Nureddin Yıldız

Nurettin Yıldız, Araştırma - İnceleme, Biyografiler, İslam kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır. Başlıca kitapları alfabetik sırayla; Halimizin İzahı, Kadın Kahramanlar olarak sayılabilir. Nurettin Yıldız kitapları; Mavi Lale Yayınları, Tahlil Yayınları aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur. Nurettin Yıldız tarafından yazılan son kitap "Kadın Kahramanlar", Mavi Lale Yayınları tarafından okurların beğenisine sunulmuştur

  • Ramazan Risalesi

    Bağışlanmayı ve cennet umudunu sürekli canlı tutmamızı emreden Rabbimizin bir de Ramazan ayını, bilhassa dardaki kullarına tahsis etmesi ne büyük bir ihsandır. Her zaman ve her yerde hazır olan rahmetin, özellikle çok kolay ulaşılır ve tutulur bir tarzda Ramazan ayında önümüze konması, ancak erhamurrahimin olan Allah’ın lütfedeceği bir nimettir. Bize bizden daha çok acıyan Rabbimizin bir lütfudur o. Ramazan ay olarak, içerik olarak olduğu gibi rahmettir. Bunu bilmeyen de yoktur. Göz ardı edilmemesi gereken önemli bir hakikat daha var: Bunca büyük bir nimeti İblis, dileyenin yararlanabileceği şekilde serbest bırakmayacaktır. Ramazan büyük olmasına büyüktür elbette. Fakat böyle büyük bir fırsat, değerlendirildiğinde nasıl büyükse, kaçırıldığında da kaçan o nisbette büyük olacaktır.

    5,90
  • Nureddin Yıldız Set (6 Kitap)

    Toplamda 6 Kitap…
    • Aile Davamız
    • Halimizin İzahı
    • Mü’min Kimliğimiz
    • Bu Ümmetin Genci
    • Hani Din Hepimizindi?
    • Dinimize Hizmetin İç Sorunları

     

    38,90
  • Hür Yürekli Genç

    “Genç! Sen sözlerin önündesin! En başta şehvetlerin, Sonra çevren, seni yanlış yönlendiren kötü örnekler, Ardından tembelliğin seni esir eden prangalarındır. Yüreğini elinde tutar onlar. Meleklerle yarışacak gücünü onlar eritir de sen çöker kalırsın bu dünyada. Seni bekler durur Mus’ablar, Hamzalar cennetlerde. Sen ise prangalı olduğun için ne yürüyebilir ne de uçabilirsin. Kırıp attığın zaman prangalarını hür olacaksın. O zaman seni bekleyen Mus’ablar, Hamzalar gibi olacaksın. Umut olacaksın seni bekleyenler için. Bu sözler senin içindir.” Nureddin Yıldız

    6,79
  • İnternet Fıkhı

    Bazısı şaşırılacak, bazısı yadırganacak, bazısı ise aksinin kabullenilmesi zor derecede yaşayışımıza yerleşmiş olan hükümlerle oluşturulmuş bir internet kullanım rehberi. Müslüman olmanın hayatın her alanını, en küçük teferruatıyla kapsadığı hakikati çerçevesinde teknolojiye bakışı dengeleyip şekillendirecek bir kılavuz. İnternet Fıkhı, bir gerçeklik olarak neredeyse eskimeye başlamasına karşın, kullanımındaki çizgiler ve sınırlar konusunda henüz derli toplu yayınların gelişmediği ‘internet’ için bir fıkıh oluşturma gayretine başlangıç niteliğindedir.

    7,90
  • Kıblegah Evler

    Huzur ve medeniyetin beşiği evlerimizin mescitlere dönüşmesi için bir rehber. Huzuru evlerinde bulmak isteyenler için kılavuz. Ve ‘Evlerinizi kıbleleştirin.’ ayetinin ışığında harika bir namaz-ev kitabı. Camiden evlere değil; evden camiye, sokağa, şehirlere bir toplum inşası. Evlerini kıbleleştirmek, evinde mescit inşa etmek isteyenler ve… Evlerini imanın kalesi yapmak isteyenler için…

    6,90
  • Dinimize Hizmetin İç Sorunları

    Dinimiz bize en büyük ikramı yapmak istiyor; bizi cennetle yüzleştirecek. Dinimizden nimetlerin en büyüğünü alacağız. Bizim de ona vermemiz gerekir. Bize cenneti kazandıracak olana ne vermeyiz ki? Dinimiz için çalışmamız, cihad etmemiz kadar tabii ne olabilir? Dinimiz için çalışmayı, ‘hayır işi’ olarak da göremeyiz. Mesai fazlasından artırarak yaptığımız işlerden çok, canımızdan, malımızdan artırarak dinimize hizmet etmek isteriz. Dinimiz buna ve daha fazlasına layıktır. Ancak verirken zarar değil, destek vermek gerekir. Dinine sorun taşıyan Müslüman olmaktan Allah’a sığınırız. Bir araya gelmemiz şart. Beraberliğimiz ise sıkıntı üretmemelidir. Sıkıntı üretmemenin, üremişini de gidermenin çarelerini araştırmalıyız ki, kaş yaparken göz çıkarmış olmayalım.

