Sehe 2021–2040 zwischen insgesmt: 3487

  • Minyeli Abdullah (50. Yıl Özel İlk Baskı Kapak)

    Minyeli Abdullah’ın Türkiye’yi ayağa kaldırdığı günün üzerinden tam 50 yıl geçti. Bu zaman diliminde adeta Minyeli Abdullah’ın kaderini paylaşan Hekimoğlu’nun hayatında da mahkemeler ve sürgünler yerini aldı. ‘Çilesini çekmediğin dert senin değildir’ diyerek yolunun çilesine talip olan Hekimoğlu İsmail’in milyonlar tarafından okunan ve unutulmayan bu eseri 50. yılında ilk kapağıyla yeniden raflarda. Abdullah, Minyelidir; romanlaştırılan hayat hikâyesi Mısır’da geçmiştir. Fakat öyle bir hayat, öyle bir mücadele, öyle bir çile, öyle bir ıstırap ki; o ne bir vilayete ne bir memlekete ne de hususî bir zamana sıkıştırılabilir. Minyeli Abdullah 20. asır Müslümanının hayat hikâyesidir. O, Mısır’da olduğu gibi, Suriye’de, Irak’ta, Cezayir’de, Pakistan’da, Nijerya’da, Türkiye’de, hâsılı dünyanın her yerinde yaşayan Abdullah’ların hikâyesidir.

    9,90
  • Miraç Yol Yolculuk Yolcu

    Bu eser, merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan’ın Miraç Kandili dolayısıyla yapmış olduğu sohbetlerin derlemesi olup bu konuda kaleme almış olduğu başyazı ve makaleler ile Miraç kandilinin ihyası ve Miraç gecesinde yapmış olduğu dua ve yakarışları da içermektedir. Eser hazırlanırken konuşma dili korunarak mümkün olduğunca tekrarlardan kaçınılmış, başyazı ve makaleler aynen yer almıştır. Ayet ve hadisler ışığında ibretli ve hikmetli noktaları güzelce izah eden, günceli yakalayan, özlü bilgiler veren, son derece sade, akıcı ve anlaşılır bir üsluba ve gönül diline sahip olan bu eser manevi yolculuğunuza rehberlik edecektir.

    7,94
  • Misafir Yılan

    İiiiik! İiiiik!”
    “Tısss! Tısss!”
    “Açık kumral saçlı Cini’yi düşlüyorum!”
    Poli’nin evcil hayvanlar tatil evinde ortalık karıştı.
    Kobayların, mina kuşunun ve Doris’in söyleyecekleri var!
    Peki Doris ortadan kaybolduğunda…
    Poli’nin annesi ne diyecek? Ödüllü çocuk kitapları yazarı Julia Donaldson’ın bu eğlenceli mi eğlenceli hikâyesini Hannah Shaw resimledi.

    5,64
  • Mişkatü’l-Envar Nur Metafiziği

    Mişkâtü’l-Envâr, İslâmî ilimler ve İslâm düşüncesi tarihinde bir dönüm noktası teşkil eden Gazzâlî’nin, Nûr Sûresi’nin 35. âyetine yazdığı bir nevi tefsirdir. Bu eser, tasavvufî ve felsefî bir bakış açısını bir ayetin tefsirinde birleştirmesi ve tüm varoluşu nûr-zulmet ayrımına dayanan bir metafizikle temellendirmesi açısından yazıldığı tarihten itibaren çok etkili olmuş, İşrâkîliğin kurucusu Sühreverdî başta olmak üzere İslâm düşüncesinin üç büyük ekolü olan tasavvuf, kelâm ve felsefeyi temsil eden düşünürleri derinden etkilemiştir. Mişkâtü’l-Envâr/Nur Metafiziği, ayrıca zâhir ile bâtın, görünen ile görünmeyen arasında kurmuş olduğu irtibat ile her devrin düşünen Müslümanları için ölümsüz bir eser olma özeliğini daima muhafaza etmiştir.

