Sehe 601–620 zwischen insgesmt: 860

  • Sahabe ve Değer Sahabenin Faziletine Mutedil Bir Yaklaşım

    Sahâbe Resûlullah’ın (sas) yakın arkadaşları olma, vahyin sebeb-i nüzûlüne, hadislerin sebeb-i vüruduna şahitlik etmeleri, Arap diline vakıf olmaları ve dini sonraki nesillere aktarmaları gibi mümtaz hasletleri taşıdıkları için Müslümanlar nazarında erken dönemden itibaren ilginin merkezinde bulunmakta ve bunun kıyamete kadar devam edeceği de anlaşılmaktadır. Tarihî süreçte siyasî rekabet ve itikadî tartışmalara bağlı olarak oluşan farklı anlayışlar, ashâba gösterilen bu rağbet sebebiyle onlar hakkında yaptıkları yorum ve değerlendirmelerde bazı ifrata ve tefrite kaçtıkları görülmektedir. Sahâbe hakkında olumlu veya olumsuz yaklaşım sergileme etki ve tepki sonucuna bağlı olarak yapıldığında bazı aşırılıkların görülmesi mümkündür. Bundan dolayı ashâba dair âyet ve hadislerin incelenmesi, Hz. Peygamber-sahâbe ilişkisinin araştırılması, sahâbe-tâbiîn arasındaki münasebetin boyutu tespit edildiğinde; ashâbın değeri ve fazileti hakkında daha isabetli bir tahlil yapma imkânı yakalanacaktır. Bu yüzden sahâbenin değeri ve fazileti hakkında çok farklı görüş ve iddialar göz önünde bulundurulduğunda; elinizdeki bu çalışmanın mutedil yaklaşımı yansıtan bir eser niteliği taşıdığı görülecektir.

    10,24
  • Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız?

    Onlar,Müslümanlığımızın aynalarıdır.Vahyin oluşturmak istediği ideal insan modelinin hayal ve ütopya olmayan yaşanmış gerçekleridir.Allah Resulü’nün mübarek ellerinde yetişmiş yeryüzünün en nasipli insanlarıdır.Bir insan sarrafı olan Peygamberimiz’in oluşturduğu nübüvet potasında işlenmiş, madenleri ortaya çıkarılmış, her biri hayatın farklı bir alanında zirveleştirilerek abide bir şahsiyet halinde getirilmiş yiğitlerdir.Onlar tarihin belli bir zaman diliminde yaşamış, belli bir mekanda varlık göstermiş, ama zaman ve mekana hapsolunmadan her çağa ve zamana seslenme kudretinde olan seçkin insanlardır.Onlar hakiki müminler, Allah’tan razı olmuş ve O’nu razı etmiş, takvayı hayatlarının eksenine yerleştirmiş örnek bir nesildirler.Onlar akli olgunluğu yani rüşdü en güzel bir şekilde elde etmiş, birbirlerine karşı merhametli; inkarcılara karşı ise şiddetli, ibadete ve kulluğa ise sevdalı hayırlı bir toplulukturlar.Hepsinden öte, onlar; sarsıntı içerisinde olanlara sabit dağlar, yolunu kaybedenlere yol olan nehirler, yönlerini yitirenlere yön gösteren yıldızlardır.

    6,79
  • Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız?

