Sehe 1461–1480 zwischen insgesmt: 3487

  • İnsani İlişkilerde İlahi Ölçü

    İnsanoğlu var edildiği günden beri Allah’ın birleştirilmesini emrettiği bağları korumak ile mükelleftir.Bu bağlar insanın diğer varlıklarla ve kendisi ile kurması gereken bağlardır ve dört ana başlık altında incelenmelidir.

    -İnsanın kendi nefsi ile ilişkisi

    -İnsanın Allah ile olan ilişkisi

    -İnsanın eşya (evren) ile ilişkisi

    -İnsanın insan ile olan ilişkisi

    Tabi bu ilişkileri düzenleyecek genel kaynaklar ya doğrudan ilahi olamalı, ya da ilahi otoriteden yetki alan peygamberler olmalıdır.

    İşte bu kitapta hem bu ilişkileri hem de bu ilişkilerinin temel referanslarını okuyacaksınız.Özellikle ‘İnsani ilişkilerde on altın kural ‘ ile ‘ Kur’an’da Diyalog’ bölümleri ile bu konuda size rehber olacak numuneleri bulacaksınız

    6,79
  • İnsanın 8 Evresi

    20. yüzyılın en önemli psikanalistlerinden Erik H. Erikson’un, insanın 8 evresini tanımladığı ‘psikososyal gelişim kuramı’ psikoloji dünyasında çığır açmıştır. Erikson’un evreleri, hem sosyal hem de psikolojik odaklanmayla, gelişimin psikoseksüel doğasını vurgulayan Freudyen düşüncede bir sıçramayı temsil eder. Freud, kişilik gelişiminde çocukluk yıllarının belirleyici olduğunu ve ergenlik yıllarından itibaren yetişkin kişiliğin kazanıldığını belirtirken; Erikson, kişilik gelişiminde çocukluk yıllarının önemini kabul etmekle birlikte, kişiliğin yaşam boyunca devam eden bir süreçte geliştiğini savunur.

    Erikson insanın 8 evresini tanımlamakla birlikte, kendisi 90’lı yaşlarına yaklaştığında yeni gündelik zorluklar ve yeni gereksinimler oluştuğunu fark eder. Bunlara göğüs gerebilmenin de, ancak insan yaşamında dokuzuncu bir evrenin tanımlanmasıyla mümkün olabileceğine karar verir. İnsanın 8 Evresi’nin, Erikson’un eşi psikolog Joan M. Erikson tarafından kaleme alınan bu genişletilmiş baskısında yaşam döngüsüne katılan 9. evre de anlatılmaktadır.

    “Erik, İnsanın 8 Evresi’ni yazdığında henüz 90’larına girmemişti. 80 yaşında yaşlılığımızı kabullenmeye başlamamıza rağmen, yaşlılıkla ilintili zorluklarla 90 yaşına yaklaşana kadar gerçekçi bir şekilde karşı karşıya kalmadığımıza inanıyorum. 90 yaşında âdeta bize yabancı bir bölgede uyandık. Önceden sezinlemiş olabileceğimiz ve tuhaf hatta komik diye başımızdan attığımız şeyler, kısa zamanda kaçınılmaz -ve kesinlikle hoş olmayan- gerçeklikler olarak karşımıza çıktılar. Üretkenlik yıllarının içinden geçerken yolun sonundaymışız gibi hiç hissetmemiştik. Yaşanacak yıllarımız olacağına kesin gözüyle bakıyorduk. 90 yaşında bakış açımız değişti; önümüzdeki görüntü sınırlı ve belirsiz bir hâl aldı. Muhtemel olduğunu her zaman bildiğimiz ama üzerinde durmadığımız ölümün kapısı artık yakındı.”

