-
Bediüzzaman Said Nursi Seyahatnamesi
Bediüzzaman Said Nursî, son asırda yaşamış büyük mütefekkir ve İslam kahramanlarından birisidir. Ömrü boyunca İslam dünyasının geri kalmışlığı ve maruz kaldığı ihtilâfları ortadan kaldırmaya kafa yormuş ve çözüm yollarını göstermeye çalışmıştır.
Onun hayatı birçok yönden ibret alınacak levhalarla doludur. Hep başkası için yaşamış, hep başkası için yanmıştır. İnsan ve iman odaklı bir hayat takip etmiştir. Gerektiğinde inancı uğrunda hayatını feda etmekten çekinmeyen bir şahsiyet olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bediüzzaman Said Nursî, küçüklüğünden vefatına kadar birçok yere uğramış, birçok yere gitmiştir. Dokuz yaşından itibaren anne ve babasından ayrılmış, çeşitli seyahatlerde bulunmuştur. Bu seyahatlerin bazıları isteğe bağlı, bazıları da zorunlu olmuştur. Öyle bir hayat yaşamıştır ki, doğduğu köye, ayrıldığı dokuz yaşından itibaren seksen yedi senelik ömrünün sonuna kadar gidememiştir.
Bu kitapta; Bediüzzaman Said Nursî’nin gezdiği, gördüğü ve kaldığı yerler kronolojik olarak aktarılmıştır. “Seyahatnâme” isminin verilmesindeki asıl amaç, seyahat ettiği yerler ve karşılaştığı olayların bir sıra takibi hâlinde ele alınmış olmasıdır.
“Bediüzzaman Said Nursî Seyahatnâmesi” adındaki bu çalışma, diğer seyahatnâmelerin aksine bir Hüzün Seyahatnâmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Onun seyahatleri acı, keder, sıkıntı ve zahmetlerle dopdoludur. Bu seyahatnâmenin birçok yerinde gözyaşlarının tutulamayacağına inanıyoruz.
-
Bediüzzaman’ın Sahabe Anlayışı
Peygamber Efendimiz’in (sas) güzide talebeleri olan ve Kur’ân’ın tabiri ile “En hayırlı ümmet” diye tavsif edilen sahâbe neslinin fazilet ve fedakârlıklarını konu edinen bu kitap, akademik bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bediüzzaman Said Nursi’nin görüşleri doğrultusunda hazırlanan bu kitapta, İslam Tarihi’nin en tartışmalı konularından birisi olan sahâbe dönemi olaylarına da -Kur’ân ve Sünnet kaynaklı bir bakış açısıyla- değinilmiştir. Bu çalışmadan maksadımız, Ümmet-i Muhammed’in (sas) ilk halkasını oluşturan ve Ehl-i Sünnet’in icmaına göre Peygamberlerden sonra en faziletli insanlar olan sahabilerin daha yakından tanınmaları ve neticede onlara (r. anhüm) olan hürmet ve muhabbetin artmasına katkıda bulunmaktır.
-
Beklenen Zafer Nesli
Beklenen, özlenen nesil bu nesildir. Filistin, Afganistan, Eritre, Filipinler, Buhara, Semerkand ve daha tağutların, kötü ruhlu insanların kirlettiği pek çok tutsak bu ülkede bu neslin eliyle kurtuluşa erecek, hürriyetine kavuşacaktır. Allah’a ait bu yeryüzünde Allah’ın sancağı bu nesille yükselecektir. Yine bu nesil sayesinde kainatın yaratıcısının dini yerlerde ve göklerde üstün gelecek ve ortalığı bürüyen karanlıkları dağıtıp aydınlık ufuklar getirecektir.
Bu nesil, zafere layık olan nesildir. -
Berceste Beyitler 1
Maşukuna “Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultânım” diyen ve bir sevgiliye nasıl hitap edilmesi hususunda âdeta ders veren Fuzûlî dedemizin, sevdiği insana bakarken yüreği titreyen ama bunu dile getirmekte zorlanan torunları hâline geldik. Pek çoğumuz fakülteler bitiriyor, diplomalara sahip oluyor, kariyer basamaklarında hızla ilerliyoruz; fakat iki kelâmı bir araya getirip de yüzüne bakmaya kıyamadığımız insana gönül alıcı bir kelâm edemiyoruz. Fuzûlî’den haberi olmayan, Şeyh Gâlib’i tanımayan ve dahi Nâbî tezgâhından geçmeyen neslimiz maalesef estetiğin hikmetle nasıl birleşip muhteşem bir kale hâline geldiğini bilmiyor. Bu eser, o muhteşem kaleye giden yolda bizlere birer işaret levhası olacak küçük; ama çok mühim hükümlerle dolu. “Göçtü kervan kaldık dağlar başında” diyen Yûnus’layın ömrümüzü boşa geçirmeden ve dost kervanını kaçırmadan sâhil-i selâmete ulaşmayı Mevlâ cümleye nasib eyleye.
