-
Süreya Gibi
Siz bu yazıyı okurken benden çok uzaklarda olacaksınız.
En az Süreya kadar…Yollarımız elbette kesişecek.
Bakarsınız bu bir kitap olur, bir şarkı olur.
Belki de elinizde tutuyorsunuzdur bu sebepleri, hem de şu an.
Bu kıvılcımlar çıkmıyor boş yere,
Boş yere yanmıyoruz,
Sevinin!
Hayatınızın yüzde kaçını kaplıyor bu mutluluk denen kavram?
Hayatınızın yüzde kaçı mutluluk?
Umutlanın.
En az Süreya kadar…Bu yad eller dünyasında elbet buluşacağız.
El ele tutuşacağız bir meydanda,
Haykıracağız gökyüzüne bakarak
Seni en çok biz hak ettik!
Biliyorum, bizden çok var.Ben bu kitabı yazarken sizden çok uzaklardayım.
Ama kesişecek elbet yollarımız.En az Süreya kadar,
En azından Süreya gibi… -
Sürgün ve Krallık
Jean-Paul Sartre, Albert Camus’nün ölümünden sonra şunları yazmıştı: “Uzun süre düşünmeden seçimini yapmayan, bir kez seçince de buna bağlı kalan ender insanlardandı… Camus’nün insancılığında, ansızın bastıran ölüme karşı insanca bir davranış varsa; mutluluk yolunda giriştiği o gururlu, katıksız araştırma, insana bu denli aykırı gelen ölüme dayanıyor, ölümle besleniyorsa; Camus’nün yapıtını da, bu yapıttan ayrı düşünülemeyecek yaşamını da, varlığın her ânını ölümün elinden kapan bir insanın katıksız, başarılı denemesi olarak görebiliriz.” Kırk dört yaşında, 1957 Nobel Ödülünü alan Albert Camus (1913-1960) Sürgün ve Krallık’ta yer alan altı öyküde, acıma, güçsüzlük, iyilik, kötülük gibi temel insani durumları, insanın davranışlarını güdülendiren `kurban’ ve `cellat’ ikilemini ele alıyor.
-
SÜRGÜNDEKİ PALTO
“Şiir için edebiyat için süs, çerez, diyenler var. Karnı tok, sırtı pek milletlere göre bu söz belki doğrudur. Libas hizmetini, gıda vazifesini görmeyen edebiyat, bize hiçbir şey söylemez. Hele ‘Sanat sanat içindir.’ gibi yüksek nazariyeler bizim idrakimizin pek fevkindedir!”
“Bu vatan bizim, biz bu toprağın harcıyız; lâkin hayat meşgalemiz için bize kapılar kapalı olduğundan, pek istemesek de açık kapıları zorlayacağız. Artık nasibimizi gönüllü sürgünümüzde arayacak ve hasrete dûçar olacağız. Mısır’a hicretimiz hayırlı olsun. Allah bize daha kötü günler göstermesin!”
Ne zaman bu asıldan ayrı düşmüşsek mutlaka eksik kalmışız.
Akif’in dilinden dökülen cümleler yazar Musa Yaşaroğlu’nun kaleminde yeniden hayat buluyor. Edebiyat ve sanatı Akifçe bir dille okuyucusu ile buluşturuyor.
Bu kitap, aşkın zirvelerinden bir makam olan VATAN için “Vatan aşkı vefâ istemez.” diyen Mehmet Akif Ersoy’u bizlerle yeniden tanıştırıyor.
