Elma Yayınevi ve Ahmet Şerif İzgören, Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır kitabının ikincisiyle tekrar okurlarının karşısında. Çıktığı ilk günden itibaren Elma Yayınevinin en sevilen kitabı olma özelliğini kaybetmeyen, çok satanlar listesinden hiç inmeyen efsane kitabın ikincisinde de güzel bir sohbete eşlik edeceksiniz. Hayatla ilgili birçok konuda yazarın fikirlerine, önerilerine ve sizleri gülümsetecek gerçek hikâyelere tanık olacaksınız.
Kendine has çizimleri, tasarımı ve yazarın okuru kucaklayan üslubuyla Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2 sizlerle…
İlkini 2002’de yazmıştım, otuzlu yaşların ortasında. İkincisini 2020’de yazıyorum ellilerin ortasında.
Üçüncüsü zor, babam ve iki kardeşinden 74 yaşını geçebilen yok. Zaten ben sağ kalsam, fil zor yaşar onca sene.
…
Keyifli okumalar.
Ahmet Şerif İzgören’in yeni kitabı Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen raflardaki yerini aldı.
Öğretmen, aile, öğrenci, sistem ve ülke kültürü başlıklarında eğitim sistemini irdeleyen İzgören, kitabında sistemin tüm paydaşlarına öneriler sunuyor. Ülke geleceğiyle ilgili en önemli başlığın eğitim olduğunu, sistemin doğru kurgulanması durumunda değişimin başlayacağını savunan İzgören, çalışmasında “Eğitim sistemimiz nasıl daha iyi olabilir?” sorusunun da yanıtını arıyor.
Keyifli okumalar.
Gerçek örneklerle, çok güzel mesajlarla, doküman ve sayısal verilerle “mutlaka okunmalı” dediğim bir kitap olmuş. Bu kitabı okuyan öğretmenler mutlaka kendileriyle yüzleşecek ve mesleki geçmişlerini, ürettiklerini ve tükettiklerini gözden geçireceklerdir, eminim. Bir öğretmen olarak karşılaştığım örneklerden yola çıkarsak kitapta vurgulanan başlıkların ve içeriklerinin çok yerinde olduğunu söyleyebilirim. Hocamın emeğine, görüşüne, kalbine sağlık.
– Gülistan Ekiner/Bahçeşehir Koleji İlkokul Eğitim Koordinatörü-Öğrenme Stilleri Eğitmeni
Şerif Hocanın bende yarattığı en büyük etki ülkesine olan koşulsuz sevdasıydı. Okudukça ve tanıdıkça sevdası anlam kazandı, o bu ülkenin güzel çocuklarına olan inancından hiçbir şey kaybetmeden çalışıyor. Şimdi de Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen kitabıyla çalıyor kapılarımızı. Kitapta buram buram Anadolu kokan anılarla bezenmiş öğretmen, anne-baba tutumları da yer alıyor. Şerif Hoca bir şey öğretmeye çalışmıyor, sadece bıraktığı duyguyla yaşama yeniden dört elle sarılmamız gerektiğini fısıldıyor küçük harflerle büyük izler bırakarak…
-Müjdat Ataman/Eğitimci-Yazar
Öğrenci, öğretmen, yönetici ve bir veli olarak geçirdiğim bütün süreçleri tekrar sorgulamamı sağlayan, bitirdiğimde “iyi ki böyle yapmışım, keşke böyle yapsaydım ve mutlaka böyle yapacağım” dediğim bir başucu kitabı.
-Metin Altun/İzmir Türk Koleji Bornova İlköğretim Müdürü
Ahmet Şerif İzgören birçok öğretmen ve öğrencinin model aldığı bir yazar. Kitabı okuyunca neden böyle olduğunu çok daha iyi anladım. Tüm okul yöneticilerinin okuması gereken bir kitap.