    6,79
  • Mahrem Cevaplar

    Eşimle tartıştık, ‘Erkeksen beni boşarsın!’ dedi. İki çocuğumuz var, eğitim seviyesi ve dini bilgisi ham; ne yapmalıyım ben bu söz üzerine? Erkeklik yap ve boşama. Zira eşin seni, erkeklik adına düşüklüğe çekmek istemiş. Seviyenizi yüksek tutun. Erkeklik gösterin, sabır gösterin, sebat gösterin ama tuzağa gelmeyin. O sözü o söylemedi, şeytan söyletti. Cevabınız şeytanın istediği gibi olursa sonuçta kimin mutlu olacağını bilmelisiniz. Çocuklarınıza acıdığınızdan değil erkek olduğunuzdan dolayı tuzağa düşmeyin. Sonunda kazanan siz olursunuz. Allah sabrınızı mübarek kılsın.

    6,90
  • Bu Ümmetin Kızı

    “Kendini modern sokakların kızı değil Medine medeniyetinin kendi zamanındaki temsilcisi gören, tesettürden ilme kadar her alanda bu ümmetin kızı olmanın gereklerini Bedir’deki mücahitlerin heyecanı ile yapmaya çalışan mübarek kızlara… Her gün kıyamete biraz daha yaklaştığımız bu zamanda Rabbine kul olmayı, Şeriat’ı için yaşamayı şeref bilen ve genç yaşına rağmen bu ümmetin kızı olmanın büyüklüğünü hisseden kızlara… Dilinizle dua ettiğiniz vakitler unutulmayalım diye… Allah için terlediğiniz zamanlardaki büyük amellerinize vesile olsun da Allah bize rahmetler indirsin diye…Bugün, bu kızlar Peygamber aleyhisselamın Şeriat’ı için ‘ilk ben varım’ diyerek hak etsinler. Yarın da o, ‘şimdi de ben sizin için varım’ desin onlara. Bizi de aralarına kat Rabbim. Aralarına. Rahmetinle, ihsanınla ve hudud bilmez rahmetinle Rabbim.”

    6,79
  • Mü’min Ev

    Evlerimizde yapamadıklarımızı nerede yapabileceğiz ki? Evlerine hükmedemeyenlerin insanlığa ve coğrafyaya hükmetmeleri nasıl beklenebilir? Nereden başlayacağımıza, asıl mihenk noktasına dikkat çekmeyi amaçlıyoruz. Dört duvar arası zannettiğimiz evlerimizin dünya olduğunu; beceremeyeceklerimizle meşgul olurken, becermeye daha yakın durduklarımızı ihmal ettiğimizi hatırlatmak istiyoruz.

    6,90
  • Mücahide Kadin

    Dinimizin en ulvi emirlerinden biri olan cihat , kadın ve erkeği kapsayan bir emirdir. Erkek kadar kadın da dinini yaşayacaktır. O da erkek kadar cihat etmelidir. Kadın cihat ederken fıtratına aykırı olanla da mükellef olmayacaktır şüphesiz. Hem cihat edip mücahit olmak hem de kadınlığından taviz vermemek üzerine kurulu bir dengeyi anlatmaktadır bu kitap.

