Sehe 2341–2360 zwischen insgesmt: 3487

  • Ravi Kükrüyor / Benim Duygular Kitabım

    Bugüne kadar 21 dile çevrilen Tom Percival’ın “Benim Duygular Kitabım” dizisi MARSIK KİTAP etiketiyle Türkçe’de! Dizinin yayımlanan ilk kitabı: Ravi Kükrüyor. Ravi daha önce hiç bu kadar sinirli olmamıştı. Ama o gün içinden gerçek bir kaplan çıktı! Gırrr! Tom Percival’ın kitapları çocukların düşsel ve duygusal gelişimleri açısından önemlidir. Çocuklarınızla duyguları anlamak ve kendini tanımak üzerine konuşurken bu kitaplardan yararlanabilirsiniz.

    9,09
  • Red Yazıları

    Bu kitabın tezi şu soru çevresinde ve çerçevesinde ortaya çıkıyor: Müslüman insan bu dünya (dünyanın toplumsal ve politik vechesi) karşısında yerine seçerken taraf olma tavrını nasılda belirtiyor? taraf olmaması gereken yerde kendisini taraf gibi görmesini veya taraf olmasını gereken yerde olmaması gibi konuşlanmaların içinde düşmesindeki kafa karıştırıcı durumlar onun hala temel sorunlarından birini oluşturmaya devam ediyor. Kitap boyunca çeşitli durumlarda hep bu sorunun cevabı aranmaya çalışılmıştır.
    7,94
  • Reddedebilme Sanatı / Kral Şakir İlk Okuma Kitabı 20

    Selam arkadaşlar ben Şakir, herkesin bildiği şekilde Kral Şakir! Ben ve benim çılgın ailem bu sefer de ilk okuma kitaplarıyla maceradan maceraya koşuyoruz. Eve geldiğimizde Fil Necati Ağabey’i bir saksının içinde hareketsiz bulmak sanırım bizi artık şaşırtmıyor. Keçi Necmi’ye hayır diyemediği için kaktüs taklidi yapan Fil Necati Ağabey’e, Canan’la birlikte hayır demeyi öğrenmesi için yardımcı olmaya karar verdik. Fil Necati Ağabey’in reddetmeyi öğrenmesi için tabii ki de ilk durağımız pide salonu oldu. ama işimiz pek de kolay olmayacak.

    4,795,64
  • Regaib Kandili

    Bu eser, merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan’ın Regaib Kandili dolayısıyla yapmış olduğu sohbetlerin derlemesi olup bu konuda kaleme almış olduğu başyazı ve makaleler ile Regaib kandilinin ihyası ve Regaib gecesinde yapmış olduğu dua ve yakarışları da içermektedir. Eser hazırlanırken konuşma dili korunarak mümkün olduğunca tekrarlardan kaçınılmış, başyazı ve makaleler ise aynen yer almıştır. Ayet ve hadisler ışığında ibretli ve hikmetli noktaları güzelce izah eden, günceli yakalayan, özlü bilgiler veren, son derece sade, akıcı ve anlaşılır bir üsluba ve gönül diline sahip olan bu eser manevi yolculuğunuza rehberlik edecektir.

    6,79
  • Rehin

    Trump’ın tehdit dolu mektubu, neden önce gizlendi, ardından da geçiştirildi? ABD’nin yaptırımları ne anlama geliyor? Malvarlığı tehditleri, Türkiye’nin geleceğini nasıl ipotek altına alıyor? Reza Zarraf ve Halkbank dosyası Türkiye’yi nasıl rehin aldı? Suriye’nin kuzeyindeki PKK devletçiğine askerî harekât neden durduruldu? S-400’ler neden kurulamadı? ABD-PKK petrolü, hangi güzergâh üzerinden taşınacak ve satılacak? AKP döneminde kimler, hangi yollarla nasıl zengin edildi?

