Sehe 241–260 zwischen insgesmt: 860

  • Hayatımıza Yön Veren Hadisler

    Müslüman’ın günlük hayatını ve ibadet dünyasını ahlak, inanç, davranış ve alışkanlıklar açısından yönlendirecek hadisleri bir araya getiren bu eser bir yönüyle eğitim kitabı olabilmekte, diğer yandan içeriğiyle devamlı başucunda tutulacak sadelik ve toplayıcılık özelliği göstermektedir.
    Kısa izahların takip ettiği bin kısa hadis, akılda kalacak hacimde ve ezberlenmeye müsait metinlerden seçilmiştir.

    23,90
  • Hayatın Satır Araları Modern Zamanda Kendini Bulmak

    “Tasavvuf nedir?” “Bugünün insanına neler söyler?” “İnsanın özüne ve hakikate giden manevi eğitim nasıldır?” Hayatın Satır Araları, bu ve benzeri soruların cevaplarını arayanlarla hasbihal eden bir kitap. Dervişlik yaşam algısının modern zamanların yaralarına nasıl merhem olacağını gösteriyor ve hayatın birçok alanını sufi bakış açısıyla yorumluyor.

    7,94
  • Haydi Namaza

    Bir Müslüman genç olarak, namaza bakışınızı ve namazla ilişkinizi hiç sorguladınız mı? Namazlarınızı dosdoğru, devamlı ve huşu içinde yani bilinçli olarak kılabiliyormusunuz? Yoksa, namazlarınızı savsaklayıp ihmal ediyor yada adet yerini bulsun diye, sadece üzerinize bir borç olduğu için mi kılıyorsunuz? Niçin namaz kıldığımızın, namazda neler söylediğinizin, Allah’a hangi konularda söz verdiğinizin farkında mısınız? İşte bu kitap; siz sevgili gençlerin şahsına tüm günümüz Müslümanlarının maalesef içi boşalmış namazlarının içini doldurmaya, onların kıldıkları namazlardan haberdar olmalarını sağlamaya ve dosdoğru, gereği gibi namaz kılmalarına katkıda bulunmaya yönelik bilgi ve yorumlar içermekte; Kur’an’ın tanımladığı, Allah Rasulü ve ashabının kıldığı namazları yakalamak için haydi namaza! demektedir.

    5,64
  • Hayy İbn Yakzan Ruhun Uyanışı

    Bu ünlü hikayenin, Hayy’ın varoluşu ve gelişimi çizgisinde insanın gelişim tarihini özetlemekte olan ince anlatım tarzı, bizi Hayy’ın şahsında kendisinden daha başka birşeyleri temsil ettiği konusunda ikna etmelidir. Yalnız başına yaşadığı adada Adem’e benzeyen konumu, ateşin kaşifi olarak üstlendiği Prometeus rolü, ilerleme kaydetmesi ve sapması, ateşle zekice tecrübelere girşimesi ve düşünmeden “ondan bir parça”yı kavramaya çalışması, onun insanoğlunu sembolize ettiğini göstermektedir. Çünkü o da ilk insan gibi her şeyi kendi başına keşfetmek zorundadır. Ayrıca bir insan olarak, ruhun hayat kaynağı olan hayvani yönünden başka bir şey bilmemektedir. Bu, insanın en azından yarı ruhani bir dünyaya girmesinin belirtisidir.

    7,94
  • Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.) Cilt 1 / Mekke Devri