    Onlar,Müslümanlığımızın aynalarıdır.Vahyin oluşturmak istediği ideal insan modelinin hayal ve ütopya olmayan yaşanmış gerçekleridir.Allah Resulü’nün mübarek ellerinde yetişmiş yeryüzünün en nasipli insanlarıdır.Bir insan sarrafı olan Peygamberimiz’in oluşturduğu nübüvet potasında işlenmiş, madenleri ortaya çıkarılmış, her biri hayatın farklı bir alanında zirveleştirilerek abide bir şahsiyet halinde getirilmiş yiğitlerdir.Onlar tarihin belli bir zaman diliminde yaşamış, belli bir mekanda varlık göstermiş, ama zaman ve mekana hapsolunmadan her çağa ve zamana seslenme kudretinde olan seçkin insanlardır.Onlar hakiki müminler, Allah’tan razı olmuş ve O’nu razı etmiş, takvayı hayatlarının eksenine yerleştirmiş örnek bir nesildirler.Onlar akli olgunluğu yani rüşdü en güzel bir şekilde elde etmiş, birbirlerine karşı merhametli; inkarcılara karşı ise şiddetli, ibadete ve kulluğa ise sevdalı hayırlı bir toplulukturlar.Hepsinden öte, onlar; sarsıntı içerisinde olanlara sabit dağlar, yolunu kaybedenlere yol olan nehirler, yönlerini yitirenlere yön gösteren yıldızlardır.

    7,94
  • Şehit Hasan el-Benna’dan Müslüman Gençlere

    “Ben kendimi bir tek amaç için vakfettim. O da: Yaşamımla insanları İslam’a davet etmektir.” diyen Hasan el-Bennâ, Osmanlı İmparatorluğunun yıkıldığı, İslam coğrafyasının büyük işgaller ve katliamlarla karşı karşıya kaldığı, Müslümanların emperyalist kültürün saldırılarına karşı teyakkuz halini kaybettiği bir dönemde “Hedefimiz, yeniden Müslüman ferdi, Müslüman aileyi, Müslüman toplumu, Müslüman devleti ve Müslüman ümmeti oluşturmaktır.” diyerek her alanda İslamileşme hedefiyle yola çıkmış izzetli bir öncüdür
    7,94
  • Şemail-i Şerif Şerhi (3 Cilt – Ciltli)

    Ömrünü sevgililer sevgilisini anlatmaya adayan Mehmet Yaşar Kandemir hoca efendiden yeni bir şaheser daha.
    Peygamber’imizi anlatan en kapsamlı çalışmalardan ve İslam tarihinde kaleme alınmış güzide eserlerden Şemâil-i Şerîf, titiz bir Türkçe ve yoğun bir emekle hazırlandı. Şimdi zarif bir baskıyla kütüphanelerde yerini alıyor.

    45,89
  • Şer’i Siyaset Es-Siyasetü’ş-Şer’iyye fi ıshari’r-raî ve’r-ra’iyye

    13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. yüzyılın ilk yarısında yaşayan İbn Teymiyye, kaleme aldığı eserlerle İslam düşünce tarihini büyük ölçüde etkilemiş isimlerden biridir. İbn Teymiyye’nin es-Siyâsetü’ş-Şer’iyye fî Islâhi’r-Râî ve’r-Raiyye isimli bu en kıymetli eseri, Yöneticinin ve Yönetilenin İyiye Yönlendirilmesine Dair Şer’î Siyaset başlığıyla okuyuculara sunulmaktadır. Bu çalışma, İslam siyaset düşüncesi alanında kaleme alınan eserler arasında en önemlilerinden biridir. Eseri ayrıcalıklı kılan hususlardan birisi yazarın kendi döneminde rastladığı yönetimler, gruplar, farklı devlet görevlerini üstlenmiş memurlara dair yaptığı tespit, tasnif ve taksimlerdir. Özellikle din-siyaset ilişkisi, siyasîlerin olumlu ve olumsuz davranış tarzları, kamu görevi üstlenenlerin ahlakî vasıfları konusunda yazarın orijinal tespit ve değerlendirmeleri bulunmaktadır. Eserinde ideal siyasetten bahseden İbn Teymiyye, yeri geldikçe kendi döneminde rastladığı olumsuzluklara temas etmekte, bunlardan hareketle “imkân ölçüsünde sorumluluk” konusuna vurgu yaparak reel siyasete bu bağlamda temas etmektedir. İslam siyaset düşüncesinin önde gelen isimleri arasında bulunan İbn Teymiyye’nin bu eseri, bir bütün hâlinde bakıldığında bu alanda farklı bir perspektiften nassların ve tarihî uygulamanın nasıl görüldüğünü tespit konusunda değerli bir birikim sunmaktadır. Bu yönüyle, eser, konuya ilişkin araştırma yapanlar için önemli metinlerin başında gelmektedir.

