-
Nebevi Eğitim Modeli Dar’ul Erkam Vahyin Nuzül Sürecinde Şahsiyet Eğitimi
Eğer bir ev imar etmeyi konuşuyorsa, eğer bir ev ‘’nasıl acaba insanlığı risaletin mesajı ile tanıştırabiliriz? Nasıl koştukları cehennem ateşinden çevirebiliriz? Nasıl insanları kula kul olmaktan kurtarıp, Allah’a kul etmeye vardırabiliriz?’’ diye inliyorsa bilin ki, o ev Erkam yürekli adamların evleridir. Bu evin silahları; Kur’an’dır, ilimdir, irfandır, hikmettir, kitaptır, kalemdir, seccadedir, gözyaşıdır, merhamettir, sevgidir, müsamahadır ve duadır. Bu ev adı ve yapısı ne olursa olsun Darü’l-Erkam’dır. Eğer bir ev imha etmeyi konuşuyorsa, eğer bir ev ‘’nasıl acaba hak ve hakikat adına mücadele veren şu sesi kısabiliriz? Nasıl insanların nezdinde itibar sağlayan şu adamların güvenlerini sarsabiliriz? Nasıl hakkın yükselen değerini alçaltıp, bize sorgusuz sualsiz akan muslukların devamını sağlayabiliriz? Nasıl ceplerimizi dolduran meşru ya da gayri meşru ayrımı yapmadan elde ettiğimiz bu imkanları çoğaltabiliriz?’’ diye kıvranıp duruyorsa bilin ki, o ev Ebu Cehil ve Ebu Leheb ruhlarının yaşatıldığı evlerdir. Bu evin silahları; yalandır, iftiradır, şantajdır, kiliçtir, güçtür, nefrettir, öfkedir, hırstır, tamahkarlıktır, kanaatsizliktir, tahammülsüzlüktür ve kavgadır. Bu evin de adı ve yapısı ne olursa olsun Daru’n-Nedve’dir.
-
Neden ve Nasıl Siyer Öğrenmeliyiz (Ciltli)
Hz. Peygamber’in (sas) kutlu hayatı olan siyer, bir Müslüman için gerçekten çok büyük ehemmiyet arz eden bir alandır. Kulluk için yaratılan insan, bu kulluğun en ideal halini elbette peygamberlerden ve son peygamber olan Peygamber Efendimiz’den (sas) öğrenecektir. Böyle olduğu için, Kur’an’ın ve Nübüvvet mesajlarının ilk muhatapları olan sahabe nesli, Hz. Peygamber’in (sas) dünyasına ait ne varsa, bu bilgileri çok önemsemiş, daha sonraki süreçte de bunları talebeleri ve ikinci hayırlı nesil olan Tabiin nesline aktarmış, onlar da kendilerinden sonra gelenlere bu mirası ulaştırarak, o kıymetli hazinelerin günümüze kadar ulaşmasını sağlamışlardır.
Hakikaten Hz. Peygamber’in (sas) kutlu hayatına dair bilgiler, tarihte hiçbir şahıs ve dönem ile kıyaslanamayacak kadar ciddi bir müktesebata ulaşmıştır. Şu an kütüphanelerimizde, o döneme dair binlerle, hatta yüzbinlerle ifade edilecek kadar kitap mevcuttur. Miladi VI. asır dediğimiz o döneme ait çalışmalar, sadece Hz. Peygamber’in (sas) hayatını anlatan doğrudan siyer kaynaklarından ibaret değildir. Bir şekilde Hz. Peygamber’in (sas) hayatını daha doğru ve daha detaylı anlamamıza katkı sağlayacak her türlü çalışmanın siyer ile bir şekilde bağları olmuştur.
devamını oku -
Neden ve Nasıl Siyer Öğrenmeliyiz?