    7,94
  • İnsanın Aldanışı

    Şeytana insanları yoldan çıkarma izni verilmişken dünyanın bir aldanış yurdu olmaması mümkün mü? Onun işi; Müslümanı, âlimi, kâfiri, itaatkârı, âsiyi, câhili aldatmak değil mi? Bu yüzden aldanma da aldananlar da türlü türlüdür.
    İmam Gazzâlî’nin kaleme aldığı İnsanın Aldanışı isimli bu eser ise aldanışa düşmüş kimseler için yazılmış bir manifesto gibidir. Gazzâlî, aldanan kişilerden bahsederek aldanma sebeplerine değinir, hangi toplumların aldanmakta olduğunu açıklar ve aldanma tehlikesinden korunmamız için hastalığı teşhis edip tedavisinden bahseder.
    Doç. Dr. Osman Nuri Küçük’ün takriz ve takdimi; eserin İslâm düşünce geleneğindeki yerini, aldanışın değişmeyen ve ibret alınmayan tarih ve örneklerini gözler önüne serer. Kısa ve anlaşılır açıklamalardan oluşan eser ise aldanışa düşmeyelim diye adeta elimizden tutup bizi aldanıştan uzaklaştırır.

    6,79
  • İnsanın Özgürlük Arayışı

    Albert Camus, “Dünya anlamsız, insan saçmadır”; Jean-Paul Sartre, “İnsan beyhudedir” diyor. Michel Foucault ise insanın ölümünü ilan ediyor. İnsan gerçekten mümkün değilse, onu kim bu kadere mahkûm etti? Ali Bulaç, modern insanın özgürlük sorununa İslâmi bir bakış açısı sunarken, iletişimle küçülen bu dünyanın sistemleştirilmiş insanını da eleştiriyor. İnsanın varoluş çabasının saçma ve beyhude olup olmadığını tartışıyor. Peki, insan gerçekten mümkün mü? Mümkünse özgürlüğü de mümkün mü? Modern insanı özgürlüğe götürecek bir yol gerçekten var mı?Modern dünyanın karmaşık toplumsal ilişkileri içerisindeki insanın dramını ele alan İnsanın Özgürlük Arayışı, ehlileşme ve kapatılmanın hangi süreçlerden geçerek mutlaklık kazandığını irdeliyor. Modern tıp, sosyoloji, psikoloji, felsefe, sanat ve ateizm… Bunların hiçbirinin insanın özgürlük arayışına katkıda bulunmadığını söyleyen Ali Bulaç, insanın özgürlük sorununu farklı bir düzlemde ele alıp insanın ve özgürlüğünün mümkün olduğunu göstermeye çalışıyor.

    5,64
  • İnsanlar Gördü Zalimler Kördü

    İNSANLAR GÖRDÜ, ZALİMLER KÖRDÜ” kitabı; sekiz azılı Müşrik, bir entrikacı Münafık ve 2 de fitneci Yahudi’nin yaptıklarını, bunların ibretlik sonlarını ve haklarında nazil olan ayeti kerimeleri konu edinen bir eserdir. Mekke dönemindeki azılı zalimler, Ebu Lehep, Ebu Cehil, Ukbe Bin Ebi Muayt, Ümeyye Bin Halef, Übey Bin Halef, Velit Bin Mugire, As Bin Vail ve Nadr Bin Haris ile Medine dönemindeki Abdullah Bin Übey Bin Selül, Ka’b Bin Eşref ve Hüyey Bin Ahtap’tan oluşan bu şahıslar, benzerleri her devirde yaşamış, bu gün de yaşamakta olan bu kişilerin hayatları, haklarında nazİl olan Ayetlerle yan yana getirdiğimizde inanıyorum ki bir beyin fırtınasına sebep olacaktır.

