-
Çağımızda Hak-Batıl Mücadelesi / Erbakan Risaleleri 7
İnsanlık tarihi aynı zamanda Hak-batıl mücadelesinin de tarihidir. Bu mücadelede bir tarafta Hak yani her zaman doğru taraf, diğer tarafta ise batıl vardır. Bütün peygamberlerin batılı savunun düşmanları olmuştur “ (Resulüm!) Ve işte biz böyle her peygamber için günahkarlardan bir düşman yapmışızdır. Bununla beraber hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.” (Furkan 31) Batıl yalnızca insanlar Haktan sapmaya başladıklarında hüküm sürebilmiştir. Keyifle okuycağınız bir eser.
-
Budala
İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Belinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan öykü ve romanları, çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da, o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849’da I. Nikola’nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi.
Cezasını tamamlayıp Sibirya’dan döndükten sonra Petersburg’da Vremya dergisini çıkarmaya başladı, yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. En önemli eserlerinden Budala 1868-1869 yıllarında Russki Vestnik dergisinde tefrika edildi. Dostoyevski bu romanında insan ruhunun labirentini çılgınlık, tutku ve hastalık prizmasında kırılan görüntüsüyle sergilemiştir
-
Can Boğazdan Çıkar
Beslenme şeklimiz hasta ediyor Bir klinikte yapılan ankette “İnsan niçin hasta olur?” sorusuna; insanların yüzde yetmiş üçü “Allah sevdiğine hastalık verir!” şıkkını işaretlemiştir. Birçok insan hastalığı kaderimizin ya da genetik yapımızın kalıtsal bir sonucu olarak kabul eder. Bu nedenle beslenme şeklimizin bizi hasta edebileceğini aklımıza getirmeyiz! Motorların farklı yakıtla çalıştığı gibi… Hastalıklarımızın büyük bir kısmının yediklerimiz ve içtiklerimizden kaynaklandığı bilimsel anlamda da ispat edilmiştir. Kişilerin mizaçlarına uygun beslenmemesi, hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarda, farklı motorlarda farklı yakıtlar kullanıldığı gibi; insanların da birbirinden farklı mizaç ve yapılara sahip olduğu, alınan gıdayı hazmettirecek enzimin her bünyede aynı güçte ifraz edilmediği belirlenmiştir. Kan grubunuza göre beslenin Bugün tüm dünyada, bu yeni bilgiler ışığında yeni bir beslenme tarzı önerilmekte; kişilerin, kan gruplarına (mizaçlarına) uygun beslenmeleri halinde şişmanlık ve hastalık probleminden kurtulacakları savunulmaktadır. Geleneksel tıp daha da ileri giderek her insanın kendine özgü sindirim sistemi ve enzimleri olduğu bilgisinden hareketle, kişiye özel beslenme programları önermektedir. Bilinçli beslenip sağlıklı yaşayın Kendi bünyenize göre bilinçli beslenmenin yol ve yöntemlerini öğrenerek sağlıklı yaşayın.
-
Can Çekisen İmparatorluk
Can Çekişen İmparatorluk, Amerikan rüyasının çöküş ve çözülüş süreçlerini mercek altına alan çarpıcı bir çalışma. Amerikan rüyasının küresel emperyalizmdeki yerini yavaş yavaş nasıl yitirdiği, veriler üzerinden tartışılıyor kitapta. Küresel kapitalizmin “ölümüne” ilişkin saptamalarda bulunulurken hamasi bir tutuma prim verilmiyor tabii. Daha ziyade dünya çapındaki güç dengelerinin hangi parametler eşliğinde değiştiğine odaklanılıyor. Mevcut iktidar ilişkilerinin, sermaye hareketlerinin hem Amerika’yı hem de dünyanın farklı güç merkezlerini nasıl şekillendirdiği olgusal kaynaklara yaslanılarak gözler önüne seriliyor. Kitabın stratejisi olguları peş peşe sıralamak ve iktidar ilişkilerini basitçe ifşa etmek değil: İmparatorluk rejiminden çıkış imkânları üzerinde de duruluyor. İmparatorluk rejimlerinin ölüm süreçleri, ekolojik ve eşitlikçi bir gelecek hayali taşıyanlar için kimi fırsatlar sunmaktadır. Gezegenimiz için dayanışma vakti gelip çatmış; başka bir dünyanın imkânı hiç olmadığı kadar yakıcı bir hal almıştır.