Hz. Peygamber’in (sas) kutlu hayatı olan siyer, bir Müslüman için gerçekten çok büyük ehemmiyet arz eden bir alandır. Kulluk için yaratılan insan, bu kulluğun en ideal halini elbette peygamberlerden ve son peygamber olan Peygamber Efendimiz’den (sas) öğrenecektir. Böyle olduğu için, Kur’an’ın ve Nübüvvet mesajlarının ilk muhatapları olan sahabe nesli, Hz. Peygamber’in (sas) dünyasına ait ne varsa, bu bilgileri çok önemsemiş, daha sonraki süreçte de bunları talebeleri ve ikinci hayırlı nesil olan Tabiin nesline aktarmış, onlar da kendilerinden sonra gelenlere bu mirası ulaştırarak, o kıymetli hazinelerin günümüze kadar ulaşmasını sağlamışlardır. Hakikaten Hz. Peygamber’in (sas) kutlu hayatına dair bilgiler, tarihte hiçbir şahıs ve dönem ile kıyaslanamayacak kadar ciddi bir müktesebata ulaşmıştır. Şu an kütüphanelerimizde, o döneme dair binlerle, hatta yüzbinlerle ifade edilecek kadar kitap mevcuttur. Miladi VI. asır dediğimiz o döneme ait çalışmalar, sadece Hz. Peygamber’in (sas) hayatını anlatan doğrudan siyer kaynaklarından ibaret değildir. Bir şekilde Hz. Peygamber’in (sas) hayatını daha doğru ve daha detaylı anlamamıza katkı sağlayacak her türlü çalışmanın siyer ile bir şekilde bağları olmuştur.
-
Nefis Terbiyesi
Bir gün Peygamber Efendimiz’in huzurunda kadınlar kalabalık olmuşlar, kavga ediyorlardı, Hazret-i Ömer oraya geldi. Kadınlar onu görünce kaçtılar. Hazret-i Ömer kadınlara şöyle dedi: “Ey kendi nefislerinin düşmanları! Benden utanırsınız da Allahu Teâlâ’nın Resûlünden utanmaz mısınız?” diye sordu. Kadınlar da: Sen O’ndan daha sert huylusun! dediler. O zaman Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz, Hazret-i Ömer’e şöyle buyurdu: “Ey Hattab’ın oğlu! Allah hakkı için -ki benim nefsim O’nun elindedir- sen şeytanla karşılaşmazsın. Çünkü o, senin heybetinden yolunu değiştirir. Senin geldiğin yoldan kaçar, başka yöne gider.”
devamını oku -
Nefis Terbiyesi
Hamd, en güzel övgülere layık olan Allah (c.c)’a aittir. Yalnız O’ndan yardım diler ve O’ndan mağfiret isteriz. Kötülüklerden O’na sığınırız. O’nun hidayet verdiğini saptıracak kimsenin olmadığına iman ederiz. Mahlukatın en şereflisi olan Peygamber (a.s)’a salat ve selam ederiz. Elinizdeki bu kitap, İslam kültürel mirasımızda önemli bir yeri olan, başta tasavvuf, ahlak, fıkıh, kelam ve daha bir çok alanda eser kaleme almış olan İmam Gazâlî (r.aleyh)’nin açıklamalarından anladığımız üzere ümmetin ıslahı için yazılmış bir eseridir Kitapta insanın manevi ve ahlaki yönünün beslendiğini görmekteyiz. Bu ruhi beslemenin insanı helak edebilecek nedenlerden uzak durmakla mümkün olduğu herkesçe malumdur. Bu acizane çalışmayı sizlerin istifadesine sunarken İmam Gazâlî’nin ihya etmek için kaleme aldığı satırların, başta kendi hayatımızın ihyasına ve ıslahına, sonra da siz değerli kardeşlerimin ihya ve ıslahına sebep olmasını Rabbimden niyaz ederim
-
Nefis Tezkiyesi
Ey cemaat! Kibirlenmeyi terk edin. Seviyenizi ve mertebenizi biliniz. Mütevazı olunuz. Başlangıcınız bir damla su, sonunuz, atılmış bir leştir. Tama’ına göre hareket eden, istek ve hevesine uyarak, ezelde kendisi için takdir ve taksim edilmemiş şeylerin peşinde koşan veya ezelde takdir edilen şeyleri de, mal ve mülk sahiplerinden zillet ile isteyenlerden olma. Sen zanneder misin ki, dünyalıklara sahip olanlar, ezelde sana takdir edilmemiş bir şeyi verebilsinler. Şayet böyle bir zanna sahip isen, bu senin kalbine oturmuş olan şeytanın vesvesesinden başka bir şey değildir. Sen bu hâlin ile Allah’ın kulu değil, nefsinin, arzu ve isteklerinin, şeytanın ve paranın kölesi ve kulu olmuşsun. Onun için, bu hallerden kurtuluncaya kadar çalış.
