-
Hz. Osman
İslâmî davetin ilk safhasında Hz. Ebû Bekir’in delâletiyle Resûlullah’ın yanına giderek Müslüman olan Hz. Osman, ilk on Müslüman arasında yer almaktadır. Eserde geçen ifade ile; “Hz. Osman ibadete düşkün, geceleri ibadet gündüzleri oruçla geçen, namazdaki huşû ile tanınan, aynı zamanda ilim ve takva ehli bir şahsiyetti.” Hz. Osman’ın hayatına ve şahsiyetine ayrılmış olan bu çalışma; ilk bölümde kabilesine ve ailesine dair bilgiler de aktarılacak şekilde hilafetine kadarki hayatını, ikinci bölümde fetihler ve döneminde yürüttüğü çalışmaları aktarılacak şekilde hilafeti dönemini, üçüncü bölümde ise kişilik özelliklerini ve rivayetlerini kapsamaktadır.
-
Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Beşeri Münasebetleri Temel Hak ve Hürriyetler
Günümüzde, dürüst olmama, yalan söyleme, aldatma, kandırma, güvenilmeme, sözünde durmama, nezaketten uzak kaba davranma, helal-haram ayırmama, hak-hukuk tanımama, sevgisizlik, hoşgörüsüzlük, merhametsizlik, bencillik, iticilik ve benzerleri gibi millet olarak şikayetçi olduğumuz, insani ilişkilerimizi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s.) insani ilişikilerinin örnekliğinde yeniden inşa etmemiz hayati önem arz etmektedir.
-
Hz. Peygamber ve Sünnet Hz. Peygamber’in (s.a.s) Ümmiliği
Hz. Peygamber’e (sas) gelen vahiy, onun yaşantısında müşahhas hale geliyordu. Vahyin onun ve yaşadığı toplumdaki insanların hayatlarına hâkim olmasının yanında Allah Elçisi’nin, temelini vahyin oluşturduğu söz ve uygulamaları da nüzûl dönemi devam ettiği için ilahî gözetim altındaydı. Bu sebeple Hz. Peygamber’in (sas) söz ve fiilleri, diğer insanların vahiyden anladıklarından ve davranışlarından daha önemli ve öncelikli bir konuma sahip olmuştur. Hz. Muhammed’in (sas) vahyin ilk muhatabı olarak Allah’ın mesajını en iyi anlayan insan olduğu muhakkaktır. O, vahyin ilk iman edeni, ilk anlayanı, ilk yaşayanı ve yorumlayanı olarak bize Kur’ân’dan ayrılmayan ve onun gölgesinde gelişen sünneti bırakmıştır. Bu sebeple sünnetin merkezinde de Kur’ân vardır. Hz. Peygamber’in (sas) ilk İslâm toplumunu eğitirken yazıya verdiği önem, ümmilik konusunun onun hayatında ne anlama geldiği hususunda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Ümmilik konusunu Allah Elçisi’nin (sas) yaşadığı coğrafyadan bağımsız anlamak mümkün değildir. Elinizdeki kitabın bir bölümünde konuyla ilgili görüşler ve delilleri incelenmiştir.
-
Hz. Peygamber’i (s.a.s.) Doğru Anlamak
Yüce Allah’ın mesajının geldiği dönemden bugüne asırlar geçmiştir. Bu uzun sürede İslâm doğduğu coğrafyanın dışında geniş bölgelere hâkim olmuş ve dünyanın mensubu en fazla olan iki dininden biri olmuştur. Bu geniş coğrafyada ve uzun dönemde vahyi, onun etrafında oluşan sünneti ve kültürü doğru anlamak önem arz eder. Elbette Hz. Peygamber’i (sas) doğru anlamak, onun getirdiği mesajı doğru anlamaya imkân verecektir. Öte yandan tarih boyunca insanoğlunun zihin dünyasında oluşan tortuları temizlemek için de Allah Elçisi’ni (sas) doğru anlamak önemlidir. Bu kitapta Allah Elçisi’ni (sas) doğru anlamanın çeşitli boyutları ele alınmaktadır.
-
Hz. Peygamber’in (Sas) Ahlakı
Kur’an’ın ve onun tarihsel pratiği olan Hz.Peygamber’in(sas) hayatından günümüzde ihmal ettiğimiz en önemli ilkenin ahlak olduğunu söylersek abartmış olmayız. Gerçekten şekle yoğunlaşırken ahlakın geri plana itilmesi üzücüdür. Hangi yiyeceğin helal olup olmadığını tartışırken helal olmayan kazancın yenmemesi hususundaki hassasiyetin göz ardı edilmesi,Allah Elçisi’nin ahlaki örnekliği üzerinde daha çok durmamız gerektiğini ortaya koymaktadır.