    Muhterem Osman Nuri Topbaş Bey’in kaleminden bütün peygamberlerin ve insanlığın edebî nûru olarak cihânı şereflendiren O Sonsuz Güneş’in Mekke Devri… Yüz yirmi dört bir peygamber ve onlardaki sayasız zuhurat ve ilahi tecelli akışları, sanki bereketli nisan bulutları gib azami derecede işba (doymuşluk) haline geldikten sonra beşeriyetin gönül toprağına mecburi bir surette boşaldı. Ve bereketli bir hidayet şeraresi halirdeki nebiler silsilesi, alemlere rahmet olarak gönderilen Hazret-i Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in zuhura gelmesinin adeta birer ikbal ve bahar müjdesi oldu… Böylece bütün peygamberlerin ve insanlığın ebedi nuru olarak cihanı şereflendiren o sonsuz güneşin Mekke Devri, şirkle kirlenmiş gönülleri tevhid-i İlahi çerçevesinde yüce itikad ile temizlemek, küfürle kurumuş dalları iman ve hakikat pınarıyla yeşertmek, nefsaniyet ve zulümleri dolayısıyla ham meyve haline gelmiş beşeriyeti, ruhaniyet ve Nur-i Muhammedi ile olgunlaştırmak faaliyetiyle geçti. O’nun zahiri terbiyesi ve batıni tesiri gönüllere öyle bir iksir oldu ki, daha evvel yarı vahşi, çoğu insanlıktan bile habersiz bir cahiliye toplumunu, insanlık tarihinin hala gıpta ettiği “sahabe” hüviyetiyle hayal edilmez bir mertebeye ulaştırdı. Onları, dünya tarihinde “fazilette zirve insanlar” haline getirdi. Dolayısıyla adalet, merhamet, muhabbet ve iman dolu bir insanlık hususunda modern bir cahiliye devri yaşayan şu ahir zamanın, yegane kurtuluş yolu da, edebiyet güneşinin Nur-i Muhammedi’sinde tecelli eden ulvi sırlardan nasiplenebilmektir… Şefaat yâ Rasûlallâh!..

    13,69
  • Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.) Cilt 2 / Medine Devri

    Muhterem Osman Nuri Topbaş Bey’in kaleminden bütün peygamberlerin ve insanlığın edebî nûru olarak cihânı şereflendiren O Sonsuz Güneş’in Medine Devri… Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in Hak katındaki kadri o kadar yücedir ki; Cenâb-ı Hak, Habîbi’ne itaati, kendine itaat saymış; O’na karşı yapılacak en küçük hürmetsizliği, amellerin boşa çıkmasına sebep kılmış ve O’na tazimi, gönüllerin takva imtihanı eylemiştir. Rasulü’ne uygunsuz hitapta bulunmayı büyük bir cehalet eseri olarak kabul etmiştir. Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e çokça salat ü selam getirerek O’nu hiçbir zaman gönlümüzden ve hatırımızdan çıkarmamamız gerektiğini beyan etmiştir. Hatta namaz kılarken her Tahiyyat’ta Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e selam vermemizi namazın vacip bir rüknü kılmıştır. Bu derece kadri yüce olan Peygamber Sultanı’nın Medine Devri, Allah’ın dinini ikame ile geçmiştir. Gönülleri Cennet’e döndüren yüce esasları, sarsılmaz temeller üzerinde muhteşem saraylar misali inşa etmiştir. O güller gülü, Medine’de oluşturduğu münevver iklimde, hayatının sonuna kadar güzelliğin ve doğruluğu rehberi olmuş ve şerefli hayatı; her türlü yanlış, kötülük, terör ve zulme karşı mücadele içinde geçmiştir. Böylece ardında, insanlığa sonsuz kurtuluş ve vuslatın yegane yolu olan bir din, bir sırat-ı müstakim ve insanlık semasının yıldızları olan örnek bir nesil bırakmıştır. Ne mutlu dünyada, Allah Rasulü’nün izini takip ederek o sırat-ı müstakim’den, yani dosdoğru yoldan yürüyüp de ahiretteki kıldan ince sıratı geçecek olanlara!.. Acizane böyle bir saadete vesile olabilmek maksadıyla kaleme alınan bu eserde, Nebiler Nebisi’nin bütün beşeriyete numune-i imtisal ışığında ilahi tecelli akışlarıyla dolu kıssalarını bulacaksınız. Esasen O’nu tasvirde lisanlar mutlak bir acziyet içindeyken, bizim lisanımızdaki ifadesi de okyanustan bir katre misali idrakimize damlayan şebnemler mesabesindedir. Dahîlek yâ Rasûlallâh!..

