-
Peygamberimizin Mucizeleri
Onlar ışık hızı gezginiydiler. Kitabın sayfasını açtıkları anda başka âlemlere uçuyorlardı. Renkler, sesler, hisler değişiveriyordu bir anda. Araya çağlar bile girse ışık hızı yolculuğuna doyum olmuyordu. Gidip gezmek her şeyi yerinde görüp incelemek eşsiz bir keyifti onlar için. Üstelik bu iş için yaptıkları tek şey, bütünüyle istemek ve çok okumaktı. Bu iki güzellik içinde macera başlıyordu. Heyecan, hız ve coşku dolu renkli iklimlere uçuyorlardı. Zaman, yıldız gibi kayıyordu avuçlarından. Muhteşemdi varlık, muhteşemdi hayat ve muhteşemdi mucizeler… Şimdi seni de bu mucizelere okumaya çağırıyorlar. Işık gezginlerinin Hayal Atı’yla çıktıkları bu ışık hızındaki yolculuğa eşlik etmeye hazır mısın?
-
Peygamberimizin Mütevazı Arkadaşı Ebu Ubeyde Bin Cerrah
Mekkeli fakir bir ailenin çocuğu olan Ebû Ubeyde, geçimini mezar kazarak sağlardı. Otuz yaşlarında İslâm’la şereflenince hayatı anlam kazandı. Hoşgörüsü, tevazusu ve uzlaşmacı tavrıyla öne çıkan sahabi, Hz. Peygamber’i “Ya Rasûlallah! Birkaç haftalığına da olsa senden ayrı kalmaya dayanamam” diyecek kadar çok severdi. Uhud’da bedenini Hz. Peygamber’e siper ederek canını ortaya koydu. Pek çok savaşta komutanlık yaptı. Cihad meydanlarında kahraman bir asker, okulda öğretmendi. Hz. Peygamber İslâm’ı öğrenmek isteyen birçok kişiyi ona gönderdi. Hz. Ebû Bekir halife olup onu ordu komutanı yaptığında er olmayı şeref sayacak kadar mütevazı biriydi. Zekât memurluğu, valilik, maliye bakanlığı ve başkomutanlık gibi çok önemli görevler yaptı.
-
Peygamberimizin Özellikleri ve Güzellikleri – 2
“Gerçek fazilet odur ki, düşmanlar bile onu kabul etsin!” derler. Bizim Sevgili Peygamberimizin (asm) güzel ahlâkı, sadece onu sevenler ve ona aşk ile bağlı olanlarca değil, onu öldürmek için defalarca kılıcını kınından sıyıran en baş düşmanları tarafından bile inkâr edil(e)meyen bir gerçekti.O doğru sözlüydü, şaşmaz ve şaşırtmaz derecede adildi, “esen rüzgarlar kadar cömertti”, affedicili ile emsalsizdi, bütün ihtişamına rağmen insanların en mütevazı olanıydı, engin bir hoşgörüsü vardı ve cesurdu; Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmazdı… Hz. Muhammed Mustafa (asm), peygamberliğini hiç hesaba katmasak da, insanlık aleminin sadece bir insan olarak bile en güzeli, en ahlâklısı, en faziletlisi, en şaşmaz ve şaşırtmaz yol göstericisidir.
Onun yaşayışı Allah’ın en çok razı olacağı bir yaşayıştı ve ahlâkı Kur’an ahlâkı idi. Hz. Aişe annemizin ifadesiyle, “Kur’an’da kızılana kızar, Kur’an’da sevilen şeyi de severdi.” Başkaları kimin izinden gider bilemeyiz. Ancak biz Müslümanlar ve onun ümmeti olmaktan büyük sevinç duyan müminler olarak, güzel ahlâk sahibi olmaya giden yolda, sadece ama sadece Sevgili Peygamberimizin (asm) o muhteşem yaşayışını kendimize örnek alırız…
-
Peygamberimizin Yiğit Arkadaşı Sa’d Bin Ebi Vakkas
İlk Müslümanlardandı. Namaz kılanlardan etkilenip genç yaşta Müslüman olmuştu. İslâm’la şereflenince kötü alışkanlıklarından bir bir kurtularak örnek gösterilen gençler arasına katıldı. En çok sevdiği şey ok atmaktı. Attığı ok hedefini asla şaşmazdı. Mekke’de Hz. Peygamber’i müşriklere karşı yiğitçe korurken; Bedir, Uhud ve diğer savaşlarda yine O’nun yanı başındaydı. Attığı oklarla düşmana göz açtırmayıp kahramanlık destanları yazdı. Müslümanları çok sever, hiçbiri hakkında olumsuz şeyler düşünmezdi. Ahlakı ve cesaretiyle kalplerde taht kuran sahabi, Hz. Ebû Bekir’in halifeliği döneminde pek çok hizmetlerde bulundu. Hz. Ömer döneminde Irak orduları başkomutanı olarak zaferden zafere koştu. Savaştan sonra Irak genel valiliği gibi birçok önemli hizmetlerde bulundu.