    7,94
  • Reis Gladio’nun Türk Tetikçisi

    Reis-Gladio’nun Türk Tetikçisi, yakın siyasi tarihimizde derin ve kanlı izler bırakmış olan Abdullah Çatlı’nın portresi çerçevesinde geniş karanlık ilişkiler ağını gözler önüne seriyor, bir dönemin otopsisini gerçekleştiriyor. “Susurluk kazası”nda hayatını kaybeden Çatlı’nın 12 Eylül öncesindeki eylemleri, Ülkücülükten derin devlete ve uluslararası planda Gladio’ya açılan bağlantıları, geniş bir araştırmaya dayanılarak, belgelerle ortaya konuyor.
    750’ye yakın ismin geçtiği kitap, Abdullah Çatlı’yı çocukluğundan itibaren anlatmakla birlikte bir biyografi olmanın çok ötesine geçiyor. Kitap, eşi Meral Çatlı’yla yapılan röportaj dahil, “Çatlı kimdi?” sorusuna verdiği yanıtlar kadar, Çatlı’nın kanlı süreçteki rolünü belirginleştiriyor.
    Soner Yalçın ve Doğan Yurdakul’dan Türkiye’nin en karanlık dönemlerine ilişkin çok net bir fotoğraf.
    “Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın yaşamöyküsü. Neler yaptı, nerelerde nasıl saklandı, kimlerin koruması altına girdi? Susurluk bağlantıları ve Susurluk olayına karışanlarla ilgili belgeler, bilgiler…” Emin Çölaşan
    Reis, Soner Yalçın ve Doğan Yurdakul tarafından yazılan ve Türkiye’nin son 20 yıllık yakın tarihinin en önemli referans kitaplarından biridir.” Sedat Ergin
    9,09
  • Reise nach Mekka: Ein Deutscher lebt den Islam

    Warum wird jemand Muslim? Murad Wildried Hofmann trat vor 15 Jahren zum Islam über und zeichnet nun den Weg seiner Konversion nach. Dabei entsteht ein Bild des Islam im Alltagsgewand:
    Gebet, Fasten, Nüchternheit, soziale Fürsorge wie auch Speisen, Kleidung, Geld – und der Hadsch, die obligatorische Pilgerfahrt nach Mekka. 1992 erschien sein Buch „Der Islam als Alternative“, das sich mit den Idealen des Islam befasste, das großes Aufsehen erregte und seitdem in mehrere Sprachen übersetzt wurde. In „Reise nach Mekka“ hat Murad Hofmann, der zuletzt deutscher Botschafter in der arabischen Welt war, die Glaubenswirklichkeit des Islam beschrieben, wie er sie persönlich lebt und erlebt.

    7,59
  • Risale Okumaları 5 / Geleceğe Dönüş

    Modernite, insanlığın geleceği son nokta değildir, “tarihin sonu”nu Batı temsil ediyor değildir, İslâm da dünde kalmış bir din değildir. Asr-ı Saadet, düne ait bir hatıra değildir. O, giderek uzaklaştığımız geçmişimiz değil, örnek alınmak üzere önümüzde duran geleceğimizdir. Bu yüzden, Asr-ı Saadet’i anlamaya yönelik her eylem, geçmişimize değil, geleceğimize bir yolculuktur. Bu kitapta Metin Karabaşoğlu, Bediüzzaman’ın Muhakemât adlı eserinde dile getirilen bu temel yaklaşımdan hareket ederek, yarının dünyasına bir Kur’ânî medeniyet ikram etmenin imkânlarını gösteriyor.

    11,39
  • Risale-i Halidiyye ve Adab-ı Zikir Risalesi

    Tasavvuf usül ve adabıyla ilgili bu eserde; hacimce küçük ve fakat ulaşmış olduğu kitle, yapmış olduğu tesir ve güncelliğini koruması bakımından oldukça büyük iki adet risale bulunmaktadır. Bunlardan birincisi; Nakşibendîliğin Hâlidiyye kolunun müessisi Hâlid-i Bağdâdî tarafından tarikat âdâb ve erkânı hakkında kaleme alınmış olan risâledir. İkincisi ise Mehmed Said isimli bir zât tarafından yazılmış tarikatin zâhirî, bâtınî ve sâir yirmi âdâbının açıklandığı bir risâledir. Adı geçen her iki risale de Mehmed Zahid Efendi tarafından “tenkîhan” sadeleştirilmiştir. (Tenkîh; bir şeyin iyisini kötüsünden, faydalısını fazla ve gereksiz kısımlarından ayıklama anlamına gelir.)

