Prof. Dr. Necmettin Erbakan

Necmettin Erbakan, 29 Ekim 1926 yılında Sinop'ta dünyaya gelmiştir. İlkokula Kayseri'de başlamış babasının tayininden sonra ilkokul öğrenimini Trabzon'da tamamlamıştır. 1943 yılında İstanbul erkek lisesini birincilikle bitiren Necmettin Erbakan, üniversiteye sınavsız giriş hakkı kazanmasına rağmen kendisi sınava girmeyi tercih ederek üstün bir başarıyla üniversite öğrenimine ikinci sınıftan başlamıştır. Necmettin Erbakan, 1948 yılı yaz döneminde İTÜ Makine Fakültesinden üstün başarı ile mezun olarak göreve başlamıştır. 1948 ile 1951 yılları arasında yeterlilik tezini hazırlamış ve asistan iken Makine Fakültesinde ders vermeye başlamıştır. Yazar 1951 yılında Aachen Teknik Üniversitesinde ilmi araştırmalar yapmak, bilgi ve tecrübesini artırmak üzere Almanya'ya gönderilmiştir. Necmettin Erbakan, Almanya'da bulunduğu süre zarfında Alman ordusu için araştırma yapan DVL araştırma merkezinde Profesör Schimit ile birlikte çalışmalar gerçekleştirmiş ve hazırladığı doktora tezi ile Alman üniversitesinde Doktor unvanını kullanmaya hak kazanmıştır. Necmettin Erbakan, yaşının ilerlemesi nedeni ile sağlık durumunun giderek kötüleşmesinden dolayı tedavi gördüğü hastanede kalp yetmezliğinden 27 Şubat 2011 yılında vefat etmiştir.

  • İslam ve İlim

    Önce bir defa şu suali sormağa mecburuz: Acaba hangi sebepten dolayı bütün insanlıkta ilim yavaş yavaş ilerlerken Asr-ı Saadet’le birden bire bugünkü manada hakiki ilim olmaya başlıyor? Bu başlayışın kaynağı, insanlığa bu hızı veren tılsım nedir? Bu sualin cevabını Kuran’ı Kerim’den başka bir şeye bağlamak mümkün mü? İnsanların ilim sahasındaki bu büyük inkişafların tılsımı dünya ve ahiret saadeti getiren Kuran’ı Kerim’den başka bir şey değildir.

    4,49
  • Prof. Dr. Necmettin Erbakan Külliyatı (5 Cilt)

    Merhum Erbakan’ı hep siyaset meydanlarından biliriz. Birçoğumuz O’nun ilim ve bilim alanında köklü bir geçmişe sahip olduğuna bu külliyatta tanıklık edeceğiz.
    MGV Yayınları’ndan çıkan Erbakan Külliyatı, Milli Görüş Hareketi’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti 54. Hükümetinin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın gençlik çağlarından itibaren yazdığı eserlerden meydana gelmiş. Toplam 5 ciltten oluşuyor.
    İTÜ Makine Bölümü’nden mezun olan Erbakan’ın teknik alanda yazdığı kitapların yanı sıra, edebi değeri yüksek metinler, farklı ilim dallarına ait analizler, bazı Millet Meclisi konuşmalarından oluşturulan eserler, farklı konulardaki bir takım konferans ve miting konuşmaları, Körfez Krizi yahut 12 Eylül gibi önemli olaylar ile alakalı hatıraları ve görev aldığı hükümetlerde yapılan icraatlarının derlenmesi ile meydana gelen çeşitli eserler bulunmaktadır.
    Külliyat, Erbakan Hoca’nın kendi ismi ile yayınlanan bütün eserleri kapsamaktadır. Bazı kitaplar Erbakan Hoca’nın çeşitli konuşmalarından yola çıkarak hazırlanmış. Kitaplaştırılan bu konuşmalar da Külliyata dahil edilmiş.
    Farklı ebat, içerik ve metod ile bir araya getirilen bu eserlerde ise herhangi bir ayrım yapılmamış. Merhum Erbakan’ın yabancı dilden Türkçeye yaptığı çevirilerin tamamı yerine sadece bu kitapların kapaklarına yer verilmiş.
    Erbakan imzası ile yayınlanan bu eserlerde yer yer Erbakan’ın Anadolu’nun herhangi bir şehrinde yaptığı ağır sanayi yatırımlarına dair bilgiler ya da Erbakan’ın Doğu meselesi üzerine, Kıbrıs, Filistin, Kafkaslar, Balkanlar gibi sorunlu bölgeler yahut emperyalizm, modernizm veya siyonizm gibi konular hakkında yaptığı açılımların detaylarına rastlıyoruz.
    Külliyatın yayın sırası ile alakalı kronolojik bir metod izlenmemiş. Erbakan gibi bir şahsiyetin ele aldığı konularında kendisi gibi çok yönlü olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıl ilk baskısının ardından gözden geçirilmiş ikinci baskısı ile bugünlerde okuyucusu ile buluşuyor.
    60 yıla yakın sürede Erbakan Hoca’nın yazdığı bu Külliyatta okudukça satırlar arasında tarihi bir yolculuğa çıkıyor yollar. Yaşamında Erbakan’ı, dahası O’nu inandığı değerlerle tam manası ile tanıma fırsatı bulamayanlar için hala öğrenecek çok şey varmış diyebiliriz.

