Özkan Öze, 1974 yılında Adapazarı'nda dünyaya gelmiştir. Milli Eğitim hayatı lise son sınıfa kadar devam etti. Bu süre içerisinde okumak ve yazmaktan daha önemli bir şey öğrenmeyen Özkan Öze, lise döneminde Zafer Dergisinin yazı işlerinde çalışmaya başladı. Ve uzun bir süre de derginin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Özkan Öze, aynı zamanda Zafer Yayınları, Uğurböceği Yayınları ve İlkgençlik Yayınlarından oluşan Zafer Yayın grubunun editörlüğünü yapmaktadır. Özkan Öze, son kitabı ise "Dersimiz: Amentü - Ciltli", Uğurböceği Yayınları tarafından okuyucuları ile buluşmuştur.
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Merak Ediyorum Dizisi ve Daha da Küçükler İçin Allah’ı Merak Ediyorum kitaplarının da yazarı olan ÖZKAN ÖZE tarafından kaleme alınan dizi, özellikle çocuk kitapları için yaptığı çalışmalarla öne çıkan ve sevilen illüstratör ONUR AYBOĞA tarafından resimlendi.
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Merak Ediyorum Dizisi ve Daha da Küçükler İçin Allah’ı Merak Ediyorum kitaplarının da yazarı olan ÖZKAN ÖZE tarafından kaleme alınan dizi, özellikle çocuk kitapları için yaptığı çalışmalarla öne çıkan ve sevilen illüstratör ONUR AYBOĞA tarafından resimlendi.
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Merak Ediyorum Dizisi ve Daha da Küçükler İçin Allah’ı Merak Ediyorum kitaplarının da yazarı olan ÖZKAN ÖZE tarafından kaleme alınan dizi, özellikle çocuk kitapları için yaptığı çalışmalarla öne çıkan ve sevilen illüstratör ONUR AYBOĞA tarafından resimlendi.
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Merak Ediyorum Dizisi ve Daha da Küçükler İçin Allah’ı Merak Ediyorum kitaplarının da yazarı olan ÖZKAN ÖZE tarafından kaleme alınan dizi, özellikle çocuk kitapları için yaptığı çalışmalarla öne çıkan ve sevilen illüstratör ONUR AYBOĞA tarafından resimlendi.
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Merak Ediyorum Dizisi ve Daha da Küçükler İçin Allah’ı Merak Ediyorum kitaplarının da yazarı olan ÖZKAN ÖZE tarafından kaleme alınan dizi, özellikle çocuk kitapları için yaptığı çalışmalarla öne çıkan ve sevilen illüstratör ONUR AYBOĞA tarafından resimlendi.
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Tıpkı ilk dört kitap gibi yine Ceyhun Şen’in çocuklar tarafından çok sevilen, anne-baba ve eğitimcilerce de takdir edilen çizgileri eşliğinde yayınlanan dizinin ikinci seti de, en sahih hadis kaynaklarından derlenen ve 4+ yaş grubu için yeniden kaleme alınan bu minik öyküler, Peygamber Efendimizin hayatında çocuklarla ilgili hatıralarından oluşuyor.
Dizinin en temel amacı bu en küçük okur/dinleyici kitlesinin akıl ve kalbinde kendisini çok seven bir Peygamber ve arkadaş sahabi imajını mümkün olan en erken yaşta oturtabilmek olarak özetlenebilir.
Küçük Sahabiler, Peygamberimizin çocuk arkadaşlarıydı. Peygamberimiz onları çok severdi. Onlar da Peygamberimizi çok severdi. İşte küçük sahabilerden birkaç tatlı hatıra!
Benim adım ALİ GEL! İnsanın hem annesi hem de babası öğretmen olunca, böyle bir isme sahip olduğuna hiç şaşırmıyor. Ben ismimi seviyorum. Herkesin bildiği ve kimsenin asla unutamadığı bir isim bu. Bakın işte bu da KUŞ! Başka bir ismi yok! Sadece Kuş! Aramızda kalsın ama biraz tuhaf bir hayvan. Bunu size nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum fakat söylemem gerektiğini de biliyorum. Şey… Bu kuş konuşuyor! Evet tıpkı insanlar gibi. Üstelik oldukça da geveze… İnanması zor biliyorum ama öyle işte… Bu arada benim bir kutum var. Sıradan bir kutu değil. Onunla dünyayı dolaşıyorum! Nasıl mı? Önce Yeryüzü Ansiklopedisi’nden bir yer seçiyorum, sonra kutunun içinde o yere ait bölümü okuyorum. Sonra hoop! Kendimi orada buluyorum. Biliyorum, biliyorum. İnanması zor ama öyle işte…
Sevdiğimiz insanlara, onları sevmemize izin verdikleri için teşekkür etmeliyiz… * * * Bazen, ayak altından çekilmek gerekir. Hayır! Ezilmek korkusundan değil; kimse takılıp düşmesin diye… * * * “Sahip olmak” ile “sahibi olmak” arasında büyük fark vardır! Çocuklarınıza, sahipleri olmadığınızı unutmadan sahip olun… * * * İnsan, hayatı boyunca; sahip olmak istediği, sahip olmayı hayal ettiği bir şeye, hiç sahip olamadığı halde, kaybetmiş gibi acı çekebiliyor… * * * Hayallerim kırıldığında; kırılmadıklarını hayal eder, hiç hayalim olmamasındansa, sırtımda bir çuval dolusu kırık hayalle yaşamayı seçerim… Bu incecik kitabın, açık söyleyeyim samimiyetten başka hiçbir iddiası yok. Fakat samimiyet de iddia ile ol(a)mayacağına göre, demek, hiçbir iddiası yok. İddiası yok evet. Ama emin olun, hatırası çok…
Yıllardır sadece çocuklar için yazan biri olarak, ilk kez okuyucularımın anne, baba ve öğretmenlerine hitap edecek olmamdan eminim asıl okurlarım hiç hoşlanmayacaklardır. Çünkü sabırsızlıkla yeni çıkacak kitabı bekliyorlar. Ama ben onlarla olan sohbetime kısa bir ara verip, biraz da sizinle konuşmak istiyorum… Çok büyük bir iddiam yok, bunu baştan söyleyeyim. Ama çocuklar Allah’ı sorduğunda, eli ayağına dolaşmayacak kadar tecrübem ve “Sen henüz çok küçüksün, böyle konuları anlamazsın!” diyerek ortalıktan sıvışmayacak kadar da cesaretim var… Ama durun ve hiç boşuna heveslenmeyin! Size Akdeniz usulü levrek buğulama tarifi verir gibi tarifler vermeyeceğim. “Çocuğunuz ‘Anne ben Allah’ı neden göremiyorum?’ diye sorduğunda ona şöyle cevap verin, iki nokta üst üste…” diye başlayan hiçbir bölüm bu kitapta olmayacak. Bu ve buna benzer pek çok sorunun cevabını, doğrudan çocuklarla konuştuğum başkaca kitaplarda uzun uzun anlattım zaten… Şimdi ise sizinle konuşuyorum ve bu kitapta yapmaya çalıştığım şey, çocukların Allah hakkında sordukları sorulara cevap vermek değil; çocuklar Allah’ı sorduklarında, onları anlamaya çalışmak!
