?
-
Değnek Adam
Değnek adam ailesiyle birlikte ormanda mutlu bir yaşam sürüyordu. Bir sabah dışarı çıktı ve başına gelmeyen kalmadı.
Değnek adam çocukların doğa ve aile sevgisiyle ilgili düşüncelerini geliştirmek için yazılmış eğlenceli ve eğitici bir hikâye. -
Dehanı Keşfet Zekanı ve Hafızanı Geliştir
Bütün zaferler beyinle kazanılır. Başarılı ve mutu olmak için beynimizi etkili ve verimli kullanmamız şart. Bilim adamları beynimizde hücre pınarlarının olduğunu ve her gün yeni hücreler yaratıldığını tespit etmişlerdir. Yeni bilgiler öğrendikçe beyin gençleşir ve dinçleşir.
Öğrenmek beyni şöyle etkiler: Yeni bilgiler, yeni hücrelere yüklenir, öğrenme gerçekleşir; öğrenmek beynin gelişmesini sağlar.
Öğrendikçe beynimizdeki hücreler arasında sinaptik bağlantılar kurulur, var olan bağlantılar güçlenir ve beyindeki bilgi dosyaları büyür, zekamız gelişir.
Öğrendikçe beyin yenilenir; düşünme, anlama, problem çözme yeteneği artar. Kişiden kişiye değişmekle birlikte, genel olarak insanları:
* Başarılı olmak, takdir görmek, beğenilmek ve ödül almak
* Sevdiği işi yapmak
* Allah rızasını kazandıracak eserler bırakmak
* İyilik yapmak ve sevap kazanmak
* Okumak ve yeni bilgiler öğrenmek
* Gezi, gözlem yapmak ve tefekkür ufkunu genişletmek
* Sevdikleri ile birlikte olmak
* Sevimli ve başarılı çocuklara sahip olmak mutlu ediyor.Bu kitap, öğrenmenin beyni geliştirdiğini; ders çalışmanın, okumanın ve öğrenmenin bir beyin ziyafeti olduğunu anlatıyor. Daha da önemlisi bilginin beyin vitamini olduğunu ispat ediyor. Dehamızı keşfetmek, zekamızı ve hafızamızı geliştirmek kendi elimizde…
-
Deli Tarla
Bazen hayat gizler kendini… Sımsıkı çekilmiş perdelerin ardına saklanan utangaç eviçlerinde, kapıların ardında, güneşin terk ettiği sokaklarda, o bıyıkaltı gülüşlerde, mühürlenmiş ağızlarda, yüze düşen gölgelerde, ketum yüreklerde, harflerin kıvrımlarında, kelimelerin dilsizliğinde, sonsuz susuşlarda, hiç düşülmeyen yollarda, hep beklenen aşklarda, hiç beklenmedik sonlarda gizler kendini hayat…Ta ki bir yazar onu bulup çıkarıncaya dek.
Ta ki bir yazar onu bize anlatıncaya dek.Şermin Yaşar’dan “yeniden gülmeyi başarabilen insanların muamması” için öyküler. Deli Tarla gibi coşkulu, beklenmedik ve merhamete muhtaç…