-Ali Mahmut Akça/UKEB Okulları Müdürü
Bir öğretmen olarak diğerleri gibi bir solukta okudum bu kitabınızı da. Yine müthiş gözlemler, hayata dair eğitime dair yaşanmışlıklar, iyi yapılan ve yapılamayan işleri tespit ederek sunulan öneriler, örnekler… Herkes kendi yaşamından satırlar bulacak bu başucu kitabında… Ve düşünecek yapması gerekenleri, yapılması gerekenleri; diyecek ki “umudun olduğu yerde mucizeler çiçek açacak”.
-Nihal Sav/Öğretmen
Daha önce iş yaşamı üzerine çarpıcı görüşleriyle tanıdığımız Ahmet Şerif İzgören bu kitapta daha genel bir yaklaşımla, hayatın her dalında başarı ve mutluluğa giden yola ışık tutuyor. Bazen kahkahalarla gülecek, bazen hüzünlenecek, çokça düşünecek ve bu kitaptan çok keyif alacaksınız. Hayatınızı tekrar gözden geçirmek için 3 saat ayırın ve bu kitabı okuyun.
Lütfen bu kitabın üzerine bir uyarı yazın, Evde okunmalıdır diye. Kitap yüzünden metroda ineceğim durağı kaçırdım.
Duygu Durak
Başarıya ulaşmak için ne yapmalı? Çalışan ve yönetici ilişkileri nasıl olmalı? Şirketinize nasıl daha fazla değer katarsınız? Nasıl daha verimli bir çalışma ortamı oluşturabilirsiniz? Bunlar gibi pek çok sorunun cevabını bu kitapta bulacaksınız.
***
Her zaman kitapların önemli yerlerinin altını çizerek okurum. MOKS’u okurken fark ettim ki tüm cümlelerin altını çiziyorum. Müthiş bir kitap!
Onur Kahraman
MOKS, insanın okurken bazen güldüğü bazen inanamadığı bazen de “İşte olması gereken” dediği çok güzel hazırlanmış bir kitap. Şirket uygulamaları ile ilgili çok faydalı bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Emeğinize teşekkürler.
Seçil Dinçel
Kitaplarınızı okuduktan, seminerinizi izledikten sonra hayatım değişti. Sizin verdiğiniz örneklere baktım. Neden olmasın dedim. Adım adım ilerleyerek bir kahve evi kurdum. Hakkınızı ödeyemem. Çünkü Ahmet Şerif İzgören’den önce, ekmeğe sürebileceğim yoğurdu alamıyordum. Samimi söylüyorum; haftada 1 yoğurt, 3 ekmek… Bugün ayakta sıkı durabilmem sizin sayenizdedir.
Melek Yaşar
Şerif Bey’in tüm kitaplarını bir çırpıda okudum. Yıllardır çözemediğim birçok sorunun cevabını buldum. Ne kadar teşekkür etsem azdır.
Murat Tunca
“Şerif İzgören’in başına geçtiği kurumlarda yarattığı mucizeleri bilen biri olduğum için, kitabın satır aralarını bile değerlendirmeye çalıştım, iş yaşamıyla ilgili çok değerli bir başucu kitabı.”
– Attilla Okumuş
Jumbo Genel Müdürü
“İnanılmaz, harikulade! Arkanızda şaşkın ve çok etkilenmiş bir dinleyici kitlesi bıraktınız.”
– Mike West
Yazarın 27 Mayıs 99’da İngiltere’de yöneticilere yaptığı konuşma sonrası gönderdiği faks
“Yönetici-çalışan, devlette görev yapan herkesin iş hayatına başlarken okuması gereken bir kitap.”
– Özcan Kutay
Sanayi Bakanlığı Avrupa Topluluğu Dai. Bşk.
“Çalıştığım şirket çok kötü durumdayken, Şerif Bey genel müdür olarak geldi; altı ay sonra inanılmaz bir başarıyı hep beraber yakaladık. Beni etkileyen en önemli özelliği insan ilişkilerindeki başarısı oldu.”
– Emel Çelikkanat
Bugüne kadar okuduğum en iyi yönetim kitabı
– Hv. Tuğgen. Şerif Saraoğlu
Gerçekten bakış açımı çok etkileyen bir kitap oldu. Piramit liderliğini uyguluyorum.
– Kürşat Özkan
General Electrics Türkiye & Ön Asya Şefi.