-
Nefs Terbiyesi ve Ahlakı Güzelleştirme
İmam-ı Gazâlî’nin en büyük eseri olan İhyâu Ulûmi’d-Din, her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. İhyâu Ulûmi’d-Din, dört ana bölümden ve her bölüm de onar konudan oluşmaktadır. İhyâu Ulûmi’d-Din içinde yer alan konuların her biri, eserin orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi. İhyâu Ulûmi’d-Din’ in üçüncü bölümü olan Helak Edici Şeyler Bölümü’ nün ikinci konusu Nefs Terbiyesi ve Ahlâkı Güzelleştirme’ dir. İmam-ı Gazâlî bu eserinde; kalp hastalıklarının birçok kısımlarına işâret ediyor. Özetle onların tedavisi hakkındaki sözün keyfiyetine, hastalıkların hususî ilâcının tafsilâtını yapmaksızın parmak basıyor. Ahlâkın güzelleştirilmesine genel bir bakış sunarak, bedenin ilâcını buna misâl gösteriyor. Tâ ki, bilinmesi insanların zihinlerine yaklaşsın. Tâ ki bununla güzel ahlâkın faziletinin beyanı açıklığa kavuşsun. Sonra güzel ahlâkın hakikatinin beyanı… Sonra ahlâkların riyâzetle değişmeyi kabul etmesinin beyanı… Sonra güzel ahlâka vardıran sebebin beyanı… Sonra ahlâkların tehzibine varan yolların tafsilini bildiren yolların beyanını yapıyor. Sonra nefislerin riyâzeti… Sonra kalp hastalığının bilinmesinin alâmetlerinin beyanı… Sonra insanoğlunun nefsinin ayıplarını bilmesinde vesile olan yolların beyanı… Sonra kalplerin tedavi yolunun beyanı… Sonra güzel ahlâkın alâmetlerinin beyanı… Sonra gelişmenin başlangıcında çocukların riyâzetindeki yolun beyanı… Sonra iradenin ve mücâhede mukaddimelerinin beyanını açıklığa kavuşturuyor.
-
Nefsin Terbiyesi
Nefis can, insanın bedeni, arzu, benlik, aşağı duygular, ruh gibi pek çok anlamda kullanılan bir kelimedir. Kur’an-ı Kerim bu kelimeyi sekiz ayrı manada kullanmıştır. Tasavvufi bir terim olarak nefis, kulun kötü huyları, çirkin vasıfları, kötü his ve huyların mahalli olan latife anlamlarına gelir. Bu yönüyle nefis ruh ile beden arasında bir araçtır.
-
Nefsini Bilen Rabbini Bilir Varlık Yokluk ve Nefsin Mertebeleri
Allah’ın sevgili kulu olmak zor değil!
Varlığın birlenmesi demek her şeyi Bir görmek, her seyi Bir’den görmektir. Bu ise kendini bilmekle yani kendi hakikatinle yüz yüze gelmekle, kendi hakikatinle buluşup onu ele geçirmekle mümkündür. İnsan nefsini bildiğinde, kendi deruni özüne yani varlığın merkezine eriştiğinde Rabbine ilişkin bilgiyi edinir, Rabbini bilir. Gerçek varlığın yalnız Cenab-ı Hakk’a ait olduğunu, O’nun dışında kesinlikle hiç bir şeyin var olmadığını, ‘aşk’ın birliği içinde kavrar. Ölmeden önce ölür! -
Niçin İnanıyorum?
Din İşleri Yüksek Kurulu’na yöneltilen ayrıca Kredi Yurtlar Kurumu’nda kalan öğrencilerin zihinlerini meşgul eden sorulardan hareketle hazırlanmış, sorulara sahih bilgiler ışığında cevaplar verilmiştir.
-
Niçin Namaz
“Kâinatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır.”
Çünkü namaz kılan insanla kılmayan insan, namaz kılan milletle kılmayan millet arasındaki fark; ölülerle diriler arasındaki fark kadardır. Ben, milletimin ölü değil, diri olmasını; Allah’a isyan eden millet değil, itaat eden bir millet olmasını istiyorum. Müslümanım diyen herkesin gayesi bu olmalıdır. Her Müslüman, herkes benim kıbleme dönsün, herkes benim ibadet ettiğim Allah’a ibadet etsin gayesini taşımalıdır. Bunun için yaşamalıdır, gerekirse bunun için ölmelidir. Bu, Allah’ın insanlara verdiği en büyük görev ve Müslümanlar üzerindeki en büyük hakkıdır. -
Niyet Felsefesi İnsan Fiillerinde Sorumluluğun Doğuş Aşaması
İslam düşünce geleneğinin üzerinde en çok durulan başlıklarından biri de hiç şüphesiz “kader meselesi”dir. Salih Aydın’ın elinizde tuttuğunuz bu çalışması bir yandan oldukça netameli bir konu olan kader, irade, özgürlük meselelerine bir yandan da bütün bunlara cevaplar veren çeşitli ekoller boyunca okuru geniş oylumlu bir düşünsel tartışmaya davet ediyor. Küllî irade-cüzî irade meselesinin “niyet” üzerinden ele alındığı bu çalışma bir yandan felsefi derinliği oldukça yüksek bir tartışma yürütürken bir yandan da dini ve dolayısıyla ahlaki umdelere sadakat göstermeyi de ihmal etmiyor. Bu anlamıyla, ahlakın ontolojik boyutuna dair okuyucuya önemli bir perspektif sunuyor.