    6,90
  • Mağaradan Arş’a

    Nasıl ki Ashab-ı Kehf bir mağaraya sığınarak Arş’a yükselmiş ve Allah Teâlâ onları kıyamete kadar peygamberlerin dahi hepsinin adını koymadığı kitabına sure ismi olarak koymuş, yüceltmiş ve bütün gençlerin örneği yapmışsa bu demektir ki ey genç kardeşlerim ve bacılarım; Allah size tıpkı namazda Fatiha’yı unutmamanızı buyurduğu gibi her cuma günü on ayetini okumayı buyurduğu Kehf suresini de unutmamanızı istiyor demektir. Onlar İsa aleyhisselama iman etmiş delikanlılardı. Jüpiter’in ilah olmadığını söyledikleri için zamanlarının jandarma-polisiyle kovalandılar. Bugünün gençlerini de Allah, Kehf suresinde delikanlı olmanın en güzel örneğini veren bu yedi adamı taklit etmeye çağırıyor. Onları saray zevki hapsetmek istiyordu; sizi de diplomalar, şehvetiniz, internet hapsetmek istiyor. Onların putu saraydı, sizin veya başka bir neslin putu değişebilir; ama Allah aynı Allah, imtihan aynı imtihandır. Allah’ı arıyor ve onun cennetine girmek istiyorsanız, kıyamet günü herkesin liderleriyle ve hayran olduklarıyla çağrıldığı anda dizi-film aktörleriyle dirilenler olacağı gibi siz de üç yüz yıl uyumuşlarla dirilmek arzusundaysanız; bu kimseler aynanın karşısında saatler geçirenler ya da bir böcek maruz kalsa zehirleneceği kadar yoğun parfüm kullananlar, merhaba demek için açtığı telefonu namaz vakti geçtiği hâlde hâlâ kapatmayanlar olmayacaktır herhâlde…

    5,90
  • Halimizin İzahı

    Ümmet olarak bizi kuşatan olayları akşam sabah sayıp dökme, görevimiz yoktur. Asıl görevimiz, bulunduğumuz hale bizi mecbur eden sorunların temel nedenleri üzerinde durmak ve sorunu kökten çözmek için uğraşmaktadır. Bu kitap belli başlı sıkıntılarımızdan bir bölümünü ele almakla ve müslüman fertler olarak neler yapabileceğimizi göstermeye çalışmaktadır.

    6,90
  • Hani Din Hepimizindi?

    Müslümanlığımızla iftihar etmekle Müslümanlığımıza hizmet etmek arasında bağ kurulurken, biri hepimizin diğeri ise ‘din görevlilerinin’ görevi olarak algılanmamalıdır. Bize ikramı cennet olan dinimize hizmet etmek, onu yaşamak ve yaymak, uğrunda fedakârlık yapmakla mümkündür. Bir ucundan tutarak değil, altına girerek destek olmak, gereken şekliyle cihada katılmak bizi gösteren önemli bir göstergedir. Din hepimizindir; ona hizmet etmek de hepimizin görevi olmalıdır. Dinden konuşulurken akla cami ve cami görevlilerinin geliyor olması, düzeltilmesi gereken bir yanlıştır. Önemli kavramlardan başlayarak, bu yanlışı düzeltmeliyiz.

    5,90
  • Hanımlar İçin İnciler

    Mümin, “Kadınlar konusunda Allah’tan korkun!” diyen peygamberin uyarısını mü’min nasıl karşılamalıdır? İşte iman, bu noktada devreye girer. Kadın değerlidir; anne kadar, kardeş kadar, eş kadar, kız çocuğu kadar değerlidir. Değerinin gereği olarak da korunmalıdır.

    6,90
  • Geminin Neresindeyiz?

    Eğer bu ümmet, farklı ve üstün bir ümmet ise bu, kendi kendini kontrol eden ve her ferdinin kendini dininin hizmetçisi, iyiliklere davet eden davetçisi, kötülüklere karşı sivil polisi olarak gören anlayışı sayesindedir. Biz özellikle Buhari’nin rivayet ettiği bir hadisi esas alarak yola çıktık. Daha hassas bir harita ile yol alabilmeyi umuyoruz: “Allah’ın emirlerine uyanlarla uymayanların durumu, bir gemi için kura çekenlere benzer. Bir bölümü geminin üst kısmına düşmüş, diğerleri de alt kısmına düşmüştür. Alt kısımda kalanlar, su ihtiyacı olduğu zaman üst güverteye çıkıp su ihtiyacını gidermektedir. Onlar şöyle derler: ‘Bizim bölümden bir delik delelim de üsttekilere eziyet etmeyelim.’ Eğer üsttekiler, onlara ilişmez de serbest bırakırsa hepsi helak olur. Ellerinden tutup engel olurlarsa onlar da kurtulur, kendileri de.” (Buhari, Şerike, 6/2493;Tirmizi, Fiten, 12/2173) Yaşam yolculuğumuz boyunca hassasiyetlerimizin canlı kalmasını istiyoruz. Gemimiz ve yüzdüğümüz okyanus önemli değildir. Biz nerede isek orası okyanstur. Ev, sokak, mescid, vakıf, köy, şehir, market… Her yerde ve her zaman yol üzereyiz. Bu çalışma, gemideki yolculuğumuzu hatırlatma amacı gütmektedir.