    13,69
  • Şeyh Şamil Kafkas Kartalı / Örnek İnsanlar Dizisi 5

    1800’lü yıllar. Dönemin süper gücü Rusya’ya kafa tutan bir avuç halk ve eşi benzeri görülmemiş bir direniş… Ve bu destansı ve kutsal direnişin lideri Şamil. Ruslar’a yıllarca kök söktüren Şamil. Dünyaya meydan okuyan, iman dolu dev Şamil. Esaretin düşmanı, özgürlük sevdalısı Şamil. Hikâyesi yüzyılları aşan, ilham yüklü koca çınar Şamil. Mertliğin ve zaferin destanını yazan Şamil. Nâm-ı diğer Kafkas Kartalı Şeyh Şamil!

    9,09
  • Şifa-i Şerif Şerhi (3 Cilt – Deri Cilt)

    Şifâ-i Şerif; gönüllerde Peygamber sevgisini tutuşturmak, O’nu bütün yönleriyle tanıtıp anlatmak ve Müslümanlara, Sultân-ı Enbiyâ’nın haklarını savunmayı öğretmek maksadıyla yaklaşık 9 asır önce Endülüslü tanınmış alim Kâdî İyâz tarafından kaleme alınmış bir eserdir.
    Bu kıymetli eser, İlim ve fikir camiasının yakından tanıdığı, yarım asırdan beri akademik çalışmalarının yanı sıra kaleme aldığı eserleriyle bir nesle peygamber sevgisi aşılayan değerli ilim adamı Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir Hocamızın elinde yeniden hayat buldu. Eyüp Sultan Camii kürsüsünden sekiz yıldır her pazar günü yaptığı ‘Şifâ-i Şerif’ dersleriyle bu kıymetli eser özgün bir şerh hüviyetini kazanmıştır.   Nureddin Yıldız Hocamızın araştırma ve inceleme desteği sunduğu bu nadide eser 3 cilt hâlinde başucu eseri olarak ilk defa Tahlil Yayınları tarafından istifadeye sunulmuştur.

    devamını oku

    49,34
  • Şifaü’l Esrar Sufi Yolunun Sırları

    Osmanlı tasavvufunun XV-XIX. asırlar arasındaki en büyük mektebi olan ve kırktan fazla kolu ile bütün Osmanlı coğrafyasına yayılan Halvetiyye’nin ilk merkezi Bakü, Pir-i Sânisi Seyyid Yahya Şirvanî idi. Anadolu’dan akın akın Seyyid Yahya’nın hankâhına gelen hakikat âşıkları, buradan aldıkları ilim ve irfanı, yeni bir Yesevî ruhu ile yıllar boyu Anadolu’ya taşıdılar. Edebî ve tasavvufî kültürümüzün şaheserlerinden Şifaü’l-Esrar’ın yolculuğu böyle başladı.
    Aldatmayan saf hakikatten bahseden Şifaü’l-Esrar, ruhumuzu, kalbimizi ve düşüncemizi temizleme, arıtma ve arındırma yollarını gösterir; beşeriyete kurtuluş müjdeleri gönderir. Ruh medeniyetimizin manevî şifreleri onun satırlarında gizlidir. Şifaü’l-Esrar, Kur’an ve Hz. Muhammed’in(sav) nurlu yolunda dosdoğru giderek, İmam Buharî’den İmam Ebu Hanife’ye, Hz. Ali’den Cafer-i Sadık’a, Nizamî Gencevî’den Mevlâna’ya, Ahmed Yesevî’den Yunus Emre’ye, Sühreverdî’den Şems-i Tebrizî’ye uzanan sağlam ve sahih bir medeniyet dünyasını resmeder.