-
Hz. Peygamber’in (Sas) Arkadaşları
Ülkemizde son elli yılda Peygamber Efendimiz, hayatı ve dönemi hakkında yapılan çalışmaların sayısında ciddi bir artış meydanagelmiştir. Müslümanların Hz. Peygamber’in (sas) hayatına ilgileri, tarihî bir konuya duyulan merakın ötesinde dinlerini yaşama, değer üretme ve davranış geliştirmenin temel kaynaklarından biri olması sebebiyledir. Bu projemizle Hz. Peygamber (sas) ve dönemi hakkında yayımlanmış birçok önemli makale ile çeşitli sempozyumlarda sunulmuş tebliğleri bir araya getirerek okuyucuyla buluşturuyoruz. Böylece yirmi beş ayrı başlık altında yayımlanan bu kitaplarla akademik bilgiyi okuyucuyla buluşturma mutluluğunu yaşıyoruz. Asr-ı Saâdet Dünyası’nda yer alan kitaplar, müsamaha ve kardeşliği tekrar hatırlatmayı da hedeflemektedir. Öte yandan projemizle okuyucuya farklı görüşleri bir arada görme ve değerlendirme imkânı sunulmaktadır. Bu kitapların okuyucunun zihin dünyasını geliştireceğine ve Sevgili Peygamberimiz’i (sas) ve dönemini daha yakından tanımasına önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.
-
Hz. Peygamberi Yeniden Düşünmek
Hz. Peygamber’e uymak; zerreden küreye, tepeden tırnağa, iğneden ipliğe bütün eşyayı kuşatan derin bir nazar, merhamet, marifet, muhabbet ve gayret yüklü bir aksiyondur. Bugün Efendimiz’i (sav) anlamak, somut ve spesifik birtakım sünnetleri hayatımıza tatbik etme ile başlayan ama burada kalmaması gereken, Efendimiz’in (sav) nazarıyla, hassasiyetiyle, derdiyle, değerleriyle insana, topluma, havadaki kuşa, denizdeki balığa, saksıdaki çiçeğe, sokaktaki köpeğe, kediye hasılı iğneden ipliğe her şeye Onun ümmeti olduğumuzun şuuru ve nazarıyla bakmak demektir. Hz. Peygamber aşk ile özdeştir. Onun sünnetine uyarak Onu sevmeyen, Onun sevgisiyle içini ısıtmayan, hiç kimseyle ünsiyet kuramaz; hakikatte kendi nefsinden başka hiç kimseyi de sevemez. Onun sünneti ümmet duvarının her bir tuğlasını birbirine bağlayan harçtır. Onun sünnetine uymadan Ona ümmet olunamaz. O halde şimdi Hz. Peygamber’i “Yeniden” Düşünmek, şimdi ümmet olmak zamanıdır…
-
Hz. Safiyye Bint Huyey / Peygamber Evinin Hanımları 9
“Safiyye bir peygamberin (Harun’un) kızıdır, amcası (Mûsâ) da peygamberdir, hâlen kocası da bir peygamberdir.” [Hz. Muhammed (sas)] Hz. Safiyye (ra), Hz. Peygamber’in (sas) azılı düşmanlarından Yahudilerin lideri Huyey b. Ahtab’ın kızıdır. Zarif ve çok güzel bir kadın olan Hz. Safiyye (ra), Hayber’in fethinde esir edilmiş; Hz. Peygamber (sas), onu İslâm’ı seçip seçmeme konusunda serbest bırakmıştır. İslâm’ı seçen Hz. Safiyye (ra), Hz. Peygamber’in (sas) evlenme teklifini de kabul ederek “Müminlerin Annesi” vasfını kazanmıştır. Hz. Peygamber’i (sas) çok seven Hz. Safiyye (ra), Resûl-i Ekrem’in (sas) son hastalığı sırasında “Keşke senin yerinde yatan ben olsaydım.” demek suretiyle üzüntüsünü dile getirmiş, diğer hanımlarının birbirine işaret ettiğini gören Resûlullah (sas) onları uyarmış ve Safiyye’nin (ra) sözünde samimi olduğunu belirtmiştir. Hz. Safiyye (ra), çalışmamızda konu edindiğimiz özellikleri ve Resûlullah’a (sas) ileri derecedeki sevgisi sebebiyle İslâm tarihindeki yerini almıştır.