    5,64
  • Gençler İçin Anahtar Cevaplar

    ‘Neden,’ ‘Niçin’ ve ‘Nasıl’ sözcükleri, insanoğlunun en çok kullandığı sözcüklendendir. Farklı nedenlerle geçmişi, mevcudu ve geleceği merak eder dururuz.Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin etrafında ilk olmanın içini dolduran sahabiler, açık-seçik sorularla da öğrenmeye çalıştılar.Edeplerini koruyarak, anlamadıklarını tekrar sordular. İçlerinde tereddüt bırakmayacak bir üslup kullandılar. Onlara verilen cevaplar da net oldu.Bu çalışma farklı zamanlarda, gençlerle yapılan sohbetlerde onların sorularına verilen cevapların yazılı şeklidir. Çok geniş izaha yer vermeden faydalanılması yeterli görülmüştür.

    6,79
  • Bu Çağa Rapor

    On dört asırdan beri insanlık bu ümmetin önderliğinde insanlığın hazzını yaşarken içinde bulunduğumuz bu yüzyılda ne yazık ki derinlik açısı büyüyen olaylar karşısında mümin insanların kalp dünyalarında oluşan yaraların kanaması git gide artarak devam etmektedir. Gelen her gün yeni bir sorun yumağı ile gelmektedir. Dinimizin umudumuz olması gerekirken sorun nedenimiz olabileceği evhamı insanları kuşatmıştır. Bu da insanların iman ettikleri Kur’an ve sünnetin etrafında bilinçli-bilinçsiz tereddütler oluşturmasına sebep olmaktadır. Bütün zamanlar ve mekânlar Allah’ındır. Onun otoritesinin cari olmadığı bir zaman ve mekândan söz edilemez. Bu zamanı ve bu zamandaki gelişmeleri yaratan Allah’tır. Dini olan İslam’ı ve o dinin kitabı Kur’an’ı bu zamana ve zamanın nesline yetecek şekilde gönderen de odur. Sorunlar ve sıkıntılar ne olursa olsun bu zamanda dinimizi ve dinimizin kaynaklarını bize yeter görmemiz mümin olmamızın zorunlu şartıdır. Her ne kadar insanlar bunun aksi bir iddiada bulunmuyorlarsa da zihin dünyamızdaki bulanıklıklar iyi okunduğunda böyle bir durum işlenebilmektedir. Zamanı ve şartları okuyabilmeyi, mümince yorumlayabilmeyi, abdest ve namaz gibi öğretmeyi ‘din eğitimi’ olarak görmemiz gerekmektedir. Dinimizi bütün zamanların ve bütün mekânların dini olarak bilmemizin sonucudur bu.

    5,64
  • Bu Ümmetin Genci

    Arandığı bütün zamanları ve mekânları doldurmayı sevda edinmiş, ‘Buradayım ey ümmetim’ diye uykusuz kaldığı geceler boyunca, Azim ve çalışma abidesi olarak meleklerin önünde çırpındığı her yerde, ‘İşi vaktinden çok’ bir genç, Mü’min, Salih amelli, Büyük emelli, Yaşı ile değil azmi ile değerlendirilen, Okur, düşünür, konuşur, Dili Kur’an’lı, Gözü basiretli, Eli nasırlı, Haramların kirletmediği, hayallerin çökertmediği, Kullara kulluk düzeyinden Allah’a kulluk düzeyine yükselmiş, Arş’ın gölgesine ermeden soluklanmayan mübarek gence ithaftır. Bu kitap, ona bir duadır. Bu, ona söylenecek sözlerin özüdür, ön sözüdür.

    5,90
  • Arşın Gölgesindeki Genç

    Teknolojinin cazibesine kanmayan, Kullanan ama kullanmayan, Ufuklara, ötelerdeki diyarlara, Kendisini Allah’ın kulu, Ümmetini ailesi, Ümmetine hizmeti de cihat olarak bilen, Umut yüklü, Heyecanlı, Sabırlı, Basiretli, Mü’min genç! Bu kitaptaki sözler senin için yazıldı. Koşarken yorulma, Arş’ın gölgesini bulmadan oturma diye, Sana selam olsun ey… Namazlı, hayalı genç, İffetini ruhunu bilen genç, Senin peşinden yürüyecek nesillere de, sana bağrını açan ümmete de Selam olsun.