Berceste Beyitler hazırlanırken şiirlerin Arap harfli Türk alfabesiyle yazımı, vezni, Lâtin harfleriyle yazımı, şairi ve günümüz Türkçesine aktarılmış hâlleri bir arada verildi. Bununla, kitabı eline alan okurun bir beyitle ilgili izah edilmesi gereken hemen her şeyi bir arada görmesi ve klâsik şiir deryasından bir nebze de olsa tatması amaçlandı. Türkçe şiirlerin yanı sıra zaman zaman Farsça şiir parçalarına da yer verildi. İnsanoğlunun müşterek yitiği olan hikmetin peşine düşülmeye çalışıldı. -
Bir Umut Bir Mektup – 2
Mahrem aile konularından toplum hayatının getirdiği sıkıntılı açmazlara, iffetli kalmaktan onurlu yaşamaya kadar bir Müslüman’ın her yaş ve şartta karşılaşabileceği problemlere yıllardır fetvameclisi.com üzerinden gelen sorularla cevaplar veren Nureddin Yıldız Hoca, birçoğu rehber görevi görebilecek bu mektupları kitaplaştırdı. Elinizdeki eser, toplumun her kesiminden ve farklı meslek alanlarından gelen yüzlerce soru içinden seçilerek hazırlandı. Eserde, derdine serin bir umut arayan yanık yüreklerin arayışlarına Nureddin Yıldız’ın kaleminden ufuk açıcı cevaplar okuyacaksınız.”
-
Bir Umut Bir Mektup – 3
Mahrem aile konularından toplum hayatının getirdiği sıkıntılı açmazlara, iffetli kalmaktan onurlu yaşamaya kadar bir Müslüman’ın her yaş ve şartta karşılaşabileceği problemlere yıllardır fetvameclisi.com üzerinden gelen sorularla cevaplar veren Nureddin Yıldız Hoca, birçoğu rehber görevi görebilecek bu mektupları kitaplaştırdı. Elinizdeki eser, toplumun her kesiminden ve farklı meslek alanlarından gelen yüzlerce soru içinden seçilerek hazırlandı. Eserde, derdine serin bir umut arayan yanık yüreklerin arayışlarına Nureddin Yıldız’ın kaleminden ufuk açıcı cevaplar okuyacaksınız.”
-
Bir Umut Bir Mektup -1
Mahrem aile konularından toplum hayatının getirdiği sıkıntılı açmazlara, iffetli kalmaktan onurlu yaşamaya kadar bir Müslüman’ın her yaş ve şartta karşılaşabileceği problemlere yıllardır fetvameclisi.com üzerinden gelen sorularla cevaplar veren Nureddin Yıldız Hoca, birçoğu rehber görevi görebilecek bu mektupları kitaplaştırdı. Elinizdeki eser, toplumun her kesiminden ve farklı meslek alanlarından gelen yüzlerce soru içinden seçilerek hazırlandı. Eserde, derdine serin bir umut arayan yanık yüreklerin arayışlarına Nureddin Yıldız’ın kaleminden ufuk açıcı cevaplar okuyacaksınız.”
-
Biraz Aksiyon & Rahat Durmayacağız
1960 sonrası küresel muhalefetin tahayyülünde müstesna bir yeri bulunan Malcolm X, Afrika ve Amerika’daki pek çok devrimci grubun yanı sıra İslam dünyasındaki hareketlerle de irtibat içerisinde oldu. Malcolm X’in yeniliklerle dolu yolculuğu, birçok bakımdan hayatı boyunca sürecek olan inancın anlamını ve özünü arama arayışından kaynaklanır. Hayatının dönüm noktalarından biri hiç şüphesiz hac vecibesini ifa etmek için gittiği Mekke ziyaretidir. Malcolm X, İslam’ın hakiki evrenselliğini benimsediği hac dönüşünde insan hakları için mücadele yürüten gruplarla işbirliği de dahil olmak üzere siyah Müslümanları destekleyen beyazlarla da çalışmak istediğini söyledi. Çok sahici bir tarihi figür olarak Malcolm X’in Amerikalılar arasında nasıl dirildiğini anlamak için onun müstesna hayatını bütün boyutlarıyla yeniden ele almak gerekir. Ödün vermez bir mücadele insanı olarak her tarafta hayranlık uyandıran Malcolm X’in hayatının gerçek ayrıntılarını kavramak için sağlam mizah anlayışına yaslanan ve ideolojik muhaliflerinin gardını düşüren konuşmalarını yeniden okumak onun hayatının ıstıraplı ama aynı zamanda haysiyetli hikayesini gözler önüne serecektir. İşte, Biraz Aksiyon onun içsel benliğini, ruhunu ve canlılığını anlamanın yolunun konuşmalarından geçtiği düşüncesiyle hazırlandı. Biraz Aksiyon, zihinlerdeki cana yakın ve samimi Malcolm X imgesinin oluşumuna katkı sunan konuşmalardan oluşuyor.
