Turkuvaz Yayınları

  • Burası Çok Önemli!

    Şunu çok net bir biçimde ifade edebilirim ki biz köprüyü geçtik. EVET! Türkiye Cumhuriyeti olarak biz artık köprüyü geçtik. Çok da uzun bir süre kalmadı; 2030 yılını dahi bulmadan ekonomik ve refah düzeyi olarak ülke tarihinin en güçlü dönemine gireceğiz… Kişi başı gelir, cari denge, istihdam ve üretim anlamında dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olma sürecimiz başlayacak. Tarihten aldığı büyük mirasla… Üç kıtanın kesişim noktasındaki jeopolitik ve jeostratejik konumuyla… Özellikle son 20 yıldır konsolide ettiği bölgesel ve küresel tecrübeyle… Sahip olduğu güçlü liderlikle… Ulaşımdan savunma sanayiine, ekonomiden enerjiye inşa ettiği sağlam altyapı ve kapasitesiyle… Türkiye bu tasavvuru ortaya koyabilmeye namzet en önemli ülkelerden biri olacaktır.

    9,90
  • Daha Adil Bir Dünya Mümkün

    “Sadece beş ülkenin bütün dünyanın kaderini etkileyecek konularda karar vermesi ne ahlaki ne adildir. Dünya beş ülkeden büyüktür.” “Adil ve daha sürdürülebilir bir küresel barışın temini için çok kültürlülüğü ve çok kutupluluğu yansıtan bir BM’ye ihtiyaç vardır. Dünya ne tek kutuplu ne de iki kutupludur, ne hâkim bir kültürün ne de birkaç imtiyaz sahibi aktörün kültürel hegemonyası altındadır. Çok kutuplu, çok merkezli, çok kültürlü, daha kapsayıcı ve adil bir dünya inşa etmek mümkündür. Böylesi bir dünya için ilk adres BM’dir. Barışın, istikrarın, adaletin ve etkin küresel yönetişimin yolu, BM’nin reforma tabi tutulmasından geçmektedir. BM reformu ve özellikle Güvenlik Konseyi’nin yapısının yeniden oluşturulması, elbette tüm dünya ülkelerinin uzlaşmasıyla hayata geçecektir. Biz Türkiye olarak, bu çerçevedeki teklifimizi uzun zamandır ifade ediyor ve tüm ülkelerin tartışmasına açıyoruz. çözüm önerimiz ise ‘Dünya beşten büyüktür’ ifadesinde kendini bulan, BM Güvenlik Konseyi’nin yapısının değiştirilmesini merkeze alan bir perspektifin hâkim kılınmasıdır. Konsey’in kıtaları, inançları, kökenleri ve kültürleri mümkün olan en adil şekilde temsil edecek bir yapıya kavuşturulacak şekilde yeniden yapılandırılması çözüm ve küresel barışın tesisi için devrimsel bir adım olacaktır.” Recep Tayyip Erdoğan

    10,24
  • Dünyasızlar

    “Gökyüzünde hepimizin yarasına yetecek kadar yıldız var…” Yüzünü kaybeden bir kız… Esrarengiz bir cinayet… Ve büyülü bir kış yolculuğu… Günümüz İstanbul’undan İkinci Dünya Savaşı yıllarının Sovyetler’ine uzanan Dünyasızlar, modern bir Harut ile Marut hikâyesi. Butimar ve Uzakların Şarkısı romanlarıyla on binlerce okura ulaşan ödüllü yazar Kaan Murat Yanık, yolu edebiyat ve sanattan, Stalin ve Hitler’den, Bakü ve Leningrad’dan geçen bir hikâye anlatıyor. Dünyasızlar… Sürükleyici bir macera, akıldan çıkmayacak sarsıcı bir aşk masalı. Sırlarını kuyuya fısıldayanlara, yıldızını aramaktan vazgeçmeyenlere… İÇİNDEN ÇIKAMAYACAKSINIZ!

    9,09
  • Aşk ile Anı Seyretmek / Gönül Sadası’ndan Akisler 2

    Evden ayrılalı bir hayli vakit geçti, geriye dönmek için çok mu geç oldu? Dönmeye niyet etsek acaba yolu bulabilecek miyiz? “Sakin, mütevekkil ve munis bir inanmışlığın insan yüreğini genişlettiği bir yaşayış ve düşünüş tarzı bu mübarek topraklarda, ne zaman kayıp gidecek olsak elimizden tutuyor. O yüzden, ‘Bizi bize bırakma,’ diye niyaz ediyoruz, ‘Ne olur, tut demeden, tut elimizi.’ Bu sohbetlerde, kaybettiğimiz bir âlemi bugüne ekleyen hatıraların kutsi saati var.” Sadettin Ökten ve Kemal Sayar’ın şiirin kanatlarına tutunarak gerçekleştirdikleri uzun soluklu sohbetlerinin ikinci cildi olan Aşk ile Ânı Seyretmek, bizleri bir kez daha sevginin, saygının ve bilgeliğin eşlik ettiği bir yolculuğa çıkarıyor. Hem de tam koronavirüs salgınının dünyayı, insandaki manasız büyüklenmeyi hizaya çektiği, radikal bir belirsizliğin ruhları yaygın bir endişeye düçar ettiği günlerde… Bugün bizim için neyin değerli olduğunu anlama zamanı… Aşk ile Ânı Seyretmek hiç bu kadar anlamlı olmamıştı!