Şimdi ben sana bu kitapta Allah’ın, Peygamber Efendimiz’in (selamların en güzeli ona olsun) bize öğrettiği 99 isminin ne anlama geldiğini anlatmaya çalışacağım. Bunu yaparken, yeryüzünde gözümüzün gördüğü pek çok şeyden mesela kelebeklerden, arılardan, ağaçlardan, dağlardan, yıldızlardan, serin, tatlı suları neşe ile akan derelerden, uçsuz bucaksız okyanuslardan ve o okyanuslarda özgürce yüzen balıklardan, ormanlarda koşuşan güzel gözlü ceylanlardan, kanatlarını aça kapata uçan kuşlardan, süzülüp geçen bulutlardan, kar ve yağmur tanelerinden misaller vereceğim. Böylece biz, seninle beraber ikimiz, bu kitabın sonuna geldiğimizde, Rabbimizi çok daha iyi tanıyor olacağız. Ve birgün bize, “Rabbin kim?” diye sorduklarında, melekleri bile şaşırtacak ve mutlu edecek muhteşem cevaplar vereceğiz. “Benim Rabbim!” diyeceğiz mesela… “Yarattığı her şeylere güzel şekiller veren, çiçekleri, kuşları, arı ve kelebekleri hiçbir mecburiyeti olmadığı halde, böyle güzel yaratan MUSAVVİR’dir!”
10 yaş için hazırlanan seride alışageldiğimiz varlıkların muhteşemlikleri ön plana çıkarılıyor. Büyük Karanlığın Sırrı kitabında her daim şahit olunan gökyüzü olaylarının arkasındaki hikmet perdesine odaklanılıyor. Gezegenler, yağmur, rüzgâr vb. konuların işlendiği kitapta; tevhide ve Allah’ın yaratma sanatına dikkat çekiliyor. Mucizeler Fabrikası kitabında ise yeryüzündeki doğa olaylarındaki tefekkür derslerine dikkat çekiliyor. Sıradan gördüğümüz toprak, arılar, ağaçlar, kuşlar, kum taneleri vb. varlıkların muhteşemlikleri vurgulanıyor. Bilimsel gerçekler eşliğinde ve mizahi bir üslupla tefekkür derslerinin verildiği çalışmada konuyla ilgili ayetlere yer veriliyor.
Bir zamanlar Gırnata, geceleri zeytinyağı kandilleri ile aydınlatılırdı. Şehrin, tepelerden aşağılara doğru uzanan daracık sokakları vardı. Eğer yaratılmasaydı, hiçbirimizin, “Orada serin şavkı ile parıldayıp duran bir semavî cisim olsaydı; uyuyanların uykularını bölmeden, usul usul ağaçların, uzak tepelerin, evlerin, el-Hamra’nın arkasından yükselip, karanlığı aydınlatsaydı. Ne güzel olurdu!” diyemeyeceği Ay’ın ışığı altında, erimiş gümüş ırmakları gibi parıldayan bu sokaklar, portakal çiçeği kokardı. İbn Tufeyl, Ay’a baktı. Ve onu, aranan bir cevap kadar güzel gördü. İçinden, bu portakal çiçeği kokulu geceye bir şiir bırakmak arzusu geldiyse de, “Şimdi şiirin sırası değil!” dedi. “Bugün yaşadıklarım, beynimin orta yerinde, içi ateş karıncaları ile dolu bir küpün ağzını açtı sanki…” ••• Bu kitapta okuyacaklarınız, İbn Tufeyl’in, Hayy b. Yakzan kitabını yazmadan önce aklından ve kalbinden geçenlere dair kurgusal bir hikâyedir. Onu böyle bir eser yazmaya götüren yolculuk acaba nasıl başlamıştı? Yolculuk süresince aklından neler geçmiş olabilirdi? Bu kitapta hayalimizi, aklımızı ve kalbimizi yanımıza alarak İbn Tufeyl’in düşüncelerinin ayak izlerini bulmaya çalışacağız. Elbette bu hayali bir yolculuk ama kim gerçek olamayacağını söyleyebilir ki…
In der Türkei haben zehntausende junge Lesser ihre Fragen zu Allah durch dieses Buch beantwortet bekommen! Merak Ediyorum Dizisi´nin ilk kitabı, Allah´ı Merak Ediyorum, Türkiyede büyük bir ilgi görünce, bu kitabın Almanya´da yaşayan Türkiyeli genç okurlarımız için Almanca´ya tercüme ettirdik.
Kalbim kırılmış falan değildi. Aynaya baktığımda ne gördüğümün gayet farkındaydım ben. Gözlüklerimi çıkardığımda hafif şaşı oluyordum. Kulaklarım biraz kepçeydi. Kollarım ve bacaklarım güçsüzdü. Solucan kadar zayıftım ve boyum da bir türlü uzamıyordu… Sesim ise belki bir süre sonra değişecekti ama bir saksağanınki kadar çirkindi. Sivilcelerim vardı. Ve her geçen gün sayıları artmaktaydı. Saçım da iki tepeliydi. Onları ne tarafa taramam gerektiğine bir türlü karar verebilmiş değildim. Bütün bunlar yetmezmiş gibi terlediğimde fare ölüsü gibi kokuyordum. Şükürler olsun, gülerken ya da konuşurken içerisi görünen bir ağzım yok. Dişlerim bir kunduzun dişlerine benziyordu çünkü. Hem sarı, hem de kazma gibi. Onlara tel takacaklardı. Filozof, Dr. Ortodontist’ten randevu bile ayarlamıştı. Yani bütün bunlar yetmezmiş gibi, yıllarca ağzımda tellerle dolaşacaktım. Sırf kendimi iyi hissedeyim diye bana, “Sen çok yakışıklısın. Robert Redford seni görse depresyona girer, oyunculuğu bırakır ve hayatını bir çiftlikte atlara fısıldayarak geçirirdi!” deseydi, Filozof’a inanacak mıydım sanki? Elbette inanmayacaktım!
10 yaş için hazırlanan seride alışageldiğimiz varlıkların muhteşemlikleri ön plana çıkarılıyor. Büyük Karanlığın Sırrı kitabında her daim şahit olunan gökyüzü olaylarının arkasındaki hikmet perdesine odaklanılıyor. Gezegenler, yağmur, rüzgâr vb. konuların işlendiği kitapta, tevhide ve Allah’ın yaratma sanatına dikkat çekiliyor. Mucizeler Fabrikası kitabında ise yeryüzündeki doğa olaylarındaki tefekkür derslerine dikkat çekiliyor. Sıradan gördüğümüz toprak, arılar, ağaçlar, kuşlar, kum taneleri vb. varlıkların muhteşemlikleri vurgulanıyor. Bilimsel gerçekler eşliğinde ve mizahi bir üslupla tefekkür derslerinin verildiği çalışmada konuyla ilgili ayetlere yer veriliyor.
