Adem Güneş 1969 yılında Ankara’da doğmuştur. Rotterdam Üniversitesi Pedagoji Bölümünden mezun oldu. Doktora eğitimini Sakarya Üniversitesi’nde tamamladı. Adem Güneş alanında bir çok kuruluşun ve derneğe üyedir. Hollanda’da yaşadığı süre boyunca alternatif eğitim sistemleri hakkında araştırmalar yaptı. Çocuk eğitim konusu Bristol Üniversitesinde araştırma konusu olarak yer aldı. Dergilerde çocuk eğitimi adı altında makaleler yayınlayarak radyo kanallarında programlar yaptı. TÜBİTAK tarafından yürütülen projede ÇETUS projesinde yer aldı. Çocuk Dostu, Aile ve Çocuk Programları Medya Etik ödüllerinin sahibi oldu. 18 Mart Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. Adem Güneş’in 20 Türkçe 2 İngilizce kitabı vardır. Çocuk eğitimi alanında ülkemizde en çok satan yazarlardan biridir.
Birçok anne-baba çocuklarını kötü niyetli kişilerden korumak için “tanımadığın biri sana şeker verirse oradan kaç” gibi tavsiyelerde bulunur. Bir kısım anne-baba da çocuklarının iyiliği için üzerlerinde baskı kurup korkutmak, onları tehdit edip sindirmek zorunda olduklarına inanır. Çocuğu korkutarak ve ürküterek mahremiyet bilinci kazandırmaya çalışmak, onu sosyal yaşamda korunaksız kılar. Böylesi çocuklar hayata karşı güvensiz, başkalarına karşı şüpheci, dost ve arkadaş edinmede yeteneksizdirler… Halbuki Mahremiyet Eğitimi bir nezaket eğitimidir… Bu sayede çocuk kendini saygın hisseder, olumsuz bir tavır karşısında güçlü bir duruşla kendini koruyabilir. Pedagog Dr. Adem Güneş bu eserinde, bir yandan çocuklara “zarafet ve nezaket” kazandıran, diğer yandan kendilerini kötü niyetli kişilerden koruyacak güce eriştiren Mahremiyet Eğitimi’nden bahsediyor. Her anne-babanın ve öğretmenin bilmesi gereken temel prensipleri adım adım okuyucusuyla paylaşıyor. “Kitabın en güzel yanı, örnek olaylarla net öneriler sunması. Çocuğu olan veya çocuk bekleyen anne-babalar mutlaka okumalı.” (S. Erdoğan, 27) “Çocuk eğitimi üzerine kesinlikle okunması gereken bir kitap. Okurken hem çocuğumu hem kendimi daha iyi tanıdım, çocuk ebeveyn ilişkisinin nasıl olması gerektiğini kavradım.” (D. Yaprak, 32) “Anne – babaların en çok zorlanacağı konulardan biri üzerine tam bir başucu kitabı. Alın okuyun ve etrafınızdaki ailelere hediye edin.” (R. Durmaz, 43)
Her anne baba, çocuklarının belirli yaş aralıklarında yaşadığı korkuların şahididir. Aslında, basit yöntemlerle atlatılabilecek olan bu geçici dönem, bazen, anne babaların eksik/yanlış tutumları sonucu, çocukların bütün bir hayatına yayılabilecek izler bırakabilmektedir. Bu kitap, birtakım korkular yaşayan 5 yaş ve üzeri çocuklar için özel olarak hazırlandı. Kitap, beş güne yayılmış farklı hikâyelerden oluşmaktadır. Çocuklar bir yandan hikâye kahramanının yaşadığı serüveni heyecanla takip ederken, diğer yandan da farkında olmadan bilinçaltına yerleşmiş korkularını yenmektedirler. Korkularla baş edebilmek sadece çocuğun üstesinden gelebileceği bir sorun değildir. Özellikle anne babaların da bu konuda titiz davranması gerekir. Bu düşünceyle, hikâyelerin içerisinde, anne babaların, korkular yaşayan çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda ipuçları da verilmektedir.