-
Peygamberimizin Zeki Arkadaşı Zübeyr Bin Avvam
Sevgili Peygamberimizin halası Hz. Safiyye’nin oğlu, Hz. Hatice’nin yeğeniydi. Zekâsı ve gözünü budaktan sakınmayan cesareti dolayısıyla Peygamber Efendimiz ona özel görevler verdi. Prensip sahibi ve tedbirli biriydi. Cömertliği, ihlası, samimiyeti ve dürüstlüğüyle insanlara örnek oldu. Hz. Ali, Talha bin Ubeydullah, Sa’d bin Ebî Vakkas’ın akranıydı. Onlar gibi genç yaşta İslâm’la şereflendi. Küçük yaşta yetim kalmıştı. Annesi onu en güzel şekilde yetiştirdi. Müslüman olunca baskı ve işkencelere maruz kaldı. Yapılanlara göğüs gererek yılmadan yoluna devam etti. Bedir, Uhud ve diğer savaşlarda en ön saflarda savaştı. Canı pahasına Peygamberimizi korudu. Mekke Fethi’nde ordulardan birine komuta eden sahabi, Hz. Ömer döneminde de cepheden cepheye koştu.
-
Peygamberin (s.a.v.) Genç Arkadaşları / Mekke Gençleri
“ANARSAN uzağın yakınındır, anmazsan yakının uzağındır.” Bu hikmetli vecizeyi ilk işittiğim günden beri edindiğim bütün not defterlerine, tuttuğum bütün günlüklere yazdım… Yeri geldi, söyleyip başkaları ile paylaştım… Yeri geldi, uzak mektuplara sitemkâr sitemkâr ilave ettim… Yeri geldi… Okumakta olduğunuz bu kitabın başında, eskilerin tabiri ile bir ifade-i meram etmek için, masamın başına oturduğumda, aklıma ilk düşen, yine aynı derinlikli cümle oldu.. “Anarsan uzağın yakınındır…” Evet, öyledir! Mekânın türlü mesafeleri, zamanın asırları hatta binyılları, sıradağlar gibi, geçit vermez vadiler gibi, çöller gibi aramıza girmiş olsa da; anmak, andıklarımız ile aramızda ışıktan bir köprü kurar ve o köprüden ışık hızında geçer gideriz. Neden Peygamberimizin Genç Arkadaşları? Bugün adını andığımızda çoğumuzun zihninde, bembeyaz sakalları göğsünü kaplamış ihtiyar kimseler olarak beliren Zübeyr b. Avvam, Talha b. Ubeydullah, Sad b. Ebu Vakkas, Abdullah b. Mesud.. gibi büyük sahabiler; İslam’ın çağları aydınlatacak ışığına koştuklarında on beş, on altı, on yedi yaşlarındaydılar… Peygamber Efendimiz (asm), peygamberlik davası ile ortaya çıktığında, onun çağrısına koşa koşa cevap verenlerin çoğu, fidan gibi, sırım gibi gençlerdi, delikanlılardı… Ona düşman kesilenler ise, çoğunlukla ömürlerinin sonlarına gelip dayanmış, Ebu Cehil, Ebu Leheb ve Velid b. Mugire gibi ihtiyar bir takım adamlardı… Bu kitabın sayfaları arasında sizlerle aynı yaşlardayken, Allah’ın Elçisi’ne (asm) arkadaş olmuş sahabeleri, çok çok uzaklarda ve çok çok eski zamanlarda yaşamış bir takım tarihi şahsiyetler olarak görmekten çıkıp, onların müthiş hayatlarından kendi hayatlarınıza, renk katacak, yol gösterecek, yön verecek hatıralar okuyacaksınız… Bu kitap ile zihinlerimize yerleştirilmiş ihtiyar, beli bükülmüş sahabe imajını biraz olsun değiştirebilirsek, sevineceğiz! Kendilerine sahabeleri örnek almak isteyen gençlere, “Sen daha gençsin hele biraz yaşlan, saçın sakalın ağarsın…” diyen o köhne anlayışı yerle bir edebilirsek, sevineceğiz!
