Sehe 681–700 zwischen insgesmt: 860

  • Zamanın Kıymeti (Pratik Baskı)

    Sahip olduğumuz en büyük nimetlerden biri olmasına rağmen, en kolay harcadığımız nimet hiç şüphesiz ki zamandır. Bu eser, kum saati misali her gün eksilmeye yüz tutan hayatımızı en iyi şekilde verimli kılmanın yolunu aydınlatan bir meşale gibidir. Bunu yaparken de hayatlarını en güzel şekilde değerlendirmiş ve bizlere yüklü bir miras bırakmış İslam âlimlerinin hayatlarından ve sözlerinden bir demet sunmaktadır. Mazimizdeki güzellikleri ortaya koyan bu çalışma, vakitlerini dolu dolu geçirme hususunda herkesi teşvik etmektedir. Eserin sahibinin yetmişten fazla çalışmasının bulunması ve çağımızın en önde gelen hadisçilerinden biri olması kitabın kıymetini daha da artırmaktadır.

    6,79
  • Zamanın Sınavından Geçmek

    Eskişehir’deki mütevazi ofisinde her gün onlarcasını ağırlamıştır. Kim bilir kimler uğramıştır “abi!” diyerek. Ve niceleri o ofiste medeniyet ve medenilik dersi almıştır.

    Gidenlerin tanıklık yapacağına eminim; orada bir tecrübe ve birikim abidesinin yanında bir incelik ve zerafet timsali bir adam bulursunuz. Giren ister bir kanaat önderi olsun, ister bir sayaç okuyucusu, ister bir çaycı; yılların yorgunluğu ve ağrı nöbetleri koltuktan kalkmasına engel olsa da, ayakta karşılayan ve kapıda uğurlayan, sohbet esnasında her bir eylem sonunda nezaket cümlelerini eksik bırakmayan bir adam…

    Şöyle diyor:

    İslamcılık tarihsel sorumluluğun adıdır.

    Ahlaki sorumluluklar alarak, tarihsel sorumluluklar alarak, insan, hayvani alandan insani alana geçer.

    Kendi zamanımızın insanı olmak, kendi zamanımıza özgü sorumluluklar almamızı zorunlu kılar.

    Zamanın sınavından geçmeyi başaramayanlar, zamanın kölesi olurlar.

    7,94
  • Zehra’nın Hadis Günlüğü

    Sevgili Peygamberimizin birer inci değerindeki hadislerinin bir çocuğun kalemine, gönlüne, hayatına yansımalarını okuyacağınız bir kitap.

    4,49
  • Zekat İlmihali

    Müslüman toplumun en belirgin özelliğinden biri, sosyal yardımlaşma ve dayanışma erdeminin ön plana çıkmış olmasıdır. Çünkü İslam dini, ekonomik dengesizliğin yol açabileceği muhtemel olumsuz sonuçların azaltılabilmesi içinzekat, sadaka, infak ve muhtaçlara borç vermeyi dini bir görev saymış, hatta harz-i hasani Allah’a borç verme olarak nitelemiştir. Çünkü zekat, sadaka, infak ve karz-i hasen, toplumsal huzurun sigortasıdır.

    5,64
  • Zekat Sırları ve Fazileti

    Allah, zekât ibadetini İslam’ın temel şartlarından biri kılmıştır. Zekâtı hemen namazın arkasından zikretmek suretiyle, önemini belirtmiştir. Ki namaz, farz kılınan ibadetlerin en üstünüdür. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.” (Bakara 2/110) Zekât vermede kusurlu davrananlar ve vermek istemeyenlere ilişkin olarak çok ağır tehditler ve cezalar bulunmaktadır. Nitekim Yüce Allah bununla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele.”(Tevbe 9/34) İşte bu açıdan zekât üzerinde durulması gereken dinin asıl ve önemli konularından/farzlarından biridir. Dolayısıyla bu kadar önemli olan bu ibadetin sırlarını ve hikmetlerini ortaya koymak, bununla ilgili açık ve gizli şartlarını sergilemek, zekâtın görünen ve görünmeyen/bâtınî manalarını izah etmek gerekecektir. Bu kitabımızda, zekâtın hem veren ve hem alan açısından durumunu kısaca özetlemek suretiyle konuyu ortaya koymaya çalışacağız.