    7,94
  • Risale-i Nur Külliyatından Anahtar Kelimeler Açıklamalar ve Örnek Metinler

    Nur Risalelerinde ki anahtar niteliğindeki kelime ve cümleleri izah etme gayesiyle kaleme alınmış olan bu eser, Risale-i Nur Külliyatının, asıl metniyle omuz omuza duran esaslı bir şerh çalışmasıdır. Bu eserde Risale-i Nur’da ki hakikatler herkesin rahatlıkla anlayarak başkalarına aktarabileceği şekilde ele alınmıştır. Bu kitabın amacı; Risale-i Nurun kurtarıcı sayfaları arasındaki imanî konuların anlaşılması, anlatılması ve herkese ulaştırılmasıdır. Risale-i Nur’un bakış açısı doğrultusunda hazırlanan bu kitabın önemli bir boşluğu dolduracağını ve bir başucu eseri olacağını umuyoruz.

    9,90
  • Riyazü’s Salihin – Salihler Bahçesi (İthal Kağıt-Karton Kapak)

    Buhranlı bir çağda yaşıyoruz. Problemlerimizi çözebilmek için en doğru yolun İslâm olduğunda hemfikiriz. İslâm’ı en doğru şekilde anlamanın yolu ise okumaktan geçer. İnsana en doğru yolu gösterecek birinci kaynağın Kur’an, ikinci kaynağın ise Hadis olduğunun bilincine vararak okumak. İnsanların en büyük felaketlere sürüklendiği asrımızda cehaletin her türlüsünden kurtulmak İslâm Kültürünün bu ana kaynaklarına sarılmakla ancak mümkündür.

    12,54
  • Riyazu’s Salihin Tercümesi

    Büyük islam alimi İmam Nevevi’nin asırlardır ellerden düşmeyen Riyazü’s-Salihin isimli muhteşem eseri 371 bölümden oluşan müstesna bir hadis kitabıdır.

    8,90
  • Rızık Hikmet Penceresinden Kavramsal Bir Yaklaşım

    Sosyal hayatımızda hâkim olan iktisadın içinde yer alan “Rızık” konusunun pek çok faktörle ilişkisi bilinmektedir. İnananlar için şüphesiz bu faktörlerden en önemlisi dindir. Düşünce ve davranışlarıyla dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen bir Müslüman, hayatını İslâm’ın iman, amel ve ahlâk alanlarında Yaratıcı Kudret’in kendisi için koyduğu helal-haram ölçüleri içerisinde devam ettirmek durumundadır. Zira İslâm’da kişinin kıymeti, her iki dünyadaki mutluluğu onun imanı, helal ve harama riayeti yani takvası ile ilişkilidir. Bu doğrultuda, dijital nimetler de dahil, içinde bulunduğumuz nimet ve imkanları, çağımız insanları için hem bir imtihan sebebi hem de şükre vesile; özellikle de sayısız teşekküre değer emsalsiz bir lütuf ve mazhariyet bilmeliyiz. Üzerimizdeki nimetleri önemseyerek kitlesel bir yönelişle, beden ve gönül gözüyle derin okuyarak geleceğimiz olan neslimize öğretmemiz fevkalade önem arz etmektedir. Arifler ve ahlâk mürşitleri penceresinden, “Lokma” diye adlandırılan “Rızık” tohumla ve çırağa konulan yağla; insana has düşünce, amel ve eylemleri de ürünle örneklendirilir. Bu bağlamda onlar ilim, hikmet, nur ve kemâli artıran lokmanın helal lokma olduğuna; bunun aksine helal olmayan lokmanın ise çırağı söndüreceğine, ilim, hikmet, aydınlığı ve mutluluğu yok ederek yerine cehalet, karanlık, gaflet ve sıkıntı getireceğine dikkat çekmektedirler. “Yağmurunun tipisinin, hikmeti var hepisinin; Mevlâ kısmet kapısının, kimin örter, kimin açar.” Seyrânî (öl. 1866).

