Taha Kılınç

  • Seyrüsefer

    “Kırmadan İncitmeden” ve “Kudüs Yazıları” isimli kitapları kısa sürede çok satanlar listesine giren Taha Kılınç’tan yepyeni bir kitap: SeyrüSefer. Fas’tan Güney Afrika’ya, Japonya’dan Lübnan’a, Makedonya’dan Filistin’e kadar 10 farklı ülkeye yaptığı seyahatleri anlattığı ve fotoğraflarla zenginleştirdiği bu hatıra tadındaki kitap yeryüzünün Müslümanca bir bakışla yeniden yorumlanmasına katkıda bulunabilir. Yazarın önsözde de belirttiği gibi “Bence her Müslüman, Allah’ın kendisine bahşettiği imkânlar çerçevesinde, yakın ya da uzak coğrafyayı gezmek, dolaşmak ve keşfetmek zorunda. Bunu yaparken de, yine Kur’ân’ın bize buyurduğu gibi, eski medeniyetlerin ve toplumların akıbetleri üzerinde tefekkür etmek, onların kurdukları sistemleri ve hayat tarzlarını -Kur’ân buna ‘sünen’ der- yakından incelemek, Allah’ın kâinattaki çeşitli tasarruflarına kafa yormak, insanoğlunun dünya macerasını sağlam ve sahih bir temele oturtmayı amaçlamak mecburiyetinde.”

    7,90
  • Dalları Gökte Bir Ağaç

    Taha Kılınç’ın yeni kitabı “Dalları Gökte Bir Ağaç” raflardaki yerini aldı. Yazar kitabın adını, ayetten ilham alarak belirlediğini ifade ediyor giriş yazısında. Ayrıca kitabın, hem yazılanlar için hem de okuyucular için bir dua niyetiyle kaleme alındığını belirtiyor. Dalları Gökte Bir Ağaç, akıcı üslubu ve nitelikli içeriği ile “Din nasihattir” buyruğunun diriltici nefesini her sayfasında hissettiriyor. Güzel sözlerin salih amellerle bir anlam ifade ettiğine değinen Kılınç, tutarlı ve istikrarlı bir Müslümanlık kıvamında sabit kalmanın önemini vurguluyor. Çok sayıda başlıktan müteşekkil olan kitap, okuyucuyu alışageldiğimiz, hayatın sıradanlığı içinde kaybolmuş değerlerimize yeniden bakmaya çağırıyor. Nasihatleşmenin edebi anlamda güzel bir örneğini sergileyen eser; yer yer tek paragraflık yazılarla aforizmal tarzda ilerliyor. Taha Kılınç’ın önceki eserlerinde gördüğümüz karşılıklı tefekkür, sohbet, hasbihal yer yer dertleşme halini “Dalları Gökte Bir Ağaç” eserinde de göreceksiniz. Son olarak kitabın adına esin kaynağı olan ayeti zikredelim; “Allah’ın, güzel söz için nasıl bir misal verdiğini görmez misin? (Güzel söz) Kökü yerde sabit ve dalları da göğe uzanan güzel bir ağaç gibidir. Rabbinin izniyle, o (ağaç) meyvesini her dâim vermeye devam eder. Allah, düşünüp öğüt alsınlar diye, insanlara (böyle) örnekler vermektedir.” (İbrâhîm.24-25)

    7,90
  • Neyi Nasıl Yapmalı ?

    Yazmaktan, okumaktan, konuşmaktan, dostluktan, velhasıl insanların birbiriyle kurduğu her türlü iletişimden tek bir murat var: İyilikleri yaymak ve çoğaltmak, kötülükleri ise engellemek ve azaltmak. Elinizde tuttuğunuz kitabın da yayımlanma amacı, tamamen bu. Müslümanlar arasındaki temel vazifelerden biri olan “nasihatleşme” misyonunu yerine getirme adına, güncel hayatımıza, bizi biz yapan şeylere, kaygılarımıza, problemlerimize, mühim meselelerimize ve şahsiyetimizin ana unsurlarına dair ufak hatırlatmalar, değiniler, şerhler… Taha Kılınç yine karşılıklı sohbet, hasbihal ve dertleşme üslubu ile “Neyi, Nasıl Yapmalı?”da bazı şeylerin üzerinden yeniden geçmeyi tavsiye ediyor, yolda olmanın önemine vurgu yapıyor. Daha önemlisi hepimize çıkış noktalarını işaret ediyor.

