-
Peygamberimizin Çevresindeki Hanımlar
Bu kitapta, Müslüman olmuş seçkin bir Fransız düşünürünün kaleminden hayatları, tavırları, halleri ve yaşayışları destandan da öte bir anlam taşıyan hanımefendiler anlatılıyor. Hepsi de Peygamber Efendimizin çevresinde bulunma mutluluğuna ermiş ve akıllara durgunluk veren azim ve cesaretleriyle adlarını ölümsüzler defterine yazdırmış mübarek hanımlar… Onlar her bir anneye, her bir hanıma model olacakları kadar, her bir erkeğin de örnek alacağı ve sonsuz saygı duyacağı eşsiz insan numuneleri… İnançlı okur bu eserde, hiçbir sürükleyici romanın kendisine veremeyeceği eşsiz bir manevî hazzı tadacak ve aynı zamanda dünyanın gelmiş geçmiş en mükemmel hanım kahramanlarıyla tanışmanın tarifsiz mutluluğunu yaşayacaktır.
devamını oku -
Peygamberimizin Cömert Arkadaşı Talha Bin Ubeydullah
Gençliğinin ilk yıllarında müşriklerin baskılarına rağmen Müslüman oldu. Yapılan tüm zulüm ve işkencelere sabırla göğüs gerdi. Genç yaşta ticarete atıldı ve çok zengin oldu. Lakin parayı, makam ve mevkiyi asla güç ve kudret aracı görmedi. Kazancını Allah yolunda harcama konusunda bir an bile tereddüt etmedi. İnsaflı biriydi. Hak sahibinin hakkını teslim ederdi. Kıskançlık, dünyevî bir menfaat veya başka bir sebepten dolayı birine haksızlık yapmazdı. Bedir, Uhud ve diğer savaşlarda kahramanlık destanları yazdı. İslâm düşmanları Peygamber Efendimize öldürmek için saldırdıklarında vücudunu ona siper edenlerden biri oldu. Hz. Ömer döneminde maliye bakanlığı gibi çok önemli bir görev icra etti.
-
Peygamberimizin Fedakar Arkadaşı Said Bin Zeyd
Mekke haniflerinden Zeyd bin Amr’ın oğluydu. Çocukluğunu, babasının putperestliğe karşı verdiği tevhit mücadelesine destek olmakla geçirdi. Peygamberimizin insanları İslâm’a davet ettiğini duyduğunda hiç sorgulamadan iman etti ve ilk Müslümanlardan oldu. Sevgili Peygamberimizden bir an olsun ayrılmayan bir iman eriydi. Namazlardan sonra bir süre Mescid-i Nebevî’de oturur, Hz. Peygamber’i dinler, hâl ve hareketlerini izler, ahlakıyla ahlaklanırdı. Samimi ve fedakâr bir Müslümandı. İnsanları sever, yardımlarına koşmaktan zevk alırdı. Bu nedenle her zaman sevilen, hürmet edilen ve örnek alınan bir insan oldu. İslâm davet mücadelesine var gücüyle destek olan sahabi, halifeler döneminde cepheden cepheye koşarak İslâm’la insanlığı buluşturma gayreti içinde oldu.
-
Peygamberimizin Güvenilir Arkadaşı Abdurrahman Bin Avf
Mekke’de doğup büyüdü. Genç yaşta iyi bir tüccar oldu. Su gibi içki içilen bir ortamda büyüdüğü hâlde kötülüklerden uzak durmayı başardı. Gençliğinin baharında Müslüman oldu. Emin ve güvenilir biriydi. Bu özelliği bizzat Peygamber Efendimiz tarafından bildirilmişti. Bunu bilen Hz. Ali ve diğer sahabiler ona çok güvenirlerdi. Bir ayet ya da hadis duyduğunda onu öğrenir, uygulamaya gayret eder ve hayatının bir parçası hâline getirirdi. “Peygamberimize imam olan sahabi” diye tanınırdı. Peygamberimiz zamanında komutanlık ve istihbarat gibi birçok görevler aldı. O’nun vefatından sonra ise halifelerin göz bebeği oldu. Zekât memurluğu, müftülük ve hac emirliği gibi çeşitli görevlerde bulundu.
-
Peygamberimizin Hayatı (s.a.v)
Genç kardeşlerimiz için hazırlanmış, okuyucusunu sıkmadan ilerleyen bir siyer. Birçok kurum ve vakıfta sınav kitabı ve ders kitabı olarak okutulan bu eser, siyere başlamak isteyenler için birerbir.