    6,79
  • Bu Ümmetin Fidanları Çocuklarımız

    Odak noktasına çocuk eğitiminden ziyade çocukların neden önemli olduğu, anne-baba için iki dünyada ne ifade ettikleri konusunu alan eser “bir çocuk sahibi olmak” ile başlayan maceranın öncesi ve sonrası hakkında Müslüman ebeveynin haritasını, hangi mantıkla yol alacağını tarif etmektedir. Çocukları Müslüman toplumun yarınlara dair en önemli “yatırımı” şeklinde tanımlayan yazar aynı zamanda en fazla özenilecek varlığın da yine çocuklar olması gerektiğini hatırlatmaktadır. Peki bu hangi zihin yapısıyla başarılacaktır? Kitap bu sorunun cevabında ilerlemek isteyenler için önemli bir başvuru eseri olacaktır.

    5,90
  • İnsan İlmihali

    Bugün Müslümanlar olarak ne yazık ki İslamlık iddiası ile yaptığımız işlerde insanlık alt yapısını aramayı gereksiz görebilecek bir noktaya sürüklenmiş durumdayız. Mesela yalan konuşmak haramdır diye biliyoruz ama bunun insanlığı eskittiği için yasak olmuş olabileceğini düşünmüyoruz. Faizden sadece din haram ediyor diye kaçınıyoruz ama insana ve insan emeğine karşı bir suç oluşturduğunu akıl etmiyoruz. Medine’de insan eksenli bir medeniyet tesis eden sevgili Peygamber Aleyhisselam Efendimiz’in, yanı başında namaz kılan kardeşini rahatsız edeceği için sarımsak ve benzeri şeyleri yiyenlerin mescitlere gelmelerini men ettiğini niçin tefekkür edemez ve bunu günlük hayatımızın pek çok bölümüne taşımayız? Sadece gıybet konusunu ele aldığımızda bile insanlıkta düşük puanlı kaldıkça Müslümanlıkta yüksek puanlı olamayacağımızı idrak edebiliriz.

    6,90
  • Aile Davamız

    Bizi doğuranlar, bize bu davaları miras bıraktılar. Onlar da öncekilerden miras almışlardı davalarını. Bir de aile davamız var ki, sıkıntıların kaynağında da Çözümünde de o dava duruyor. Çekirdek dava aile davasıdır! Ne yazık ki aile davamızla yeteri kadar ilgilendiğimiz söylenemez. Evlerimiz ve ailemiz bizim cennetimizdir. Ailemiz sığınağımız, evlerimiz son kalemizdir. Kurtuluşumuz evlerimizdedir. Bu çalışmanın temel hedefi, ailenin ne olduğunu hatırlatmaktır.

    5,90
  • Yoldaki Notlar

    Yavuz Baysan

    İnsanlığın varoluşundan itibaren birlikte yaşamın idame ettirilebileceği teşkilat, dernek, vakıf ve cemaat benzeri yapılanmalara ihtiyaç duyulmuştur. Fakat insanların bir araya geldiği ortamda sorunların da ortaya çıkacağı gerçeği yadsınamaz. Üstelik bu, Müslümanların sadece Allah rızası için bir araya geldiği bir birliktelikse şeytanın çok uğraşacağı bir oluşum, kurulmuş demektir. İşte şeytanın bu uğraşına karşılık, sosyal oluşumlar içinde ve dinine hizmet için çalışan Müslüman bir şahsiyetin dikkat çekmesi gereken hususlar vardır. Birliktelik arz eden bu oluşumlarda ne gibi sorunlarla karşılaşılacağı, problemlerle nasıl başa çıkılacağı, bir dava eri olarak temel karakterin nasıl olacağı ve cemaat insanı nasıl olunur sorularının cevabı için yapılan bir seminer dizisinin notlarından derlenen ve ilgiyle okuyacağınız bir başucu kitabı…

    9,09
  • Sünnet Neden Garip?

    Sünnet-i Nebeviye İçin Bir Savunma Hattı “Yaşadığımız zamanda kâfirlerin ümmetimize saldırılarına planlamalar yaptığımız gibi, içimizdeki Peygamber kıymeti bilmez cahillerin saldırısına karşı da en ağır tedbirlerimizi kullanıp Peygamber aleyhisselamın şahsını ve hadislerini koruma altına almadığımız sürece onun peygamberliğini de korumuyoruz demektir. Bu artık bir iman meselesidir. Ya Resûlullah’ın emaneti olan sünnetini ve onun yazıya dökülmüş şekli olan hadislerini imanımız kabul edeceğiz ya da Yahudiler ve Hıristiyanlar’ın başına gelen, ‘peygamberlerini bir kenara bıraktıkları hâlde mümin olma’ hastalığı bizim de başımıza gelecektir.”