    “Aşk perdeyi yırtmak, sırları açmaktır.
    Aşk âşığı öldüren derttir, ancak âşık bununla iftihar eder.
    Aşk, hastalıktır ve onun devası kendisindedir.
    Aşk şaraptır. Mecnunlar onu sevgi kadehi ile içerler de sonra köyler ve şehirler onlara dar gelir.
    Aşk muhabbetin en son derecesidir.”

    10,24
  • Siret-i Nebi Evcezu’s-Siyer Li Hayri’l-Beşer

    Siyer sadece bir insanın hayatını değil, insanlığın nasıl hayat bulduğunu ve bulacağını anlatır. Dolayısıyla siyere göre şekillenmemiş bir hayat, ızdıraba mahkûmdur. Allah’a [celle celâluhu] itaat O’nu sevmekten, O’nu sevmek Resûlullah’a [sallallâhu aleyhi ve sellem] itaatten, Resûlullah’a itaat onu sevmekten, onu sevmek de onu tanımaktan geçer. Elinizdeki bu kitap işte bu ilk adımı atmaya yardımcı olur. Erken dönemin en büyük dilcisi sayılan İbn Fâris (v. 395/1004) tarafından kaleme alınan bu eser, Resûlullah’ın [sallallâhu aleyhi ve sellem] mübarek siyerini anlatan en kısa ve özlü eserlerden biridir.

    6,79
  • Siyer Atlası

    “Siyer nedir? Veya Siyer’in anlamı ve önemi nedir?” sorusuna farklı cevaplar vermek mümkündür.
    Ancak, Allah Resulü’nün mübarek ellerinde yetişmiş büyük sahabi Sa’d Ebi Vakkas’ın: “Biz çocuklarımıza Kur’an’dan bir sure öğretir gibi, Efendimiz’in savaşlarını/hayatını öğretirdik” ifadeleri, bizlere Siyer’in önemi ve değeri hakkında önemli ipuçları vermektedir. Demek o ilk neslin dünyasında, siyerin değeri; Kur’an’ın değeri gibiymiş.. Çünkü onlar çok iyi biliyorlardı ki siyer, Kur’an’ın hayata dönüşmüş şekli;ayetlerin ete kemiğe bürünmüş biçimi; vahyin ayaklar üzerinde yürüyen halidir.
    Hal böyle olunca, Efendimiz’in bereketli hayatının daha iyi anlaşılması adına neler yapılsa, neler ortaya konsa yine azdır. Bu önemdendir ki, ta ilk nesillerden beri Efendimiz’in hayatı en ince ayrıntısına kadar kayıt altına alınmış, araştırılmış; yüzyıllar boyu bu devam ede gelmiş, halen de bu çaba ve gayretler devam etmiş, son güne kadar da devam ettirilecektir. Bu çaba ve gayretlere mütevazı bir katkı olsun diye bizlere de adım atma imkanı bahşeden Rabbimize sonsuz hamdler olsun. Elinizdeki bu siyer atlası işte böyle bir katkıda bulunabilme ızdırabının bir neticesidir.
    Muhammed Emin Yıldırım

