Gösterilen 21–40 arası toplam: 68

  • Dijital Gelecekte İnsan Kalmak

    Bugüne kadar geleceği bazıları biyoloji üzerinden okudu, bazıları ise teknoloji üzerinden… Bu kitap size bir sentez vadediyor.

    Dünyaya aslında ne yapmak için gelmiş olabiliriz?
    Yapay zekâ, bireysel olarak bizim için ne ifade ediyor?
    Dijital gelecek bizi etkileyecek! Ama nasıl?
    Dijitalleşme yüzünden işimizi kaybedecek miyiz?
    Dijital geleceğin insana daha yaraşır olması için neler yapabiliriz?

    Bu kitapta bir sinir bilimci ve bir mühendis geleceğe dair ipuçları veriyor. Öngörülen gelecek senaryoları masaya yatırılıp geleceğe dair hayal gücümüz kışkırtılıyor. Ve en önemli soruya cevap aranıyor:

    Dijital gelecekte hâlâ insan kalmayı nasıl başarabiliriz?

    Gelecek muhtemelen çok farklı olacak! Ama nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin, olasılıklara kafa yoranlar o geleceğe daha hazır olacak.

    11,39
  • Dijital Minimalizm Ekran Bağımlılığı ve Teknoloji Yorgunluğu Sarmalından Kurtulmak İçin Bir Yol Haritası

    Bir zamanlar gözümüz ikide bir telefona kaymadan dostlarımızla uzun uzun sohbet edebiliyorduk. Sürükleyici bir kitabın, büyüleyici bir günbatımının veya bir hobi faaliyetinin içinde saatlerce kaybolabildiğimiz zamanlar da oldu. Hatta lezzetli bir yemeğin, güzel bir ânın veya bir konserin tadını sosyal medyada paylaşmaya gerek duymadan da çıkarabiliyorduk. Asıl önemlisi, bir zamanlar düşüncelerimizle baş başa geçirebildiğimiz uzun zamanlarımız vardı ve hiçbirimiz bundan şikâyetçi değildik.
    Bugünse çeşitli ebatlardaki ekranlar ve 7/24 internet erişimi olmadan adım atamaz haldeyiz. Akıllı telefonlarımız en mahrem anlarımızda dahi bize eşlik ediyor. Dahası, bizim bir zamanlar sahip olduğumuz gerçek hayat hissini neredeyse hiç tatmamış, odaklanma ve empati becerisini gitgide yitiren bir kuşak yetişiyor gözlerimizin ve ekranlarımızın önünde.
    Peki ne oldu da böyle oldu? Daha da önemlisi zararın neresinden, nasıl dönebiliriz?
    Pürdikkat adlı eseriyle dünya çapında adından söz ettiren Cal Newport, elinizdeki kitapta dikkatimizi sömüren bu dijital sarmalın içine adım adım nasıl itildiğimizi anlatıyor. Bu sarmaldan çıkabilmek için önümüze bir yol haritası seren Newport, “dijital minimalizm” olarak adlandırdığı özgün bir teknoloji kullanımı felsefesi öneriyor.
    Cal Newport’a göre dijital teknolojilerin nimetlerini reddetmenin âlemi yok; bütün mesele hangi aracı, ne zaman ve ne amaçla kullanacağımıza karar verip geri kalan tüm ıvır zıvıra sırt çevirmek. Bunun için öncelikle “dijital temizlik” olarak adlandırdığı otuz günlük bir derlenip toparlanma sürecinden geçmemizi öneren Newport, dijital minimalistlerin faydalandığı uygulamalardan ve analog hayatlarından örnekler veriyor.
    Dijital minimalizm, albenili teknoloji yığınında kaybolduğumuz bu çağda yaşamaya değer bir hayat kurmakla alakalı bir felsefe. Bizi ekran bağımlılığıyla yüzleşmeye davet eden Cal Newport’un çağrısına kulak vermenin şimdi tam zamanı.New York Times Bestseller 2019
    Wall Street Journal Bestseller 2019
    Publishers Weekly Bestseller 2019