-
Peygamberin (s.a.v.) Genç Arkadaşları 2 / Medine Gençleri
Birincisinde, Mekke gençlerinden örnekler verdiğimiz Peygamberin Genç Arkadaşları adlı iki kitaplık dizinin ikinci ve son kitabında, Allah’ın Elçisi’ne (asm) Medine’de arkadaş olmuş genç sahabilerden bazılarını konu edindik… Kitabın sayfaları arasında, genç sahabileri kendinize yakın hissedeceğiniz ve onların müthiş hayatlarından kendi hayatlarınıza, yön verecek hatıralar okuyacaksınız…
-
Peygamberin Bir Günü
Siyer kitapları, Resûlullah aleyhissalâtu vesselamın altmışüç yıllık ömrü içinde büyük olayları ve özel günleri anlatır bize. Peki, Hz. Peygamber diğer günlerde, o özel günlerin akışını da belirleyen ‘herhangi bir gün’de nasıl yaşamıştır? Neler yapmış, nelerden sakınmış, güne nasıl başlamış, gündüz ne ile meşgul olmuş ve geceyi nasıl karşılamıştır? Peygamberin Bir Günü, bir ‘mikro siyer’ olarak, işte bu soruların izini sürüyor ve Resûlullah aleyhissalâtu vesselamı ‘herhangi bir gün’ünde anlatıyor. Özellikle de onun hayatındaki en ziyade gözden kaçan boyut olan ‘tefekkürü’ne dikkat çekerek… Ve onun her bir gününden, günümüze ve ömrümüze dair dersler de çıkararak…
-
Peygamberin Kardeşleri
Peygamberin Kardeşleri bir açıdan Camide Dans Var isimli kitabın devamı… Yazar bu kitabında da hayatın içinden yazılarını merkeze alıyor, âhir zamanın şartları içinde yaşayan bizlerin, bu zor şartların ortasında Hz. Peygamberin “kardeşlerimi özledim…” sözüne liyâkat imkânına dikkatleri çekiyor. Bunu yaparken, kitaba sunuş yazan Mustafa Ulusoy’un ifadesiyle, zor zamanların insanları olan bizlere, zorlukların içindeki kolaylıkları da sunuyor…
-
Peygamberin Küçük Arkadaşları
Sevgili çocuklar, sizler için bu kitabı hazırlarken, hacmi küçücük ama içi hazinlerle dolu bir kitap olsun istedik. Sayfalarını teker teker çevirirken, içiniz sevgili peygamberimiz’in sevgisi ile dolsun istedik… O’nun küçük arkadaşları ile olan tatlı hatıralarını okudukça, peygamberimizin çocukları ne kadar çok sevdiğini görün ve öğrenin istedik… Kendinizi, saadet asrının o çok ama çok şanslı çocukları arasında hayal edin… Aranızdaki koca koca asırları bir kenara iterek, Medine’nin sokaklarında, güle oynaya koşturun ve Peygamberimiz’in gül kokusunu içinize çekin istedik…
-
Peygamberler Tarihi
Peygamberler tarihi, gün tarihinden ayrılması mümkün olmayan, insanı doğru yola yönelten bir tarih bilgisidir. Bu tarihi bize Kur’an öğretmekte, Hz. Muhammed (s.a.s) de yorumlamaktadır. Bu özelliklere sahip bir tarih kültürü, insanın yaşam rehberidir. Bu nedenle her seviyedeki insan, -ister yöneten ister yönetilen olsun-, bu tarihi iyi bilmelidir ki Allah’tan başkasına kul olmasın! Çünkü kendilerine itaat edilen insanların çoğu, insanı yanlış yola götürür. Bu nedenle bizim rehberimiz başta Peygamberimiz olmak üzere tüm peygamberlerin gösterdiği yol olmalıdır.
-
Peygamberler Tarihi (2 Cilt)
Hâfız İbn Kesîr, bu kitâbında Kur’ân’ı Kerim âyetleri ve hadisler ışığında peygamberlerin genel ve özel yaşamını, toplumlarına karşı verdikleri tevhid mücâdelesini, dâvet şeklini, karşılaştıkları sıkıntıları, başlarına gelen olaylar karşısında sergiledikleri dimdik duruşu, sabrı, metaneti, özveriyi, bağlılığı, ihlâsı, dürüstlüğü; başta her Müslüman olmak üzere herkesin bilmesi ve araştırması gereken konulardan, karşılaştığı olaylardan ve ele aldığı işlerden bazen detaylı ve bazen de kısa bir şekilde söz etmiştir.