    63,14
  • Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen

    Adil Düzen temel esasları itibariyle asırlar boyu, hâkim olduğu devirlerin gereklerine uygun olarak tatbik edilmiş bir düzendir. Kamil ve tam bir düzendir. Kuvveti üstün tutan Batı medeniyetinin bir dejenerasyona uğrayarak “kalkınıyoruz, gelişiyoruz” adı altında sonradan kurduğu Kapitalizm ve Sosyalizm ise Adil Düzen’i bozarak, çarpıtarak meydana getirilmiş haksız düzenlerdir. Bunun için şimdi bütün insanlığın yeniden Adil Düzen’e dönmesi zamanı gelmiştir.

    6,79
  • Milli Görüş İktidarı: Niçin ve Nasıl

    Mili Görüş iktidarı nedir? Milli Görüş iktidarı demek, Milli Görüş zihniyetine dayanan bir devlet düzenin kurulması ve bu düzenin Milli Görüş zihniyetine göre yürütülmesi demektir. Milli Görüş iktidarını ancak Milli Görüş zihniyetine vakıf olarak tanıyabiliriz. Milli Görüş zihniyetinin diğer zihniyetlerden temel farkı, hak anlayışındadır.

    4,49
  • İslam Birliği

    “Dış politikada doğru hak anlayışını temel alan D-8 çekirdekli, İslam Birliği çekirdekli ‘Yeni Bir Dünya’nın kurulması temel esastır. Gidip Batı’nın kapısına boynundaki zincirle bağlanmak diğer görüşlerin özellikleridir. Dış politikada ‘doğru hak anlayışı’nı temel alarak D-8’i çekirdek alarak ‘Yeni Bir Dünya’nın kurulması Milli Görüş’ü diğerlerinden ayıran bariz farklardan birisidir.”

    Bu cümlelerle, İslam coğrafyasındaki Müslümanlar arasındaki siyasi ve ekonomik birlikteliğin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Necmettin Erbakan; kurtuluşun da ancak yine bu coğrafyada Milli Görüş eli ile olacağını dile getiriyor.

    Batı’nın, Siyonizm’in ve Emperyalizm’in batıl hak anlayışı ile; İslam coğrafyası içerisindeki Müslümanları(!) teşaron örgütleri kullanarak birbirine kırdırmak suretiyle hem buralardaki siyasi ve ekonomik birliği baltaladıkları hem de buraların yer altı ve yer üstü kaynaklarına, enerji nakil yollarına el koydukları gün gibi ortadadır.

    Biz “doğru hak anlayışı”nı esas alan Müslüman’lar olarak bu durum karşısında ne yapmalı, nasıl davranmalıyız?

    7,94
  • Darbe

    Şimdi yukarıdan bir bakış yaptığımız zaman ne görüyoruz? 69’da Milli Görüş çıkmış, parlayan yıldız olarak iktidar olmuş. Ne yapmış Siyonizm bunun karşısında? Türkiye rastgele bir ülke değil dünyanın kutbu. Clifford’u göndermiş. Clifford, ABD, CIA Başkanı. Sabah kahvaltısını Demirel’le, öğle yemeğini Ecevit’le beraber yapıyor. Biz hükümetteyiz, ağır sanayi hamlesini yapıyoruz.

    Bunu karşılığında “…efendim seçimler hazirana alındı, MSP’siz seçim yapılacak, hükümet kurulacak…” diye bize sormadan ilan ettiler, birleştiler.

    Buna mukabil biz Allah’ın lütfuyla eskisinden daha fazla oy aldık yeninden hükümet olduk. Yeniden iş başına geldik. Bunun üzerine Güneş Motel oyunu oynandı. Ecevit de seçimleri kaybedince Demirel’e geçti. Ama buna rağmen Dışişleri Bakanını düşürdük. 24 kişiyle Meclis’e hâkim olduk.