    devamını oku

    25,19
  • Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru

    Prof. Dr. Adnan Demircan tarafından hazırlanan bu kitapta; * Hz. Peygamber’in hayatını öğrenmenin faydası nedir? * İslâm’dan önce Araplar arasında günümüzdeki ibadetler var mıydı? * İslâm’dan önce Mekke’de, bilinen anlamda parlamento var mıydı? * Mekke müşrikleri ahirete inanıyorlar mıydı? * Hz. Muhammed’in doğumuyla ilgili anlatılan hikâyeler doğru mudur? * Hz. Peygamber’in nübüvvet öncesi hayatıyla ilgili anlatılan olağanüstü hadiseler doğru mu? * Hz. Peygamber’in çölde sütanneye verilmesinin sebebi nedir? * Rahib Bahira, Hz. Peygamber’i çocukken tanımış olabilir mi? * Hz. Peygamber’in annesi Âmine genç olduğu halde neden dul kaldıktan sonra evlenmedi? * Hz. Peygamber, putlar adına kesilen eti yemiş midir? * Hz. Muhammed, peygamber olmadan önce putlara ibadet etti mi? * Hz. Peygamber gerçekten ilk yaratılan varlık mıdır? * Hz. Peygamber’in sırtında nübüvvet mührü var mıdır? * Ebû Tâlib Müslüman oldu mu? * Hz. Peygamber’in Yahudilerle yaptığı anlaşma anayasa olarak değerlendirilebilir mi? * Birçok savaşa katıldığı halde Hz. Muhammed’e “barış peygamberi” demek doğru mu? * Cihat kavramının öne çıkarılmasında ganimet elde etme dürtüsü var mı? * Bedir Savaşı iddia edildiği gibi bir savunma savaşı mıdır? * Hz. Peygamber’in vefatından sonra cenazesinin kıldırılması neden geciktirildi? * Hz. Peygamber bugün insanları görebiliyor mu? * Hz. Peygamber’in dinî olan ve olmayan davranışları nasıl ayrılabilir? * Hz. Muhammed neden çok kadınla evlendi? * Hz. Peygamber’le evliliği sırasında Hz. Âişe kaç yaşındaydı? * Hz. Muhammed döneminde kadınlar dövülüyor muydu? * Hz. Muhammed nasıl geçiniyordu? * Hz. Muhammed’i aşırı yüceltmek, sonunda onu putlaştırmaz mı? * Hz. Muhammed mucize göstermiş midir? … ve benzeri 88 soruya doyurucu cevaplar yer almaktadır.

    11,39
  • Siyer Öğretimi Çocuk Kitapları, Edebi Eserler ve Popüler Yayınlar

    Popüler yayınlarda da çocuk yayınlarında olduğu gibi bir başıboşluk olduğu, siyer alanının birçok yazar ve yayıncı tarafından yetkin bir altyapı olmadan kalem oynatılacak bir alan olarak görülmesi üzücüdür.

    Bu alandaki kitapların arasında nitelikli olanların az olması hem alanın uzmanlarına hem de ciddi yayıncılara önemli bir ödev yüklemektedir. Halkın okuyabileceği, sahih bilgiye dayanan siyer alanında telif edilmiş farklı yaşlarda çocuklara ve çeşitli eğitim düzeylerindeki insanlara hitap edebilecek birçok çalışmaya ihtiyaç duyduğumuz açıktır. Nüfusu seksen milyonu aşan ülkemizin gençlerine Allah Elçisi’nin hayatını doğru öğretmek, sağlıklı din algısı açısından ihmal edilmemesi gereken nir görevdir.

    Kuşkusuz insanın gönül dünyasına dokunan, sahih bilgiye ıskalamayan farklı edebi türde eserler de denenmelidir. Çalıştayda sunulan tebliğ ve yapılan müzakerelerle bu alanda da ciddi eksikliklerin olduğu bir kez daha vurgulanmıştır. Özellikle siyerin roman tarzı edebî eserlerin konusu olup olmayacağı üzerine yapılan müzakereler, bu alanın sorunlarıyla ilgili daha çok çalışma yapılması gerektiğini ortaya koymuştur.
    devamını oku

