Gösterilen 2661–2680 arası toplam: 3487

  • The Burning Secret

    The train, with a shrill whistle, pulled into Summering. For a moment the black coaches stood still in the silvery light of the uplands to eject a few vivid human figures and to swallow up others. Exacerbated voices called back and forth; then, with a puffing and a chugging and another shrill shriek, the dark train clattered into the opening of the tunnel, and once more the landscape stretched before the view unbroken in all its wide expanse, the background swept clean by the moist wind.
    4,49
  • The Call of the Wild

    The Call of the Wild is a short adventure novel by Jack London published in 1903 and set in Yukon, Canada during the 1890s Klondike Gold Rush, when strong sled dogs were in high demand. The central character is a dog named Buck. The story opens at a ranch in the Santa Clara Valley of California when Buck is stolen from his home and sold into service as a sled dog in Alaska. He progressively reverts to a wild state in the harsh climate, where he is forced to fight to dominate other dogs. By the end, he sheds the veneer of civilization and relies on primordial instinct and learned experience to emerge as a leader in the wild.

    5,64
  • The Little Prince

    The Little Prince, beloved by readers of all ages, comes to life in a format perfect for teen readers.

    5,64
  • The Merchant of Venice

    The Merchant of Venice in which a merchant in 16th century Venice must default on a large loan provided by an abused Jewish moneylender.

    “Racism, love, secrets and loans. The play strikes true to certain parts of the modern world as well as the time it was set and written. It is compelling that Shakespeare was able to write about such things in a way that fitted into the comical manner of the era. To a modern reader, it isn’t so much comical but instead a tragedy and something that shows all the things that are wrong with the world.”

    -The Guardian

    4,49
  • The Özal Bir Davanın Öyküsü

    12 Eylül Askeri Darbesi’ni Özal’a önceden duyuran MHP’li kimdi? Özal ANAP’ı kurarken Süleyman Demirel’den kimleri ödünç istedi? Demirel ne yanıt verdi? Özal’a köprüyü satma fikrini kim verdi? Eşi Semra Özal’dan boşanmasını Özal’dan kimler, neden istedi? Özal ile Cem Karaca’yı Almanya’da gizlice buluşturan kimdi? “Paşalar Operasyonu”nun perde arkası… Özal, suikast girişiminin arkasındakileri ortaya çıkarmak için İsviçre’ye kimi gönderdi? Irak’ın Kuveyt’i işgal edeceğini CIA ve MİT’ten önce Özal’a bildiren işinsanı kimdi? Özal Clinton’dan ne istedi? Kürt meselesi konusunda Özal’ın kafasında neler vardı? ANAP nasıl bölündü? Ölümünden 12 gün önce oğlu Ahmet Özal’a ne vasiyet etti? Eski ABD Başkanı Bush Özal’ı anlatıyor…

    13,69
  • The Sonnets

    Modern readers associate the sonnet form with romantic love and with good reason: the first sonnets written in thirteenth- and fourteenth-century Italy celebrated the poets’ feelings for their beloveds and their patrons. These sonnets were addressed to stylized, lionized women and dedicated to wealthy noblemen, who supported poets with money and other gifts, usually in return for lofty praise in print. Shakespeare dedicated his sonnets to “Mr. W. H.,” and the identity of this man remains unknown.
    4,49
  • The Time Machine

    The Time Traveller (for so it will be convenient to speak of him) was expounding a recondite matter to us. His grey eyes shone and twinkled, and his usually pale face was flushed and animated. The fire burned brightly, and the soft radiance of the incandescent lights in the lilies of silver caught the bubbles that flashed and passed in our glasses.

