Hatice Kübra Tongar Ortaokul İmam Hatip Lisesinde başladığı eğitimini Açık Öğretim Lisesinden mezun olarak tamamladı. Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümünü onur derecesi ile bitirdikten sonra Arel Üniversitesi Psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamladı. Lisans eğitimi sırasında uzman eğitimcilerden çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda dersler aldı. Hatice Kübra Tongar aldığı çocuk eğitimi ile ilgili bilgileri anneler ile paylaşmak üzere bir internet sitesi kurdu ve sitede her gün binlerce anne ile buluştu. Yazı yazmak onun için oldukça önemliydi. Makaleleri birçok dergi de yayınlandı. Türkiye’nin ilk interaktif çocuk CD projesinin metinlerini hazırladı. Anne ve çocuk gelişimi ve eğitimi altında birçok kitap yazan üretken yazar ulusal radyo ve tv kanallarında çocuk eğitimi programı hazırlayıp sundu. Moral FM radyosunda kurumsal metin yazarlığı yapan Hatice Kübra Tongar bir anne ve anne adayının severek takip ettiği yazarlardandır.
Bir Sivrisineğin Gözünden Eğlence, Macera, Aksiyon Dolu Bir Farkındalık Kitabı Ben bilim hayvanı Prof. Dr. Vızvızakan. Hikâyem tarih öncesi çağlarda başladı. O zamanlar buralar hep tarlaydı. Sen henüz yoktun meydanlarda, dinozorlar vardı. Ben o dinozor senin bu dinozor benim gezerken bir şeyler fark ettim. Uzun yıllar boyunca değişik canlılarla tanışmaya devam ettim ve fark ettiklerim bir bir çoğaldı. Aslanlarla, yunuslarla, fillerle, kedilerle tanıştım… Gergedanlarla, timsahlarla, kaplumbağalarla, köpeklerle, tavşanlarla, kangurularla… Ve tabii insanlarla tanıştım. Her bir tanışıklık bilim yolunda attığım kocaman vızıltılara neden oldu. Edindiğim bilgileri “Bilime Paha Biçilmez Katkılarım” başlığıyla bu kitapta topladım. Neler mi var kitapta? Her türün neden farklı vücudu var? Cinsiyetlerin farklılığı neden önemli? Dünyaya gelme yolculuğu nasıl bir şey? Vücudumuzun özel bölgeleri hangileri? “İyi dokunuş”, “kötü dokunuş” ne demek? Peki bedenimizi nasıl koruyabiliriz? Tüm bu soruların cevabını anlatmak için Sinotor’uma bindim geliyorum. Haydi bakalım başlayalım!
Tamamı Renkli 9 Kitaplık Set:
Çocuğunuza Allah ve Kur’an Sevgisi
Aşılamak İçin Eşsiz Bir Kılavuz!
Evliliğin dünü, bugünü ve geleceği için iyileşme reçeteleri “Evlilik iki şeye bağlıdır: Doğru insanı bulmaya ve doğru insan olmaya.” Hz. Mevlâna Sahip olduğumuz bir tanecik ömrümüz ve ömürlük olmasını dilediğimiz tek bir evliliğimiz varsa… Hazır mısınız evliliğimizin yaralarını iyileştirmek ve her ânını güzelleştirmek için beraberce bir yolculuğa çıkmaya? Bu kitap bize evlilik ilişkisi içinde doğru insan olmanın yollarını anlatıyor. Çocukluğumuzda gördüğümüz evlilik ilişkileri kendi evliliğimizi nasıl etkiler? Karı-koca ilişkisine dair anne-babamızdan neler öğrendik? Eşimizle doğru tartışmayı, iletişim kurmayı, beraber vakit geçirmeyi biliyor muyuz? Anne-baba olduktan sonra karı-koca olmayı unuttuk mu? Eşimiz kaygılı, depresif, narsist, öfkeli, ilgisiz, kıskanç, kuşkucu, sadakatsiz ya da içe dönük biriyse onunla nasıl geçiniriz? Cinsel hayatımıza yeterince özen gösteriyor muyuz? O zaman gelin hep birlikte, Niyet ettik niyet eyledik evliliğimizi iyileştirmeye!
Çok sayıda oyun ve etkinlikle çocuklarımız Kur’an-ı Kerim sevgisi kazansın, manevi değerlerimizi öğrensin. “Çocuğun eline veremediğiniz hiçbir şeyi aklına koyamazsınız.” der Maria Montessori. Bu kitap, 4-6 yaş grubundaki çocuklarımıza, kendilerinin dâhil olabilecekleri, keşfedip deneyimleyebilecekleri çok sayıda oyun ve etkinlikle Kur’an-ı Kerim sevgisi kazandırıyor, manevi değerlerimizi öğretiyor. Unutmayalım oyun ve etkinlik anları, çocuğumuzun dünyasında onunla hemhal olduğumuz, her an bağımızı güçlendirdiğimiz, yeniden oluşturduğumuz anlardır. Oyunlardaki eş duyum, iş birliği, empati, tensel temas yavrumuzla ilişkimizi kuvvetlendirerek bambaşka bir boyuta taşır. Çocuklarımız eğlenerek daha kolay öğrenir. Bu kitaptaki oyun ve etkinlikler, siz ebeveynler için Kur’an-ı Kerim’i çocuğun kalbine koymak ve yavrumuzun kalbine giden yolda onun gözüyle dünyaya eşlik edebilmek için eşsiz bir kılavuz niteliğinde.