Sıradan gibi gelen çocuk davranışlarının birçoğu onun duygu dünyasından izler taşır yetişkine… Kimi zaman kardeşini iterken… Kimi zaman köşede bir yerde sessizce oynarken… Kimi zaman huysuzca her söylenene itiraz ederken… Bazen şımarıp, bazen yılışırken… Bazen yemek yiyip bazen yemezken… Bazen ödevlerin yapıp bazen yapmazken… Aslında bir mesajı vardır yetişkine çocuğun. Çocuk davranışlarını okuyabilen ebeveynler, çocukların verdiği mesajları doğru anlarken bir taraftan da birlikte yaşamanın keyfini sürerler. Mesajları doğru okuyamayan ebeveynler ise, çocuğuyla sürekli bir çatışma, huzursuzluk, bağırtı çağırtı içinde bulurlar kendilerini. İşte Pedagog Dr. Adem Güneş, sıradan gibi görünen birçok çocuk davranışının hangi anlamlar içerdiğini ebeveynlerle paylaşarak, çocuk davranışları anlamada çaresiz kalan ebeveynlere pratik bir bilgi kaynağı sunuyor. Çocuk davranışlarının nedenlerini ve çözüm önerilerini yalın ve anlaşılır bir dille anlatıp çözüm önerileri veriyor.
Her anne babanın canını sıkan sorunlardır; çocuğunun bir türlü tuvalet alışkanlığı kazanamaması, yemek yememesi, kardeşiyle kavga etmesi, inatçılığı, internet düşkünlüğü ve dahası… Bir kısım anne baba, bu davranışların ne anlama geldiğini bildikleri için çocuklarını incitmeden sorunları çözerken, bir kısım anne baba ise sorunların çözümünde çaresiz kalarak çocukları ile bir çatışmaya girerler. Bu çatışmalarda, hem kendilerini hem de çocuklarını yıpratırlar. İşte bu kitabı Pedagog Dr. Adem Güneş, ‘çocuk davranışları anlama rehberi’ olarak hazırladı. Çocuk davranışlarının nedenlerini ve çözüm önerilerini yalın bir dille, ebeveynlerle paylaştı. Bu eser, çocuk davranışlarını anlamak isteyen her yetişkinin elinin altında bulunması gereken pratik bir bilgi kaynağıdır.
Anne babaların en zorlandığı konulardan biridir cinsel eğitim… Bir yandan çocuğun hiç tanımadığı duygular ve yardıma ihtiyacı olduğu gerçeği… Diğer yandan ebeveynlik çekingenliği… Neyin hangi sınırlar içinde verileceği tereddüdü… Bazen öyle bir zamanda o kadar acil bir bilgiye ihtiyaç duyulur ki ne herkese sorulabilir ne de öğrenmeden geçilebilir… Kendine has kuralları vardır bu hassas eğitimin… Yanlış verilirse çocuğun duygu dünyasını zarara uğratır… Eksik bırakılırsa yanlışa sevk eder… Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş çocuğun mahremiyet hislerini zarara uğratmayan bir cinsel eğitimin nasıl verileceğini bu kitapta anlattı… “Adım Adım” serisinin ilk kitabı Çocuklarda Cinsel Eğitim her anne babanın ihtiyaç duyacağı bilgileri kapsamlı ama aynı zamanda anlaşılır ve pratik bir tarzda bir araya getirdi… Cinsel eğitim nedir? Hangi yaşta verilmelidir? Tuvalete alıştırma döneminde uygulanan yöntemler cinsel gelişime olumsuz etki eder mi? “Kardeşimin neden pipisi yok?” sorusuna nasıl cevap verilmelidir? Çocukları gıdıklayarak, sıkıştırarak, ısırarak sevmenin sakıncası var mı? Çocuğun dizde hoplatılması doğru bir oyun yöntemi midir? Tedavi amacıyla fitil, tampon, krem uygulamasının sakıncaları var mı? Çocuğun başkalarının yanında giyinip soyunmasında bir mahzur var mı? Bunların ve cinsel eğitimle ilgili onlarca sorunun cevabı Adem Güneş’in sıcak ve özgün anlatımıyla okurlarla buluşuyor…
Birçok yetişkin cezasız çocuk eğitimi olamayacağına inanır… Çocuğun neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğrenebilmesi için ceza ve mükâfatın iyi bir eğitim yöntemi olduğunu düşünür. “Ceza kötü bir şey olsaydı, çocukken cezalandırılan bizler de kötü insanlar olurduk” der. Ceza insanı kötü biri yapmaz belki… Ama hiperaktif yapar… Şımarık yapar… Yılışıklaştırır… Öfkeli hale getirir… Eşi ile bağ kuramaz, çocuğu ile oynayamaz biri yapar… Ceza bir eğitim aracı değil, bir aşağılama davranışıdır… Çocuk aşağılanarak değil, ancak değerlilik hissiyle kişiliğini geliştirir… Pedagog Adem Güneş, Cezasız Eğitim’de çocukluktan yetişkinliğe kişilik gelişimini inceliyor. Baskı, zorlama ve cezanın çocuğun kişiliğine nasıl yansıdığını gözler önüne seriyor. Cezasız Eğitim, çocuk eğitimine bakış açınızı kökten değiştirecek bir eser…
HAYAT BAĞLANMALARDAN İBARETTİR
Hayat bağlanmalardan ibarettir. Önce anneye… Sonra babaya… Aileye… Ardından “yaşama” ve “yaşamaya” bağlanma…
Yaşama sevincini kaybetmiş kişiler bağlanamayanlardır.