-
Canim Arzular Seni
Kadir Mevlam, bu uçsuz bucaksız cihanı bir sevgi uğruna yaratmıştır: Yaratırken san’atının bütün inceliklerini gösterdiği ve sonra da kendisine: “biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik” buyurduğu, en mükemmel insan Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi vesellem- efendimiz uğruna.
Gerçekleri o sular gibi berrak üslubuyla kolayca anlatan Aşık Yunus’umuz bu olayı şöyle ifade eder:
Hak yaratmış alemi
Aşkına Muhammed’inKainatın niçin yaratıldığını bilmemek, o en mükemmel insanı tanımamak, Cenab-ı Hakk’ın sevgilisi Habibullah efendimize neler borçlu olduğumuzu görmemek uygun düşmez
-
Canım Kurban Olsun Senin Yoluna
Canım Kurban Olsun Senin Yoluna Peygamber Efendimizle bir saat görüşmek için neler verirdiniz, hiç düşündünüz mü? Düşünün ki Rabbimiz, habibim, diye iltifat buyurduğu en sevgili kulunu rehberimiz kıldı. İmtihan dünyasında başarılı olmanın sırrı; hayâtımızı onun yaşantısına benzetebilmekte saklı kılındı. Bu kitapla düşlediği altın saati yakalayabilene ne mutlu. Dünyada bundan büyük saadet oLamaz.
-
Çanlar Kimin İçin Çalıyor
İspanya iç savaşının anlatıldığı roman, 1940’larda yazılmıştır. Böyle olmasına karşın, hâlâ birçok ülkede çevirisi yayımlanmakta, hâlâ en çok okunan kitaplar arasında yer almaktadır. Bu ilginin nedeni, bir serüven romanı oluşunda ya da Hemingway’in o kendine özgü anlatış biçiminde aranabilir. Ancak şöyle bir saptama da yapılabilir: Çanlar Kimin İçin Çalıyor’da Hemingway, ülkü birliği etmiş insanların inançlı kavgası yanında, romantizmi de etkileyici bir öğe olarak kullanmıştır. En güç koşullarda, ölümle yüz yüzeyken bile sevgi, umut, korku bütün canlılığıyla yaşanır romanda. Ortak amaç doğrultusunda, bir toplumsal kavga için, ayrı ulustan bilinçli insanların öyküsüdür Çanlar Kimin İçin Çalıyor.
-
Çarpışma
J.G. Ballard bu dev eserinde teknolojiyle ilişkimizi tahrip ve tahrik ederek bizi bir “araba sevdası” distopyasına taşıyor. Kimi eleştirmenlerin türünün tek örneği olarak gösterdiği, kimilerinin ise mide bulandırıcı bulduğu bu makine-erotizm hezeyanının kahramanları gündelik hayatımızın ürkütücü derecede içinde, haz ve saplantılarının çarpık bağlantıları ise hep kıyısında durduğumuz bir uçurumun altında. İktidar, statü ve cinsellik sembolü olarak otomobilin fetiş nesnesinin ta kendisi haline geldiği satırlarda Ballard, bilimkurgunun yabancılaştırıcılığının karşısına, “Asıl yabancı gezegen dünyamızdır” görüşüne uygun olarak gerçeğin ve mümkün olanın dehşetini koyuyor.
David Cronenberg tarafından filme uyarlandığında büyük yankı uyandıran ve Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü aldığında büyük tartışmalar yaratan Çarpışma distopik edebiyatın en önemli örneklerinden biri.