Tamamı Renkli 5 Kitaplık Set: Beş küçük sahabi. Kur’an’la tanışma öyküleriyle Bekliyorlar seni bu setin içinde. Beş küçük sahabi. Bil bakalım ortak yanları ne? Kur’an’ı çok seviyorlar, Öğrenip öğretiyorlar hepsi de… Übeyy Bin Kâ’b Üseyd Bin Hudayr Ebu Mahzure Mus’ab Bin Umeyr ve Erkam Bin Ebul Erkam. Kur’an’la tanışma öyküleriyle Bekliyorlar seni bu setin içinde. Kur’an’ı Seven Çocuk Sahabiler 5’li Set’te Yer Alan Kitaplar: Kur’an’ı En Güzel Okuyan Sahabi: Übeyy Bir Kâ’b, 16 sayfa, renkli, tel dikiş Meleklerin Dinlediği Sahabi: Üseyd Bin Hudayr, 16 sayfa, renkli, tel dikiş Ezanı Çok Seven Sahabi: Ebu Mahzure, 16 sayfa, renkli, tel dikiş Kur’an’ı Herkese Öğreten Sahabi: Mus’ab Bin Umeyr, 16 sayfa, renkli, tel dikiş Evini Kur’an Okulu Yapan Sahabi: Erkam Bir Ebu’l Erkam, 16 sayfa, renkli, tel dikiş
Hazırsan yelkenlerini aç bakalım! Kur’an-ı Kerim’in sayfalarında ayet denizine açılıyoruuuz! Sana bir mektuptan bahsedeceğim. Güzel Rabbimizin bize gönderdiği çok özel bir mektuptan… Bu mektubun adı “Kur’an-ı Kerim”. Peki neler yazıyor bu mektupta? Allah’ın bizi çok sevdiği, yoktan var edip şahane bir sistemle yarattığı ve bize çeşit çeşit nimetler verdiği yazıyor. Hep iyi olmamızı istediği, bizimle sürekli alakadar olup yol gösterdiği, kötülüklerden koruyup hep yanımızda olduğu anlatılıyor. İsteklerimize cevap verdiği, hatta istediğimiz şeylerden çok daha güzelleriyle bizi sevindirdiği, bizi şefkat ve merhametiyle kuşattığı bildiriliyor bu mektupta. Bu mektup nasıl mı oluştu? Harfler yan yana geldi, ayetler oluştu, her bir ayet bu kitabın sayfalarına koştu. Okuyan çocukların kalbi ferahladı, zihni açıldı, içine bol miktarda sevinç ve neşe doldu. Hazırsan yelkenlerini aç bakalım! Kur’an-ı Kerim’in sayfalarında ayet denizine açılıyoruuuz!
Sen de Elif’le birlikte bu harfleri tanıyıp Rabbimizin sözleri olan Kur’an-ı Kerim’i okumak istemez misin? Elif çok heyecanlı. Çünkü yaz tatili başladı. Yaz tatili olunca anneannesi onlara gelir, onun için kendisi gibi tonton poğaçalar, tatlı kurabiyeler yapar. Dinlemeye doyamadığı hikâyeler anlatır. Bu sefer ona çok güzel bir sürprizi var anneannesinin. – Biliyor musun Elif, senin için çok özel bir şey getirdim. – Ne getirdin anneanne? Yoksa çikolatalı kurabiye mi? – Hayır Elifçiğim, çikolatalı kurabiye değil. Ama çikolatalı kurabiye kadar tatlı bir şey. Seninle tanışmak için can atan tatlı mı tatlı arkadaşlar. Hem bu arkadaşlar çok uzak bir yerden geldiler. Harfler Ülkesi’nden… – Harfler Ülkesi mi? Orası da neresi? – Farklı dillerdeki tüm harfler Harfler Ülkesi’nde yaşarlar. O ülkenin en tatlı sakinleri de Kur’an-ı Kerim’in harfleridir. Seni onlarla tanıştırayım ister misin? – Hem de çooook isterim! Sen de Elif’le birlikte bu harfleri tanıyıp Rabbimizin sözleri olan Kur’an-ı Kerim’i okumak istemez misin? O halde ne duruyoruz, haydi başlayalım!