    9,09
  • Siyer Öğretimi Lisans Ve Lisansüstü Öğretim Düzeyi

    Hz. Peygamber’in (sas) hayatı ve O’nun her zaman ve zemine rehber olan örnek ahlakı ile örnek nesil sahâbenin hayatlarını öğrenme isteği, ülkemizde ve dünyada eski dönemlerle kıyaslanamayacak düzeyde artmış bulunmaktadır. Bu büyük bir nimet olmak ile birlikte, aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirmektedir. Zira Hz. Peygamber’in örnek yaşamı doğru ve sağlam kaynaklar temelinde güncel hayata uyarlanmadığı takdirde pek çok dinî ve buna bağlı olarak bir çok sosyal bunalım ve sorunların ortaya çıktığı ve dahi çıkacağı da muhakkaktır. Siyer Vakfı, kuruluşundan bu güne kadar Hz. Peygamber’in (sas) ve onun güzide ashâbının doğru anlaşılması ve çağımıza sağlıklı bir aktarımının gerçekleşmesi adına özellikle alanın uzmanları ile yürüttüğü pek çok ortak proje ve etkinlikleri hayata geçirmiş ve halkımızın istifadesine sunmuştur. Bu kapsamda Prof. Dr. Adnan Demircan, Doç. Dr. Şaban Öz ve Muhammed Emin Yıldırım hocaların rehberliğinde ülkemizin saygın üniversitelerinin alanının uzmanı akademisyenlerinden oluşan bir heyet ile “Türkiye’de Siyer Öğretimi Sorunları ve Çözümleri” üst başlığında Haziran 2015 tarihinde Siyer Çalıştayları’na başlamıştır. Elinizdeki bu çalışma ise sözkonusu çalıştaylar dizisinin ikincisi olarak Ocak 2016’da yine Çanakkale’de bir önceki çalıştayın yapıldığı aynı mekanda “Lisans ve Lisansüstü Düzeyde Siyer Öğretiminin Karşılaştığı Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığı altında düzenlenen 2. Siyer Çalıştayı’nın tebliğ ve müzakerelerini içeren bir çalışmadır. Sözkonusu çalıştayın kitaplaştırılmış hali olan bu eser, oturumlar, müzakereler, röportaj, sonuç bildirisi ve eklerden oluşmaktadır. Eserde, ülkemizde neredeyse sayıları 100’e yaklaşan ilahiyat fakültelerinin Lisans ve Lisansüstü (Yüksek Lisanas ve Doktora) düzeyinde farklı kredi ve saatler içerisinde okutulan Siyer’in şu anki mevcut durumunu, sorunlarını ve gelecekte bizleri bekleyen muhtemel farklı problemlerini, alanın uzmanı hocalarımızın ufuk açıcı analizlerini ve çözüm önerilerini bulacaksınız.

    9,09
  • Siyer Usulü

    “Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır. Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem 68/3-4) “Kur’ân-ı Kerîm’den sonra Resûlullah (a.s.) ile ilgili haberlerden daha güzeli yoktur.” el-Kelâî (v. 634/1237) Kaynaklarının sıhhati, çeşitliliği, çokluğu ve etkisinin yapıcı sürekliliğinden dolayı Asr-ı Saâdet; bugüne nisbeten dün gibidir. Siyer; “Hz. Peygamber’in (a.s.) doğumundan vefatına kadar hayatını ve hey’etini; Kur’ân, İslâmî rivâyet ve bakiyyeleri esas alarak tayîn ve tevkît bakımından ele alan bir ilimdir” diye tarif edilebilir. Siyer usûlü; “siyerin icmâlî ve tafsîlî kaynaklarını, onlardan siyeri tesbît yöntemlerini, siyercide bulunması gereken nitelik ve yeterlilikleri icmâlen konu edinen bir ilimdir” diye tanımlanabilir. Bu eserde; siyer ve usûlünün temel terimleri, Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Peygamber’e (a.s.) verilen önem/değer, siyerin kaynakları, meseleleri ve yardımcı ilimleri ele alınmıştır. Ayrıca İslam ilim mirasında dağınık hâlde bulunan ve siyer ve usûlünü ilim kılan unsurlar; kapsamlı, yoğun ve büyük bir ustalıkla bir araya getirilmeye ve İslâmî ilimlere ait birçok değerli bilgi siyer ve usûlü potasında sistematik olarak mezcedilmeye çalışılmıştır. Böylece siyer ve usûlünün; tarifi, konusu, kaynakları, yöntemi, gayesi, sınırları ve diğer ilimlerle ilişkisi gibi meselelerde teorik ve pratik anlamda bir yönteme ve özgün bir yapıya sahip olduğuna işaret edilmiştir. Siyer ilmine mütevazı bir katkı sunan bu kitap; değerinden hiçbir şey kaybetmeyen birçok eseri miras bırakan İslâm ilim geleneğini izlemektedir.