-
Hz. Sevde Bint Zem’a Hz. Zeyneb Bint Hüzeyme Hz. Meymume Bint Haris / Peygamber Evinin Hanımları 4
Müminlerin Anneleri’nden Hz. Sevde’nin (ra), fedakâr ve vefakâr kişiliği, gerek İslâm’ı kabulünden sonra yaşadığı sıkıntılarda gerekse Hz. Peygamber’le (sas) evli bulunduğu dönemde dikkatimizi çeker. Bununla birlikte bir peygamber eşi olarak, Hz. Peygamber’in (sas) diğer bazı eşlerinde görüldüğü kadar kendisini ön plana çıkaracak aktif bir rol üstlenmemiştir. Hz. Zeyneb bint Huzeyme (ra), yoksullara sadaka ve infak faaliyetlerinden dolayı “Yoksulların Anası” unvanını almıştır. İyilik ve ihsan sahibi annemiz selamet içinde yaşadığı gibi selamet içinde ebedi istirahatgâhına çekilmiştir. Bu dünyadan çekilirken “Son Peygamber’in Eşi” ve “Müminlerin Annesi” olma şerefiyle ödüllendirilmiştir. Hz. Meymûne (ra), ise kendisini Resûlullah’a (sas) hibe etmesi ilim, takva, sadakat, sünnete ittiba, vefası ve takvasıyla temayüz etmiştir. Nitekim Hz. Âişe (ra), onun hakkında “Meymûne, en muttakimiz ve sıla-i rahimi en çok gözetenimizdi.” demiştir.
-
Hz. Şuayb Namaz-Ticaret-Adalet
Tarihin derinliklerinde kalmış olan Medyen ve Eyke’deki egemen sosyo-ekonomik düzenle çağımıza hakim olan küresel sistem arasındaki benzerlikler bir hayli şaşırtıcıdır. Kur’an’ın beyanından öğreniyoruz ki, Medyen ve Eyke’nin yönetici elitleri, çeşitli ticari hile ve sahtekarlık yöntemleriyle aşırı kâr sağlamayı, insanların mallarını gasp ederek haksız kazanç elde etmeyi bir alışkanlık haline getirmişlerdi. İnsan haklarını açıkça çiğnemeleri, soygun ve yağmacılığı meşru kabul etmeleri nedeniyle ticaret hayatının güvenliği kalmamış, sosyo-ekonomik düzen tamamıyla bozulmuştu. Refah ve bolluktan şımaran mutlu azınlık, ekonomik ve siyasal güçlerine güvenerek kendilerinden daha zayıf gördükleri mümin insanlara işkence baskı yapmakta, onları zorla kendi batıl sistemlerine entegre etmeye çalışmaktaydılar. Bugün de bu soygun ve vurgunlar son derece ince ve akıl almaz yöntemlerle yapılmakta; müminleri ve mustaz’afları baskı altında tutmak için de aynı Şeytani sinsi yöntemler kullanılmaktadır. Dolayısıyla Medyen-Eykelileri bekleyen akibet, bu çağın fesatçılarını da beklemektedir.
-
Hz. Ümmü Habibe / Peygamber Evinin Hanımları 6
Hz. Ümmü Habîbe (ra), Mekke liderlerinden Ebû Süfyân’ın kızı olması ve Habeşistan’a hicret ettikten sonra kocası irtidat eden bir kadın olarak İslâm’da sebat göstermesi, o dönemde birçok insanın kaçındığı bir davranış olması yönüyle Hz. Ümmü Habîbe’nin (ra) az rastlanan cesur bir seçimde bulunduğunu göstermektedir. İslâm kardeşliğinin, akrabalık bağları ve dünyevî menfaatlerin önüne geçtiğinin en güzel örneğini sergileyen Hz. Ümmü Habîbe’nin (ra) müşrik babası Ebû Süfyân’a karşı Resûlullah’ı (sas) tercih etmesi onun imanının kavîliğini gösterir. Adeta “İbrahim babasının Allah düşmanı olduğunu anlayınca ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim, gerçekten çok duyarlı ve yumuşak huylu biriydi.” (et-Tevbe, 9/114) ayeti onun hayatının bir emsali olmuştur. Onun hayat hikayesinin, İslâm kardeşliğinin en büyük değer olduğunu hatırlatması umuduyla…
-
Hz. Ümmü Seleme / Peygamber Evinin Hanımları 5
Hz. Ümmü Seleme (ra), kabile bağlarının çok güçlü olduğu bir toplumda Hz. Peygamber’e (sas) en fazla düşmanlık yapan kabilelerden birinin kızı olarak, erken dönemde Müslüman olmuş yürekli bir kadındır. O dönemin ulaşım şartlarının zorluğuna rağmen iki defa Habeşistan’a hicret etmiş ve Medine’ye kocası ile hicretine engel olunmuştu. Aradan bir yıl geçtikten sonra, akrabalarından izin çıkınca, yalnız başına hicret etmek üzere, yanına çocuğunu da alarak yola çıktı. Şayet Ten‘im’de Osman b. Talha’ya (ra) rastlamasaydı, tek başına Mekke’den Medine’ye yolculuğu göze alacak kadar cesur bir kadındır. Peygamber hanımı olmanın yanında, Hudeybiye’deki tutumu ile de İslâm tarihinde özel bir yer edinmiştir. Kısacası Hz. Ümmü Seleme (ra), döneminin ve yaşadığı coğrafyanın kadınlarına benzemeyen, güçlü kişiliği, yüksek özgüveni ve yaptıkları ile nev’i şahsına münhasır bir kadındır.