    7,94
  • Kendi Yatağımda Uyumayacağım!

    Çocuğunuz için resimli bir hikâye, sizin için ise yavrunuzun, çocuk olmanın getirdiği zorlukları aşmasına yardımcı bir rehber.

    Küçük bir çocuk için anne babasından ayrılmayı gerektiren her adım endişe kaynağıdır, özellikle de onların korunaklı yataklarında değil de kendi yatağında yalnız uyumak. Anne babasının güvenli yatağında yatmaya alışmış 3 ile altı yaşları arasındaki bir çocuk, kendi yatağında yatmayı gerekli görmeyebilir, yalnız başına uyumakta zorlanabilir ve geceleri sürekli uyanarak anne babasının yatağına dönmeyi talep edebilir.

    Ne Zormuş Büyümek serisinin dördüncü kitabı Kendi Yatağımda Uyumayacağım! bol resimli ve kafiyeli anlatımıyla çocuğunuzu kendi yatağında uyumaya ikna etmenize yardımcı olurken etkinlik önerileriyle bu süreçte onunla doğru iletişim kurmanızı sağlayacak.

    9,09
  • Küçük Kardeş İstemiyorum!

    Çocuğunuz için resimli bir hikâye, sizin için ise yavrunuzun, çocuk olmanın getirdiği küçük ya da büyük zorlukları aşmasına yardımcı bir rehber.
    Yeni bir bebek tüm aile üyeleri için bir alışma süreci gerektirir, özellikle de büyük çocuğunuz için. 3 ile 6 yaş arasındaki bir çocuk, artık ailenin tek çocuğu olmadığını kabullenmekte zorlanabilir, anne babası tarafından eskisi kadar sevilmeyeceği korkusuna kapılabilir. Ne Zormuş Büyümek serisinin ikinci kitabı Küçük Kardeş İstemiyorum! bol resimli ve kafiyeli anlatımıyla çocuğunuzun küçük kardeşiyle ilgili endişelerini giderirken, etkinlikler önerileriyle bu süreçte onunla doğru iletişim kurmanızı sağlayacak.

    5,64
  • Yemeyeceğim İşte!

    Çocuğunuz için resimli bir hikâye, sizin için ise yavrunuzun, çocuk olmanın getirdiği zorlukları aşmasına yardımcı bir rehber.

    3 ile 6 yaşlar arasında bir çocuk için sağlıklı beslenmek anlaşılması zor bir kavramdır. Tatları yoğun hazır yiyecekleri tercih edebilir, çeşitli besin gruplarından tamamen uzak durabilir. Ne Zormuş Büyümek serisinin üçüncü kitabı Yemeyeceğim İşte! bol resimli ve kafiyeli anlatımıyla yemek seçen çocuğunuzu farklı ve sağlıklı tatlar denemeye teşvik ederken etkinlik önerileriyle bu süreçte onunla doğru iletişim kurmanızı sağlayacak.

    6,79
  • Kurallardan Nefret Ediyorum

    Çocuğunuz için resimli bir öykü, sizin içinse bir rehber: Büyürken karşılaşacağı zorlukları aşmada çocuğunuza nasıl yardımcı olacaksınız?
    Kuralları anlamak ve onlara saygı göstermek çocuğunuz büyürken karşısına çıkan önemli bir mücadeledir. Oynamayı seven, kıpır kıpır bir çocuk için anne babasının koyduğu kurallara uymak hiç de kolay değildir. Ama işin içine sabır, sükûnet ve bir tutam da eğlence kattığınızda kendinizi bu mücadeleyi kazanmış sayabilirsiniz. Ne Zormuş Büyümek serisinin 5. kitabı Kurallardan Nefret Ediyorum bol resimli ve uyaklı anlatımıyla çocuğunuzu kurallara alışma sürecinde cesaretlendirirken etkinlik önerileriyle de bu süreçte onunla doğru iletişim kurmanızı ve ona yardımcı olmanızı sağlayacak.