    12,54
  • Sizin Yıldızınız Kim?

    Küçük bir tohumun koca bir ağacın programını ve özetini taşıması gibi, Asr-ı Saadet de bütün bir insanlık tarihinin özü ve özetik hükmündedir. Asr-ı Saadete mührünü vuran Hz. Muhammed 63 yıllık ömrüyle bütün çağlara ve tüm insanlığa “en güzel örnek” olduğu gibi, onun sahabileri de yol gösterici kutupyıldızı misali, yolumuzu bulmamıza yardımcı olacak bir hayat yaşamışlardır. Elinizdeki kitap işte o hayatlara odaklanıyor. Sahabileri daha iyi tanımak ve onların yaşadığı hayatlardan kendi hayatlarımız için dersler çıkarmak isteyen herkes, bu kitapta aradığını, hatta belik daha da fazlasını bulacaktır…

    7,94
  • Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri

    Londra Misyoner teşkilatı başkanı şöyle konuştu:

    “Biz İngilizlerin müreffeh ve saadet içinde yaşamamız için, müslümanların arasına nifak tohumlarını ekmemiz lazımdır. Onların içinde ihtilaf kıvılcımlarını tutuşturmalıyız. Biz Osmanlı Devleti’nin her tarafına fitne sokarak, onu yıkacağız. Böyle yapamazsak, İngilizler gibi küçük bir millet, nasıl müreffeh olur? İşte Hempler, bunun içindir ki, İslam dünyasını nifak ve fesat ateşine vermeden onları tefrikaya sokmadan geri gelme!”

    6,79
  • Son Devrin Din Mazlumları (kod40)

    Bu eser, ‘Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar’dan sonra beklenmesi ve ona eklenmesi gereken bir bahsi çerçeveliyor. İmân ve ideal uğrunda umumi mazlumluk davasının çok yakından, öz hayatımızdan, yakın tarihimizden ele alınması ve hususi planda gösterilmesi… Bu yakın tarih ve hususi plân, İttihad ve Terakki ile başlayan, Cumhuriyetle yerleştiğini gördüğümüz İslâm nefretinin zeminini çizer ve o zemin üzerinde en kuduz zulüm kılıciyle düşürülen mazlum başların hikâyelerini anlatır.

    9,09
  • Son Elçi (İthal Kağıt Ciltsiz)

    15 asra yakın bir zamandan beri nice alimler, arifler, aşıklar, şairler Resulullah (sav)’i anlatıp durdular. Sözler onunla anlamını buldu. Yazılanlar onunla değer kazandı. Şüphesiz O’nu en doğru şekilde Rabbimiz anlattı insalığa kelamında… O’nun için “Şüphesiz biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya, 107) buyurdu. Bu çalışma Peygamber Efendimizin hayatının doğru bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olmak için yazıldı. Bu değerlendirmeleri yaparken sosyolojinin, psikolojinin, pedagojinin verilerinde de faydalanıldı.

    12,54
  • SON OKÇULAR TEPESİ

    Tapusu bize ait olan evlerimizin başköşesini televizyon, gündemini de dizler ve magazin programları işgal etti. Geniş odalar, salonlar, mutfaklar, mobilyalar arasında afiyeti, huzuru ve bereketi kaybettik. Daha konforlu bir hayat, daha iyi bir ev, daha iyi bir araba hayalleri kurarken İslami hedef ve ideallerimizi unuttuk.

     

    Okçular Tepesi’nde Abdullah b. Cübeyr (r.a) bilinciyle müdafaa etmemiz gereken son tepe evlerimizdir. Bu büyük müdafaada en büyük görev, annelerimize düşmektedir. Bir evde asli görevinin şuuruna varmış bir anne varsa o ev yıkılmaz bir kale gibidir.

    7,89