    6,79
  • Mizaç İlmi İle Varlığın Tahlili

    Güncel Bilgiler, Örnekler, Soru ve Cevaplarla Kadim Mizaç İlmi
    “Muazzam bir âlem içindeyiz. Şu hayvanların düzenine bir bakın,
    nebâtatın renklerine, gezegenlerin dönüşüne… Hepsi ne kadar da vakur, ne
    kadar da mutmain. Hiç renginden memnun olmayan çiçek, tadından rahatsız
    olan meyve, şeklini değiştirmek isteyen bir hayvan duydunuz mu?
    Tam bir teslimiyet hâli…
    Sabah doğan güneş, seherde öten kuşlar, ıslanan toprak her gün şükür ve
    umutla yeni güne başlamıyor mu? Hem de bize rağmen… Yedi ton bir fil, elsiz
    ayaksız bir solucan, şekli olmayan acı bir ot, yere inen yağmur….
    Hepsinin bir görevi varken, dünyaya öylesine geldiğini zannedenler…
    Sen yaratılanların en üstünüsün, bu âlem senin hizmetine sunuldu. Farkında
    değilsin. Âleme uyum sağla hadi… Hepsi sana bir şeyler anlatmaya çalışıyor.
    Dinle… Gör… Oku…
    Allah sana darılmadı, kapılarını kapatmadı. Sen iste, O sana verecek ve sen
    de razı olacaksın.”
    Belki de birçok şeyin ters gittiğini düşünüyorsunuz hayatınızda, zorluklarla
    mücadele ediyorsunuz. Yaşam sizi oradan oraya savuruyor, yıllar geçip
    gidiyor ve kendinizi hâlâ aynı kısır döngünün içindeymiş gibi
    hissediyorsunuz… Oysa Yüce Yaratan bize öyle kılavuzlar sunmuş ki, bunun
    farkında değiliz. Ve bu kılavuzlara hepimizin ihtiyacı var.
    İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap size rehberlik edecek mizaç ilmininin
    derinliğini ve hayatımızda mizaca göre nasıl bir yol çizmemiz gerektiğini
    bizlere sunuyor. Mizaç, içinde büyük sırlar barındıran, insana ve âleme dair
    çok önemli bilgiler sunan, kişiye bir yol haritası çizen ve şifa içeren bir
    ilimdir. Mizaç, tüm ilimlerin temelidir; önümüzdeki perdeleri kaldırmak için,
    yürümemiz gereken uzun bir yoldur. Bu uzun yolda yürüdükçe Allah’ın yüce
    hikmetine yeniden âşık olacak; hayatınızı şekillendirmeye başlayacak, ‘sorun’
    olarak gözüken meselelerin çözüldüğüne şahit olacaksınız.
    Kendinizdeki değişime şaşıracaksınız.
    Ve bu kadim ilmi öğrenip uyguladıkça, her şeye aslında yeniden başlayacaksınız.
    Ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak…

    23,90
  • Mırıldanan Çocuk

    Bir ev kedisi ile özel bir çocuğun sıra dışı arkadaşlığı… Ev kedisi Pepe, insanları Anne, Baba ve Tato ile birlikte sıradan bir kedi hayatı yaşamaktadır. Oldukça meraklı ve hareketli bir kedidir. Günleri komşunun köpeğiyle atışarak, güvercinlere söylenerek ve uyuyarak geçer. Pepe’nin hayatı, yaşadığı binanın dördüncü katına daha önce hiç görmediği bir çocuğun taşınmasıyla değişir. Bu çocuk onun tanıdığı diğer çocuklardan farklıdır. Hiçbir zaman evden dışarı çıkmaz. Penceresinde kilit olduğu için camdan dışarı bile bakamaz ve zamanının çoğunu resim çizerek geçirir. Pepe, onun eve hapsedildiğini düşünür ve çok tuhaf bulduğu küçük çocuğu yakından tanımayı ister. Fakat o bir kedidir ve insanlarla nasıl iletişim kuracağını bilmez. Yine de yeni arkadaşını güldürmenin ve her şeyden önce onun kalbini ısıtmanın bir yolunu bulmalıdır.

    7,94
  • Mış Gibi

    Ramon resim yapmayı çok severdi. Nerede olursa olsun Ne zaman olursa olsun Her şeyin resmini yapardı. Resim yapmak Ramon’a mutluluk verirdi. Sınırsız hayal gücü kalemin beyaz bir sayfayla buluştuğu an coşarcasına harekete geçerdi. Ancak ağabeyi yüzünden bu coşkusu bitiverdi, artık çizemiyor, hep mükemmeli arıyordu. Kız kardeşi “doğru” resim yapmaya çalışmasının anlamsız olduğunu; denizmiş gibi, dağmış gibi, balıkmış gibi çizdiği tüm kendine özgü resimlerin ona zenginlik kattığını söylediği gün Ramon mutluluğu yeniden yakaladı. Peter H. Reynolds, Mış Gibi adlı öyküyle gizli kalmış yeteneklerin ortaya çıkmasına ışık tutarak bize içimizdeki yaratıcı gücü ateşlememizi söylüyor.

