Gösterilen 161–169 arası toplam: 169

  • Şahitler

    Tarih boyunca insanlığı karanlığa boğacak batıl sistemler oluşmuştur. Bu batıl karşısında ise her dönem ve her ortamda insanlığın saadeti için, batıla karşı mücadele edip, Allah’ın kelamını ayakta tutmaya çalışan mücahede örnekleri bulunmuştur.
    İşte bu kitapta bahsedilen yirmi üç örnek şahsiyet de diğer mücahede örnekleri gibi beşeri sistemde beşeri yasalara göre değil, Allah’ın sisteminde İslami yasalara göre yaşamak için mücadele ettiler.
    Kimi Amerika sokaklarında “beyaz”ın “siyaha” üstün olduğunu söyleyenlere; kimi Türkiye’de kafasındaki sarığı kafaya takanlara, kimi ise Filistin’de siyonist zorbalara karşı mücadele etti.

    7,94
  • Siyasal İslam Düşüncesinin Doğuşu ve Devlet

    İslam ve siyaset ilişkisi uzun zamandır gündemi işgal etmektedir.Yerli-yabancı birçok yazar konuya ilişkin eser kaleme almış,belki binlerce makale yazılmıştır.
    Tarihçi-yazar İbrahim Halil ER hocamız bu çalışmasında konuya tarihsel perspektiften bakmakta ve oradan günümüze ışık tutmaktadır:
    “İslam’da Siyasal düşünce ile ilgili tarih boyunca çok önemli kitaplar yazılmıştır. Bunlardan en meşhurları Maverdi’nin Ahkamu Sultaniyesi, Nizamulmülk’ün Siyasetnamesi, İbni Teymiyenin Siyasetüs Şeriyye kitabıdır. Bunların yanında fıkıh ve hadis kitaplarının ahkam bölümleri de bulunmaktadır. Ayrıca, kelam kitapları da bu konudaki tartışmalarla doludur. Yani siyasal mirasımız tahmin edilenden daha zengindir. Fakat bu mirastan gereği gibi yararlanamıyoruz. Bu mirasımızı günümüz toplumların ihtiyaçlarına ve günümüz sosyal yapıya göre yeniden değerlendirebilir ve yeni görüşler ortaya koyabiliriz.

    Bu çalışmayı yapmamızın amacı günümüzde de yoğun bir şekilde tartıştığımız siyaset konusunun İslami temellerini ve o temellerinin oluştuğu ortamı sizlere göstermektir.”

    10,24
  • Siyasette 35 Yil – 1

    “Bugün gelişmiş ülkelerde iki tür politikacı vardır.
    Birincisi, ülkesini dış sömürüden kurtarmak için çaba sarf eden politikacı.
    Diğeri ise ülkesini dış sömürüye alabildiğine açık tutan, bundan çıkar sağlayan politikacı.”
    Süleyman Arif Emre

    7,94
  • Siyasette 35 Yil -2

    “Bugün gelişmiş ülkelerde iki tür politikacı vardır.
    Birincisi, ülkesini dış sömürüden kurtarmak için çaba sarf eden politikacı.
    Diğeri ise ülkesini dış sömürüye alabildiğine açık tutan, bundan çıkar sağlayan politikacı.”
    Süleyman Arif Emre

    7,94
  • Siyasette 35 Yıl -3

    Bugün gelişmiş ülkelerde iki tür politikacı vardır.
    Birincisi, ülkesini dış sömürüden kurtarmak için çaba sarf eden politikacı.
    Diğeri ise ülkesini dış sömürüye alabildiğine açık tutan, bundan çıkar sağlayan politikacı.”
    Süleyman Arif Emre

    7,94
  • Siyasette Müslümanca Duruş

    Siyaset; Allah’ın el-Velî isminin insanda tecelli etmesiyle yeryüzünde İslâm’ı hâkim kılmak ya da var olan hâkimiyetini devam ettirmek; insanların müstakim çizgiden saptıklarında onları tekrar sırat-ı müstakime yönlendirmek ve onların dünyada emniyetlerini ve huzurlarını sağlamak amacıyla yönetimi kurumsallaştırma sanatıdır. Hedefi insanı mutlu ve huzurlu kılmaktır. Bunun için de hayatın tüm sorunlarını vahiy eksenli çözmektir. En azından biz siyasetten bunları anlıyoruz. Böyle bir siyasetin değerini ve önemini kabul ediyoruz. Gazzali’nin deyimiyle siyasetin bu şeklinin “ilimlerin en şereflisi olduğuna” inanıyoruz. Bu ilme şeref kazandıran amacı ve temel dayanaklarıdır. Hedef, ümmeti nebevi kurallar çerçevesinde Hz. Peygamber’e vekâleten yönetmek olunca, yapılan işin de değeri artmış olur. Müslümanların siyaseti bu bağlamda anlamaları çok önemlidir. Bu anlayış sadedinde İslâm, siyasetin üst bir kurum olduğunu kabul eder ve sıradan insanların elinde oyuncak olmasını istemez.