-
Sürpriz! Tatilde Köydeyiz
Çocuklar okulun kapanış zili çalmak üzere. Hasan ve Ömer büyük bir heyecanla karne hediyelerini bekliyorlar. Tatilde sürpriz olarak köye gidiyorlar. Mihri Nine’nin hediye ettiği Hz. Ömer’in hayatına dair bir sürü şey öğreniyorlar. Hz. Ömer’in adaletini, emaneti emanet bilişini, çocukluğunu, gençliğini… Hasan ve Ömer daha neler öğrendi? Köyde nasıl keyifli vakit geçirdiler? Arkadaşlar, “Sürpriz! Tatilde Köydeyiz” okuyarak siz de onlarla eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
-
Susanpusan Şehri
Masalların müzelere kaldırıldığı bir şehir düşün… İşte orası Susanpusan Şehri. Ve bu şehirden yola çıkan üç arkadaşın masal gibi geçen yolculuğunu hayal et şimdi. Henüz haritada çizilmemiş gizemli ülkeyi… Kendisini ziyaret etmeye gelenleri ağırlayan kanatlı misafirhaneyi… Hortumundan kayılarak içine girilen, fil şeklindeki kütüphaneyi… Kasabanın tam göbeğinde yer alan, içinde iyiliklerin biriktirildiği kocaman kumbarayı… Üzerinden geçenleri gülümseten köprüyü… Her şeyin sayı ve sırayla yapıldığı köyü… Ve bu upuzun yolculuk boyunca, üç arkadaşın aradığı o sırrı sen de merak ediyorsan, doğru kitabı elinde tutuyorsun demektir. Hadi o zaman, aç kapağımı!
-
Suskunluk Dağının Zirvesinde
Eğlencesini yitirmiş bir ülke… Bütün ışıklar sönmüş… Yok artık lunaparkın yürekleri şenlendiren neşesi… Terkisine alıp susturulmuş sözcükleri, suskunluk dağının zirvesine tırmandı gazeteci…
Anlatacak çok şey vardı çünkü. Savaşlar, acılar, uzak kentler, mülteciler, gökdelenler, kederli coğrafyalar, çocuk ölüleri… Sonra filmler vardı; hep bir ağızdan söylenen şarkılar, aşklar, düşler, göğün altındaki her şey…
Tüm bunları anlattı gazeteci, uzakta hüzünle sarmalanmış ülkeye… Eğlencesini
yitirse de umudunu yitirmiyordu bu ülke. Umudu on dokuz yaşındakinin düşlerinde saklamıştı çünkü.Ve suskunlukta dile gelen gerçeğin kendisiydi.
-
Susma Konuş Çocuk
Bu kitabı yazma amacım, insanların nasıl istismara uğradıklarını anlatmak değil, neden kendini koruyamadığını, bunu kimseyle niçin paylaşamadığını, ailelerin çocuklarının istismara uğramalarına nasıl zemin hazırladığını ve fark etmeden yaptığımız hataları sizlere göstermektir. Tek temennim bu kitabı okuyan herkesin çocuk istismarı hakkında farkındalık kazanmasıdır. Bu farkındalık ile çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurarken doğru mahremiyet eğitimiyle de çocuklarımızı istismardan korumayı başarabiliriz. ÇOCUK İSTİSMARINA DUR deme düşüncesi ile çıktığım bu yolda, inşallah bu kitap sizlere de rehber olacaktır. ÇOCUKLAR ARTIK SUSMASIN VE KENDİLERİNE YAPILANLARA SESSİZ KALMASIN.
-
Suya Düşen Dantel
Ustasının elinde kalem bir dantel gibi işler hikâyeyi, en ince ayrıntıları gösterir kelimeler okuruna, kimi solgun bir hayatın kuytuluklarında saklı kederleri, kim yitip giden hayallerin geride bıraktığı ümitleri, ister ki turnalar aksın başımızın üstünden, aşsın engin denizleri, yalçın dağları, ister ki aşka ve ayrılığa, hasrete ve hüzne dair ne varsa unutulan, anlatsın usul usul sevenlere, ayrı düşenlere, yitip gidenlere… Cihan Aktaş’ın kalemi bir turna misali, akıp gidiyor hayatımızın ortasından.
-
Suyu Arayan Adam
Bu kitap, ilkokul öğretmeni olarak yetişmek üzereyken, Birinci Dünya Harbinde savaşa katılan ve sonra Büyük Turan’ı kurmak yolunda Kafkas, Hazer ülkelerine koşan bir Türk gencinin hikayesidir.
-
Suyu Sevmeyen Krokodil
Margo,Marlon,Mörvin,Marvin,Mörfi ve ARNILD!
En sevdikleri şey: bütün gün suda oynamak!
Biri hariç: Arnıld!