-
Peygamberimizin Mütevazı Arkadaşı Ebu Ubeyde Bin Cerrah
Mekkeli fakir bir ailenin çocuğu olan Ebû Ubeyde, geçimini mezar kazarak sağlardı. Otuz yaşlarında İslâm’la şereflenince hayatı anlam kazandı. Hoşgörüsü, tevazusu ve uzlaşmacı tavrıyla öne çıkan sahabi, Hz. Peygamber’i “Ya Rasûlallah! Birkaç haftalığına da olsa senden ayrı kalmaya dayanamam” diyecek kadar çok severdi. Uhud’da bedenini Hz. Peygamber’e siper ederek canını ortaya koydu. Pek çok savaşta komutanlık yaptı. Cihad meydanlarında kahraman bir asker, okulda öğretmendi. Hz. Peygamber İslâm’ı öğrenmek isteyen birçok kişiyi ona gönderdi. Hz. Ebû Bekir halife olup onu ordu komutanı yaptığında er olmayı şeref sayacak kadar mütevazı biriydi. Zekât memurluğu, valilik, maliye bakanlığı ve başkomutanlık gibi çok önemli görevler yaptı.
-
Peygamberimizin Yiğit Arkadaşı Sa’d Bin Ebi Vakkas
İlk Müslümanlardandı. Namaz kılanlardan etkilenip genç yaşta Müslüman olmuştu. İslâm’la şereflenince kötü alışkanlıklarından bir bir kurtularak örnek gösterilen gençler arasına katıldı. En çok sevdiği şey ok atmaktı. Attığı ok hedefini asla şaşmazdı. Mekke’de Hz. Peygamber’i müşriklere karşı yiğitçe korurken; Bedir, Uhud ve diğer savaşlarda yine O’nun yanı başındaydı. Attığı oklarla düşmana göz açtırmayıp kahramanlık destanları yazdı. Müslümanları çok sever, hiçbiri hakkında olumsuz şeyler düşünmezdi. Ahlakı ve cesaretiyle kalplerde taht kuran sahabi, Hz. Ebû Bekir’in halifeliği döneminde pek çok hizmetlerde bulundu. Hz. Ömer döneminde Irak orduları başkomutanı olarak zaferden zafere koştu. Savaştan sonra Irak genel valiliği gibi birçok önemli hizmetlerde bulundu.
-
Peygamberimizin Zeki Arkadaşı Zübeyr Bin Avvam
Sevgili Peygamberimizin halası Hz. Safiyye’nin oğlu, Hz. Hatice’nin yeğeniydi. Zekâsı ve gözünü budaktan sakınmayan cesareti dolayısıyla Peygamber Efendimiz ona özel görevler verdi. Prensip sahibi ve tedbirli biriydi. Cömertliği, ihlası, samimiyeti ve dürüstlüğüyle insanlara örnek oldu. Hz. Ali, Talha bin Ubeydullah, Sa’d bin Ebî Vakkas’ın akranıydı. Onlar gibi genç yaşta İslâm’la şereflendi. Küçük yaşta yetim kalmıştı. Annesi onu en güzel şekilde yetiştirdi. Müslüman olunca baskı ve işkencelere maruz kaldı. Yapılanlara göğüs gererek yılmadan yoluna devam etti. Bedir, Uhud ve diğer savaşlarda en ön saflarda savaştı. Canı pahasına Peygamberimizi korudu. Mekke Fethi’nde ordulardan birine komuta eden sahabi, Hz. Ömer döneminde de cepheden cepheye koştu.
