Rene Guenon

Rene Guenon, Araştırma - İnceleme, Diğer İnançlar, Diğer Kategoriler kategorilerinde eserler yazmış popüler bir yazardır. Başlıca kitapları alfabetik sırayla; Agarta Dünya Kralı, Alemin Hükümdarı, Büyük Üçlü, Dante ve Ortaçağ’da Dini Sembolizm, Doğu Düşüncesi, Doğu ve Batı olarak sayılabilir. Rene Guenon kitapları; Etkileşim Yayınları, Hece Yayınları, İnsan Yayınları, İz Yayıncılık, Nefes Yayıncılık, Ruh ve Madde Yayınları aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur. Rene Guenon tarafından yazılan son kitap "Savaş Metafiziği ve Sembolik Silahlar", İnsan Yayınları tarafından okurların beğenisine sunulmuştur.

  • Varlık Mertebeleri

    “Varlık mertebeleri doktrinini anlamak için öncesinde herhangi bir şeyi mütalaa etmeden her şeyin en asli mefhumuna, yani külli İmkân ile ilişkisinde tasavvur edilen metafiziksel Sonsuzluk mefhumuna dönmek lazımdır. Onu tanımlayan terimin etimolojisine göre Sonsuz, hiçbir sınırı olmayan demektir.” Bu eser, çağımızın en büyük metafizikçilerinden biri olan René Guénon’un, metafiziğin en saf ve temel bahislerine dair kaleme aldığı üçlemesinin sonuncusudur. Diğer ikisi, sırasıyla Vedanta’ya Göre İnsan ve Hâlleri ve Haç Sembolizmi isimli eserlerdir. Guénon bu eserinde, diğer iki kitabında Hint Geleneği ve Hristiyanlık üzerinden anlattığı metafizik bahisleri, hiçbir Gelenek’i kalkış noktası almayarak evrensel bir dille sunmaktadır. Bu üç eser, metafiziğe dair en temel hakikatlerden bahsettiği için Guénon külliyatında ayrı bir öneme sahiptir. Guénon bu eserinde metafiziksel düzeni ve bu düzenin ilahi hiyerarşilerinin çoklu tezahürlerini sunarak Büyük Varlık Zinciri’nin halkalarını ustalıkla izah eder. Varlık ve Varlık’ın ötesinde olana yönelik saf marifete (jnana) ulaşmanın Kurtuluş Yolu olduğunu gösterir. Böylelikle modern dünya eleştirmeni, sembolizm üstadı, karşılaştırmalı dinler uzmanı, kadim sırlar araştırmacısı, manevi yenilenmenin davetçisi Guénon gider, geriye yalnızca Hakikat kalır.

    7,94
  • Yatay ve Dikey Boyutların Sembolizmi

    Niyette birlik ve değişmez merkeze sürekli olarak yönelmek eğilimi, sembolik olarak kıble’ye yönelmeyi gerektirir. Birliği kendinde tam olarak gerçekleştirmeyi başarmış olan için, tüm zıdlıkların ortadan kalkmış olmasıyla, savaş hali de sona ermiştir. Zira artık-bütünsel bakış açısının tüm özel bakış açılarının üzerinde olması nedeniyle sadece mutlaka düzen vardır. Böyle bir varlığa hiçbir şey zarar veremez. Onun için artık kendi içinde de dışında da hiçbir düşman yoktur. Kendi içinde oluşturduğu birlik aynı şekilde ve eşzamanlı olarak kendi dışında da oluşmuştur; daha doğrusu, o varlık için yine bir zıdlık olan iç ve dış ayrımı ortadan kalkmıştır. Herşeyin kesin olarak merkezinde bulunmakla o, “kendi kendisinin yasasıdır”. Zira, onun iradesi Evrensel iradeyle birdir. O “İlahi Huzur” olan “Büyük Barış”a kavuşmuştur. İlkesel birlik ile aynileşmekle o, “ezeli ve ebedi şimdi’nin mutlak eşzamanlılığında, “herşeyde birliği ve birlikte herşeyi” görür.

