Edebiyat Dergisi Yayınları

  • Bağlanma

    “Dostluk, karşılıklı birbirine bakmak değil, aynı yöne birlikte bakmaktır” der Exupéry. Yapayalnız dolaşıyor bu çağın insanı. Çünkü birlikte yürüyecek kadar güvenmiyor kimse birbirine. İnsanları birbirine sevdirmek gerekiyor öncelikle, bunun için. Resmî öğreti önce güveni sarstı Türk ulusunda. Böylece eylemsizliğe itti onu. Nasıl birlikte yürünür güven olmadan? Herkes kendi dışında birinden gelen şeylere karşı bir güvensizliğe itilmiş ki konuşmalarda karşılıklı sözlerin birbiriyle ilintili olduğu görülmüyor dense çok olmaz sanırım. Kişiler devletten gelene karşı da kuşkulu, kişilerden gelene karşı da. Ama, ne gelirse gelsin. Her şeye karşı. Güven olmazsa dostluk olur mu? Dostluk olmazsa bağlanma olur mu? Bağlanma olmazsa eylem olur mu? Tarihte örnekleri var; bakalım tüm devrimlere, eylemlere: hangi temel değerlere, yöntemlere yaslanıyor? Nuri Pakdil’in “Fethi Gemuhluoğlu’nun Büyük anısına” yazdığı ‘Bağlanma’ kitabı bir de bu yaklaşımla okunmalı. / Ömer Doğru

    6,79
  • Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş

    Nuri Pakdil’in diğer tiyatro eserlerinde olduğu gibi, ‘Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş’te de, tüm gerilim Tanrıtanımazlık sorunu üzerine kurulu. Çağın her çıkmazının temelinde hep Tanrıtanımazlık sorunu yok mu? Tanrı’yı unuttu çağın insanı, en çok da Tanrı’yı unuttu. İşte burda çıkıyor tiyatronun özgörevi: Tanrı’yı insana yeniden duyumsatmak. Yeniden insanı göğe baktırmak, gökle yer arasında ilişkiler kurdurmak. / Baha Yavuz

    Nuri Pakdil’in hemen her eseri, Türk edebiyatında yenilenmenin muştusunu taşıyor, edebiyatımızda yarının boyutlarını kuşatıyor. Nuri Pakdil, edebiyatın deneme, anı, çeviri, şiir dallarında olduğu gibi, tiyatro dalında da başarılı eserler veriyor. Nuri Pakdil’in insan ve toplum gerçeklerine değinen, yerli düşünceden kaynaklanan, batılı öz ve biçim özelliklerini gerçekten kavrayan tiyatro eserlerinin ilk örneği ‘Umut’tu. Bunu, ‘Korku’, ‘Put Yapımevleri’, ‘Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş’, ‘Bir Öldürme Töreni’, ‘Belge’ ve ‘Bakır Dönemi’ izledi.

    Bu kitapların bize tuttuğu aynada, karanlıktan karanlığa nasıl koştuğumuzu gördük. Bu kitaplar bize, insanın Tanrı’yı unutmasına bağlı olarak yaşadığı tedirginliği, düştüğü bunalımı anlattı. Şematik bir özgürlüğün insana birşey kazandırmadığını hatırlattı. Bu kitaplarla, tiyatromuzun, nasıl büyük boyutlara ulaştığına tanıklık ediyoruz. / Mehmet Emin

    6,79
  • Bir Yazarin Notlari 1

    “Yazmak”ı emekle, eylemle, insanla, sükûtla ve “yaşamak”la özdeşleştirmiş bir edebiyat adamı olarak Pakdil, insanın süren ve hiç bitmeyecek olan sorgusunu anlatıyor bir bakıma.

    Tıpkı, onun edebiyat dünyasını tanımamızda çok önemli bir kılavuz olan Bir Yazarın Notları serisindeki üst başlıkta yazdığı gibi, Pakdil’e ve yapıtlarına ‘insanın süren sorgusu’ olarak bakabiliriz.