    9,09
  • Dikkat Vücudunuz Konuşuyor / Türkiye’de Beden Dili İş Yaşamı ve Renkler

    “Yatağa uzanırken uykunuzu getirsin diye elinize aldığınız bir kitabın bütün gece sizi uyutmadığı oldu mu? Dikkat Vücudunuz Konuşuyor böyle bir kitap.”
    – Dr. Öner Göv

    “Yıllardır yerli yabancı uzmanların verdiği üst düzey bir çok eğitim programına katıldım, bu kadar etkileyici bir seminerle karşılaşmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim.”
    – Atilla Okumuş
    Jumbo Genel Müdürü

    “İş yaşamındaki başarılarını uzun süredir yakından izlediğim Şerif İzgören’in iş yaşamındaki deneyimlerini iletişim başlığı altında okumak çok etkileyiciydi. Herkesin, hayatla ilgili bir şeyler öğreneceği bir kitap.”
    – Prof. Dr. Vahap Katkat

    “34 yaşındayım, 34 yıldır böyle ilginç bir eğitim almamıştım yaşama bakış açıma çok şey eklediğini düşünüyorum.”
    – Önder Aytaç
    Polis Akademisi Öğretim Üyesi

    “Bu kitap için keyifli ve etkileyici kelimelerinin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Farkında olmadığımız bir hayatın bize sunuluşu”
    – Prof. Dr. Cihan Akçaboy

    “Okuduğunuz ve unutamadığınız iki elin parmakları kadar kitap vardır, kesinlikle onlardan birisi”
    – İsmail İğdeli
    (Arka Kapak)

    9,09
  • Dört Sınav

    Her deneyim bir sınavdır. Ne iyi ne kötü… Ne doğru ne yanlış… Sadece bir sınav…
    Üstelik ne kazanmak var bu işte ne kaybetmek… Çünkü her sınav uyanmak içindir. Ya uyanırsın bir gün ya da ömürlük bir uykudasındır artık.
    Dört ayrı yerden gelir Yaradan’ın “Uyan artık!” sesi. Bollukla, cesaretle, ilişkilerle ve sağlıkla dürter seni hayat. “Aç artık gözlerini!” der Yaradan. “Hiç mi görmek istemiyorsun özenerek yarattığım şu insanı? Hiç mi bilmek istemiyorsun, ruhuna üflediğim yeteneği?”
    Başkalarında aramayı bırak. Evrenden istemeye bir son ver. Kalbinin içine sığdırılmış sonsuz bir evrenle yaşıyorsun zaten doğduğundan beri. Her günün ötekine benzemeye başlamış sonunda, yazık değil mi? Oysa sadece uykudan uyanıp ayaklandığında açılıverecek bütün kilitli kapılar. Anahtara ihtiyacın yok. Ama bir rehberin olsun istersen, bu kitap var artık yanında.
    Sınandığın her deneyimin içinde Yaradan’dan bir söz, bir çağrı ve bir davet gizli… Kazalar, karşılaşmalar, hastalıklar, kavgalar, çatışmalar, kayıplar, kazançlar, kırgınlıklar, lütuflar, yalnızlıklar, kalabalıklar hep bir uyanışa ayaklandırmak için…
    Peki, hangi deneyimle, nereye davet ediyor hayat seni? Hangi sınav, neden gelip kesti önünü? Kendine karşı ne haksızlık ettin ki sağlığın tehditkâr bir tavır takındı? İlişkilerinde göremediğin ne var ki, her defasında kaybetme korkusuyla yüzleşip duruyorsun?