    5,64
  • Okula Gitmek İstemiyorum

    Çocuğunuz için resimli bir öykü, sizin içinse bir rehber: Büyürken karşılaşacağı zorlukları aşmada çocuğunuza nasıl yardımcı olacaksınız?
    Okulun ilk günü için her şey hazır! Yeni arkadaşlar, öğrenilecek bir sürü güzel şey ve artık büyüyor olma bilinci. Fakat eğer çocuk okula gitmek istemezse ne yapmalı? Ne Zormuş Büyümek serisinin 6. kitabı Okula Gitmek İstemiyorum bol resimli ve uyaklı anlatımıyla çocuğunuzu okula alışma sürecinde cesaretlendirirken etkinlik önerileriyle de bu süreçte onunla doğru iletişim kurmanızı ve ona yardımcı olmanızı sağlayacak.

    5,64
  • Dünyaya Geldim Gitmeye

    Bu toprakların derin bilgeliği, bugünü yeniden inşa etmekte bize nasıl bir yol gösterebilir? Gönül, “Çalab’ın tahtı”dır, ses verir; yeter ki biz onun fısıltısını işitelim. Kalp bağırıp çağırmaz, sadece fısıldar. Sadettin Ökten ve Kemal Sayar’ın bir çağrışımlar denizinde yol alan doğaçlama konuşmalarından oluşan Dünyaya Geldim Gitmeye adlı kitabın duygusal dokusunu, umut ve iyimserlik teşkil ediyor. Etkin bir iyimserlik. Bu satırlarda yılgınlık ve yeise yer yok. İnsan, elindeki imkânları daha soylu bir hayat sürmek için seferber etmek zorundadır: Gönlü mihver alan bir yolculukta, ödev ahlâkı ve sorumluluk bilinciyle yaşamak. Üzerinde yaşadığımız mübarek toprağın ve altında nefes alıp verdiğimiz mübarek gökyüzünün bize yüklediği emanet şuurunun farkında olmak. İnsan, anlamdan boşaltılmış bir kâinatı ancak bu şekilde yeniden ışıklandırabilir, kozmik yalnızlığından kurtularak, “Allah bes, bâkî heves” dediği bir birlik düşüncesine ulaşabilir. Geldik gidiyoruz, bütün mesele “aşk ile ânı seyretmek”.

    7,94
  • Öyle Geçer ki Zaman Teoman Duralı Kitabı

    Öyle Geçer ki Zaman, Teoman Duralı’nın, bugüne dek gezip gördüğü yerler, okuyup araştırdığı konular üzerinden bir hakikat arayıcısının izlerini sürüyor. Anılarındaki capcanlı ayrıntılar, sarih ve berrak bir zihin örneği sergiliyor.

    Zonguldak’ta geçen çocukluk yıllarından dayısı ile ettikleri muhabbetlere, hiçbir zaman sevemediği okul yıllarından dile olan merakına, Norveç’te kaptanlık hayalinden Kapalıçarşı’da geçen çalışma faslına kadar birçok hikâye ve olay… Duralı’nın kendine özgü üslubuyla Türk siyasetine damgasını vurmuş siyasetçilerle ilgili tespitler ve akademik ortama dair değiniler…

    Teoman Duralı Kitabı okuyucusunu, bir filozofun yerel ve evrensel dünyanın kültür atlasındaki devriâlemine ortak ediyor.

    10,24
  • Kalp

    Yazı yoktu ama o vardı.
    Tekerlek icat edilmemişti ama o yerli yerindeydi.
    Dünya yaratılmamıştı ama o kasılıp gevşiyordu.
    İnsan henüz cennetteyken onunlaydı ve içindeki her şey de sevgi, aşk, vefa, iyilik, şükür, hamd, dostluk gibi erdemler üzerineydi…
    Âdem ata onun sesini dinleyip arzusunu giderme gayretine düşmeseydi belki de yolu yeryüzünde tövbelere, pişmanlıklara ve umutlara hiç evrilmeyecek; çevresi daralmalar ve genişlemeler, arınmalar ve kirlenmeler, yangınlar ve donmalarla hiç kuşatılmayacaktı.

    Şimdi?
    Aşk ve nefret, iyilik ve kötülük, saadet ve keder, iman ve inkâr… İnsana insan olduğunu artık bunlarla hissettiriyor. Bazen aydınlık, bazen karanlık; gören göz veya işiten kulak bazen… Göğüs kafesinde ahenkle her büzülüp genişlemesi bizi içten içe süratle değiştiriyor ve hâlden hâle döndürüyor.

    Bud-dub… bud-dub… bud-dub…
    Sesindeki ters-yüz oluş bile adıyla örtüşük: “Bir şeyi bir yönden öteki yöne çevirmek; renkten renge giriş, kararsızlık, durmadan dönüşüm ve değişim = KALP.”

    Kalbe dair ne varsa…
    İskender Pala’nın her zamanki yetkin kaleminden…

    11,39
Open chat
Size nasıl yardımcı olabiliriz?