Üç tilki kardeş, anne ve babalarını gözleri kapalı görünce uyuduklarını düşünürler. Ama işin aslı başkadır. Sırlarını öğrenmek için küçük tilkiler de gözlerini kapar ve…
Dağın tepesinde yaşayan bilge kurdun sandığı keşfedilmeyi bekliyor. Bu sandık, çocukları bir kahraman kadar cesur, bir kaplan gibi korkusuz yapabilecek sihre sahip. Peki, biri utangaç, diğeri çabuk pes eden, öbürü biraz ürkek üç küçük tilkinin ona ulaşacak cesareti var mı?
Kadın Beyni Erkek Beyni kitabının yazarı Serkan Karaismailoğlu son kitabı Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum ile gene şaşırtıyor bizi. Sadece şaşırmakla da kalmıyoruz, bağırsağın beynin karşısındaki galibiyetini bize o bilindik, esprili üslubuyla anlatırken bir gülümseme yerleşiyor yüzümüze…
İskenderin Uzun ve Karanlık Yolculuğu
Eskiden Buralar Dutluktu
Tükürürüm Böyle Yolculuğun İçine
Çiğneme; Dil ve Çene Kasının Muhteşem Paso Doblesi
Karanlıklar Diyarı Bağırsaklar
Ve daha birçok benzer başlıkla günümüzün popüler konusu mikrobiyotayı anlatıyor bize yazar…
Vücudumuzun işleyişi hakkında bizi bilgilendirdiği kadar eğlendiren bu kitapla bir kez daha buluşuyor Elma Yayınevi okuyucuyla…
İyi okumalar dileklerimizle…
Hayatınızla ilgili verdiğiniz kararların bazıları ya size ait değilse. Mesela şu an ellerinizin arasında tutmakta olduğunuz bu kitabı alıp almamakla ilgili kararınız tümüyle size ve beyninize mi ait? Eğer böyle düşünüyorsanız “mikrobiyota” ile henüz tanışmadınız demektir. Şu an, SİZ, yani yaklaşık 30 trilyon hücreden oluşan canlı, elinizde kitabın arka kapağını okurken, sadece bağırsaklarınızda yaklaşık 40 trilyon mikroorganizmanın yaşadığını biliyor musunuz? Yani sizi SİZ yapan hücrelerin sayısından daha fazla sayıda mikroorganizma içinizde yaşıyor. Üstelik bu mikroorganizmalar sayıca fazla olduğu gibi beyninizi, karakterinizi ve kararlarınızı doğrudan etkileyen kimyasallar üretebilmektedir. Kilo alma probleminden tutun davranışlarınıza kadar, hatta sıkı durun kimi kendinize eş olarak seçeceğinize bile bu mikroorganizmaların karıştığını söylesem herhalde çıldırmış olduğumu düşünürsünüz. Ama akademik olarak beyin çalışan ve sinirbilim doktorası yapmış bir kişiye bağırsaklarla ilgili bir kitap yazdıracak kadar çılgın bir konu mikrobiyota. Bu kitabı okuduktan sonra bağırsaklarınıza ve içindeki canlılara bakışınız çok ama değişecek.
Ahmet Şerif İzgören’in bütün kitaplarını okudum. Bazen gözlerim dolarak, bazen yeni bir şeyler öğrenerek dağarcığıma bir şeyler atabildim. Böyle kitaplar enderdir. Şerif’i elinizdeki kitaptan dolayı bir kez daha kutluyorum. Yine onun izniyle kitabından birkaç anekdotu konuşmalarımda kullanmak istiyorum. Bu kitaptan güzel şeyler edineceksiniz.
Müjdat Gezen
Artık bütün sorunların arkasındaki temel konunun eğitim olduğunun farkına varmış durumdayız. Eğer ülkedeki eğitim sorunu çözülürse, siyasilerin her dönemde rahatlıkla kandırdığı Türklerin yerine, ne istediğini bilen ve söyleyen Türkler gelecek. İşte o zaman bu ülke daha farklı olacak. Sevgili Ahmet Şerif İzgören, bu ülkenin doğru yapamadıklarına ve değiştiremediklerine benim gibi kızmayı sürdürmekle beraber, küsmeden mücadele etmeyi başarıyor. İzgören ve onun gibi eğitime gönül verenlerin yolları açık olsun.