    Yazar ve kişisel gelişim uzmanı Bülent Gardiyanoğlu’nun yalın ve güçlü bir anlatımla kaleme aldığı DÖRT SINAV başucundaki çalar saat gibidir.
    Ya kapatırsın alarmı ya da ayaklanırsın güneşe karşı…

    9,09
  • Dünyaya Geldim Gitmeye

    Bu toprakların derin bilgeliği, bugünü yeniden inşa etmekte bize nasıl bir yol gösterebilir? Gönül, “Çalab’ın tahtı”dır, ses verir; yeter ki biz onun fısıltısını işitelim. Kalp bağırıp çağırmaz, sadece fısıldar. Sadettin Ökten ve Kemal Sayar’ın bir çağrışımlar denizinde yol alan doğaçlama konuşmalarından oluşan Dünyaya Geldim Gitmeye adlı kitabın duygusal dokusunu, umut ve iyimserlik teşkil ediyor. Etkin bir iyimserlik. Bu satırlarda yılgınlık ve yeise yer yok. İnsan, elindeki imkânları daha soylu bir hayat sürmek için seferber etmek zorundadır: Gönlü mihver alan bir yolculukta, ödev ahlâkı ve sorumluluk bilinciyle yaşamak. Üzerinde yaşadığımız mübarek toprağın ve altında nefes alıp verdiğimiz mübarek gökyüzünün bize yüklediği emanet şuurunun farkında olmak. İnsan, anlamdan boşaltılmış bir kâinatı ancak bu şekilde yeniden ışıklandırabilir, kozmik yalnızlığından kurtularak, “Allah bes, bâkî heves” dediği bir birlik düşüncesine ulaşabilir. Geldik gidiyoruz, bütün mesele “aşk ile ânı seyretmek”.

    7,94
  • Düşünce Sizsiniz

    Çağımızın İbni Sina’sı: Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın
    “Bütün İslam aleminin medarı iftiharı olan İbni Rüşt’ler, İbni Sina’lar, İmam Gazali’ler, Farabi’ler gibi yüksek düşünceli simaların milletimizin ulema sınıfı içinde nurlu beyinleriyle mevcudiyet arz edeceklerine eminim.” Gazi Paşa, Konya Sultani Mektebi’nde Nutuk, 22 Mart 1923
    Muhterem İsmail Hakkı Aydın hocamız her ne kadar Beyin Cerrahisi alanında uzmanlaşmış bir Tıbbiyeli ise de kendileri kurucu 20 düşünürümüzün en seçkinlerinden olan Buhara doğumlu Türk tıp adamı İbni Sina (980-1037) gibi çok yönlü tıp insanlarının çağımızda yaşayan temsilcisidir.
    Nasıl İbni Sina; Felsefe, Tıp, Astronomi, Kimya bilimlerinde çığırlar açmış ise, Hocamız da İbni Sina gibi Tıp adamlığının yanı sıra, yazar, düşünür ve bilim insanıdır, hattat ve şair olarak da eserleri mevcuttur. Güfteler (klasik Türk musikisi), şiirler, hat çalışmaları, karikatür, musiki felsefesi, nörofilozofi, edebiyat ve teoloji alanlarında kitaplar (hekimlik), konferanslar ve söyleşiler ile bizlere AYDIN’lığını yansıtmaktadır.
    Düşünürlerimiz arasında pek de rastlanmayan bir meziyet olarak da hem doğu (Arapça, Farsça) hem da batı (Fransızca, İngilizce) dillerini bilmektedir
    Hocamızın beslendiği kadim kökler; Farabi- İbni Sina- Gazali çizgisindeki 250 altın yıldır (870- 1111), Horasan Aydınlığı’nın ışıttığı “Tefekkür Medeniyeti”mizdir.
    Hocamız ülkemizde pek rastlanmayan bir ekolün de temsilcisidir. Ayrılmaz bir ikili olan İlim (Din) ile Bilimin kopukluğunu gidermiştir; her birini birlikte yaşamaktadır.
    İnsansız Hava Araçları’nı (İHA) ülkemiz İsmail Hakkı Aydın’da (İHA) simgeleşen Beyin Gücü ile geliştirmektedir.
    Beyin Gücü, “Bey”lerin Gücüdür, Bey olabilenlerin, Beylik olmayanların rahmani, üretken ve enerji dolu gücüdür.
    Gazi Paşa (1881-1938) ile Gazi Yaşargil Hoca’nın (d.1925) mükemmel bir sentezidir Muhterem Hocamız İsmail Hakkı Aydın.
    Hocamızdan bir özdeyiş ile düşüncelerimizi nihayete erdirelim.
    “En büyük hazinemiz olan beyin. İnsanı farklı yapan ne geni ne kromozomu ne de aklıdır. Beynidir, Beyni!”
    Levent Ağaoğlu