Küçük Sahabiler-5: Ağaca Taş Atan Çocuk Küçük Sahabiler-6: Enes’in Görevi Küçük Sahabiler-7: On Gümüş Para Küçük Sahabiler-8: Dünyanın En Şanslı Çocuğu
Minikler için Özkan Öze´nin kaleminden dört kitap: Küçük Sahabiler 1: Enes´in Bir Sırrı, Küçük Sahabiler 2: Güzel Bir Koku, Küçük Sahabiler 3: Zeyd´in Uyku Duası, Küçük Sahabiler 4: Umeyr´in Yavru Kuşu
Dizinin ilk kitabında “benlik” ikincisinde ise “insan olmak” üzerine uzun ama şaşırtıcı konuymalarına şahit olduk aynı zamanda hem Çaylak hem de Filozof hakkında bazı gerçekleri öğrendik. Bu üçüncü kitapta ise şaşırtıcı olmasının yanında oldukça sarsıcı bir macera bizleri bekliyor! Filozof Çaylak ile “ırkçılık, milliyetçilik, kavmiyetçilik” gibi daha önce bu yaş grubu için yazılmamış bir konuyu konuşuyorlar. Ve Filozof, Çaylak’ı bu sefer fena sarsıyor! Çaylak, kendi varoluşunun çizgilerini belirlerken damarlarında taşıdığı kan ile bunun yapılamayacağını anladığı gibi, o varoluşu anlamlandırmak için ait olduğu ırkın ve milliyetin hiç de önemli olmadığını da, anlıyor… Bu arada üçüncü kitapta, bizleri hoş bir süpriz de bekliyor: Karanfil!
“Allah’ın isimlerinden biri de VAHİD’dir. VAHİD, eşi benzeri olmayan, bir ve tek olan demektir. Bizim Allah’ımız tek bir Allah’tır. O’ndan başka Allah yoktur. Bütün çiçeklerin, bütün meyvelerin, bütün kuşların, bütün arıların, bütün yağmur tanelerinin, bütün ağaçların, bütün daplarını, bütün bulutların, bütün ayların, güneşlerin, yıldızların… Ve geceleri dua eden bütün çocukların, Allah’ı birdir. Allah, Vahid’dir.”
Tıpkı ilk dört kitap gibi yine Ceyhun Şen’in çocuklar tarafından çok sevilen, anne-baba ve eğitimcilerce de takdir edilen çizgileri eşliğinde yayınlanan dizinin ikinci seti de, en sahih hadis kaynaklarından derlenen ve 4 yaş grubu için yeniden kaleme alınan bu minik öyküler, Peygamber Efendimizin hayatında çocuklarla ilgili hatıralarından oluşuyor.
Eğer aklınıza bir soru geldiyse onun mutlaka bir cevabı vardır. Sadece sorulmamış soruların cevabı yoktur! Sorulmamış soru olur mu peki? Başkaları için belki ama Meryem için asla! Çünkü babası, “aklına bir soru geldiğinde mutlaka sormalısın” demişti. Çok sevilen Allah´ı Merak Ediyorum kitapları şimdi daha da küçükler için! Beş kitaplık dizinin her kitabında bir soruya cevap veriliyor: ´Her şeyi Allah yarattı. Peki ama Allah’ı kim yarattı?Allah´ı neden göremiyorum? Allah nerede ve ne kadar büyük?
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı. Beş kitaptan oluşan dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır. Allah’ın Güzel İsimleri 1: VEDUD Allah’ın Güzel İsimleri 2: KUDDÜS Allah’ın Güzel İsimleri 3: SEMİ Allah’ın Güzel İsimleri 4: REZZAK Allah’ın Güzel İsimleri 5: BASİR
Merak Ediyorum Dizisi’nin yazarı Özkan Öze’den daha da küçükler için! DAHA DA KÜÇÜKLER İÇİN ALLAH’I MERAK EDİYORUM, dokuz yaş altı çocukların Allah hakkında en çok sordukları beş önemli sorusuna cevap veriyor. Allah’ nerede?, Allah’ı neden göremiyorum? , Allah neye benzer? , Allah’ı kim yarattı? ve Allah ne kadar büyük? sorularına ayrı ayrı bölümlerde Meryem adındaki kahramanın etrafında dönen bir hikaye kurgusu içinde cevap veriliyor. Kitap hakkında, Psikolog Psikoterapist Banu Yaşar’ın bir uzman olarak görüşü ise şu şekilde: Çocuklar öğrenmek ve anlamak için soru sormaya ve cevaplarını bulmaya ihtiyaç duyarlar. Ebeveynler ise çocuklarının soruları karşısında bazen şaşırır, bazen de nasıl cevap vereceklerini bilemezler. Özellikle Allah’a dair soruları cevaplamakta güçlük yaşarlar. Doğru cevap verememe kaygısı bazen onları sessiz bırakır. Bu kitap çocukların sorularına, yaşlarına uygun cevaplar sunarken, aileye de doğru cevaplar konusunda destek olacaktır. Bu kitapta soyut kavramlar, çocuğun hayatından örneklerle somutlaştırılarak anlatılmıştır. Dokuz yaş ve altındaki çocuklara hitap eden bu çalışma, onların somut düşünme becerisine katkı sağlamaktadır. Eserin asıl başarısı da buradadır. Bu yaş grubundaki çocuklar kelimelerle oynamayı ve soru sormayı çok sever. Meraklıdırlar. Çocuğu, yaşadığı çevreyle ilişki kurduran ve onun üzerinden okumalar yaptıran, düşünce becerilerini artıran bir çalışmadır. Bu çalışmada pedagojik bir iletişim dili kullanılmıştır. Kullanılan dil ve metod didaktik olmayıp, içerik sevecen bir anlatımla sunulmuştur. Çocuk diliyle ve çocuk kelimeleriyle, hayal gücünü destekleyen bu anlatım tarzının kullanılması okunmayı kolaylaştırmaktadır. Bu çalışma aynı zamanda, aile için çocukla sağlıklı iletişim kurmanın pedagojik örneklerini de sunmaktadır. Soru sormaya teşvik etmesi, cevapların şefkâtli bir iletişim diliyle aktarılması, aile için bir rehber niteliğindedir. Kitaptaki baba çocuk diyalogları ailelere rol model olması açısından değerlidir. Günümüzde özellikle şehir hayatında, babayla çok az vakit geçirebilen çocuklar ve babaları için de iyi bir örnek niteliğindedir. Bu kitap, içeriği, dili ve konuyu işleyiş tarzıyla dokuz yaş ve altı çocuklar için manevi gelişimi destekleyici niteliktedir. – BANU YAŞAR (Psikolog-Psikoterapist)
“Merak Ediyorum Dizisi’nin yazarından sitcom tadında bir kitap!” Aşırı derece zeki ama bir o kadar da yaramaz İdris Takacı ve kankası Tacettin Taci, cimcime sınıf başkanı Safinur Tazenane, her yere altın kalpli papatya resimleri çizen lepiska saçlı Mahpeyker Çıtırak, haksızlığa hiç gelemeyen gözü kara Cemile Mürdüm ile sıra arkadaşı Nefise Gügüm, ismi sorulduğunda rüzgarda bir çiçek gibi titreyen zerafet timsali Ayşe Melek, durmadan not alan arka sıralardaki esrarengiz öğrenci ve çok acayip sıradışı bir öğretmen Halis Muhlis! Hepsi ve daha fazlası Ümmüş Pörtlek Ortaokulu 5-A sınıfında! * * * – Günaydın çocuklar! – Günaydın öğretmenim! – Hanımefendiler, beyefendiler! Bugünkü dersimizin konusu namaz. Ve size bunun sıkıcı bir ders olmayacağına dair garanti veriyorum!