    6,79
  • Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed

    Güzel insan nasıl olur? Onu, yüzü güzel, sözö güzel, kendi güzel, her yaptığı güzel olan Peygamber Efendimiz’e bakarak tarif etmek mümkündür. Güzel Mevlam onu güzellikten yaratmıştır. Bunu fark etmek için de bakmasını ve görmesini bilmek önemlidir. Sevgili Peygamberimiz, hangi yönden bakılsa bir güzellik abidesidi. Yunus Emre’nin dediği gibi o ”adı güzel, kendi güzel Muhammed” di. Mevlam, şefaatine nail eylesin (amin)

    9,09
  • Adab-ı Muaşeret

    Bâtınî sefer gönülle yolculuktur ki, yer ve gök âleminde, Allahu Teâlâ’nın acâip sun’unda olur. Din yolunun duraklarında ve konaklarında yolculukta bulunmaktır. Mercilerin, Allah adamlarının yolculuğu, böyle bir bâtmî seferdir. Beden varlıklarıyla evlerinde oturmaktadırlar. Fakat yedi kat gök, yedi kat yerden daha geniş olan cennette gönülleri dolaşır, cevelân eder. Ariflerin cenneti o melekût âlemidir ki, ne yolu kesilebilir, ne sonsuzluğuna varılabilir. Ne ziyâreti yasaklanabilir.
    Hak Sübhânehu ve Teâlâ bu gönül yolculuğuna şu davette bulunur: “Onlar, yer ve gök âlemlerine ve Allahu Teâlâ’nın yarattığı şeylere nazar eylemediler mi?” (Araf: 185)
    Eğer bir kişi bu iç âlemin yolculuğundan âcizse ve ondan uzak kalmışsa, zahirî yolculuk yapmalı, bedenini bir yerden bir yere dolaştırmalı. Her yerden bir fayda, ibret edinmeli. Bu da kendi ayağı ile Kabe’ye giden, zahir Kabe’yi gören ve tavaf eden kişiye benzer.

    7,94
  • Ahlak ve Maneviyat Risalesi

    Bu risalenin gayesi Mü’min’in sürekli hatırda tutması ve uygulaması gereken bazı ahlakî ve manevi vazifelerini sade ve sistematik bir şekilde hatırlatabilmek, Mü’min’in günlük muhasebesini yapmasına yardımcı olmak, ahlaki tavırlarını denetleyebilmesine katkı sağlamak, sünnete uygun nafilelerle maneviyatına destek olmaktır.

    2,90
  • Ahmet Yesevi / Gönül Erleri Serisi 1

    Sevgili okuyucu!
    Yediden yetmişe insanımıza, özellikle ilkokuldan üniversiteye kadar yetişme çağındaki çocuklarımıza ve gençlerimize, Peygamberler başta olmak üzere Sahabe efendilerimizi, Allah dostlarını, ilim adamlarımızı, edebiyatçılarımızı, fikir ve sanat adamlarımızı, tarih ve beyin yapıcılarımızı, hayatımızı şekillendiren örnek ve önder insanları, hayatlarını, mücadelelerini, kimlik ve kişiliklerini, eserlerini doğru biçimde öğretmeliyiz.
    Geçmişini iyi bilmeyen nesillerin iyi bir gelecek kuracağını düşünmek fazla hayalcilik olur.
    Peygamber Öyküleri ve Gökteki Yıldızlar’dan sonra size takdim ettiğimiz Gönül Erleri serisi bu amaçla hazırlandı.
    Bu serinin ilk kitabı Horasan Erenlerinin Piri Hace Ahmet Yesevi hazretlerini anlatan bu kitabı takdim etmekle çok önemli bir hizmeti ifa ettiğimize inanıyoruz.
    gizle

    6,79
  • Ahlak Risalesi

    Bu eser Seyda Muhammed Emin ER hocaefendinin risalelerinin ikincisidir. Daha önce yayınladığımız Akaid Risalesinin devamıdır.Bu risale genel anlamda ahlak teorisi ve ahlak pratiğini anlatan küçük ama hacimli bir eserdir.Kitap iki bölümden oluşmaktadır.

    Birinci Bölüm: Ruhsal ahlak.
    Dokuz başlıkta ele alındı:
    1. Ahlakın tanımı
    2. Güzel ve çirkin ahlakın kaynağı ve güzel ahlakın fazileti
    3. Güzel ahlakın sonuçları
    4. Eğitimi kabul edip etmeme yönünden insan ahlakı
    5. Ahlakı bozan şeyler
    6. Nefsi arıtmanın yolları
    7. Hastalık ve kötü ahlakın tedavi metotları
    8. Güzel ahlak ilkelerine ekler
    9. Yüce amaçlar için gayret göstermek

    İkinci Bölüm:Güzel Ahlakı Kuşanmak.
    Üç başlıkta ele alındı:
    1-Düzenli ahlak
    2-Edebî ahlak
    3-Terbiyevî ahlak

    7,94
  • Aile Davamız

    Bizi doğuranlar, bize bu davaları miras bıraktılar. Onlar da öncekilerden miras almışlardı davalarını. Bir de aile davamız var ki, sıkıntıların kaynağında da Çözümünde de o dava duruyor. Çekirdek dava aile davasıdır! Ne yazık ki aile davamızla yeteri kadar ilgilendiğimiz söylenemez. Evlerimiz ve ailemiz bizim cennetimizdir. Ailemiz sığınağımız, evlerimiz son kalemizdir. Kurtuluşumuz evlerimizdedir. Bu çalışmanın temel hedefi, ailenin ne olduğunu hatırlatmaktır.