Bazen öyle anlar olur ki duygularımızı yönetemeyiz… Duygularımız bizi yönetir… Öfkemizle baş etmekte zorluk çeker; sevdiklerimizi kırar, incitir, sonra pişman oluruz… Kaygılarımız yaşamımızı esir alır; adım atmakta zorluk çeker, kararsızlıklar yaşarız… Sabah uyandığımızda ‘iyi bir gün geçirmeye’ niyet eder; günü iç daralmaları ile kapatırız… İyi düşünmek yetmez; iyi hissetmekte zorluk çekeriz… İç seslerimiz bir türlü susmaz; hayata tebessüm edemeyiz… Bir telaş, bir acelecilik içinde yaşar; yeryüzünü kendi gözlerimizle seyredemeyiz… Ve tüm bunların değişmeyeceğine inanır, kalitesiz bir yaşama kendimizi mahkûm ederiz… Halbuki, duyguların zarara uğramış yanlarını onarmak, onarılmış duygularla bir iç genişliği içinde yaşamak mümkündür… Değersizlik hislerimizden, yetersizliklerimizden, güvensizliklerimizden ve içimizde yıllar boyunca birikmiş tüm hoşnutsuzluk duygularından arınabilir, ruhsal özgürlüğümüze yeniden kavuşabiliriz… Adem Güneş, Bırak ve Rahatla’da kendimizi nasıl onarabileceğimizi anlatıyor… Altı haftalık bir program içerisinde ‘Duygusal Farkındalık Eğitimi’ sunuyor… Peki ama nasıl? Telaşlı yaşamı bırakıp biyolojik ritmi düzenleyerek ‘sakinliğe’ erişmek… Bastırılmış duyguları bırakıp ‘ruhsal özgürlüğü’ hissetmek… Kaygılı bedeni bırakıp ‘iç genişliği’ elde etmek… Bırak ve Rahatla, geçmişini onarmak ve gerçek kendiliğini bulmak isteyen herkes için…
Eskilerin “Bizim zamanımızda ergenlik mi vardı!” deyip kabullenmediği; yenilerin “Bizimki yine ergen takılıyor!” diye abarttığı ergenlik döneminin özellikleri nelerdir? Ergenlik, gerçekten problemli bir dönem midir, yoksa geçmiş yıllarda biriken problemlerin dışa vurulduğu bir ruhsal arınma dönemi mi? Ergenin aşırılıkları baskı ve yasaklarla mı, duygusal bağların kuvvetlendirilmesiyle mi çözüme kavuşur? Hepsi bir yana, kimdir ergen… Yetişkin midir, çocuk mu? Ergen; yetişkin bedeninde çocuksu ruha sahip bireydir. Yetişkinlere düşen, bu zor dönemde, elde olmadan sergilediği aşırılıkları, kabalıkları ve taşkınlıkları nasıl yönetebileceği konusunda ona yardımcı olmaktır. Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş, yetişkinlerin dünyaya bir ergen gözüyle bakabilmesinin ipuçlarını ve ergenlerle iletişim kurma yöntemlerini tek bir kitapta topladı. Ergenlik Döneminde 100 Temel Kural, bu döneme dair bir farkındalık kitabı…
Bugün çocuklarda karşılaşılan problemlerin çoğunun temelinde, çocuğun kendi gibi olmasına izin verilmemesi yatar.
Çocuk içinde hissettiği coşkuyla sağa sola koşacak olsa “Bu çocuk hiperaktif mi ne, bir türlü yerinde durmuyor” ikazlarının, bir şeyleri merak edip birkaç soru sorsa “Amma meraklısın sen de yani…” diye alaya almaların, kendisi için seçilen bir kıyafetin rengini beğenmediğini söylese “Sana elbise alanda suç zaten” şeklindeki bastırmaların, bir yemeğin damak tadına uymadığını ifade edecek olsa “Sende de hiç zevk yokmuş” gibi aşağılamaların normal kabul edildiği bir toplumda, çocuğun kişiliğini koruma mücadelesi her anne babanın insanlık görevidir.