Aşırı derecede zeki ama bir o kadar da yaramaz İDRİS TAKACI ve kankası TACETTİN TACİ, cimcime sınıf başkanı SAFİNUR TAZENANE, her yere altın kalpli papatya resimleri çizen lepiska saçlı MAHPEYKER ÇITIRAK, haksızlığa hiç gelemeyen gözü kara CEMİLE MÜRDÜM ile sıra arkadaşı NEFİSE GÜGÜM, ismi sorulduğunda rüzgarda bir karahindiba gibi titreyen zerafet timsali AYŞE MELEK, durmadan not alan arka sıralardaki ESRARENGİZ ÖĞRENCİ ve çok acayip sıra dışı ÖĞRETMEN HALİS MUHLİS! Hepsi ve daha fazlası ÜMMÜŞ PÖRTLEK ORTAOKULU 5-A sınıfında! – Günaydın çocuklar – GÜNAYDIN ÖĞRETMENİM! – Hanımefendiler, beyefendiler! Bugünkü dersimizin konusu GÜZEL AHLÂK ve size bunun sıkıcı bir ders olmayacağına dair garanti veriyorum!
Birincisinde, Mekke gençlerinden örnekler verdiğimiz Peygamberin Genç Arkadaşları adlı iki kitaplık dizinin ikinci ve son kitabında, Allah’ın Elçisi’ne (asm) Medine’de arkadaş olmuş genç sahabilerden bazılarını konu edindik… Kitabın sayfaları arasında, genç sahabileri kendinize yakın hissedeceğiniz ve onların müthiş hayatlarından kendi hayatlarınıza, yön verecek hatıralar okuyacaksınız…
Merak Ediyorum Dizisi’nin yazarından sitcom tadında bir kitap! Derslerinde toz böcekleri gezinen, japon balıkları yüzen, ejderhalar dolaşan, kırlangıçlar uçan hem çok yepisyeni, hem çok sıra dışı bir öğretmen ve müthiş 5-A sınıfı ile tanışın!
Peygamberimiz bir melek değildi. Bütün insanlar gibi acıkıyor, bütün insanlar gibi susuyor ve uykusu gelince uyuyordu. Eline bir diken batsa, canı yanıyordu. O bir insandı. Evet ama hiçbir insan onun gibi değildi. Çünkü o, aramızdan seçilmiş bir elçiydi. Ve Allah’ın Son Peygamberi… Bizim en ama en sevgili öğretmenimiz… Her insan gibi vefat ettiğinde, bize İslam gibi bir din, Kur’an gibi bir kitap, o muhteşem güzel hayatı gibi örnek alabileceğimiz bir hayat ve binlerce kıymetli nasihat bırakaraktı. Onun bu muhteşem hayatı, tarihî bir şahsiyetin –kim olursa olsun– hayatına ne benzer ne yan yana tutulabilir. Ne de, okullardaki tarih dersi kitaplarında bir üniteye, içine doğum ve ölüm tarihleri düşülmüş bir paranteze sığdırılabilir. Çünkü onun hayatı, bir tarih bilgisi değil, öğrenmemiz, örnek alıp yaşamamız, sevdirerek öğretmemiz gereken bir iman dersidir. Bu kitap en küçük okurlarımıza (4+) Sevgili Peygamberimizi tanıma ve sevme yollarında bir başlangıç noktası olsun diye mümkün olan en az kelime ile mümkün olan en sade anlatımla, onların akıl ve kalplerine aynı anda seslenebilmeye gayret edilerek ve özellikle çocuklar için yazılan siyer kitaplarındaki lüzumsuz ve abartılı hüzünlü dilden, neşe eksikliğinden –konuların ciddiyetine yakışmayacak bir laubaliliğe de bulaşmadan– uzak durularak kaleme alındı. Çizimler ise son yıllarda ülkemizde yetişmiş en başarılı çizerlerden biri olan (çok sevilen Küçük Sahabiler dizisinin çizeri) Ceyhun Şen tarafından yapıldı. Yıllardır çocukların manevî dünyalarını zenginleştiren kitaplar yayınlamayı kendisine vazife edinmiş bir yayınevi olarak ümidimiz odur ki, bu kitabın sayfalarına tutunan minik kalpler ve akıllar, Sevgili Peygamberleri ile aralarına sıradağlar gibi girmiş asırları uçar gibi aşsınlar ve Medine’nin sokaklarında oynayan küçük sahabilere arkadaş olsunlar…
Allah kâinatı niçin yarattı?
Allah’ın kâinatı yaratmaya ihtiyacı mı vardı?
Allah insanları niçin yarattı?
Allah neden bazılarını çirkin yaratıyor?
Allah neden bazılarını sakat yaratıyor?
Allah, öldükten sonra bizi nasıl diriltecek?
Allah’ı nasıl inkâr ediyorlar?
Allah’ın güzel isimlerini niçin bilmeliyiz?
Merhaba! Merak Ediyorum Dizisi, bu kitapla birlikte sona erdi.