    10,24
  • Mış Gibi Yaşamlar

    Ne demek ‘mış gibi’ yaşam? Düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında olmayan, sözü, gözü, davranışı birbirine uymayan insanların yaşamı demek. “Böyle insanlar var mı?” diye sorarsanız, çevrenize bir bakın! Aklı, düşüncesi çocuğuna yardım etmekle dolu olduğu halde asık yüzlü, kırıcı, ilgisiz anne veya babaları; öğretmen olduğunu söyleyen ama hiç kitap okumayan insanları göreceksiniz. Üstelik mış gibi yaşam, insanların bu anlayışla oluşturduğu ya da işlettiği kurumlar yoluyla giderek tüm topluma yayılıyor: Vatandaşa yardım etmek için oluşan bürokrasi, köstek olmak konusunda uzmanlaşıyor; güven duymamız için oluşturulan kurumlar güvensizliğin kaynağı haline geliyor; adaleti sağlamak için yapılan yasalar adaletsizliğin düzenini sürdürüyor. Kimimizin körleşip fark etmediği, kimimizin kanıksayıp artık yadırgamadığı mış gibi bir yaşam yaşıyoruz. Sanki kaderimiz olmuş, kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor: Yaşıyormuş gibi görünüp de aslında yaşamamak… Ve yaşamadığının farkında bile olmamak… Ancak, farkında olan, gözlemleyen ve irdeleyen iki kişi var! Doğan Bey ve Arif Bey sizi sohbete davet ediyorlar.

    10,24
  • Mış Gibi’ Yetişkinler Yetişkin Çocuklar

    Aile Ortamı ve Çocuk Yetiştirme Üzerine Yakup Bey’le Söyleşiler Bu kitap, aslında bildiğimiz, ancak üzerinde düşünme gereğini pek duymadığımız bir öyküyü anlatıyor. Bu öykünün kahramanlarını tanıdıkça çocukluğumuzu, ailemizi, çevremizdeki insanları ve en önemlisi kendimizi de daha iyi anlayacağız.

    7,94
  • Mısır’a Sultanı Kuyudan Gelir Yusuf Suresi Tefsiri

    Kur’an kıssaları soyut ve yüksek hakikatlerin ete kemiğe bürünmesi, elle tutulur, gözle görülür hale gelmesidir. Özelde Yusuf kıssası genelde de Kur’ân kıssalarının tamamı bize tarihin akışının Allah’ın irade ve ilminden bağımsız ve başına buyruk bir gidişatının olmadığını gösterir. Özellikle kıssalar kronolojik olarak tersten okunduğunda tarihin yalnızca insanın eseri değil aynı zamanda Allah’ın mimarisi olduğu açıkça hissedilir. İnsan düşünerek ve kendini vererek Yusuf kıssasını okuduğunda, kıssa ile kendi ruhu arasında bir med-cezir yaşar. Bu kıssa, Allah’ın bir kulunu imkânsızlığın en dibinden imkânın zirvesine nasıl ulaştırabileceğine şahit kılar muhatabını. Hz. Yusuf’u kuyudan Kral’ın sarayına taşıyan olaylar zinciri, onun gördüğü rüyanın müjdesine giden yola döşenmiş taşlar mesabesindedir adeta. Yasin Pişgin, Yusuf suresi tefsiri olarak hazırlanan Mısır’a Sultanı Kuyudan Gelir’de Yusuf kıssasını kendi hayatımıza taşımamızın yollarını aşikar ediyor bize. Çünkü Hz. Yusuf’un kuyudan çıkışı, aynı zamanda bizim de kendi kuy(t)umuzdan ve milyonlar içindeki yalnızlığımızdan kurtulmamızın hikmet yüklü yoludur. Can gözüyle bakan, can kulağıyla dinleyenler için elbette…

    11,90
  • Mızraklar, Mızraklar Tüfekler, Tüfekler

    “Silah sanayinde neden hiç grev olmaz?” Saramago, ömrünün sonlarına doğru kafasını kurcalayan bu soruya yanıt aramak için, tamamlayamadığı bu son romanına başlıyor. Romanın çıkış sorusu son derece yaşamsal ve güncel bir etik anlam taşımaktadır: Silah üreten fabrikaların karanlık geçmişi, her türlü grev girişiminin kanlı bir şekilde bastırıldığını göstermektedir. Silah fabrikalarında hiç durmayan ve zorla sürdürülen bu üretim, aslında dünyada asla bitmeyen savaşları da temsil etmektedir.
    Bir silah fabrikasında çalışan ve ağır silahlar bölümüne terfi etmek dışında bir amacı olmayan Artur, acaba idealist karısı Felícia’nın peşinden gidip, görev aşkıyla çalıştığı fabrikanın İspanya İç Savaşı’nda oynadığı karanlık rolü deşifre edecek midir? Yani Saramago’nun metinlerinde sıkça vurguladığı bir ilkeyi, “çöküş koşullarında bir erdem isyanı başlatmayı” başarabilecek midir?
    Saramago’nun romanı yazma sürecinde aldığı notlar, usta bir yazarın romanını kurgularken aklından geçenlere ışık tutuyor ve kitapta yer alan Saramago üzerine yazılmış diğer metinlerle birlikte, okuru romanı tamamlamaya, sorulan etik soruların peşinden gitmeye davet ediyor.
    devamını oku