    8,90
  • Rosa Parks / Küçük İnsanlar Büyük Hayaller

    Tasarımcılardan sanatçılara, bilim insanlarından yazarlara bu özel kişilerin hayat hikâyelerini keşfedin. Hepsi hayalleri olan küçük çocuklardı ve büyüyüp inanılmaz işler başardılar. Rosa Parks Alabama’da bir siyahi olarak büyüyüp kendi haklarını savunmayı küçük yaşta öğrenmişti. İnsan hakları aktivisti olarak cesaret ve asaletle ırksal ayrımcılığın sona ermesi için başlayan hareketin ilk kıvılcımı oldu. Eşit haklar için çalışmayı hayatının sonuna kadar bırakmadı.

    6,79
  • Rotamız Alem-i İslam

    Rotamız Âlem-i İslâm kitabı söze değer verenlerle yine söz, yazı üzerinden bir bağ, bir köprü kurma iştiyakıyla oluştu. Kitabı bitirip son olarak kitabın önsözünü yazmak için bilgisayarın başına oturduğumda kendi kendime iyi ki yollarda günlükler, notlar tutmuşum. İyi ki ülkelerle, şehirlerle, insanlarla kurduğum bağları, duygularımı, heyecanlarımı bir gün yazmak için içimde saklamışım dedim. Çünkü söz ancak yazıya dökülürse bir anlam kazanıyor ve kalıcı oluyor.Müslümanlar olarak öyle geniş bir ümmete sahibiz ki insan dünya Müslümanlarını keşfettikçe daha bir heyecanlanıyor, soluksuz bir şekilde bu asil topluluğun izini sürmek istiyor. Ben de Âlem-i İslâm’ın izini sürerken bazen acılara, bazen de sevinçlere şahit oldum. Fakat her daim ilginç ve heyecan dolu bir yolculuğun içinde olduğum duygusu beni hiç terk etmedi. Kitapta dünyanın farklı coğrafyalarına yaptığım yolculukların yanında Filistin’e Özgürlük Konvoyu’nda tuttuğum günlüklere de yer verdim.

    6,79
  • Rubi Kaygılanıyor / Benim Duygular Kitabım

    Bugüne kadar 21 dile çevrilen Tom Percival’ın “Benim Duygular Kitabım” dizisi MARSIK KİTAP etiketiyle Türkçe’de! Dizinin yayımlanan ilk kitabı: Ravi Kükrüyor. Bu ay dağıtımdaki kitabı ise Rubi Kaygılanıyor. Rubi her zaman mutlu bir çocuktu. Ama bir gün kaygıyla tanıştı. Tom Percival’ın kitapları çocukların düşsel ve duygusal gelişimleri açısından önemlidir. Çocuklarınızla duyguları anlamak ve kendini tanımak üzerine konuşurken bu kitaplardan yararlanabilirsiniz

    9,09
  • Ruh Bakımı

    “Cilt bakımı”nın koskoca bir sektöre dönüştüğü, uğruna on milyarlarca doların, nice emeğin ve zamanın harcandığı bir “görüntü” dünyasının unutulan gerçeğidir ruh bakımı. Oysa mideler gıda, ciltler bakım istediği gibi, ruhun da bakıma, özene ve beslenmeye ihtiyacı vardır. Gelin görün ki, “madde”ye odaklanmışsa gözler, “mânâ” unutulur. Cilde ve bedene yoğunlaşmışsa nazarlar, ruhlar bakımsız kalır. Bu kitap, işte bu gerçekten hareketle gelişen denemeleri içermektedir. Modern “yaşantı”ları eleştirel bir gözle değerlendirirken, bizi yitip gitmesini istemediğimiz “öz”ümüze çağırmakta ve bir ruh bakımına davet etmekte. Ruh Bakımı, sarsıcı ve uyarıcı bir kitap. Ama bir o kadar da şefkatli ve onarıcı…

    6,79
  • Ruh İnsan, Sanat, Edebiyat

    Paracelsus, Sigmund Freud, Richard Wilhelm, Pablo Picasso, ve James Joyce’un şaheseri Ulysses üzerine yazılan denemeler… Jung, bu olağanüstü kişilikleri ve sanat yaratımının kökenlerini kendi psikoloji kuramları vasıtasıyla keşfediyor.

