“…. sofra, bir bakıma göğe aittir. Yeryüzüne
serilmektedir, ama semavîdir.
Gök, insanın ruhu, arz ise bedenidir.
Yani sofra, ruhtan bedene,
Rahman’dan nefse lütfedilmiş olandır.”
“Sofrayı, yer ve gök biçiminde nitelemek
doğru değildir.
İster yere isterse göğe ait olsun, bütün sofralar
gökseldir.
Sofra, aynı zamanda herkesin çağrıldığı ve
oturduğu bir nimet şölenidir.
Mülkiyetin ferdîliği burada iflas eder.
Burası özgürleşme mahallidir.
Herkes doyar bu sofrada, her şey davetlidir.
Güzel, iyi olan ne varsa burada sergilenir.
Dostun sofrasıdır burası, Hz. İbrahim’in bereketidir.
Hz. İsa’nın diriltici nefesidir, kardeşlik şölenidir.
Dinin olgunlaştığı, nimetin tamamlandığı yerdir.
Rahmaniyyetin, Rahimiyyetin ve
Ulûhiyyetin tecelligâhıdır, üçler sırrıdır.”