-
Cemil Meriç Konuşuyor
Çağımızın sancılı ve tutkulu düşünürü Cemil Meriç, titizlikle derlenmiş söyleşileriyle bu defa yazmıyor, konuşuyor. Bu konuşmalar, onun fikirlerinin yanı sıra kişiliği ve özel hayatıyla ilgili ipuçlarını da ele veriyor. Cemil Meriç’in bilge sesine kulak verin.
Antakya Lisesi’nden bir adam çıkıyor ve yalnız Avrupa Kültürü üzerinde değil, Hind kültürü üzerinde de, sadece Batı klasikleri üzerinde değil, bizim klasiklerimiz üzerinde de hakkaniyetle durarak önümüze cömert kapılarını açıyor kültür ve düşünce dünyasının. Balzac ile İbn Haldun kol kola onda. İhvan-ı Safa, adeta risalelerini yeniden yazıyorlar onun kalemiyle. Ali Şeriati ve Bediüzzaman Said Nursi de, Victor Hugo ve Proudhon da, Marx ve Weber de, Tevfik Fikret ve Mehmed Akif de beraber, dostça geziniyorlar onun binbir çiçekle müzeyyen bahçesinde. Clslubunun şimşeğinden yayılan kıvılcımlar atom parçaları gibi sayfaların arasına dağılıyor, sloganikmiş gibi görünen hikmet ve arzu yüklü cümlelerle soluğu alıyor ve yazılarını içenlerin kanına karışıyordu birkaç dakikada. Sonra damarlardan patlama sesleri duyuluyordu içten içe. İşte bu, halis muhlis Cemil Meriç üslubunun ta kendisiydi. -
Cennete Kavuşturulan Abidler Yolu
Öncelikle kul, zayıf bir varlıktır. Zaman çok zor bir zamandır. Din işi, inişli ve çıkışlıdır. Boş zaman neredeyse hiç yok gibidir. Meşguliyet ise, sayıya gelmeyecek derecede çoktur. Ömür kısadır. Amel ise, hatalarla doludur. Bütün bunların hesabını görecek olan zatın gözünden hiçbir şey kaçacak değildir. Sonunda gidiş Allah’adır. Ecel yakındır, yolculuk çok uzundur.
-
Cennete Kadar Yolun Var
Hayatınızda gireceğiniz en önemli sınavları düşünün,
hazırlanırken ilk yapacağınız şey çıkmış sorulara bakmaktır değil mi?
Tabii ki.
Soru tarzlarından ve konulardan yola çıkarak nasıl çalışacağınızı anlayabilirsiniz.
Ama bu sınavların en kralı bile altmış yılınızı etkiler.
Gel gelelim sınavdan sonra da rahat edemezsiniz zaten…
Bu sefer emekli olmaya çalışırsınız, ne yazık ki onun
çıkmış soruları da yoktur.
Emekli olduğunuzda da sudan çıkmış balık gibi ne
yapacağınızı şaşırırsınız, hem hazırlanacağınız bir sınav da olmaz.
“Yahu ahiret vardı galiba, çalışacak bir şey de yok, ben
ona çalışayım bari…” dersiniz ve sınava üç gün kala bin dört yüz yılın konularını gözden geçirmeye çalışırsınız.
Peki bu sınavda ne kadar başarılı olabilirsiniz?
Sadece bir sevapla cennetteki yerinizi kaçırmak istemiyorsanız, sınava doğru zamanlamayla, düzgün programlarla, günlük çalışmanız şarttır.
“Tamam da canım, benim bu ders hakkında hiçbir bilgim
yok!” diyorsanız müjde!
Sınavdaki sorular tek kitaptan soruluyor.
Ve her sınavda aynı sorular…
Kitapsa bin dört yüz yıldır yayında… -
Cezasız Eğitim 2
Çocuk bir türlü söz dinlemiyor, kardeşine kötü davranıyorsa…
Ödevini yapmıyor, okuldan sürekli şikâyet geliyorsa…
Aile içindeki sorumluluklarını yerine getirmiyor, yetişkinlere saygısızlık yapıyorsa…
“Bu davranışların karşılığını görmeli,” deyip cezalandırmalı mı?
