Heyecanla beklenen sıradan bir doğum, ‘küçük’ Benjamin’i Baltimore’daki hastane odasına ölümün hemen eşiğinde bırakır. Doktorların, anne ve babasının onu gördüklerinde yaşadıkları hayreti giderecek hiçbir açıklaması yoktur. Hiç de sıradan olmayan bu yetmişlik koca bebeği ne yapacaklarını ya da çevrelerine nasıl açıklayacaklarını bilemez hâlde hastaneden ayrılırlarken başlar işte Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi. F. Scott Fitzgerald’ın bu kısacık öyküsü, Hollywood stüdyolarında iki saati aşkın keyifli bir filme dönüşürken çok daha geniş kitlelerin de onu tanımasını sağlayacaktır.