    7,94
  • İnsanlar Uyurlar Ölünce Uyanırlar

    Pek çok insan dünya hayatının geçici ışıltısına aldanıp yok yere tüketir ömrünü. Bir gün öleceği gerçeğini unutup ölüm sonrası için kayda değer bir hazırlık yapmadığı gibi değersiz ve anlamsız bir şekilde yaşar hayatını. Oysaki ölüm, yaşamın ikiz kardeşidir. Yaşamla birlikte var edilmiştir. Alınan her bir nefesin yarısı yaşam, yarısı ölüm için alınır. Ölüm bize bu kadar yakındır.
    Ömür, anne karnı ile toprak altındaki iki karanlık arasında yakılan bir kibrit alevi gibidir. Alev almasıyla sönmesi an meselesidir. Vakit gelip de son bulduğunda ertelemesi yoktur hayatın. Uyanmak için uyumak gerekiyordu önce. Ölmek için yaşamak. Ve biz yaşıyorduk. Yaşıyorken de uyuyorduk. Derin bir uyku içindeyken kendimizi, yaşıyor sanıyorduk.
    Bu gerçek ile yüzleşmeye, dünya uykunuzdan uyanmaya ve yaşamınızı sorgulamaya cesaretiniz var mı? Eğer yok ise bu kitabı elinizden bırakabilir, yaşantınıza kaldığınız yerden devam ederek sizin için ayrılan sürenin sonuna gelebilir ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayıp, hiç yaşamamış gibi ölebilirsiniz. Kaçınılmaz olan ölüm ile yüzleşmeden önce, yüzleşin kendinizle.
    devamını oku

    7,94
  • İnsanları Neye Davet Ediyoruz?

    Bir gazeteci Şehit İmam’a kim olduğunu sorar ve kendisini insanlara anlatmasını ve kişiliğinden bahsetmesini ister. O da şöyle der: Ben, gerçeği arayan bir gezginim. İnsanlar arasında insanlığın anlamını arayan bir insanım. İslâm’ın tertemiz gölgesinde vatanı için saygınlık, özgürlük, istikrar ve güzel bir hayat isteyen bir vatandaşım. Ben, varlığının sırrını anlayan, her şeyden ilgisini kesip yalnız Allah’a yönelen biriyim ve şöyle sesleniyorum: Benim namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben, Müslümanlardanım. Ben buyum, peki sen kimsin?

    5,64
  • İnsanlığın Medeniyet Destanı

    İnsanlığın Medeniyet Destanı, Batı hegemonyasını reddeden gerçek bir dünya medeniyetleri tarihidir. Bu kitap, tarihin kaçırılmış fırsatlarını ve insanın kaybedilmiş boyutlarını bizimle birlikte aramaya katılmak isteyen kimselere sesleniyor. Bu kitabın yönü geçmişe değil, geleceğe dönüktür. Kültür imtiyazına sahip olmayanlara, ona erişme arzusu verecektir. Bu imtiyaza sahip olup da, “klasik önyargı”nın kendisini Batı ile sınırladığı kimselerde ise büyük ihtimalle öfke doğuracak ama yine de kendilerinde bir açılma, evrensel bir bakış açısı, diğer medeniyetlerle yardımlaşma arzusu uyandıracaktır.

    9,09
  • İnternet Fıkhı

    Bazısı şaşırılacak, bazısı yadırganacak, bazısı ise aksinin kabullenilmesi zor derecede yaşayışımıza yerleşmiş olan hükümlerle oluşturulmuş bir internet kullanım rehberi. Müslüman olmanın hayatın her alanını, en küçük teferruatıyla kapsadığı hakikati çerçevesinde teknolojiye bakışı dengeleyip şekillendirecek bir kılavuz. İnternet Fıkhı, bir gerçeklik olarak neredeyse eskimeye başlamasına karşın, kullanımındaki çizgiler ve sınırlar konusunda henüz derli toplu yayınların gelişmediği ‘internet’ için bir fıkıh oluşturma gayretine başlangıç niteliğindedir.

    7,90
  • İpek Doktor Oluyor

    İPEK oyuncak ayıları ve bebekleriyle oynuyor. 
    Ama biraz hastalar. Neyse ki Doktor İpek onlara
    çok iyi bakıyor! Bebeği Bibi de İpek’e yardım ediyor.
    Bütün hastaları muayene edip hepsine iğne yaparak
    yara bandı takıyorlar. Daha sonra hepsinin bol bol su içip dinlenmesi gerekiyor. Doktor İpek sayesinde
    kısa sürede iyileşiyorlar!