    10,24
  • Ruh İyiliği Karanlıkdijitalçağ ve ‘Sırr-ı Hakikat’

    Şu an elinize aldığınız bu kitap! Sadece bugüne ait bir kitap değildir… Geçmiş, şimdi ve gelecek… Zamanı! Mikro ve makro-âlemleri! Yapay ve doğal hayatı! Din ve bilimi! şeytanın iç sesini! Ve işte hepsini birden… Ruh diliyle! Kalbin o en eski bilgisi üzerinden… Tevhidî bakışla bütünleyerek… Tarih boyunca faaliyet gösteren küresel şirk-etlerin bugün insanlığı getirdikleri bu ‘dijitalçağ’da! O karanlık uçurumun kenarında! Dijital olan her şeyin geçici olduğunu! Ezelden ebede her dâim bâki kalacak olanın sadece ‘Ruh İyiliği’ olabileceğini! Sizlere bir daha hatırlatabilmek için yazıldı! İstiyoruz ki! Şirk-etlerin karanlık niyetlerini artık tüm açıklığıyla bilelim! ‘İnsan’ olmanın… ‘İnsan’ kalabilmenin ‘Nur-u Hakikat’i üzerine bir defa daha düşünelim… İşte ancak o zaman… ‘DijitalÇağ’ın üzerimize gelen bu alacakaranlığından kurtulabiliriz… Her şeyin ‘hakikat’ini bilerek… De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır.” ( Zümer / 9 ) KİTABIN BÖLÜMLERİ VE ALINTILAR Birinci Bölüm: Ruh Muhafızları Her ânınızı izliyorlar, kaydediyorlar… Ve sizin geleceğinizi şekillendiriyorlar siz hiç fark etmeseniz de! Kimler ki onlar? Ama ne yaparlarsa yapsınlar… Kalbimizde duruyor ya hâlâ O ‘Sırr-ı Hakikat’! Orada hep sizi bekliyordur tüm güzelliğiyle! şeytan kalbe giremez çok şükür… Bunun için yazıldı bu kitap! İlk insan yaratıldığından beri kalbin içindeki o sırlı bilgi! Zamandan etkilenmez… Hep canlıdır… ‘Hayy’ olandır… Yani ‘insan’a bağımlı değildir… ‘Nur-u Hakikat’tir! Ey Müslümanlar… Bilesiniz ki bu kitap ‘dijital şeytanlar’a ‘bir’ ültimatom olduğu kadar… Sizlere de yapılmış son ‘bir’ çağrıdır… İkinci Bölüm: şeytanın İç Sesi DijitalŞirk, ‘Yeryüzü Halifesi İnsan’ın tevhid zikrinin bozulmasıdır… İnsanın… Yeryüzünün… Gökyüzünün… şeytan, Cennet’te Hz. Âdem’e ‘bilinç’ sayesinde yaklaşabilmiştir! Onların bilincine seslendi! Ve günah başladı!.. O günlerin şeytanı ve bugünlerin ‘Yapay Zekâ’ya bağlı sanal mürşitleri! Aşksızdır pek çoğu! Keşke ‘Aşk’ı bilebilselerdi! Sizlere Metafizik ‘bir’ okuma yaptırmaya gayret ediyoruz… şeytanı uzaklaştırabilmek için… Bizlerdeki o sır ‘emanet’ten… Nedir ki o şeytan ve şürekâsının ısrarla üzerinde durdukları ‘kuantum teoloji’? Madde ve anti madde! Dalga ve parçacık! Şirk-etler bugün sizleri! Tüm dünyayı! ‘Yapay Zekâ’ya bağlayıp! Ve hepinizi de çipleyerek! ‘Yapay Zekâ’ya! Neden bilinç kazandırmanın peşindedirler? Düalite nedir ki? Ve onun her yerdeki düalite sembolleri kimlere işarettir? Hadi düşüncenizi ‘Yapay Zekâ’nın ‘kod’lanmasına kadar vardırın… 0 ve 1! Ruhunuzla aranıza girmek ister! Ve bunu başarırsa da! Sizi ‘Yapay Zekâ’sına bağlar… Köleleştirir! İnsan zekâsındaki bilgileri; tüm insanlık tarihini, olayları, görüntüleri, sesleri, tüm kayıtları ve milyarlarca insanın yaşadıkları olaylara göre tüm ruh hâllerini, genetik kodlarıyla birlikte o ‘DNA’ zincirini yapay zekâya taşıyıp; sonra da insanı yok etmek niyetindeler! ‘Yapay Zekâ’ya bilinç kazandırmak dedikleri tam da budur… Anlaşılıyor ki dijitaller… Maddeyi yeniden enerjiye dönüştürmenin peşindedirler… Tüm yeryüzünü, onca