-
Hz. Yusuf (a.s) / Peygamberler Tarihi
“Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır.” (Yusuf 111)
Allah Teâlâ Kur’an’ı; biz kulları için öğüt almak, onu tefekkür ederek tane tane okumak, tevhid ve kulluk şuurunu kazanmak, kıssalar yoluyla iyi ve kötünün modellerini ortaya koyarak iyiliğe teşvik edip, kötülüklerden sakındırmak ve karanlıklardan aydınlığa çıkmak için gönderdiğini bildirmektedir.
Bizler vahyi, hayatımıza rehber kılmak, bütün davranışlarımızı ona göre şekillendirmek durumundayız. -
Hz. Yusuf ve Züleyha
Yusuf Aleyhisselam’ın güzelliği karşısında ellerini kesen Mısır kadınları… Ve güzellik sebebiyle gönlünü param parça eden Züleyhâ… Züleyhâ’nın mecâzi aşkının hakiki aşka tebdili ve ilâhi devlete ermesi…Aşk nedir? Cevabını bu eserde bulacaksınız…
-
Hz. Zeyneb Bint Cahş / Peygamber Evinin Hanımları 7
Hz. Peygamber’in (sas) zevcelerinden her birinin hayatı gerek iffet ve hayâları gerek örnek ahlâkları gerekse de o dönemin sosyal ve kültürel hayatında üstlenmiş oldukları roller açısından incelenmeye değerdir. Hz. Zeyneb bint Cahş (ra), ilahi irade doğrultusunda gerçekleştirdiği evlilikleriyle hukuki, sosyal, siyasi ve insani birçok esası bünyesinde barındırarak tarihe adını yazdıran bir şahsiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Gençliği, güzelliği, soyu ve Allah Resûlü’nün (sas) halasının kızı olması, nikâhının yedi kat göklerde Allah tarafından kıyılmış olması, Resûlullah’ın (sas) hanımlarının en cömerdi oluşu onu özel yapan hususiyetlerdendir. Hz. Zeyneb (ra) takvası, dindarlığı, dosdoğru oluşu ve samimiyetiyle İfk Vakası’nda Hz. Âişe (ra) hakkında iyi bir şehâdette bulunarak Peygamber eşine yaraşır bir tavır ve davranışta bulunarak Efendimiz’in (sas) aile hayatında müstesna yerini almıştır.
-
Hz. Zeynep
Elinizdeki kitap salt tarihi bir olayı anlatmakta kalmıyor. Siz, buna tarihin öğündüğü ve insanoğlu var oldukça da öğüneceği bir hanımın yaşam öyküsü gözüyle bakabilirsiniz. O, kısacık ömrünü acıyla, çileyle öfke ve eylemle yoğurmuştur. Konumu, İslam Tarihi ve insanlık açısından oldukça önemli biri; ismi Hz. Zeyneb….