Arnıld suyu hiç sevmiyordu. Suda yüzmenin nesi eğlenceliydi ki?
Su soğuktu ,ıslaktı ve hiç hoş değildi!
Arnıld neyi mi seviyordu?
Ağaçlara tırmanmayı seviyordu! -
Taaşşuk-I Talat ve Fitnat
Günümüz Türkçesine Uyarlayan: Ömer Aslan
İlk görüşte âşık olan Talat ve Fitnat’ın trajik hikâyelerinin anlatıldığı Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat romanı, dönemin kadın erkek ilişkilerini, görmeden yapılan evliliklerin doğurduğu sorunları ele alır. Hemen her yaştan ve sınıftan kadının aile ve toplum içindeki konumlarına ilişkin meselelerini hikâye eden yazar, bununla da yetinmeyip Talat’ı kadın kılığında, tebdil-i kıyafet İstanbul sokaklarında dolaştırarak yaşadıklarını anlatır.
Şemsettin Sami (1850-1904) Dil bilgini, gazeteci, sözlükçü, yazar Şemsettin Sami, Yanya’nın Fraşer kasabasında doğdu. Fraşer’de başladığı öğrenim hayatına Yanya’da, bir Rum okulunda devam etti. Bu okulda İtalyanca, Rumca, Eski Yunanca ve Fransızca öğrendi, bir yandan da özel hocalardan aldığı derslerle Farsça ve Arapçasını ilerletti. 1871’de İstanbul’a giderek Matbuat Kalemi’ne girdi. 1872’de Hadika’da gazetecilik hayatına atılan Şemsettin Sami, aynı yıl edebiyatımızın ilk telif romanı sayılan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’ı yayımlamaya başladı. Trablusgarp, Sabah, Tercüman-ı Şark gazeteleriyle Aile ve Hafta dergileri onun gazetecilik ve dergicilik alanındaki diğer önemli faaliyetlerindendir. Fransızcadan İhtiyar Onbaşı ve Galetée oyunlarını tercüme edip yayımlar. Daha sonra Besa yahut Ahde Vefa adlı oyunu yazar ve oyun Osmanlı Tiyatrosu’nda sahnelenir. Seydî Yahya, Gâve yazarın tiyatro türündeki diğer yapıtlarıdır. Sefiller, Robinson gibi önemli eserleri dilimize kazandırır. Cep Kütüphanesi serisinde mitolojiden kadınlara, İslam medeniyetinden astronomiye çok çeşitli konularda ansiklopedik nitelikte küçük kitaplar yazar. Bütün bu çalışmalarının yanı sıra asıl dikkatini dil üstünde toplayan Şemsettin Sami, Kamus-ı Fransevî (Fransızcadan Türkçeye/Türkçeden Fransızcaya sözlük) ve Kamus-ı Türkî (Türkçe sözlük) gibi iki önemli sözlük ile altı ciltten oluşan ansiklopedisi Kamusü’l-a’lâm’ı hazırlar. Ömrünün son yıllarında Türkçenin en eski eserlerini araştırmaya yönelen yazar, Orhun Abideleri ve Kutadgu Bilig üzerine çalışmıştır. Kültür dünyamıza dil çalışmaları, sözlük ve ansiklopedi yazarlığı, çeviri, roman ve oyunlarıyla önemli katkılar sağlamış Şemsettin Sami’nin eserlerine Türk Edebiyatı Klasikler Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz. -
Tahıl Beyin Yaşam Planı
Uluslararası çoksatan Tahıl Beyin’de verilen tavsiyeleri uygulama vakti geldi! Tahıl Beyin’de yaşam tarzımızı “neden” değiştirmemiz gerektiğini anladık, bu kitapta ise bunu “nasıl” yapacağımızı öğreneceğiz… Dr. David Perlmutter dünya çapında milyonlar satan kitaplarıyla hepimizin hayatını değiştirmeye ve bize uygulanabilir çözümler sunmaya devam ediyor. İnsanların ömür boyu muzdarip olacaklarına inandıkları kronik ya da tedavisi güç hastalıklardan