Bu kitapta çocukların davranışları “öğrenme”sinin değil “edinmesi”nin, bir başkasını taklit ederek değil kendi “irade”sini ortaya koyarak istenen davranışları kazanmasının yolları üzerine ufuk açıcı bir anlayışla karşılaşacaksınız.
Çocuk bir türlü söz dinlemiyor, kardeşine kötü davranıyorsa…
Ödevini yapmıyor, okuldan sürekli şikâyet geliyorsa…
Aile içindeki sorumluluklarını yerine getirmiyor, yetişkinlere saygısızlık yapıyorsa…
“Bu davranışların karşılığını görmeli,” deyip cezalandırmalı mı?
Yoksa “Artık baş edemiyorum,” diye ilaca mı başlamalı?
Kızarak, azarlayarak, ceza vererek çocuğun davranışları düzeltilebilir mi? Yoksa ceza, yetişkinin çaresizlik gösterisi midir?
Evet, ceza bir eğitim aracı değil, bir aşağılama davranışıdır…
Cezasız Eğitim kitabında çocukla çatışmanın onun kişilik gelişimini nasıl etkilediğini, tepkisel hale getirdiğini, öfke kontrolünü bozduğunu… Cezanın kısa vadede işe yarasa da uzun vadede çocuğa değersizlik hissi yaşattığını ayrıntılarıyla anlattık.
Peki, kızmadan, ceza vermeden çocuk eğitimi olur mu? Olursa nasıl olur?
Cezasız Eğitim 2’de işte bu soruların cevabını aradık.
Pedagog Adem Güneş, Cezasız Eğitim 2’de ‘öğrenme’ yerine, ‘edinmeyi’ tarif etti. Edinebilmek için ‘merak-heves-istek’ üçlüsünün önemini anlattı. ‘Kalıcı Öğrenmenin Üç Derinlik Boyutu’na değindi.
Çocuğun kişilik gelişimini önemseyen anne babalar ve eğitimcilerin bakış açısını değiştirecek bir kitap…
“Ne kadar değerli insan gördüysem onların çocuğa değer verdiğini de gördüm.
Çocuğa değer vermek bir lütuf değil, insan olmanın gereğidir. Bu gerekliliğe önem veren ebeveynlerin çocukları hayatla barışık yaşar. Yeri geldiğinde coşkuyla gülebilen, gerektiğinde hüzün duyabilen çocuklardır onlar. Gözleri ışıl ışıl, ‘insan olmanın değerini’ duyarak yaşamış çocuklar…
Ne kadar sorunlu çocuk gördüysem, hepsinin ‘çocuk deyip geçilmiş’ olduğunu da gördüm.
Çocuk deyip geçmemek için çocuğun kim olduğunu bilmek gerekir.
Çocuk kimdir ve nasıl yaşar? Kişiliği nasıl gelişir? Duyguları nasıl oluşur?”
Adem Güneş Çocuk Deyip Geçmeyin’de bir çocuğun gözünden bakıyor hayata. Her bölümde yeni düşünce ufukları geliştiriyor. Kimi zaman “Dikkat dağınıklığı yoktur, o zaten çocuğun normal halidir” diyor, kimi zaman “çocuk eğitiminin ceza ile olamayacağına” dikkat çekerek yetişkin-çocuk ilişkisinin temeli olan “güven” duygusunun altını çiziyor.
Insanın en karmaşık ihtiyacıdır aidiyet. Bir yandan özgürlüğe düşkündür insan ruhu, diğer yandan tutunacak dal arar. Tutunabildiği kadar emniyette, tutunamadığı kadar boşlukta hisseder kendini… Çocukluktan başlayıp, yaşamın her dönemini kapsayan aidiyet, kişiliğin temel besin kaynağıdır. Giderilmemiş aidiyet duygusunun en belirgin özelliği, bir daha bağlanmak istemezcesine aileden kopmalardır.
Pedagog Dr. Adem Güneş, “Tutunma Çabası; Aidiyet’te” çocukluk döneminden itibaren ait olma ihtiyacının duygusal oluşumunu adım adım ele alıyor. Aidiyeti bozan durumlara, aidiyet yanılgılarına, kırılmış aidiyetin yeniden onarılmasına değiniyor. Çocuğun değerler edinimini kolaylaştıran, problem çözme yeteneği geliştiren, sosyal bir birey olmanın yolunu açan aidiyet kavramı ebeveynlere yeni bir pedagojik bakış açısı sunuyor.