    5,90
  • Akaid Risalesi

    21.asra girdiğimiz bu günlerde bir taraftan oryantalistler ,bir taraftan İslam ülkelerindeki akademisyenler bin yıllık konuları yeni bir mevzu bulmuş gibi gündeme getirmekte,bu durum kafa karışıklığını artırdığı gibi dini ilimlere karşı bir lakaytlığın oluşmasına ve din konusunda herkesin konuştuğu boş bir alan oluşmasına neden olmaktadır.

    Bu sancılı günlerimizde hocamızın akaid ile ilgili tutmuş olduğu bu ders notlarını sevenlerine sunmaktan bahtiyarlık duymaktayız. Bu eserin en önemli özelliği selefi akaid anlayışını ehli sünnetin Eşari ve Maturudi anlayışına göre yeniden yorumlamasıdır. Böyle bir çalışma yapmasının temel amacı hocamızın her zaman özlemini duyduğu Müslümanlar arasındaki vahdeti gerçekleştirme arzusudur. Bu eserle üç önemli akaid ekolünün konuları ele alırken, aslında birbirinden fazla uzak olmadığını anlatmaya çalışmıştır. Bir anlamda Taftazani’nin Şerhul Akaid ile Eşari ve Maturudi akaidini uzlaştırma çalışmasının modern versiyonu diyebiliriz. Bu sayede Selef ve Halef anlayışını mecz etmeye ve yakınlaştırmaya çalışmıştır. Çalışma bu perspektifle okunduğunda özgün bir çalışma olduğu görülecektir.
    Hocamızın diğer eserleri de peyderpey Türkçe’ye çevrilerek okuyucularımıza sunulacaktır.

    7,94
  • Allah’a Giden Yolda Niyet ve İhlas

    İslam, Müslüman’ın bir yüzünün Allah (c.c)’a , diğer yüzünü ise Allah’a ortak edilenlre dönük bir şekilde ikiyülü olmasına razı olmaz hayatımın biri Allah, diğeri tağutlar için olmak üzere ikiye ayrılmasına da razı olmaz. İslam, bugünkü Müslümnların hayatlrında gördüğümüz iğrenç ikilemi ve çirkin ikiyüzlülüğü reddeder. Günümüz Müslümanın’da gördüğümüz üzere, adam camide veya ramazan ayında Müslüman’dır; sonra haytında veya insanlarla muamelesinde ya da tavır ve hareketlerinde bambaşka birisidir. Şüphesiz Müslüman’ın hayatının dağınıklıktan kurtarıp hepsini Allah’a has kılan şey ihlastır. İhlas Müslüman’ın kendisini ve amelini tümüyle Allah’a has kılmasını sağlar;onun namazı, ibadetleri, yaşamı ve ölümü alemlerin rabbi Allah içindir.