-
Bu Çağa Rapor
On dört asırdan beri insanlık bu ümmetin önderliğinde insanlığın hazzını yaşarken içinde bulunduğumuz bu yüzyılda ne yazık ki derinlik açısı büyüyen olaylar karşısında mümin insanların kalp dünyalarında oluşan yaraların kanaması git gide artarak devam etmektedir. Gelen her gün yeni bir sorun yumağı ile gelmektedir. Dinimizin umudumuz olması gerekirken sorun nedenimiz olabileceği evhamı insanları kuşatmıştır. Bu da insanların iman ettikleri Kur’an ve sünnetin etrafında bilinçli-bilinçsiz tereddütler oluşturmasına sebep olmaktadır. Bütün zamanlar ve mekânlar Allah’ındır. Onun otoritesinin cari olmadığı bir zaman ve mekândan söz edilemez. Bu zamanı ve bu zamandaki gelişmeleri yaratan Allah’tır. Dini olan İslam’ı ve o dinin kitabı Kur’an’ı bu zamana ve zamanın nesline yetecek şekilde gönderen de odur. Sorunlar ve sıkıntılar ne olursa olsun bu zamanda dinimizi ve dinimizin kaynaklarını bize yeter görmemiz mümin olmamızın zorunlu şartıdır. Her ne kadar insanlar bunun aksi bir iddiada bulunmuyorlarsa da zihin dünyamızdaki bulanıklıklar iyi okunduğunda böyle bir durum işlenebilmektedir. Zamanı ve şartları okuyabilmeyi, mümince yorumlayabilmeyi, abdest ve namaz gibi öğretmeyi ‘din eğitimi’ olarak görmemiz gerekmektedir. Dinimizi bütün zamanların ve bütün mekânların dini olarak bilmemizin sonucudur bu.
-
Bu Ümmetin Genci
Arandığı bütün zamanları ve mekânları doldurmayı sevda edinmiş, ‘Buradayım ey ümmetim’ diye uykusuz kaldığı geceler boyunca, Azim ve çalışma abidesi olarak meleklerin önünde çırpındığı her yerde, ‘İşi vaktinden çok’ bir genç, Mü’min, Salih amelli, Büyük emelli, Yaşı ile değil azmi ile değerlendirilen, Okur, düşünür, konuşur, Dili Kur’an’lı, Gözü basiretli, Eli nasırlı, Haramların kirletmediği, hayallerin çökertmediği, Kullara kulluk düzeyinden Allah’a kulluk düzeyine yükselmiş, Arş’ın gölgesine ermeden soluklanmayan mübarek gence ithaftır. Bu kitap, ona bir duadır. Bu, ona söylenecek sözlerin özüdür, ön sözüdür.
-
Bu Ümmetin Kızı
“Kendini modern sokakların kızı değil Medine medeniyetinin kendi zamanındaki temsilcisi gören, tesettürden ilme kadar her alanda bu ümmetin kızı olmanın gereklerini Bedir’deki mücahitlerin heyecanı ile yapmaya çalışan mübarek kızlara… Her gün kıyamete biraz daha yaklaştığımız bu zamanda Rabbine kul olmayı, Şeriat’ı için yaşamayı şeref bilen ve genç yaşına rağmen bu ümmetin kızı olmanın büyüklüğünü hisseden kızlara… Dilinizle dua ettiğiniz vakitler unutulmayalım diye… Allah için terlediğiniz zamanlardaki büyük amellerinize vesile olsun da Allah bize rahmetler indirsin diye…Bugün, bu kızlar Peygamber aleyhisselamın Şeriat’ı için ‘ilk ben varım’ diyerek hak etsinler. Yarın da o, ‘şimdi de ben sizin için varım’ desin onlara. Bizi de aralarına kat Rabbim. Aralarına. Rahmetinle, ihsanınla ve hudud bilmez rahmetinle Rabbim.”
