Gösterilen 161–180 arası toplam: 825

  • Canım Dedeciğim

    Dede ayı ve onu çok seven torununun neşeli kahkahalarına ve birbirinden eğlenceli maceralarına katılmak ister misiniz? Bir gün balık tutuyor, bir gün havuzda oynuyorlar. Uçurtma uçuruyor, parkta piknik yapıyorlar! Dede ayı ve torunu birlikte harika zaman geçiriyorlar!

    4,49
  • Canım Kendim

    Şimdiye kadar hiç okulunuzu değiştirdiğiniz oldu mu? Sınıf arkadaşlarınızı, biricik öğretmeninizi, müdürünüzü, servisçi amcanızı… Yani okulunuzla ilgili her ne varsa bunları ardınızda bırakıp yeni bir okula gitmek zorunda kaldınız mı? İşte o yıl Sevil Eren eski okuluyla ilgili ne varsa hepsini anılarında bırakmış, yeni bir okula adım atmıştı. Şehrin en namlı, en başarılı, en köklü okulu olan Cücüklü Namık Efendi İlkokulu’na… Hayatında yepyeni bir dönem başlıyordu. O ders yılı başı başka öğrenciler için de bir dönüm noktasıydı. Onlardan biri de Esra Kaymak’tı. Esra, yeni okulunun adını duyduğunda gülmekten yerlerde yuvarlanmıştı. İçinden bir ses ona bu seferki okulunda çok eğleneceğini söylüyordu. Ama içindeki sesin gerçeği söylemediğini anlamakta gecikmeyecekti. Cücüklü Namık Efendi Okulu belki pek eğlenceli değildi, hatta hiç eğlenceli değildi, hatta ve hatta bir çocuğun gitmek isteyeceği son okuldu ama Sevil ve Esra için bambaşka kapılar aralayacaktı. Bu okulda dostluğu, sevgiyi ve en önemlisi kendilerini bulacaklardı.

    6,79
  • Canım Nineciğim

    Nine ayı ve onu çok seven torunuyla tanışmak, sevgi ve eğlence dolu oyunlarına katılmak ister misiniz? Saklambaç oynamak ne zevkli, ne güzel bulutları izlemek! Öyküler dinlemek ve yıldızları izlemek ne keyifli! Nine ayı ve torunu birlikte müthiş zaman geçiriyorlar!

    4,49
  • Çarli Maytap ve En Sevdiği Kitap

    Şimdi rahat bir koltuğa kurul ve okumaya başla. Çarli Maytap ve En Sevdiği Kitap senin de en sevdiğin kitap olacak!
    “Harika espriler ve eğlence dolu” Sunday Times
    “Çocuk okurlar, Donaldson’ın neşeli kafiyelerle örülmüş metnindeki kurguya ve Scheffler’in capcanlı illüstrasyonlarına bayılacak.” Guardian
    “Kitaplara ve okumaya dört dörtlük bir övgü” Scotsman

    5,64
  • Çarp Yoksa Ben Çarparım!

    TARIK USLU’nun beklenen kitabı “ÇARP YOKSA BEN ÇARPARIM!” çıktı!

    “ACAYİP ŞEYLERİ SEVİYORSANIZ, BUNA BAYILACAKSINIZ!”

    Aranızda lisedeki Matematik öğretmenimi tanıyanlar varsa, rica ederim gidip ona benim bir Matematik kitabı yazdığımı söylemesin! Yüreğine iner kadıncağızın!

    Aslında bana sorarsanız bu bir Matematik kitabı da değil! Ama içinde bol miktarda Matematik var.

    Bu kitapta görüp göreceğiniz hiçbir şey ihtimal sınavlarda karşınıza soru olarak çıkamayacak. Ama Matematik dersine bakışınızı değiştirecek.

    Matematiği daha mı çok seveceksiniz peki?

    Sevenler daha çok sevecek, o kesin!

    Ya hiç sevmeyenler?

    Onlar da şimdilik sadece sevecek…

    Bütün eğitim öğretim hayatı boyunca Matematikten neredeyse nefret etmiş biri olarak, bu kitabı bitirdiğim gün şöyle düşündüm:

    “Ama bu çok eğlenceliymiş! Neden kimse bana Matematiğin bu kadar eğlenceli bir şey olabileceğinden hiç bahsetmedi!”

    Evet Matematik eğlencelidir, Matematik keyif verir, heyecanlandırır çünkü esrarengizdir ve Matematik, daha önce hiç farketmediği bir pencereden dünyaya bakmasını sağlar…

    Daha önce hiç Tarık Uslu kitabı okumamış olanlar için söylüyorum:

    Eğleneceksiniz ama bu kuru bir eğlence olmayacak. Şaşıracaksınız ama bu da lüzumsuz bir şaşkınlık olmayacak!