Yoksa “Artık baş edemiyorum,” diye ilaca mı başlamalı?
Kızarak, azarlayarak, ceza vererek çocuğun davranışları düzeltilebilir mi? Yoksa ceza, yetişkinin çaresizlik gösterisi midir?
Evet, ceza bir eğitim aracı değil, bir aşağılama davranışıdır…
Cezasız Eğitim kitabında çocukla çatışmanın onun kişilik gelişimini nasıl etkilediğini, tepkisel hale getirdiğini, öfke kontrolünü bozduğunu… Cezanın kısa vadede işe yarasa da uzun vadede çocuğa değersizlik hissi yaşattığını ayrıntılarıyla anlattık.
Peki, kızmadan, ceza vermeden çocuk eğitimi olur mu? Olursa nasıl olur?
Cezasız Eğitim 2’de işte bu soruların cevabını aradık.
Pedagog Adem Güneş, Cezasız Eğitim 2’de ‘öğrenme’ yerine, ‘edinmeyi’ tarif etti. Edinebilmek için ‘merak-heves-istek’ üçlüsünün önemini anlattı. ‘Kalıcı Öğrenmenin Üç Derinlik Boyutu’na değindi.
Çocuğun kişilik gelişimini önemseyen anne babalar ve eğitimcilerin bakış açısını değiştirecek bir kitap… -
Cihad İlmihali
Cihad hakk’ı üstün ve hakim kılmak için gayret sarf etmek, islam davası yolunda gücün son noktasına kadar çalışmak ve bu dava için bütün imkan ve kaynakları seferber etmektir. İslam’da cihad farz bir ibadettir ve müslümanların dünya ve ahiret saadetleri cihad üzere olmalarına bağlıdır. Bir başka tarafıyla da cihad; kendimizi kötülükten, şeytani kuvvelerden, sahte ilahlardan, putlardan temizlemektir
-
Cinler
Cinler, Rus toplumunu bekleyen çalkantıları seneler öncesinden
sezebilmiş Dostoyevski’nin, gerçek bir olaydan esinlenerek kaleme
aldığı siyasi romanıdır.
Bir taşra gölünde, infaz edilmiş bir adamın cesedi bulunur. Bu
genç adamın öldürülme nedeninin uzaklaştığı devrimci örgütten
ayrılmak istemesi olduğu sonradan anlaşılır. Dostoyevski’nin
1869’da gerçekleşen bu olaydan esinlenerek yazdığı Cinler’de,
Çar’ı devirmeyi ve devleti ele geçirmeyi amaçlayan bir siyasi
örgütün içindeki aydınların, sosyalistlerin, anarşistlerin,
tanrıtanımazların resmini çizer. 19. yüzyıl sonu Rusyası’nı kasıp
kavuran şiddet çığırtkanlığına karşı bir haykırış niteliğinde olan bu
başyapıt en iyi siyasi romanlardan biri olarak kabul edilmektedir.
“Dostoyevski’nin Cinler’i devrimci bir komplodan esinlenerek
yazılmış en iyi romanlardan biri.”
JOSEPH FRANK -
Cinnetim Cennetimdir
Cesaret arkadaşım, kızmam inan.
Neleri atlattım bir bilsen.
Hadi, kıpırdat dudaklarını.
Sıkılma.
Seviyorsan “Elma” de.
Değilse hiçbir şey deme.
Öylece kalalım burada.
Ya da sen git….
Hiç gecikme…
-
Cesur Yeni Dünya
Cesur yeni Dünya bizi ‘Ford’dan sonra 632 yılına’ götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında “Cemaat, Özdeşlik, İstikrar” yazan Londra Merkez kuluçka ve Şartlandırma Merkezi’nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, ‘annelik’ ve ‘babalık’ pornografik birer kavram olarak görülür. Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya uykuda eğitim ile sağlanır. Hipnopedya seyesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. “Herkes herkes içindir.”