İlk kitaptan beri seninle birlikte çok önemli konular üzerinde, çok önemli şeyler konuştuk…
Sorduğun bütün sorulara cevap veremedim. Verecek bir cevabım olmadığı için değil; yerimiz kalmadığı için, soruların içinde en önemlilerini seçmek zorunda kaldım. Ama cevabını verdiğim sorular, cevabını veremediğim sorular konusunda da seni aydınlattı…
Sen kendi cevaplarını, bana sormadan da bulmuş oldun…
Zaten baştan beri amacım, her soruya cevap vermek değildi; aklına Allah hakında, Peygamberimiz hakkında, Kur’an hakkında, ahiret hayatı hakkında, kader hakkında ve bu son kitabın konusu olan melekler hakkında bir soru geldiğinde, o soruya nasıl yaklaşman gerektiğine dair doğru bir mantık ve bir bakış açısı geliştirmeni sağlamaktı. Sanırım bunu büyük oranda başardık, artık sorular, seni eskisi kadar ürkütmüyor…
Bir cevap bulmanın en zor olduğunu düşündüğün soruların üzerine bile cesaretle gidiyorsun ve ta en başından beri söylediğim gibi, cevabı olmayan hiçbir sorunun aklına gelmeyeceğini görüyorsun…
İlk kitabın önsözünde sana söylemiştim. Sorular bizim dualarımızdır aslında… “Daha çok öğrenmek istiyorum, daha iyi tanımak istiyorum…” dualarıdır sorular… Biz bu duaları ettik ve bütün Merak Ediyorum Dizisi boyunca, dualarımızın karşılığı olan cevapları aldık… Dualarımız kabul edildi, çok şey öğrendik…
Bundan sonra başka kitaplarda, başka başka dizilerde, başka başka konular üzerinde konuşmaya devam edeceğiz…
Dizimizin bu son kitabında, iman esaslarından bir tanesi olan MELEKLERE İMAN konusu üzerinde konuştuk. Melekler hakkında çok güzel şeyler öğrendik… Bu öğrendiklerimiz, sağlam bir temel gibi zihnimizde yer etti. Artık bu temelin üzerine, görkemli bir bilgi sarayı kurmak yakışır… Öyleyse, okumaya, araştırmaya, merak etmeye ve sormaya devam…
İşte bu kitapta cevabını aradığımız sorular:
Meleklere iman çok mu önemli?
Peki, melek nedir?
Melekler neden var?
Melekler Allah’ın yardımcıları mı?
Melekleri neden göremiyoruz?
Melekler kız mı erkek mi?
Melekler yaptığımız her şeyi nasıl yazıyor?
Azrail iyi mi kötü mü?
Münker Nekir dost mu düşman mı?
Melekler mi üstün, insanlar mı?
Merak Ediyorum Dizisi’nin beşinci kitabında, ölüm ve ahirete dair sorduğun sorular üzerine konuşacağız..
İşte bu kitapta cevap verilen sorulardan bazıları:
Ölmek nasıl bir şey?
Azrail iyi mi kötü mü?
Ölünce bize ne olur?
Kabir alemi nasıl bir alem?
Kıyamet nasıl kopar?
Nasıl dirileceğiz?
Ahiret nasıl bir yer?
Mahşerde neler olacak?
İyilikler nasıl tartılacak?
Kader ve kaza nedir? Yaşadığımız her şey kaderimizde yazılı mı?
Kaderin mahkûmu muyuz? Neden bazıları zengin, bazıları fakir?
Kader değişir mi? Allah ne yapacağımı biliyorsa benim suçum ne?
Kaderimde zayıf not almak varsa neden ders çalışayım?
Kader konusu biraz zor bir konu. Bu kitapta bütün soruların cevabı yok…
Ama en önemlileri cevaplamaya çalışıldı. Geriye kalanları ise, kitabı okuduktan sonra kendiniz cevaplayabileceksiniz. Çünkü buradan öğreneceğiniz bilgiler, bundan sonra aklınıza gelebilecek kaderle ilgili ne kadar soru varsa, onların cevaplarını kendi başınıza bulmanıza yardımcı olacak..
Zaten bu kitabın asıl hedefi, kaderle ilgili ne kadar soru varsa hepsini tek tek cevaplamak değildi. Çoğu zaman ucuz şarkılarda ve cahilce konuşmalarda duyduğumuz bu esrarengiz kelimenin, tam olarak ne anlama geldiğini kavramanızı sağlamaktı.
Eğer bunu başarabildiysek, hayatınız boyunca aklınıza gelebilecek yahut karşınıza çıkabilecek “kader soruları”na cevap bulmanız, zor olmayacak diye ümit etmekteyiz…
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Merak Ediyorum Dizisi ve Daha da Küçükler İçin Allah’ı Merak Ediyorum kitaplarının da yazarı olan ÖZKAN ÖZE tarafından kaleme alınan dizi, özellikle çocuk kitapları için yaptığı çalışmalarla öne çıkan ve sevilen illüstratör ONUR AYBOĞA tarafından resimlendi.
Küçük Sahabiler, Peygamberimizin çocuk arkadaşlarıydı. Peygamberimiz onları çok severdi. Onlar da Peygamberimizi çok severdi. İşte küçük sahabilerden birkaç tatlı hatıra!
Since the first day it was published, the “I Am Wondering Series” has reached thousands of young readers around Turkey.
It is a series that bravely answers the most important questions children have asked about believing in Allah, angels, books, prophets, resurrection after death, and fate…
Since the first day it was published, the “I Am Wondering Series” has reached thousands of young readers around Turkey.
It is a series that bravely answers the most important questions children have asked about believing in Allah, angels, books, prophets, resurrection after death, and fate…
Since the first day it was published, the “I Am Wondering Series” has reached thousands of young readers around Turkey.
It is a series that bravely answers the most important questions children have asked about believing in Allah, angels, books, prophets, resurrection after death, and fate…
RABBİMİZ ALLAH hakkında merak ettiğin sorulardan oluşan Allah’ı Merak Ediyorum adlı iki kitaptan sonra, sıranın Sevgili Peygamberimiz ile ilgili sorulara geleceğini az çok tahmin ediyordum. İşin doğrusu ilk iki kitabın bu kadar ilgi görmesinden sonra biz de yayınevindeki arkadaşlarla oturup bir yol haritası hazırladık. Bu yol haritasına göre “Merak Ediyorum” dizisi devam edecek. Bundan sonra, Kur’an-ı Kerim hakkında, melekler hakkkında, ölümden sonraki hayat hakkında, dinimiz İslâm hakkında ve kader hakkında da merak edilen konular üzerinde uzun uzun konuşacağız… Merak Ediyorum dizisinin bu üçüncü kitabında, Sevgili Peygamberimiz ile ilgili bazı sorularına cevap vermeye çalıştım. Amacım sadece senin sorularına cevap yazmak ve merakını gidermek değil. Bazıları, Peygamberimizi tarih boyunca yaşamış peygamberlerden bir peygamber ve dünyaya gelip gitmiş büyük insanlardan bir büyük insan olarak görmekle yetiniyorlar. Ancak o bizim Sevgili Peygamberimizdir. Onun, yaşadığı asrı bir mutluluklar çağına çeviren hayatı, iki tarih arasına sığışmayacak bir hayattır. Onun her bir sözü, ona dair anlatılan en küçük bir hatıra, bizim küçük hayatlarımıza, cennete kadar giden dosdoğru bir yolu aydınlatan ışık olur. Bu kitabı okuduğunda Sevgili Peygamberimizin senin dünyandaki yerinin daha bir belirginleşmesini ve kendini ona daha bir yakın hissedecek olmanı ümit ediyorum… Ama oldu, ama olmadı… Kurduğum her cümleyi bu ümitle kurdum, yazdığım her satırı bu ümitle ile yazdım… Ümit, duadır! Gel bütün ümitlerimiz için, hep birlikte büyük bir “âmin!” söyleyelim. Özkan Öze Peygamberimi Merak Ediyorum kitabında cevap aranan sorular: Peygamberler insanlık için neden bu kadar önemli? Peygamberimiz neden başka bir yerde değil de, Mekke’de dünyaya geldi? Peygamberimiz, Peygamber olmadan önce nasıl yaşardı? İbadet edermiydi, ediyorsa kime ederdi? Peygamberimiz’e ismini kim vermiş? Başka isimleri de var mı? Salâvat ne demek? Peygamberimiz’in ismi anıldığında neden salâvat getirmeliyiz? Peygamberimiz neden okuma-yazma bilmiyordu? Peygamberimiz neden, sıradan bir insan gibi uyuyor, acıkıyor, susuyor, yoruluyordu? Peygamberimizin diğer peygamberler gibi mucizeleri var mıydı? Peygamberimiz hayvanlara nasıl davranırdı, sever miydi hayvanları? Peygamberimiz çocukları sever miydi? Peygamberimiz arkadaşlarına şaka yapar mıydı? “Peygamberimizin Sünneti” ne demek? Ve bizim için neden bu kadar önemli? “Peygamberimiz bugün ya?asaydı, dişlerini misvakla mı temizlerdi; yoksa diş fırçası mı kullanırdı?”