    Bu bağlamda, koyu bir ‘hiç’liğin içinde ‘yaşamak’ için savaş veren insanlar olarak Pakdil’e, Pakdil’in metinlerine ve insanın ‘süren o sorgusuna -özellikle şimdi- çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. / Ahmet Edip Başaran

    6,79
  • Bati Notlari

    Batı’ya dair tespitlerin yapıldığı bir kitap ‘Batı Notları’; iyiki okudum diyorum. Yazarın daha kitabın başında kurduğu şu cümle özet mahiyetindeydi: “Ama öykünmekle, inançları davranışları farklı uluslara göre düzenlenmiş kurumları almakla, onların aynısını kurmakla, ulusal birleşime varmak mümkün müydü?”
    Batı bu kadar samimi bir şekilde, ancak bu kadar güzel yazılabilirdi. Bir dostumdan dinliyormuş gibi okudum Batı Notları’nı. / Ayşegül Toprak
    ‘Batı Notları’, Nuri Pakdil’in Paris, Brüksel ve Roma’ya yaptığı gezinin notlarını içeriyor. Batı Notları’nda Nuri Pakdil, tarih bilincine sahip Müslüman bir yazarın bakışıyla Batı’yı, Batı toplumlarını eleştirel bir gözleme tâbi tutuyor.
    Sunuş yazısında, şöyle deniyor: “Yalnızca izlenimlerimi değil, Batı’nın bende yaptığı çağrışımları da yazdım. Şunu da belirteyim: Bilinen gerçeklere yeni bir şey eklenmedi. Ama bunlarla, uygarlık sorunlarımıza az çok değiniliyorsa, bu gerçeklerin sürekli yazılması ve üzerinde düşünülmesi zorunludur.”
    Uzun yıllar sonra, kimi küçük eklemeler ve değişikliklerle yeniden basılan Batı Notları, genç okurlara Nuri Pakdil’i yakından tanımaları için bir imkân kabul edilmelidir. / Şaban Abak

    6,79
  • Anneler ve Kudüsler

    Anneler ve Kudüsler, şiirsel tad veren denemelerin, oyunların yazarı Nuri Pakdil’in yeni şiir kitabı. Daha önce Edebiyat Dergisi Yayınları arasında çıkan, ikilikler şeklinde yazılmış Sükût Sûretinde, Ahid Kulesi, Osmanlı Simitçiler Kasîdesi gibi şiir kitaplarından biçem olarak farklı. Nuri Pakdil’in bu dördüncü şiir kitabı, Edebiyat dergisinde, 1970–1984 yılları arasında müstear adlarla yayımlanmış şiirlerinden oluşuyor.
    Nuri Pakdil şiirleri, anne lirizmi ile Kudüs gerçeği arasında gidip gelen gergin bir yay gibidir. Kâh lirik bir geyiktir sözcükler, kâh ateş hattındaki savaşçıdır. Kudüs, somut bir mekan olduğu kadar, soyut bir algıdır da. Onun için çoğuldur Kudüs ve anne. Anne Kudüs’tür, Kudüs de anne.
    Kudüs, ilk ve tek Gök Yolculuğu’nun, Mirâc’ın mekânıdır. O yüzden Nuri Pakdil düşüncesinin, dolayısıyla Nuri Pakdil şiirinin metafizik yolculuğuna kaynaklık eden güçlü bir imgedir. Medeniyet haritasının da temel ve vazgeçilmez ayaklarından biri.
    Şiirin tüm has damarlarında, tüm ana duvarlarında, tüm sağlam kolonlarında ideolojinin sarsılmaz biçimde var olduğu bir inşadır Nuri Pakdil şiiri. Bu inşada lirik bir kucaklama, sonsuz bir şefkat olarak sanatın tüm incelikleri vardır. Çok güçlü damarları olan şiirlere imza atmış bu çok yönlü yazarın şiirlerinin dergi sayfalarından çıkarılıp kitaplaştırılmış olmasıyla, “şair” Nuri Pakdil’i de doğru biçimde görmüş oluyoruz.

    6,79
Open chat
Size nasıl yardımcı olabiliriz?