    7,90
  • Bir Rüyayı Hatırlar Gibi Savaştan Önce Suriye

    Bir Rüyayı Hatırlar Gibi: Savaştan Önce Suriye, bugün artık kaybolup gitmiş ve darmadağın olmuş bir derinliğin izlerini sürüyor. 2011’den önce Suriye’de hayat nasıldı? Tarihî ve kültürel miras ne durumdaydı? Suriye’nin uzak ve yakın tarihinin dönüm noktaları nelerdi? Ülkenin iç dinamikleri nasıl şekillenmişti? Din adamları ile siyasetin ilişkisi hangi seviyedeydi? Suriye toplumunun çok çeşitli katmanları arasında nasıl bir irtibat vardı? Bir Rüyayı Hatırlar Gibi: Savaştan Önce Suriye, işte bu ve benzeri sorular çerçevesinde, en uzun kara sınırını paylaştığımız güney komşumuzun ayrıntılı ve çok boyutlu bir haritasını çizmeyi deniyor. Hem Suriye’yi yakından tanıma hem de Suriye topraklarında yaşayan insanların zaman içinde sürüklendiği farklı serüvenleri kavrama adına. Ve elbette, tüm bunların sınırın bu yakasıyla bağlantılarını da kurarak… Taha Kılınç, kitabı neden kaleme aldığını ve yazmakla neyi amaçladığını şöyle anlatıyor: “…Tasvir etmeye çalıştığım manzaranın, bizim şahit olduklarımızı ancak kitaplardan okuyacak olan gelecek nesillere, kendi tarihlerini yazarken ışık tutacağını ve yol göstereceğini ümit ediyorum. Biz kendi dönemimizde sadece ‘şahitlik’ yapmakla yetinmek durumunda kaldık. Belki onlar, bizim tecrübelerimizden de çıkaracakları derslerle, kendi dönemlerinde belli hataların tekrarlanmaması için gerekli tedbirleri almayı başarırlar. Tarihi okumaktan ve yazmaktan murat, zaten başka nedir ki?”

    9,90
  • Coğrafyamızı Adımlarken Hatırda Kalanlar

    Her seyahat ayrı bir serüvendir. İnsan bir kere yola çıkmaya görsün, bambaşka dünyaların ve tecrübelerin içinde bulur kendini. Yolculuk bitip de eve döndüğünde ise artık ufku genişlemiş, bilgisi artmış, dünyanın gidişatına dair benzersiz müşahedelerle donanmıştır. Eski nesiller, ulaşım ve konaklama şartlarındaki onca imkânsızlık düşünüldüğünde, akıl almaz coğrafyalara seyahat etmişler. Bitip tükenmez bir merak ve öğrenme hissiyle, sürekli keşif halinde olmuşlar. Bugün elimizde bulunan ilmî ve kültürel birikimi neredeyse tamamen onların bu gayretine borçluyuz. Peki biz, ulaşım ve konaklama imkânları böylesine gelişmişken, yeryüzünde yeterince yol tepiyor muyuz? Yola düşmek için merak ve heyecanımız mevcut mu? Bunlar, üzerinde düşünülmesi gereken sorular. Özbekistan’dan Endülüs’e, Mısır’dan Kafkaslara gezi notlarını ihtiva eden “Coğrafyamızı Adımlarken Hatırda Kalanlar”, okuyucuyu yola çıkmaya teşvik için hazırlandı. Kitap bittiğinde yüzlerde belirecek tebessüm ve kalplerde oluşacak rahatlama, yazarının da en büyük mutluluk sebebi olacaktır.