kurtulabileceklerini, beyin rahatsızlığı riskini azaltabileceklerini ve kilo verip fit bir vücuda sahip olabileceklerini belirten Dr. Perlmutter, Tahıl Beyin Yaşam Planı’nda tüm bunların gerçekleşmesi için neler yapılması gerektiğini adım adım anlatıyor. Glütenin beyinle alakalı yıkıcı etkileri ve bağırsak-beyin bağlantısı gibi konulardaki bilinmeyen, sarsıcı gerçekleri ortaya çıkaran Dr. Perlmutter, güncel bilimsel araştırmalar ışığında uykuya, stresle başa çıkma yollarına, egzersize, ilişkilere ve çok daha fazlasına değinerek yaşam tarzınızı değiştirme konusunda aklınıza takılabilecek bütün sorulara yanıtlar sunuyor. Bu kitaptaki yol haritasını takip ederek hastalıklardan kurtulun, kendinizi daha iyi hissedin, ömür boyu sağlıklı ve mutlu yaşayın… “Herkes Tahıl Beyin Yaşam Planı’nı uygulasaydı obezite, diyabet, kanser, bunama, eklem iltihabı gibi rahatsızlıklarda ciddi bir düşüş yaşanırdı. Kısacası dünya daha iyi bir yer olurdu.” PROF. DR. DALE BREDESEN “Ünlü nörolog Dr. Perlmutter, yıllardır bağırsak-beyin ilişkisine öncülük eden isimlerden biri. Tahıl Beyin Yaşam Planı’nda klinik uzmanlığını ve son bilimsel gelişmelerin içyüzünü bir araya getirerek beyin sağlığına kavuşmak için etkili bir reçete sunuyor.” PROF. DR. DAVID S. LUDWIG “Bilimsel kanıtlara dayanarak hazırlanan Tahıl Beyin Yaşam Planı, sağlığınıza kavuşup ömür boyu mutlu bir yaşam sürmenize yardım edecek bir programın yol haritasını içeriyor.” MELISSA HARTWIG “Tahıl Beyin Yaşam Planı en iyi şekilde görünmenize, hissetmenize ve kaliteli bir yaşam sürmenize yardımcı olabilmek için bir araya getirilmiş yaklaşık 35 yıllık klinik uygulama ve araştırmanın eseri.” ROBB WOLF “Eğer sağlıklı bir yaşama kavuşmak, iyi hissetmek, beyninizin performansını artırmak, hayatı sevmek ve dolu dolu yaşamak istiyorsanız bir plana ihtiyacınız var. İşte o plan bu kitapta…” DR. MARK HYMAN
-
Tahıl Beyin Yemek Kitabı
Sağlık Durumunuzu İyileştirip Hayatınızı Değiştirecek 150’den Fazla Glutensiz Tarif İDEAL SAĞLIK VE ZİHİNSEL BERRAKLIK İÇİN DEVRİM NİTELİĞİNDEKİ TAHIL BEYİN DİYETİNİ MUTFAĞINIZA GETİRİN Dr. David Perlmutter’in çoksatan Tahıl Beyin adlı eşsiz eseri buğday, şeker ve karbonhidratlara maruz kalmanın beyinde yarattığı yıkıcı etkileri gözler önüne sererek sağlığımız hakkında düşünme biçimimizde devrim yarattı. Artık doğru yiyecekleri tüketerek beyninizde yeni beyin hücrelerinin üretimini teşvik edebilir ve “zeki genler”inizin kontrolünü elinize alabilirsiniz. Tahıl Beyin Yemek Kitabı beyninizin etkinliğini ve enerjisini korumanızı sağlarken insanı elden ayaktan düşüren nörolojik hastalıklara da daha yaygın, sıradan sağlık sorunlarına da yakalanma riskinizi azaltan 150’den fazla leziz tarif içeriyor. Kahvaltı, öğle yemeği ve ara öğün olarak lezzetli pek çok seçenek sunan Dr. Perlmutter sağlıklı, leziz ve yapımı kolay yemeklerle glutensiz beslenme yolunda sağlam adımlarla ilerlemeniz için ihtiyacınız olan bütün stratejileri anlatıyor. Sağlığınızı ve tükettiğiniz yiyecekleri önemsiyorsanız, bu kitaba ihtiyacınız var. “Beyninizi güçlendirmek, hafızanızı korumak, ruh halinizi iyileştirmek, enerjinizi artırmak ve hastalıklardan kurtulmak istiyorsanız Dr. Perlmutter’in sözlerine kulak verin. Bu kitap size beyninize nasıl bakacağınızı ve onu nasıl beslemeniz gerektiğini anlatan bir kılavuz!” DR. MARK HYMAN, KAN ŞEKERİ DİYETİ KİTABININ YAZARI “Perlmutter bizi sözde sağlıklı tam tahılların beynimiz üzerindeki yıkıcı etkilerini gözlemleyebileceğimiz bir tura çıkarıyor. Modern buğday başta olmak üzere tahıllar kalp krizleri, trafik kazaları ve kafa travmaları nedeniyle zarar gören beyinlerin toplam sayısından daha fazla beyne zarar veriyor. Dr. Perlmutter beyin sağlığının ve işlevinin korunması veya beyinde iyileşme sağlanması için buğdaysız beslenmenin benimsenmesi gerektiğini ikna edici bir dille anlatıyor.” DR. WILLIAM DAVIS, BUĞDAY GÖBEĞİ KİTABININ YAZARI “Dr. Perlmutter en hassas organımız olan beynimizi yenilikçi bir yaklaşımla ele alıyor. Kendisi nörolojik hastalıkların tedavisinde alternatif ve geleneksel yaklaşımlardan faydalanma konusunun tartışmasız lideridir. Ona yönlendirdiğim hastalar harika sonuçlar aldı. Gelişmelere öncülük eden Perlmutter tıbba bakış açınızı değiştirmenize yardımcı olabilir.” DR. MEHMET ÖZ “Bunama ve diğer pek çok beyin hastalığı ne kaçınılmazdır ne de genetik. Bu hastalıklar tahıl ve şeker yönünden zengin bir beslenme şeklinin tercih edilmesiyle doğrudan bağlantılıdır. Tahıl Beyin yalnızca bunu kanıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda size beyninizi veya sevdiklerinizin beynini korumak için bilmeniz gereken her şeyi sunuyor.” DR. CHRISTIANE NORTHRUP
-
Tahta At
Sinema ve televizyon ekranlarının sevilen yüzü Bahadır Yenişehirlioğlu yeni romanı TAHTA AT’la bir aile öyküsü üzerinden insanın kendi içindeki iyi ve kötüyle ilişkisini etkileyici bir biçimde anlatıyor ve TAHTA AT ile bugüne kadar kaleme aldığı en hızlı kurguyla çıkıyor okurlarının karşısına.
İnsanın kendi içindeki iyi-kötü savaşını yer yer adeta bir Musa kıssası olarak anılacak bir romanla resmediyor. Karakterleri güçlü, kurgusu sağlam ve sürprizlerle dolu bir roman…İstanbul’un Boğaz’a nazır tepelerinden birinde görkemli bir villa; Haznedaroğlu Köşkü.
Köklü bir ailenin birkaç nesildir yaşadığı göz kamaştırıcı hayat.
Paraya, güce, statüye, delicesine âşık olduğu bir eşe ve güzel bir evlada sahip bir adam, Ekrem Bey.
Ekrem’in asil ve iyiliksever eşi, bir kadının belki de en çok istediği şey olan sevilme duygusunu sonuna kadar yaşayan Zerrin Hanım.
Ekrem Bey ve Zerrin Hanım’ın gözlerinden sakındıkları, genç ve güzel kızları Elif.
Elif’in hayatında ilk kez aşkın en masum ve güzel halini yaşadığı, yetenekli ve yakışıklı basketbolcu Bora.
Dışarıdan bakıldığında göz kamaştırıcı görünen hayatlar arkasında neler gizler?
Gün gelir buz tutmuş bir dağda bir filiz çatlatır mı bütün dağı?
Yalan nedir gerçekte?
Peki ya kötülük?
Kötünün karşısında kendini koruma refleksiyle bir an içi ağızdan çıkıveren bir söz büyüye büyüye nasıl bir kâbusa dönüşür?