    13,69
  • Hazreti Ebubekir / En Büyük Sıddıkıyet ve Teslimiyet Örneği

    Nûru, doğrudan doğruya sahibinin elinden teslim alan ve kendisinden sonraki diziye baş olan büyük baş: Hazret-i Ebu Bekir (R.A.)… Peygamberlerden sonra cihanın en büyük insanı ve en sadık Peygamber dostu…
    Evet, O Hilm âlemi yüce Sıddîk, has odanın sırrını, arkasında dizeye girenlere, bugüne kadar hiç güneş görmemiş ve bozulmamış bir fotoğraf camı gibi teslim etti…

    6,79
  • Hazreti Muhammed ve Hayatı

    İlim ve teknik çağımızda düşünce boyutlarının gelişmesi, Peygamber Efendimiz`in hayatını daha çok öğrenme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Zira O, yalnız asrına değil asırlara ışık tutan, Kur`an-ı Kerim`i insanlığa sunmuş ve onu açıklamak üzere de peygamber olarak görevlendirilmiştir. Kur`an`ı anlamak isteyenler O`nun hayatını ve ahlakını öğrenmek zorundadır.
    4,49
  • Hazreti Ömer / Hak ve Adalet Güneşi

    Cennet ehline ışık, canlara candır Ömer,
    Ufkunda güneş batmaz, hepten imandır Ömer.
    Vefâ bağının gülü ve safanın engini,
    Hak’la bâtılı ayırd eden Sultândır Ömer!..

    7,94
  • Hazreti Osman / Haya ve Edep İncisi

    Allah’ın Resûlü dediler ki:
    “Kardeşim Osman’ı kucakladım. Kimin bir kardeşi varsa, onu kucaklasın”
    Ve yine dediler ki:
    “-Gökte Melekler bile Osman’ın hayâsına bakar da utanırlar!”
    Hilm, hayâ, edep, yumuşaklık ve ahlâk âbidesi.
    Gönülleri tutuşturacak, gözleri ağlatacak, kalbleri rikkate getirecek bir kitap…
    Yayınevimiz böyle bir eseri sunmanın bahtiyarlığı içindedir.
    6,79
  • Hedefimiz Cennet

    Mü’min; cenneti için çalışan, Rabbinin huzurunda mahcup olmamak için gayret eden, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetine uygun bir hayat için emek veren kimsedir. Kur’an’ımız, cenneti hak etmek için ‘seviye kazanmış mü’min kıvamında’ ölmeyi en yüce hedef olarak göstermektedir. Allah’ın razı olduğu kullar, Kur’an-ı Kerim’in gösterdiği bu yüksek hedefe ulaşanlardır. Cennet, Allah’ın lütfudur; mü’min o lütfa ermek için çalışan kuldur. Dünyada iflah olan da ahirette mesut olacak da kendini Müslüman olmanın hak ettiği seviyeye göre ıslah edendir. İslam’ın seviyesi bellidir, Müslüman’dan istenen düzey de gösterilen hedef için yürümektir.

    7,90
  • Henüz İnmemiş Ayetler / Kur’an Okumaları 2

    Kur’ân bir kalbe gerçekten indiğinde neleri değiştirdiğinin apaçık delili, Asr-ı Saadet’tir. İstidatlı ama kupkuru bir toprak gökten inen yağmur sularıyla beslendiğinde nasıl ‘kıştan sonra bahar’ yaşıyorsa, Kur’ân’ı ‘kalblerinin baharı’ kılan hayatlar da işte öylesi bir değişim ve dönüşüm yaşamışlardır. Peki, sahabiler başta olmak üzere bindörtyüz yıldır nice hayatı değiştiren, nice kalbi kıştan bahara sevkeden Kur’ân, bizim kalblerimize ne kadar indi? Hayatımızı ne kadar Kur’ân’la yaşıyor; ne derece Kur’ân’la düşünüyoruz? Kaç sûre, kaç âyet gerçekten indi kalblerimize? Henüz İnmemiş Âyetler, bu sorular ve sorgulamadan hareketle, Kur’ân’la yaşamanın, âyetlerini kalbimize de indirmenin yolunu ve imkânlarını gösteriyor…