    8,90
  • Gölgelerin Peşinde: 50 Portre

    Her insan, ayrı bir hikâyedir. Ve her hikâyeden alınacak büyük dersler ve ibretler vardır. İnsanların gölgelerini dikkatle takip ettiğinizde, atılan her adım ve bırakılan her iz, size yeni bir şey öğretir. Gölgelerin Peşinde, Mağrib’den Doğu Türkistan’a kadar, İslâm coğrafyasının farklı ülkelerinden, bambaşka serüvenlere sahip 50 şahsiyetin ayrıntılı portresini içeriyor. Siyasetçiler, askerler, sanatçılar, lider eşleri, iş adamları, kanaat önderleri, akademisyenler… Aralarında çok ünlüler de var, belki ismini hiç duymadıklarınız da. Taha Kılınç, hepsinin birbirinden dikkat çekici hayat hikâyelerini anlatırken, ait oldukları bölgenin yakın ve uzak tarihindeki kırılma noktalarına da atıflarda bulunuyor. Böylece her bir isim, kendi ülkesinin ve döneminin tanığına dönüşüyor. Her bölümün sonuna eklenen “ileri okumalar” başlıklı kitap tavsiyeleri ise, merakını uzun soluklu araştırmalara dönüştürmek isteyen okurları, İslâm dünyasının dününde ve bugününde keyifli bir yolculuğa davet ediyor.

    9,90
  • Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez

    Tarihin ve coğrafyanın merkezini teşkil eden Ortadoğu, -hepsi de gayet somut ve gerçek birçok nedenden ötürü, dünyanın en önemli bölgesidir. Bu bölgede yaşayan insanlar olarak, bizlerin birinci sorumluluğu, Ortadoğu’yu gerçekçi, makul ve derinlikli bir bakışla kavramaktır. “Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez”, ismindeki ‘tez’ sözcüğünün de ifade ettiği şekilde, iddia barındıran, çıkarımlar yapan, bazı noktalarda neticelerin ancak istikbalde ortaya çıkacağı tahminler içeren 20 ayrı bölümden oluşuyor. Bölgeye neden ve ne zamandan beri ‘Ortadoğu’ dendiğinin açıklamasıyla başlayan anlatım, Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafyanın tarihindeki çeşitli dönemleri, tarihten günümüze taşınan unsurları, bugün ilk bakışta belki fark edemediğimiz ama kesinlikle aktüel hayatın tam ortasına denk düşen somut gerçeklikleri gözler önüne seriyor. Ortadoğu’nun belkemiğini oluşturan dört ülkenin (Türkiye, Mısır, İran ve Suudi Arabistan) tarihine sıklıkla atıfların yapıldığı kitabın temel hedefi, coğrafyanın kendi iç dinamiklerine işaret etmek. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri genellikle “dış güçler”e hamleden genellemeci ve kolaycı bakıştan kaçınmaya çalışarak, “dış güçler” dediğimiz ülkelerin aslında içerideki bazı dengeler ve yerli unsurlar yardımıyla iş gördüklerini izah çabası, kitabın ana fikrini oluşturuyor.

    9,09
  • Kudüs Yazıları

    Kudüs, söylemlerimizin coşkusuna ve iddialarımızın büyüklüğüne rağmen, hakkında pek az bilgi sahibi olduğumuz bir şehir aslında. Çok önemli ve yaygın birkaç anekdot dışında, Kudüs’le ilgili malumatımızın tamamen ezbere dayalı olduğu söylenebilir. Bunun üzerine, bir de herkes söz ettiği, siyasi sloganlara konu olduğu ve çok gündeme taşındığı için konunun “eskimesi” ve “sıradanlaşma sonucu dikkatimizin dağılması” tehlikelerini eklediğimizde, Kudüs’ü hak ettiği ilmî ihtimamdan epey mahrum bıraktığımız, su götürmez bir gerçeğe dönüşüyor. Kudüs konusunda mikrofonun ilk uzatılması gereken kişilerden biri olan Taha Kılınç’ın bu kitabı, bugünlerde şahit olduğumuz Kudüs seferberliğine “bilgi temelli” bir katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. “Kudüs Yazıları”nı oluşturan 34 metin, elbette Kudüs’le ilgili söylenmesi gereken her şeyi söylemek iddiasında değil. Ancak kitap, “Nerden başlayalım?” sorusuna mütevazı bir cevap denemesi olarak görülebilir. İçerdiği okuma önerileri, gündeme taşıdığı bazı isimler ve olaylar, tamamen bu başlangıç noktasının bulunabilmesi hedefine yönelik.

    9,09
Open chat
Size nasıl yardımcı olabiliriz?