Alphan Manas Mensa Türkiye Başkanı
“Noel Baba yalan Mustafa Amca ise gerçek
Geyikler yerine eşeği var. Eşek de daha gerçek, Mustafa Amca da”
Okurken pelerininizi kendiniz bağlayabildiğiniz sürece gerçek bir süpermen olabileceğinizi göreceksiniz. Ayaklarınızın yere bastığından emin olun. Gerçekten uçabilirsiniz.
“Yatağa uzanırken uykunuzu getirsin diye elinize aldığınız bir kitabın bütün gece sizi uyutmadığı oldu mu? Dikkat Vücudunuz Konuşuyor böyle bir kitap.”
– Dr. Öner Göv
“Yıllardır yerli yabancı uzmanların verdiği üst düzey bir çok eğitim programına katıldım, bu kadar etkileyici bir seminerle karşılaşmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim.”
– Atilla Okumuş
Jumbo Genel Müdürü
“İş yaşamındaki başarılarını uzun süredir yakından izlediğim Şerif İzgören’in iş yaşamındaki deneyimlerini iletişim başlığı altında okumak çok etkileyiciydi. Herkesin, hayatla ilgili bir şeyler öğreneceği bir kitap.”
– Prof. Dr. Vahap Katkat
“34 yaşındayım, 34 yıldır böyle ilginç bir eğitim almamıştım yaşama bakış açıma çok şey eklediğini düşünüyorum.”
– Önder Aytaç
Polis Akademisi Öğretim Üyesi
“Bu kitap için keyifli ve etkileyici kelimelerinin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Farkında olmadığımız bir hayatın bize sunuluşu”
– Prof. Dr. Cihan Akçaboy
“Okuduğunuz ve unutamadığınız iki elin parmakları kadar kitap vardır, kesinlikle onlardan birisi”
– İsmail İğdeli
(Arka Kapak)
Ülke ikiye bölündü!
İşte size bir tercih hakkı: Ya Süpermen olacaksınız ya da Uğur Böceği!
Süpermen hayal ürünüdür; Uğur Böceği ise gerçek!
Süpermen ünlüdür; Uğur Böceği ünlü değildir!
“Amacım sizi bu sıradan ülkedeki olağanüstü insanlarla tanıştırmak. Bu olağanüstü insanların ortak bir özelliği var; Hepsinin hayatı çok sıradan. Kafanız karıştı değil mi?”
Tilki kardeşler çalıların arasında ilginç bir kuyruk görürler. Kimin kuyruğu olduğunu bulmaya çalışırken şu soru da bir kuyruk gibi peşlerine takılır: Arkadaş olmak için birbirimize benzememiz gerekir mi?
Oyuncu Anne’den tüm anne ve babalara iyi öneriler var bu kitapta. Yazar, hemen hemen her çocuğun yaşadığı benzer problemlere alışık olduğumuz o iyimser gözlüklerini takarak bakıyor ve diyor ki…
Geç otur cancağızım, önce rahat bir nefes al. Çocuğu emziği bırakmakta zorlanan, “kakamı yapmıycammm” diye ağlayan, çocuğu yıkarken banyoyu içeride fil yıkanmışa çeviren tek anne sen değilsin. Arkadaşını ısıran, saç çeken, kızınca iki tokat yapıştıran tek çocuk seninki değil… Neredeyse bütün anneler bunları yaşıyor, aynı yollardan geçiyor. Bunlar çocuğun doğal büyüme sürecinde yaşadığı ve yaşattığı deneyimler.
Şermin Çarkacı’nın Elma Yayınevi’nden çıkan bu yeni kitabını okuduğunuzda, tüm anne babaların ortak dertlerine şahit olacaksınız. Kötü alışkanlıklardan kurtulmak için gerçek hayatta denenmiş tüyoların arkasındaki masallar, çocuklarınızın kötü alışkanlıkları yenmesi için sizlere bir rehber, onlara ise bir örnek olacak…
Panik yok çocuklar büyür…
Her şeyden önce empati
Veeeeeer gazı! Yapabilirsin evet yapabilirsin!