    5,90
  • Şehzadebaşı Sohbetleri – 2 cilt

    Bunun için Müslüman,hadis kelimesini imanın gereği olarak dinler,’hadismiş’demez, Resulullah’a hicret etmek gibi bir şey’der.Medine’ye gidemeden yüreği medineleşmiş Müslüman bu Müslümandır.Ona o zaman her yer Medine olur.TıpkıResulullah’ı
    görmediği halde Resulullah’ın onu görmek istediği bir adam olmaya hak kazanan Üveysi’l Karni’de olduğu gibi.

    Bu sebeple kardeşlerim ,sünnetdemek,Resullulah’ın hadisi demek,bizim için şu fani dünyaya baktığımız pencere demektir.Ebubekir’in mağarada gördüğünü görmek demektir. Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemin yanında kılıç kullanarak şehit olmak için mücadele eden Müslüman gibi bende herhengi bir sünnete sarılırken kendimi Hamza ile buluşacağı
    eylemi gerçekleştiren bir Müslüman? olarak görebiliyorsam ideali büyük bir Müslümanım demektir.

    Bugün Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemin mübarek vücudu,peşinden gidilen bir vücut olarak aramızda olmasa da,onun mübarek sünneti bağrımızda olduğu sürece, beğenmek beğenmemek,şartlarınıbelirlemek,sıcak-soğuk gibi bir tercih yapmadan
    buradayım ya Resulullah!’ diyebiliyorsak Ebubekir’in tavrıyla özdeşleşmiş bir tavırda bulunduğumuz için inşallah cennetide on binlerce sahabi ile beraber paylaşacağız.”

    8,90
  • Namaz Muhasebesi

    Namaz, Rabbimizin huzurunda ilk muhasebe konumuzdur. Dinimizin en bariz dindarlık kazandıran amellerinden biridir. Geceden gündüze bütün hayatımızı kuşatır namaz. O giderse din gitmiş olur. Yaşadığımız asrın en yoğun baskıları arasında namazlı Münlüman olmanın sınavını veriyoruz. Her şeye rağmen önce namaz, rahmet için namaz mücadelemiz ve bu mücadelemizin bir muhasebesi…

    5,90
  • Nübüvvet Pınarından Baldan Tatlı Sözler

    Sen, fikir kadarg üzel Ve tek, birden daha tek! Itrını süzmüş ezel; Bal sensin, varlık petek… Sensin ölüme hisar; Bakisi hep inkisar… Sar bizi, çepçevre sar, Rahmet rüzgârı etek! Şeklinde Necip Fazıl’ın tarif ettiği, hidayetimiz için gönderilen ve içimizden biri olma özelliği Kur’an ayetleri ile tescil edilen Peygamber aleyhisselam efendimizin ilk neslin elinde rehber olan hadis-i şeriflerinden kırk tanesi bir araya getirildi. Her Müslüman’ın gayet rahat anlayıp amel edebileceği Peygamber tavsiyeleri.

    5,90
  • Mü’min Kimliğimiz

    En güzel ameli kimin yapacağını görmeyi dileyen Rabbimizin huzuruna götürebileceğimiz amellerimizle oluşan kimliğimizi bilmek, sahiplenmek ve yüceltmek arzumuzdur. Uçlara dalmadan ve içimize sinmeden kulluk meydanında, bizden önceki ümmetlerin geçtiği imtihan badirelerinden geçeceğimizin şuurundayız. Çağımızın, ‘dinimizi, kimliğimizi iyi bilen’ güçlerinin tezgâhına takılmadan yol almak istiyoruz. En modern kumaştan sahabi gibi giyinmek istiyoruz. En güzel sofralarda, iyi gıdalarla beslenmek ama nimet sahibinin şükrünü eda etmek istiyoruz. Üzerimize düşen ne ise onu yapıp, kimliğimize uygun yaşamak istiyoruz

    6,79
  • İşi Vaktinden Çok Olanlar (4 Kitap)

    İşi vaktinden çok olanların içinde ‘şarkın en sevgili sultanı’ Selahaddin de var, 700 yıllık bereketli Devlet-i Âliye’nin kurucusu Er­tuğrul Gazi de. Yakın tarihimizden İski­lipli Atıf’ı biraz hüzünle, Hasan El Benna’yı tüm dünyaya okuduğu meydanlarla bir kez daha yâd ediyoruz. Seyyid Kutup ile Mısır zindanlarından, Dursun Fevzi Güven ile Trabzon dağlarından dava esintilerini ta­şıyoruz günümüze. Aynı yükü mukaddes bir dava olarak yüklenmek isteyenlere işleri vakitlerinden çok olanların örnek hayatları bu eserde.