    10,24
  • Ebeveynlik Tefekkürleri

    Bu kitap, Kur’an’daki hikmet okyanusunu hayatına damla damla akıtmak isteyen bir hafize tarafından kaleme alındı. Yaradan perspektifinde iyi bir kul olmak, “tam şu an”da yaşadığımız imtihanı kulluğumuza yaraşır bir biçimde ağırlamaktan geçiyor. Yazarın kişisel yolculuğunda bu hikmet okyanusu, ebeveynlik serüvenine denk geliyor.
    İyi ile kötünün anlamını Kur’an’ın ayetlerinde arayan bir hafize için, iyi bir ebeveyn olmanın karşılığı, kuramcıların hipotezlerinden çok daha ötede, iyi bir kul olmaktan geçiyordu. Artık, her ayetini ezberlediği Kur’an’ın insana verdiği değeri özümsemeden, ebeveynliğin ehemmiyetini idrak edemeyeceğini biliyordu.
    Bu kitap, varmayı dert edinmeksizin, okyanusun bizatihi kendisine talip olmaya davet ediyor. Ancak dalmaktan korkmayanlar okyanusun kalbindeki incileri keşfedebilirler. Geçmişin yüklerinden kurtulmak da geleceğin kuruntularından sıyrılmak da “an”ı tefekkür etmekle mümkün. Ne ki, biz dalarken incilere değil, bu okyanusta telaşsızca tefekkür etmeye taliptik.
    devamını oku

    9,09
  • En Güzel Hediye

    ’ Birden kendimi ıssız bir adada tek başına kalmış da uzakta bir gemi görmüş gibi hissettim .
    – Hadi ne olur, ipuçlarını söyle ! diye yalvardım .
    – Sana üç tane ipucu vereceğim, fakat zamanı gelene kadar bir daha hediye hakkında asla soru sormayacaksın !
    – Tamam, diyerek çaresizce kabul ettim .
    – Dikkatle dinle, bir daha tekrar etmeyeceğim !
    Birinci ipucu, ondan çok çok faydalanacaksın .
    İkinci ipucu, onunla olduğunda zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksın, sana iyi bir arkadaş olacak .
    Üçüncü ipucu, istediğin zaman yanında taşıyabileceğin büyüklükte bir hediye olacak.’’
    Genç Okurlarımız ! Birbirinden güzel, eğitici ve eğlenceli hikayelerden oluşan bu kitapta kendinizden çok şeyler bulacaksınız .
    Haydi Gençler ! Sizi her hikayede farklı dünyalara açılmaya davet ediyoruz .

    7,94
  • Gelecekten Beyin Öyküleri

    Hayal kurun!
    Çünkü geleceği hayal etmeyen, onu inşa edemez!

    Sizi hayallerin özgür olduğu, sınırların ve kalıpların olmadığı, geleceğe uzanan bir dünyaya davet ediyoruz.
    Çok uzakta değil, tam da bu sayfalarda…

    2013’ten beri, bizi insan yapan en önemli parçamız olan beynimizi, yediden yetmişe tüm meraklılara en anlaşılır ve eğlenceli şekilde anlatan ve anlatmaya da devam eden [n]Beyin, ortak geleceğimize dair hayal kuran tüm zihinleri “Zihin ve Beyin” ana temasıyla 1. [n]Beyin Bilimkurgu Öykü Yarışması’na davet etti. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen tam 147 öykü arasından hayli zor bir süreçle seçebildiğimiz en iyi 21 öykü, bu kitapta sizleri bekliyor.