    5,64
  • İrade Terbiyesi

    Eğitimci Jules Payot, İrade Terbiyesi’nde, tembellikten arındırılmış sağlam bir zihni nasıl yaratabileceğimizi anlatıyor. Çabalamayı asla bırakmamamızı, arzu ettiğimiz hayata ulaşabilmemiz için zaruri bir terbiyeye ihtiyacı olan irademizi sürekli sınavdan geçirmemizi öğütlüyor. Özellikle gençlere ve zihin işçilerine seslenen Payot, safsatalardan, tembel arkadaşlardan, dikkatimizi dağıtacak ve azmimizi azaltacak durumlardan nasıl kaçınabileceğimizi açıklıyor.

    4,49
  • İrade Terbiyesi

    Eğitimci Jules Payot, İrade Terbiyesi’nde, tembellikten arındırılmış sağlam bir zihni nasıl yaratabileceğimizi anlatıyor. Çabalamayı asla bırakmamamızı, arzu ettiğimiz hayata ulaşabilmemiz için zaruri bir terbiyeye ihtiyacı olan irademizi sürekli sınavdan geçirmemizi öğütlüyor. Özellikle gençlere ve zihin işçilerine seslenen Payot, safsatalardan, tembel arkadaşlardan, dikkatimizi dağıtacak ve azmimizi azaltacak durumlardan nasıl kaçınılabileceğini açıklıyor. “Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim.” – Cemil Meriç “Kendi kendime, ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum.” – Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil

    6,79
  • İrade Terbiyesi İçin Bir Aylık Kurs Ramazan

    Bu eser, merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan’ın Ramazan ayı dolayısıyla yapmış olduğu sohbetlerin derlemesi olup bu konuda kaleme almış olduğu başyazı ve makaleler ile Ramazan ayının ihyası ve Ramazan ayında yapmış olduğu dua ve yakarışları da içermektedir. Eser hazırlanırken konuşma dili korunarak mümkün olduğunca tekrarlardan kaçınılmış, başyazı ve makaleler aynen yer almıştır. Ayet ve hadisler ışığında ibretli ve hikmetli noktaları güzelce izah eden, günceli yakalayan, özlü bilgiler veren, son derece sade, akıcı ve anlaşılır bir üsluba ve gönül diline sahip olan bu eser manevi yolculuğunuza rehberlik edecektir.

    11,39
  • İş Yaşamında 100 Kanguru Sistem Liderliği

    “Şerif İzgören’in başına geçtiği kurumlarda yarattığı mucizeleri bilen biri olduğum için, kitabın satır aralarını bile değerlendirmeye çalıştım, iş yaşamıyla ilgili çok değerli bir başucu kitabı.”
    – Attilla Okumuş
    Jumbo Genel Müdürü

    “İnanılmaz, harikulade! Arkanızda şaşkın ve çok etkilenmiş bir dinleyici kitlesi bıraktınız.”
    – Mike West
    Yazarın 27 Mayıs 99’da İngiltere’de yöneticilere yaptığı konuşma sonrası gönderdiği faks

    “Yönetici-çalışan, devlette görev yapan herkesin iş hayatına başlarken okuması gereken bir kitap.”
    – Özcan Kutay
    Sanayi Bakanlığı Avrupa Topluluğu Dai. Bşk.

    “Çalıştığım şirket çok kötü durumdayken, Şerif Bey genel müdür olarak geldi; altı ay sonra inanılmaz bir başarıyı hep beraber yakaladık. Beni etkileyen en önemli özelliği insan ilişkilerindeki başarısı oldu.”
    – Emel Çelikkanat

    Bugüne kadar okuduğum en iyi yönetim kitabı
    – Hv. Tuğgen. Şerif Saraoğlu

    Gerçekten bakış açımı çok etkileyen bir kitap oldu. Piramit liderliğini uyguluyorum.
    – Kürşat Özkan
    General Electrics Türkiye & Ön Asya Şefi.