    “Biz senin bütün kitaplarını okuduk, bize bir şey yok mu?” diyenlere ise sadece “Selam ve merhaba!” Çünkü onlar ne ile karşı karşıya olduklarını zaten biliyorlar, öyle değil mi?

    6,79
  • Çaylak İle Filozof / Ben Bir Neyim?

    İlkgençlik yıllarının başında, hayatı hiç beklemediği bir trajedi ile değişen Çaylak için Filozof, sakin bir limana sığınmak gibiydi. Ama bunu fark etmesi kolay olmadı… Onun en büyük sorunu, bu yıldızların altında kendisine ait yeri henüz bulamamış olmasıydı. Dahası böyle bir yer olup olmadığından bile emin değildi henüz… Oysa hepimiz gibi hayatın anlamını keşfedip, içini yaşamaya değer bir şeylerle doldurabilmesi buna bağlıydı. Çaylak ile Filozof, zaman zaman eğlenceli, –itiraf etmek gerekirse– zaman zaman da sinir bozucu bir fikir yolculuğudur. Oldukça cesur konuların ortalıkta fink attığı, aklınızın ve kalbinizin derinliklerinde gizlenmiş duyguların, adına harfler dediğimiz şu eğri büğrü işaretlerle sayfalara cömertçe döküldüğü maceralı bir yolculuk bu… Bu kitap sizi işte böyle yolculuğa davet ediyor. Gelin ve Çaylak ile Filozof’a katılın. Birlikte uzun bir seyahate çıkın! Tarihin, felsefenin, hikmetin, bilginin, aklın ve kalbin vadilerinden, vahyin aydınlattığı yollardan geçen bir seyahate…

    6,90
  • Çaylak İle Filozof 2 / İnsan Diye Bir Kelime

    Filozof beni değiştiriyor muydu? Hayır, Filozof beni değiştirmiyordu. Eğer böyle bir amacı olsaydı bunu hissedecek ve belki de ona, dağ keçilerine toynak ısırtacak bir inatla direnecektim. Filozof bana, beni keşfetmem için yollar gösteriyor, hayatıma bir ayna tutuyordu. Filozof’un önüme koyduğu bu endam aynasında, artık gözüme hiç de mantıklı görünmeyen ve hoşuma gitmeyen şeyleri gördükçe, onları ben kendim değiştiriyordum. Bunun ne kadar kurnazca bir taktik olduğunu anlamam da epey uzun sürdü. Çünkü o bunu, büyük bir sabırla ve ustalıkla yapıyordu. Cep telefonumu elime alıp, Filozof’un kıymetli okuma koltuğuna gömüldüğüm ve saatlerce oradan kalkmadığım zamanlarda bana gıcık olduğundan adım gibi emindim. Ama, bunu hiç belli etmiyordu. Onu ne kadar zorlarsam zorlayayım, ilgimi çekecek bir şeyler, mesela eğlenceli bir hikâye, bir tabak bademli kurabiye ya da ne bileyim ben, kayıtsız kalamayacağım bir teklif bulmadıkça, “O telefonu bırak ve o koltuktan kalk artık!” demiyordu. –Mağaradakiler hakkında bir şeyler duydun mu? –Ha? –Mağaradakiler, diyorum… Onlar hakkında bir şey okudun ya da duydun mu bugüne kadar? –Hangi mağaradakiler? –Platon’un mağarasındakiler? –Platon da kim? ••• Beklenmedik bir olayla hayatları birbirine değen Çaylak ile Filozof, Çaylak’ın kendi benliğine doğru bir yolculuğa çıkmışlardı. Ama bu uzun bir yolculuktu. İlk kitapta, eşsiz ve benzersiz bir benlik taşıdığının farkına varmaya başlayan Çaylak, dizinin bu ikinci kitabında ise, insan olmanın ne demek olduğunu keşfetmeye çalışıyor. Ve soruyor, “Neden bir kutup ayısı, bir solucan değilim ben? Neden insanım?”

    6,90
  • Çaylak ile Filozof 3 / Ruhun Irkı Yok!