GÖZÜNLE GÖRMEDEN İNANMA! Her şey Çetin dedemle zeytinlikte sohbet ederken başladı. Dedem bana ‘Evladım gözünle görmediğin hiçbir şeye inanma!’ dedi. Neeee?! Gözümle görmediğim hiçbir şeye inanmayayım mı? – Ama ben Allah’ı da gözümle görmüyorum ki?!!! Meğer Allah’ı görüyormuşum. Ama gözümle değil de başka türlü görüyormuşum. Nasıl oluyor diye merak ediyorsan doğru yerdesin. Çünkü ben de merak ettim ve dedeme, nineme, anneme, babama onlarca soru sordum. Bu soruların cevaplarını da Allah’la Tanışma Defterim’e yazdım. Bazı insanlar çok soru sorduğumu düşünüyor olabilir. Ama N’eedim? Bari Sorayımdedim!
Fıtrat Pedagojisi ve Peygamberlerin Çocuk Eğitimi Metotları kitaplarının yazarı Hatice Kübra Tongar’dan tüm annelere hediye… İnsan doğar, büyür, sever ve evlenir. Kadın ve erkeğin muhabbetle kurulmuş ‘sevgi bağı’ yeni bir hayatın ilk tohumlarını atar. Her ne kadar doğal ve fıtrî bir süreç olsa da, bir kadının ‘anne adayı’ olması sanıldığı kadar kolay değildir. Bilakis ihtimal oranında bakıldığında milyonda bire tekabül eden bir ‘mucize’ yolculuğudur. İşte bu kitap, ilk anından itibaren bedeninde ve ruhunda sayısız mucizeye ev sahipliği yapan anneler için yazılmıştır. Her anne yaşadığı sürecin ‘zahmet’ değil; aslında küçücük adımlar atarak muhabbetle sürdürülebilecek bir ‘rahmet’ sağanağı olduğunu bilsin diye kaleme alınmıştır. Anne-çocuk ilişkisinin temelini oluşturan ‘bağlanma’ süreci nasıl olmalı, yemek savaşlarını gün yüzüne taşıyan beslenme sürecinin doğallığı nasıl korunmalı, bebeklik ve çocukluk dönemini esir alan uykusuz geceler nasıl huzur içinde uykunun kollarına bırakılmalı soruları mercek altına alınmış; onlarca çözüm önerisi, örnekler ve pratik yöntemlerle birlikte annelerin başucuna armağan bırakılmıştır. Çünkü annelik bir mucizedir ve her anne mucize bir çözümü hak eder…
Hatice Kübra Tongar’dan Mutlu Ailelere! Çocukluk yaralarımızı iyileştirmek için bir yol haritası: Annemizin güçlü yönlerini alıp cebimize atalım, hatalı tutumları geçmişte bırakalım! “Çocuğuma bağırmak istemiyorum ama kendimi bir türlü tutamıyorum.” “O kadar basit şeylere öfkeleniyorum ki, sonra günlerce vicdan azabı çekiyorum.” “Genç kızken ‘anneme benzemek istemiyorum’ diye ağlardım. Şimdi bakıyorum, aynı annem olmuşum!” “Çocuğum ağladığında çok öfkeleniyorum.” “İçimde nedenini bilemediğim bir öfke var.” “Ne yaparsam yapayım anne olarak kendimi hep yetersiz hissediyorum.” Hayatımıza zehir gibi sızan bu cümlelerin nedenini keşfetmeye hazır mısınız? O halde toparlanın, çocukluğumuza gidiyoruz! Neden öfkeliyiz, neden yetersiz hissediyoruz, çocuğumuzun ufacık yaramazlıklarına neden kocaman tepkiler gösteriyoruz, içimizde bir türlü dolmayan bu boşluk hissinin kaynağı ne? Bağırmayan Anneler kitabının yazarı Uzman Aile Danışmanı Hatice Kübra Tongar hepimizi iç çocuğumuzu bugüne doğurmaya davet ediyor.
Kur’an’ı Kerim’i hayatınızın süsü yapıp duvara mı astınız? Allah’ın yarattığı, farklı fıtratlarla boyadığı ve emanetçiliğinize bıraktığı evlatlarınızın fıtrat programını, yine o fıtratı yazan Kudretin kaleminden okumaktan geri mi duruyorsunuz? 1400 yıl öncesinden parlayan sünnetin düsturlarından haberdar değil misiniz? Modern pedagogların çoğu zaman birbiriyle çelişen sözlerini, hakikatten uzak âdetleri kanun saymayı maharet bilirken, “asıl kanunu” yok saydığınızın farkında mısınız? Öyleyse, satırdan ve sadırdan okuyarak başlayacağınız ebeveynlik yolunun her bir durağında Rabbimizin yardımını dilemenin, Kur’an ayetlerinin yorumlarını ve asrısaadete doğru açılan kapıdan günümüze süzülen menkıbelerle hadisi şerifleri okumanın tam zamanıdır! Nasr ‘yardım’ demektir… Allah’ın kuluna ettiği yardım… Bu kitabın her bir satırı çocuk eğitimine ayet penceresinden bakmaya çalışırken, aynı zamanda bu yolda durmaya çalışan anne-babaların ‘yardım çağrısı’ hükmünde kaleme alındı. Zira Müslüman’ın görevi bilmek ve ifa etmektir ama hem bilmek hem ifa edebilecek iradeyi gösterebilmek ancak yüceler yücesi Allah’ın yardımıyla mümkün olabilir.
Namaz Kılmak İçin 10 Harika Sebep Bu Kitap 10-100 Yaş Arası Herkese Uygundur! Yarın öbür gün biri yanına gelip de, ‘Boş ver yaaa! Yaşlanınca kılarsın.’ ‘Senin kalbin temiz zaten, namaz kılmasan da olur.’ ‘Senin namazın kabul olmaz ki! Sen kiiim, namaz kılmak kiiim?!’ ‘Amman yaa koskoca ömür! Kim her gün beş vakit namaz kılacak şimdi? Zor iş!’ ‘Sen namaz kılmasan da Allah affeder.’ ‘Allah’ın senin namazına ihtiyacı mı var?’ ‘O kadar işin gücün arasında namaz kılmaya vakit yok ki!’ …gibi cümleler fısıldarsa ona ne cevap vereceğini artık biliyorsun. Bu cevapları arkadaşlarına da söyle bence. Günde 5 defa kendine de söyle. Sonra her ezan çağrısında dön ve Rabbine şöyle de: ‘ALLAH’IM BEN GELDİM!’
Bebekler doğar, büyür ve konuşmaya başlar! ‘Dişimi fırçalamıcammm’ der! ‘Ödevimi yapmıcaamm!’ der! ‘Yalnız başıma uyumıcammm!’ der. ‘O yemeği yemicemmm!’ der. ‘Okula gitmicemmm!’ der. ‘Beni hiç anlamıyorsunuz!’ der. Peki çocukların bu cümlelerine karşılık ana babalar neler söyler? Bağırmayan Anneler kitabının yazarı Hatice Kübra Tongar, 0-18 yaş arası çocukların sıklıkla kurduğu kriz cümlelerine doğru iletişim teknikleriyle çözüm önerileri sunuyor. Aile içi krizler yerini huzur ve sükûnete bırakıyor. Çocuklarımızla İtişmeyelim İletişelim! Çünkü insanlar konuşa konuşa anlaşırlar…
3’ü Bir Arada! Çocuklara Tefekkür Masalları Annelere Pedagojik Öneriler Ailece Oynayacağınız Oyunlar Rüzgârı olan bir çocuk oyuncağı ne yapsın… Ormanı olan bir çocuk plastik ağaçları ne yapsın… Oyuncağı bulutlar olan bir çocuk bilgisayar oyununu ne yapsın… Kâinatı seyreden bir çocuk televizyonu ne yapsın… Çocuklarımızın ‘bi tane daha’ hastalığına tutulduğu bir çağda, onlara sahip oldukları değerleri hatırlatan ve bu değerlerle mutlu olmayı öğreten bir kavram: “Tefekkür” Allah’ı Arayan Çocuk kitabının yazarı Hatice Kübra Tongar; güneşe, aya, yıldızlara bakıp Rabbini bulmaya çalışan İbrahim Peygamberin ‘tefekkür’ mirasını çocuklara anlatıyor. Yavaşlık, yaşam, ölüm, anda olmak, elindekiyle mutlu olmak gibi kavramları ‘masal tadında’ evlatlarımızın yüreğine sunuyor. Anne-babalar içinse, çocuklarının tefekkür gözlüğünü besleyecek pedagojik ipuçları ve oyunlar öneriyor. Bu kitapla birlikte, bizlere de elimizdeki “3’ü bir arada” içeceğini yudumlamak kalıyor; OKU, ÖĞREN, OYNA!
Kardeş kıskançlığı neden olur? Kardeşler nasıl “kardeş kardeş” geçinir? Biz ebeveynlerin işini kolaylaştıracak yöntemler nelerdir? Bu kitap hem kendi çocukluk öykümüze, hem de bugün satır satır yazılan evlatlarımızın kardeşlik ilişkisine doğru bir yolculuğa çıkaracak bizleri… Önce kendi sebeplerimizi, sonra çocuklarımızın sebeplerini anlamayı ve kabul etmeyi anlatacak. Her bir başlık, yöntem ve teknikler kullanarak ‘kardeş kıskançlığı’ meselesini yönetebilmenin ve en aza indirebilmenin kilit noktalarını sunacak. Yüz binlerce anneye rehber olan Fıtrat Pedagojisi ve Bağırmayan Anneler kitaplarının yazarı Hatice Kübra Tongar, üç çocuklu bir hayatın serencamını, zorluklarını ve kardeşler arasındaki dengenin sırlarını deneyimler ve pedagojik yöntemlerle birlikte kaleme aldı. Evini, çocuk “bağırtıları” yerine çocuk “cıvıltıları” sarsın isteyen tüm anneleri bu keyifli yolculuğa bekleriz… Çünkü kardeş kıskançlığı “yönetilebilir” bir süreçtir. Yeter ki yönetmeyi bilelim…
Anneciğim beni tanıyor musun? Canım annem, 9 ay boyunca sıcaklığın bana yuva oldu. Sevginle büyüdüm, kalbinin ritminde uyudum. Hayatımın en mucizevî serüveninin sonunda kendimi kollarında buldum; doğdum. Mini minnacık bir emanet olarak, emanetçilerin en tatlısının evladı oldum. Sonra fark ettim ki gözlerinde mutluluk kadar telaş da var. Beni nasıl besleyeceğin, nasıl uyutacağın, nasıl yıkayacağın, hangi ayımda bana nasıl bakacağın hususunda heyecan dolusun. Beni taşırken canım yanacak diye korkuyor, babamın kucağına verirken bile endişeleniyorsun. Ama biliyor musun; beni tanıdıkça bu endişelerinden kurtulacaksın. Zaman içinde dilimi öğrenip, beni anlayacaksın. Tabii bunun için gelişim seyrimi bilmen gerekiyor. İşte bu yüzden sana kendimi anlattım. Beni benim cümlelerimle tanı istedim. Hayatımın ilk yılında nasıl gözükürüm, neleri severim, neler yapabilirim, hangi oyuncaklarla oynar, sağlığım için hangi önlemlere ihtiyaç duyarım bu kitaba yazdım. Gelişimimi ay ay kaleme aldım. Haydi bakalım! Sayfaları arala da bir an önce tanışalım. Kaygılarımızın yerine mutlu anılar koyalım. Annelerin çocuk eğitimiyle ilgili yakından takip ettiği yazar Hatice Kübra Tongar bu kitabında bebeğin dilinden sesleniyor. Bebeğin ilk 12 ayında, onu yakından tanımak, isteklerini ve ihtiyaçlarını anlamak için rengârenk bir başucu kitabı!
Allah’ın (cc) ‘yap’ dediği her şeyin seni sarıp sarmalayan, iyileştiren ve güzelleştiren sebepleri vardır. Sadece birer sorumluluk olarak baktığımızda içlerindeki güzellikleri ıskalayacağımız bu emirler bizi değerli ve kıymetli kılar. İşte bu kitap sana tesettürün bir kıyafet modası olmadığını, seni nasıl güzelleştirdiğini, değerli kıldığını ve Rabbinle arandaki en sarsılmaz bağ olduğunu anlatıyor. Bir ilahiyat ya da din kitabı gibi değil… Tesettürlü bir abladan genç arkadaşına kalan bir yol haritası gibi, yolunu bulmanı sağlıyor…
Hasta annesinin ateşini kim düşürebilir? Bir itfaiyeci mi? Yoksa mikropları hapse atmak için bir polis mi gerekli? Ya da belki bir tamirci annesinin tüm yaralarını onarabilir? Sahi, hastalara şifa veren hangisi olabilir? Doktor amcadan duyduğu ‘Hastalıkların ilacı Allah’tadır’ cümlesiyle yollara düşen ve Güneş’ten Gökkuşağı’na birçok kişiye Allah’ın nerede olduğunu soran bir çocuğun hikayesi bu… Fıtrat Pedagojisi kitabının yazarı Hatice Kübra Tongar, her çocuğun sorduğu ‘Allah nerede’ sorusuna cevap vermeye çalışırken, hem küçük okurlarını, hem de anne-babaları keyifli bir serüvene davet ediyor. Peki, sizce küçük çocuk Allah’ı nerede buluyor?
Zuzu, küçük bir fasulye yetiştirmeye başlıyor.
Bu güzel fasulye bakalım O’na Allah’ın hangi isimlerini öğretiyor.
Küçük yavrularımıza Allah’ın 3 güzel ismini anlatan bu sıcacık öyküye davetlisiniz.
‘El-Musavvir, Er-Rezzak, El-Vedud’
Zuzu, ailesiyle bilim fuarına gidiyor.
Birbirinden farklı icatlar bakalım O’na Allah’ın hangi isimlerini öğretiyor.
Küçük yavrularımıza Allah’ın 3 güzel ismini anlatan bu sıcacık öyküye davetlisiniz.
‘El-Halık, El-Basir, Es-Semi’
Zuzu, botanik bahçesinde çiçeklerin dünyasına doğru bir yolculuğa çıkıyor.
Bu rengârenk dünya bakalım O’na Allah’ın hangi isimlerini öğretiyor.
Küçük yavrularımıza Allah’ın 3 güzel ismini anlatan bu sıcacık öyküye davetlisiniz.
‘El-Bari, El-Muhsi, El-Cemil’
Zuzu, küçük bir fasulye yetiştirmeye başlıyor.
Bu güzel fasulye bakalım O’na Allah’ın hangi isimlerini öğretiyor.
Küçük yavrularımıza Allah’ın 3 güzel ismini anlatan bu sıcacık öyküye davetlisiniz.
‘El-Musavvir, Er-Rezzak, El-Vedud’
Zuzu, botanik bahçesinde çiçeklerin dünyasına doğru bir yolculuğa çıkıyor.
Bu rengârenk dünya bakalım O’na Allah’ın hangi isimlerini öğretiyor.
Küçük yavrularımıza Allah’ın 3 güzel ismini anlatan bu sıcacık öyküye davetlisiniz.
‘El-Bari, El-Muhsi, El-Cemil’
Zuzu, ailesiyle bilim fuarına gidiyor.
Birbirinden farklı icatlar bakalım O’na Allah’ın hangi isimlerini öğretiyor.
Küçük yavrularımıza Allah’ın 3 güzel ismini anlatan bu sıcacık öyküye davetlisiniz.
‘El-Halık, El-Basir, Es-Semi’
Hey sen! Evet evet, sana sesleniyorum dostum! Kafam çok karıştı. Bana yardım eder misin? Eğer yardım etmezsen masallarım yarım kalacak.
Kokarca arkadaş bulamayacak.
Siyah kuzu yalnız kalacak.
Kavunlar büyüyüp ballanamayacak.
Brokoli çocukları hastalıklardan koruyamayacak.
Tavşancık mutlu olamayacak.
Kırmızı ne kadar güzel bir renk olduğunu fark edemeyecek.
Ateşböceği Kıvılcım cesur olmayı öğrenemeyecek.
Mızıkçı keçi hatasını anlayamayacak.
Şakacı çekirge arkadaşlarına kendini affettiremeyecek.
Mevsimler çocukları mutlu edemeyecek.
Çünkü bu masallar senin kararınla sona erecek.
Haydi, önce bir oku bakalım. Sonra sen ne dersen o olsun. Masallar istediğin gibi bitsin!
Hatice Kübra Tongar’dan Mutlu Ailelere!
Bu günlük değişimin, gelişimin ve ‘ailece’ daha huzurlu günlere yürümenin başlangıcı olsun niyetiyle hazırlandı.
Bu günlük değişimin, gelişimin ve ‘ailece’ daha huzurlu günlere yürümenin başlangıcı olsun niyetiyle hazırlandı. Evliliğimiz -Rabbimizin tarifinde olduğu gibi- bize ‘huzur’ versin, anneliğimizle birlikte becerilerimiz, farkındalığımız ve kalbimiz de büyüyebilsin duasıyla sana ulaştı.
Her bir sayfada kendi iç yolculuğumuzu besleyen, farkındalığımızı geliştiren, gözümüze tefekkür gözlüğü iliştiren, geçmişe dair acılarımızı ve hesaplarımızı temize çeken teknik ve uygulamalar; yavrumuzla bağımızı güçlendirecek ‘Bağlanma Temelli’ oyunlar var.
Teknik ve uygulamalara düzenli bir şekilde devam ederek ‘kendimizle’; günlük oyunları oynayarak ‘yavrumuzla’ ve ‘ailemizle’ yeniden güvenli bir bağ kuracağız. Günlük esma zikirlerini çekerek, Yaratanımızla (cc) bağımızı güçlendirmeye talip olacağız. Ve o gün yaşadığımız deneyimleri, hissettiğimiz duyguları, değişimleri ve gelişimleri günlüğümüze not ederek, gün be gün gelişen tekamül yolculuğumuzu takibe çıkacağız.
O zaman hazır mıyız fıtratımızdaki özü, ailemizdeki güzelliği, annelikteki muhabbeti keşfetmeye? Haydi hep birlikte aşk ile; ‘Niyet ettik niyet eyledik değişime, gelişime, ailece güzelleşmeye…’
Merhaba anneciğim, Benim, yavrun. ‘Kim olduğunu zaten biliyorum’ deme. Çünkü bence henüz yakından tanışmadık seninle. Beni tanımak için yeterince çaba sarf etmedin bence. Eğer tanışmış olsaydık ağladığımda, inatlaştığımda, korktuğumda, tepki gösterip öfke duyduğumda sana bir şeyler anlatmaya çalıştığımı fark ederdin. Hareketlerime değil, onların altındaki asıl sebebe odaklanırdın. ‘Beni üzmek için yapıyor’, ‘Sırf benimle inatlaşmak için uğraşıyor’ diye düşünmezdin o zaman… Her davranışımın altında masum bir ihtiyaç olduğunu hissederdin. İşte artık seninle tanışalım diye, bu kitabı bırakıyorum ellerine… Beni tanıdıkça daha da çok seveceğini, gelişimime destek vereceğini, elimden tutup hayat yolumda birlikte yürüyeceğini biliyorum. Ve yaptığın ya da eksik kaldığın her bir yönünle birlikte, seni çok ama çok seviyorum.
Onların hayatlarını ‘geçmişin hikâyeleri’ gözüyle okuduk. Mucizeleri mercek altına alıp, insanüstü özellikler atfettik. Oysa her biri bizlere örnek olarak seçilmiş birer eş, baba, arkadaş, kardeş modeliydi… Türkiye’de ilk defa Kur’an’da geçen peygamberler kıssaları pedagoji bilimi ışığında kaleme alındı. Peygamberlerin çocuk eğitimi metotları, anne-babalara kılavuz olması duasıyla yazıldı. Hatice Kübra Tongar Fıtrat Pedagojisi Serisi’nin ikinci kitabında hepimizin aklındaki soruları yanıtlıyor: Çocuk eğitimi nerede ve nasıl başlar? Özgüvenli çocuk yetiştirmenin yolları nelerdir? Çocuk sevildiğini nasıl hisseder? Cinsiyete göre saygınlık eğitimi nasıl verilir? Çocuk eğitiminde anne ve babanın rol dengesi nasıl olmalıdır? “İnsanı, yaratılmışların en şereflisi yapan şey; fıtratıyla getirdiği ve özüne dürülmüş gönderildiği halini koruması, yani biyolojik bünyesini asıl yaradılış şifresiyle buluşturmasıdır. Hatice Kübra Tongar’ın kaleme aldığı elinizde tuttuğunuz bu güzel çalışması da işte bu noktadan çok önemsediğim bir eserdir. Özümüzde dürülü olanı fark etmek için yol açtığı, farkındalığımızı arttırdığı, kutsal değerlerimizin etrafında kenetlememizi sağladığı ve ebedi kurtuluşumuza yol haritası olduğu için…” Eğitimci-Yazar Mine İzgi “Anne-baba olmanın en zor yanı çocuklarla nasıl işbirliği yapacağımızı bilemememizdir. Doğru yolları bulabilmenin yolu, çocuklarımızın büyüme dönemi özelliklerini bilmemizle başlar. Fıtrat Pedagojisi 2 ebeveynlik maceranızda siz sevgili anne-babalara kılavuz olacak, uygulanabilir çok özel bir çalışma…” Psikolojik Danışman-Aile/Çocuk Danışmanı Mehtap Kayaoğlu
Kümese yeni bir civciv geldi ve her şey değişti!
Gıdaklıgil ailesinde yepyeni bir heyecan var: “Küçük bir yumurta!”
Yalnız kümesin ağabey civcivi Gıdık bu işten çok da memnun değil gibi…
Yarışı Yavaşlar Kazanır kitabının yazarı Hatice Kübra Tongar’dan kardeş kıskançlığıyla ilgili sıcacık bir masal…
Kümeslerin az biraz kıskanç civcivlerine kocaman bir öpücükle…
Hey sen, güzel çocuk! Gelsene biraz yanıma. Duydum ki merak etmişsin ‘Peygamberim kim acaba?’ Haydi tut elimizden, kuş olup uç peşimizden Beraberce gidelim Asr-ı Saadete yeniden… ‘Allah’ı Arayan Çocuk’ ve ‘Yarışı Yavaşlar Kazanır’ kitaplarının yazarı Hatice Kübra Tongar, çocuklarının rüyasına sizleri de çağırıyor. Üç küçük kardeş bir gece uykuya dalıyor. Veeee… O da neee?! Gözlerini Mekke’de açıyor. Peygamberimizin (sav) doğumunu, çocukluğunu, gençliğini ve risaletini çocuklar şiir tadında okuyor. Üç Çocuk Bir Rüya kitabı, çocuklarımızı rüya gibi bir zamanın iklimine uyandırıyor.
Zorlaştırmayın kolaylaştırın. Sevdirin, nefret ettirmeyin…”
Hadis-i Şerif
Eğer biz namaz vakitlerini değil de dizi saatlerini dört gözle bekliyorsak…
Eğer Peygamberin çocuklara kaşlarını bile çatmadığını biliyor ama bir yandan çocuğumuzu dövüp sövüyorsak…
Eğer oruç tuttuğumuzda hırçın, kızgın, tahammülsüz oluyor ve çocuğumuza ‘zaten oruçluyum…’ diye başlayan cümleler kuruyorsak…
Eğer çocuğun oyununu bölmemek için secdelerini uzatan Nebi’ye rağmen namazda önümüzden geçti diye çocuğumuzu azarlıyorsak…
Eğer Hz. Ömer’in adaletini anlatırken iki kardeş arasında adil olmayı başaramıyorsak…
Eğer Hz. Osman’ın hayâsından bahsediyor ama ahlaka aykırı görüntüleri televizyonla evimize davet ediyorsak…
Eğer Hz. Ali’nin ilminden övgüyle bahsedip, en son ne zaman kitap okuduğumuzu bile hatırlamıyorsak…
Eğer hatim üstüne hatim yapmamıza rağmen Kur’an’ı anlamak ve yaşamak için hiç gayret sarf etmiyorsak…
Eğer çocukları camiden kovuyor, gerekçe olarak da çocukluk şakımalarını gösteriyorsak bir yerlerde bir hata yapıyoruz demektir.
Hatice Kübra Tongar, çocuklarımıza nasıl bir anlayışla, ne zaman, hangi yöntemlerle, zorlamadan, sevdirerek ve oyunlar oynayarak nasıl din eğitimi vereceğimizi adım adım anlatıyor.
Anneniz Size Bağırıp Döver Miydi? Benim küçüklüğümde çocukları dövmek, hakaret etmek, bağırmak ‘normal’ kabul edilen bir ebeveynlik davranışıydı. Aileler çocuklarına bu davranışlarda bulunduklarında, şimdinin annelerinin yaşadığı pişmanlık, vicdan azabı ya da hatayı telafi etmek gibi duygular yaşamazlardı. Çünkü o dönem ‘kızını dövmeyen dizini döver’, ‘dayak cennetten çıkmadır’ dönemiydi. Öyle öğrenmişlerdi. Çocuk hata yaptığında ceza verilmeliydi, hatta ceza ne kadar büyük olursa o kadar iyiydi. Mesela çocuğu dövmek demek, ‘bak bu davranışın çok yanlış, o kadar ki seni dövüyorum, canını yakıyorum ki bir daha yapmayasın’ demekti. İşin ironik kısmı, geçmişe dönüp baktığımızda annelerin ya da babaların bizleri dövdüğü, bağırıp çağırdığı, aşağılanmış hissettirdiği anları gözlerimiz dolarak hatırlıyor olmamıza rağmen, neden yaptıklarını –yani vermek istedikleri dersi- hatırlamıyor olmamız. Eminim sizler de belli şeyler hissediyorsunuzdur: Ebeveynin vermek istediği ders unutuldu gitti. Geriye sadece yenilen dayakların ve işitilen azarların soğuk anıları kaldı. İşte bu kitap tam da bunun için yazıldı. Evlatlarımız yıllar sonra geriye dönüp baktıklarında yanaklarına atılmış bir tokadın soğukluğundan çok, yüreklerine dokunan bir annenin sıcaklığını hissetsinler diye… O zaman gelin hep birlikte; Niyet Ettik Niyet Eyledik Bağırmayan Anneliğe…
Merhaba dostum…
Sen bu satırları okuduğunda ben rengârenk bir kelebeğe dönüşmüş olacağım. O çiçek senin, bu taç yaprak benim baharın tadını çıkaracağım.
Ama merak etme, bu kitap sayesinde bilgeliğimin bir kısmını sana aktarıyorum. 90 kafa kaşındıran sorunun cevabını bir bir anlatıyorum.
Kitabın satırlarında dünyadaki en zor soruların cevaplarını bulacaksın. İnanmıyorsan annene ya da babana sorabilirsin. Göreceksin ki sorularıma cevap veremeyecekler. En azından benim verdiğim cevapları…
Normalde sana kendini 10 saniyede imha edecek bir not yazardım. Ama söylediklerimi unutabileceğin ihtimaline karşı bu not hep burada kalacak. Kitabı okurken unuttuğun, takıldığın bir yer olursa bu notu yeniden okuyabilirsin.
Haydi bakalım sıra sende!
Artık hayatın gerçeklerini öğrenme vaktin geldi!
Sevgili anneciğim,
Mini minnacık bir battaniyenin içinde beni eve getirdiğin günü hatırlıyor musun? Bana aldığın kıyafetler bile üzerime büyük gelmişti. Belki küçük bedenime bakıp nasıl büyüyeceğimi düşünmüştün. Hatta belki biraz korkmuştun. Oysa aradan aylar geçti ve ben ilk yaşımı doldurdum bile…
Şimdi seninle yepyeni bir eşiğin girişinde duruyoruz. Bebeklikten çocukluğa doğru hızla yürüyen küçük bir kâşifim artık. Tabii benimle birlikte, bana dair heyecanların, kaygıların ve soruların da büyüyor. Mutlu bir çocuk olmam için her şeyi doğru yapmak istiyorsun.
Merak etme! Bu konuda en büyük yardımcın yine ben olacağım. Bakımımdan beslenmeme, oyunlarımdan gelişimime kadar bilmen gereken tüm bilgileri tek tek sana anlatacağım.
İşte çocukluk yıllarımda ihtiyacın olan tüm bilgiler!
Benim dünyama konuk olmaya hazır mısın?
Annelerin çocuk eğitimiyle ilgili yakından takip ettiği yazar Hatice Kübra Tongar bu kitabında çocuğun dilinden sesleniyor. 1-5 yaş çocuğunu yakından tanımak, isteklerini ve ihtiyaçlarını anlamak için rengarenk bir başucu kitabı!