-
Peygamberleri Öğrenelim
Duru zihinlerin, temiz yüreklerin anlayabileceği bir dille Allah’ın peygamberlerini anlatan, onların yaşadıklarını öğreten ve onları sevdiren kıssaların yer aldığı elinizdeki kitap, çocuklarımızı inanç dünyalarında doyumsuz bir yolculuğa çıkarıyor. Kur’an-ı Kerim’de anlatılan peygamberlerin kıssalarını içinde barındıran bu rengarenk kitapta çocuklar, peygamberlerin başından geçenleri öğrenerek manevi dünyalarına tertemiz sayfalar açıyorlar. Çocukların dünyasına manevi izler bırakacak bu eserle, Allah’ın ilk emrinin “Oku!” olduğunu hatırlatarak sizleri Kur’an’da bahsi geçen peygamber kıssalarıyla baş başa bırakıyoruz.
-
Peygamberlerin Mucizeleri
O, ışık hızı gezginiydi. Kitabın sayfasını açtığı anda başka âlemlere uçuyordu. Peygamberlerin alemine… Araya çağlar bile girse ışık hızı yolculuğuna doyum olmuyordu. Gidip gezmek, her şeyi yerinde görüp incelemek eşsiz bir keyifti onun için. Üstelik bu iş için yaptığı tek şey, bütünüyle istemek ve çok okumaktı. Bu iki güzellik içinde macera başlıyordu. Heyecan, hız ve coşku dolu renkli iklimlere uçmuştu. Zaman, yıldız gibi kayıyordu avuçlarından. Muhteşemdi varlık, muhteşemdi hayat ve muhteşemdi mucizeler… Şimdi seni de bu mucizelere okumaya çağırıyor. Işık gezgininin Hayal Atı’yla çıktığı bu ışık hızındaki yolculuğa eşlik etmeye hazır mısın?
-
Peygamberlik Müjdeleri ve Mucizeleri
Peygamberlik Müjdeleri ve Mucizeleri / Şevahidün Nübüvve Molla Cami İncelediğiniz eserin müellifi olan Mevlânâ Abdurrahman Cami hazretleri İslâm kültür semasının parlak yıldızlarından olup, sultanlara bile el öptürecek bir yüksekliğe erişmiş dehâ çapında bir âlim, edip, şair ve gönül sultanı idi. Sadece yaşadığı ülkenin hükümdarları değil, bütün Müslüman devletlerin padişahları ve ileri gelenleri ondan feyiz ve himmet almak için can atarlardı. Asıl sultan ol hazret idi ve saltanatı halen devam etmektedir. Çünkü ilim, aşk, edeb ve hikmet âleminin saltanatı ölümle sona ermez. Resûlullah’ın (s.a.v.) mu’cize ve harikulade şeylerini duymak, insanların îmanına asıl sebep veya yakînlerinin artmasına vesile olmaktadır. Bunun için din âlimleri insanların îmanlarının yakîn hasıl etmesi, sünnete uymaya teşvik olması, Resûlullah’a (s.a.v.) muhabbetin artması için peygamberlik delillerinin anlatılması ve risalet sahicilerinin yazılması hususunda birçok kitaplar telif ve tasnîf etmişlerdir. Bunlardan biri de, sonra gelen(müteehhirîn) âlimlerin büyüğü, ilim denizine dalanların reisi, ışıklı yolun aydınlatıcısı ve şerî’at ve tarikat mesleklerinin yolcusu Mevlânâ Abdurrahman Câmî (tegammedehullahu teâlâ bilutfihi’s-sâmî) eski kitaplardan ve yeni risalelerden sahih, meşhur haberleri alarak; ŞEVÂHİDÜ’N-NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYETİ EHÜ’L-FÜTÜVVE adlı bu kitabı yazmıştır. Kulların en aşağısı ve acizi Osman oğlu Mahmud Lâmi’î (Allahü teâlâ bu ikisinin günahlarını afvetsin) bu kitabı baştan sona kadar okumakla müşerref oldum. Muhabbetin kuvvetlenmesindeki faidelerinin sayısız olduğunu gördüm. Resûlullah’a (sallallahü aleyhi ve sellem) uymanın sonsuz güzelliklerini buldum. Ustad-ı Kâmil ve İmam-ı Fadıl Mevlânâ Abdurrahman Câmî’nin (kuddise sırruh) bu kitabın tasnifinde çok zahmet çektiğini müşahede ettim. Açık, mu’teber, faydalı ve kısa olması için çeşitli rivayetleri ve türlü isnadları almadığını gördüm. Resûlullah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) mu’cizelerinden sonra, Ashâb-ı Kiramın, Tabiîn ve Tebe-i Tabiînin (aleyhimürrıdvân) âdet dışı işlerini ve kerametlerini de mu’cize kabilinden yazmıştır. Çünkü «Velînin kerameti