-
Peygamberin (s.a.v.) Genç Arkadaşları / Mekke Gençleri
“ANARSAN uzağın yakınındır, anmazsan yakının uzağındır.” Bu hikmetli vecizeyi ilk işittiğim günden beri edindiğim bütün not defterlerine, tuttuğum bütün günlüklere yazdım… Yeri geldi, söyleyip başkaları ile paylaştım… Yeri geldi, uzak mektuplara sitemkâr sitemkâr ilave ettim… Yeri geldi… Okumakta olduğunuz bu kitabın başında, eskilerin tabiri ile bir ifade-i meram etmek için, masamın başına oturduğumda, aklıma ilk düşen, yine aynı derinlikli cümle oldu.. “Anarsan uzağın yakınındır…” Evet, öyledir! Mekânın türlü mesafeleri, zamanın asırları hatta binyılları, sıradağlar gibi, geçit vermez vadiler gibi, çöller gibi aramıza girmiş olsa da; anmak, andıklarımız ile aramızda ışıktan bir köprü kurar ve o köprüden ışık hızında geçer gideriz. Neden Peygamberimizin Genç Arkadaşları? Bugün adını andığımızda çoğumuzun zihninde, bembeyaz sakalları göğsünü kaplamış ihtiyar kimseler olarak beliren Zübeyr b. Avvam, Talha b. Ubeydullah, Sad b. Ebu Vakkas, Abdullah b. Mesud.. gibi büyük sahabiler; İslam’ın çağları aydınlatacak ışığına koştuklarında on beş, on altı, on yedi yaşlarındaydılar… Peygamber Efendimiz (asm), peygamberlik davası ile ortaya çıktığında, onun çağrısına koşa koşa cevap verenlerin çoğu, fidan gibi, sırım gibi gençlerdi, delikanlılardı… Ona düşman kesilenler ise, çoğunlukla ömürlerinin sonlarına gelip dayanmış, Ebu Cehil, Ebu Leheb ve Velid b. Mugire gibi ihtiyar bir takım adamlardı… Bu kitabın sayfaları arasında sizlerle aynı yaşlardayken, Allah’ın Elçisi’ne (asm) arkadaş olmuş sahabeleri, çok çok uzaklarda ve çok çok eski zamanlarda yaşamış bir takım tarihi şahsiyetler olarak görmekten çıkıp, onların müthiş hayatlarından kendi hayatlarınıza, renk katacak, yol gösterecek, yön verecek hatıralar okuyacaksınız… Bu kitap ile zihinlerimize yerleştirilmiş ihtiyar, beli bükülmüş sahabe imajını biraz olsun değiştirebilirsek, sevineceğiz! Kendilerine sahabeleri örnek almak isteyen gençlere, “Sen daha gençsin hele biraz yaşlan, saçın sakalın ağarsın…” diyen o köhne anlayışı yerle bir edebilirsek, sevineceğiz!
-
Peygamberin (s.a.v.) Genç Arkadaşları 2 / Medine Gençleri
Birincisinde, Mekke gençlerinden örnekler verdiğimiz Peygamberin Genç Arkadaşları adlı iki kitaplık dizinin ikinci ve son kitabında, Allah’ın Elçisi’ne (asm) Medine’de arkadaş olmuş genç sahabilerden bazılarını konu edindik… Kitabın sayfaları arasında, genç sahabileri kendinize yakın hissedeceğiniz ve onların müthiş hayatlarından kendi hayatlarınıza, yön verecek hatıralar okuyacaksınız…
-
Peygamberin Bir Günü
Siyer kitapları, Resûlullah aleyhissalâtu vesselamın altmışüç yıllık ömrü içinde büyük olayları ve özel günleri anlatır bize. Peki, Hz. Peygamber diğer günlerde, o özel günlerin akışını da belirleyen ‘herhangi bir gün’de nasıl yaşamıştır? Neler yapmış, nelerden sakınmış, güne nasıl başlamış, gündüz ne ile meşgul olmuş ve geceyi nasıl karşılamıştır? Peygamberin Bir Günü, bir ‘mikro siyer’ olarak, işte bu soruların izini sürüyor ve Resûlullah aleyhissalâtu vesselamı ‘herhangi bir gün’ünde anlatıyor. Özellikle de onun hayatındaki en ziyade gözden kaçan boyut olan ‘tefekkürü’ne dikkat çekerek… Ve onun her bir gününden, günümüze ve ömrümüze dair dersler de çıkararak…
-
Peygamberin Kardeşleri
Peygamberin Kardeşleri bir açıdan Camide Dans Var isimli kitabın devamı… Yazar bu kitabında da hayatın içinden yazılarını merkeze alıyor, âhir zamanın şartları içinde yaşayan bizlerin, bu zor şartların ortasında Hz. Peygamberin “kardeşlerimi özledim…” sözüne liyâkat imkânına dikkatleri çekiyor. Bunu yaparken, kitaba sunuş yazan Mustafa Ulusoy’un ifadesiyle, zor zamanların insanları olan bizlere, zorlukların içindeki kolaylıkları da sunuyor…
-
Peygamberler Tarihi
Peygamberler tarihi, gün tarihinden ayrılması mümkün olmayan, insanı doğru yola yönelten bir tarih bilgisidir. Bu tarihi bize Kur’an öğretmekte, Hz. Muhammed (s.a.s) de yorumlamaktadır. Bu özelliklere sahip bir tarih kültürü, insanın yaşam rehberidir. Bu nedenle her seviyedeki insan, -ister yöneten ister yönetilen olsun-, bu tarihi iyi bilmelidir ki Allah’tan başkasına kul olmasın! Çünkü kendilerine itaat edilen insanların çoğu, insanı yanlış yola götürür. Bu nedenle bizim rehberimiz başta Peygamberimiz olmak üzere tüm peygamberlerin gösterdiği yol olmalıdır.