MERAK EDİYORUM DİZİSİ’nin dördüncü kitabı, Cenneti Merak Ediyorum olacaktı ve ahiret ile ilgili sorular üzerinde uzun uzun konuşacaktık.
Fakat 2010 yılının, Kur’an-ı Kerim’in insanlığa gönderilişinin 1400.yılı olması sebebiyle KUR’AN YILI ilan edildiğini duyunca, sıralamada küçük bir değişiklik yaptık ve dördüncü Merak Ediyorum kitabında,
Kur’an-ı Kerim ile ilgili sorularını cevaplamaya karar verdik.Bizim de, Kur’an Yılı’nda yapılacak faaliyet ve etkinliklere bir katkımız olsun istedik. Böyle önemli bir yıl dönümüne kayıtsız kalamazdık elbette!
Sorular:
Kur’an, niçin Arapça?
Kur’an’ı, sadece Türkçesi’nden okusak daha iyi olmaz mı?
Peki anlamadığımız halde Arapça Kur’an okumanın ve dinlemenin bize ne faydası var?
Kur’an, madem Allah’ın sözüdür, neden insan sözlerine benziyor?
Kur’an neden 23 sene gibi uzun bir zaman içinde gönderildi? Allah onu bir seferde gönderseydi daha kolay olmaz mıydı?
Kur’an’ın tek bir harfi bile değişmeden bize ulaştığından nasıl bu kadar emin labiliyoruz?
Kur’an eskir mi?
Kur’an-ı Kerim’de yer alan bazı bilimsel mucizeler
Madem Kur’an’da böyle bilimsel mucizeler var, neden onları hep Müslüman olmayanlar keşfediyor?
Kur’an, büyük icatlardan mesela uçaklardan da söz ediyor mu?
Neden Kur’an’da, “Deveye bakmıyorlar mı” deniyor?
Kur’an’ın en uzun sûresinin ismi neden inek?
Tıpkı ilk dört kitap gibi yine Ceyhun Şen’in çocuklar tarafından çok sevilen, anne-baba ve eğitimcilerce de takdir edilen çizgileri eşliğinde yayınlanan dizinin ikinci seti de, en sahih hadis kaynaklarından derlenen ve 4+ yaş grubu için yeniden kaleme alınan bu minik öyküler, Peygamber Efendimizin hayatında çocuklarla ilgili hatıralarından oluşuyor. Dizinin en temel amacı bu en küçük okur/dinleyici kitlesinin akıl ve kalbinde kendisini çok seven bir Peygamber ve arkadaş sahabi imajını mümkün olan en erken yaşta oturtabilmek olarak özetlenebilir.
Tıpkı ilk dört kitap gibi yine Ceyhun Şen’in çocuklar tarafından çok sevilen, anne-baba ve eğitimcilerce de takdir edilen çizgileri eşliğinde yayınlanan dizinin ikinci seti de, en sahih hadis kaynaklarından derlenen ve 4 yaş grubu için yeniden kaleme alınan bu minik öyküler, Peygamber Efendimizin hayatında çocuklarla ilgili hatıralarından oluşuyor.
Tıpkı ilk dört kitap gibi yine Ceyhun Şen’in çocuklar tarafından çok sevilen, anne-baba ve eğitimcilerce de takdir edilen çizgileri eşliğinde yayınlanan dizinin ikinci seti de, en sahih hadis kaynaklarından derlenen ve 4 yaş grubu için yeniden kaleme alınan bu minik öyküler, Peygamber Efendimizin hayatında çocuklarla ilgili hatıralarından oluşuyor.
Bu iş bu yaz bitmeli! Okullar açılana kadar, sular seller gibi Kur´an´ı Kerim okumayı öğrenmeliyim!
Küçük Sahabiler, Peygamberimizin çocuk arkadaşlarıydı. Peygamberimiz onları çok severdi. Onlar da Peygamberimizi çok severdi. İşte küçük sahabilerden birkaç tatlı hatıra!
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı.
Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır.
Herkesin, eninde sonunda öldüğü böyle bir dünyada, ölüme biraz kafa yormak, bence hiç fena fikir değil!
Tacettin Taci, Mahpeyker Çıtırak, İdris Takacı, Safinur Tazenane ve bendeniz Sormagir Mahallesi, Mürdümeriği Sokak’ta oturan ve yazları bi türlü denize gidemeyen çocuklarız… Bazen düşünüyorum da, aslında çok şanslı çocuklarız. Kışın, saatlerce kartopu oynarız. Soğuktan, patlıcan gibi morarır ellerimiz. Baharda yazda, bütün çiçeklerin açtığını görürüz; papatyaların, güllerin, mis kokulu karanfillerin ve devedikenlerinin… Bütün dalların yeşillendiğini izler, çiçeklenmesini bekler ve koruk erikleri, çaktırmadan ceplerimize doldururuz… Biz şanslı çocuklarız! Tabii ya! Hem de çok şanslı! Mevsimleri takvimlerden değil; çiçeğinden, böceğinden, bağından bahçesinden ve ağacından biliriz… Ihlamur ağacından, erik ağacından, nar ağacından, elma armut ağacından, badem ağacından… Neyse efendim, bu kadar tanış olmak yeter. Durun bakayım! Ben size ne anlatacaktım? Bir kaç hikâye anlatacaktım!
Eğer aklınıza bir soru geldiyse onun mutlaka bir cevabı vardır. Sadece sorulmamış soruların cevabı yoktur! Sorulmamış soru olur mu peki? Başkaları için belki ama Meryem için asla! Çünkü babası, “aklına bir soru geldiğinde mutlaka sormalısın” demişti.
Çok sevilen Allah´ı Merak Ediyorum kitapları şimdi daha da küçükler için! Beş kitaplık dizinin ilk kitabında Meryem “Acaba Ben Allah’ı neden göremiyorum?” diye soruyor. Ve babasından harika bir cevap alıyor!