-
İbadetin Beyni Dua
PEYGAMBERİMİZ’İN (A.S.)TAİFTEKİ DUASI :”Allah’ım; güçsüzlüğümü ve çaresizliğimi, insanların nazarında düştüğüm hor ve hakir durumumu ancak sana arz ve şikayet ediyorum. Ey Merhametlilerin en merhametlisi! Sen zor ve sıkıntılı durumlarda olanların, zulüm altında zayıf düşürülmüş olanların Rabbİ’sin. Benim de Rabbim ancak sensin. Beni kimlerin eline bırakıyorsun? Sen benî; zalim bir düşman eline düşürmeyecek, onları bana hüküm geçirtecek bir konuma getirmeyeceksin. Ey Rabbirn! Benim üzerime çöken bu musibet ve eziyetler, eğer senin bana karşı bir kızgınlığından ve öfkenden dolayı değil ise; çektiğim bunca sıkıntıya hiç aldırış etmem ve hepsine tahammül ederim. Yine de senden bana gelecek bir sığınmaya çok ihtiyacım var. Hem bu dünyada, hem de ahirette, senin o karanlıkları aydınlığa çevirecek nuruna sığınıyorum. Ey Rabbim! Sen, hoşnut oluncaya kadar senden af diler, tevbe ve istiğfarda bulunurum. Biliyorum ki; güç ve kuvvet ancak sendedir.{İbn Hişam, Sire, 280 )
-
İbadetin Beyni Dua (Ciltli)
PEYGAMBERİMİZ’İN (A.S.)TAİFTEKİ DUASI :”Allah’ım; güçsüzlüğümü ve çaresizliğimi, insanların nazarında düştüğüm hor ve hakir durumumu ancak sana arz ve şikayet ediyorum.
Ey Merhametlilerin en merhametlisi! Sen zor ve sıkıntılı durumlarda olanların, zulüm altında zayıf düşürülmüş olanların Rabbİ’sin. Benim de Rabbim ancak sensin. Beni kimlerin eline bırakıyorsun? Sen benî; zalim bir düşman eline düşürmeyecek, onları bana hüküm geçirtecek bir konuma getirmeyeceksin.
Ey Rabbirn! Benim üzerime çöken bu musibet ve eziyetler, eğer senin bana karşı bir kızgınlığından ve öfkenden dolayı değil ise; çektiğim bunca sıkıntıya hiç aldırış etmem ve hepsine tahammül ederim. Yine de senden bana gelecek bir sığınmaya çok ihtiyacım var. Hem bu dünyada, hem de ahirette, senin o karanlıkları aydınlığa çevirecek nuruna sığınıyorum.
Ey Rabbim! Sen, hoşnut oluncaya kadar senden af diler, tevbe ve istiğfarda bulunurum. Biliyorum ki; güç ve kuvvet ancak sendedir.
-
İbn Arabi Müdafaası Yavuz Sultan Selim’in Emriyle Hazırlanan
İslâm medeniyeti ve irfan tarihimizde hiçbir sîmânın fikirleri ve şahsiyeti İbn Arabî’ninki kadar tartışılmış değildir. Eserleri, fikir ve talebeleriyle medeniyet tarihimize kolay silinemeyecek derin izler bırakan Şeyh-i Ekber, aynı zamanda kendisinden sonra gelen
düşünürleri de keskin bir çizgiyle ikiye ayırmıştır.İbn Arabî, başta Fusûsu’l-hikem ve Fütûhât-ı Mekkiyye olmak üzere muazzam bir hacme sahip külliyatında bulunan fikir ve ifadelerinden dolayı yüzyıllar boyunca zâhir ulemâsının tenkidinden kendisini kurtaramamıştır. Anlaşılamamak, taassup ve art niyetten kaynaklanan bütün iftira ve karalamalara rağmen yaşadığı dönemden itibaren kendisini seven, anlayan ve müdafaa eden kimseler de hep var olagelmiştir.
Bu kitap, bir İbn Arabî hayranı olan büyük Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in emriyle onu müdafaa etmek için yazılmıştır. Sultan Selim’in İran Seferi dönüşünde yanında getirdiği âlimlerden olan Şeyh Mekkî tarafından Farsça kaleme alınan bu eserde, İbn Arabî’ye yöneltilen tenkit ve eleştiriler tek tek ele alınıp çözüme kavuşturulmaktadır. Osmanlı Devleti’nde yöneticilik görevlerinde bulunmuş önemli bir edîb ve âlim olan Mirzâzâde Ahmed Neylî tarafından Türkçeye tercüme edilen bu kitap, İbn
Arabî literatürüne önemli bir katkı sağlamanın yanında bu büyük ârif hakkındaki eleştirilere verilen cevapları görme, eserlerindeki tenkide açık fikir ve ifadeleri anlayıp değerlendirme hususunda bir hazırlık işlevi görecektir. -
İbni Halduna Yön Veren Kuran Ayetleri
Mahmut Toptaş Meşhur tarihçi İbn-i Haldun, “Mukaddime”isimli eserinde, olayları tarihi, sosyolojik, psikolojik açıdan tahlil ederken, Kuran ayetlerinden büyük ölçüde yararlanmıştır. Mahmut Toptaş Hoca’da hem ayetleri hemde bu tahlilleri biraraya getirip bunların günümüze yansımasını irdelemiş, böylece güzel bir kitap ortaya çıkmıştır.