-
Nübüvvet ve Hz. Muhammed’in (Sas) Nübüvveti
Beşerin Hz. Âdem’den kıyamete kadar sürecek olan uzun imtihan yürüyüşünde ayağının kaymaması ve istikameti muhafaza edebilmesi için Yüce Allah’ın yol gösterici ve uyarıcı olarak gönderdiği elçilerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (sas), bıraktığı etkiler bakımından kendisinden önce gelen peygamber kardeşlerinden farklı bir konuma sahiptir. İnsanoğlunun dünyada huzur, ahirette ise Allah’ın rızasını ve ebedi mutluluğu kazanabilmesi için Hz. Muhammed’in (sas) tebliğ ettiği Yüce Allah’ın kıyamete kadar devam edecek olan son mesajının anlaşılması ve mesajın insandan istediği salih amelin hayata hâkim kılınması gerekir. Bu sebeple nübüvvetin dindeki yeri, Hz. Muhammed’in (sas) nübüvveti ve konumu, incelenmesi gereken önemli bir konudur. Elinizdeki kitap bu konuyu ele alan çalışmalardan meydana gelmiştir
-
O’nun Yolunda Biz
İslam dünyasında hakkında en çok eser yazılan kişi olmasına rağmen Hz. Muhammed hakkında yazılacak her şey eksiktir. Medeniyetimiz ona vahyedilenler üzerine inşa edildi. Onun kişiliğinin tüm Müslümanları çepeçevre kuşattığından, güçlü bir karakter verdiğinden şüphe yok.
Bu yüzden biz şimdi onu yeniden hatırlatmak istiyoruz. Ola ki unutulmuş olanlar varsa hatırlansın diye. -
Öğretmenin Not Defteri 2
Yıllar önce başladığım ve bir türlü bırakamadığım mesleğimin bir hatırasıdır bu notlar. Her notta, sevgili öğrencilerimin tertemiz yüzleri parıldamaktadır. İstedim ki, onlarla satırlarda ve sayfalarda konuşayım. Onları sayfalarda da dinleyeyim, hep sorsunlar ve ben hep söyleyeyim. Çünkü onlar dinlemek ve anlamak istiyorlar. Onların yetişmelerine katkıda bir adımcık olabilirse bu kitap, benim gönlüm yine sevinçlerle kanatlanacak. İlk öğrencimden son öğrencime kadar, hepinize hasretle ve en içten sevgilerimle…
“Bizi, sevgiyle sevgisinden yaratmış olan Yüce Allah, sevgiyi emretti. Kini, kanı ve düşmanlığı yasakladı. Canlı, cansız bütün varlık dünyası, aynı yaratıcının eseri olarak birbirini sevgiyle bütünledi, tamamladı, destekledi.
Böylece evrende bir müthiş uyum, ahenk ve düzen meydana geldi.
Sevgisizleşmiş insan, habire bu düzeni bozuyor. Günübirlik bencillikleri uğruna, dünyayı yaşanmaz bir hale getiriyor.
Sürekli veren cömert topraktan, daima ışıl ışıl neşe dağıtan güneşten, canımıza can katan tertemiz sulardan ibret almadan… Olumsuzluğu, cimriliği, çıkarcılığı kışkırtıyor birileri…
Bütün bu aksiliklere “dur!” diyebilecek bir ses olmalıyız. Bir mıknatıs gibi insan kardeşlerimizi iyiye, doğruya, güzele çekmeliyiz.Öğretmenin Not Defteri bunu yapmak istiyor.”