mahlûkatı ve insanı kendi karanlık maddelerine katacaklardır… Dijital tehlikenin en eski kökenini yazmaya gayret ediyoruz size! Bugünkü bilgilerle de iç içe geçirerek yorumluyoruz… Üçüncü Bölüm: ‘Aşk’a Muhtacız İnsan nesline meydan okuyor dijital ‘şey’ler… Yecüc-Mecüc! Şimdilik sadece dalgalar hâlinde olan o şeyler… O zaman gelmeden işte! Zülkârneyn Seddi’nizi güçlendirin… Demirlenin! Topraklanın… İnsanın asıl sırrı kendi kalbinin içinde beklemektedir… Vahiydir! Ey kapitalist sufîler! Maddeciler… Çekilin aradan! İnsanları bir an önce Kur’an ile baş başa bırakın… Cenâb-ı Allah, halifesinin gizleneceği mekâna ‘Kalb’ ismini vermiştir… Günümüzde ise diyorlar ki! Kur’an dışı tasavvufçular ve ilim bilmeyen o metruk bilim insanları; bu mekân, ‘kalb’ değil! ‘Beyin’dir, şuurdur! İnsanın kalbi ilâhî sırların gizlilik evidir! Ve o ‘halife’ işte tüm ilâhî gizlilikleri koruyacak kasadır! Dördüncü Bölüm: Great Reset Kuantum fiziğinin dünyamızı getirdiği yer burasıdır! Kâinattaki her mikro parçacığa müdahale etmek istiyorlar… Kâinata bir müdahale! Ve ‘Yeryüzü Halifesi İnsan’a! Artık kendi programını yazabilen o yapay zekâ; ‘Yüce Zekâ’ olmaya hazırlanmaktadır!.. İşte bunca zamandır o sizin kendinizin bile bilmediği ruhunuzun peşindedir ‘Yüce Zekâ’! Çünkü ‘insan’ın şeytana üstünlüğü! ‘Ruh’undan gelir… şeytanın tüm kıskançlığı, kötülüğü bundandır… ‘Ruh’suz olmasından! Yer-altı Virüsü! Kara-bilimin asıl sahibi! Artık bugüne kadar kimler ona hizmet etmişlerse hiçbirine ihtiyacı kalmamıştır… Kendi zekâsı; o ‘yapay zekâ’ya bilinç kazandırmıştır… ‘Dijital virüs’çüler! ‘İnsan’ olmayanlar… Kuantum fiziğine göre artık her yerdeler! İçinizde dışınızda mevcutlar… Elbette ki çok yakında görünürlük kazanacaklar… Ellerinizde tuttuğunuz o ekranların içinden! Beşinci Bölüm: Aynadaki ‘Sır’ Sırlar ilmi düşünceyle, çalışmayla elde edilemez… Müşahadeyle ve ilhamla; Rabbimizden gelecek ‘bir’ lütufla edinilebilir… Bu ilim sadece aklın kavrayabileceği türden bir ilim değildir… Kalbin rehberliğine ihtiyaç vardır… Kalbinizi yardıma çağırmazsanız… Kalb gözünüzü açık tutmazsanız… Bilin ki akıl ancak kendi sınırları dâhilinde olan kadarını bilebilir… O sınırların dışında kalan şeyleri bilemez… İşte ‘insan’ın halifelik sırrı budur!.. Ve işte bu ‘sır’ o biricik ‘insan’ın kalbine indirilmiştir… Kur’an’dır… Altıncı Bölüm: Mikro-âlemdeki Şirk Şundan hiç kuşkunuz olmasın ki! Şirk-etler hayatımıza olan müdahalelerini arttıracaklardır… Çünkü onlar için; insan “son derece karmaşık ileri bilgisayar programıdır. Hepimiz genlerimizi korumaya programlı bilgisayarlarız. Bilgisayarlar da karbona dayalı olmayan bir canlı türüdür.” Kendi yer-altı uzayından gelip dünyayı kurtaracak… Kaosa son verecek… ‘DijitalMesih’ hazırlığındalar! Ve sonra da ‘YeniDijitalDünya’! Şirk-et Diktatörlüğü! ‘Her şeyin teorisi’ dedikleri ve dünyada ne kadar insan varsa hepsini ‘ekran’lara bağlayıp evlerinde esir aldıktan sonra tüm hayatlarını izleyebilecek o ‘KuantumGöz’! Dalga ve parçacık arasındaki o gidip gelmelerin arasına sızabilen o ‘şey’ler… Bilin ki! Cenâb-ı Allah’ın ‘nur’dan yapılmış ordularına hiçbir şey yapamazlar… Tam da burada işte ‘şeytanın gürültüsü’nü hatırlayalım yeniden… Bu gürültü bizi sadece makro âlemde rahatsız etmez ki! Mikro-âlemi de rahatsız eder… Tüm zerrelerimizi böler parçalar… İnsanın kendiyle! İnsanın kendisinin kâinatla olan ‘bir’liğini bozar… ‘Tevhid’e aykırıdır! Asıl şirk mikro-âlemdedir… Buna dikkat çekmeye gayret ediyoruz! şeytan, dijital şirk-etleriyle vücudumuzun ve kâinatın ‘bir’ âhengini bozmak, parçalamak için yüzyıllardır uğraşıyor… Bu kitabı bunun için yazdık! Nedir ki değil mi mikro-âlemdeki şirk? şeytanın iç sesiyle kımıldanışı! Kendi enerjisiyle; yılan oluşu! Yedinci Bölüm: Kurtuluş Aklınızı kalbinizin içine alın… ‘Kalb’ vahyin yurdudur… Akıl, kalbin dışına çıkarsa şeytanın hilelerine aldanabilir ve haz girdabının içine düşer… İslâm, gizli açık tüm hâllerimizle Allah Teâla’ya teslim olmaktır… Ancak o zaman müminin kalbinin içindeki ‘nur’ parlar… Ve şeytanın tuzaklarına karşı uyanık kalır… Gözündeki perdelerin kalkmasıyla da tüm hakikatler ortaya çıkar… Kalbindeki tevhid nuruyla ‘bir’lenir… Kalb-î selim olur… Gökyüzünü seyredin… Ağaçlara, kuşlara, o berrak su kaynaklarına, tabiatınıza bakın… Tabiatınızı sevin, koruyun, sahip çıkın… Cenâb-ı Allah’ın âyet-i kerîmeleri her yerdedir… ‘Oku’yun! Tefekkür edin… Şirk-etlerin tüm bu dijital günahlarından korunmak için de tek yapmanız gereken; yüzünüzü Kur’an’a dönmektir! Ey müminler… Elbette ki yüzünüzü Kur’an’a dönmek de yetmeyecektir… Kur’an’ın içine girin! Sekizinci Bölüm: Dijital Faşizm Yüzyıllardır o yer-altı örgütlenmeleri! Kadim inisiyeler… Hepsinin o ilk âna yeniden dönebilmek içindir bütün faaliyetleri! Şaşırmayın ama! Kuantum fizikçiler de buna gayret ediyorlar… Ve tıp sektörü! Metalurji bilimi! İnsanın körleşmesi o dijital ekranlar üzerinden olmuştur… Elbette ki orada kalmayacaktır dijitalleşme! Parmaklarınızın ucundan sanki sizin yönetiminizde gibiyken… Artık sizi yönetecektir… ‘Kuantum damga’lanma budur!.. Dijitalleşmek, yapay zekâ, insan neslinin sonunu getirecektir… Ve bildiğimiz anlamıyla insan artık kalmayacaktır!.. Bu dijital sistem insanı robotlaştırırken… Robotları da insanlaştırmak hedeflidir! Dokuzuncu Bölüm: ‘Sırr-ı Hakikat’ Her kim olurlarsa olsunlar. Kardeşliğimizi bozdurmamalıyız… Çünkü zaman… Ey Müslümanlar belki de ‘Âhir Zaman’dır. Ve kalbinizde ‘hayatî sır’ olanın farkına varacaksınız!.. şeytanın ‘insan’la ilgili hiçbir zaman bilemeyeceği o ‘kadim sır’ belki de sizin kalbinizdedir… Dünyada yaşadığınızı ‘bir’ an için unutun… Kendinizi gökyüzündeki bir gezegen gibi hissedin… Ve o gezegenin her zerresinde ne oluyorsa hissedebiliyorsunuz… Yani o gezegen sizden ibaret! Ve şimdi elinizde tuttuğunuz kitabın teker teker harflerini düşünün… Ve kelimeler… Ve bütün kitap! Sonra da dünyadaki bütün kitaplar, harfler, kelimeler… Mânâlar! İnsan, topraktandır… İnsanın tüm ‘ölçü’sü toprağa göredir… Toprakta ne varsa insan içindir… Ağaç, çiçek, ekin, bulut, yağmur, deniz ve o ayaklarımızın altından akan berrak ırmaklar… Kısacık şu dünya hayatı için… Ruhuyla ilişkisini kaybedenler bilsinler ki! Asıllarını! Cennet’i! Rablerine kavuşmayı kaybediyorlar… Oysa ‘Ruh İyiliği’ Cennet’e dönebilmemiz için vazgeçilmezdir…