    Dizinin ilk kitabında “benlik” ikincisinde ise “insan olmak” üzerine uzun ama şaşırtıcı konuymalarına şahit olduk aynı zamanda hem Çaylak hem de Filozof hakkında bazı gerçekleri öğrendik. Bu üçüncü kitapta ise şaşırtıcı olmasının yanında oldukça sarsıcı bir macera bizleri bekliyor! Filozof Çaylak ile “ırkçılık, milliyetçilik, kavmiyetçilik” gibi daha önce bu yaş grubu için yazılmamış bir konuyu konuşuyorlar. Ve Filozof, Çaylak’ı bu sefer fena sarsıyor! Çaylak, kendi varoluşunun çizgilerini belirlerken damarlarında taşıdığı kan ile bunun yapılamayacağını anladığı gibi, o varoluşu anlamlandırmak için ait olduğu ırkın ve milliyetin hiç de önemli olmadığını da, anlıyor… Bu arada üçüncü kitapta, bizleri hoş bir süpriz de bekliyor: Karanfil!

    6,90
  • Çaylak İle Filozof 4 / Güzellik, İyiliktir

    Kalbim kırılmış falan değildi. Aynaya baktığımda ne gördüğümün gayet farkındaydım ben. Gözlüklerimi çıkardığımda hafif şaşı oluyordum. Kulaklarım biraz kepçeydi. Kollarım ve bacaklarım güçsüzdü. Solucan kadar zayıftım ve boyum da bir türlü uzamıyordu… Sesim ise belki bir süre sonra değişecekti ama bir saksağanınki kadar çirkindi. Sivilcelerim vardı. Ve her geçen gün sayıları artmaktaydı. Saçım da iki tepeliydi. Onları ne tarafa taramam gerektiğine bir türlü karar verebilmiş değildim. Bütün bunlar yetmezmiş gibi terlediğimde fare ölüsü gibi kokuyordum. Şükürler olsun, gülerken ya da konuşurken içerisi görünen bir ağzım yok. Dişlerim bir kunduzun dişlerine benziyordu çünkü. Hem sarı, hem de kazma gibi. Onlara tel takacaklardı. Filozof, Dr. Ortodontist’ten randevu bile ayarlamıştı. Yani bütün bunlar yetmezmiş gibi, yıllarca ağzımda tellerle dolaşacaktım. Sırf kendimi iyi hissedeyim diye bana, “Sen çok yakışıklısın. Robert Redford seni görse depresyona girer, oyunculuğu bırakır ve hayatını bir çiftlikte atlara fısıldayarak geçirirdi!” deseydi, Filozof’a inanacak mıydım sanki? Elbette inanmayacaktım!

    6,90
  • Cebimdeki Mandalina Ağaçları

    Ada’nın canı sıkılıyordu. Hem de çok! Oysa evdekilerin ne çok işi vardı. Oraya buraya koşturup duruyorlardı. Ada onlara yardım etmeyi çok istedi ama kimse onu dinlemedi. Bir gün yediği mandalinaların çekirdeklerini unutunca cebinde Ada hayallerini ekti bahçeye… Çocuk edebiyatının gülümseten kalemi Şermin Yaşar doğanın cömertliğini bir çocuğun hayalleriyle harmanlıyor.

    9,09
  • Cennet Nasıl Bir Yer?

    Onu çok özlüyorum. Gittiği yeri merak ediyorum. “Cennete gitti!” diyorlar. Orada mükemmel mutluluklar, akıl almaz güzellikler varmış. Acının, üzüntünün, yoksulluğun, ölümün olmadığı bir yermiş. Taşlarının mücevher, kumlarının altından olduğu söyleniyor. Nehirleri baldan, denizleri süttenmiş. Cennet diyorlar adına. Nasıl bir yer orası? Kuzenimle dedem neredeler? Merak merak merak doluyum… Gerçekten de aklım almıyor. Öyle bir yer olabilir mi?

    5,64
  • Cennet Nasıl Bir Yer? 2. Kitap

    Sana hayal bile edemeyeceğimiz bir yer hakkında ne anlatabilirim ki? Aslında pek çok şey!
    13,69
  • Cenneti Merak Ediyorum

    Merak Ediyorum Dizisi’nin beşinci kitabında, ölüm ve ahirete dair sorduğun sorular üzerine konuşacağız..

    İşte bu kitapta cevap verilen sorulardan bazıları:
    Ölmek nasıl bir şey?
    Azrail iyi mi kötü mü?
    Ölünce bize ne olur?
    Kabir alemi nasıl bir alem?
    Kıyamet nasıl kopar?
    Nasıl dirileceğiz?
    Ahiret nasıl bir yer?
    Mahşerde neler olacak?
    İyilikler nasıl tartılacak?