    13,69
  • Hacı Bayram Sohbetleri

    Ben evime haram sokmayayım, namaz kılmayan bir baba, seccadesi olmayan bir anne olarak melekler tutanak tutup beni zapt etmesinler,o evde ne olup bittiğini merak bile etmem. Mutfağım helal kulluğum tam, üzerime düşeni yaptım, hala yapıyorum. Bunaldıkça Rabb’imle dertleşiyorum.
    Namazdan sonra seccademi toparlamıyorum, şairin dediği gibi ellerim karıncalanıncaya kadar Rabb’imle dertleşiyorum. Komşuyla dedikodu yapmak yerine Rabb’imeşikayet ediyorum. ‘Rabb’im şikayetim sanadır’ diyorum. Sana şikayet ediyorum, seni şikayet etmiyorum diyorum
    ondan sonra kaderimde fakirlik mi, Boşanmak mı, hastalık mı olsa gam yemem. Ağlarım ağladığıma melekler şahit olsun, gözümden akan yaşlarımı cennetime su olarak götürsünler diye düşünürüm. Ağlarsam melekler gözyaşlarımı cehennemi söndürecek su olarak taşısınlar diye ağlarım. Nuh’un ağladığı gibi , İbrahim aleyhisselamın babasına ağladığı
    gibi ağlarım. Matem için ağlamam. Çünkü matem edecek bir şey göremedim. Fani dünyadan ebedi bir şey mi bekleyecektim?”

    7,90
  • Elbette Allahuekber

    Minarelerden defalarca yükselen ezanlardaki Allahuekber’in anlamını kavramanın bize kazandıracağı şuura her zamankinden daha fazla muhtaç bulunuyoruz. Ceket düğmelememizden oturup kalkmamıza, dost düşman belirlememizden gelecek endişelerimize, nesil yetiştirme sıkıntılarımızdan dünyanın bizi kendine esir etmesine kadar pek çok alanda Allahuekber anlayışından fiilen uzak kalma problemimizin etkisi bulunmaktadır. Kur’an bize, ‘siz en üstünsünüz’ derken, biz kendimize zilleti reva görebildik. ‘Korkmayın’ dedi, biz her şeyden ve herkesten korktuk. ‘Allah’tan hakkıyla korkun’ dedi, o hakkı verecek şekilde korkamadık. Çelişkiler içinde yoğrulup gidiyoruz. Bu ifadenin zihinlerimizde yer bulması ve onun anlamını kuşanabilmemiz, bizim için tam bir dönüşüm habercisi olacaktır.

    5,90
  • En Sevgiliden Uzanan Dallar-1

    Kur’an’imizdan sonra en önemli bilgi ve din kaynagimiz Resulullah efendimizin hadisleridir. Ümmetimiz asirlardan beri hadisle beslenerek dinini taze tuttu. Bu çalismada belli bir sayida hadisi bir araya getirirken daha çok, hemen anlasilabilecek olanlarini ve herkese hitap edenlerini seçmeye dikkat edilmistir. Temel maksat, hadis ezberlemeye yardim etmektir. Bu kitap dizisi hadisleri ezberleyerek, sünnetle bagini güçlü tutmak isteyen müminlere yardimci olmak için hazirlanmistir

    9,09
  • Edep ve Amel

    En büyük ödül Allah’ın rızasıdır. Onu elde eden muradına ermiştir. Bü-yük hedefimiz ciddi niyet ve samimi gayret istiyor. Çok ve iyi işler yapmak, hasenatımızı seyyiatımızdan öne geçirmek zo-rundayız. Ömürler kısa, emeller uzun, engeller çok. Dostu, düşmanı, hileleri çok iyi bilmek gerekiyor. Öncekilerin iyi işleri-ni taklit etmek kadar, hatalarından sakınmak da önemlidir. Yolumuz uzun, yükümüz ağır, imtihanımız çetindir elbette. Kuralları bi-len, sünnetullahı tanıyıp, o sisteme ayak uyduran, en büyük ödülü koyandan yardım görür. Onun işi kolay olur.