    5,64
  • Tiamat (Karton Kapak)

    “Başlangıçta her şey soğuk, boş ve anlamsızdı. Kutsal Rüzgâr sular üzerinde okşar gibi anaforlarla esiyor, güneş ve ayın, burçlar ve yıldızların henüz yaratılmadığı zifirî gecede, gözleri mucizevî bir dokunuşla açılmış halde bizzat kendini, yani karanlığın yine ta kendisini gören kör tabiatı sanki teselli ediyordu. Onun uyanıp cisimleşmiş hâli olan diğer çelik canavarın belirsiz silueti ise satıhtaki zayıf aydınlığın hemen altında âdeta kımıltısızdı.” İhsan Oktay Anar’ın derin denizlerde kurduğu âlemde, o belirsiz, kımıltısız siluetin hem içinde hem dışında, olağanüstü bir hikâyede, hikâyeyiz.

    7,90
  • Timsah Olmak İsteyen Hipopotam / Kabına Sığmayan Hayaller Dizisi

    Gümüş, timsah olma hayali kuran bir hipopotam. Zümrüt yeşili derilerinin ve uzun vücutlarının harika olduğunu düşünüyor. Ama hayat timsahlar için daha kolay sanmayın. Bir timsahın hayatı da zorluklarla dolu olabilir.

    5,64
  • Timur Yıldızların Bahtına Hükmeden Son Cihangir

    Emir Timur…
    Sahipkıran…
    Yıldızlar onun bahtına güldü, o yıldızların da efendisi oldu.
    Siyaset ve askerlik zordu o doğduğunda.
    Adalet ve zulüm ikiz kardeş gibiydi gençliğinde.
    Merhamet ve sevgi yaşlılığının alın yazısıydı.
    Tarihçiler onu bazen zalim, bazen adil yazdılar, bazen merhametli bir sultan olarak göründü ahalinin gözünde, bazen korkunun kendisi.
    Küçük bir köyden, cihan hükümdarlığına giden yolda cihangir diye anıldı. Benzersiz bir yönetme gücü vardı. Akıllara durgunluk veren savaş stratejileri…
    Bu kitap Türk tarihinin en büyük kahramanlarından biri olan Emir Timur’a dair gerçekçi bir ufuk sunmayı hedefliyor. Orijinal kaynakları yeniden ele alıp, yeni bir nefes kazandırmaya gayret ediyor.

    7,94
  • Timurlular Orta Asya’nın Parlak Devri

    DEVLET VE ORDU TEŞKİLATLARI, FAALİYETLERİ VE
    KÜLTÜR MİRASIYLA TİMURLULAR…

    “Dünya iki hükümdara yetecek kadar geniş değildir.
    Tanrı nasıl bir tane ise, Sultan da bir tane olmalıdır.”
    – Timur

    15. yüzyılın henüz başında dünyanın en kuvvetli imparatorluklarından biri sayılan Timurlular, 16. yüzyıla gelindiğinde neden bir felaket devri yaşadılar? Tek gayesi imparatorluk sınırlarını genişletmek olan Timur’un gerek devlet teşkilatında gerek imar faaliyetlerinde tarihi anlamda ne gibi müspet yönleri vardı? Timur’dan sonraki hâkimiyet mücadelelerinde neler yaşandı, kimler ön plana çıktı ve haleflerin devrinde neler gerçekleşti?

    Timur, bir imparator olarak daima “savaşçı” ve “sefer adamı” olarak bilinir. Nitekim Cengiz Han’ın çeşitli ülkelere düzenlediği seferler neticesinde oluşan korku iklimi, Timur’un devrinde de kendini göstermiştir. Hakimiyet sahasını genişletirken kan dökmekten ve önüne çıkan her şeyi tahrip etmekten zevk aldığı düşünülen Timur, aynı zamanda oldukça önemli bir imar adamıydı. Bilhassa Orta Asya’daki İslâm mimarisinin en parlak devri Timur döneminde yaşanmış; muhteşem binaların yanı sıra sulama kanalları ve ticarî faaliyetleri de düşünülerek yeni yerleşim merkezleri kurulmuştur.