    Hayalleri küçümsemeyin.
    Biz hayal kurdukça yarın çok daha güzel olacak…

    9,09
  • Gelişim Defteri Kendine İyi Davran Güzel İnsan

    İnsan hangi yola çıkarsa çıksın, başlangıç noktası kendisi olmalıdır. İnsanın kendi içinde başlamayan herhangi bir girişim ve değişim çabası başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Kendimizle ilişkimiz, diğer insanların bize karşı davranışlarını belirleyen en önemli unsurdur. Bu gelişim defterinin amacı sana ilham vermek, kendi gelişimini izlemen için fırsatlar sunmaktır. Bu defterin sana zamansız bir ayna ve aynı zamanda yol arkadaşı olmasını diliyorum. Kendine iyi davran güzel insan.

    15,99
  • Gizemli Sorular

    Okuyacağınız bu eser, sık sık kendisi ile konuşan X’in; insanlık macerasının tamamına tanıklık etmiş insan dışı bir “ruhani varlık” olan Z’ye yönelttiği soruları ve cevaplarından oluşmaktadır.

    Birçok yerde soruyu soranın veya cevap verenin siz olduğunu düşünebilirsiniz. Buna şaşırmayın. Çünkü sonuçta hayat hepimizin müşterek alanıdır. Birimizin aklına takılan bir soru, pekâlâ diğerimiz için de çözümlenmesi gereken bir problem olarak zihnimizi meşgul ediyor olabilir. Yani birimizin derdi hepimizin derdi. Çünkü bu sorgulama, aslında hepimizin öyküsüdür.

    Gezinin rotasını belki siz çizmediniz ama eminim ki sizi de keyiflendirecek çok manzaralar izleyecek, farklı tecrübelerle zihinlerinizi aydınlatacak; belki sorularınızı azaltacak, belki de yeni sorulara kapı açacaksınız. Bizim ömrümüz ve bu ömürde ürettiğimiz sorular/cevaplar kısacık olabilir ama insanlığın ortak hafızası, ortak cevapları bu küre üzerinde geçirdiğimiz tarih kadar yaşlıdır. Ve bu eser de o ortak cevaplardan günümüze dek gelen, bugüne de hitap eden tecrübelerden bir demet sunuyor hepimize…

    Bu, çoğu kere ikili ve bazen -kendi katılımınızla- üçlü diyaloga üçüncü veya dördüncü kişi olarak siz de katılabilirsiniz. Eğer siz de, ruhlarınızı, evrenin gizemli alanlarında bir geziye çıkarmak istiyorsanız, buyurun! Yolculuk başlıyor…

    9,09
  • Hedef ve Hayallerin İçin Başarıya Gülümse

    Dünyanın gördüğü her büyük başarı,önce bir hayaldi.En büyük çınar bir tohumda,en büyük kuş bir yumurtada gizliydi.”
    James Allen

    Kaybedeceğinizi düşünüyorsanız bilin ki zaten çoktan kaybetmişsinizdir.Başarı ancak onu istediğiniz takdirde gelecektir.Hayatın içine girmeye,hayatla mücadele etmeye başladığınızda,kendi küçük hayatınızdan,dünyanızdan dışarıya çıkıp olaylara baktığınız zaman göreceksiniz ki başarı ancak istendiği takdirde geliyor.

    Her şey insanın kafasında bitiyor.Başarı,başarısızlık,mutluluk,galip gelme ve mağlup olma…
    ‘Hedef ve Hayallerin İçin Başarıya Gülümse’de başarıya ulaşma noktasında beyninizi,ruhunuzu ve motivasyonunuzu nasıl kontrol edebileceğinize dairipuçları ve formülleri bulacaksınız.Bu formüller,başarıya giden yolda hedefinizi belirlemenize,zamanınızı doğru bir şekilde kullanarak duyarlı bir genç olabilmenize yardımcı olacaktır.