    9,09
  • Herkes İçin Siyer

    Peygamber (s.a.v.) sevdalısı ve şairi olan Hassân b. Sâbit’e (r.a.), “Muhammed’i övecek bir şiir oku!” dediklerinde, “Ben sözlerimle Muhammed’i (s.a.v.) övemem, bilakis Muhammed (s.a.v.) ile sözlerimi güzelleştirmiş olurum,” demiştir. İşte Herkes İçin Siyer’in amacı, Efendimiz’in (s.a.v.) o bereketli ömrüne yapacağımız yolculukla güzelleşmek, onun hayatından kendi hayatımıza güzel hasletler aktarabilmektir… Bu kitapla umuyoruz ki Allah Resûlü (s.a.v.) hayatımızın her alanına dokunacak ve hiçbir yer kalmayacak ki onun eli değmemiş, onun sesi, onun sedası işitilmemiş olsun. Çünkü biliyoruz ki yitik dünyamız ancak onunla anlam kazanabilir. Daralan ufuklarımız ancak onunla genişleyebilir. Sahâbeye hasret kalan yüreklerimiz ancak onun zamanlar ve zeminler üstü mesajlarıyla bir karşılık bulabilir. Bundan dolayı siyer her ne kadar bir insanın, bir beşerin hayatı olsa da, aslında bütün bir beşeriyetin hayatıdır. Çünkü kim olursa olsun, herkese söylenmiş bir söz vardır…

    10,24
  • Herkes İçin Siyer 2.Cilt Peygamberimiz’in (s.a.v.) Hayatı / Medine Dönemi

    Peygamber (s.a.v.) sevdalısı ve şairi olan Hassân b. Sâbit’e (r.a.), “Muhammed’i övecek bir şiir oku!” dediklerinde, “Ben sözlerimle Muhammed’i (s.a.v.) övemem, bilakis Muhammed (s.a.v.) ile sözlerimi güzelleştirmiş olurum,” demiştir. İşte Herkes İçin Siyer’in amacı, Efendimiz’in (s.a.v.) o bereketli ömrüne yapacağımız yolculukla güzelleşmek, onun hayatından kendi hayatımıza güzel hasletler aktarabilmektir… Bu kitapla umuyoruz ki Allah Resûlü (s.a.v.) hayatımızın her alanına dokunacak ve hiçbir yer kalmayacak ki onun eli değmemiş, onun sesi, onun sedası işitilmemiş olsun. Çünkü biliyoruz ki yitik dünyamız ancak onunla anlam kazanabilir. Daralan ufuklarımız ancak onunla genişleyebilir. Sahâbeye hasret kalan yüreklerimiz ancak onun zamanlar ve zeminler üstü mesajlarıyla bir karşılık bulabilir.Bundan dolayı siyer her ne kadar bir insanın, bir beşerin hayatı olsa da, aslında bütün bir beşeriyetin hayatıdır. Çünkü kim olursa olsun, herkese söylenmiş bir söz vardır…

    13,69
  • Hikmetin 40 Kapısı & 40 Hadis 40 Yorum

    Sevgili Peygamberimiz mübarek sözleriyle, yaşayan sünnetiyle, çağları aşan örnekliğiyle her zaman müminlere yol gösterdi.
    Bizi aydınlatan, arındıran, besleyen, tebessümle güzelleştiren, tefekkürle hafifleten, hayâyla süsleyen, namazla; yücelten, iman, ihsan ve istikamet üzere kendimize yol çizmeyi öğreten o idi.
    Bütün bunları ve daha nice güzellikleri onun mübarek ağzından dinlemek, onun ashabının nasibiydi. Sonrasında izinin tozuna ulaşabilmek için nice insanlar hayatlarını onun yoluna vakfetti. Gecelerini, gündüzlerini, gözlerinin nurunu, ömür sermayelerini onun yolunda tüketti. Alimler, durmak bilmeden kıtaları aşıp onun bir sözünün izini sürdü. Yüzyıllar boyu hadis meclislerinde hep onun sözleri dinlendi.
    Ciltler dolusu telif ve tasnif ortaya kondu. Kalemler en güzel şekilde onu yazdı, kelamlar hep onu anlattı.
    “Benden bir söz işitip onu öğrenen ve başkalarına da akta­ran kişinin Allah yüzünü ağartsın…” (Tirmizî, İlim, 7) kelamını işittiğinden beri yüzler bu vesileyle aydınlanma telaşına düş­tü. Bu uğurda nice 40 hadis derlendi, nice 40 hadis hafızalara nakşedildi.