Neymiş efendim! Güya karınca, kan ter içinde çalışırken, sen bütün bir yazı saz çalıp türkü söyleyerek geçirmişsin. Ilık gölgeli bir söğüt dalının üzerinde yan gelip yatmışsın. Sonra kışın soğuk nefesini ensende hissedince, soluğu karıncanın kapısında almışsın.
“Açlıktan ölüyorum. Açlıktan ölmezsem soğuktan donacağım. Bana yardım et!” demişsin.
Karınca ise,“Yazın saz çalıp türkü söylüyordun ya! Şimdi de oyna biraz!” diyerek, seni kapısından kovmuşmuş!
Bak şu Lafonten’in yediği naneye! Sana attığı iftiralar yetmezmiş gibi, o mert karıncayı da nasıl zalimlikle suçluyor!?
Gözünü seveyim artık üzülme. Çünkü ben her şeyi öğrendim. Karınca bana olan biteni bir bir anlattı. Ve gerçeğin, medyada çıkan haberlerden çok farklı olduğunu gördüm.
Uğurböceği Yayınları’nın çok satan dizisi “Merak Ediyorum” ve “Acayip Şeylerin yazarından çocuklar için küçük, sevimli ve keyifli bir kitap!
Yazarın çeşitli dergilerde, hem kendi ismi ile hem de “çocuklar için popüler bilim” yazılarında kullandığı Tarık Uslu ismi ile yayınlanan hikaye ve denemelerinden meydana gelen kitapta, pek çok farklı konuya dair yazılar var. Sevgi İçigen tarafından resimlenen Elveda Ağustos Böceği, bir solukta okunup bitirilecek, ama kolay kolay unutulmayacak bir kitap…
Sorulardan asla korkmayın! Yapışın soruların kuyruğuna ve çekebildiğiniz kadar çekin. Arkasından kocaman bir cevap gelecektir. Yeter ki, doğru cevapları bulma yolunda, engelleri aşacak kadar gayret gösterin, araştırın ve okuyun. Eğer aklınıza bir soru geliyorsa, mutlaka bir cevabı vardır… ALLAH’I MERAK EDİYORUM adlı bu kitapta, Rabbimiz Allah hakkındaki bazı soruların cevapları veriliyor. Bu sorular, en çok merak edilenler ve en çok sorulanlar arasından seçildi. İşte kitaptaki sorular: Allah’ı niçin göremiyorum? Allah ne kadar büyük? Allah nerede? Allah’ı kim yarattı? Allah nasıl bir varlık? Allah neden bir? Allah, aynı anda bu kadar işi nasıl yapıyor? Allah, meyve yaratmak için, neden ağaç yaratıyor? Allah yaratıyor, peki tabiat ne yapıyor?
Küçük Sahabiler, Peygamberimizin çocuk arkadaşlarıydı. Peygamberimiz onları çok severdi. Onlar da Peygamberimizi çok severdi. İşte küçük sahabilerden birkaç tatlı hatıra!
Allah’ın Güzel İsimleri, okul öncesi ve okumaya yeni başlamış 4-8 yaş aralığındaki minik okurlarımız için hazırlandı. Dizinin her bir kitabında, bir esma konu edinilmekte ve bu esma, oyun hamuru kıvamında şeker gibi tatlı resimlerle birlikte anlatılmaktadır. Merak Ediyorum Dizisi ve Daha da Küçükler İçin Allah’ı Merak Ediyorum kitaplarının da yazarı olan ÖZKAN ÖZE tarafından kaleme alınan dizi, özellikle çocuk kitapları için yaptığı çalışmalarla öne çıkan ve sevilen illüstratör ONUR AYBOĞA tarafından resimlendi. İlk sette olduğu gibi her biri 12 sayfalık tamamı renkli resimli 2. SET de yine beş kitaptan oluşmaktadır. Bu mini dizi, her bir kitabında sırası ile Fettah, Muhsî, Bâri, Musavvir ve Kayyum isimlerini anlatıyor.
İlkgençlik yıllarının başında, hayatı hiç beklemediği bir trajedi ile değişen Çaylak için Filozof, sakin bir limana sığınmak gibiydi. Ama bunu fark etmesi kolay olmadı… Onun en büyük sorunu, bu yıldızların altında kendisine ait yeri henüz bulamamış olmasıydı. Dahası böyle bir yer olup olmadığından bile emin değildi henüz… Oysa hepimiz gibi hayatın anlamını keşfedip, içini yaşamaya değer bir şeylerle doldurabilmesi buna bağlıydı. Çaylak ile Filozof, zaman zaman eğlenceli, –itiraf etmek gerekirse– zaman zaman da sinir bozucu bir fikir yolculuğudur. Oldukça cesur konuların ortalıkta fink attığı, aklınızın ve kalbinizin derinliklerinde gizlenmiş duyguların, adına harfler dediğimiz şu eğri büğrü işaretlerle sayfalara cömertçe döküldüğü maceralı bir yolculuk bu… Bu kitap sizi işte böyle yolculuğa davet ediyor. Gelin ve Çaylak ile Filozof’a katılın. Birlikte uzun bir seyahate çıkın! Tarihin, felsefenin, hikmetin, bilginin, aklın ve kalbin vadilerinden, vahyin aydınlattığı yollardan geçen bir seyahate…
Filozof beni değiştiriyor muydu? Hayır, Filozof beni değiştirmiyordu. Eğer böyle bir amacı olsaydı bunu hissedecek ve belki de ona, dağ keçilerine toynak ısırtacak bir inatla direnecektim. Filozof bana, beni keşfetmem için yollar gösteriyor, hayatıma bir ayna tutuyordu. Filozof’un önüme koyduğu bu endam aynasında, artık gözüme hiç de mantıklı görünmeyen ve hoşuma gitmeyen şeyleri gördükçe, onları ben kendim değiştiriyordum. Bunun ne kadar kurnazca bir taktik olduğunu anlamam da epey uzun sürdü. Çünkü o bunu, büyük bir sabırla ve ustalıkla yapıyordu. Cep telefonumu elime alıp, Filozof’un kıymetli okuma koltuğuna gömüldüğüm ve saatlerce oradan kalkmadığım zamanlarda bana gıcık olduğundan adım gibi emindim. Ama, bunu hiç belli etmiyordu. Onu ne kadar zorlarsam zorlayayım, ilgimi çekecek bir şeyler, mesela eğlenceli bir hikâye, bir tabak bademli kurabiye ya da ne bileyim ben, kayıtsız kalamayacağım bir teklif bulmadıkça, “O telefonu bırak ve o koltuktan kalk artık!” demiyordu. –Mağaradakiler hakkında bir şeyler duydun mu? –Ha? –Mağaradakiler, diyorum… Onlar hakkında bir şey okudun ya da duydun mu bugüne kadar? –Hangi mağaradakiler? –Platon’un mağarasındakiler? –Platon da kim? ••• Beklenmedik bir olayla hayatları birbirine değen Çaylak ile Filozof, Çaylak’ın kendi benliğine doğru bir yolculuğa çıkmışlardı. Ama bu uzun bir yolculuktu. İlk kitapta, eşsiz ve benzersiz bir benlik taşıdığının farkına varmaya başlayan Çaylak, dizinin bu ikinci kitabında ise, insan olmanın ne demek olduğunu keşfetmeye çalışıyor. Ve soruyor, “Neden bir kutup ayısı, bir solucan değilim ben? Neden insanım?”