    7,94
  • İçimizdeki Biz

    İçimizdeki Biz, yaşamımızdaki dayanışma gerçeğinin temelidir. Bu gerçeği yaşayan insanlar birbirlerine güven duyarlar. Aile yaşamı, komşuluk ilişkileri, ekonomik ve politik yaşam bu güven üstüne kurulur. Böyle bir toplumda trafik ışığında motoru stop eden arabanın sürücüsüne yardım eli uzanır; çocukların ve toprağın geleceğine sahip çıkılır. Evlerin içi kadar sokakların ve kentlerin temizliğine de önem verilir. Dayanışma bilincinin olmadığı yerde, Sen-Ben Anlayışı hakimdir. Evrendeki dayanışma gerçeğinin fark edilmesi BİZ Bilinci’nin temelini oluşturur. Bu kitap, Sen-Ben Anlayışı üzerine kurulmuş aile ve iş yaşamının sorunlarını irdelemekte ve çözümün BİZ Bilinci’nde yattığını göstermektedir.

    7,94
  • İçimizdeki Çocuk

    Bu kitap, içinde yetiştiğiniz ailenin ve yakın çevrenin sizin iç dünyanızı ve şimdiki duygu, düşünüş ve davranışınızı nasıl etkilediğini incelemektedir.

    7,94
  • İFA: İnsanın Fabrika Ayarları 1.Kitap / Beden

    Hepimiz “daha doğru yaşamaya” çalışıyoruz. Sürekli öğrenme peşindeyiz ama gittikçe genişleyen bilgi havuzundan çoğu zaman doğruları seçemiyoruz. Uzmanlar da sıklıkla görüş ayrılığına düşüyorlar. Konu “insan” iken, bilim de bu kadar açık ve net bir araçken bu kadar anlaşmazlık nereden geliyor?

    Elinizdeki kitap, bir üçlemenin ilk kitabıdır. İnsanın Fabrika Ayarları serisi bir bütün olarak insanlığın gereklerini İFA edebilmek için, bilimsel gerçeklere farklı bir çerçeve öneriyor. İnsanın Fabrika Ayarları, kendinizi başka bir bakış açısından bir kez daha anlamaya davet ediyor.

    • İnsan neden bu kadar çıplak ve aciz?
    • Bedensel ihtiyaçları karşılanan insan neden mutlu olamıyor?
    • Yüz yıl önceki insanların bilmediği bunca yeni “ölüm nedeni” nereden çıktı?
    • Neden hareketsiz kalınca hastalanıyoruz?
    • Fazla yemek bize neden iyi gelmiyor?
    • Yalnız kalınca neden erken ölüyoruz?
    • Bedenin stres tepkileri, tüm hayvanların hayatta kalmasına yardımcı olurken, bizi neden bu kadar yoruyor hatta hasta edip öldürebiliyor?
    • Sınırlarını aşamayan, zihnini ve bedenini zorlamayan insanlar neden bunalıma giriyor?
    • Yaratılışımıza uygun bir yaşam kurmak ve bunu sürekli hale getirmek bu kadar zor mu?

    Bu kitap, bu ve benzeri sorularının cevaplarını vermekten ziyade kendiniz için en doğru cevapları bizzat sizin bulabilmeniz için yazıldı. Bundan sonrası ise size kalıyor.

    Kendinize iyi bakın, göreceksiniz…
    devamını oku

    9,09
  • İFA: İnsanın Fabrika Ayarları 2. Kitap / İlişkiler ve Stres

    Hepimiz “daha doğru yaşamaya” çalışıyoruz. Sürekli öğrenme peşindeyiz ama gittikçe genişleyen bilgi havuzundan çoğu zaman doğruları seçemiyoruz. Uzmanlar da sıklıkla görüş ayrılığına düşüyorlar. Konu “insan” iken, bilim de bu kadar açık ve net bir araçken bu kadar anlaşmazlık nereden geliyor?

    Elinizdeki kitap, bir üçlemenin ikinci kitabıdır. İnsanın Fabrika Ayarları serisi bir bütün olarak insanlığın gereklerini İFA edebilmek için, bilimsel gerçeklere farklı bir çerçeve öneriyor. İnsanın Fabrika Ayarları, kendinizi başka bir bakış açısından bir kez daha anlamaya davet ediyor.