    6,79
  • Stratejik Hedef

    İnsanoğlunun yaratılışından bu yana hakkı üstün tutanlar ile batılı üstün tutanlar arasında bir hâkimiyet mücadelesi süregelmiştir.
    Bu mücadele kıyamete kadar da devam edecektir. Buradaki hâkimiyet kavramını ille de bir yeri zorla zapt etmek olarak değil, karar verme mekanizmalarına sahip olmak veya onları etkilemek olarak algılamak gerekir. Medeniyetler tarihine baktığımızda, zaman zaman hakkı üstün tutan medeniyetlerin hâkim olduğunu, zaman zaman da bâtılı üstün tutan medeniyetlerin hâkimiyet boşluğunu zahiren doldurduğunu görürüz.
    Hak daima üstündür. Zaman zaman hakkı üstün tutan medeniyetlerin hâkimiyeti kaybetmelerinin sebebi, hakkı üstün tutması gerekenlerin gereği gibi ve yeterince çalışmamalarıdır.

    4,49
  • Sultan Abdülhamid’in Sırdaşı Tahsin Paşa’nın Yıldız Sarayı Hatıraları

    “Sultan Abdülhamid dönemini ilk ağızdan öğrendiğimiz kaynakların en önemlilerinden biri Tahsin Paşa’nın yazdıklarıdır. Tahsin Paşa uzun yıllar boyunca Sultan’ın en yakınındaki isimdi, haliyle Abdülhamid Han’ın ve Devlet-i Aliyye’nin birçok sırrına vakıftı. Kitapta Sultan’ı eleştirdiği yazılar da olmakla beraber, Abdülhamid Han’ın şahsiyetini ve siyasetini teferruatıyla ve hakkıyla anlatmıştır. Sultan’ın hayatını ve Devlet-i Aliyye’nin son dönemini yazan tarihçilerimizin en fazla istifade ettiği kitap da Tahsin Paşa’nın hatıralarıdır.”
    Selman Kayabaşı Payitaht Abdülhamid dizisi danışmanı

    Sultan Abdülhamid özel hayatında nasıl biriydi?
    Sultan’ın karakterini oluşturan olaylar nelerdi? Çocukluğundan itibaren hangi safhalardan geçmişti?
    Osmanlı Hanedanı içinde Abdülhamid Han’ın sevdiği ve çekindiği isimler kimlerdi?
    Yıldız Sarayı ile Dolmabahçe arasında süren görünmez mücadelenin sebebi neydi?
    İngiltere, Rusya, Almanya ve Fransa’nın imparatorluk üzerine kurdukları planlar nelerdi?
    Ermeni komitacılar suikast için hangi hazırlıkları yapmışlardı?
    Suikasttan sonra yakalanan isimler ifadelerinde ne anlattılar?
    Afrika’da ve Rumeli’de yaşanan sıkıntılar karşısında Sultan Abdülhamid nasıl bir siyaset izledi?
    Filistin’de devlet kurmak isteyen Theodor Herzl ile Abdülhamid Han nasıl görüştü?

    Sultan Abdülhamid’in Sırdaşı, Mabeyn Başkatibi Tahsin Paşa’nın yazdığı Yıldız Sarayı Hatıraları’nda…

    9,09
  • Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen

    Adil Düzen temel esasları itibariyle asırlar boyu, hâkim olduğu devirlerin gereklerine uygun olarak tatbik edilmiş bir düzendir. Kamil ve tam bir düzendir. Kuvveti üstün tutan Batı medeniyetinin bir dejenerasyona uğrayarak “kalkınıyoruz, gelişiyoruz” adı altında sonradan kurduğu Kapitalizm ve Sosyalizm ise Adil Düzen’i bozarak, çarpıtarak meydana getirilmiş haksız düzenlerdir. Bunun için şimdi bütün insanlığın yeniden Adil Düzen’e dönmesi zamanı gelmiştir.

    6,79