    Timurlular devri için savaş, mücadele ve kaos ön planda olsa da kendilerinden sonra vücut bulan birçok imparatorluğa devlet teşkilatı, ticari faaliyetleri ve imar anlayışıyla ilham vermişlerdir. Dini, sosyal ve kültürel hareketliliğin çok yüksek olduğu imparatorluktan geriye Çağatay edebiyatı, resim ve süsleme sanatı ile musiki zevki gibi büyük bir miras kalmıştır.

    Prof. Dr. İsmail Aka’nın ilmî tecrübesi ve titiz araştırmalarıyla ortaya çıkan “Timurlular”; hem kolay okunmasıyla hem de sunduğu detaylı bilgilerle alanının en önemli kaynaklarından…

    9,09
  • Tirende Bir Keman

    Türk hikâyeciliğinin usta kalemlerinden Mustafa Kutlu, Tirende Bir Keman adlı son kitabıyla okurlarıyla buluşuyor.

    Kimi zaman güldüren çoğu zaman da hüzünlendiren musikişinas bir baba-oğulun hikâyesi, okuyanların yüreğine dokunacak türden… Her hikâyesinde olduğu gibi Türk toplumunun duygu ve düşüncelerine ayna tutan Kutlu, hayat verdiği karakterlerle bize insanlık hâllerini anlatıyor.

    Hayal kırıklıkları karşısında sonu gelmeyen tiren yolculuklarına çıkan Kenan ve yolculukta onu yalnız bırakmayan oğlu Sadullah… Gerisi ise istasyonları doldurup boşaltan yolcular misali hayatlarına girip çıkmış insanlar… Değişmeyen şeyler de var elbette: Yanlarından ayırmadıkları keman ve dillerinden düşürmedikleri şarkılar. Bir de hasret ve gurbet…

    Ellili yılların havasını taşıyan bu şarkılarla Yeşilçam filmi tadındaki hikâyeyi Mustafa Kutlu’nun kaleminden okuyacaksınız.

    5,64
  • Tırsak Sincap

    HERKES TIRSAK SİNCAP İÇİN DELİ OLUYOR! Tırsak Sincap, bilinmez maceralar yaşamaktansa dikkatle planladığı rutinine uyarak kendi güvenli ağacında kalmayı tercih ederdi. Ta ki bir gün, planlarının dışında bir olay yaşanana kadar… “Tırsak Sincap’ın size de söyleyeceği gibi; arada sırada bilinmeze doğru adeta uçarak atladığınızda, kendinizle ilgili yeni şeyler keşfedersiniz.” – Horn Book Magazine “Komedi ve ciddi gerçekliğin ustaca bir dengesi.” – Toronto Star “Çocuklar, bu kitaba bayılacak.” – Publishers Weekly

    5,64
  • Tırsak Sincap / Arkadaş Ediniyor

    HERKES TIRSAK SİNCAP İÇİN DELİ OLUYOR! Tırsak Sincap’ın hiç arkadaşı yoktu. Arkadaş edinmek son derece tehlikeliydi. Arkadaş dediğin ISIRABİLİRDİ. Sonunda güven veren bir arkadaş adayı gözüne çarptığında, MÜKEMMEL BİR İLK İZLENİM yaratmak için isim etiketi, tek parmaklı eldivenler, bir ayna ve bir limonla hazırlanmaya başladı. Dört ayaklı ve kuyruklu biri Tırsak’ın peşine düşene kadar her şey yolundaydı! “Tırsak Sincap samimi, saplantılı ve tüm yönleriyle son derece sevimli.” – The Associated Press “Hayranları, bu sevimli arkadaşın maceralarının devamını bekleyecek.” – Publishers Weekly

    6,79
  • Tırsak Sincap / Uyku Zamanı

    HERKES TIRSAK SİNCAP İÇİN DELİ OLUYOR! Tırsak Sincap hiç uyumazdı. Uyumak onun için çok korkunçtu. Hayaletler, ejderhalar ve puantiyeli canavarlar hakkında kâbuslar görebilirdi! Bu yüzden, her gece kendisini meşgul ederek uyanık kalırdı… Ancak uykudan kaçmanın, yorgunluk gibi ciddi yan etkileri vardı. İşte, bir şeylerin yanlış gittiğini Tırsak o zaman fark etti: tüm kâbusları gerçeğe dönüşmek üzereydi! Bir plan yaptı ve bu sorunu çözmeye çalıştı. Ama işler iyice sarpa sardı! “Tırsak Sincap’ı korkutan her şey çocukları kahkahaya boğacak!” Kirkus Reviews