    • İnsan neden bu kadar çıplak ve aciz?
    • Bedensel ihtiyaçları karşılanan insan neden mutlu olamıyor?
    • Yüz yıl önceki insanların bilmediği bunca yeni “ölüm nedeni” nereden çıktı?
    • Neden hareketsiz kalınca hastalanıyoruz?
    • Fazla yemek bize neden iyi gelmiyor?
    • Yalnız kalınca neden erken ölüyoruz?
    • Bedenin stres tepkileri, tüm hayvanların hayatta kalmasına yardımcı olurken, bizi neden bu kadar yoruyor hatta hasta edip öldürebiliyor?
    • Sınırlarını aşamayan, zihnini ve bedenini zorlamayan insanlar neden bunalıma giriyor?
    • Yaratılışımıza uygun bir yaşam kurmak ve bunu sürekli hale getirmek bu kadar zor mu?

    Bu kitap, bu ve benzeri soruların cevaplarını vermekten ziyade kendiniz için en doğru cevapları bizzat sizin bulabilmeniz için yazıldı. Bundan sonrası ise size kalıyor.

    Kendinize iyi bakın, göreceksiniz…
    devamını oku

    9,09
  • İletişim Donanımları

    Kitabın ilk basımı “Keşkesiz Bir Yaşam İçin İletişim” ismiyle yayımlanmıştır. “Keşke çocuğumla daha çok zaman geçirseydim!” “Keşke vicdanımın sesini dinleseydim!” “Dilim tutulsaydı da keşke söylemeseydim!” Ne kadar sık duyarız ‘keşke’ sözcüğünü. “Şimdi bildiğimi keşke gençliğimde bilseydim!” diyen kişi, verdiği yanlış kararlardan duyduğu pişmanlığı dile getirir. Haksız mı? Bize verilen şu ömürden başka neyimiz var? ‘Keşke’siz bir yaşam için kim olduğunu ve ne istediğini bilmek yetmez; varoluşunu yaşamayı ve paylaşmayı da bilmek gerekir. Bir düşünün: Pişmanlıklarınızın çoğunun insan ilişkilerinden kaynaklandığını görürsünüz. Bu kitap, ailede, işyerinde ve toplumda sağlıklı insan ilişkilerine önem veren, ‘keşke’siz bir yaşam isteyen insanlar için yazıldı; yaşamınızın sonunda, “Keşke kendi hayatımı yaşayabilseydim!” dememeniz için!

    9,09
  • İnsan Odaklı Liderlik

    Bir çırpıda, hatta ışık hızında okudum ve güneşin yanına gitmiş kadar aydınlandım! Biz liderlerin kurumsal dijitalleşme, teknoloji, yeni yöntemler, hızla değişebilmek sularında da yüzmeye çalışırken esas girmemiz gereken okyanusun “insan” tabiatında olduğunu hatırladım.

    Kurumsal hayat, ruhsallık, psikoloji, kadim kültürümüz ve bu gibi unsurların hepsinin en son bilimsel gelişmeler ışığında aynı potada eritildiği harika bir lezzet, müthiş faydalı bir kitap…
    Özlem Denizmen
    Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi, girişimci iş kadını, sivil toplum lideri.
    Cebinde Mucize Yarat kitabının yazarı.

    Hayatımızda aktif zamanımızın çoğunu çalışarak geçiriyoruz. Yaratılışımızın belki de tek gayesi önce kendimizle tanışıp değerlerimiz için yaşamakken, yani “insan” olabilmeye çalışmakken, materyal önceliklerimizle hayatımızın çoğunu işimizde harcıyoruz maalesef. Farkında olmadan en zor yolu deniyoruz sürekli. Bu kitap; öncelediğimiz şey değerlerimiz ve insan olabilmek olduğunda her şeyin ne kadar kolaylaşacağını anlatan, çok farklı bir kitap. Kütüphanemde en ulaşılabilir yerde duracak ve her takıldığımda danışmanım olacak.
    Erden Timur
    NEF İcra Kurulu Başkanı, avukat ve iş insanı.