“ANARSAN uzağın yakınındır, anmazsan yakının uzağındır.” Bu hikmetli vecizeyi ilk işittiğim günden beri edindiğim bütün not defterlerine, tuttuğum bütün günlüklere yazdım… Yeri geldi, söyleyip başkaları ile paylaştım… Yeri geldi, uzak mektuplara sitemkâr sitemkâr ilave ettim… Yeri geldi… Okumakta olduğunuz bu kitabın başında, eskilerin tabiri ile bir ifade-i meram etmek için, masamın başına oturduğumda, aklıma ilk düşen, yine aynı derinlikli cümle oldu.. “Anarsan uzağın yakınındır…” Evet, öyledir! Mekânın türlü mesafeleri, zamanın asırları hatta binyılları, sıradağlar gibi, geçit vermez vadiler gibi, çöller gibi aramıza girmiş olsa da; anmak, andıklarımız ile aramızda ışıktan bir köprü kurar ve o köprüden ışık hızında geçer gideriz. Neden Peygamberimizin Genç Arkadaşları? Bugün adını andığımızda çoğumuzun zihninde, bembeyaz sakalları göğsünü kaplamış ihtiyar kimseler olarak beliren Zübeyr b. Avvam, Talha b. Ubeydullah, Sad b. Ebu Vakkas, Abdullah b. Mesud.. gibi büyük sahabiler; İslam’ın çağları aydınlatacak ışığına koştuklarında on beş, on altı, on yedi yaşlarındaydılar… Peygamber Efendimiz (asm), peygamberlik davası ile ortaya çıktığında, onun çağrısına koşa koşa cevap verenlerin çoğu, fidan gibi, sırım gibi gençlerdi, delikanlılardı… Ona düşman kesilenler ise, çoğunlukla ömürlerinin sonlarına gelip dayanmış, Ebu Cehil, Ebu Leheb ve Velid b. Mugire gibi ihtiyar bir takım adamlardı… Bu kitabın sayfaları arasında sizlerle aynı yaşlardayken, Allah’ın Elçisi’ne (asm) arkadaş olmuş sahabeleri, çok çok uzaklarda ve çok çok eski zamanlarda yaşamış bir takım tarihi şahsiyetler olarak görmekten çıkıp, onların müthiş hayatlarından kendi hayatlarınıza, renk katacak, yol gösterecek, yön verecek hatıralar okuyacaksınız… Bu kitap ile zihinlerimize yerleştirilmiş ihtiyar, beli bükülmüş sahabe imajını biraz olsun değiştirebilirsek, sevineceğiz! Kendilerine sahabeleri örnek almak isteyen gençlere, “Sen daha gençsin hele biraz yaşlan, saçın sakalın ağarsın…” diyen o köhne anlayışı yerle bir edebilirsek, sevineceğiz!
1.Ölmek Ne Demek? 2.Cennet Nasıl Bir Yer? 3.Allah’ın Güzel İsimlerini Neden Öğrenmeliyim? 4.Kur’an Okumayı Neden Öğrenmeliyim? 5.Melekler Kız mı, Erkek mi?
Küçük Sahabiler-5: Ağaca Taş Atan Çocuk
Küçük Sahabiler-6: Enes’in Görevi
Küçük Sahabiler-7: On Gümüş Para
Küçük Sahabiler-8: Dünyanın En Şanslı Çocuğu
O doğru sözlüydü, şaşmaz ve şaşırtmaz derecede adildi, “esen rüzgarlar kadar cömertti”, affedicili ile emsalsizdi, bütün ihtişamına rağmen insanların en mütevazı olanıydı, engin bir hoşgörüsü vardı ve cesurdu; Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmazdı… Hz. Muhammed Mustafa (asm), peygamberliğini hiç hesaba katmasak da, insanlık aleminin sadece bir insan olarak bile en güzeli, en ahlâklısı, en faziletlisi, en şaşmaz ve şaşırtmaz yol göstericisidir.
Onun yaşayışı Allah’ın en çok razı olacağı bir yaşayıştı ve ahlâkı Kur’an ahlâkı idi. Hz. Aişe annemizin ifadesiyle, “Kur’an’da kızılana kızar, Kur’an’da sevilen şeyi de severdi.” Başkaları kimin izinden gider bilemeyiz. Ancak biz Müslümanlar ve onun ümmeti olmaktan büyük sevinç duyan müminler olarak, güzel ahlâk sahibi olmaya giden yolda, sadece ama sadece Sevgili Peygamberimizin (asm) o muhteşem yaşayışını kendimize örnek alırız…
O, insanların en temizi idi. Serin sabahlarda açan taze güller gibi kokardı. Bütün hayırlı ve güzel şeylerde olduğu gibi temizlik konusunda da kimse onunla yarışamazdı.
Biz eğer onu seviyorsak, ona benzemeye çalışmalı ve her iyi, güzel ve hayırlı şeyde olduğu gibi temizlik konusunda da, onu kendimize örnek almalıyız. Temiz olmalı ve temizliğe dikkat etmeliyiz.
Eğer kendini sık sık soru(n)lar ormanında uçmaya çabalayan minicik bir kuş gibi hissediyorsan, bil ki ben de öyle hissettim. İşte bu yüzden sana yazdıklarımı okumalısın! Ama yine de sen bilirsin.
Bu kitap, hayatını büyük ihtimalle bir bu kadar daha yaşayamayacak kadar yaşamış tecrübeli bir ‘dünyalı’nın, ilkgençlik çağlarında çok aradığı ama bulamadığı kitaplardan biridir ve Allah hakkında merakını giderecek bir şeyler söylemektedir…
Haydi bugün çok önemli şeylerden bahsedelim, dolu konuşalım ve boş laflar uzak olsun meclisimizden. Mesela, havadan sudan…
Sanırım insanlar büyüdükçe, akılları ile kalpleri arasındaki mesafe de açılıyor. “Aklım başka bir şey, kalbim başka bir şey söylüyor” demeye başlıyorlar. Oysa, aklımızın onayladığını kalbimiz sevmeli, kalbimizin sevdiğini de aklımız onaylamalıydı. Ve biz bu ikisinin arasında, Buridan’ın eşeği gibi kalakalmamalıydık…
Bütün insanların omurgalı canlılar olduklarını, sadece biyoloji kitapları yazar…
İçinde gökyüzü kadar büyük bir boşluk taşıyanın, renklerden en çok maviyi sevmesine şaşırmamalı…
Bu kitabın tek iddiası samimi olması. Ancak samimiyet de iddia ile ol(a)mayacağına göre, demek ki hiç bir iddiası yok! İddiası yok ama hatırası çok…