-
Okyanus ve Damla
Hayatın kendisi başlı başına Rabbimize doğru bir yolculuktur; durmaksızın devam eder… Burada kalıcı olduğunu zanneden insan en büyük yanılgı içerisinde değil midir? Yaşanan küçük büyük her bir olay, her bir duygu, yapageldiğimiz her bir hata O’nu hatırlatmak içindir… Böyle olduğu için severiz hatalarımızı ve tekrar etmemek üzere azmederiz. O’nun içindir ki zora talip olur da büyük cihada girişiriz nefsimizle… Okyanus olmaya talip oluruz damla olmanın tüm çilesine katlanmayı göze alarak. Bir damlacık su “ben”lik davasından geçtiği zaman, artık içerisinde bulunduğu okyanustan haber verir; adeta okyanus oluverir… Rabbimize ait her bir hakikat damlası muhatabının gönlünde akacak mecrayı bulduğu zaman enginlere yol açmaya başlamış demektir. Kitle iletişiği araçlarıyla haberleşmenin artık çok hızlı bir şekilde sohbet kültürünün yerini almaya başladığı günümüzde, Mahmut Toptaş enginlere yelken açmaya namzet damla hükmünde, sohbet tadındaki tefekkürleriyle okurlarını okyanusun enginliğine davet ediyor. Okuru satır aralarından soyutlayarak adeta geçmiş zamanda kurulan sohbet meclislerine götürüyor; ta ki konuşulan hakikatler kalplere nakşolsun…
-
Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat Kıyamet ve Ahiret
İmam-ı Gazâlî, yaşadığı döneme damgasını vurmuş bir din âlimidir. Gazâli’nin eserleri günümüzde de değerini korumakta, en çok okunan ve başvurulan İslamî temel kaynak eserler arasında yer almaktadır. Her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere güven duyulmuştur. Müslümanların ellerinden düşmeyen ve kitaplıklarında baş köşede duran bu rehber nitelikli büyük eseri, şimdi yepyeni formatla size sunuyoruz. İhyâ’u Ulûmi’d-din içinde yer alan konuların her biri, eserin orjinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak sadeleştirilerek, başlı başına birer kitap haline getirildi. “Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat” tır kitabını, İhyâ kitaplığı dizisinin ilk kitabı olarak değerli okurlarımıza sunuyoruz.
-
Ömer Bin Abdülaziz
Tarih araştırmacısı İmadüddin Halil, İslam tarihinin en parlak yıldızlarından olan, ilk dört halifeyi örnek alan davranışlarıyla Hulefâ-yi Râşidîn’in beşincisi sayılan Ömer b. Abdülazîz’in hayatını ve yönetim anlayışını çağımıza taşıyan bir eserle raflarda yerini alıyor. Zulmün üzerine güneş gibi doğan ve geçici de olsa zulüm karanlığını dağıtıp bataklığını kurutan Ömer b. Abdülazîz’in destansı hayatını ruhlarımıza şifa niyetine üflüyor. Ve bu büyük halifenin şahsında cisimleşen hak ve adalet kavramlarını bizlere yeniden hatırlatıyor. Büyük dedesi Ömer b. Hattab’ın izinden giden, adaleti devletin her kademesinde kaim kılan, kendi hayatında geçirdiği büyük dönüşümle her an zühd ve takva üzere yaşayan, her döneme ışık olacak bir devlet adamı profiliyle temayüz eden Ömer b. Abdülazîz’in yönetim anlayışı ve uygulamaları bugüne çok şey söylüyor. İmadüddin Halil, bu zirve karakteri tebliğ, harp ve siyaset etme yöntemleriyle, ekonomi ve maliye uygulamalarıyla, yönetim, planlama ve eğitim politikalarıyla bir bütün olarak ortaya koyuyor. Ömer b. Abdülazîz kitabı, büyük bir devlet adamının ayaklarıyla yere basa basa bu dünyadan geçtiğini ama kalplerden silinmediğini unutkan zihinlerimize hatırlatıyor. Hem akla hem de kalbe hitap eden diliyle adeta bir ders kitabı olacak şekilde hazırlanan eser, nicelikte kaybolmuş insanoğlunun yeni bir kurtuluş yolu bulması için bir rehber niteliğinde…
-
Onun Adıyla Başlamak Yaşama Mişkat Tefsiri
Elinizdeki bu eser; mucez bir tefsir kitabıdır. Genişçe ilmi derinlikle ihtiva etmektedir. Gençlerimizin bilmesi gereken muhtasar “vahiy kültürü” bilgileri içerir. Bu ürün bir nebze de olsa genç Dimağların bilgi ve düşünce dünyasına katı sağlayacaktır. Gözümünüzün nuru olan evlatlarımız için bir “el kitabı” mahiyetinedir. Lise ya da üniversitede okuyan öğrencilerin ders haklarında ve sohbetlerine rehberlik edecektir. Faydalı olması dilek ve temennileriyle…