    7,94
  • İnsan ve Halleri & Vedanta’da Kamil İnsan

    Bu metin, geleneksel metafiziğin ve antropolojinin tam bir kutsal kitabıdır.
    René Guénon, Hint öğretilerinden Vedanta’nın, sahip olduğumuz geleneksel metafiziğin en antik, derin ve kapsamlı ifadesini içerdiğini ve bazı yönlerden diğer tüm geleneksel biçimlerin anahtarı olarak görev yaptığını düşünür ve bu eserinde de en saf ve kadim metafizik öğreti olan Vedanta’yı en ince ayrıntısına kadar incelemektedir. Bu eser bugüne kadar Vedanta’nın doktrinlerinin en iyi açıklamalarından birisidir (belki de en iyisidir). İngiliz yönetimi altındaki  Hindistan yarımadasına ilk giren Batılılaşma eğilimlerinden ve modernleşmeden tamamen bağımsız bir açıklamadır ve geçerliliğini hâlâ yitirmemiştir.
    Hindular neye inanırsa inansınlar, Vedanta; saf birlik, tek hakikat öğretisidir ki İslâm’da bunun karşılığı “tevhid”dir. Varoluşun merkezinde manevi bir ilke işler. Bu ilkenin gerçekleşmesi için daima yetkin bir insana (Kâmil İnsan’a) gereksinim duyulur. Kâmil İnsan doğanın her parçasını, bitkileri, hayvanları, taşı-toprağı kardeş olarak görür. Dolayısıyla O, duyarlığını korumuş olan insandır.
    Çıkar temelli bir ilişki kurmaz. Zihin dünyasında zaten böyle bir veri de yoktur. Bu saflığı sağlayan ilke doğada vardır. Önemli olan onu açığa çıkarmaktır. Tanrı’nın duyular âlemindeki açılması bu Kâmil İnsan üzerinden gerçekleşir. Amaç, Yüce Özdeşlik’e ulaşmaktır. Yani İNSAN olmaktır. Yunus diliyle, ‘kendin bilmek’tir. Kendini bilmeksizin Tanrı bilinemez.
    “Maneviyat arayışındakileri” çekmek için yazılmış binlerce kitap vardır ama bunlar kişinin sadece manevi farkındalıkla ulaşabileceğine kısa bir bakış sunarlar, bu sebeple kavramları aşırı basitleştirerek manasından koparırlar. Hiçbir kitap manevi uygulamanın yerini alamaz, ancak bu eser manevi uygulamanın gerçek anlamını nakleden bir özelliğe sahiptir.
    René Guénon eserlerinde kadim gelenekten bahseder, büyük dinlerin kökenindeki metafizik öğretiyi ortaya koyar. Bu geleneğin ve öğretinin dili sembolizmin dilidir ve bu dili yorumlamada onun üstüne kimse yoktur. Dahası, “ilerleme” fikrini ters yüz eden de O’dur. İnsan manevi mükemmellik yolundan geriye düştükçe Karanlık Çağ’a girer; eski kültürler yok edilir, niteliğin yerini nicelik alır ve çöküş yaklaşır.
    Guénon’u okuyan ve anlayan hiç kimse, bir daha asla eskisi gibi kalamaz.

    9,09
  • Geleneksel Formlar ve Kozmik Devirler

    Rene Guenon’un bu derlemede bir araya getirilmiş olan makaleleri çalışmalarının belki de en özgün aynı zamanda çoğu okur için de en şaşırtıcı olan yönünün temsil etmektedirler. Bu kitaba bilinmeyen ancak tarih öncesini ve insanlığın ilkçağ tarihini içeren bir tarihten parçalar ismi verilebilirdi. Zira bu tarihin başlangıcını bugünkü insanlığın başlangıç dönemlerindeki tradisyon oluşturmaktadır. Burada sadece Guenon’un kendisi tarafından ölümünden sonra onun yazılarını derleyenler tarafından daha önce hiçbir kitapta yer verilmemiş olan yazılar bir araya getirilmiştir.

    6,79
  • İslam Maneviyatı ve Taoculuğa Toplubakış

    Rene Guenon, eserlerinde sahih geleneğin aynasında çağın durumunu belirlemeye çalışan, geleneğin temel ilkeleri ışığında insanlığın çeşitli manevi formlarını araştıran, bunun yanı sıra sahte bir takım maneviyat biçimlerini gerçek olanlardan ayırdedici ölçüler getiren eserleriyle özellikle Batı’da iyi tanınan müslüman bir ariftir. İslam Maneviyatı ve Taoculuğa Toplu bakış adlı bu kitabında Guenon, önce İslam tasavvufunun temel özelliklerini incelemekte, ardından aynı anlayışla Taoculuk ve Konfüçyüsçülüğü ele almakta ve hangi adla ortaya çıkarsa çıksın geleneğin “aşkın birliği”ni vurgulamaktadır.