Sen önce kendine bak, düş çocuğun yakasından
Emzik, eee n’oldu; emerken iyiydi! (Ayı Bugu emziği bırakıyor)
Bez yaaaa, bez bağla! (Maymun Zıp Zıp kakasını yapamıyor)
Sümük, maden tetkik arama iş başında (Kurbağa Figo burnunu karıştırıyor)
Sinir, ben çok sinirli bir anneyim
Isırrrr, yerim seni yerim yeriiimmmm (Aslan Kükrek arkadaşını ısırıyor)
İnat, yaaa nooolucak sanki!!!
Banyo, yıkanmıycam beeennnn!!!! (Hippo suya giriyor)
TV, telefon, tablet ve diğer muhteşem şeyler… (Tilki Toli televizyonu kapatıyor)
Yemek, uçak geliyoooorrrr!!! (Geyik Boyni yemek yiyor)
Küfür, pis, kötü, aptal, öküz, kaka anne (Yılan Tosi kötü sözler öğrenmiş…)
“Bir sihirli değnek gelse, dokunsa omzuna. Bütün hayallerin tek tek gerçek olsa. Yapmak istediklerinin hepsi kendiliğinden olsa. Sen “açıl” demeden açılsa bütün kapılar ardına dek, geçip gitsen hedeflerine doğru hiç çaba sarf etmeden.
O sihirli değnek sadece seni değil, hayatındaki diğer insanları, seni üzenleri, kıranları, düşündürenleri, yoranları da değiştirse. Herkes bir anda senin hayalindeki gibi bir kimliğe bürünse. Bir sihirli değnekle bütün yolları açsan, bütün sorunları çözsen, bütün mutluluklar senin olsa…”
Elma Yayınevi, Şermin Çarkacı’nın yeni kitabı Ev Yapımı Sihirli Değnek ile tekrar buluşuyor okuyucusuyla… Yazar kendi deneyimlerinden yola çıkarak mutluluğun tarifini veriyor ve “Kendimizi tanıyıp, kendimize inanıp, kendimiz için özene bezene, itinayla, sabırla bir sihirli değnek yapacağız.” diyerek başlıyor anlatısına. Geçmiş zamanların tadını hatırlatan, yüzümüzde gülümsemeler oluşturan bir anlatı bu…
Zengin görsellerle bezenmiş kitap, adı gibi, her bir sayfada bizleri sihirli bir dünyaya sürüklüyor.
Biz de Elma Yayınevi olarak, hayatınızın sihirli değneğine en kısa zamanda kavuşmanız dileklerimizle keyifli okumalar diyoruz, siz sevgili okurlarımıza…
Oyuncu Anne düşler diyarında gezintiye çıkmış diye duyduk. Ona eşlik etmek ister misiniz? Pamuktan bulutların üzerine atlamış bu sefer. Bir çöllerde, bir okyanusta görülmüş. Sevecen yağmurlar altında ıslanıp eğlenmiş, kutuplarda neşeyle titremiş. Hayal kurdukça rengârenk yapmış her yeri. En çok hayal kuranın daha çok hayal kazandığı, içi içine sığmayan bir hikâye bu… Biz hayal perisinin gerçek olduğuna inanıyoruz. Yumuşacık, sıcacık yatağımızda uykuya daldığımızda başlıyor her şey. Ama yalnızca uykudayken değil, onu her an yanında tutmalı insan. Sandalına atlayıp dalgaların müziğine kulak vermeli, gökyüzünün mavisinde maceralara atılmalı, bir göçmen kuşla yol arkadaşlığı yapmalı. Güneşin turuncu ışığına bulanmalı, o nereye vuruyorsa oraya gitmeli… Hayal kurabiliyorsak ne mutlu bize. Uzattık elimizi, haydi atlayın sandalımıza.