nebinin mu’cizesidir» denilmiştir. Ümmette parlayan fazilet ve keramet nurları, tâbi olmak dolayısıyla, hakikatte Peygamberin parlak nurlarıdır. Bunun için ümmetten hâsıl olan kerametler, Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mu’cizelerinden sayılmıştır. Mevlânâ Câmî (kuddise sırruh) bu kitabı Fars diliyle yazmıştır. Herkesin okuyabilmesi için Türkçeye çevirdim. Allahü teâlânın kereminden müyesser ettiği faydalı sırları ve kıymetli kitaplarda bulduğum sahih haberleri de bu kitaba derc ettim. Allahü teâlâ doğru yolda yürüyenleri muvaffak eder. O duaları kabul edicidir. Yanılmaktan ve hata yapmaktan, O’nun ismetine sığınır, O’na tevekkül ederiz. Ümid olunur ki, Hak teâlâ kereminden ve herkese saçtığı nimetlerinden, bu kitabı okuyup mu’cizeleri mülahaza etmekle şereflenen aşık ve sadık taliplerin ve din kardeşlerimin kalplerini yakîn ve iz’an nurları ile doldurup mesrur eyleye! Amin yâ Mûcibe’s-sâilîn! Bu kitapta bir mukaddime, yedi bölüm ve bir hatime olmak üzere dokuz bölüm vardır. Kısaca bu bölümlerde nelerden bahsedildiğini açıklayalım: • Mukaddime: Nebî ve Resul kelimelerinin mânaları ve bunlara bağlı bazı şeyler hakkındadır. • Birinci bölüm: Resûlullah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) doğumundan evvel peygamberliğine müjde olan alâmetler hakkındadır. • İkinci bölüm: Doğumundan bi’sete (peygamberliğini ilana) kadar meydana gelen, peygamberliğine şahid olan alâmetler hakkındadır. • Üçüncü bölüm: Bi’setten hicrete kadar meydana gelen, peygamberliğine delil olan mu’cizeler anlatılmaktadır. • Dördüncü bölüm: Hicretten vefatına kadar meydana gelenler bildirilmektedir. • Beşinci bölüm: Vefatından sonra olan ve ayrıca zamanı kal’i olarak belli olmayan veya bir vakte mahsus olmayan alâmetler hakkındadır. • Altıncı bölüm: Ashâb-ı Kiram ve evlad-ı izamdan meydana gelen kerametler anlatılmaktadır. • Yedinci bölüm: Tabi’în ve Tebe-i Tabiîn ve büyüklerden meydana gelenler hakkındadır. • Hatime: Din düşmanlarının dünyada gördüğü cezalar anlatılmaktadır.
-
Pinocchio (İngilizce)
The old wood-carver Geppetto decides to make a wonderful puppet which can dance and turn somersaults, but by chance he chooses an unusual piece of wood – and the finished puppet can talk and misbehave like the liveliest child. But Pinocchio is brave and inquisitive as well as naughty, and after some hair-raising adventures, he earns his heart’s desire.
-
Pir / Pir-i Türkistan Ahmed Yesevi’nin Romanı
İnandığın gibi mi yaşıyorsun, yoksa yaşadığın gibi mi inanıyorsun? “İnandığın gibi yaşa” diye ömrünü bir kuş kanadına asanlar ve ‘var’ denen nesi varsa hepsini feda edenler var. Şükür ki, onlar var. Zira hayat, neyi feda ettiğinle tarif ediliyor. Seni sırlı bir yola çağırsam gelir misin kâri? Hayali sen olanların, senin için ölenlerin ve belki düşlerinde seni görenlerin yaşadığı bir vakte çağırsam seni, gelir misin? Dervişleri, erenleri, alperenleri görmek ister misin? Ahmed Yesevi’yi anlatsam sana… Karanlıklarda kaybolma diye ışık tutuşunu anlatsam. Dervişleriyle yollara düşürsem seni… Hem sen de dua eder misin kâri? Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevi gibi meselâ, onun gibi dua eder misin: “Beni her ne eylersen eyle, lâkin âşık eyle Allahım…” Pîr, hayatlarını aydınlattığı dervişlerini dört bucağa salıp nice coğrafyaları aydınlatmış bir mânâ erinin, Hoca Ahmed Yesevî’nin romanı…
-
Pırtık Tekir
Minik balık ile değnek adam’ın yazar ve çizerden harika bir öykü daha…
“Ben ve sen bir de eski gitar
Ah gururluyuz ve mutlu ne kadar
Mİİ-YAVVV bir de eski gitar
Ah GURRR-urluyuz ve mutlu ne kadar.”