    6,79
  • Cesaret Sandığı

    Dağın tepesinde yaşayan bilge kurdun sandığı keşfedilmeyi bekliyor. Bu sandık, çocukları bir kahraman kadar cesur, bir kaplan gibi korkusuz yapabilecek sihre sahip. Peki, biri utangaç, diğeri çabuk pes eden, öbürü biraz ürkek üç küçük tilkinin ona ulaşacak cesareti var mı?

    11,39
  • Cesur Fırfır (Düz Yazı ile) / İlk Okuma Kitaplarım

    Akıllı ve iyi kalpli minicik bir kahraman olan Fırfır’ın masalı çocuklarımıza cesaretin gerçek anlamını öğretiyor. Ormanda kaybolan Fırfır, hiç ummadığı birinden yardım alır ve evine kavuşur. Ancak kısa süre sonra onun da birini kurtarması gerekecektir. Ufacık bir oyuncak tavşan olan Fırfır’ın ormandaki maceraları çok heyecanlı.
    3,34
  • Çetin Ceviz Sıra Dışı Bir Ödev Hikayesi

    “Merhaba. Ben Çetin Ceviz. En sevdiğim oyuncaklarım tornavidalarım, kablolarım, pillerim, lambalarım olmuştu. Ufak tefek icatlarım da vardı tabii ama bu icatlar Fen ve Teknoloji dersinin ödevi için yeterli değildi. Çok daha büyük bir şey yapmalıydım. Tüm kasabada ses getirmeliydi. Herkes onu konuşmalıydı. Sıra dışı olmalıydı… Sonra bir fotoğrafa rastladım evde. Dedem ve ben… Babama ve bana çok benzeyen bu adam, beni kucağına almış, gülümsüyordu… Birdenbire harika bir fikirle kendime geldim. Bana icat yapmamda yardım edecek kişi karşımda gülümsüyordu. Uçmayı öğrenen bir devekuşu kadar mutluydum. Hayalimde, saatte doksan kilometre hızla dedeme doğru koştum…” Sinan Yaşar’ın ilk kitabı olan Çetin Ceviz – Sıra Dışı Bir Ödev Hikâyesi’nde gelişen aile bağlarını, akla hayale gelmeyen icatları ve birçok hayvanın bilinmeyen özelliklerini okuyacaksınız.

    6,79
  • Çetin Ceviz ve Çetonya

    “Tıpkı Dünya’mıza benzeyen bir gezegenin üzerindeydim. Yerde toprak, toprak üzerinde bitkiler vardı. Bitkiler olduğuna göre, su ve oksijen de olmalıydı. Bunları, bir saniyeden daha kısa bir sürede kafamdan geçirirken maskelerimize gelen uyarı ile oksijenin varlığını da anlamış olduk. İkimiz de maskelerimizi çıkardık ve yürümeyi yeni öğrenen bir bebek şaşkınlığıyla etrafımızı incelemeye başladık. Kocaman ve bomboş bir gezegenin üzerinde, sadece iki kişiydik. Her şeyi en baştan başlatabilirdik.” Sinan Yaşar’ın sevilen karakteri Çetin Ceviz’in soluksuz ilerleyen macerası Çetin Ceviz ve Çetonya – Sıra Dışı Bir Uzay Hikâyesi’nde uzayın bilinmezliklerini, dede-torunun cesaretleriyle besledikleri umutlarını, bilim insanlarının keşif yapmaya dair o dinmek bilmez iştahlarını ve başka gezegenlere yolculuk ettikçe Dünya’mızdaki yaşamın o müthiş benzersizliğini okuyacaksınız.

    7,94
  • Çiftlik Öyküleri – Buharlı Tren

    Güzel bir Cumartesi günü, İnci ile Ege köy halkının eski istasyonu yenilemesine yardım ettiler. İşler bittikten sonra ekibi eğlenceli bir sürpriz bekliyordu.

    Eğlenceli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır.

    Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.

    8,50
  • Çiftlik Öyküleri – Haylaz Kaz

    İnci ile Ege kasabadaki pazara gidecekleri için çok heyecanlıydılar.

    Anneleri dört yeni kaz yavrusu almak istiyordu. Ancak kazları çiftliğe gelmeye ikna etmek pek kolay olmayacaktı.
    Eğlenceli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır.

    Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.

    4,49
  • Çiftlik Öyküleri – Huysuz Keçi

    Ege ile İnci’nin ağılı temizlemesi gerekiyor. Ancak keçi Sütla. ağıla girmeye
    çalışanları kovalıyor ve tos vuruyor. Acaba çocuklar, Sütla.’ı ikna edip,ağılı temizlemeyi başarabilecekler mi?

    Eğlenceli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır.
    Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.

    4,49