Ah be annesi, Çocuğunu al spora götür, oradan çık baleye git, oradan çık tenise, dönüşte oyuncakçıya uğra, alabildiğini al, çeşit çeşit oyun gruplarına üye ol, odasına pahalı oyuncakları yığ, eve gelince aç televizyonu sen de elinde cep telefonun yanında otur. Aaaa noldu, o kadar koşturdun ama çocuğun yine mi mutsuz? Ev işleri, hayat telaşı, o kurs bu kurs derken büyüyüverdi çocuklar değil mi? Gel, gerçek nitelikli zamanın peşinde ol ve onunla oyna. Yeterince yaratıcı değilim ve ne yapacağımı bilmiyorum diyorsan, senin için yüzlerce oyun fikri paylaştım. Hepsi çok kolay, çok eğlenceli ve verimli. Hepsi üç çocukla bizzat denendi. Hadi sıva kollarını, birlikte mutlu çocuklar büyüteceğiz… Eğer siz de Şermin Çarkacı gibi düşünüyorsanız yani çocuğunuzla güzel ve verimli zaman geçirmenin tek yolunun şu yukarıda sayılanlar olmadığına inanıyorsanız, işte bu kitap tam size göre… Buza saklanmış penguenleri, bulgurdan yapılmış çölleri ve mavi çarşaftan denizleri çocuğunuzla paylaşmak istiyorsanız Oyuncu Anne ile tanışmanın tam zamanı… Oyuncu Anne kitabının gelirleri Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’na bağışlanmaktadır.
Bu kitap yenidoğan bebekler ayaklanıp da ortalığı birbirine katana kadar geçen süreçte anneleri rahatlatacak tavsiye ve bilgiler içerir. Hiçbiri doktor tavsiyesi yerine geçmez, zaten doktorlar da genelde böyle şeyler söylemez.
Ş. Ç.
Bu kitapta yazanlar Tuna, Mete ve Name’yle birlikte öğrendiklerimdir. Sütüm gelmeyip de kendimi çaresiz hissettiğimde, bebek sesine uyanıp da nasıl susturacağını bilemediğim gecelerde, o gecelerin uykusuz sabahlarında, doğum kilolarım dolayısıyla kendimi çok çirkin hissettiğim anlarda, bakıcı ararken, kreş bakarken, ek gıda sürecinde, hastalıklarında, hastane odalarında, çocuk büyütürken neyi, ne zaman, nasıl yapmam gerektiğini bilmediğim zamanlarda hep bana anlayışla gülümseyip “geçer” diyecek bir el hissetmek istedim sırtımda. Sen de bu kitabı, böyle anlarda ihtiyacın olacak o el olarak algıla…
Bizden bir iki nesil önceki o annelerle bizi kıyaslamaktan kendimi alamıyorum. Çoğu zaman kendi çocukluğumla modern dünya arasında sıkışıp kaldığım anlar oldu. Sonra en doğrusunun içimden ne geliyorsa, en doğru gördüğüm neyse o olacağına kanaat getirdim. Hala çocuklarla ilgili bir sorunla karşılaştığımda uzmanlar ne diyor bir ona bakıyorum, babaannem-anneannem ne diyor bir de onlara danışıyorum, sonra bir de kalbime soruyorum, sen ne dersin diye.
Öyle demeyin, annelerin kalbi konuşur. Benimki konuşuyor ve şimdi şunları söyledi: Söyle o yeni annelere, sakin olsunlar ve tadını kaçırmasınlar. Çocuk yapmanın da bakmanın da…
Şermin Çarkacı – Kitabın Yazarı
Yazarın yaklaşımını çok sevdim, anlatış tarzını da. Örnekler güzel. Keşke ben de böyle bir kitapla karşılaşsaydım anne olmadan önce ya da olduktan hemen sonra… Bence anne olmayı düşünenlere hediye edilecek çok hoş bir kitap.
Ayşe Butcher – İngilizce Öğretmeni / Kıdemli Anne
Çok beğendim, eğlendim. Doğum öncesi okusaydım bilgilendirici de olurdu. Alanında parlak ve farklı bir kitap olmuş. Bu kitabı yeni annelere hediye edip onların da benim gibi güldüklerini görmek isterim.