    6,79
  • Mızraklı İlmihal

    “Ezan-ı Muhammedi okundukta İsrafil aleyhi’s-selam Sür’u üfüreyor deyü ve abdeste kalkarken kabrimden kalkıyorum deyü, camiye giderken mahşer yerine gidiyorum deyü, müezzin kamet edip cemaat saf saf olurken bu insanlar mahşer yerinde yüz yirmi saf olup seksen safı bizim peygamberimizin ve kırk safı sair peygamberlerin ümmetleri olsa gerektir deyü, imama uyduktan sonra imam Fatiha-yı şerifeyi okurken sağımda Cennet, solumda Cehennem, ensemde Azrail, karşımda Beytullah, önümde kabir, ayağım altında Sırat, acaba benim sualim asan olur mu, ettiğim ibadet ahirette başıma tac ve yanıma yoldaş ve kabrimde çerağ olur mu, yoksa kabul olmayıp eski bez gibi yüzüme vurulur mu deyü tefekkür etmek gerek”.

    7,94
  • Mızraklı İlmihal/Miftahu’l-Cenne (Cep Boy)

    İhlaslı büyük alimlerin, Allah ve Peygamber dostlarının irşad, eğitim ve terbiyeleri ölümlerinden sonra da devam etmektedirler. İşte bu kitap da onlardan birisidir. Herkesçe tanınan bir risale olduğu için mahiyeti hakkında daha fazla bilgi vermemize, hele reklam yapmamıza lüzum yoktur.
    3,34
  • Moby Dick – Beyaz Balina / Renkli Çocuk Klasikleri

    Beyaz balina Moby Dick’in peşinde okyanuslara açıl ve edebiyat tarihinin en ilginç karakterlerinden Kaptan Ahab’ın destansı yolculuğuna katıl.
    Herman Melville’in klasik macera romanı Moby Dick’in ilgi çekici renkli resimlerle hazırlanmış uyarlamasını soluk soluğa okuyacaksın.

    Renkli Çocuk Klasikleri serisinde, en sevilen klasik eserlerin genç okurlar için uyarlamaları yer almaktadır. Edebiyat tarihinin en popüler yazarlarının eserleri, harika resimler ve ilgi çekici bir anlatımla sunulmaktadır.
    devamını oku

    4,49
  • Moda ve Zihniyet

    Otoritesi eleştirilmezlik üzerine kurulu olan moda, güzelin tarifini değiştirdi: “Moda olan güzeldir.” En çok tartışılan ve göze batan zevkler ve renkler bile, modanın şemsiyesi altına girdiğinde “zevkler ve renklerin tartışılmazlığı” payesine yükseldi. Kitle kültürü içinde milyonlarca insan aynı şekilde giyinip aynı şeyleri tüketirken modacılar, modanın “oluşmayan sınır”ını hareket ettirip durdular. Çalışma modanın eleştirilebilirliğine bir kapı aralıyor.

    7,94
  • Modern Çağın İnanç Sorunları

    Günümüz insanını bunalımdan bunalıma sürükleyen pek çok “izm”in, pek çok inanç probleminin önüne geçmek ancak dini vahyî temellerine dayalı olarak yeniden anlamaya çalışmakla ve Kur’an’ın da emrettiği ilmî araştırma ruhunu geliştirmekle mümkün olacaktır