    En iyi liderlerin hem aklı hem kalbi harekete geçirenler olduğu artık kabul edilmekte. Bilimsel veriler bu çalışma şeklinin verimliliği ve katma değeri arttırdığını, kaliteli iş gücünü elde tutma oranını yükselttiğini ve daha da önemlisi mutlu çalışanlar yarattığını göstermekte. Pir ve Canan, bu güçlü ve zihin açan kitapta insan odaklı liderliğin gücünü etkileyici bir biçimde ortaya koyuyor. Ziyadesiyle tavsiye ederim.
    James R. Doty, M.D.
    Kurucu ve Direktör, Şefkat ve Hayırseverlik Araştırma ve Eğitim Merkezi, Stanford Üniversitesi.
    Nöroşirurji Profesörü, Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi.
    New York Times – Çok satanlar listesinden Sihir Dükkânı: Bir Beyin Cerrahının Beynin Gizemlerini ve Kalbin Sırlarını Keşfetme Arayışı adlı kitabın yazarı.

    Bireyler, organizasyonlar ve topluluklar açısından çalışmanın büyük öneme sahip olması geleceğin çalışma anlayışının insan odaklı olmasını gerektiriyor. Bu kitap insan odaklı liderliğin önemini ortaya koyan ve organizasyonların bu çok ihtiyaç duyulan değere kucak açacak bir vizyon çizmesini sağlayan paha biçilemez bir kaynak.
    John W. Budd
    Profesör, Endüstri İlişkileri LandGrant Vakfı Başkanı, Minnesota Üniversitesi.
    Çalışma Düşüncesi (The Thought of Work) kitabının yazarı.
    devamını oku

    9,09
  • İnsan Oluşa Dair Yaratılış, Evrim ve İnsan

    O ilk mezar, ilk haşyet, ilk tapınma, ilk kurban, Altamira’daki resim, Brassempouy’daki Venüs, Âdem’in sınıraşımı, İbrahim’in sorgulamaları, Musa’nın “bana kendini göster” deyişindeki safiyeti, Platon’un düşleri, İsa’nın manevî derinliği, Muhammed’in cehdi, Mevlana’nın aşkı, Yunus’un vecdi, Beethoven’in yüreğinden geçenler, Van Gogh’un renkleri, Tolstoy’un tahayyülleri, Einstein’ın düşünsel dünyasının derinliği, Kurt Gödel’in denklemleri… Hepsi adımlayışlardır o ufku; arayışlar… Ve sadece bunlar bile, “iyi ki var bu insanlar, iyi ki yaşamışlar” dedirtmekte değil mi? Onlar olmaksızın bu kâinat bir çölden başka bir şey değildi. Ne mutlu bize ki, onların yaşamış olduğu bir dünyada yaşamaktayız; onlara tanıklar olarak!.. Kâinat ile Tanrı arasında beliren insanî bilinç, hem ayıran hem de birleştiren bir berzah olarak zuhur eder; yoksa her şey öylesine samed ve öylesine kendindedir ki… Tanrısal yaratıcılığın devinimi sessizce işler ve bilinmez hiç kimse tarafından. Ama insan bu çölsü ıssızlıkta bir vaha gibi belirir. Kimdir vaha; bu sessizliği bozan, bu yakıcı gün altında bir tanık gibi duran. Suyun ve ışığın çekildiği o koyu ve samedî gecede beliren kimdir? Vaha sanki de vahiydir. Tanrı’dan alınmış olan söz, kimileyin düş kırıklıklarına neden olsa da, umutlandırır Tanrı’yı da. Borç, alacağa dönüşmekte; cehennem cennet olmaktadır. Gizem ya da büyü, insanın aklının örttüğü değil, aydınlattığı bir sınırdurumdur. Tıpkı Güneş gibi. Ama akıl olmasa Güneş bile aydınlatamaz karanlığı. Tıpkı karanlıkta çakan şimşeğin önünü aydınlattığı insan meselinde olduğu gibi. Ama kimdir önü aydınlanan ve nedir çakan şimşek. Akıl kimi aydınlatır, insanı mı, Tanrı’yı mı, yoksa kâinatı mı? Karanlıkta kalan kimdir ve çöl nerede büyümektedir?

    7,94