    6,79
  • Dante ve Ortaçağ’da Dini Sembolizm

    Sembollerin temsil ettikleri kültürel kodların ifadelendirilmesi ve bunun zaman-mekan-insan üçgeninde çözümlendirilmesiyle ilgili, Guenon’un dikkat çeken eserlerinden biri olarak öne çıkan bu çalışma, sizi sembolik anlamlar üzerinde bir zaman yolculuğuna çıkarıyor; Mirac’tan Ortaçağ’a, Ortaçağ’dan günümüze gelen bir zihni yolculuk olacak bu. Bu kitapta dikkat çeken iki önemli konu var: Dini sembolizmin Ortaçağ’daki yaygınlığı ile Dante’nin eserlerinde görülen İslam ve Hıristiyanlığın ortak etkileşimi… Dante’nin önemli üçlemesinde İbn Arabi’den alınan ilham ve tasvirlerndeki Mirac yolculuğundan taşınan izler dikkat çekici. Bunun yanı sıra Ortaçağ’daki kilise odaklı yapılanma, Tapınak Şövalyeleri ve onların günümüze kadar uzayan serüvenlerinden önemli kesitler ve son bölümde ise Haçlı Seferleri’nin düzenlenmesi ve -birşekilde- bugünkü Avrupa Birliği’nin temellerini oluşturmaya varan etkisiyle Aziz Bernard’ın ilginç yaşam öyküsü anlatılırken, O’nun Dante üzerindeki etkileri de ortaya konuluyor.
    6,79
  • Kadim Bilimler ve Bazı Modern Yanılgıcılar

    “Gayr-ı meşru olan kutsal-dışı bakış açısıdır, zira o, eşyayı sanki bunlar tüm ilkelerden bağımsızmışlar gibi kabul eder ve onları hiçbir müteal ilke ile bağıntılandırmaz. Modern bilim gerçek bir bilgi olarak kabul edilemez, zira bazen doğru olan şeyleri ifade etse bile, onları sunuş tarzı yanlıştır, ve her hâlükârda bunların doğruluk nedenlerinin ancak ve ancak ilkelere bağımlılıkları olduğunu belirtemez…”

    7,94
  • Modern Dünyanın Bunalımı

    René Guénon, her şeyden önce bu çağın bir tanığıdır. Modern dünya bu çağda bir ölümcül inişe geçti. René Guénon, insanlık çevriminin sonu gelmeden olaylara yorum getirecek, çağdaş yanılsamaların tuzağından insanı kurtaracak yeni bir bulgunun ilk işaretlerini vermiştir.
    Modern dünya, bu ölümcül inişle uçurumun ta dibine mi inecek; yoksa Yunan-Latin uygarlığının çöküşünde olduğu gibi, sürüklendiği uçurumun dibine varmadan önce, yeniden bir diriliş mi gerçekleşecek? Öyle görünüyor ki, yarı yolda duruş artık hiç mümkün değil. Ayrıca, geleneksel öğretilerce verilen bilgilere göre, Kali-Yuga’nın son safhasına, bu “Karanlık Çağ”ın en karanlık dönemine gerçekten girmiş durumdayız. Çünkü, gerekli olan basit bir doğrulma değil, bütünsel bir yenilenmedir. Her alanda bir düzensizlik ve bir bunalım hüküm sürmektedir. Eskiden görülmüş olan bunalımların sınırını aşan bir noktaya gelinmiştir. Şimdiyse Batı’dan başlayarak bütün dünyayı istilâ edecek gibi gözükmektedir. Çok iyi biliyoruz ki onların zaferi ancak geçici ve görünüştedir. Ama öyle bir aşamada, insanlığın güncel çevrim boyunca geçireceği en ciddi bunalım işareti de olabilir.
    Durumun ciddiyeti görmezlikten gelinmemelidir. Hiçbir “iyimserlik” ya da “kötümserliğe” kapılmadan, onu olduğu gibi ele almak uygun olur. Çünkü, daha önce de söylediğimiz gibi, eski dünyanın sonu yeni bir dünyanın başlangıcı olacaktır.
    René Guénon, Modern Dünyanın Bunalımı’nda ileri sürdüğü tezi, Niceliğin  Egemenliği ve Çağın Alâmetleri, İnisiyasyona Toplu Bakışlar, Doğu ve Batı  gibi eserlerinde daha da geliştirmiştir.

    9,09
Open chat
Size nasıl yardımcı olabiliriz?