    4,49
  • Modern Dünyanın Bunalımı

    René Guénon, her şeyden önce bu çağın bir tanığıdır. Modern dünya bu çağda bir ölümcül inişe geçti. René Guénon, insanlık çevriminin sonu gelmeden olaylara yorum getirecek, çağdaş yanılsamaların tuzağından insanı kurtaracak yeni bir bulgunun ilk işaretlerini vermiştir.
    Modern dünya, bu ölümcül inişle uçurumun ta dibine mi inecek; yoksa Yunan-Latin uygarlığının çöküşünde olduğu gibi, sürüklendiği uçurumun dibine varmadan önce, yeniden bir diriliş mi gerçekleşecek? Öyle görünüyor ki, yarı yolda duruş artık hiç mümkün değil. Ayrıca, geleneksel öğretilerce verilen bilgilere göre, Kali-Yuga’nın son safhasına, bu “Karanlık Çağ”ın en karanlık dönemine gerçekten girmiş durumdayız. Çünkü, gerekli olan basit bir doğrulma değil, bütünsel bir yenilenmedir. Her alanda bir düzensizlik ve bir bunalım hüküm sürmektedir. Eskiden görülmüş olan bunalımların sınırını aşan bir noktaya gelinmiştir. Şimdiyse Batı’dan başlayarak bütün dünyayı istilâ edecek gibi gözükmektedir. Çok iyi biliyoruz ki onların zaferi ancak geçici ve görünüştedir. Ama öyle bir aşamada, insanlığın güncel çevrim boyunca geçireceği en ciddi bunalım işareti de olabilir.
    Durumun ciddiyeti görmezlikten gelinmemelidir. Hiçbir “iyimserlik” ya da “kötümserliğe” kapılmadan, onu olduğu gibi ele almak uygun olur. Çünkü, daha önce de söylediğimiz gibi, eski dünyanın sonu yeni bir dünyanın başlangıcı olacaktır.
    René Guénon, Modern Dünyanın Bunalımı’nda ileri sürdüğü tezi, Niceliğin  Egemenliği ve Çağın Alâmetleri, İnisiyasyona Toplu Bakışlar, Doğu ve Batı  gibi eserlerinde daha da geliştirmiştir.

    9,09
  • Modern Ortadoğu Tarihi

    Alanının başlıca referans çalışmalarından biri olan “Modern Ortadoğu Tarihi”, yazarının öncelikle öğrencileri ve bu konuda daha önce ayrıntılı bilgi sahibi olmayan genel okurları gözeterek hatırladığı yetkin bir tarih çalışmasıdır. Cleveland bu doğrultuda, okuru 7. yüzyılda İslamiyet’in doğuşuyla gelişen serüveniyle tanıştırdıktan sonra, son iki yüzyılın derin ve genellikle dramatik nitelikteki dönüşümlerine odaklanır. Siyasal tarih ekseninde bir çerçeve oluşturduktan sonra da, geniş bir yelpazede ortaya koyduğu toplumsal, kültürel ve ekonomik gelişmeleri, bütün Ortadoğu hikâyesinde birleştiren tek bir anlatıda yoğunlaştırır. (Ayrıca bu çeviriye esas alınan özgün kitabın üçüncü basımına, 11 Eylül’deki El-Kaide saldırılarıyla ABD’nin Irak işgalinin ilk aşamalarının -uzman bir tarihçi perspektifiyle- eleştirel gözle değerlendirilmesinin yer aldığı bir sonsöz bölümü eklenmiştir.) Dolayısıyla William L. Cleveland’ın tarih disiplininin köşe taşlarından birini oluşturan bu devasa çalışması, Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Mısır’da gerçekleştirilen reformlardan Batı emperyalizminin egemenliğine, İran Devrimi’ne ve Körfez Savaşı’na uzanan Ortadoğu’nun modern tarihine kapsamlı bir bakıştır.

    13,69
  • Modern Toplumda Görgü Kuralları

    Her yerin, her meclisin, her makamın kendine göre bir davranış şekli vardır. Gerek söz planında gerekse hâl, hareket ve davranışlarda her yerin hakkını gözetmek oraya ait özellikleri yaşamak ve yapmaktır. Her konuda haddini bilip sınırı aşmamak, insanlara iyi muamelede bulunmak, ölçülü ve dengeli hareket etmek huzurlu bir toplum oluşturmaya katkıda bulunmaktır. Görgü, yaşamayı bilme sanatının özüdür. Kişiyi sevgi, saygı ve anlayışla donanımlı kılar. İnsanları kabalıktan, katılıktan, asık suratlılıktan, çirkin tavırlardan alıkoyar. Görgü kuralları vesilesiyle insanlar birbirlerine karşı samimi davranır, birbirlerini sever ve sevdirirler. Görgü ile ilgili kurallar ihtiyaçlar dâhilinde ortaya çıkar. O hâlde sebepler unutulmamalı ve davranış biçimleri ona göre düzenlenmelidir. Görgü kuralları sadece bir nezaket kuralı değil, medeniyetimizin de göstergesidir. İnsan olmanın gereği, başkalarının hukukuna saygı göstermenin icabıdır. Bu mütevazı eser insan davranışlarının önemini bilenlere ve yaşayışını manalandırmak isteyenlere ışık tutacak, yol gösterecek, boşluğu dolduracak bir çalışmadır.

    7,94