Nilay Dalyan – Şehir Plancısı / Yeni Anne
Kim şu en iyi anne dediğimiz kişi?
Bebeğini hiç ağlatmayan mı?
Çocuğu yemek seçmeyen anne mi en mükemmel, sabaha kadar deliksiz uyuyan mı?
Buldum! Çocuğunu tam on sekiz aylıkken tuvalete alıştıran anne olmalı en mükemmeli!
Belki de hiç TV izlettirmeyendir en iyisi.
Sence kim bu en iyi anne? Kim biliyor musun? Okuyup görelim bakalım kimmiş…
Diyerek başlıyor kitabına Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal… Hepimizin Akademisyen Anne diye tanıdığı bir anne o. Çocuk sahibi olmak isteyenlere, annelere, anne olacaklara, aslında çocuk ve sevgiyle işi olan herkese sesleniyor kitabında.
Korkma! İyi Bir Annesin sizin de tüm endişelerinizi alıp götürecek… Anne olmakla ilgili her şey bu kitapta…
Elma Yayınevi bu ay sizlere yeni bir kitapla daha “merhaba” diyor.
Keyifli okumalar…
Sevgili anne! Sırtına elimi koyup eğilip gözlerinin içine bakmak istiyorum. Gözlerinin içine baka baka “yalnız değilsin, bak hepimiz aynı yollardan geçiyoruz, hepimiz benzer şeyleri hissediyoruz” demek istiyorum.
İşte bu kitap sırtındaki elim, gözlerinin içine bakan gözlerim.
Ve elim elinde, gözlerim gözlerinde, yürekten ta derinlerden bir yerden diyorum ki;
KORKMA! İYİ BİR ANNESİN
Arzavul Tepesi ile çok sevilen Mehmet Erkan, yeni çalışmasıyla öfke kontrolünü ele alıyor. İstek ve biraz çabanın bizi renkli yollara çıkarabileceğini hatırlatıyor, sakince öneriler sunuyor.
Ne yapsa işler yolunda gitmiyor Hakan için. Kimse onu önemsemiyor, hep haksızlığa uğruyor, öğretmenleri hiç onun tarafını tutmuyor. Çok sevdiği basketbol bile onu mutlu etmiyor. Bu yüzden hep öfkeli. Arkadaşları da tek tek uzaklaşıyor ondan. Halbuki Hakan balıklarınki gibi sakin bir hayatı olsun istiyor.
Şimdi her şeyi düzeltmek için sinirli, pardon, sihirli değnek etkisi yaratacak bir planı var. Bakalım neler yaşanacak…
Bu kitabı okuduğunuzda beyninizin cinsiyeti hakkında birçok detayı öğreneceksiniz. Kadınlar ve erkekler arasındaki farkları, karşı cinsin sizi kızdıran, güldüren hatta şaşırtan birçok tepkisinin nedenini anlayacaksınız.
Serkan Karaismailoğlu’nun bilimsel bir o kadar da mizahi anlatımıyla Kadın Beyni Erkek Beyni…
• Erkekler neden dinlemez? Acaba beyinlerimizin işitmeden sorumlu bölgeleri birbirinden farklı mı?
• Kadınlar çok mu konuşur? Kadınlardaki “dır dır” kavramı gerçek midir ve altında yatan sinirbilimsel açıklama nedir?
• “Beni hiç anlamıyorsun” sözünü duymayan erkek var mıdır? Peki, kadınlar bu isyanlarında ne kadar haklılar?
• Erkekler mi yanılıyor, yoksa kadınları tatmin etmek gerçekten de imkânsız mıdır?
• Söz konusu erkeklerin mutluluğu olduğunda kavanoz kapakları neden önem kazanır?
• Hayatın renklerini aynı şekilde mi görüyoruz? Yani dore ve lamenin aslında birer renk olduğunu bilen kaç erkek var?
• Kadınlar özel günleri asla unutmazken erkekler nasıl bu kadar kolay unuturlar?
• Bir insanın sadece parmaklarına bakarak beyni hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirsiniz?