Grigory Petrov

Grigory Spiridonoviç Petrov 1866 yılında Rusya’da doğmuştur. Gazeteci, rahip ve yazar olan Griory Petrov 20. Yüzyılda Rusya’nın en tanınmış papazlarından biri ve aynı zamanda en çok okunan halk yazarlarındandı. Kilise ile uyum sağlamayan görüşleri yüzünden kiliseden kovulan Petrov bu dönemden sonra kendini tamamen yazmaya vermiştir. Gazeteci ve hatip olarak onu seven kitleleri etkilemeyi sürdürdü. Bolşevik Devrimi sırasında ülkeden kaçtı ve Yugoslavya Krallığına yerleşti. Burada pek çok eserini kaleme aldı. Çok sayıda konferans veren yazar Sovyet döneminde eserleri Rusya’da yasaklandı. Bulgaristan ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinde oldukça etkili olarak dönemin aydınlarını etkilemiştir. Yazarın en bilinen eser Beyaz Zambaklar Ülkesinde Atatürk’ün emri ile Türkçeye çevrilerek derslerde okutulmuştur. En çok okunan yabancı eserler arasında ülkemizde sıralamaya girmiştir. Grigory Petrov’un kitapları Türkiye’ye göç eden Bulgar Türkler yolu ile ülkeye ulaştı. Ali Haydar Taner’in çevirisi ile yayınlanan Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı Türkiye’deki aydınların dikkatini çekti. Kitabın içinde yer alan fikirler uygulanması gereken eğitim ve kalınma politikası olarak düşünüldü. 2008 yılına kadar Türkçeye 4 defa çevrildi ve 41 kez baskı yaptı. Grigory Petrov 1925 yılında sağlık durumu kötüleşmeye başladı. Mide kanseri nedeni ile devletin imkanları sayesinde Paris‘e tedavi için gönderildi. Burada iyileşemedi ve 18 Haziran 1925 yılında hayatını kaybetti. Külleri yakılan yazarın naaşı eşi ve kızının yaşadığı Novi Sand kasabasına defnedildi. Mezarı sonra kızı tarafından Münih Şehrinin Ostfriedhof mezarlığına nakledildi.

  • Beyaz Zambaklar Ülkesinde (Atatürk ‘ün askerlere tavsiye ettiği kitap)

    Meşhur bir atasözü der ki: “Yeni toplumlar, kendileriyle birlikte yeni şarkılar üretirler.” Zaman geçip gittikçe nesiller değişiyor ve yenileniyor. Her nesil gelişirken kendisiyle birlikte yeni kavramlar, yeni söylemler, yeni ihtiyaçlar ve talepler de getiriyor. Artık yeni nesillere eskimiş ve zaman aşımına uğramış yönetim biçimleri ve yasalar zorla uygulanamaz.

    5,64
  • Beyaz Zambaklar Ülkesinde

    Kutsal kitaplarda şöyle bir hikâye geçer: Bir zamanlar güçlü, zalim bir hükümdarın sarayının duvarlarında ateşle yazılmış kelimeler varmış: “Mane tekel fares!” Bu kelimeleri hiç kimse anlayamamış. Hâkim Danyal, kelimeleri şöyle yorumlamış: “Bu ateşten yazılar, ilginç bir olayın geleceğini haber veriyor. Bunların anlamı şudur: Devlet, artık yaşama gücünü yitirmiştir. Kaçınılması imkânsız bir sona, yani yıkılmaya mahkûmdur. Tarih onlar hakkındaki kararını verdi: Mane tekel fares!” Atatürk’ün okullarda okutulmasını tavsiye ettiği Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde bir milletin bütün olumsuz koşullara rağmen nasıl ayağa kalkabileceğini adeta kalplere dokunarak gösteriyor.

    4,49
  • Beyaz Zambaklar Ülkesinde

    Finlandiya gibi küçük ve geri kalmış bir ülkenin, eğitim ve kültür yönlerinden, nasıl kalkındığını derinliğiyle anlatan büyük toplumsal bir yapıttır. Fin halkı önceleri nasıldı, sonradan ne duruma geldi, bunda, okulun, ordunun, devletin, dinin rolleri nedir? Tek tek kahramanlar, Fin halkını nasıl yiğit bir ulus yapmıştır? Demokrat bir ulus ne demektir, bütün bir ulus nasıl yücelir, halka karşı aydınalrın görevi nedir, gerçek yurtseverlik nasıl olur, ulusa gerçek hizmet nasıl verilir, bir avuç aydının kendini halka veren gönül tokluğu ve özverisiyle tüm bir ulus nasıl cehennemden cennete yükseltilir? Kitabın asıl değeri bize Finlandiya’yı tanıtılmasında değil, onu tanıtırken, bize de kendimizin ne olduğunu, ne olacağını göstermesindedir. Sanki bu küçük Fin ulusu, büyük akrabası olan biz Türklere bir kolaylık olsun diye, tuttuğumuz uygarlık yolunda, daha kararlı, daha güvenle, daha bilinçli yürüyüp ilerlememizi sağlamak için, o deneyi yaptılar.

    6,79
Open chat
Size nasıl yardımcı olabiliriz?