    4,49
  • Hikmetli Kıssalar Gençlere Hisseler

    Toplumu ayakta tutan direklerin bir bir terk-i dünya ettiği, her şeyin değersizleştiği sıkıcı zamanlardan geçiyoruz… Kadim değerlerimizi yitirdik. Helâl-haram ayrımı kayboldu. Artık aramızda meczuplar yok. Mahalle çöktü. Sokak, değersizliğin mekânına dönüştü. Hava, su, toprak kirlendi. İnsan zehirlendi. Eşkıya şehre inip beyefendi kılığına büründü. Kâtil, efendi tipinde. İnsan değişti, insan bozuldu, iyiler iyi atlara binip erişilmez diyarlara göçtü!

    Velâkin umutsuzluk bize yakışmaz. Bugünümüzü kurtarmak, kendimizi iyileştirmek, fertten cemiyete varoluş mânâsını iâde etmek hâlâ mümkün. Geçmişle, tabiatla, tabii olanla, ulvî değerlerle olan bağımızın koptuğu bu zaman diliminde ‘uyanmak’ ve ‘yenilenmek’ şart.

    İşte bu kitap, bu bağı yeniden kurmak için yazıldı. Önemi, sadeliğinde saklı, hakîkî bir adım atıyor, hafızamızı tazeliyor. Sevgi ile var olan, güvene ve cömertliğe dayanan medeniyet inşâsına giden yolda, hikmetli kıssalardan kendi adımıza hisseler çıkarmamıza yardımcı oluyor.

    Bu derlemenin, çocuklara ve gençlere iyi geleceğini ümit ediyoruz. İyi bir gelecek şu an en çok muhtaç olduğumuz şey. O yüzden, diplomalı cahiller üretmek dertlerimize çâre değil. Aksine dinini, diyanetini bilen ve dahi mâzisine bağlı nesillere ihtiyacımız var. Rabbimizden bunu niyaz ediyoruz!

    7,94
  • Hür Yürekli Genç

    “Genç! Sen sözlerin önündesin! En başta şehvetlerin, Sonra çevren, seni yanlış yönlendiren kötü örnekler, Ardından tembelliğin seni esir eden prangalarındır. Yüreğini elinde tutar onlar. Meleklerle yarışacak gücünü onlar eritir de sen çöker kalırsın bu dünyada. Seni bekler durur Mus’ablar, Hamzalar cennetlerde. Sen ise prangalı olduğun için ne yürüyebilir ne de uçabilirsin. Kırıp attığın zaman prangalarını hür olacaksın. O zaman seni bekleyen Mus’ablar, Hamzalar gibi olacaksın. Umut olacaksın seni bekleyenler için. Bu sözler senin içindir.” Nureddin Yıldız

    6,79
  • Hz. Aişe Bint Ebi Bekir / Peygamber Evinin Hanımları 2

    “Âişe’nin kadınlara üstünlüğü,tirit yemeğinin diğer yemeklere olan üstünlüğü gibidir.” [Hz. Muhammed (sas)] Hz. Âişe (ra), gerek babasının evinde gerekse Hz. Peygamber’in (sas) yanında yetişmiş, birçok ilimde temayüz etmiş, dinî bilgi ve uygulamaları, hadis ve sünneti ümmete aktarmada büyük görevler üstlenmiş, örnek alınması gereken önemli bir hanımdır. Hz. Âişe (ra), kadınların eğitim ve öğretimiyle yakından meşgul olmuştur. Ondan ders dinleyen ve hadis nakleden birçok bayan öğrencisi vardı. Böylece o hem bizzat hem de yetiştirdiği öğrencileri ile İslâm dünyasında kadınların ilimle meşgul olmaları gerektiğini göstermiştir. Hz. Âişe (ra), Hz. Peygamber’e (sas) destek oluşu; ilmi ümmete aktarışı, yetiştirdiği öğrenciler; hakkında ayetlerin inmesi, İfk Hadisesi, Cemel Savaşı, halife ve sahâbîlere karşı duruşu ile Hz. Peygamber’in (sas) hayatında ve İslâm tarihinde önemli bir konuma sahiptir.

    6,79