    Baktılar ki bizi hükümetten uzaklaştırmaları yetmiyor, Meclis’ten uzaklaştırmak lazım. Öyleyse “İhtilal yapalım.” dediler. 12 Eylül İhtilali yapıldı.

    12 Eylül İhtilali’nden sonra Milli Görüşçüler çalıştılar. 1996 Seçimleri’nde en büyük parti oldular. 54. Hükümet’i kurdular.

    Türkiye “Yeniden Büyük Türkiye” yolunda mesafe kat etti. 54. Hükümet’te yukarıda bahsettiğim muazzam hizmetler yapılmıştı.

    Önce bırakalım başarısız olsun dediler. Sonra baktılar ki bunlar “Yeni Bir Dünya”yı kuruyorlar. Öyleyse ne yapıp edip engellememiz lazım dediler. Sonra hükümetimize 28 Şubat’ı yaptılar.

    28 Şubat, dış güçlerin bir tertibidir. 28 Şubat’ta MGK’da geldiler, Makovsky’nin planını Hükümet’e tavsiyemiz diye okudular.

    Biz yükseliyoruz onlar hile yapıyorlar. Biz demokratik olarak yükseliyoruz onlar hile yapıyor. Peki efendim tekrar işbaşına geldiğiniz zaman tekrar size müsade etmezlerse ne yapacaksınız? Askerimizi eğiteceğiz. Askerlerimiz de bu vatanın evladı, olan biteni gözleriyle görüyor. Bu sebepten kendilerine Milli Görüş’ü anlatacağız. Kurutuluşun Milli Görüş’te olduğunu ne yapıp yapıp tanıtacağız.

    7,94
  • Davam

    Türkiye’nin ilk yerli motor fabrikasını kurarken hangi esrarengiz olaylar yaşandı!
    Almanya’daki ünlü Kürhaus Oteli’nde yapılan çok gizli toplantıya nasıl katıldı?
    Bu esrarengiz toplantıda konuşulanları duyunca hangi kararı aldı! Sovyetler yıkıldıktan hemen sonra, dönemin Rus Büyükelçisi Albert Çernişev Erbakan’dan ne istedi! Erbakan, Ankara’daki elçilikte üç gün boyunca Ruslara ne anlattı?
    Bir bayram sabahı asılan Saddam Hüseyin ile, Bağdat’taki Başkanlık Sarayı’nın avizeli salonunda ne konuştular? Saddam’a hangi tavsiyede bulundu?
    1974 Barış Harekatı sırasında, Erbakan’a, “Kıbrıs’a gerekirse kayıkla çıkarım” diyen komutan kimdi? Amerikan Savaş Gemisine davet edilen Refah Partili milletvekillerine hangi gösteri yapıldı! Kırgızistan Cumhurbaşkanı ile 4 saat boyunca ne konuştu? 96 Yaşındaki yaşlı Kırgız’ı ağlatan olay neydi?
    Hepsi ve çok daha fazlası, DAVAM’da…

    9,09
  • Adil Ekonomik Düzen – Faizsiz Bir Dünya

    Adil Düzen’de faiz olmaz. Çünkü faiz, haksızlıktır, zulümdür. Üretmeyenlerin üretenlerin elinden faiz miktarı kadar malı zorla almalarıdır. Kapitalist Düzen’de faiz nedir? Malı üretiyorsunuz, toplumun faydasına arz ediyorsunuz. Buna karşılık üretiminize eşdeğer tüketme hakkınızı gösteren senedinizi yani paranızı alıyorsunuz. Kapitalist Düzen’de bu parayı bir bankaya koyuyorsunuz. Bir yıl sonra faizinin ilavesi ile beraber bu para size iade ediliyor. Siz bu bir yılda yeni bir üretim yapmadınız. Buna mukabil size üretim yapmadan ilave bir tüketim hakkı veriliyor. Kapitalist Düzen bu tüketim hakkını nereden veriyor? Ya açıktan para basarak veriyor. Bu takdirde bu herkesin hakkını alıp size vermek demektir. Çünkü açıktan basılan para arz-talep kaidesine göre mevcut malların fiyatlarını yükseltir. Veyahut da başka bir üretenin hakkını alıp size vermektedir. Bu da o kimsenin yani üretenin, yani emekçinin, yani fakir fukaranın hakkını alıp, getirip size vermek demektir. Her ikisi de haksızlıktır ve zulümdür. Bunun için faiz yiyen insan, fakir fukaranın gözyaşını içen, etini ve kanını yiyen insan gibidir. Kan içen bir vampir durumundadır. Saadeti başkalarının ızdırabında arayan insan durumundadır.

    3,90
Open chat
Size nasıl yardımcı olabiliriz?