Kötülüğe tutsak kalmış birini oradan ne tutup çıkarabilir?Rastlantı diye bir şey yoktur.
İnce bir hesap, hepsi bu… -
Talebe
Tara Westover’ın bir doğum belgesi olmadı. Okul kaydı yoktu çünkü hayatında hiçbir sınıfa ayak basmamıştı. Tıbbi dosyası yoktu çünkü babası tıp biliminden ziyade kıyamete inanıyordu.
Çocukluğunda Mormon babasının bağnazlığa, erkek kardeşinin şiddete teslim oluşunu izledi. Ve on altı yaşına geldiğinde Tara kendi kendini eğitmeye karar verdi. Bilgiye duyduğu açlık onu Idaho’nun dağlarından çok uzaklara, okyanusların ötesine, bir kıtadan diğerine, Harvard’dan Cambridge’e taşıdı. Neden sonra aklına şu soru düştü: “Acaba fazla mı uzağa gittim?”, “Eve dönmenin hâlâ bir yolu var mı?”
Çıktığı günden itibaren dünya çapında büyük övgü toplayan, pek çok yayın organı tarafından yılın kitabı seçilen ve şu ana dek 40 dile çevrilen Talebe bir kendini inşa öyküsü. Tara Westover, hiddetli bir sadakatle bağlandığı ailesinin, eğitim sayesinde yaşadığı değişimin ve ayrılık kederinin hikâyesini –bizzat kendi hayat hikâyesini– büyük yazarlara özgü bir içgörüyle anlatıyor. Yürek burkan ve umut saçan bir hikâye bu.
“Sarsıcı. . . Tara Westover’ın hayat hikâyesi sıra dışı ama kitabın merkezindeki sorular hepimize dair: Sevdiklerimiz için kendimizden ne kadar ödün verebiliriz? Büyüyebilmek için onlara ne kadar ihanet edebiliriz?”
-
Tanios Kayası
Yine bir Doğu öyküsü. Mehmet ali Paşa’lı yılların Mısır’I. Güzelliğini çarmıh gibi taşıyan bir kadın: Lamia. Lamia’nın gölgesine sığındığı bir şeyh: Francis. Yasak aşk meyvesi bir oğul: Tanios. Başka bir kadın: Esma. Bir serüven ve sadakat romanı.
-
Tanrı’yı Kıyamete Zorlamak ABD-İsrail İttifakının Dinî Temelleri
Tanrı bugün biz yaşayanlardan Yeryüzü Gezegenini yok etmemizi mi istiyor, hatta istemenin ötesinde böyle bir emir mi veriyor? ABD’deki Evanjelist önderler, takipçilerini, dünyanın an meselesi olan bir yıkıma mahkûm olduğunu ilan ederek ölüme yönlendiriyorlar. Ancak, Amerika için asıl tehlike, “çılgınlar” diye nitelenen kimselerden ziyade, 200 yıldan daha az bir geçmişe sahip yeni bir teoloji benimseyen ana akım Hristiyanlardan geliyor. Bu teori onlara sorgusuz bir şekilde Cennet’e gidiş bileti veriyor. Dünyanın sonunu getirecek son savaşta ortaya çıkacak büyük bir Türbülasyon’un varlığından emin olmalarına karşın, kendilerinin bir an bile acı tatmayacakları konusunda beyinleri yıkanmış durumda. Armagedon kültünün mensupları, kıyamet koparken, sevdiklerinin mahvını localarından rahat içinde izleyecekleri Cennet’e yükseltileceklerini söylüyorlar. Her on Amerikalıdan biri bu mezhebin bir üyesi. Cennet’e Yükselmek ve kıyamet için dua eden bu insanlar, bunları gerçekleştirmesi için Tanrı’yı zorlayabilir mi? “ABD Hristiyan Sağı ile İsrail arasındaki tuhaf birlikteliğin muhteşem bir şekilde gözler önüne serilmesi. İkisi de birbirini sevmiyor, fakat birbirlerini kullanıyorlar. Mesele din değil, siyaset. Bu ikiyüzlülüğün ortaya konması açısından bu kitabı hararetle tavsiye ediyorum.” –Dr. Alfred M. Lilienthal, Yazar-Tarihçi