    9,09
  • İşaretler ve Tembihler / İbn Sina Felsefe Serisi -11

    İbn Sînâ felsefesinin özeti olan el-İşârât ve’t-Tenbîhât, bir açıdan onun felsefesine giriş olarak nitelenebilecek bir eserdir. İbn Sînâ, Müslümanların çeviriler vasıtasıyla karşılaştığı felsefî mirası bir kitap külliyat başlığı altında telif ve tasnif eden ilk filozoftur. Bu sebepledir ki felsefî birikim islam toplumunda eğitim ve öğretim yapılabilir bir niteliğe İbn Sînâ’nın eserleriyle kavuşmuş ve el-İşârât kitabı da geniş felsefî koleksiyonun temel disiplinlerini içeren üst düzey bir özetleme tarzında kaleme alınmıştır.
    Bu bağlamda İbn Sînâ eş-Şifâ’yı mantık, doğa bilimleri, matematik ve metafizik gibi dört bölümde yazmışken el-İşârât bunlardan yalnızca mantık, doğa bilimleri ve metafiziği içermektedir. Eserin üst düzey bir özet oluşu, bir anlamda İbn Sînâ’nın külliyatına giriş niteliğini ortaya koymakta diğer yandan da ancak eş-Şifâ’nın yardımıyla anlaşılabilecek bir metin olma durumunu gerekli kılmaktadır. Üzerinde yüzyıllar boyunca farklı düşünürlerin şerhler yazmış olduğu bu eser, felsefe ve düşünce geleneğinde en belirleyici başat eserlerden birisi olma özelliğini taşımaktadır.

    9,09
  • İşgal

    Düşmanı tanımaya hazır mısınız? Gerçekleri öğrenmeye dayanabilecek misiniz? Bilmek, insana en ağır yüktür. Bize göre, görünen köy de kılavuz ister. Çünkü o köy hiç göründüğü ve gösterildiği gibi değil! Ülkelerin merkez bankalarını elinde tutan güç ve kurum, küresel güçlerin iç savaş çıkarıp darbe yaptırdığı ülkeler ve liderler, Siyonist lobinin birçok ülkede kurdurduğu güçlü örgütler, şirketler, yapılar, isimleri ve mekânları… ABD-Çin savaşının perde arkası ve amaçları, koronavirüs olayının ürpertici arka planı, petrolün ilginç tarihi, petrol için yapılan suikastlar, darbeler ve işgaller… Sultan Alp Arslan’ın Anadolu’ya girmesindeki stratejik amaç, Malazgirt Savaşı’nın perde arkası, Türkiye’nin ideolojik olarak şekillendirilmesinde rol alan gizemli bir Yahudi ve faaliyetleri, Fransa’nın Cezayir, Tunus, Libya işgali ve Türkiye bağlantısı, sigara şirketlerinin ülkeleri nasıl esir aldığı ve Türkiye faaliyetleri… Zihinleri kontrol etmek için geliştirilen korkunç yöntem ve teknolojiler, siyonistlerin Türkiye, Irak ve Suriye’de şu an uyguladıkları kirli plan, PKK-PYD ve DEAŞ ile gerçekleştirilmek istenen büyük proje, ABD’nin üzerinde çalışıp gerçekleştirdiği dünyayı esir eden gizli teknoloji ve gizli ordular, ASELSAN cinayetlerinin bilmediğiniz arka planı… Hepsi ve daha fazlası bu kitapta!

    9,09
  • Işık Bahçeleri

    Çağdaşımız Mani… Hoşgörü peygamberi Mani… Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor. Mani’nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa’nın ölümünden iki yüz yıl sonra başlar. Bizim çağımızın da kahramanı olabilecek Mani, yaşam öyküsüyle, son nefesine kadar savunduğu inancının oluşturduğu kişisel tarihiyle, o dönemden yani II. yüzyıldan beri hala varolan politik sorunlara da işaret etmiş oluyor. Mani’den bugüne, ”sanat ve coşku kaynağı olan kitaplarından, bağışlayıcı dininden, coşkulu arayışlarından, insan, doğa ve tanrısallık arasında uyum isteyen çağrısından geriye” çok az şey kalmış olsa da; bağnazlık ve iktidar hırsı yapıtını yok etmeye çalışsa da Amin Maalouf onun Aydınlıklar’a açılan inancını ele alıyor ve Mani’nin öyküsüyle bugüne ”ışık” tutuyor.

    7,90