-
Peygamberler Tarihi (2 Cilt)
Hâfız İbn Kesîr, bu kitâbında Kur’ân’ı Kerim âyetleri ve hadisler ışığında peygamberlerin genel ve özel yaşamını, toplumlarına karşı verdikleri tevhid mücâdelesini, dâvet şeklini, karşılaştıkları sıkıntıları, başlarına gelen olaylar karşısında sergiledikleri dimdik duruşu, sabrı, metaneti, özveriyi, bağlılığı, ihlâsı, dürüstlüğü; başta her Müslüman olmak üzere herkesin bilmesi ve araştırması gereken konulardan, karşılaştığı olaylardan ve ele aldığı işlerden bazen detaylı ve bazen de kısa bir şekilde söz etmiştir.
-
Peygamberleri Öğrenelim
Duru zihinlerin, temiz yüreklerin anlayabileceği bir dille Allah’ın peygamberlerini anlatan, onların yaşadıklarını öğreten ve onları sevdiren kıssaların yer aldığı elinizdeki kitap, çocuklarımızı inanç dünyalarında doyumsuz bir yolculuğa çıkarıyor. Kur’an-ı Kerim’de anlatılan peygamberlerin kıssalarını içinde barındıran bu rengarenk kitapta çocuklar, peygamberlerin başından geçenleri öğrenerek manevi dünyalarına tertemiz sayfalar açıyorlar. Çocukların dünyasına manevi izler bırakacak bu eserle, Allah’ın ilk emrinin “Oku!” olduğunu hatırlatarak sizleri Kur’an’da bahsi geçen peygamber kıssalarıyla baş başa bırakıyoruz.
-
Peygamberlik Müjdeleri ve Mucizeleri
Peygamberlik Müjdeleri ve Mucizeleri / Şevahidün Nübüvve Molla Cami İncelediğiniz eserin müellifi olan Mevlânâ Abdurrahman Cami hazretleri İslâm kültür semasının parlak yıldızlarından olup, sultanlara bile el öptürecek bir yüksekliğe erişmiş dehâ çapında bir âlim, edip, şair ve gönül sultanı idi. Sadece yaşadığı ülkenin hükümdarları değil, bütün Müslüman devletlerin padişahları ve ileri gelenleri ondan feyiz ve himmet almak için can atarlardı. Asıl sultan ol hazret idi ve saltanatı halen devam etmektedir. Çünkü ilim, aşk, edeb ve hikmet âleminin saltanatı ölümle sona ermez. Resûlullah’ın (s.a.v.) mu’cize ve harikulade şeylerini duymak, insanların îmanına asıl sebep veya yakînlerinin artmasına vesile olmaktadır. Bunun için din âlimleri insanların îmanlarının yakîn hasıl etmesi, sünnete uymaya teşvik olması, Resûlullah’a (s.a.v.) muhabbetin artması için peygamberlik delillerinin anlatılması ve risalet sahicilerinin yazılması hususunda birçok kitaplar telif ve tasnîf etmişlerdir. Bunlardan biri de, sonra gelen(müteehhirîn) âlimlerin büyüğü, ilim denizine dalanların reisi, ışıklı yolun aydınlatıcısı ve şerî’at ve tarikat mesleklerinin yolcusu Mevlânâ Abdurrahman Câmî (tegammedehullahu teâlâ bilutfihi’s-sâmî) eski kitaplardan ve yeni risalelerden sahih, meşhur haberleri alarak; ŞEVÂHİDÜ’N-NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYETİ EHÜ’L-FÜTÜVVE adlı bu kitabı yazmıştır. Kulların en aşağısı ve acizi Osman oğlu Mahmud Lâmi’î (Allahü teâlâ bu ikisinin günahlarını afvetsin) bu kitabı baştan sona kadar okumakla müşerref oldum. Muhabbetin kuvvetlenmesindeki faidelerinin sayısız olduğunu gördüm. Resûlullah’a (sallallahü aleyhi ve sellem) uymanın sonsuz güzelliklerini buldum. Ustad-ı Kâmil ve İmam-ı Fadıl Mevlânâ Abdurrahman Câmî’nin (kuddise sırruh) bu kitabın tasnifinde çok zahmet çektiğini müşahede ettim. Açık, mu’teber, faydalı ve kısa olması için çeşitli rivayetleri ve türlü isnadları almadığını gördüm. Resûlullah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) mu’cizelerinden sonra, Ashâb-ı Kiramın, Tabiîn ve Tebe-i Tabiînin (aleyhimürrıdvân) âdet dışı işlerini ve kerametlerini de mu’cize kabilinden yazmıştır. Çünkü «Velînin