    9,09
  • Allah’a Koşan Genç

    Bu kitabın muhatabı, “Asım’ın Nesli”, “Diriliş Nesli”, “Davası Allah olan adanmış nesil”, “Ateşte ama yanmayan zamanın İbrahimi”, zamanın Mus’ab’ı, Ammar’ı, Fatıma’sı, Zeyneb’i ve cennetin özlediği elmas nesil… Ahmet Bulut, sade dili, kıskıvrak yakalayan üslubuyla seni bir yolculuğa davet ediyor, sonu cennete varan bir yolculuk… Bu yolda, hedefini belirlemişsin, yoldaki engellerden azadesin… Gençlik nimetlerini, Allah’a yürürken bir nimet biliyorsun… Tuttuğun yola arkadaşlarını da davet ederek yeryüzünde bir müjdeci gibi ferahlıkla dolanıyorsun… Çünkü sen Allah’a Koşan Genç’sin! Kitaba Allah’a Koşan Genç ismini verdim. İstedim ki Allah’a koşasın. İstedim ki nefsin ve şeytanın kışkırtmalarından Allah’a kaçasın. İstedim ki seni cennet yurduna davet eden Rabbine, “Buyur Allahım emrine amadeyim,” diyesin. İstedim ki Rahmet Peygamberi’nin(sav) özlediği ve, “Kardeşimdir,” buyurduğu sen olasın. İstedim ki insanlığın kurtuluşu için kendine harap edercesine adanmış yüreğin kardeşi sen olasın. İstedim ki ateşler içinde ama yanmayan İbrahim, bıçağın kesmediği İsmail, suyun boğmadığı Musa, kuyunun yutmadığı Yusuf sen olasın. İstedim ki bir şehrin imarına adanmış yürek Mus’ab sen olasın. İstedim ki ıssız çöllerde yalnız kaldığında, ümitlerin tükendiği anda, “Allah bana yeter,” diyen Hacer, karnındaki bebeği Allah’a adayan Hanne, sudaki bebeğe sahip çıkan Firavun’un sarayındaki Asiye sen olasın. İstedim ki sadakatin, sevginin ve fedakârlığın simgesi Hatice sen olasın. İstedim ki ilmin, ferasetin ve muhabbetin zirvesi Âişe sen olasın. İstedim ki iffetin, edebin ve hayânın membaı Fatıma sen olasın… Allah’a Koşan Genç, dünyasını gözden geçirmek isteyen herkes için gençlik nimetini nasıl bir hazineye çevireceğini merak edenlere bir el kitabı…

    8,90
  • Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed

    Hz. Peygamberin hayatına ilişkin dünyada pek çok dilde, yazarları ister dost ister düşman olsun, binlerce kitap vardır. Bunların hepsi, kendi dinlerine rakip olmasına bağlı olarak onu sevmeseler bile, Hz. Muhammed’in çok büyük bir insan olduğu konusunda hemfikirledir. Kasıtlı olarak onu yanlış tanıtan ve anlatanlar -ki sayıları hiç az değildir- aslında dolaylı olarak ona saygı göstermektedirler. Onu yanlış tanıtmalarının tek sebebi onun hakkında doğruları söyleyince kendi taraftarlarını kaybedeceklerinden korkmalarıdır. Bu insanlar günümüzde de hala insanların İslam’ı kabul etmesini engellemek amacıyla onun hakkında uydurma hikayeler anlatmaktadırlar. Bu durumun şaşırtıcı olan yanı ise, modern Batının elindeki basın, radyo-televizyon, sinema gibi imkan ve araçlara rağmen Hz. Muhammed’in şahsıyla ilgili yapılan anti-propagandanın amacına beklendiği gibi ulaşamamış olmasıdır.
    Müslümanların da Hıristiyanlar ve misyonerlerle aynı kaynak ve araçlara sahip olmaları durumunda neler olabileceğini bilmiyoruz ama bildiğimiz, İslam’ın hem Hıristiyan dünyada hem de komünist Batıda müthiş bir hızla yayılmakta

    7,94
  • Arşın Gölgesindeki Genç

    Teknolojinin cazibesine kanmayan, Kullanan ama kullanmayan, Ufuklara, ötelerdeki diyarlara, Kendisini Allah’ın kulu, Ümmetini ailesi, Ümmetine hizmeti de cihat olarak bilen, Umut yüklü, Heyecanlı, Sabırlı, Basiretli, Mü’min genç! Bu kitaptaki sözler senin için yazıldı. Koşarken yorulma, Arş’ın gölgesini bulmadan oturma diye, Sana selam olsun ey… Namazlı, hayalı genç, İffetini ruhunu bilen genç, Senin peşinden yürüyecek nesillere de, sana bağrını açan ümmete de Selam olsun.

    6,79
  • Arslan Pençesi / Hamaset Kahramanı Sa’d b. Ebi Vakkas (r.a.)

    -Sa’d b. Ebi Vakkas, ilklerden, öncülerdendir. -O, İslam uğruna attığı ilk ok ile ilk kanı akıtan ve kendisine isabet eden düşman oku ile de ilk kanı akıtılandır. -O, Cennet ile müjdelenen, defaatle Efendimiz’in (sas) taltif ve ikramına mazhar olandır. -O, Uhud günü Efendimiz’in (sas): “At Sa’d! Anam, babam sana feda olsun.” diyerek taltif ettiği arslan pençesidir. -O, Hz. Ömer’in (ra) seçtiği şura heyetindeki altı sahabiden biridir. -Hepsinden öte o, Medine sokaklarında dolaştığında Efendimiz (sas), kendisine hayranlıkla bakarak: “Kimin böyle bir dayısı var, göstersin bakalım!” diye gururlandığı hamaset kahramanıdır.

    6,79