    6,79
  • Tom Sawyer

    Die alte Dame schob ihre Brille hinunter und schaute darüber hinweg; dann schob sie sie auf die Stirn und schaute darunter weg. Selten oder nie schaute sie nach einem so kleinen Ding, wie ein Knabe ist, durch die Gläser dieser ihrer Staatsbrille, die der Stolz ihres Herzens war und mehr stilvoll als brauchbar; sie würde durch ein paar Herdringe ebensoviel gesehen haben.

    9,09
  • Tom Sawyer’ın Maceraları

    Mark Twain’in en sevilen yapıtlarından biri olan Tom Sawyer’ın Maceraları çocukluğun masum, güvenli ve olağanüstü maceralarla dolu evrenine bir övgüdür. Roman Mississippi Nehri kıyısındaki küçük bir kasabada, belirtilmeyen bir dönemde geçer. Ancak okur evlerde siyahi kölelerin bulunmasından hikâyenin 1830’larda ya da 1840’larda geçtiği sonucuna varabilir. Herkesin herkesi tanıdığı, yetişkinlerin çocukları eğitmek ve disipline sokmak için birlikte çalıştıkları bu küçük kasabada, herkes göründüğü gibi midir? Roman insan doğasının ikiyüzlülüğünü, bencilliğini, maddi değerlere düşkünlüğünü ve Amerikan taşrasındaki küçük kasaba ruhunu mükemmel biçimde yansıtır.
    Twain, iyi kalpli, ancak her daim haylazlık peşindeki Tom ve arkadaşlarının maceralarını gerçekçi bir dille  aktarırken, alışılmış terbiyeli ve örnek çocuk imgesini de yıkar. Yapıtın kuşaklar boyu her yaştan okura hitap etmesinin sırrı, belki de çocuk aklının nasıl işlediğini bize hatırlatmasında; yetişkin dünyasından ansızın çocukluğa ışınlanmanın paha biçilmez değerinde yatar.
    5,64
  • Tom Sawyer’ın Maceraları

    Tom Sawyer’ın Maceraları, Mark Twain’in kendi çocukluğunun büyülü dünyasından izler taşır. Masumiyetin arketipi olarak zihinlerde yer eden kibar ve uslu çocuk imajını bozup köklü bir değişikliğe uğratan Twain; yetkin bir pedagog yahut ruh hekimi gibi çocukluğun ruhsal dünyasına girer.

    Tom akıllı, iyi kalpli ama uçarı bir çocuktur. Çevresindekileri sık sık üzer, perişan eder. Sıra dışı hayalleri onu diğer çocuklardan ayıran en belirgin özelliğidir. Maceralara atılmak, ünlü bir korsan olmak, çete kurmak gibi hayaller…

    devamını oku

    4,49
  • Tombik Ayı Kaybolunca

    “Karnı acıkan Tombik Ayı, ormanın derinliklerine daldı. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan, şiddetli bir fırtına patladı. Yolunu kaybeden Tombik Ayı’ nın, yardımına arkadaşları koşacaktı.”
    Kitaptan

    Arkadaşlığı ve yardımlaşmayı öğreten bu kitabın, mükemmel çizgileri ile çocuğunuz
    kendisini hikayenin tam içerisinde hissedecek.

    5,64
  • Tombik Ayı Teşekkür Ediyor

    Rüzgarlı bir sonbahar günü,
    Mağarasında tek başınaydı Tombik Ayı
    Çok
    Çok
    Çok sıkılıyordu buğün canı!
    Keşke arkadaşları yanında olsaydı. . .

    5,64