kerameti nebinin mu’cizesidir» denilmiştir. Ümmette parlayan fazilet ve keramet nurları, tâbi olmak dolayısıyla, hakikatte Peygamberin parlak nurlarıdır. Bunun için ümmetten hâsıl olan kerametler, Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mu’cizelerinden sayılmıştır. Mevlânâ Câmî (kuddise sırruh) bu kitabı Fars diliyle yazmıştır. Herkesin okuyabilmesi için Türkçeye çevirdim. Allahü teâlânın kereminden müyesser ettiği faydalı sırları ve kıymetli kitaplarda bulduğum sahih haberleri de bu kitaba derc ettim. Allahü teâlâ doğru yolda yürüyenleri muvaffak eder. O duaları kabul edicidir. Yanılmaktan ve hata yapmaktan, O’nun ismetine sığınır, O’na tevekkül ederiz. Ümid olunur ki, Hak teâlâ kereminden ve herkese saçtığı nimetlerinden, bu kitabı okuyup mu’cizeleri mülahaza etmekle şereflenen aşık ve sadık taliplerin ve din kardeşlerimin kalplerini yakîn ve iz’an nurları ile doldurup mesrur eyleye! Amin yâ Mûcibe’s-sâilîn! Bu kitapta bir mukaddime, yedi bölüm ve bir hatime olmak üzere dokuz bölüm vardır. Kısaca bu bölümlerde nelerden bahsedildiğini açıklayalım: • Mukaddime: Nebî ve Resul kelimelerinin mânaları ve bunlara bağlı bazı şeyler hakkındadır. • Birinci bölüm: Resûlullah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) doğumundan evvel peygamberliğine müjde olan alâmetler hakkındadır. • İkinci bölüm: Doğumundan bi’sete (peygamberliğini ilana) kadar meydana gelen, peygamberliğine şahid olan alâmetler hakkındadır. • Üçüncü bölüm: Bi’setten hicrete kadar meydana gelen, peygamberliğine delil olan mu’cizeler anlatılmaktadır. • Dördüncü bölüm: Hicretten vefatına kadar meydana gelenler bildirilmektedir. • Beşinci bölüm: Vefatından sonra olan ve ayrıca zamanı kal’i olarak belli olmayan veya bir vakte mahsus olmayan alâmetler hakkındadır. • Altıncı bölüm: Ashâb-ı Kiram ve evlad-ı izamdan meydana gelen kerametler anlatılmaktadır. • Yedinci bölüm: Tabi’în ve Tebe-i Tabiîn ve büyüklerden meydana gelenler hakkındadır. • Hatime: Din düşmanlarının dünyada gördüğü cezalar anlatılmaktadır.
-
Putlar Yıkılırken İlahi Davet Karşısında Mekke
Putlar Yıkılırken; İlahî Davet Karşısında Mekke, Cahiliye döneminin son büyüklerinden Muğireoğlu Velid ve etrafındaki müşrikler ile Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ve ashabının mücadelesini anlatmaktadır. Bir başka ifadeyle şirk karşısında tevhidin, müşrik kibri, taassubu ve bencilliği karşısında Peygamberlik azminin, tahammülünün ve fedakârlığının hikâyesidir. Muğireoğlu Velid, hakkında en fazla âyet nâzil olan müşriktir. Zira inanma ve inanmama arasında kalmış, aklı inanması gerektiğini söylerken duygularına mağlup olmuş ve şirkteki ısrarını sürdürmüştür. Kişisel hırs ve duygularına kapılma anlamında Cahiliye, Velid ile ete kemiğe bürünmüştür. Bu kitap, Velid’in şahsında bir müşrik portresi de çizmekte ve Mekkelilerin ilahî davete karşı niçin ve nasıl direnç gösterdiklerini ortaya koymaktadır.
-
Rabbini Dinle
Hayat nizamı belirleyen Kur’an’ın ayetleri arasından seçilmiş bir demetin ele alındığı bu çalışma, kısa maddeler hâlinde işlediği ayetleri birer ders malzemesine dönüştürüyor. İnsan ve toplumu, iç dünyaları ve sosyal ortamları şekillendiren ilâhî hitaba kulak vermeye çağırıyor okuru ve neyin nasıl yapabileceğiyle ilgili pratik teklifler getiriyor. Ezberlemesi de kolay olacak ayetlerin seçildiği çalışmada, açıklamalar için akılda kalıcılık ve uygulanabilirlik hedeflerine uygun bir yöntem izleniyor.