    7,90
  • Doğal Aile

    Allah Teala’nın kitabında, evlenmeyi simgeleyen ifade olarak “kendileriyle huzur bulasınız diye” afişleştirdiği eşlerin birbirlerinin huzursuzluk kaynağı durumuna gelmesi, oturup hiç kalkmadan nereye doğru gittiğimizi düşündürecek nitelikte bir işarettir. Müslüman bir insanın doğurduğu çocuğundan korkması ne büyük bir afettir! Bir annenin ambarlardan taşan rızık bolluğuna rağmen doğurmaktan korkması nasıl izah edilebilir? Ailemiz, tam anlamıyla kuşatılmıştır.

    5,90
  • Bir Umut Bir Mektup -1

    Mahrem aile konularından toplum hayatının getirdiği sıkıntılı açmazlara, iffetli kalmaktan onurlu yaşamaya kadar bir Müslüman’ın her yaş ve şartta karşılaşabileceği problemlere yıllardır fetvameclisi.com üzerinden gelen sorularla cevaplar veren Nureddin Yıldız Hoca, birçoğu rehber görevi görebilecek bu mektupları kitaplaştırdı. Elinizdeki eser, toplumun her kesiminden ve farklı meslek alanlarından gelen yüzlerce soru içinden seçilerek hazırlandı. Eserde, derdine serin bir umut arayan yanık yüreklerin arayışlarına Nureddin Yıldız’ın kaleminden ufuk açıcı cevaplar okuyacaksınız.”

    5,90
  • Bir Umut Bir Mektup – 2

    Mahrem aile konularından toplum hayatının getirdiği sıkıntılı açmazlara, iffetli kalmaktan onurlu yaşamaya kadar bir Müslüman’ın her yaş ve şartta karşılaşabileceği problemlere yıllardır fetvameclisi.com üzerinden gelen sorularla cevaplar veren Nureddin Yıldız Hoca, birçoğu rehber görevi görebilecek bu mektupları kitaplaştırdı. Elinizdeki eser, toplumun her kesiminden ve farklı meslek alanlarından gelen yüzlerce soru içinden seçilerek hazırlandı. Eserde, derdine serin bir umut arayan yanık yüreklerin arayışlarına Nureddin Yıldız’ın kaleminden ufuk açıcı cevaplar okuyacaksınız.”

    5,90
  • Bir Umut Bir Mektup – 3

    Mahrem aile konularından toplum hayatının getirdiği sıkıntılı açmazlara, iffetli kalmaktan onurlu yaşamaya kadar bir Müslüman’ın her yaş ve şartta karşılaşabileceği problemlere yıllardır fetvameclisi.com üzerinden gelen sorularla cevaplar veren Nureddin Yıldız Hoca, birçoğu rehber görevi görebilecek bu mektupları kitaplaştırdı. Elinizdeki eser, toplumun her kesiminden ve farklı meslek alanlarından gelen yüzlerce soru içinden seçilerek hazırlandı. Eserde, derdine serin bir umut arayan yanık yüreklerin arayışlarına Nureddin Yıldız’ın kaleminden ufuk açıcı cevaplar okuyacaksınız.”

    5,90
  • Bu Zamanın Sabrı

    Yılın dört mevsimi var. Her mevsimde renkler değişiyor, iklim farklı oluyor. Her mevsimin çiçeği de dikeni de başka. Ümmeti Muhammed’in hayatında imtihan her gün değişiyor. Her günün yeni bir imtihanı var. Sonra gelenler eskileri daha şanslı görür. Eskiler de yenileri daha şanslı görür. Gerçekte ise durum ne öyle ne böyledir. Herkes gününün imtihanı ile karşı karşıyadır. Kimse bir öncekinden veya bir sonrakinden sorumlu tutulmayacak. Bugünün imtihanını kavrayan ve gerekeni yapabilen kazanmış olacak. Dünle meşgul olanın kaybetme ihtimali yüksektir. Bugünün imtihanını kavrayabilene bugünün sabrı gereklidir. Sabır, ilk insandan son insana kadar herkese gerekli ama bugünün sabrı başka.

    7,90
  • Budala

    İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Belinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan öykü ve romanları, çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da, o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849’da I. Nikola’nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi.

    Cezasını tamamlayıp Sibirya’dan döndükten sonra Petersburg’da Vremya dergisini çıkarmaya başladı, yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. En önemli eserlerinden Budala 1868-1869 yıllarında Russki Vestnik dergisinde tefrika edildi. Dostoyevski bu romanında insan ruhunun labirentini çılgınlık, tutku ve hastalık prizmasında kırılan görüntüsüyle sergilemiştir

    9,90
Open chat
Size nasıl yardımcı olabiliriz?