Gösterilen 801–803 arası toplam: 803

  • YOKSULLUK İÇİMİZDE

    Bedeni ve maddi hazlara bağlı bir mutluluk düşüncesini besleyip büyütüyoruz. Dünya muhabbetini sayısız teferruat ile zenginleştiriyoruz. Nefsin ihtirasları bizi her an değişik parıltılar yayan eşyaya doğru koşturuyor. Bu vahşi koşu modern dünyanın simgesidir. Bu kitap kalbi olanı, aşkı ve öteleri dile getirerek hayatın hakikatına işaret ediyor. İçimizdeki yoksulluğu farketmek için belki bir fırsattır bu.

    6,90
  • Yürüyen Kelimeler

    Zamanın ve mekânın içinden devşirilmiş, Latin Amerika’nın bilinç örgüsünü oluşturan düşler, efsaneler ve anekdotlarla örülü Yürüyen Kelimeler, Eduardo Galeano tarafından yaratılan dünyaya sayısız pencere açan bir yol haritası.

    Sözlü tarih geleneğini takip eden Galeano, poetik ve politik sesiyle Latin Amerika’nın kolektif deneyiminde yatan özgürlük ruhunu körüklüyor. Kıtanın kültürel belleğinden beslenen usta kalem, mitolojiye ve kutsal değerlere temas ederek, sıradanlıkla olağandışılık, insanlarla hayvanlar, gökyüzüyle yeryüzü, yaşamla ölüm, dile gelenle gelemeyen arasına çekilmiş bariyerleri kaldırıyor. Satırlardan süzülüp gelen bu şölen, hatta karnaval havası hayatı ve insanı bayağılaştıran her şeyin reddine dahil oluyor.

    Kapağını kapattığınızda bile uzun süre sizi büyülemeye devam edecek çarpıcı bir eser…

    15,90
  • Zamanın Kıskacında Bir Ömür

    Osman Gönay

    Meşhur müfessir Razi (r.a) Cenab-ı Hakkın zamana yemin etmesinin ve surenin manasını şahit olduğu şu olaydan sonra anladığını ifade eder. Pazar da gezerken bir satıcı görür. Hava sıcaktır ve o buz satmaktadır. Şöyle bağırır:  “Sermayesi eriyip tükenmekte olan şu adamın buzlarından alan yok mu?”
    Peki bizim en büyük sermayemiz olan zamanımız nerelerde eriyip gidiyor?
    En değerli sermayemizi, en üstün amellerle geçirerek, en karlı yatırımları yapa biliyormuyuz?
    Yoksa, her şeye vakit ayırıp da vakti yaratana vakit ayıramayanlardan mıyız?
    Tepelerden kopup gelen seller gibi ömrümüz ecelimize doğru hızla koşmaktadır. Takvimden her gün bir yaprak eksilmekte ve biz her gün kabre bir adım daha yaklaşmaktayız.
    “Eğer bir gün gençliğim bana dönüp gelseydi, ihtiyarlığın elinden neler çektiğimi ona şikayet ederdim” diyen Arap şairin işaret etiği gibi, şikayet mercii olan bir hayat değil, gençliğinde de ihtiyarlığında da şükre medar olacak bir hayat yaşamaya çalışmalıyız.
    10,90