-
Çivisi Çıkmış Dünya : Uygarlıklarımız Tükendiğinde
Dünyaca ünlü Fransız yazar Amin Maalouf’un beklenen kitabı Çivisi Çıkmış Dünya nihayet yayımlanıyor!
Türk okurunun daha çok tarihsel romanlarıyla tanıdığı Maalouf, bu kez “medeniyetler çatışması” adı altında kuramsallaşıp yasallaşan ve dünyadaki bütün kültürler ve halklar için felakete yol açacak politikaları eleştiriyor. Yazar, yaşamın devamlılığının olmazsa olmazı olarak gördüğü hoşgörü çığlığını yeniden duymaya davet ediyor insanlığı…
Çivisi Çıkmış Dünya bir yandan küresel ısınma, enerji kaynakları ve doğal felaketlerle, bir yandan da yanlış ve çıkarcı politikaların doğurduğu ekonomik ve siyasal krizlerle mücadele eden insanlık için bir yol haritası… Kitabın satır aralarında Amerikan politikaları, Avrupa Birliği, 20. yüzyıl Arap siyasi tarihi ve Türkiye’den bahsediliyor.
Maalouf’un bu eseri, her şeye rağmen birbirimize saygı duymayı ve birlikte yaşamayı başarmak isteyenler için bir tür pusula.
-
Çıkış Yolu I
Bu kitap, iki konferanstan oluşmaktadır. 1990 da kurulup 1997 de kapatılan, genel başkanlığını yazarın yaptığı, Diriliş Partisi dönemini konuşmalarından olup, ilki, Bursa’da, 12 Şubat 1992 de, Uzunoğlu Düğün Salonunda, o zamanki Parti İl Başkanlığının girişimi ile ve ikincisi, Ankara’da, 2 Mayıs 1992 de, Kocatepe Diyanet Vakfı Konferans Salonu’nda, Ekonomik Sosyal Araştırmalar Vakfı (ESAV)’nın düzenlemesiyle verilmiştir.
-
Çıkış Yolu II: Medeniyetimizin Dirilişi
Bu kitap, dört konferanstan oluşmaktadır. 1990 da kurulup 1997 de kapatılan, genel başkanlığını yazarın yaptığı, Diriliş Partisi dönemini konuşmalarından olup, ilki, Pendik’te 16 Mayıs 1991 de Belediye Kültürevi’nde “Diriliş Çağı” adıyla, ikincisi, Eskişehir’de 3 Ekim 1993’de Ticaret Odası Konferans Salonu’nda “Dünya Görüşümüz Diriliş” adıyla, üçüncüsü, Adapazarı’nda 3 Aralık 1993’de Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda “Medeniyetimizin Dirilişi” adıyla, dördüncüsü, Eskişehir’de 5 Haziran 1994’te Ticaret Odası Konferans Salonu’nda “Kaybolan Hakikat” adıyla parti teşkilatlarının düzenlemesiyle verilmiştir.
-
Çıkış Yolu III
Bu kitap, dört meydan konuşmasından oluşmaktadır. 1990’da kurulup 1997’de kapatılan, genel başkanlığını yazarın yaptığı Diriliş Partisidönemi konuşmalarından olup, ilki Bursa’da 13 Temmuz 1991’de Fomara Meydanı’nda “Kutlu Millet Gerçeği” adıyla; ikincisi Adapazarı’nda 17 Ağustos 1991’de Gar Meydanı’nda ” Yüce Devlet Gerçeği” adıyla; ücüncüsü Pendik’te 18 Haziran 1995’te İskele Meydanı’nda “Millet Toplantısı” adıyla; dördüncüsü, Eskişehir’de 21 Ekim 1995’te Odun Pzarı’nda “Batı ve Biz”adıyla parti teşkilatlarının düzenlemeleriyle yapılmıştır.