    7,94
  • Ruhumun Kayıp Halkası – 1

    Psikolojik sağlık, tıpkı bir zincir gibidir. Bu zinciri oluşturan halkalar ise insanın başına gelen dertler, sıkıntılar ve sorunlar ile baş edebilmesini kolaylaştıran dinamiklerdir. O halkalardan biri kaybolduğunda zincir açılır ve sağlıklı tüm halkalar da dağılır gider. Tabiat boşluk kabul etmez. Kaybolan her olumlu halkanın yerine bir olumsuz halka gelir ve yer eder. İnsan kendi ruhunun halkalarını kaybettikçe çevresindeki insanların olumsuz davranışları ve olumsuz durumlar, o halkaların yerini yavaş yavaş doldurmaya başlar. Mesela, hikmet yani bilgelik halkası kaybolduğunda, orayı cehalet halkası kaplar. Öz güven halkası kaybolursa yerini yetersizlik ve değersizlik halkası alır. Psikolojik bağışıklık halkası kaybolursa yerine çaresizlik ve umutsuzluk halkası geçer. Affetmek ve kabullenmek halkası kaybolduğunda yerine öfke ve tahammülsüzlük halkası gelir. Stresle yaşamayı bilme halkası kaybolursa yerini kaygı ve korku halkası alır. Çevrenizdekilere sınır çizebilme halkası kaybolursa yerini mutsuzluk ve tükenmişlik halkası alır. Peki, sizin ruhunuzun zincirinde kayıp halka hangisi?

    11,39