-
Bu Zamanın Sabrı
Yılın dört mevsimi var. Her mevsimde renkler değişiyor, iklim farklı oluyor. Her mevsimin çiçeği de dikeni de başka. Ümmeti Muhammed’in hayatında imtihan her gün değişiyor. Her günün yeni bir imtihanı var. Sonra gelenler eskileri daha şanslı görür. Eskiler de yenileri daha şanslı görür. Gerçekte ise durum ne öyle ne böyledir. Herkes gününün imtihanı ile karşı karşıyadır. Kimse bir öncekinden veya bir sonrakinden sorumlu tutulmayacak. Bugünün imtihanını kavrayan ve gerekeni yapabilen kazanmış olacak. Dünle meşgul olanın kaybetme ihtimali yüksektir. Bugünün imtihanını kavrayabilene bugünün sabrı gereklidir. Sabır, ilk insandan son insana kadar herkese gerekli ama bugünün sabrı başka.
-
Çadır Güzeli
Çocukların dilini iyi bilen ve onlara hikayelerle güzeli ve doğruyu anlatan Mehmet Yaşar Kandemir, 6 kitaplık bu seride uzak diyarlara ve bazen de gizemli olaylara götürüyor minik okurlarını. Keyif almak kadar hikmetleri görmenin de önemsendiği bir bakış açısıyla yazılan bu hikayeler, sevdirirken öğretmeyi de ihmal etmiyor. Sade dili, şefkatli üslubu ve neşeli şiirleriyle çocuklarımızı merak dolu bir dünyaya götürüyor bu eserler. Yeniden resimlendirilen ve gözden geçirilen seriyi minik okurlarımızı sunmaktan gurur duyuyoruz.
-
Çağımızda Hak-Batıl Mücadelesi / Erbakan Risaleleri 7
İnsanlık tarihi aynı zamanda Hak-batıl mücadelesinin de tarihidir. Bu mücadelede bir tarafta Hak yani her zaman doğru taraf, diğer tarafta ise batıl vardır. Bütün peygamberlerin batılı savunun düşmanları olmuştur “ (Resulüm!) Ve işte biz böyle her peygamber için günahkarlardan bir düşman yapmışızdır. Bununla beraber hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.” (Furkan 31) Batıl yalnızca insanlar Haktan sapmaya başladıklarında hüküm sürebilmiştir. Keyifle okuycağınız bir eser.
-
Canim Arzular Seni
Kadir Mevlam, bu uçsuz bucaksız cihanı bir sevgi uğruna yaratmıştır: Yaratırken san’atının bütün inceliklerini gösterdiği ve sonra da kendisine: “biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik” buyurduğu, en mükemmel insan Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi vesellem- efendimiz uğruna.
Gerçekleri o sular gibi berrak üslubuyla kolayca anlatan Aşık Yunus’umuz bu olayı şöyle ifade eder:
Hak yaratmış alemi
Aşkına Muhammed’inKainatın niçin yaratıldığını bilmemek, o en mükemmel insanı tanımamak, Cenab-ı Hakk’ın sevgilisi Habibullah efendimize neler borçlu olduğumuzu görmemek uygun düşmez
-
Canım Kurban Olsun Senin Yoluna
Canım Kurban Olsun Senin Yoluna Peygamber Efendimizle bir saat görüşmek için neler verirdiniz, hiç düşündünüz mü? Düşünün ki Rabbimiz, habibim, diye iltifat buyurduğu en sevgili kulunu rehberimiz kıldı. İmtihan dünyasında başarılı olmanın sırrı; hayâtımızı onun yaşantısına benzetebilmekte saklı kılındı. Bu kitapla düşlediği altın saati yakalayabilene ne mutlu. Dünyada bundan büyük saadet oLamaz.
-
Cennete Kavuşturulan Abidler Yolu
Öncelikle kul, zayıf bir varlıktır. Zaman çok zor bir zamandır. Din işi, inişli ve çıkışlıdır. Boş zaman neredeyse hiç yok gibidir. Meşguliyet ise, sayıya gelmeyecek derecede çoktur. Ömür kısadır. Amel ise, hatalarla doludur. Bütün bunların hesabını görecek olan zatın gözünden hiçbir şey kaçacak değildir. Sonunda gidiş Allah’adır. Ecel yakındır, yolculuk çok uzundur.
-
Cihad İlmihali
Cihad hakk’ı üstün ve hakim kılmak için gayret sarf etmek, islam davası yolunda gücün son noktasına kadar çalışmak ve bu dava için bütün imkan ve kaynakları seferber etmektir. İslam’da cihad farz bir ibadettir ve müslümanların dünya ve ahiret saadetleri cihad üzere olmalarına bağlıdır. Bir başka tarafıyla da cihad; kendimizi kötülükten, şeytani kuvvelerden, sahte ilahlardan, putlardan temizlemektir